2009-02-01

"Kitap-lık" dergisi


Şubat 2009 Sayı: 124

“Yarının ne getireceğini bilmiyorum” son cümlesi Fernando Pessoa’nın. Kurmaca kişilikleriyle, yarattığı şairlerle “birçok kimse” ve “hiç kimse” olmayı başarmış bir “garip” yazardı o... 45. sayımızdaki (Ocak-Şubat 2001) “Takma Adlar, Sanal Kimlikler” dosyası içinde oynadığımız oyunda, kurduğumuz hayali “Yazarlar Sözlüğü”nde Pessoa örneği vardı önümüzde. Sonra, 2004 Aralık’ında, bu kez bir sergiyle –J. F. Vilhena’nın küratörlüğünde “Fernando Pessoa ve Şürekâsı (Fernando Pessoa & Co.)” adlı bir sergiyle– anmıştık onu. Son zamanlarda ise Huzursuzluğun Kitabı (Çeviren: Saadet Özen, Can Yay. 2006) bu özlü modernistin ülkemizde biraz daha bilinmesini sağlamış görünüyor.

Sema Rifat, Pessoa’yı yakınımıza getiren, on yıla yayılan ama çok kısa süren bir gönül ilişkisinin ilmeklerini gösteren mektuplarını çevirdi. Önümüzdeki ay çıkacak kitaptan seçilmiş bir deste mektubu önceden Kitap-lık okuruyla paylaşmak istedik.
Pessoa, nişanlısı ve tek aşkı olarak bilinen Ophélia Queiroz ile 1919’da, iş yaptığı bir şirkete 19 yaşındaki Ophélia’nın sekreter olarak girmesiyle tanışır. Böylece kesintili bir “mektup aşkı” başlar: 1 Mart 1920’de ilk mektubunu yazar ona, 29 Kasım’da ise bu ilişkiyi bitirdiğini bir mektupla bildirir. 1929 Eylül’ünde başlayan mektup aşkı 11 Ocak 1930’da sona erer.

Nasıl bir dünyada yaşadığımız neyin diline sığındığımıza bağlı değil mi? Yakınlarımızda çalan savaş tamtamları yanı sıra siyaset ve ekonominin sivri dili, bizi kendimiz olmaktan çok uzaklara fırlatıyor. İnsanların âdeta “haber bülteni papağanı”na döndüğü, zihinlerin kötürümleştiği bir zamanda bundan tam yüz yıl önce “Akla verdiğim önem her geçen gün azalıyor” diyen Proust, Ricardo Reis’in kaleminden yazdığı bir şiirde İranlı satranç oyuncularının “huzur”una işaret eden Pessoa gibi çıkılacak ne çok liman var.

Kitap-lık, gerçek edebiyat okurunun dergisi olma çabasıyla, bu limanlara demir atmayı sürdürecek. İşte, baharda René Char ve Borges koylarına dümen kıracağız, yelkenlerimizi çoktan açtık.

Yine geldi şiir yıllığı ayı: Edebiyat dünyamızın “kutsal ay”ı saymalıyız artık Şubat’ı.

Bâki Asiltürk’ün hazırladığı YKY Şiir Yıllığı 2008 şiirimizden görünümler getiriyor önümüze, ufuklara işaret ediyor. Elbette artık yıllıkların tadı tuzu sayılan itirazlar olacaktır “şairlerin tarafından”; ama nedir, bir işin ses getirmesi o işin sürdürülmesine bir işaret de sayılmaz mı?

Murat Yalçın
(Editör)


İçindekiler:

RÜZGÂR GÜLÜ

Güven Turan, Hatice Tekin, Tuncer Erdem, Ertuğ Uçar, Sevgi Ünal, Turgut Yüksel

ŞİİR

Abdülkadir Budak - Yay Burcu

İzzet Göldeli - Ara-Fresk, Güdü, İkileme

Nuri Demirci - Gidenler Oldu

Seyhan Erözçelik - Of! Of!

küçük İskender - Bir Melek Satın Aldım, Köprüden Atlamak

Serdar Koçak - Naz

Mahmut Temizyürek - Ölçüseven

Ömer Erdem - gülten akın, nereden gelirim

Ömer Aksay - Araf Çekimserliği

Kadir Aydemir - Tralleis’te İki Âşık

Elif Sofya - Sosyal Supap Projeleri

Ertan Yılmaz - Ben Gidiyorum Portakal

Umut Taylan - Köpüklü Gece Duası

Sine Ergün - Yaban, Harita

ÖYKÜ

Yiğit Bener - Leke

Saba Kırer - Kesitler

Yalçın Tosun - Altın Günü

Melida Tüzünoğlu - Kasap Havası: Ecel II

Emir Ali - Ödül

Şenay Eroğlu Aksoy - Sis

MEKTUP

Fernando Pessoa - Ophélia’ya Mektuplar

DENEME

Oğuz Demiralp - Bir Kurban Bayramı Yazısı

Emin Özdemir - Acı Üstüne Çeşitlemeler

GÜNLÜK

Gültekin Emre - Çınlama Günlüğü

SÖYLEŞİ

Gonca Özmen “Bir yaprağı anlamaya çalışmakla bir dizeyi anlamlandırmak aynı gibi geliyor bana”

BABİL KULESİ

Tamer Gülbek - Düşler ve Yolculuklar: Cevat Çapan’ın Şiirine Bir Yaklaşım Denemesi

Ramis Dara - Hilmi Yavuz ve Halesi

Hilmi Tezgör - Auster Paydası

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com