2011-07-13

'Yolcu' dergisinin 64.sayısı çıktı !


“Kim emredebilir kuşlara kırlarda sessiz olmayı?”

KERVANDAKİLER:*ferhat kalender *mustafa karaosmanoğlu *ömer idris akdin *furuğ ferruhzad *mustafa köneçoğlu *seyit köse *müştehir karakaya *sulhi ceylan *koray feyiz *vedat aydın *hüseyin güç *suavi kemal yazgıç *faik öcal *mustafa uçurum *ahmet şevki şakalar *aslınur akdeniz *cemile bayraktar *bedia belkıs balcılar *bilal can *aslı kahraman çınar *ümran yaka *sümeyye yücebilgili *ulaş çetinkaya *ayşe eyüpkoca atila *telman bayramoğlu *zeynep delav *banu özbek *bünyamin doğruer *hikmet kızıl *ferhat dönmez *zülküf şamil ceylan

* MECMUANIN ORTA YERİ: AHMET USTA, ADEM ÖZKÖSE’Yİ KONUŞTURDU : “Tarihin Türkiye’ye Yüklediği Misyon Mazlumların Vicdanı Ve Sığınağı Olmasıdır!”

*FERHAT KALENDER, SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI: “Şunu anla ki; Varlık sebebimiz: Tevhid olmakla, vahyle denetlenip, düzeltilmekle kaim; nimeti, Allah’a teslim olmuşluğumuzda gören, birbirimize güzel ahlakı tavsiye etmek ve göstermek, aramızda adaleti ve merhameti yaygınlaştırmak, özgürlüğü dünyayı sırtımızda taşımak için çaba göstermekte değil, dünyayı ayaklarımızın altına almakta bulan, kazancın yalnızca iyilik yaptığımızda ortaya çıkan hasıla olduğunu bilen, karşımızda yükselen şirk medeniyetine göre değil, ilahi hikmet ve hakikate göre kendine tanımlayan ve kuran bir bilinç evreni içerisinde sahih bir anlam kazanacaktır. “

*ÖMER İDRİS AKDİN, TALUT’UN ÖYKÜSÜNÜ ANLATTI: “Golyat dediler, işte şu ordunun önünde duran bir sıra insanın tam ortasındaki cüsseli kibir abidesi. Öylesine ses çıkarıyorlardı ki sanki binlerce arslan kükremesi sel gibi etrafımızı dolaşıp sahiplerinin genzine geri dönüyordu. Kararlı duruşumuz onları çıldırtıyor ve saldırmak için son hazırlıklarını yapıyorlardı. Kurşunla kaynatılmış gibi saf bağlayan ve yalnızca Allah’tan dileyenden daha onurlu topluluk kimdir? Üstümüze boşalan heyülaya karşı bir adım daha öne çıkmak, omuz omuza, yürek yüreğe. Esenlik yurduna bir dem daha yaklaşmak. Ve künhüne varmak bu çöl denizinde küçük bir taşın? Bildim. Davut, dediler. Golyat’ın kudreti, Davut’un sapanında eridi.”

*BİLAL CAN, AYNALI BARİKATLARDA MURAT MENTEŞ SERAMONİSİNİ DENEDİ: “Murat Menteş 1970 yılında hayata gözlerini bir İstanbullu olarak açtı. Şiir, deneme, roman türünden eserler verdi. Şimdiye kadar 6 kitabı okuyucuyla buluştu. Dergilerde, gazetelerde ve yayınevlerinde çalıştı. Yazdığı eserler ve yaptığı röportajlarla okuyucuların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Popüler edebiyattan uzakta, popülaritenin bir hayat tarzı mı yoksa bir vuruş şekli olduğuna dair sözleri epeyce çoktur. Deplasmanda plasebo ile bir vuruş şeklinin Allah’ın izni ve yardımı olmadan anarşi ve protest tavrının eksikliğini bilerek şiirler söyledi. Belki bir halk ozanı değildi ama söyledikleri bizim mahallenin esmer delikanlılarını ve keman kaşlılarını epeyce etkiledi.”

*VEDAT AYDIN İBN-İ ARABİ İLE SES VERDİ: “İbn Manzur, meşhur Lisanu’l-Arabının önsözünde, bu sözlüğü yazmaktaki maksadının ‘tıpkı kavmi kendisiyle alay ederken Hz. Nuh’un gemisini inşa etmesi gibi’, ‘Hz. Peygamber’in lisanı’nın bütün kelimelerini bir araya toplamak olduğunu açıklar. İbn Arabî’nin yaptığı da bir manada yine böyle bir gemi inşa etmektir. Ve onun bütün eserleri içinde en çok okunmuş ve atıf yapılmış olanın da Futuhatla ortaya konan summa magna olması hiçbir yönden tesadüfî değildir. İbn Arabî’nin ikinci imlası vefatından ancak iki sene önce tamamlanmış olduğu Futuhat, ilahî ve beşerî âlemlerin –müellifin bütün ömrü boyunca yazmış ve açıklamış olduğu- sırlarının (el-esraru’l-malikiyye ve’l-mülkiyye) muazzam bir mecmuasını sunmaktadır.”

*HASILI; RENKLER SESLERE, SESLER YÜREKLERE DOKUNDU.

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com