2014-01-05

Mahalle Mektebi, 15


Mahalle Mektebi dergisi’nin Ocak-Şubat sayısı çıktı. Derginin 15. sayısı da, şiir, öykü, söyleşi, eleştiri/kitap tanıtımı ve merakla beklenilen dosyasıyla; yoğun bir mesainin ve güçlü bir birikimin mahsulü olarak okuyucusunu selamlıyor.

Şiir
Henüz derginin kapağında iken, Dünya’dan başka alemlere açılan yeni bir kapının keşfedildiğini anlıyoruz. Kapak fotoğrafında Tuna AKÇAY imzasını görüp, bu yeni dünyaya ilerlerken bizi ilk karşılayanlar, Hayriye Ünal (Emrolunduğum Gibi) ve Vural Kaya (Bir Filmde Sığınakları Geçen Bir Şerit İçin) şiirleri oluyor.
Şiire çok önem verdiği ilk sayılarından itibaren net olarak izlenilen dergide, ilk şiirlerini yayımlayan şairlerin yanında derginin “Mektep” olma hüviyetini görünür kılan “Mektep’te” yetişmiş genç şairleri de okuyoruz. Her sayıda çeviri şiir yayımlayan dergi bu sayıda da; Mahmud Derviş’in “Irak’ın gecesi”ni İbrahim Demirci çevirisiyle, Muhammed Mâğût Micri’nin “Mushaf”ını Ahmed Khalil çevirisyle ve Aimé Césaire’in “Kanun Çıplaktır”ını Gül Çiğdem çevirisiyle edebiyatımıza kazandırıyor.
Sayının diğer şair ve şiirleri ise şöyle; Özgür Ballı “Misafir”, Hüseyin Karacalar “Çoklu Zeka Dramı”, Nergihan Yeşilyurt “Sabahların Gidişatı Üzerine Mülahazalar”, Ümit Güçlü “Sıvı Asfaltlar” Şafak Tarhan “Arka Mahallede”, Ömer Korkmaz “Söylence”, Afra Kutluğ Benli “Lanetin Habercisi” Elif Nuray “Tefsirsiz Kahır”, Enes Talha Tüfekçi “İlk Kan”, Özgür İren Bayram “Nazire”, Ertuğrul Demir “Beşinci Paragraf”, Ömer Faruk Kara “Bin Ya Da Bir Türlü Yaşamak”, Abdülkadir Yaylacık “Bizim Sessizliğimiz” Rıfat Eroğlu “La Havle”, Emre Doğan “Anlamsızlığın Simetriği”, Esra Haymanalı “Düşümde Uyar”, Vefa Taşdelen “Deprem Ağıtları”...

Öykü
Biri tercüme, biri uyarlama olmak üzere dergide toplam on üç öykü bulunuyor. Bu sayıda da başarılı öykücülerin yanında ilk öykülerini okuduğumuz genç kalemler var.
Mehmet Kahraman “Azar Azar Biriken” öyküsüyle başlıyor öykü dosyası. Kahraman zaman, yer ve olay algısını ters yüz ederek hasta eşini kaybeden Hikmet’in öyküsünü kendi içinde çelişip duran bir karakterin gözünden anlatıyor. 
Numan Altuğ Öksüz’ün öyküsü “Ölümsüzlüğün Sırrı”. Ders gibi bir öykü okuyoruz. Geleceğe kalmak, ölümsüzlüğün sırrına ulaşmak için iki roman yazan kahramanımız yayınevlerinden aldığı red cevapları üstüne kuruyor kütüphanesini ve dersini tam burada veriyor.
Ali Güney’in “Çiçek Uykusu” isimli öyküsünde ise şair bir dedenin evine konuk oluyoruz. Şiir üzerine yoğunlaşılan pasajlar ayrıca dikkate değer olan öyküde çocuklar, torunlar ve büsbütün bir hayat karşılıyor bizi. Öykünün sonu ise mahallesinde yeterince tanınamamış bu yaşlı şairimiz için yazılmış olsa da,  birçok sanatçının akıbetini anlatıyor.
15. Sayının diğer öyküleri ise şunlar; Elif Nihan Akbaş “En Hazin Ayrılık Şarkısı”, Rabia Boran “İki Öykü”, Muhammet Manap “Enkaz”, Hüsniye Uludağ “Yürüyordum”, Serpil Tuncer “Bir Elmanın İhaneti” İsmail Isparta “Kaçış”, Alperen Mercan “Bahara Beş Kala”, Mehmet Emin Gül “Çingene”, Mesude Açıkgöz “Üçler”, Hacer Özdemir “Kapat Gözlerini”, İbrahim Kunt “Yakın Ya Da Uzak” (uyarlama), Ülfet el-İdilbî Selman’ın “Pijama”(çeviri).


Söyleşi
Bu sayıda iki söyleşi bulunuyor. İlk söyleşiyi Gökçe Özder, ikinci kitabını yayımlayan “öyk-cü” Gökhan Yılmaz ile yapıyor. İkinci söyleşide ise U. Kubilay Dündar, Doç. Dr. Vefa Taşdelen’i konuk ediyor. Akademisyen, şair/yazar, düşünür olarak Türk düşünce hayatında ve edebiyatında hususi bir yeri olan Taşdelen ile uzunca bir sohbet gerçekleştiriliyor.

           Dosya
14. sayısında İbrahim Demirci dosyası yapan derginin bu sayısında, her birimizin hayatında varlıkları veya yoklukları ile tartışmasız özel bir yere sahip olan “Dedelerimizi” konu ediyor. Dosyada toplam on iki yazı bulunuyor.  Köksal Alver’in editörlüğünü yaptığı dosyada, “Dede” tüm yönleriyle ele alınırken dedesizlik bahsi de işleniyor.
Köksal Alver’in “Dede İmgesi” başlıklı yazısıyla açılıyor dosya. Alver, Dede’nin sosyolojik portresini çizerken hayat içerisindeki yerini, kendi içinde ve geçmişten günümüze doğru yorumluyor.
Mustafa Aydın “Dedeye Bir Bakış” yazısıyla, “aile ve dede”, “din bağlamında dede”, “bir sosyal unsur olarak dede” ve “görülmesi gereken gerçek” alt başlıklarında birçok yönüyle “Dede”yi inceliyor.
İbrahim Demirci, yazısının başlangıcından itibaren bizleri tarih koridorlarında ellerimizden kelimelerin tuttuğu bir yolculuğa çıkarırken, Dede’yi –ve ilişkili kavramları- etimolojik olarak inceliyor.
Abdullah Harmancı, edebiyatımızda dedenin torun gözünden işlendiği tespiti ile başladığı yazısında birçok örnekle “Türk Edebiyatındaki Dede”yi işliyor.
Hasan Harmancı ise; “Dedeliğe Övgü” başlıklı yazısında, dedelerin hayatı tecrübe edişlerini, bu tecrübeler neticesinde karşılaştıkları ve duydukları her zorluk karşısında, çehrelerinde ancak tatlı bir tebessüm oluştuğunu, tatlı bir tebessüm bırakacak bir üslup ile aktarıyor.
Dosyada ayrıca, M. Zeki Saka “Dedemin Saati”, Ömer Korkmaz “Dedesizlik”, Vedat Aydın “Dedem” , Mahmut Atay “Dedeler ve Torunlar”, Murat Ak “Bozkırlı Merhametli Muzdarip”, Müzeyyen Çelik “Demir Hafız: Dedem”, Vural Kaya “Dedemi Anlatmak…” yazıları bulunuyor.

Kitap/Sinema/Deneme
Necip Tosun, Abdullah Harmancı’nın 1998-2013 yılları arasında yayımladığı öyküye ilişkin yazılarını topladığı “Kurmacanın Büyülü Sureti” kitabını yazıyor. Mehmet Kahraman, İsmail Özen’in 1996-2013 yılları arasında yazdığı öykülerinden derlediği “Günler Ne Kadar Kısaldı” isimli öykü kitabını inceliyor. Faruk Turğut ise Köksal Alver’in 2013 yılında yayımladığı “Mahalle” kitabını yazıyor.
Abdullah Kasay, “Dikkat, Felsefe Çıkabilir!” başlıklı yazısıyla bu sayıda bir şiiri, bir denemesi ve bir söyleşisi bulunan Vefa Taşdelen’in “Felsefeden Edebiyata” kitabını inceliyor. Böylece dergi 15. Sayısında küçük bir Taşdelen dosyası da yapmış oluyor.
Her sayısında şiir, öykü ve denemelerin yanında sinema yazılarına da ağırlık veren derginin bu sayısında Ahmet Aksoy “İçinizi Yakacak Bir Taşra Hikayesi” başlığı altında Atalay Taşdiken’in yönetmenliğini yaptığı bir çok festivalden en iyi film, en iyi erkek oyuncu ve jüri özel ödülü alan “Mommo Kız Kardeşim” filmini yazıyor.
Ali Akar, “Ankebut” suresini yazarken Allah’ı ve onun bizelere kelamı olan Kur’an’ı gündemimizde tutmaya davet ediyor. Toplum mühendisliği ürünü yapay gündemlerle meşgul edildiğimiz, çok çeşitli kaynak ve şekillerle durmadan bulandırılan zihinlerimizle, yönünü bulamayan yığınlara dönüşüyorken, Ali Akar’ın yazısı sadra şifa oluyor.

Nergihan Yeşilyurt’un merakla beklenen “İnsan Düğmesi” köşesi ikinci kez okurla buluşuyor. 

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com