90’larda Anadolu’nun birçok yerinde irili ufaklı dergi oluşumlarının çokluğu hatırlanacaktır. Bu dergilerin önemli bir kısmının “taşralılığı”, poetik iddia bakımından yoksunluğu ve tasarımından içeriğine kadar büyük acemiliği düşünüldüğünde geriye çok azından izler kaldığını söyleyebiliriz.
‘Merkez’in dışında ‘merkez’ oldular
Ancak Türkiye’nin her anlamda geçirdiği dönüşüm karşısında (ekonomiden, sosyolojiye ve politikaya kadar) 2000’lerden sonra yayınlanan ya da geçmişteki yayın anlayışını bu dönüşüme koşut yeniden konumlandıran dergi oluşumları içinde, ‘merkez’ dediğimiz (ki bu ‘merkez’ denen şeyin de post-modern zamanlarda işlevinin buharlaştığı ayrı bir tartışma alanıdır) ana koridora karşı bütüncül anlamda direnebilen ve başkaca arterler oluşturabilen yeni dergilerin belirdiğini görürüz. Bu anlamda Avangart, Mor Taka, Bireylikler, Ada, İtaki gibi birçok dergi hem ‘merkez’ dışında, Anadolu’nun değişik coğrafyalarında çıkmaları, hem de içerik ve tasarım olarak ‘merkez’deki bazı dergilerden kalite bağlamında sıkı bir yayın anlayışına yaslanmaları dikkate alındığında oldukça manidar bir fotoğraf çıkıyor ortaya.
Kertenkele’nin vizyonu var
Yayın yönetmenliğini Muammer Yavaş’ın yaptığı Kertenkele Edebiyat ve Düşünce dergisi, 90’ların sonunda yayınlanmaya başlayan ve değişik evreler geçirip son iki yıldır gösterdiği performans ile yukarıda bahsettiğimiz önemli dergi oluşumlarına eklemlenen bir yayın olarak ele alınmaya müsait. Ayrıca kapanmama, pes etmeme, iddialarından geri durmama konusundaki ısrarı da alkışa değer.
Yeni çıkan ve 19.-20. sayılarının birleştirilerek yayınlandığı dergi, yine birbirinden sıkı yazı ve şiirler ile iyi okur dediğimiz azınlığın ilgisini çekebilecek bir vizyon koyuyor ortaya. Bunun yanında Kentenkele için Fayrap’ta Ömer Yalçınova’nın, Hece’de Murat Erol’un, Gerçek Hayat’ta Osman Özbahçe’nin özel yazılar kaleme almaları derginin sadece okur bağlamında değil, diğer dergi oluşumları tarafından da özenle takip edildiğini göstermekte. Tabii Kertenkele’nin son iki yıldaki yayın anlayışı, içerik ve tasarım yeniliğinin bunda önemli etkisi söz konusu. Bu vizyonun, biraz evvel bahsettiğim ve 2000’lerden sonraya sarkan Anadolu dergicilindeki atılımla da kuşkusuz ortak paydaları mevcut.
Eleştiride Ali Celep’e dikkat
Özellikle eleştiri dergiciliği dediğimiz alana kayma iddiası ortaya koyan derginin bu vizyonunu, uzun süre müstear isim kullanan Ali Celep’in yazıları sürükledi denilebilir. Kertenkele üzerine diğer dergilerde yazılan bütün yazılarda da bu hak teslim ediliyor. Günümüz dergilerinde yayınlanan şiirler ve şairlerin ilk kitapları üzerine yoğunlaşan bu yazılar çok ilgi çekti. Benim bu yazılarda gördüğüm; Ali Celep’in, belirlenmiş kliklerin, grupların, şair cemaatlerinin ve ideolojik kapanların çok dışında salt estetik belirlenimler ile yola çıktığıdır. Farklı kesimlerden ve Kertenkele ile uzaktan yakından hiç ilgisi olmadığı halde üzerine yazı çıkartılan bunca isim, dergiyi aynı zamanda ‘merkez’deki dergi oluşumlarının yanına çekti. ‘Merkez’deki dergi oluşumlarının önemli bir kısmında mesela, böylesi bir genişlik göremeyiz. Bunu bir olumsuzlama olarak söylemiyorum. Ve belirli bir kadro, anlayış ve yayın politikasına yaslanan dergi oluşumlarının da mutlak bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve önemsiyorum. Kertenkele bu özelliği ile ayrışıyor sanırım. Tabii bütün bunlar Ali Celep’in metinleri üzerinden gelişen tartışmalar…
Ali CelepCelep yeni çıkan sayıda, 124 sayfa olarak sunulan derginin neredeyse yarıya yakınında yine ilk kitaplar ve dergilerdeki şiirleri incelemeye devam ediyor. Ali K. Metin’in 1999 yılında Beyan Yayınları’ndan ve Vural Kaya’nın da 2007 yılında Ebabil Yayınlar’ından çıkan ilk kitaplarını inceleyen Celep, ‘dergilerde yayınlananlar’ bölümünde de Akif Kurtuluş’un Heves’te, Ahmet Güntan’ın Kitap-lık’ta, Esma Güneş’in Fayrap’ta, Onur Bayrak’ın Kertenkele’de, Gonca Özmen’in Heves’te, Resul Tamgüç’ün Bir Nokta’da, Orhan Tepebaş’ın Dergah’ta, Mustafa Özçelik’in Bir Nokta’da ve Ali Emre’nin Karagöz’deki birer şiiri üzerine eğilmiş.
Şevval büyümüş de küçülmüş
Kertenkele’nin yeni sayısında şiir yayınlayan isimler ise şöyle: Şevval Sert, Onur Bayrak, Murat Tuzcu, Muhammed Hüküm, Bülent Keçeli, Şinasi Tepe, Ali Celep ve Muammer Yavaş. Bu isimlerden Şevval Sert’in ilköğretim 5. sınıf öğrencisi olduğunu ve şiirinin kendi yaşına göre oldukça iddialı ifadeler içerdiğini ekleyelim. Kertenkele özellikle bu tür yayın anlayışı olarak da diğer dergilerden farklı bir politikaya sahip. Başka sayılarında da küçük yaştaki öğrencilerin şiirlerine yer vermişti.
Adnan Duran’ın “Bir Ayete Bir Adım” adlı yazısı; Levent Şen’in, Adem Turan’ın yeni yayınlanan seçkisi “Şairlerin Gazze’si” üzerine incelemesi; M.Arzu Ayan’ın “Ostrov” başlıklı film yazısı; Aydın Hız’ın “Aliya İzzet Begoviç” portresi; Orhan Tepebaş’ın, Tütün dergisini çıkartan ekipten Ahmet Şimşek’in bir şiirinden hareketle “Boşluğu Daraltan Atlılar” ve kalem üzerine yazdığı metin yine derginin dikkat çeken başkaca yazıları. Ben, Kertenkele’nin bu sayısında, şiirlerini Defter, Varlık, Kavram Karmaşa, Ütopiya ve Mecmua gibi dergilerde yayınlayan şair Bayram Balcı’nın yeni çıkan kitabı “Livar”daki “gerilim” meselesi üzerinde durdum.
19. ve 20. sayılarını birleştirerek sunan Kertenkele dergisi böylece yaz mevsiminde tatil yapacak gibi. Ağustos sonu veya Eylül başında da sanırım 21. sayısı ile tatilden dönecek.
Mustafa Celep
Kertenkele edebiyat ve düşünce dergisi iletişim:
kertenkeleedebiyatdergisi@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder