Derginin Aralık 2010 sayısında, İbn Battuta ve Seyahatname’si kültür tarihine katkılarıyla geniş bir bağlamda ele alınıyor.
İslam coğrafyasının en önemli seyyahlarından biri olan İbn Battuta’yı, yaklaşık 30 yıl süren ve Çin’den Endülüs’e geniş bir coğrafyaya dair bilgiler aktardığı gezilerinden arda kalan Seyahatname’siyle tanıyoruz. İbn Battuta, seyyahlığının yanı sıra önemli bir coğrafyacı, bir fakih, bir tarihçi, bir folklorcü ve bir kültür tarihçisi. Ne yazık ki seyyahın bu yönleri pek bilinmiyor. Oysa İbn Battuta verdiği bilgiler her geçen gün daha da değerli hale gelen, tarihyazımına katkısı henüz tamamlanmamış bir isim. Üstelik Battuta’nın zihnindeki evrensellik, ruhundaki rahatlık, benliğindeki özgüven, inanç sistemindeki derinlik ile bugünün kendini dar fikir kalıplarına ve coğrafyalara hapsetmiş insanına söyleyeceği çok şey var. Buradan hareketle Mostar, bu ay dosya konusunu bu önemli seyyaha ayırdı. Dosya kapsamında Yusuf Kaplan, İbn Battuta’nın renkli kişiliği, seyahat kavramına yaklaşımı ve medeniyet olgusuna yüklediği anlamın üzerinde dururken, Hüseyin Yazıcı İbn Battuta’nın hayatının önemli detaylarını kronolojik bir sıralamayla aktarmanın yanında seyyahın ve eserinin tarihsel önemine dair önemli bilgiler sunuyor. Ülkemizde İbn Battuta’yı en yakın tanıyan isimlerden birisi olan ve İbn Battuta’nın Seyahatname’sini dilimize kazandıran A. Sait Aykut ise, Mostar’a verdiği söyleşide seyyahın ve eserinin pek de bilinmeyen yönlerine dair önemli analizlerde bulunuyor.
Mostar’ın gündem sayfasında ise bir başka söyleşi öne çıkıyor. “İslam artık küresel siyasal bir dil” başlığını taşıyan söyleşide, Prof. Dr. Ayhan Kaya, 11 Eylül ve küreselleşmeyle birlikte özellikle Batı dünyasında önemli bir soruna dönüşen İslamofobiye dair önemli sözler söylüyor. “İslam, küreselleşmeyle birlikte ortaya çıkan küresel kapitalizmin hegemonyasına muhalefet eden bir karşı-hegemonik güç ürettiği için özellikle sol söylemin neredeyse ortadan kalktığı bir dönemde biraz da muhalefetin dili olma, mağdurun dili olma işlevini de görmeye başlıyor.” diyen Kaya, bu sözlerinin gerekçelerini de detaylarıyla paylaşıyor.
Mostar’ın diğer sayfaları bu ay da okura oldukça zengin bir içerik sunuyor. Gündemden, Görsel Hafıza, Çizi-Yorum gibi klasikleşmiş sayfaların yanı sıra, Türkiye bölümünde M. Mücahit Küçükyılmaz’ın “2010: II. Cumhuriyet’in dönüşüm yılı”; Dünya bölümünde Mesut Özcan’ın “Lizbon Zirvesi’nin ardından”; Toplum bölümünde Halil Akgün’ün “Erdemli toplum yüksek siyaset”, Naci Bostancı’nın “Fanatikler ve fanatiklik”, Alper Çeker’in “Zaman dışı şairler, çağdaş soytarılar”; Medya bölümünde Hakan Çopur’un “Eski medya, yeni Türkiye”; Tarih bölümünde Ali Şükrü Çoruk’un “Eski İstanbul’da kimler yaşıyordu?” ve Teknoloji sayfasında Hakan Hastaoğlu’nun “iPad’in getirdikleri” isimli yazıları derginin zengin içeriğini oluşturan yazılardan bazıları.
İrtibat:
mostardergisi@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder