Kur'ani Hayat, dili itibariyle mümkün olduğunca İslami ıstılahları tercih ederek, Kur'an'ın kavramsallaştırmasını önceleyecektir. Toplumun tüm katmanlarını kucaklayan bir üslubu yeğleyerek, her kesimden insanın anlamasını kolaylaştıracak ortak ve ortalama bir dil kullanacaktır.
Kur'ani Hayat, toplumun bütün kesiminden insanları hedef kitlesi olarak kabul eder. Toplumun bir kesimine hitap etmeyi yeterli görerek diğer kesimleri ihmal etmez. Bu sebeple alimi, münevveri, amiri, memuru, işçisi ve öğrencisiyle toplumun bütün kesimleri, keza erkeği, kadını ve yaşlısıyla aile fertlerinin her biri bu dergide kendisine uzanan bir bilgi ve bilinç demeti bulabilecektir.
Kur'ani Hayat,"kaleme and olsun…" emr-i ilahisi ile okuma kadar yazmanın da önemli olduğunun bilincindedir. Sözlü gelenek kadar yazılı geleneğin de vahyi aktarmada ne kadar etkili ve kalıcı olduğunu bilir. Zamanla bir mektebe dönüşmesi arzu edilen bu dergi bir taraftan da Kur'an merkezli düşünen mütefekkirler ve yeni yazarlar yetiştirecektir.
Kur'ani Hayat,sadece soyut tefekkürü yeterli bulmaz. Kur'an merkezli bir düşünce geleneği oluşturma yanında bu geleneğin hayata nasıl yansıtılacağı konusunda açılımlarda bulunmayı da önemser.
Kur'ani Hayat, ümmetin zengin mirasını vahyin süzgecinden geçirerek yeniden üretir. Tarihiyle ve kendisiyle yüzleşerek, entelektüel cesaretle özeleştiride bulunmayı önemser ve bunu 'fiili tevbe' olarak kabul eder.
Kur'ani Hayat, hayatını Kur'an çalışmalarına adamış âlim, akademisyen ve önderlere sayfalarını açarak, birikimlerini toplumla paylaşmaları için bir köprü görevi görür. Ahlaklı bir müzakere zemini oluşturarak, ilim ve kalem ehlini Kur'an merkezli hakikat arayışlarını bu zeminde yürütmeye davet eder.
Kur'ani Hayat, farklı düşünceleri önemser. Ancak, vahyin vaz'ettiği ilkeleri ortak kabuller olarak görür. Vahyin bildirdiği kat'i bilgiyi tartışmaya açmaz.
Kur'ani Hayat, Kur'an ile ilgili dünyanın her tarafında yürütülen çalışmaları yakından takip eder ve bu çalışmaları okuyucuları ile paylaşır.
Kur'ani Hayat, Kur'an'sız bir hayatın ve hayatsız bir Kur'an'ın hikmete mugayir olduğu düşüncesiyle, bunları ayrılmaz bir bütün olarak kabul eder.
Kur'ani Hayat,hayatın tamamına vahyin kılavuzluğunda bakmayı esas alır. Gündelik hayatta karşılığı olmayan teorik bilgilere ve tartışmalara sayfalarında yer vermemeye özen gösterir. Çabasını vahye uygun bir tasavvurun inşası ve bu tasavvura uygun davranışların hayata yansıması üzerinde yoğunlaştırır.
Kur'ani Hayat, Kur'an-ı Kerim'e istediğini söyletme gayretiyle değil, onun söylediğini can kulağıyla dinleyip doğru anlama çabasıyla yaklaşır.
Kur'ani Hayat, asla 'Kur'ancılık' yapmaz. Bilakis, 'Kur'anlı' bir hayata kılavuzluk etmeye çalışır. 'Kitabına uydurma' değil, 'Kitab'a uyma' gayreti içinde olur.
Kur'ani Hayat, sadece bir cemaatin, bir hareketin, yada bir vakfın dergisi değildir. Çıkış noktası Kur'an olan, Kur'anla inşa olmayı ve Kur'anla inşa etmeyi amaçlayan ve tüm Müslümanları kucaklayan bir ilim ve fikir dergisidir.
Kur'ani Hayat,Kur'an ilimleri ve tefsir alanında akademik makalelere de zaman zaman yer verir. Ancak, tüm bu bilgilerin hayata dönük yüzüne öncelik tanır. Kur'an'a yaslanır, ana kaynak olarak ondan beslenir. Nevarki, vahyin hayata yansıyan müşahhas şekli olan sünneti her dem göz önünde bulundurur. Kur'an'ı tek kaynak olarak değil, temel kaynak olarak kabul eder. Kur'an'ın en isabetli ve kamil tefsiri olan Sünnetten her zaman istifade eder.
Kur'ani Hayat,vahyin birinci dereceden muhatabı olan Rasulullah'ın (s) Kur'an'a yaklaşım ve onu okuma biçimini temel alır. Vahyi en iyi anlamanın yolunun, onun bizzat kendisine indiği seçilmiş elçiyi yakından takip etmekten geçtiğini kabul eder. Peygamberin vahiyle terbiye ettiği örnek toplumu, model almak açısından büyük bir imkan olarak görür.
Kur'ani Hayat,müminin düşünce evrenini oluşturan dil, tarih, coğrafya, irfan, hikmet, bilgi gibi mefhumların Kur'an ekseninde yeniden üretilmesini hayati bir mesele olarak görür.
Kur'ani Hayat, tek taraflı, buyurgan bir üslup yerine özneler arası bir ilişkiye davet eder. Müminler arasında kurulacak böyle bir ilişkinin rahmeti celbedeceğini kabul eder. Hedefler
"Hayatı Allah'tan koparmak, anlamdan koparmaktır.
Hayatı Allah'a bağlamak, anlama bağlamaktır.
Hayatı anlamlandırmanın ise, vahiyden başka yolu yoktur.
Kur'an bizim öznemiz olduğu zamanlarda biz de tarihin öznesiydik. Biz Kur'an'ı nesneleştirdiğimizde tarihin nesnesi olduk. Oysa Kur'an, hayatı inşa eden özne olmalı.
Kur'an üç aşamada nesneleştirildi: 1- Anlam üretilemeyince form yüceltildi. 2- Yüceltilen form 'hitab'ı fetiş haline dönüştürdü. 3- Hitap fetiş haline dönüşünce yaşamayan, sadece tilavet edilen bir nesne haline geldi.
Oysa Kur'an; kavramlarıyla tasavvuru, önermeleriyle aklı, örnekleriyle şahsiyeti ve bütünüyle hayatı inşa eder."
Mustafa İSLAMOĞLU
Kur'ani Hayat, toplumun bütün kesiminden insanları hedef kitlesi olarak kabul eder. Toplumun bir kesimine hitap etmeyi yeterli görerek diğer kesimleri ihmal etmez. Bu sebeple alimi, münevveri, amiri, memuru, işçisi ve öğrencisiyle toplumun bütün kesimleri, keza erkeği, kadını ve yaşlısıyla aile fertlerinin her biri bu dergide kendisine uzanan bir bilgi ve bilinç demeti bulabilecektir.
Kur'ani Hayat,"kaleme and olsun…" emr-i ilahisi ile okuma kadar yazmanın da önemli olduğunun bilincindedir. Sözlü gelenek kadar yazılı geleneğin de vahyi aktarmada ne kadar etkili ve kalıcı olduğunu bilir. Zamanla bir mektebe dönüşmesi arzu edilen bu dergi bir taraftan da Kur'an merkezli düşünen mütefekkirler ve yeni yazarlar yetiştirecektir.
Kur'ani Hayat,sadece soyut tefekkürü yeterli bulmaz. Kur'an merkezli bir düşünce geleneği oluşturma yanında bu geleneğin hayata nasıl yansıtılacağı konusunda açılımlarda bulunmayı da önemser.
Kur'ani Hayat, ümmetin zengin mirasını vahyin süzgecinden geçirerek yeniden üretir. Tarihiyle ve kendisiyle yüzleşerek, entelektüel cesaretle özeleştiride bulunmayı önemser ve bunu 'fiili tevbe' olarak kabul eder.
Kur'ani Hayat, hayatını Kur'an çalışmalarına adamış âlim, akademisyen ve önderlere sayfalarını açarak, birikimlerini toplumla paylaşmaları için bir köprü görevi görür. Ahlaklı bir müzakere zemini oluşturarak, ilim ve kalem ehlini Kur'an merkezli hakikat arayışlarını bu zeminde yürütmeye davet eder.
Kur'ani Hayat, farklı düşünceleri önemser. Ancak, vahyin vaz'ettiği ilkeleri ortak kabuller olarak görür. Vahyin bildirdiği kat'i bilgiyi tartışmaya açmaz.
Kur'ani Hayat, Kur'an ile ilgili dünyanın her tarafında yürütülen çalışmaları yakından takip eder ve bu çalışmaları okuyucuları ile paylaşır.
Kur'ani Hayat, Kur'an'sız bir hayatın ve hayatsız bir Kur'an'ın hikmete mugayir olduğu düşüncesiyle, bunları ayrılmaz bir bütün olarak kabul eder.
Kur'ani Hayat,hayatın tamamına vahyin kılavuzluğunda bakmayı esas alır. Gündelik hayatta karşılığı olmayan teorik bilgilere ve tartışmalara sayfalarında yer vermemeye özen gösterir. Çabasını vahye uygun bir tasavvurun inşası ve bu tasavvura uygun davranışların hayata yansıması üzerinde yoğunlaştırır.
Kur'ani Hayat, Kur'an-ı Kerim'e istediğini söyletme gayretiyle değil, onun söylediğini can kulağıyla dinleyip doğru anlama çabasıyla yaklaşır.
Kur'ani Hayat, asla 'Kur'ancılık' yapmaz. Bilakis, 'Kur'anlı' bir hayata kılavuzluk etmeye çalışır. 'Kitabına uydurma' değil, 'Kitab'a uyma' gayreti içinde olur.
Kur'ani Hayat, sadece bir cemaatin, bir hareketin, yada bir vakfın dergisi değildir. Çıkış noktası Kur'an olan, Kur'anla inşa olmayı ve Kur'anla inşa etmeyi amaçlayan ve tüm Müslümanları kucaklayan bir ilim ve fikir dergisidir.
Kur'ani Hayat,Kur'an ilimleri ve tefsir alanında akademik makalelere de zaman zaman yer verir. Ancak, tüm bu bilgilerin hayata dönük yüzüne öncelik tanır. Kur'an'a yaslanır, ana kaynak olarak ondan beslenir. Nevarki, vahyin hayata yansıyan müşahhas şekli olan sünneti her dem göz önünde bulundurur. Kur'an'ı tek kaynak olarak değil, temel kaynak olarak kabul eder. Kur'an'ın en isabetli ve kamil tefsiri olan Sünnetten her zaman istifade eder.
Kur'ani Hayat,vahyin birinci dereceden muhatabı olan Rasulullah'ın (s) Kur'an'a yaklaşım ve onu okuma biçimini temel alır. Vahyi en iyi anlamanın yolunun, onun bizzat kendisine indiği seçilmiş elçiyi yakından takip etmekten geçtiğini kabul eder. Peygamberin vahiyle terbiye ettiği örnek toplumu, model almak açısından büyük bir imkan olarak görür.
Kur'ani Hayat,müminin düşünce evrenini oluşturan dil, tarih, coğrafya, irfan, hikmet, bilgi gibi mefhumların Kur'an ekseninde yeniden üretilmesini hayati bir mesele olarak görür.
Kur'ani Hayat, tek taraflı, buyurgan bir üslup yerine özneler arası bir ilişkiye davet eder. Müminler arasında kurulacak böyle bir ilişkinin rahmeti celbedeceğini kabul eder. Hedefler
"Hayatı Allah'tan koparmak, anlamdan koparmaktır.
Hayatı Allah'a bağlamak, anlama bağlamaktır.
Hayatı anlamlandırmanın ise, vahiyden başka yolu yoktur.
Kur'an bizim öznemiz olduğu zamanlarda biz de tarihin öznesiydik. Biz Kur'an'ı nesneleştirdiğimizde tarihin nesnesi olduk. Oysa Kur'an, hayatı inşa eden özne olmalı.
Kur'an üç aşamada nesneleştirildi: 1- Anlam üretilemeyince form yüceltildi. 2- Yüceltilen form 'hitab'ı fetiş haline dönüştürdü. 3- Hitap fetiş haline dönüşünce yaşamayan, sadece tilavet edilen bir nesne haline geldi.
Oysa Kur'an; kavramlarıyla tasavvuru, önermeleriyle aklı, örnekleriyle şahsiyeti ve bütünüyle hayatı inşa eder."
Mustafa İSLAMOĞLU
İrtibat:
1 yorum:
"KUR'ANİ HAYAT" dergisi hayırlı olsun, bereketli olsun. Selâm ile...
Yorum Gönder