YÜZAKI DERGİSİNİN ŞUBAT 2011 SAYISI ÇIKTI. DUÂNIZ OLMASA...
Küçük bir çocuk; daraldığında, canı yandığında; «Anne!» diye basar feryadı… İnanç âlemi ne olursa olsun; her insan da, dara düşünce Yaratıcısını, Rızıklandırıcısını, Rabbini hatırlar;
«Allah!» der…
İş, bu;
«Aman yâ Rabbî» feryâdını, her zaman ve zemine yaymakta…
İşimiz daima duâya kalır, evet… Zaten her iş, her zaman duâya asılı. Gayeler; ancak fiilî ve kavlî olarak duâ etmekle, ilâhî yardımı çağırmakla başarılır. İnsanın korkuları aşması, duâ ile mümkün… Arzularını düzenlemesi ve elde etmesi de duâ ile… Her şeyden önce ve öte; insanın bir kıymet ifade etmesi, bir işe yaraması da ancak duâsı ile…
Âyet-i kerîmede buyurulur:
“(Rasûlüm!) De ki: Sizin kulluk, duâ ve yalvarmalarınız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!?. (Hiçbir işe yaramazsınız!)” (el-Furkān, 77)
Bu ay dosya konumuz, insanın yaratılış hikmeti ve kıymet sebebi olan DUÂ…
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; duânın insanın isteme ve yönelme ihtiyacını düzenleyen, sabır, irade, samimiyet ve olgunluk eğitimi olduğunu dile getirdiği başyazıda; Varlık Nûru’nun lisânından misallerle, samimî duânın gücünü ve insan için ifade ettiği kıymeti kaleme aldı.
Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI; duânın özünü ifade eden «mahviyet ve hiçlik» tezâhürlerini, duânın lisan, fiil ve bedenle îfâsını, münâcatlara dair bir edep ile işledi. Yard. Doç. Dr. ,Harun ÖĞMÜŞ Kur’ân-ı Kerim’de yer alan peygamber duâlarını kaleme aldı. B. Cahit ÖZDEMİR, duâyı ilâhî bir ikram olarak takdim etti. H. Kübra ERGİN, duânın hayatın her safhasına yayılmasının ecdat lisanındaki neticesi olan gündelik dile giren duâ muhtevalı sözlere dair tespitlerini yazdı. Aynur TUTKUN, duânın pozitif enerji boyutunu ve faydalarını ele aldı.
Ülke gündemini meşgul eden, tarihimizin mümtaz şahsiyetlerini ve muhteşem devirlerini; kendi hevâ ve heves çukurlarından, çamurlu gözlerle görmeleri bir yana, öyle göstermeye çalışan neşriyata, Yüzakı yazar ve şairleri hissiz kalmadılar. «Muhteşem Süleymâniye» şiirinin şairi Seyrî (M. Ali EŞMELİ) bu kez «Muhteşem Süleyman» şiiriyle, Kanunî Sultan Süleyman ve muhteşem asrının gerçeklerine ışık tuttu. Ayla AĞABEGÜM, bu gibi hakaretâmiz neşriyatın, geçmiş misallerini ve önleme yollarını anlattı. Daha birçok yazıda hâdiseye tepkiler yer aldı. Can ALPGÜVENÇ ise, Hürrem Sultan’ın bugüne ulaşan ve sâhibesinin iki cihan ufkunu nâdanlara bizzat anlatan eserini, Haseki Dâruşşifâsı’nı tanıttı.
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Hakikî ‘Bilenler’den Olmak İçin Duâ Hâlinde Bir Ömür» başlıklı makalelerinde, bilmenin hakikî veçhesini, faydalı bilginin insana kazandıracağı kıvamı ve duâ nefesiyle müzeyyen bir hayatın kıymetini ve müstecâb bir duânın ölçülerini kaleme aldı.
Sadettin KAPLAN, vefatının 2. yıl dönümünde Bahtiyar VAHAPZADE’nin ne kadar bizden biri olduğunu misallendiren bir anma yazısı kaleme aldı.
Ahmet ZİYLAN; fiilî duânın derin boyutunu, azim ve kararlılıkla, tekrar ve idmanın başarıya tesirini, ilginç bir hikâye ile anlattı.
Duâ sözlerin en yüce makama arz edileni… Bir de sözlerin, ifadelerin en damıtılmış hâli olan şiir diliyle söylenince; duâ ve niyazdaki, hazzı tarif mümkün değil… Şiirler; nazlı niyazları, hisli duâları terennüm ediyorlar. Sadece daralınca değil, her zaman; «Aman yâ Rabbî!» ilticâsı ve niyâzının misâli oluyorlar.
Zira, en bükülmez kudret; Hak karşısında hiçlik ile…
En muhteşem sultanlık, Cenâb-ı Hakk’a kulluk ile…
Yüzakıyla…
İrtibat:
dergi@yuzaki.com
abone@yuzaki.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder