Dünya tarihinin şüphesiz en büyük hadiselerinden biri İstanbul’un fethidir. Bizim için önemli olan dünyanın en uzun süre ayakta kalan imparatorluğunun, Roma’nın, son parçasının yıkılışından ziyade henüz bir buçuk asır önce kurulan bir devletin yani Osmanlı hanedanının beynelmilel bir imparatorluğa dönüşmesidir. Aslında fetih herkes için farklı algılamalar oluşturmaktadır. Batılılar için genellikle Hıristiyanlığın doğudaki kalesinin yıkılması iken, Müslümanlar için İslam peygamberinin en sıkıntılı günlerinden biri olan Hendek savaşında fethini müjdelediği bir idealin gerçekleşmesiydi. Türkler bu müjdeye mazhar olmanın mutluluğunu yaşarken Batı dünyası Roma’yı farklı bir yerde inşa etme telaşına kapılmıştı. Avrupalılar Hıristiyanlığın merkezi olarak Vatikan’ı işaret ederken, kuzeyde Ortodoksların hamisi olma ümidindeki Ruslar ulusal politikalarına yeni bir yön veriyorlardı.
Bununla birlikte Türkleri dünya dengelerinde taraf haline getiren bu hadisenin önemini bugün kanıksamışlıktan dolayı pek idrak edemiyor gibiyiz. İstanbul’un fethinin 555. yıldönümü tıpkı fetih gibi görkemli bir şekilde kutlanabilirdi. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki, yerel yönetimlerin bazı etkinliklerini saymazsak bu alanda ciddi projeler görmek çok zor. Bu eksikliğin farkında olan Kültür dergisi yaz sayısını fetih özel sayısı olarak hazırladı. Dergide İstanbul’un fethinin siyasi neticelerinden fetih üzerine oluşturulan edebiyata, fethin sosyal hayatta yarattığı değişmelerden mimari üzerindeki etkilerine kadar birçok alanda önemli kalemlerden yazılar bulacaksınız. Kültür dergisinin bu sayısında İstanbul üniversitesi Tarih bölüm başkanı Prof.Dr. Fahameddin Başer fethin Türk ve İslam dünyası üzerinde yarattığı etkileri, Doç.Dr. Ahmet Kavas ise fetih kavramını irdelemiş. Osmanlı donanması üzerine yaptığı çalışmalarla tanıdığımız İdris Bostan Fetih sürecinde Osmanlı deniz gücünün fethe katkısını anlatırken, Prof.Dr. Mehmet İpşirli Fatih dönemi ilim hayatını konu alan bir makale hazırlamış. Tarihçi Dursun Gürlek Fatih Sultan Mehmed’in kütüphanecisi Molla Lütfi’nin ilginç hayat hikâyesini, Nakkaş Semih İrteş ise Fatih dönemi nakkaşhane üslubu başlıklı yazısını okuyucuyla paylaşıyor. Süleyman Faruk Göncüoğlu Fetih sonrası kurulan ilk Osmanlı semti Saraçhaneyi yazarken, mezar taşları üzerine yaptığı çalışmalarla tanıdığımız Necdet İşli, Fatih ricali mezar taşlarını birbirinden orijinal resimler eşliğinde değerlendirmiş. Millet kütüphanesi müdüresi Melek Gençboyacı ise geçen günlerde hizmete tekrar açılan Millet kütüphanesindeki Fatih dönemi eserlerini tanıtmış. İstanbul tarihçisi Prof.Dr. Semavi Eyice bugünlerde hayata geçirilmeye çalışılan bir problemi dile getirmiş:İstanbul’un tarihi mahalleleri ve bunların değiştirilmek istenen adları. Fatih Şeker, klasik ve modern eserler zaviyesinden Fatih’in kâinatı ve fethin manevi iklimini konu alan bir çalışma hazırlarken Prof.Dr. Bilal Kemikli Fatih’in şairliğini anlatmış. Ayrıca tarihçi Necdet Sakaoğlu ile fetih kutlamaları ile ilgili önemli bir ropörtaj yapılmış. Bunlardan başka Ali Haydar Haksal, Ahmet Uçar, Cemal Aksu, Şemseddin Şeker ve daha birçok usta yazarın bulunduğu Kültür Dergisi fetih özel sayısı yine göz alıcı bir görsellikle ve tatmin edici bir içerikle okuyucusunun ilgisini bekliyor.
Bununla birlikte Türkleri dünya dengelerinde taraf haline getiren bu hadisenin önemini bugün kanıksamışlıktan dolayı pek idrak edemiyor gibiyiz. İstanbul’un fethinin 555. yıldönümü tıpkı fetih gibi görkemli bir şekilde kutlanabilirdi. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki, yerel yönetimlerin bazı etkinliklerini saymazsak bu alanda ciddi projeler görmek çok zor. Bu eksikliğin farkında olan Kültür dergisi yaz sayısını fetih özel sayısı olarak hazırladı. Dergide İstanbul’un fethinin siyasi neticelerinden fetih üzerine oluşturulan edebiyata, fethin sosyal hayatta yarattığı değişmelerden mimari üzerindeki etkilerine kadar birçok alanda önemli kalemlerden yazılar bulacaksınız. Kültür dergisinin bu sayısında İstanbul üniversitesi Tarih bölüm başkanı Prof.Dr. Fahameddin Başer fethin Türk ve İslam dünyası üzerinde yarattığı etkileri, Doç.Dr. Ahmet Kavas ise fetih kavramını irdelemiş. Osmanlı donanması üzerine yaptığı çalışmalarla tanıdığımız İdris Bostan Fetih sürecinde Osmanlı deniz gücünün fethe katkısını anlatırken, Prof.Dr. Mehmet İpşirli Fatih dönemi ilim hayatını konu alan bir makale hazırlamış. Tarihçi Dursun Gürlek Fatih Sultan Mehmed’in kütüphanecisi Molla Lütfi’nin ilginç hayat hikâyesini, Nakkaş Semih İrteş ise Fatih dönemi nakkaşhane üslubu başlıklı yazısını okuyucuyla paylaşıyor. Süleyman Faruk Göncüoğlu Fetih sonrası kurulan ilk Osmanlı semti Saraçhaneyi yazarken, mezar taşları üzerine yaptığı çalışmalarla tanıdığımız Necdet İşli, Fatih ricali mezar taşlarını birbirinden orijinal resimler eşliğinde değerlendirmiş. Millet kütüphanesi müdüresi Melek Gençboyacı ise geçen günlerde hizmete tekrar açılan Millet kütüphanesindeki Fatih dönemi eserlerini tanıtmış. İstanbul tarihçisi Prof.Dr. Semavi Eyice bugünlerde hayata geçirilmeye çalışılan bir problemi dile getirmiş:İstanbul’un tarihi mahalleleri ve bunların değiştirilmek istenen adları. Fatih Şeker, klasik ve modern eserler zaviyesinden Fatih’in kâinatı ve fethin manevi iklimini konu alan bir çalışma hazırlarken Prof.Dr. Bilal Kemikli Fatih’in şairliğini anlatmış. Ayrıca tarihçi Necdet Sakaoğlu ile fetih kutlamaları ile ilgili önemli bir ropörtaj yapılmış. Bunlardan başka Ali Haydar Haksal, Ahmet Uçar, Cemal Aksu, Şemseddin Şeker ve daha birçok usta yazarın bulunduğu Kültür Dergisi fetih özel sayısı yine göz alıcı bir görsellikle ve tatmin edici bir içerikle okuyucusunun ilgisini bekliyor.
İrtibat:
0 212 491 04 27
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder