Bir milletin tarihi, o millet hakkında bilinmesi gerekenleri ortaya koyar, tarihteki yerine vurgu yapar. Söz konusu olan Türk milleti ise tarihin söyleyecek çok sözü var demektir. Tarih boyunca büyük medeniyetler kurmuş ve dünyaya hükmetmiş olan Türk milletinin tarihini ortaya koymak ciddi bir iştir. Bunun için bilgi ve birikimin yanında bir iddia sahibi olmak gerekiyor. Millet olarak geçmişi iyi bilip hafızamızı canlı tutarsak, geleceği inşa etme noktasında sıkıntıya düşmeyiz. Bu açıdan tarihten bihaber yaşayan insanların sağlıklı bir gelecekten bahsetmeleri mümkün değil. Tarihe her zaman yön vermiş bir milletin bireyleri olarak bugün bulunduğumuz durumun sebeplerini irdelemek ve gerekli dersleri çıkarmak zorundayız. Tarih aynı zamanda geçmişten bir ders çıkarma sanatıdır.
Elimde ikinci yılını geride bırakıp yirmi beşinci sayısına ulaşan bir tarih dergisi var. "Geçmişe dair hiçbir güzellik gözden kaçmasın, asırları kat eden geçmiş sizden uzak kalmasın" anlayışıyla yola çıktığını söyleyen tarih, ilim ve kültür dergisi Yedikıta, bugüne kadar ihmal edilen tarih alanı üzerinde bir yayıncılık yapıyor. Bu takdir edilecek bir durum olduğu kadar, bir kadirşinaslık örneğidir de... Yeni nesillere bir tarih bilinci oluşturmak konusunda Yedikıta gibi dergilerin ne denli bir işlev üstlendikleri, nasıl bir boşluğu doldurduğu gün gibi aşikâr.
Altı asırlık Osmanlı tarihinin perde arkasını, yaşanan olayların arka planını irdelemek bir sorumluluk gerektiren bir durumdur. Yedikıta dergisi kanımca Osmanlı'yı tüm yönleriyle ortaya koymayı kendine bir görev olarak addetmiş. Her sayıda ortaya koydukları kapsamlı metinlerle bu işi ne kadar ciddiye aldıklarını gösteriyorlar. Bir Osmanlı bakiyesi olarak üzerinde yaşadığımız Türkiye topraklarında millet olarak öncelikli görevimiz geçmişimizi bilmek olmalıdır. Her şeyden önce bu tarihe karşı bir görevimizdir. Cumhuriyetle birlikte oluşan tarih algısı sadece Osmanlı'nın yıkım döneminin gündemde tutulması olarak görülmüştür. Bu anlayış Osmanlı Devleti'ne karşı bir önyargının oluşmasına zemin hazırladı. Bu tarihin akışını değiştirmiş Osmanlı'ya karşı yapılmış çok büyük bir haksızlıktır. Ayrıca altı asırlık bir devletin sadece son bir asrını gündemde tutmak ve bir Osmanlı düşmanlığı tahsis etmek iyi niyetli bir çaba olarak görülemez. Görülüyor ki, Yedikıta dergisi bu önyargıyı yıkacak bir çabanın içinde. Bunu da Osmanlı tarihini bütün yönleriyle ortaya koyarak ispat ediyor.
Yedikıta dergisi 25. sayısında önemli kapak dosyalarına yer ayırmış. Osman Doğan, "Ertuğrul Firkateyni'nin Hazin Hikâyesi" başlıklı yazıda İkinci Abdülhamit tarafından Osmanlı Devleti ile Japonya arasındaki ilişkileri geliştirmek için bu ülkeye gönderilen Ertuğrul Firkateyni'nin dönüş yolunda Pasifik Okyanusu'nda fırtınaya tutularak batmasının hazin öyküsünü bütün ayrıntılarıyla anlatmış. "Bir Zamanlar Böyleydik!" başlıklı yazıda ise ABD'nin Erzurum'da konsolosluk açma isteği ve Osmanlı'nın ABD'ye verdiği cevap anlatılmış. Yazıyı ise Ömer Faruk Yılmaz kaleme almış. "Osmanlıların Büyük Ataları Burada" adlı yazıda Yavuz Selim Bozoğlu, Türk milleti için önemli yere sahip olan Ahlat ilçesini Evliya Çelebi'den aktardığı yazıyla gündeme getirmiş. Ayrıca Ahmet Uçar, "Fatih'e Hakaret Operası, Avrupa'da Yazıldı İstanbul'da Sahnelendi"; Süleyman Gündar, "Sonradan Değil, Temelden Eğri: Eğri Minare"; Ahmet Köselerli, "Cerre Çıkmak"; Selman Aygün, "Bir Ok Kaç Asker Eder?"; Mehmet Öncel Koç, "Tarihin Harmanladığı Şehir: Niğde"; Ebul Faruk Önal, "Ferman ve Beratlarda Gizlenen Estetik: Lale" başlıklı yazılar derginin sayfalarını süslemiş.
Tarih dergiciliğinde önemli bir boşluğu dolduran ve ciddi bir karşılığı olan Yedikıta dergisini öncelikle kutlamak gerekir. Çamlıca Yayınları tarafından çıkarılan Yedikıta dergisinin Genel Yayın Koordinatörlüğünü Ömer Faruk Yılmaz, Yayın Editörlüğünü ise Selman Kılınç üstlenmiş. Tarihin derinliklerine doğru uzun soluklu bir yürüyüş başlatan Yedikıta dergisine bu yolda başarılar diliyoruz. Dergiye 0212 657 77 35 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Müslim Coşkun
Millî Gazete
02.09.2010
1 yorum:
“Geçmişe dair hiçbir güzellik gözünüzden kaçmasın, asırları kat eden geçmiş sizden uzak kalmasın!” sloganıyla 2008’de çıktık yolculuğumuza. Asırları kat eden muhteşem bir tarihi ve kültürü dünyanın her köşesine ulaştırmak; zamanın eskitemediği değerlerin tanıtıcısı ve aktarıcısı olmak maksadıyla her sayıda artan bir gayret ve heyecanla yolumuza devam ettik. Kimi zaman radyo, televizyon, gazete ve dergilerde ilgiyle karşılandık, kimi zaman da sansüre uğradık. Ancak, Yedikıta ailesi olarak yolumuzdan şaşmadan, geriye bakmadan daima bir üst basamağa çıkmaya çalıştık. Bu sayımızla ilim, kültür ve tarih yolculuğumuzda üçüncü yıla girmenin mutluluğu içindeyiz. Dergimizin 24 sayılık seyrinde birçok gelişme ve atılımlar oldu. Yedikıta, her yaştan insana hitap eden muhtevası, dili, görselliği ve geçmişten günümüze taşıdığı mesajlarıyla yurt içinde ve yurt dışında ilgi ile takip edildi. Okuyucularımızla kurduğumuz irtibat ve onların dergimize olan alakası, bizi bazı yenilikler yapmaya sevk etti. Elinizdeki bu sayı da dergimizin gelişim sürecinde bir adım teşkil ediyor. İnşallah, nice uzun yıllar bilinmeyen ve yazılmayan deryalara yelken açacağız…
Yorum Gönder