2009-05-01

"Gerçek Hayat" dergisi


SİVİL ÖLDÜREN DİRENİŞÇİ DEĞİL KATİLDİR

Gerçek Hayat Dergisi’nin Ortadoğu Muhabiri Adem Özköse İslami Cihad Hareketinin askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri’nin komutanı Ebu Mahmut ile özel bir röportaj yaptı.

Ebu Mahmud , hareketin yapısını, Filistin’deki son gelişmeleri, Kahire’de yapılan görüşmeleri, tekfir düşüncesini, Türkiye’nin Filistin konusundaki tavrını anlattı.

“Direniş projemiz; İslami, devrimci ve işgal altındaki vatanımızı savunma projesidir.”

“Türkiye, Osmanlıyı kendine örnek alıp tarihi misyonuna dönerek Filistin’i ve Müslümanları koruması altına almalıdır.”

“İslam sadece Müslümanların değil; bütün insanların canını kutsal kabul ediyor. Bu nedenle hiçbir Müslüman Direnişçi sivil bir insanın canına kıyamaz.”

“Tekfir fikri tehlikeli bir mikroptur ve bir an önce bünyeden atılmazsa bünyeyi zayıf düşürür. Bunun günümüzdeki örneğini de Irak’ta gördük.”

“22 günlük savaşta 18 İsrail Askeri’ni öldürdük ve 56 İsrail Askeri de bizim saldırılarımız sonucu yaralandı.”

“İran’ın ve Hizbullah’ın İsrail İşgali karşısında takındığı tavır, saygı ve hürmet gösterilmesi gereken bir tavırdır.”

ATAM SAĞOLSUN

Atatürk sevgisi üzerinden neler yapılıyor? Hakkında “koruma” kanunu çıkarılan tek lider olan Atatürk’ün ismi “zırh” olarak kullanılıyor. Liste uzun. Ancak bazı anekdotlar saymakla yetindik ve “buzdağının” su üzerindeki kısmı hakkında fikir vermeye çalıştık. Türkiye'de 100 binden fazla Atatürk heykeli var ve bunların önemli bir bölümü sanat değeri taşımıyor. Ancak bu heykellerin çoğunun imalinde “sanat” kaygısı olmadığı için pek de büyük bir eksik sayılmaz bu durum. “Bir heykel bin ayıp örter” diye atasözümüz yok gerçi ama olsa yadırgayacağımızı sanmıyorum. Birçok heykel, büst gayrı resmi “imar izni” yerine geçiyor mesela. Atatürk heykeli ya da büstü gölgesi düşen yerde birileri bir şeyleri daha kolay icra ediyor. Zira söz konusu “icraat”a dikkat çeken kişi kolaylıkla “Atatürk düşmanı” ilan edilerek devre dışı bırakılabiliyor.

SUAVİ KEMAL

KALICI OLMAK AMA NASIL?

Hasan Nail Canat adının kalıcı olması için bir tiyatro okulu ya da sahnesine adının verilmesi taleplerinin yenilendiği Hasan Nail Canat’ı anma toplantısında Canat isminin kalıcı olması için O’nun tiyatro anlayışının nasıl yaşatılacağı, bu mirasın yarınlara hangi ekip ve oyunlarla taşınacağı pek konuşulmadı.

Haber Merkez

BAŞÖRTÜSÜ HAKKINDA HERŞEY

Nazife Şişman ile Timaş Yayınları’ndan çıkan Başörtüsü kitabı hakkında söyleşi.

Başörtüsü artık yasakların mağduru olanların bile üzerine konuşmaktan yorulduğu bir mesele halini aldı. Buna karşılık halen pek çok toplumsal ve siyasi mesele dönüp dolaşıp “başörtüsü” dolayımından gündemimize taşınıyor. Yargılar, tanımlamalar, yaftalar arasında sağlıklı düşünmek, fikir üretmek ve tartışabilmek bile mümkün değil. Ama sosyolog Nazife Şişman, yıllardır içinden çıkamadığımız bu kısır döngüyü başörtüsüne küresel anlamda yüklenen anlamları da hesaba katarak enine boyuna tartışmış ve ilginç bir fotoğraf koymuş önümüze. Önyargılarını bir tarafa bırakıp “başörtüsü” konusunda doğru bir okuma yapmak isteyenlerin baş ucu kitabı olabilecek nitelikteki bu önemli çalışmayla ilgili Nazife Şişman’la konuştuk.

GÜLCAN TEZCAN

GÖNLÜMÜZÜN KABİNESİ

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kabine değişikliği yapacağının söylenmesiyle, evlerde, caddelerde, kahvelerde ‘umut edilen’ kabineler konuşuldu. Bir bakan çıkarılıp yerine halihazırda milletvekilliği koltuğunda oturan yeni bir isim yerleştirildi. Kafalardaki ‘sınırları’ kaldırıp, ‘gönlümüzün’ kabinesini kurmak istedik biz de. İçinde şairi, mütefekkiri, kalem tutanı olan… Bizi sevdiklerine inandığımız… Bakanlık koltuğuna oturmayı akıllarından bile geçirmediklerini bildiğimiz, fakat, “Hani olsaydı, muhteşem olurdu” dediğimiz… Hayalimiz… “Gönlümüz” dedik ya zaten.

Ayrıca Sibel Eraslan, Yusuf Kaplan, Ali Ayçil, Nihat Nasır, Gültekin Avcı, Asım Gültekin, Ahmet Zeki Gayberi, Mine Sota, Fatih Mutlu Gerçek Hayat’ta…

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com