İlçe dergilerinin birleştiği nokta samimiyet. Okura düşense onları yaşatmak. Çünkü kapanan her dergi güzel bir dünya hayalimizin bir penceresini daha karartıyor. Bir zamanlar, Anadolu'nun ücra bir ilçesinde, Dinar'da 'Şairler Yaprağı' adıyla bir dergi çıkardı. Taşralı olmaktan gurur duyan edebiyat âşığı Nedret Gürcan, 1954-57 yıllarında bin bir emekle çıkardığı bu mütevazı edebiyat dergisinde İstanbul'un, Ankara'nın şairlerini, yazarlarını toplayabilme başarısını göstermişti. Kimler yoktu Şairler Yaprağı'nda; Tarık Dursun K, Cemal Süreya, Ahmet Oktay, Âşık Veysel, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Güner Sümer, Yılmaz Gruda... Şairler Yaprağı'nın bütün taşralılığına, mütevazı cismine rağmen Tarık Dursun K'nın deyimiyle bugün çağdaş şiirde adı ustaya çıkmış ne kadar şairimiz varsa, hepsi ilk talimlerini bu dergide yapmıştı. Dergi için kendi matbaasını dahi kuran Gürcan, yazıları ve şiirleri mektup ile topluyordu. Hafızalarda yer etmiş bir Anadolu dergisi de Kahramanmaraş'ın şirin ilçesi Andırın'da çıkan İkindi Yazıları'ydı. Andırın Postası'nın edebiyat eki olarak hazırlanan dört sayfalık, sarı kağıda basılı sevimli ve sımsıcak bir dergi. Genç yaşta yitirdiğimiz M. Ali Zengin'in fedakârlığıyla Türkiye'nin her yerindeki okur yazarlara ücretsiz ulaşıyordu İkindi Yazıları. Hatırı sayılır bir tirajı da vardı. O sarı yapraklı dergi, bugün edebiyat dünyasında gördüğümüz pek çok yetkin ismin kalem oynattıkları ilk zemindi. Kemal Sayar, Mevlana İdris, Molla Kasım, Nazir Akalın, Gökhan Özcan, Hakan Albayrak, Şaban Abak, Salih Zengin... isimlerini orada duyuran imzalardı. Bugünün edebiyat dünyasında da Anadolu'nun kimi ilçelerinde çıkıp sesini 'merkez'e duyurabilen dergiler var. Genellikle bir edebiyat tutkununun özverisiyle çıkan bu dergiler, etrafında küçük de olsa bir hale oluşturuyor ve yayınlandıkları ilçenin kültür hayatını zenginleştiriyor. Bir de taşranın edebiyattan vazgeçmeyeceğini, 'temiz' edebiyatın taşrada yaşamaya devam ettiğini gösteriyor. Sincan'da şair Abdülkadir Budak'ın çıkardığı 'Sincan İstasyonu', Nazilli'de şair Kemalettin Bal tarafından çıkarılan 'az edebiyat' ve Sürmene Lisesi'nin 15. sayısını çıkardığı 'Tekne' bunlardan sadece birkaçı... 'Teknoloji, merkezin gücünü kırdı' 'Boşluğa Müdahale' manifestosu ile yayım hayatına başlayan 'Sincan İstasyonu', Abdülkadir Budak'ın çıkardığı dördüncü dergi. Dergi çıkarma alışkanlığına sahip şairlerden olduğunu belirten Budak, edebiyatın merkezden taşraya kaydığını, teknolojik gelişmelerin, merkezin eski gücünü yitirmesine yol açtığını söylüyor. Niteliğin nerede olursa olsun değerli olacağına inanan Budak, "Derginin İstanbul'da çıkmıyor olması ona taşra özelliğinden çok nitelikli bir edebiyat dergisinin bir ilçede de çıkabileceğini kanıtladı. Bu bir köyde de olabilirdi. Çünkü teknolojik gelişmeler şairin merkeze olan bağımlılığını kırmaya başladı." diyor. "Bir ilçe dergisi olarak yola çıkmadık." diyen 'az edebiyat' dergisinin Yazı İşleri Müdürü Kemalettin Bal da derginin çıkış amacını, "Edebiyatçıysanız ve etrafınızda da dağınık bir şekilde yazar arkadaşlarınız varsa, onları bir araya getirmek, söylenecek şeyleri aynı çatı altında söylemek çabası..." şeklinde açıklıyor. Bir derginin ilçede veya şehirde olmasının bir şeyi değiştirmeyeceğini; ama İstanbul dergilerinin de hegemonyasını kırmanın zor olduğunu belirten Bal, işe profesyonellik karışınca tadının kaçtığına inanıyor. Bu yüzden, onun için küçük bir ilçede samimi bir dergi çıkarmak daha önemli. Bir okul dergisi, daha doğrusu öğrenci dergisi olarak yayın hayatına başlayan 'Tekne'nin Genel Yayın Yönetmeni Hakan Sümer ise ilçede dergi çıkarmanın zorluklarından yakınıyor. Taşrada çıkan dergilerin künyelerinin yetersiz kalmasının kaçınılmaz olduğundan bahseden Sümer, küçük dergilerde bütün işlerin küçük bir ekibin özverisi ile ortaya çıktığının altını çiziyor. Bunların dışında Fatsa'da çıkan 'Kertenkele', Avanos'ta yayımlanan 'Şiiri Özlüyorum', Didim'in 'Akköy Dergisi' ve Söke'de 'Beş Parmak' edebiyatın sesini bulundukları yerlerden yükseltmeye çalışan yayınlar. Taşrada edebiyatın kalbinin atmasını sağlayan boyutları küçük, fakat anlamları büyük bu dergilerin hepsi ortak bir paydada birleşiyor; samimiyet. Şiirler, hikâyeler aynı samimiyetin ürünü ve o yörenin ülkeye, hatta dünyaya açılan kapısı. Okura düşense onların o içten sesine kulak vermek, abone olmak, okumak, okutmak ve yaşatmak. Çünkü kapanan her dergi, güzel bir dünya hayalimizin bir penceresini daha karartıyor.
Yavuz Ulutürk
Kaynak:
"Zaman" gazetesi
30 Temmuz 2008, Çarşamba
Kaynak:
"Zaman" gazetesi
30 Temmuz 2008, Çarşamba
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder