Aylık edebiyat dergisi Yedi İklim son sayısında 40 yıldır şiirleri ve yazılarıyla edebiyat dünyasının içinde yer alan Kâmil Eşfak Berki'yi konu ediniyor. Diriliş geleneğini derinden özümseyen, "Ay Işığı ve Kervan" ile "Çocuğun Miracı"nda şiirlerini toplayan Berki, şiir, deneme, edebiyat incelemelerinin yanı sıra yaptığı şiir çevirileriyle de edebiyat ve düşünce dünyasına özgün katkılarda bulundu.
Yedi İklim dergisinin hazırladığı "Kâmil Eşfak Berki Özel Sayısı", şairin dünyasını yakından tanımamıza imkân sunuyor. Şaban Abak, "Hayretler Kitabı Yahut Çocuğun Miracı" başlıklı yazısında, "Şair ve eleştirmen Kâmil Eşfak Berki, şiir sanatının saygınlığına yaraşır ciddî ve titiz bir sanatçı tutumunun seçkin temsilcilerindendir" notunu düşüyor. Berki ile 1988 yılında, haftalık Diriliş dergisinin çıkmaya başladığı günlerde, Tohum kitabevinde tanıştığını dile getiren Abak, sonrasını şöyle anlatıyor: "Sonraki yıllarda da yine Diriliş vesilesiyle yakından tanıma şansına erdiğim Berki'nin, hayatının merkezine ilke'yi koymuş, kendisinden sadır olacak en küçük bir söz veya davranışının mutlaka ilkeli ve tutarlı olmasını bir yaşama prensibi olarak benimsemiş olduğunu söylemeliyim."
Diri bir güzellik ve gerçeklik
İlk kitabı 'Ayışığı ve Kervan'daki şiirlerde, insana ve hayata dair şaşırtıcı dikkatler, hatta günlük yaşantının içinden rastgele seçilmiş gibi duran ama daima bir sürpriz mantığı ile gösterilen sahnelerin okurun dikkatini çektiğini söyleyen Abak, "Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2007'de "Yılın En İyi Şiir Kitabı" seçilen ikinci kitabı 'Çocuğun Miracı' ise, ilk kitabın andığım özellikler bakımından daha zengin ve güçlü bir devamı olduğu gibi, daha bütünlüklü ve kendine has bir şiir mantığından doğmuş, dile ve biçime dair yenilikler de içeren şiirlerden oluşuyor" tespitini de okurla paylaşıyor.
'Kâmil Eşfak Berki'nin şiiri üzerine bazı dikkatler' sunan Osman Bayraktar, şiire ihtiyaç duyduğunda dönüp okuduğu şairlerden birisi olduğunu söylüyor Berki'nin ve ekliyor: "Kâmil Eşfak Berki'nin şiirindeki imgesel yapılandırma, duygu, duyuş, bireyin varoluş problemleri, ölüm, hayatta durduğu yeri belirlememiş olmaktan gelen tercihler, gündelik gözlemlerden kaynaklanan duyarlıklar, hatta bazen tedirginlikler, kelimeleri tasarruf biçimi benim için dikkat çeken unsurlar olmuştur."
Kâmil Eşfak Berki şiirini, 'diri bir güzellik ve gerçeklik' üzerinden değerlendiren Zafer Acar, büyük şairin sadece şiir yetiştirmediğini, sembol ve imge mürebbiyeleriyle eleştirmen de yetiştirdiği tespitini öne çıkarıyor: "Bence, bugüne dek nitelikli bir şiir yazan Eşfak Berki, edebiyat çevrelerince yeterince görülemedi.(...) Berki gibi bu silsileye eklemlenen sonrası kuşağın şairlerine de aynı tavır sergilenmekte. Peki onca yıldan sonra hiç mi iyimser gelişme olmadı? Bu sorunun yanıtının bugünün edebiyat iktidarlarını üzeceğini düşünüyorum; çünkü yobaz ya da faşist diyebileceğimiz edebiyat iktidarının yerini iyi niyetli, ılımlı kalemlerin almakta olduğunu görmekteyiz. Bu olumlu gelişmelerin öncesine, katı duyarsızlıklar zamanına dönelim, şair yine de her olumsuz koşula rağmen kendi farkındalığını yaşamalıdır, diyerek Eşfak Berki'ye şu eleştirileri getirebilirim: Uzun yıllar şiirle münasebeti olmasına rağmen kendine ve okura haksızlık ederek az şiir üretmiştir."
Eşfak Berki, 21 yaşında ilk şiirini yayımlamış olmasına rağmen, az sayıda fakat nitelikli şiirlerini içeren ilk kitabını ancak 39 yaşında okuruna ulaştırabilmiş. Acar'a göre, heceyle yazdığı ilk şiirlerindeki gür ses, nitelikli bir şairi haber vermektedir: "Kaç yıldır ruhumlayım; / Dev gibi ruhum hep aç" (Duygu, 14) "Ölümle iki yabancı gibiyiz / Doruktan doruğa yankı kollayan" (Ölüm, 15). "Çocuğun Miracı" adlı ikinci kitabını da yine uzun bir süre bekledikten sonra -2004- yayımlayacaktır. Bu kadar şiirle içli-dışlı olmuş bir şairin ve aynı zamanda hep yepyeni tespitlerle karşımıza çıkan bir şair eleştirmenin büyük bir ihtimalle doğmamış, yani karnında kalmış kitapları vardır. Onları vakit geçirmeden ortaya çıkarmalıdır şair."
Hayret şairidir, hayret sahibidir
Kâmil Eşfak Berki'yi günümüz şiirinin sürprizleri arasında sayan Ali Haydar Haksal yazısında 'gelenek, medeniyet ve insanımızın ruhunu şiire taşıma'ya dikkat çekiyor. Meselesi olan şaire bakışı şöyle: "Eşfak Berki'nin şiiri kendine özgüdür, özgündür. Çok yazmamakla kendisini ve şiirini korumuştur. Kurmaca şiirin, yapma şiirin tuzağına düşmeden, doğal akışında, kendi şiirini yazmasının üzerinde dikkatle durulmalı. Gösteriş şiiri de yazmamıştır, bu onu özgün kılmıştır. (...) Büyük şiir geleneğimiz, aynı zamanda modern dünya şiir geleneğinden süzülüp gelen bir şiirdir Berki'nin şiiri. Onun şiiri günümüz şiiridir, ama beslenme kaynakları büyük gelenektir. (...) Kendini kolay ele vermeyen bir mizaca sahip. Keskin bir bakış yapar, insanı canevinden yakalar, fakat kolay kolay ele avuca sığmaz. Bu bakımdan Cahit Zarifoğlu ile bir ruh akrabalığının olması doğaldır. (...) Kâmil Eşfak Berki bir hayret şairidir, hayret sahibidir. Şiirlerinde buna sık rastlarız. Asıl karşılığı da "Çocuğun Miracı"nda dışa vuruyor. Orada salt bir çocuk yoktur; ruhtan yükselen bir şiir belirir."
Eren Bahçeci, Kâmil Eşfak Berki'nin tercümeleri üzerinde duruyor incelemesinde. Berki, batı şiirinin yanı sıra Afrika, Pakistan ve Endonezya şiirinden de tercümeler yapıyor Diriliş dergisinde. Şairin, "Mostar Köprüsüne Ağıt" şiirine bir tahlil denemesi gerçekleştiren Mustafa Celep, kültür ve medeniyet şairi olarak değerlendirdiği Berki'nin, batının zulmüne duyarsız kalmadığı gibi Batılı zihin yapısına da da eleştirel bir gözle baktığını söylüyor.
Acı nedâmetlere dönüştürmeden
Kâmil Eşfak şiirini değerlendiren Necmettin Turinay ise, ilk intibaını şöyle açıklıyor: "1980 sonrasında ve özelikle de iki bloklu dünyanın sona ermesiyle birlikte, sanatçı bireyin kendi benine dönük algılama savrukluğu onda gözükmüyor. Kendi anlamını yitirmiş, öz güveni kaybolmuş, her türlü fonksiyonları tarumar bir savrukluk tezahür etmiyor onun şiirinden. Yani hayat karşısında ezik, toplumsal gelişmeler karşısında da oradan oraya savrulan birisi değil. İşte bu yüzden olmalı ki insandan, toplumdan ve zamandan itilip kakılmış, gene bu yüzden ezik ve edilgen bir ruh hali de bulunmuyor. Dahası bu noktadan hareketle, "mücadele" nâmı altında bir şeylere karşı muhalefet ve hınç boşaltmalarına da başvurmuyor. Kendi kimliğini yadırgamıyor, maruz kaldığı çeşitli sükût-u hayalleri son derece acı nedâmetlere dönüştürmüyor"
Halil Eser'in Berki'yi değerlendirdiği 'çizgi'sinin yanı sıra Yunus Emre Özsaray'ın, Berki şiirinin ortaya çıkışı, İsmail Demirel'in 'Çocuğun Miracı' irdelemesi, Aykut Nasip Kelebek'in Berki'nin 70 kuşağını aşan şiiri üzerine yazısı, Murat Er ve Merve Soylu'nun öz yazıları ve Seyfettin Ünlü'nün Berki için yazdığı "Anahtar" şiiri de Yedi İklim sayfalarında okurla buluşuyor.
Dergide ayrıca Necat Çavuş'un "Mardinceler", Zafer Acar'ın "Aşk ve Siyasa" şiirleri, Cemal Şakar'ın "Hikâyat"ı, Ufuk Candoğan'ın Solanas'ın "Yolculuk" filmi yazısı da yer alıyor.
O mırıldanmalardan tanışıyoruz 40 yıldır
Berki ile "Heves parkından tanışıyoruz 40 yıldır" diyen Haydar Ergülen, devamını şöyle getiriyor: "Bazıları 'İşaret Çocukları'ndan sonra bir 'kamaşma anı'ndan söz ederler, o çocukların büyüyüp güzel adamlar oldukları söylenir. 'Büyüten ve yüreklendiren' bir şiir vardır çünkü o çocuklar ve o adamlar için yazılan ve onu hevesle dinleyen, okuyan, gönlünden geçirenler vardır, 'kamaşma anı' onların 'tanışma anı'na denk düşer işte. (...) "Orası Neresi- Burası Bir Adam": Şiirin imkânı böyle bir şey biraz da. "Parkların Sessizliği" demeyeceğim, öyle de diyebilirim aslında, o ses geçirmeyen park için en uygunu da bu olurdu, dışarıdan içeriye ses getirmeyen demek olurdu bu aynı zamanda. Orası şehrin ortasındaki bir park ve parkın ortasındaki küçük çay avlusu. Sessizlik kadar sessizliğe de sayılabilecek mırıldanmalarla hatırlanır. O mırıldanmalardan tanışıyoruz 40 yıldır." Yasin Doğru, şiire ve edebiyata adımlarını yeni attığı bir dönemde, 8 Nisan 1978 tarihli Millî Gazete'nin sanat-edebiyat sayfasında okuduğu şiire götürüyor okuru: "Sanat-edebiyat sayfasını Kâmil Eşfak Berki hazırlayıp yönetiyor, bir gazete sayfasının dikine bölünmüş yarısı kadar bir alanda yayımlanan sayfada daha çok çeviri şiirler, değini ve değerlendirme yazıları ile sanat ve edebiyat haberleri yayımlanıyordu. Bu şiirse, belki de bu sayfalarda yayımlanan tek telif şiirdi ve Bursa'da yaşayan biri olarak beni heyecanlandırmıştı" Doğru, "Bursada Sahaflar Çarşısı'nda bir şair" başlıklı yazısında şiirde geçen çarşının öyküsünü de anlatıyor.
İrtibat:
0216 399 19 14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder