Eylül 2010, Sayı:29
Temrin, yeni yayın dönemine yenilenen güçlü kadrosu ve yazarlarıyla giriyor. İlk kez kendi hacmimizi aşan özel sayımız, yaza girerken oldukça dikkat çekti ve ilgi gördü. Derginin kadrosundaki değişiklikleri jenerik kısmında görebilirsiniz. Yeni görev alan arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Yazıları ve şiirleri bundan böyle daha ince elekten geçirerek dergiye koyacağız. Daha önce söylediğimiz teşvik amaçlı bir iki yazı ve şiir yine olacak. Çünkü Temrin, okul kimliğiyle tanındı. Ülke genelinden çalışma gönderen onlarca kişinin, gönderdikleri çalışmalara cevap beklemelerini görmezden gelemeyiz. Her yıl yetiştirdiği kalemlerden kendi kadrosuna yenilerini ekleyen Temrin, bu görevini yeni yılda da devam ettirecek. Ne var ki bundan böyle artık yeni kalemler değil ustalar ağırlıkta olacak. Böylece Temrin, isminin içini doldurmuş olacak. Bu sayımızdaki şiirler, yeni yıla girerken çıtayı yükselttiğimizin en açık işaretidir. Bu sayıda birbirinden güzel şiirler okuyacaksınız. Arzu Eşbah, Fatih Yavuz Çiçek, Ebru M. Kayır ve Sümeyye Şeker dergide ilk kez şiirleri yayınlanan arkadaşlarımız. Bundan böyle onlardan daha güzel şiirler okuyacaksınız. Kadir Korkut, artık Temrin okurlarının tanıdığı bir isim. Yeni şiirini okurlarıyla buluşturuyoruz. Murat Çelik gelecek vaad eden genç bir arkadaşımız. Daha önce öyküsüyle okurların karşısına çıkmıştı, bu kez de bir şiiriyle okura sesleniyor. İbrahim Türkhan, Kırgız şairlerinden yaptığı çeviri şiirlerle Temrin okurunun aşina olduğu bir isim. Şeref Yılmaz da, alışılmışın dışında bir şiirini okurla buluşturuyor. Bu sayının yazarları şöyle: Mehmet Öztunç, daha önce okurun aşina olduğu bir isim. Bu sayıda Cengiz Aytmatov hakkında önemli bir değerlendirmesiyle okurun karşısına çıkıyor. Harun Atak, 2009 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü almıştı. Nerval hakkında önemli bir yazısını ilk kez Temrin okuruyla buluşturuyoruz. Dergimizin kadrosundan olan Tülay Berberoğlu mütevazı ama içten bir yazıyla bu sayıda yer aldı. Yıldız Ramazanoğlu, yaza girmeden ilk yazısını Temrin okurlarıyla buluşturmuştu. Yaz arkasından bir öyküyle Temrin okuruna karşı vefasını göstermiş oldu. Ramazanoğlu’nun yazıları devam edecek. Yazya Ektiren, bir yıldır emek verdiğimiz bir kalem. Toprak altında uzun süre bekleyen Çin bambuları gibi bir yıldır yazdıklarını silmekle, düzeltmekle, yırtmakla meşguldü. İlk kez bir öyküsüyle görücüye çıkıyor. Öykünün iyi bir yerde durduğunu okuyunca siz de göreceksiniz. Hüseyin Kaya, ilk kez bir denemesini okurla buluşturmuş oldu. Bu Hüseyin Kaya’yı, derginin yeni yılda yayın yönetmenliğini üstlenen V. Hüseyin Kaya ile karıştırmamak gerekir. Hüseyin Kaya daha önce Sivas’ta Sühan dergisini çıkarmıştı. Denemesini keyifle okuyacaksınız. Cansaran Kızıltaş, dergimizin kadrosunda bulunan bir isim. Yeni bir yazısını okurla buluşturuyor. Eylül Başak, daha önce birkaç kere öykü ile okurun karşısına çıktı, bu kez bir değerlendirme yazısı ile okura sesleniyor. Bilal Can da İsmet Özel’e dair bir tanıtım yazısı ile ilk kez okurun karşısına çıkıyor. Tahsin Yıldırım, araştırmacı kimliğiyle sağlam yerde duran bir kalem. Tevfik Fikret’te Ezan temalı önemli bir yazısını okurla buluşturuyoruz. Kazan Tatarlarından profesör doktor Hatip Minnigulov, Kazan Tatarlarında İstanbul sevgisine dair bu önemli yazıyı, İstanbul’un da kültür başkenti olması dolayısıyla, Temrin okurları için kaleme aldı. Nihan Işıker, yeni yayın yılında editörlük görevini üstlendi. Geçtiğimiz yıl Genel Koordinatörlük görevini başarıyla yerine getiren Işıker, bu sene görevi gereği yazının daha çok içinde olacak. Aynı zamanda Temrin’in kapak resimlerini yapan Nihan Işıker, bu sayıda önemli bir isimle röportaj yaptı. Hırvatistan/Zagreb’de Türkoloji Bölümü’nün kurucusu olan ve babası sayılan değerli Türkolog Ekrem Çavuşeviç ile yapılan röportajı dikkatle okumanızı öneriyoruz. Sıddık Akbayır, Temrin okurunun artık yakından tanıdığı bir isim. Onun portre yazıları Temrin okurları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu sayıda Mustafa Kutlu’yu ele alan yeni bir yazısını okuyacaksınız. Ayşenur Sır, ilk kez “Toprak Özel Sayısı”ndaki yazısıyla Temrin okuruna seslendi. Aynı özel sayıda hem röportaj yaptı hem yazı yazdı. Uşak Üniversitesi’nde yardımcı doçent doktor olan Ayşenur Sır, bundan sonra da yazılarıyla Temrin okuruna seslenmeye devam edecek. Daha önce Nasreddin Hoca ve Toprak özel sayılarımıza yazılarıyla katkıda bulunan Zülfikâr Bayraktar, bu sayımızda da önemli bir konu ile okura sesleniyor. Türk edebiyatında pek ele alınmayan “Levantenler” konusunu işleyen bu yazıyı dikkatle okumanızı öneriyoruz. Son olarak “devran” köşemizi de bundan böyle Seda Ülke hazırlayacak. Temrin, dolu değil dopdolu bir sayı ile sizlerin karşısına çıktı. Yeni yayın döneminin iyilikler getirmesini diliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder