2009-04-23

"Yedi İklim" yeniliklere ve yenilenmeye açık

Yedi İklim dergisi bugün önemli bir alanı dolduruyor. Başından beri derginin yönetimini ve bütün yükünü üstlenen sevgili Ali Haydar Haksal ile 22. yılını dolduran Yedi İklim'i konuştuk.

Yedi İklim dergisi bugün önemli bir alanı dolduruyor. Türkiye'nin ve aynı zamanda dünyanın hızlı dönüşüm yaşamaya başladığı 1980'lerin ikinci yarısında çıkmaya başlayan dergi, bugüne kadar sayfalarında birçok önemli şair, yazar ve düşünce adamını barındırdı. Genç kuşak isimlerin kendilerine yol aramalarına imkân tanıdı ve bu anlamda bir okul oldu. Yedi İklim salt bir edebiyat dergisi olmasının yanında aynı zamanda edebiyata ilişkin yaklaşımında temel aldığı kaygılar açısından da ayrışan bir söyleme sahip. Bunu daha çok içerisinde varolduğu medeniyete ilişkin duyarlılığı ile açıklamak mümkün. Başından beri derginin yönetimini ve bütün yükünü üstlenen sevgili Ali Haydar Haksal ile 22. yılını dolduran Yedi İklim'i konuştuk... (S.K.)

* Yedi İklim, sayfalarında özellikle 80 sonrasının şiirine katkıda bulunan birçok ismi yetiştirmesi bakımından önemli bir dergi. 80 sonrası edebiyatımız ve şiirimiz açısından sizce Yedi İklim nasıl bir açılım, nasıl bir adres oldu?

Yedi İklim dergisi son dönemin şiir merkezi. Bunu bugün daha iyi görüyoruz. Bunda derginin merkezinde yer alan 70 sonrası önemli şairlerin merkezde durmasıyla bu gerçekleşti. Kâmil Eşfak Berki, Ali Günvar, Necat Çavuş, Cevdet Karal, Ali Göçer, Hasan Selami Binay, Zafer Acar şiirleriyle ve emekleriyle dönemsel olarak önemli katkıda bulundular. Bu, şiirimizi ve düşüncemizi merkeze alan bir bakış sağladı. Sahih bir bakış. Büyük şair ve düşünürlerimizi de merkezde tuttu. Seksen sonrası şiire ve şairlere bir bütün olarak bakmada yarar var. Bugün, büyük ölçüde, edebiyat dünyasında yer alan şairlerin, bir biçimde Yedi İklim'e uğradıkları, burada soluklandıkları bilinen bir gerçek. İzninizle onların isimlerini sıralamayayım. Seksen öncesinden mayalanan şairler için bunu söylemiyoruz. Buna hakkımız yok. Yedi İklim dergisi 1987'den itibaren yayın hayatına girdi, bir aradan sonra 1992'den itibaren yayımını ısrarla sürdürüyor. Bu tarihlerde yazmaya başlayan kimi şairlerin asıl adresi Yedi İklim dergisi oldu. Daha sonra bu şairlerin bir kısmının edebiyat dergileri çıkardıkları, şiir kitapları yayımladıkları biliniyor. Kendi içinde hemen her devrede yeni isimlerle çıkıyor. Sürekli şairlerini yenileyen ve çeşitlendiren bir adres. Israrla kendimizi medeniyet düşüncemizin doğrultusunda olan dergi, bunları çıkaran büyük sanatçı, şair ve düşünürlerin izleğinde olan bir dergi olarak durduğumuz biliniyor. Özel sayıları, özel bölümleri, dosyaları bunun bir göstergesi. Bu izlek büyük bir sanat ve düşünce, şiir birikimine sahip. Doğurgan, besleyici ve açımlayıcı.

* Bir dönem derginizde ürünleri yayınlanan isimlerin kitaplarını da bastınız. Sonra bu süreç durdu. Dergilerin, bünyelerinde taşıdıkları isimlerin kitaplarını basması kuşkusuz önemli bir yayın anlayışı. Yedi İklim, önümüzdeki dönemde yeniden kitap basacak mı?

Evet, birçok arkadaşımızın ve usta şairlerimizin şiir kitabını bastık. Bunlar sırasıyla, Mehmet Âkif İnan, Necat Çavuş, Ali Göçer, Hüseyin Atlansoy, Adem Turan, Şaban Abak, Yüksel Peker, Hasan Selami Binay, Ahmet Murat, Murat Menteş, Mehmet Uçar, Ali Günvar, Zafer Acar aklıma gelenler. Bunun dışında uzun zaman şiirleri bizde yayımlanan kimi arkadaşlarımız da başka yayınevlerinden şiirlerini kitaplaştırdılar.

Dergicilik ile yayıncılık ayrı alanlar. Birbirini besliyorlar ama bir edebiyat dergisini yeterince besleyen bir imkân oluşturmuyor. Yeri gelmişken merhum Zarifoğlu'nun bir öğüdünü anımsatayım. "Abonelerden gelen parayı dergi için kullanmamızı, derginin imkânlarını kitaba harcamamamızı" söylemişti. Bunu zaman içinde fark ettik. Başlangıçta bunu dikkate almadık, dergiyi tavsattık. Sonraki dönem buna özellikle dikkat ettik. Derginin yayımı adına kitap yayımına ara vermek zorunda kaldık.

Gönlümüz kitap yayımlamayı arzu ediyor. Şimdilik cesaret edemiyoruz. Yayımladığımız kitapları dergiyle birlikte okurlarımıza bedava dağıttık. Bir kitabı yayımlasak pazarlama ve satma sorunu var. Bir kitabı basıyorsunuz, elinizde kalıyor. Edebiyat ortamının en zor dönemi. Şiir kitapları artık 500 adet basılıyor, onlar da satmıyor. Yayımcılar da nazlanıyorlar haklı olarak.

* Bazı dergiler aynı zamanda o dergiyi çıkartan isim ile özdeşleşiyor. Yedi İklim de böyle bir dergi. Ali Haydar Haksal ile Yedi İklim arasındaki ilişkiyi nasıl ele almak gerekli?

Yedi İklim dergisinin bir başına Ali Haydar Haksal ile tanımlanması çok da doğru değil. Sahiplik ve sorumluluk açısından adımın önde olması ekonomik zorluklarını ve yükümlülüklerimi taşımamdan ötürüdür. Bu dergi başlangıcından beri bir ekiple çıkıyor. İlk döneminde, Âlim Kahraman, Osman Bayraktar, Mustafa Çelik, Ali Göçer, Hasan Aycın, İlhan Kutluer, İbrahim Usul, Ahmet Nedim Çeker ve ben vardık. Sonraki dönemlerde değişiklikler oldu Kâmil Eşfak Berki'nin bu süreçte önemli katkıları oldu. Bir dönem beni yalnız bırakmadı. Hasan Selami Binay, Ali Günvar, Cevdet Karal'ın da önemli katkıları oldu. Başlangıçta, Osman Bayraktar vardı, beraberliğimiz sürüyor. Bu dönemde Kâmil Eşfak Berki, Osman Bayraktar, Zafer Acar, Yunus Emre Özsaray, İsmail Demirel, Halil Eser ve ben varız. Dergimiz çok sayıda şair yetiştirmiş olmasına rağmen, şiirin merkezinde, şiir seçicileri usta şairler oldu. Benim çok kısa bir dönem böyle bir görevim oldu. Mümkün olduğu kadar şiir konusunda dışarıda kalmayı yeğledim. Öykü konusunda ta baştan beri benim sorumluluğumda. Anadolu'da bulunan kimi arkadaşlar da dolaylı derginin içindedirler. Yakup Şafak, Yasin Doğru, Fatma Rana Çerçi gibi. Diğer ürünleri de arkadaşlarla birlikte karar veriyoruz. Dergiyi başarılı ve var kılan bu önemli beraberliklerdir. Dergi 22. yılını sürdürüyor.

*Yeni bir yayın dönemi başlatıp kapak tasarımı dahil olmak üzere derginiz daha dinamik bir yayın anlayışına evrildi. Bu değişikliği nasıl anlamamız gerekli. Yedi İklim'in bu yeni dönemini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başlangıcından beri Yedi İklim yeniliklerine ve yenilenmeye açık bir dergi. İlk çıkışı da öyle oldu. Klâsik dergicilik anlayışımızın dışında başladı yayımına. 1987 yılının kapak ve tasarımları dönemin dergiciliğinde bir yenilikti. Bu Marmara grafikte Hasan Aycın, Osman Bayraktar, İbrahim Usul gibi arkadaşlarımızın katkısıyla gerçekleşti. Bunu zaman zaman yenileyerek getirdik. Ekim 2006 tarihinden itibaren olan değişimi sevgili şair Cevdet Karal'a borçluyuz. Bir şair, aynı zamanda iyi bir reklam ve graik ustası. Onun tasarımını yadırgayanlar oldu. Değişiklik döneminde ben dergiye hiç müdahil olmadım. Bütün sorumluluğu ona bıraktım. Hatta bir ara bana sitemde bulundu "Beni yalnız bıraktın" diye. Bu tercihim bilinçliydi. Yedi İklim dergisi Ali Haydar Haksal'ın tasallutunda değil, o, derginin üzerine çöreklenmiş de değil. Birlikte olduğum arkadaşlarımın düşüncelerine ve fikirlerine önem veririm. Kimi konulara hemen hiç karışmam. Kendimi hiçbir zaman öncelemem. Dikkatle incelenirse bu fark edilir. Tasarımını mümkün olduğu kadar bozmadık. Onun bir iddiası var, buna sahip çıktık. Logoyu dergi kapağının merkezine oturtmasının bir neden ve gerekçesi var.

Bu dergi sürekli olarak bir gönül ürünüdür. Gönüllülerin tasarımları, çabaları yön veriyor. Bu değişikliğin birçok anlamı ve karşılığı var. Edebiyatın merkezinde durma çabası, bir edebiyat, medeniyet, düşünce ve sanat dergisi olması duygusu eksik ya da tam hep var. Temel vurgumuz nitelik, estetik ve ahlâk. Sanatçı hissediş de en önemli yanı. Cesur bir dergi Yedi İklim. Kimi riskleri göz önüne alarak genç yetenekleri sahaya sürüyor. 14 yaşındaki birini de yetmiş yaşındaki bir değeri de önemsiyor. Kadirbilirlik ve cesaret önemli.

*Yıl içerisinde birkaç dosya belirleyip, bu konuları bütünlük içinde sunuyorsunuz. Bu dosya konularını belirlerken Yedi İklim'in önceliği neler oluyor?

Yedi İklim dergisinin 2. dönemi dosyalar, özel sayılar, özel bölümlerle anılması doğal. Arkadaşlarımızla bir dergiyi, genç okuru salt ürün ile değil, düşünce, medeniyet birikimimizle beslemek istedik. Bu konuda bir öncülüğe ve önceliğe sahip. Başta, sağlığında Üstat Sezai Karakoç ile ilgili bir özel sayı yapma düşüncesi önemliydi. Nedendir bilinmez Üstat ile ilgili bırakın özel sayı yapmayı, yazı yazmayı kimse doğru dürüst düşünmedi. O döneme kadar Ebubekir Eroğlu ile Şakir Diclehan'ın kitaplık çalışmaları vardı. Bu, bir başlangıç oldu. Bu konuda Yedi İklim'in öncelikleri var. Düşünce geleneğimiz, medeniyet düşüncemiz, kültür havzalarımız, kavramlarımız bizim konularımız oldu. Bir edebiyat dergisinin Peygamber Efendimiz ile ilgili bir özel sayı yapması bir yenilik ve öncelik. Mevlâna, Nasreddin Hoca, Oruç Özel sayısı konuları gibi. Mehmed Âkif Ersoy, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören, Âkif İnan, Alaeddin Özdenören, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Yahya Kemal özel sayıları önemli. Kültür havzaları dedik. Endülüs, Saraybosna, Cezayir, Bağdat-Şam, Kudüs-i Şerif, Çağdaş Azerbaycan edebiyatı sayılarını buna ekleyebiliriz. Özel Bölümlü sayılarımız, Prof. Dr. Orhan Okay, Prof Dr. Kaya Bilgegil, Arif Ay, Ramazan Dikmen, Ebubekir Eroğlu, Kâmil Eşfak Berki, Hasan Aycın, Cemal Şakar, Ali Göçer, Ahmet Nedim Çeker gibi. Bir de Kültür şehirlerimizle ilgili sayılarımız oldu. Edirne, Erzurum, Sivas, Kütahya, İzmir, Ankara, Bursa, Diyarbakır. Yakın zamanda "imge" konusunu küçük de olsa bir bölüm olarak sunduk. Sıraladığım konular önceliğimizi ve tutumuzu gösteriyor.

* Derginiz aynı zamanda "İslamcı" dünya görüşünün de uzantısı olan bir zeminden seslendi. Siz, İslamcılık, edebiyat, şiir, düşünce ilişkisi bakımından Yedi İklim'i nerede görüyorsunuz?

İslâm düşüncesi, medeniyeti ve kültürü önceliğimiz. Bunu edebiyat ve düşünce bütünlüğünde görüyor, sürdürüyoruz. Çıkışımızdan beri bir doğrultu vurgumuz var. Bunda ısrar ediyor ve titizleniyor.

* Bugün günümüz Türk edebiyatı karşısında derginiz, neyi özellikle asıl meselesi olarak algılıyor ve bunu sayfalarına nasıl taşıyor?

Edebiyatın kendisi başlı başına bir mesele. Edebiyat, Düşünce, Medeniyet. Klâsik kültürümüzü merkeze alarak modern bir edebiyatın içinde olmak. Özgün ve titiz olmak. Söylenmiş olandan mümkün olduğunca uzak durmak. Genç bir kuşağa öncülük etmek, ürünleriyle ve çalışmalarıyla referans olmak. Fikirsizliğin bir ideoloji olduğu bir zamanda bir fikir ve düşünce özünde durmak bunu sağlamak. Geleceğe kalıcı eserler bırakmak.

* Bir dergicilik geleneğinden bahis açarsak Yedi İklim kendisini hangi dergilerin manevi mirasçısı olarak görüyor. Ya da böyle bir ilişki kuruyor musunuz?

Dergicilik hayatımıza girdiğinden beri düşünce doğrultumuzu belirleyen dergilerin izleğinde olmaya özen gösterdik. Sırat-ı Müstakim, Sebilürreşad, Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yönelişler gibi. Diğer dergilerden beslenmeyi de ihmal etmiyoruz. Ama asıl izleğim sıraladıklarım. Konularımız da ne yaptığımızı nerede durduğumuzu gösteriyor.


Söyleşi: Selçuk Küpçük

Kaynak:
Millî Gazete
19 Nisan 2009


Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com