2008-10-07

"Temrin" dergisi


TEMRİN DERGİSİ’NİN EKİM SAYISI ÇIKTI.BEKTAŞİ ŞAİRİ HİLMİ DEDE’NİN EHLİ BEYT SEVGİSİNİ İŞLEDİĞİ 42 BEYİTLİK ŞİİRİ İLK KEZ TEMRİN’DE YAYIMLANIYOR.

Temrin, Ekim ayında bir sürprizle okurunun karşısına çıkıyor. Bektaşi şairi olan Hilmi Dede’nin 42 beyitlik ehli beyt sevgisini işleyen şiiri ilk kez dergide gün yüzüne çıkıyor.

Bektaşiliğin aslının ehli sünnet çizgisine uygun olduğunu ispat eden Fatiha tefsirinden sonra bu şiir de Bektaşiliğe bakışımızı değiştirecek. Edebiyat araştırmacıları için önem taşıyan şiirin tamamı dergide yer alıyor.

Derginin bu ayki şairleri: Şeref Yılmaz (çocuksu hüsnüzanlar), Uğur Uzunok (çocukluk eriği), Mustafa Uçurum (doğrula beni), Nurbanu Akay (kedi sonrası) ve Yusuf Özkan Özburun (mes lastik).

Derginin inceleme yazıları: Türk Öykücülüğünün Dev Kütüphanesi (Yılmaz Yılmaz), Toprak Ana (Gülay Çil), Bir Bektaşi Şairi Hilmi Dede (Fatih Kutlu), Sezai Karakoç Şiirinde Kadın (Merve Akbaş).

Deneme yazıları: Lal Makamı (Ceyhun Emre Teoman), Asma Yaprağı (Yasemin Başer), Plastik Sözler (Hasan Çağlayan), Haçkalı Baba (Umut Bulur), Bir Küçük Nesnedir Anahtar (Hatice Eğilmez Kaya).

Öyküler: Genç Werther’in Acılarının Devamı (Rabia Avcı), Yara Bandı (Hatice Uzun), Beklerken (Şeniz Bayır), Keşke Teğmen Olsaydın (Nevzat Canan), Can Direği (Melek Altun), Arafta Kimliksiz (Zeynep Elbasan).

Tanıtım: Huzursuz Bacak (Nuran Aksoy)

Gezi: Ege Düşü (Selma Ayerdem)

Hatıra: Rüyalarımın Çağırdığı Yer (Güzin Akyüz)

Derginin Ekim sayısının “editörden” yazısında şu dikkat çekici ifadelere yer veriliyor: “Bir ramazan ayı daha bereketiyle gelip geçti. Temrin’in beşinci sayısına da yansıyan bu bereketin, umduğumuzdan daha fazla geri dönüşümünü aldık.
Temrin, altıncı sayısıyla karşınıza çıkıyor. Henüz altı aylık… Daha sütten kesilmedi… Ne var ki gürbüz ve sağlıklı duruşu kısa zamanda kulaktan kulağa duyuldu. TRT 2’nin daha ikinci sayıda dergiyi tanıtması ve altıncı sayısını henüz çıkaran bir derginin internette birçok yerde karşımıza çıkması, bu söylediğimizi doğruluyor.
Derginin üçüncü sayısına kadar elimizde bulunan yazılar tanıdık isimlerden gelen yazılardı. Ne var ki dördüncü sayıdan itibaren derginin mail adresine tanımadığımız birçok isimden yazı gelmeye başladı. Bu yazılar “kemiyet ve keyfiyet” bakımından küçümsenmeyecek bir seviyeye ulaştı. İşte altıncı sayıdaki farklı isimler ve yazılar bu hareketliliğin bir ifadesidir. Fıtri olan her hareket yolunu bulur; tıpkı su gibi… Bize düşen bu yoldaki engelleri kaldırmaya çalışmak ve genç yeteneklerin önünü açmaktır.

Temrin’in bu sayısında aramıza yeni katılan şairler var. Nurbanu Akay genç bir yetenek… Uzun zamandır elediğimiz şiirleri, onu bu şiiri yazacak seviyeye getirdi. Mustafa Uçurum, şiirde bilinen bir isim… Temrin’e 6. sayıda dâhil oldu. Hece ile yazdığı bu şiirini keyifle okuyacaksınız. Yusuf Özkan Özburun’un hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerine sadece Temrin okurları ulaşabiliyor. Nizar Kabbani’den çeviri şiir bu sayıda da yer alıyor. Uğur Uzunok ve Şeref Yılmaz da şiirleriyle bu sayıya katkıda bulundu. Nuran Aksoy, Mustafa Kutlu’nun son hikâye kitabı hakkında değerlendirmede bulundu. Yasemin Başer’in “Asma Yaprağı” isimli denemesi dikkate değer… Güzin Akyüz’ün, çocukluğunu geçirdiği yeri, yıllar sonra yazıya dökmesi oldukça anlamlı… Bu sayıda yer alan bir başka yeni isim de Hatice Eğilmez Kaya… Temrin’i geçen sayıda tanıdı ve yazılarını eleştiriye açtı. Oysa Hatice Eğilmez Kaya, masterini tamamlamış ve yıllardır mesleğiyle uğraşan bir edebiyat öğretmeni… Ama mesafe almanın, ancak eleştirilere kulak vermekle mümkün olacağına inanıyor. Melek Altun da bu sayıda dergiye dâhil olan bir başka değerli isim… Uzun bir öyküsüyle giriş yapmış oldu. Eğer sabırla okursanız, adamakıllı bir öykü ile karşı karşıya olduğunuzu hissedeceksiniz. Hatice Uzun bu kez bir öyküsüyle dergide yer alıyor. Gülay Çil, Aytmatov’un “Toprak Ana”sı üzerine yazdı. Umut Bulut’un “Haçkalı Baba” denemesi tasavvufi bir neşve taşıyor. Hasan Çağlayan’ın denemesi, dikkatimizden kaçan bir konuya değiniyor. Yeni yazılardan en önemlisi de Fatih Kutlu’nun kaleme aldığı yazı… Hilmi Dede hakkında dedesinin defterinde yer alan 42 beyitlik şiir önem taşıyor. Çünkü Hilmi Dede bir Bektaşi şairidir. Bu şiirinde Hazreti Hüseyin’in şehit edilişine ağıt yakmaktadır. Böylece okurlarımız ilk kez Temrin’de yayımlanan bu şiirle görmüş olacaklar ki aslında Bektaşilik, ehli sünnet çizgisinde bir tarikat iken sonradan suiistimal edilmiştir.”

Dergi, yazarlık kursunun 10 Ekim’de başlayacağını da duyuruyor.

İrtibat:
(0216) 5508151
temrindergisi@gmail.com
www.temrindergisi.com

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com