"Aşkar" dergisi Mart ayında yeni bir solukla tekrar karşımıza çıktı. Yine dopdoluydu. Kapakta Aziz Mahmut Öncel'in ''kill me'' şiiri bizi karşılıyor. İki kısıma ayırmış Öncel şiirini: ''must'' ve ''death''. Vurucu cümleleri var eserinin.
''you must kill me
yoksa
kimse dirimin farkına varmayacak''
Aziz Mahmut Öncel'in özel bir şiir topluluğuna hitap ettiğine inanıyorum. Şiirinin kurgusu iyi oturmuş.Savaşın ölümcüllüğünü ve güncele yakın bir konu seçmiş. Tebrikler!
İdris Ekinci, ikinci yeni kuşağın güçlü kalemi olan İlhan Berk ve onun ''bir yüzün tarihi'' şiiri üzerine kaleme aldığı güzel bir tahlil denemesiyle dergideki soluğumuzu kesmemeye kararlı olduğunu kanıtlıyor. ''Ben bir dil simyacısıyım'' diyen İlhan Berk'in şiir tanımlarına da rastlıyoruz tahlilde. Ve incelenen şiirinde şu mısra dikkatimi çekiyor:
''ben ki, uzak istasyonda durmuş bir gar saati gibiyim
rüzgarlar üşüşmüş içimde''
''kalanlarda'' Aziz Mahmut Öncel yine edebiyata ve edebiyat dergilerine olan duyarlılığını bize gösteriyor.
''turgut uyar yaşamla yoğrulan şiir'' başlıklı yazısına bir sitemle başlıyor sanki:
''Ne hikmetse Aşkar dergisi sıkı bir Turgut Uyar'cı gibi göründü''
Kesinlikle sıkı bir Turgut Uyar'cı bu dergi:)
Ayrıca Fayrap dergisinde gözüne takılanları da objektif bir şekilde yansıtmış
Mehmet Raşit'in okumaktan zevk aldığım ''okuma notları'' köşesinde ise bu kez İsmet Özel, Sezai Karakoç, Nurettin Topçu ve Necip Fazıl Kısakürek'e dair deyişleri ve ayrıca okuması tavsiye edilen Fuzuli'in ''Leyla ile Mecnun''nuna dair notları var.
''bir kamyona hikaye ''siyle Mustafa Çiftçi yine her zamanki gibi olanca duruluğuyla dikkat çekiyor. Çiftçi, yazılamayan bir kamyoncu hikayesine dair hissettiklerini sempatik bir üslupla aktarmış. Mustafa Kutlu'yu anımsıyorum bu hikayeyi okurken.
Dergideki orta sayfalar şiirlere ayrılmış. Şiirler şöyle:
İhsan Irmak'ın ''karşılaşma''sı,
Mustafa Karasoy'un ''kadın''ı,
Mustafa Melih Erdoğan'ın çevirdiği bir Ezra Pound şiiri olan ''francesca'' ve yine Mustafa Melih Erdoğan'a ait olan ''hepsi mat'' şiiri,
Bilal Can'ın ''ah!'' şiiri
ve son olarak; Gül Çiğdem'in ''seyyah'' şiiri
Mehmet Eliusta'nın ''yahya kemal'e veda'' ve Mehmet Akif üzerine aldığı notların ikincisiyle karşılaşıyoruz.
Güzel bir hikayeyle daha karşılaşıyoruz. Aykut Ertuğrul'un akıcı bir üslupla kaleme aldığı ''hata benim'' hikayesiyle kendi imzasının karakterini bulmaya çalışan bir adamın ilginç gününe tanıklık ediyoruz.
Hikayeler devam ediyor. Necati Demir ''dervişin çicekleri''yle bizi başka alemlere götürüyor.
Mustafa Aburşu ilginç ''kedi'' hikayesiyle soluk kesmeden devam ediyor.
Duygu Deryaoğlu ''bir cemaatçilik'' yazısıyla bir eleştiri sunuyor ve Yahya kemal'le ilgili edebiyatın yeni şeyler üretmediğini de hatırlatıyor. Sözcükler dergisini de bize tanıtıyor.
Tartovsky'i konu edinen profesyonelce bir tutumla kaleme alınmış mükemmel bir portre ile karşı karşıyayız: '' tarkovsky ya da sinemada aykırı yönetmen'' Yunus Nadir Eraslan 'ın bize taze bilgiler sunduğu güzel bir yazısıydı bu.
Şiirle başladığımız dergi yolculuğunu arka kapak şiiri olan İlhan Kayhan'ın ''hummaya açılan mısra''sıyla son veriyoruz.
Evet, "Aşkar"da iyi şeyler oluyor''
Gül Çiğdem
İrtibat:
askardergisi@gmail.com
idrisekinci58@hotmail.com
http://www.askardergisi.com
0505 260 93 47
Aydoğan mah. 15.sok No: 3/2 SİVAS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder