2012-04-05
'Umran' dergisinde "Kurucu Tecrübeyi Anlamak"
Nisan 2012
Umran dergisi bu ay, Hz. Peygamber’in sünnetinin nasıl anlaşılacağı ve günümüzde nasıl yaşanacağı konusunu ele aldı.
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sünnetinin nasıl anlaşılacağı ve günümüzde nasıl yaşanacağı konusu çağdaş Müslüman düşüncenin üzerinde durduğu önemli konular arasında yer almaktadır. İlahi Hitab’ın ilk muhatabı olmanın yanında onun ilk uygulayıcısı olan son Allah elçisinin sünnetinin mahiyeti kadar sünnet söz konusu olduğunda mutlaka gündeme gelen hadisler, hadis eleştirisi, hadislerin kültürel boyutu gibi meseleler de sünnet konusu konuşulurken gündeme getirilen konular arasındadır.
Çağlar boyunca sünnet Müslüman toplumların yapısında, iç işleyişinde çok önemli bir yere sahip olmuştur. Birçok insan aslında neyin sünnet olduğunu, nasıl olduğunu bile bilmeden bir sonraki nesle hareketlerle aktarıyor. Bu annemiz, babamız, dedemiz tarafından da aktarılmaktadır. Bazen de birçok insan bunun sünnet olduğunu biliyor veya bilmiyor ancak pratik hareketlerle bunlar aktarılmaya devam ediliyor. Bugün için önemli soru(n) şu: Bugün sünneti nasıl yaşamalıyız?
Hal böyle olunca yaşamak kadar hatta ondan daha önce sünneti doğru anlıyor muyuz, sorusu üzerinde durma gereği ortaya çıkmaktadır. Çünkü sünnet denilince herkes aynı şeyi anlamıyor. Bu yüzden öncelikle sünnet anlayışımızı belirginleştirmemiz gerekiyor. Eğer doğru bir sünnet anlayışına sahip değilsek, sünneti doğru bir şekilde yaşamaktan da söz edemeyiz. Sünneti nasıl yaşayacağımız, sorusunun cevabı ise en temelde, Kur’ân’ı nasıl yaşayacağız, sorusunun cevabıyla aynıdır. Kur’ân ile sünnet arasında bu açıdan bir fark yoktur. Zira sünnet dediğimiz şey, Kur’ân’ın Hz. Peygamber’in hayatında hikmetli bir biçimde uygulanmış halidir. Bu yüzden rivayet kültürü içinden seçilmiş zanni bilgilerle oluşturulan “delail ve hasais edebiyatı” ile Müslümanların kültürel dünyasında yer edinmiş olan peygamber imajı gerçeğinden önemli ölçüde uzaktır.
Bugün Hz. Peygamber’in tarihsel olmuş ve örnek alamayacağımız yönleri yerine ticaret ahlakı, adaleti, insani yönü, evliliği, toplumsal ilişkileri, ahlakı, savaş ve barış ilişkileri ve tavırları bizim için daha önemlidir. O’nun hayatına bütüncül olarak bakılması gerekmektedir. Melekler arasında değil insanlarla hayat süren peygamberin belli yönlerini ön plana çıkaran zanlardan uzak durulması gerekliliği bulunmaktadır. Bazılarının ön plana çıkardığı gibi O, sadece kıyafeti, oturuşu ve yemek adabıyla mı örnektir? Söz gelimi zahitçe bir hayat yaşamayı tercih etmemesi önemli değil midir? Gerçek örnekliği, mazluma yardım etmesi, açları doyurması, fakirleri himaye etmesi, af ve misafirperverliğinde değil midir? İşte bu yüzden sünnet, hadis ve siyer bilgisi konusundaki tartışmaları doğru bir zeminde ele almak gerekir.
Umran dergisi bu çerçevede, Hz. Peygamber’in örnekliğini, Müslüman dünyadaki farklı hadis anlayışlarını, sünneti yaşama sürecinde ortaya çıkan bazı sorunları ele alan bir dosya sunuyor.
İrtibat:
0212 631 12 50
abone@umrandergisi.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder