Mayıs 2012, Sayı:463
Konusunu Osmanlı tarihinden aldığı tragedyalarıyla tanınan şair Turan Oflazoğlu, geçen şubat ayında seksen yaşına girdi. Bu yıl Yapı Kredi Afife Jale Ödülü’ne de lâyık görülen bu değerli sanatçıyla arkadaşımız Sezai Coşkun önemli bir röportaj gerçekleştirdi. Daha uzun yıllar yaşamasını ve eserler vermesini temenni ettiğimiz Turan Bey’in torunu için yazdığı yeni bir şiirini de bu sayıda okuyacaksınız.
Prof. Dr. İnci Enginün, Antrepo 3’te hâlen devam eden “Van Gogh Alive” ve Sabancı Müzesi’ndeki “Rembrandt ve Çağdaşları” sergileriyle ilgili intibalarını anlatıyor. “Tanpınar da Görseydi” ana başlığını taşıyan bu yazısında, resim sanatına çok özel bir ilgi duyan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın böyle sergileri görme imkânı bulamadığını hatırlatan hocamız, “Böyle bir sergiyi görseydi, çıldırırdı” diyor. Hülya Atakan’ın yazısı da resim sanatıyla ilgili. Bruegel’in XV. yüzyılda bir Flaman kasabasının meydanında olup bitenleri tasvir ettiği ünlü “Karnaval ve Perhiz” tablosunun âdeta içine giren Hülya Hanım’ın yazısını beğeneceğinizden eminim.
Ben de yeni Anayasa’nın tartışıldığı şu günlerde, Anayasa dili meselesine Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in penceresinden baktım. Türkçe Meselesi (1948) adlı kitabında hukuk dili konusundaki görüşlerini de anlatan bu büyük fikir adamı ve hukukçuyu rahmetle anıyorum.
Ayşe Göktürk Tunceroğlu’nun, çocuk kitapları yayımlayan yayınevlerine Amerika’da kız çocuklarının birer Amerikalı olarak yetişmelerini sağlayan “Amerikan Kızı” serisine benzer bir “Türk Kızı” serisinin hazırlanması yolunda ilgi çekici bir teklifi var.
Kâmil Yeşil de “İmlâ ve Noktalama Bilmeyen Nesillere Hazır Olunuz” başlıklı yazısında, Talim Terbiye Kurulu’nun 2005 yılında kabul ettiği Dil ve Anlatım programındaki Kelimede Yapı Bilgisi, İmlâ, Noktalama ve Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Ögeleri ve Cümlenin Yapısı ünitelerinden nedense vazgeçildiğini, bunun imlâ ve noktalama bilmeyen nesillerin ortaya çıkmasına yol açacağını belirterek önemli bir tehlikeye dikkatimizi çekiyor.
Said Coşar, edebiyat tarihimizi karikatürlerle anlatmaya devam ediyor. Bu sayıda Florinalı Nâzım’ın karikatürize edebî hayatını okuyacaksınız. Selçuk Karakılıç’ın yazısında da Florinalı’dan bahis var. Ancak Karakılıç, ağırlıklı olarak kısa bir süre önce kaybettiğimiz ilk dünya güzellik kraliçemiz Keriman Hâlis’in Türkiye ve dünya güzellik kraliçeliğine nasıl seçildiğini ve bu olayın yankılarını anlatıyor.
Türkiye’deki yarışmada jürinin Abdülhak Hâmid, Halid Ziya Uşaklıgil, Cenab Şahabeddin, Ahmed Hâşim, Hüseyin Cahid ve Peyami Safa gibi ünlü edebiyatçıların da yer aldığını biliyor muydunuz?
İbrahim Öztürkçü’nün yazısı da sanırım ilginizi çekecek: “Âkif’in Mükeyyifatla Arası Nasıldı?”
Prof. Dr. Nâmık Açıkgöz de İzzet Molla Divanı’nın bir nüshasında bazı beyitler için ilgi çekici notlar düşen meçhul okuyucunun şaşırtıcı dikkat ve tepkilerini bizimle paylaştı. Yazının sonuna kadar yüzünüzden tebessüm eksik olmayacak.
Elinizdeki sayıda ayrıca Kazak bilim adamı Murat Avezov’la babası Muhtar Avezov hakkında yapılmış bir röportaja yer verdik. Muhtar Avezov, bilindiği gibi, dört ciltten oluşan Abay Yolu adlı ünlü tarihî romanın yazarıdır. Birinci cildi 1942, ikinci cildi 1947, üçüncü cildi 1952, dördüncü cildi 1956 yıllarında yayımlanan roman, 1949 yılında Kazak Mamlekettik Nişanı’na, 1959 yılında da Lenin Özel Nişanı’na lâyık görülmüştü. Kazak edebiyatının klasikleri arasına giren ve birçok dünya diline çevrilen Abay Yolu’nda Kazakların dünyası bütün zenginliğiyle anlatılmaktadır.
Özbekistan İlimler Akademisi’nden Atabek Rustambekoğlu da Kokand şairlerinin İstanbul hakkındaki şiirlerinden söz ediyor.
Prof. Dr. Kenan Erdoğan’ın gelecek sayıda da devam edecek olan “İran ve Afganistan İzlenimleri” herhâlde ilginizi çekecektir. Halk edebiyatı araştırmalarının duayeni Nail Tan da çok şairli bir şiiri, “Üryan Geldim Yine Üryan Giderim”i ele aldı.
Bu sayıda Muhammed Esad Tiryaki ve Sevgül Yılmaz’ın birer hikâyesini; Mustafa Ruhi Şirin, Nazım Payam, Cengizhan Orakçı, Bilal Yavuz, İlker Nuri ve Seval Karadeniz’in şiirlerini dikkatlerinize sunuyoruz. İbrahim Türkhan, Kırgız şair Süyünbay Eraliyev’in “Mutluluk” adlı şiirini çevirdi.
Rudyard Kipling’in dilimize birçok defa çevrilen “Eğer” adlı ünlü şiirini bir de Özgür Çavuşoğlu’nun çevirisinden okuyacaksınız.
Kırkambar’ımız da her zaman olduğu gibi dopdolu.
Daha güzel ve daha zengin sayılarda buluşmak üzere…
Muhabbetle efendim.
Beşir Ayvazoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder