2011-07-19
Bir güzel dergi: 'Dil ve Edebiyat'
Temmuz 2011, Sayı: 31
Türk Edebiyatının “En Hazin” Şiiri
Türk edebiyatının “en hazin” şiiri olarak gösterilen Taşlıcalı Yahya’nın “Şehzade Mustafa Mersiyesi” Dil ve Edebiyat Dergisi’nin Temmuz sayısında.
Klasik Türk Edebiyatı, Metin Şerhi, Türk Edebiyatında Mesneviler, Klasik Türk Edebiyatının Sosyal Cephesi gibi çalışma alanlarında önemli eserler vermiş olan Prof. Dr. A. Atilla Şentürk’ün şair Taşlıcalı Yahya, onun eserleri ve hazin mersiyesi ile ilgili geniş bir değerlendirmesi, Temmuz sayısında Dil ve Edebiyat Dergisi’nin kapak konusunu oluşturuyor.
Türk edebiyatının en hazin mersiyelerinden biri olan Şehzade Mustafa Mersiyesi, Hürrem Sultan ve damadı Rüstem Paşa’nın birtakım entrikalarla Kanunî’nin tahta varis olan en büyük oğlu Mustafa’yı idam ettirmeleri sonucu yazılır. Asker arasında büyük infial uyandıran bu durumun bir isyana dönüşmesi Kanunî’nin Rüstem Paşa’yı azletmesi ile önlenir, fakat ordudan başlayarak ülkenin her köşesine bir matem ve nefret bulutu çökmesine engel de olunamaz. Bu matemin çağını aşan etkisi, Türk edebiyatı tarihinde hiç kimseye nasip olmayacak sayıda mersiye yazılmasına da neden olur.
Bunlardan biri, Şehzade Mustafa’nın idamı esnasında kendisi de ordu mensubu bir asker olan Taşlıcalı Yahya Bey tarafından, hayatını tehlikeye atma pahasına yazılmıştır. Şair, şehzadenin ölümünü, öldürülüş sebebini, çevrilen entrikaları ve bundan duyduğu derin teessürü dile getirmiş; şehzade hakkında yazılan mersiyelerin hiç birinde görülmeyen bir samimiyet ve cesaretle, Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Rüstem Paşa'ya duyduğu öfkeyi yer yer açıkça ve ustaca hakaretlerle ifade etmekten çekinmemiştir.
Şairler, Şehzade Mustafa’nın öldürülmesini “güneşin batışı”na benzeterek yaşanan olayın trajik boyutunu edebiyat aracılığıyla günümüze taşımayı da başarmışlardır. Dil ve Edebiyat dergimizin sayfalarına kadar uzanan bu hazin öyküyü beğeniyle okuyacağınızı düşünüyoruz.
Dergi editörümüz Hüseyin Altuntaş’ın giriş yazısında belirttiği edebiyatın farklı türlerine ait nitelikli eserler yayımlama çabasına “Şehzade Mustafa Mersiyesi”ni örnek olarak verebiliriz sanırım. Ama yaz sıcaklarının bastırdığı şu günlerde dergimizdeki edebî değeri yüksek eserlerin bununla sınırlandığı düşünmek haksızlık olur. Haksızlık olur, çünkü, Sadettin Kaplan’ın “Nerede O Tül Gibi Sevdalar” başlıklı denemesi, gelecekte Türk edebiyatının en güzel denemeleri arasında antolojilerde yer alacak cinsten. Hem aşk ve sevda üzerinden değişen bir dünyaya hem de nostaljik olanın tadına Kaplan’ın kelimeleri arasından ulaşabiliyorsunuz. Dergimizden Sadettin Kaplan’la ilgili aktaracağımız haberler bununla sınırlı değil. Semra Bilgin, “Rüzgârın Türküsü Bir Özge Can” başlıklı yazısında Sadettin Kaplan’ın edebiyatına, şiirine ve dünyasına değiniyor.
Dil ve Edebiyat Dergisi’nin söyleşi sayfaları ise bir şairi ağırlıyor. “Şiirin hamuru hüzün, iskeleti yalnızlıktır.” diyen Arif Dülger’le keyifli bir sohbetin kapılarını dergimiz için açan isim ise Nurettin Durman.
Recep Garip’in bir yolculuğun izlenimlerini aktardığı “Tren Yolculuğunda Bir Arasat” başlıklı yazısı ile yazar- okur ilişkilerini bir kere daha edebiyatın köşebendine iliştiren ve Hilmi Yavuz’la karşılaşmasını anlatan denemesiyle Tülay Kale dergimizin sayfaları arasında yerlerini alıyorlar.
Bunca okunmaya değer metnin ardından güzel haberlerden birini sona bırakarak, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte düzenlediğimiz “İstanbul” konulu şiir yarışmamızın sonuçlarının da dergimizde yer aldığı bilgisini verelim. Geçen ay içerisinde düzenlenen ödül töreniyle ilan ettiğimiz sonuçlarımıza dergimizin Temmuz sayısından da ulaşmanız mümkün.
Salih Kılıç
İrtibat:
Nişanca Mah.Feshane Caddesi No:3 Eyüp/Istanbul
Tel: 0212 581 61 72
www.ded.org.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder