RAMAZAN, EYLÜL VE KÜÇÜK ŞEYLER...
İçinden Ramazan geçen bir eylül idrak ediyoruz. Eylülün hüznü ile Ramazanın sevinci sarmaş dolaş olmuş, yüreklerimizi aşka getirmekte... Ve hüzün ile sevincin karıştığı vaktin aydınlığında durmaksızın ilerliyoruz yeni vakitlere doğru. İlerlerdiğimiz yolda bizi, davulcunun ahenkli manileri, eylül sarısı yapraklar, iftar çadırları, rüzgârla dans eden bir ağacın hışırtısı, elleri duada, gözleri semada nineler, dedeler ve daha nice küçük ama güzel şey karşılıyor. Yolda karşılaştığımız her küçük şeyle, kalbimize değen her bir sözle birlikte daha da çoğalıyor ve yaşamaya daha bir aşkla sarılıyoruz. Çünkü küçüğü seviyoruz, çünkü küçük şeylere tutkunuz... Büyük sözlerden ve büyüklenenlerden hoşlanmıyoruz. Asrın Bedî'i gibi aczimize ve fakrımıza tutunarak "Küçük Sözler" söyleyebilme gayreti ile yolumuzu O'nun yolu kılmaya çalışıyoruz.
Her ne kadar ârif kişi Kemal Ural, "Küçük Şey Yoktur" dese de, ene'sini büyütüp ondan başka her şeyi küçülten, küçük gören bir anlayışın hâkim olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ve biz onların küçük görerek küçülttüklerini zannettikleri şeylere sahip çıkıyoruz. Yani ârif kişiye kulak veriyoruz, "küçük şey yoktur" diyoruz...
Söylediğimiz bu söz ve dahi diğerleri, yüreklerinizde karşılığını buluyor olmalı ki, Kuşluk Vakti sizi, Ramazanla eylülün kucaklaştığı bir ayda, ilk çıktığı günkü kadar büyük bir heyecanla selamlıyor. Öyle ki içimizde yankılanan bu heyecana, yazarlarımız ve dostlarımız da ortak oluyor. Mesela Nihat Dağlı size, "Sokakta İftarsız..." kalmanın hüznünü duyumsatıyor. Abdullah Harmancı, yeni açılan "Yazıyorum, Çünkü..." isimli köşemizde, yazma sebebini açık ediyor. Karikatürist ve Mizah Derneği başkanı Çağrı Cebeci, babası Dilaver Cebeci'yi anlatıyor. Ayla Ağabegüm, edebiyatın ruhuna dokunuyor. Yusuf Kaplan Hoca, Türk şiiri üzerine esaslı bir düşünce faaliyetine girişiyor. Hoca'nın ezber bozan yazısı zihnimizde demini alırken Melek Altun bizi alıp Bosna sokaklarına götürüyor. Gülnihal Ümit, gözümüze bir çiçek gözlüğü iliştiriyor. Bir diğer yeni köşemiz olan "Portre" köşemizde ise dostları, ince ve nazenin bir Ali Çolak portresi çiziyor. Biz bu vadilerden geçtikten sonra Mustafa Ökkeş Evren'in "Sofra"sına dahil oluyor, Musa Güner'in "Bir Düş Masalı"nı terennüm ederken Hüseyin K. Ece'nin şiirini yedeğimize alarak Zümrüt Sönmez'in işaret ettiği "İpek Yolundaki Karartma Akşamları"na konuk oluyoruz. Sümeyra Demir'in hikâyesini anlattığı aynalarda kendimizi kaybetmemek için, Divançe'de Kuddûsî'nin aşk ile söylediği duaya amin diyoruz.
Ve "Âmin"lerimizi bir teşekkürle çoğaltıyoruz: Şükürler olsun Rabbim, bize Ramazanı, eylülü ve küçük şeyleri sevdirdiğin için...
Bir Teşekkür
Kuşluk Vakti'nin Mayıs sayısı ve "Edebiyata Kadın Eli Değerse yahut Bir Kadın" isimli yazım dolayımında, bilhassa beyefendilerden gelen teveccüh ve destek dolu mailler için çok teşekkür ederim. Ümit ediyorum ki, destekleriniz ve paylaşımlarınızla hep birlikte bir güzelliği yaşamaya devam ederiz.
Fatma Zehra
İçindekiler:
Musa Güner / Bir Düş Masalı (şiir)
Mustafa Ökkeş Evren / Sofra (şiir)
Hüseyin K. Ece / Sensizlik Hazırlar Kefenimi (şiir)
Gülnihal Ümit / Çiçek Gözlüğü
Yazıyorum; Çünkü…” Abdullah Harmancı / Yazmasam Ölür Müyüm?
Çağrı Cebeci / Babam Dilaver Cebeci
Mustafa Uçurum / Lirik Yanılgı (şiir)
Fatma Zehra / Ayla Ağabegüm İle Zamanın Ve Edebiyatın Ruhu Üzerine
Yusuf Kaplan / Medeniyet, Şiir Ve Modern “Türk” Şiiri: (1)
Türk Şiirinin Modernlik / İkinci Yeni Hapishanesine Giriş/İ
Portre I / Ali Çolak (Can Bahadır Yüce, Mehmet Aycı, Salih Güzel, Mustafa Oğuz, Murat Tokay)
İmdat Akkoyun / Avuçlarımıza Düşen Cemre (şiir)
Kadir Erdal / Settar’ın Adıyla (şiir)
Melek Altun / Uzakta Yakın Bir Şehir: Saraybosna
Sümeyra Demir / Bir Hikâyesi Olmalı Aynaların...
Nihat Dağlı / Sokakta, İftarsız...
Zümrüt Sönmez / İpek Yolunda Karartma Akşamları
“Divançe”: Maraşîzâde Kuddûsî Ahmed Efendi
İrtibat:
Kuşluk Vakti
P.K. 106 Manisa
kuslukvakti46@gmail.com
www.kuslukvakti.blogcu.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder