Yusuf Kaplan, 5 ve 6 Haziran 2011 günleri Yeni Şafak'taki köşesinde iki yazı yayımladı. Fatsa'da yayımlanan Kertenkele dergisi bağlamında, taşra dergilerindeki yükselişi (tabii 'merkez' -özellikle İstanbul- dergilerindeki düşüşleri de belirleyerek) gündeme taşıyan Yusuf Kaplan'ın şu cümleleri oldukça çarpıcıydı:
"Türkiye'nin yaşadığı metamorfoz süreci, sanatı, "merkez" olarak görülen büyük kent'ten kovdu: Yapaylığın, sahteliğin, gösterinin, ayartının, kopyenin hükümferma olduğu sığ bir sanat ve düşünce vasatı üretti. Sanatı bayatlaştırdı, banalleştirdi. / Sanatın olmadığı yerde, fikir üretilemez. Has sanat, hakîkî fikrin ikiz kardeşi ve yol arkadaşıdır: Hakîkat fikri, "şehir"den kovulmuşsa, onun yerine sahteliğin konuluvermesi, kuruluvermesi kaçınılmazlaşır. /"Taşra" olarak görülen yerde, hakikatin mayası karılıyor Türkiye'de"...
Yusuf Kaplan'ın kaldığı yerden başlayarak, Anadolu'da yayınlanan ve gerçekten de problemli merkez dergilerine karşılık taşrada yüksek bir nitelik sergileyen dergilere bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Evet bunlar, merkezdekilerin ekipçi, kulüpçü, seçkinci, dahası yer yer çeteci özellikler gösteren dergilerinin aksine, yazar kadrosu bakımından geniş katılımlıdır. Böyle olunca, tek seslilikten ziyade çok sesliliğe yatkın bir manzara çıkıyor bu dergilerde karşımıza. Üstelik bu çoksesliliği oluşturanlar arasına, merkezin daima ön plana çıkararak pışpışladığı popüler isimler zaman zaman girebilse de, asıl kadroyu işini gösterişten uzak, fakat sağlam yapanlar oluşturuyor. Sonuçta, içerik bakımından dopdolu bir dergi gelip konuyor okuyucunun huzuruna...
2009 Mart'ında dunyabizim.com'da Mustafa Oğuz'a verdiği bir mülakatta "Türkiye'de takip edemediğim için eksikliğini hissettiğim dergi yok ne yazık ki" diyen, dahası "Türkiye'de 25 yıldır henüz heyecan üretecek, çığır açacak dergi çıkarılamadı. Türkiye, dergi çöplüğünü andırıyor... Zaman zaman, bu tür bir dergi çıkarmak için kolları sıvıyorum; ama Türkiye'de bana destek olacak bir çılgın adam çıkmadı hâlâ... Böyle giderse, pek de çıkacak gibi gözükmüyor..." cümleleriyle iddiasını ciddi bir konuma taşıyan Yusuf Kaplan'ın, Kertentele'den yola çıkarak taşrayı işaret etmesi oldukça önemlidir. Bu noktada bize düşen, taşrada başka hangi dergiler benzer bir teveccühü hak ediyor sorusunu sormak olacaktır.
Ben bu sorunun cevabı olarak Bizim Külliye (Elazığ), Nida (Malatya), Tasfiye (Tokat), Değirmen (Sakarya) gibi dergileri sayacağım. Bu sayımdan sonra, içlerinden birisine, Bizim Külliye dergisine dair bir sunum yapacağım:
Bizim Külliye bir "üç aylık kültür sanat dergisi"dir. Elazığ'da "İzzetpaşa Vakfı Adına" yayınlanmaktadır. Nazım Payam'ın yönetiminde çıkmakta olan Bizim Külliye'nin hemen her bir sayısını 'özel' bir konuya hasretmektedir. Sözgelimi son üç sayıdan ikisi "edebiyat-felsefe" dosyası olarak takdim edilirken, sonuncusu "politika-edebiyat" ilişkisi bağlamında yayınlanmıştır.
Bizim Külliye'nin dikkat çekici bu donanımını izah etmek için Haziran-Temmuz-Ağustos aylarını kapsayan 48. sayısının içeriğine göz atmak yeterli olacaktır.
Nazım Payam'ın "Politikacı mı, Sanatçı mı?" başlıklı yazısıyla açılan "Politika-Edebiyat" dosyasındaki yazarları ve yazı başlıklarını şöyle sıralayabiliriz: Vefa Taşdelen "Hayat, Siyaset ve Edebiyat İlişkileri", Milay Köktürk "Siyasal Dünyanın Edebî Ruhla Terbiyesi", Nâmık Açıkgöz "Edebiyata Politika Bulaştırmak", İsmet Emre "Mazide Dost Atide düşman Kardeşler: Edebiyat ve Siyaset", Mustafa Miyasoğlu "Siyaset ve Edebiyat", İsmail Çetişli "Tanzimat Sonrasında Sanatkârın Politik Arenadaki Yeri", Cihan Okuyucu "Divan Şiirinin Sarayla İrtibatı", Mustafa Özçelik "Edebiyat ve Politika", Yahya Akengin "Ne İçindedir Edebiyat Siyasetin Ne de Büsbütün Dışında", A. Vahap Akbaş "Susukun Muhalif (Mehmet Âkif), M. Naci Onur "Nüzhet Dede - Sanat ve Politika", Salih Uçak "Bâkî'nin Poetik ve Politik Kaygısı Üzerine Bir Deneme", Süleyman Doğan "Nizami Gencevi'nin Eserlerinde İdeal Devlet ve Devlet Başkanı", Şükrü Kacar "Edebiyat ve Politika", Özgür Kasım Aydemir "Söylem ve İktidar"...
Bunların dışında Reha Çamuroğlu'yla "Politika ve Edebiyat Üzerine" ve Nazım Hikmet Polat ile "Edebiyat ve Siyaset" üzerine yapılmış mülakatlar da Bizim Külliye'den okunabilir...
Siz sormadan ben söyleyeyim, Bizim Külliye'nin "Politika-Edebiyat" dosyasındaki yazıları okumaya devam ediyorum. Derginin 44. sayfasında, İsmail Çetişli'nin yazısının ortalarındayım. Bu ay, Tasfiye Dergisi'nin Metin Önal Mengüşoğlu özel sayısının tamamını okuduktan sonra, ikinci bir dergi olarak Bizim Külliye'nin bütün yazılarını okumaya niyetliyim. Halihazırda içinde bulunduğum okuma sürecinde kimi 'ayrıksı/hassas' düşünceleri kendi içimde müzakere ediyorum. Devamında gerekli olursa, ilgili kamuoyu ile bunları paylaşacağım kuşkusuz...
Ama önce kamuoyunun da Bizim Külliye'nin bu sayısındaki yazılarla içli dışlı olması gerekiyor, değil mi? İşte meraklısı için, derginin iletişim bilgileri: bkulliye@yahoo.com; Tel: 0424 233 55 13.
Cevat Akkanat
Kaynak:
Milli Gazete
16 Haziran2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder