Yeni anayasanın dili 'Dil ve Edebiyat' dergisi tarafından gündeme getiriliyor
Dil ve Edebiyat dergisi 40. sayısına ulaştığı Nisan sayısıyla yine çok önemli dosya ve konularla okurların ilgisine sunuluyor. Dergimiz kültür-sanat gündeminin nabzını tutmaya devam ederken bir ilke imza atıyor ve hazırlanmakta olan anayasayı dil açısından zengin bir içerikle değerlendiriyor.
Dil ve Edebiyat, bir asrı aşkın bir süredir tartışılan ve ilk defa ciddi anlamda toplumsal bir sözleşme olarak ele alınarak oluşturulmak istenen anayasa çalışmalarına 40. sayısıyla katkıda bulunuyor. Ülkenin önde gelen dil, edebiyat ve hukuk dünyasının isimleri bu defa yeni anayasaya dil ve edebiyat açısından bakıyor.
Prof. Dr. Servet Armağan, Prof. Dr. Hamza Zülfikar, Doç. Dr. Abdurrahman Eren, Ahmet Turan Alkan, Dr. Yusuf Akçay ve Üzeyir İlbak’ın yazı ve önerileriyle Yeni Anayasanın Dili başlıklı dosyamız Türkiye’de konuyu dil ve edebîlik bağlamında masaya yatırıyor.
Dil ve Edebiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak, Coğrafyanın Ruh Atlası Kelimenin Aidiyet Destanı başlıklı yazısında anayasaya, “kuşattığı coğrafyada yaşayan insanların medeniyet ikliminden beslenerek; onların hayat tarzlarından ve kültüründen derlediği ruhla, o toprak parçasını anlamlı kılan kelimeler atlasıdır” şeklinde bir çerçeve çiziyor.
“Anayasalar etnik, dinî, millî-ulusalcı ve ideolojik sembollerden arındırıldığında, herkese kendisini orada görme şansı tanındığın da ülkede nefes alan her bir bireyin anayasası olur” diyen İlbak, yeni anayasanın dili kucaklayıcı olduğu kadar, ihtişam ve belagatle de öne çıkmalıdır” önerisini paylaşıyor.
Prof. Dr. Servet Armağan ise, Tanzimat’tan günümüze anayasa tecrübelerini ele aldığı makalesinde özellikle 1982 Anayasası’ndaki hatalı ve gereksiz ifadeler ve tespit ettiği dil yanlışlarını örneklendirerek Yeni Anayasanın Dili’ne ilişkin çıkarımlarda bulunuyor.
Prof. Dr. Hamza Zülfikar da kapsamı, tanımı her dönemde tartışma konusu olmuş Anayasalar içinde Türk dili açısından tartışmalara konu olan ilk anayasanın 1945 Anayasası olduğunu işaret ettikten sonra süreç içinde ortaya çıkan sorunları değerlendiriyor. Zülfikar’ın nihai yorumu; “yeni Anayasa, dil uzmanlarınca yazım, terim, dil ve anlatım açısından gözden geçirilir, Batı dillerinden Türkçeye geçen kelimelerin Türkçelerine yer verilir, bundan sonra çıkarılacak kanun ve yönetmeliklere örnek olur” şeklinde.
Anayasa hukuku uzmanı Doç. Dr. Abdurrahman Eren, Anayasanın Dili Kimliğidir başlıklı; Ahmet Turan Alkan Kanun Yazıcılığı Edebiyatına Dair ve Dr. Yusuf Akçay da Uygarlığın Dili başlıklı yazıları da dosyada yer alıyorlar.
Dil ve Edebiyat dergisi ana dosya konusu yanı sıra beğeniyle takip ettiğiniz bölüm, edebî ürün ve sayfalarıyla sizleri bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder