Şu bizim Evliya Çelebi! Mostar dergisi, Temmuz sayısında Ünlü seyyah Evliya Çelebi ile ilgili hazırladığı dosyada, şu tespitlere yer veriyor: “Tarihçiler gibi edebiyatçılar için de vazgeçilemez bir başucu eser olma özelliğini koruyan Seyahatname’nin hakkında yüzlerce kitap ve makale kaleme alınması tesadüf değildir. "Aylık medeniyet ve kültür dergisi Mostar’ın Ağustos sayısı okurlarıyla buluştu. Dergi, dolu bir içerik ve ilgi çekici bir dosyayla 41. kez okurlarına merhaba diyor. Tarihimizde, bize maceracılığı ile anlatılan fakat eksik bilgilendirmeler yüzünden yanlış tanıdığımız bir seyyahımız var: Evliya Çelebi. Biz onu, başında kavuğu ve uzun sakalları ile canının istediği yere giden basit bir gezgin olarak tanıyoruz, fakat son dönemde yapılan araştırmalar bugüne kadar bildiklerimizin çoğunun yanlış olduğunu gösterdi bize. Meğer Evliya Çelebi, basit bir seyyah olmaktan çok öte, bir devlet görevlisi ve önemli bir ilim adamıymış. Mostar Dergisi, temmuz sayısında, yanlış tanıtılan bu önemli şahsiyeti tüm yönleriyle ele alan bir dosya sunuyor. Dosya yazılarında Şeref Bilsel, Evliya Çelebi’nin gözüyle şehirleri, Saadettin Acar Çelebi’nin gezdiği coğrafyayı, Önder Kaya Evliya’nın gözüyle İstanbul’u anlatıyor. Konuyla ilgili olarak Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Yücel Dağlı ile bir röportaj gerçekleştirilmiş. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi üzerine çalışan Yücel Dağlı, Ali Ayçil’in sorularına verdiği cevaplarda, Evliya’nın pek de bilinmeyen bazı yönlerine ışık tutuyor: " Evliya Çelebi çok zeki biridir. Herhangi bir şekilde para sıkıntısı çekmeden, devrin en iyi ilimlerini alarak büyüyor. Kuyumcu olan babasının yanında çalışan Simyon Usta’dan Latince ve Yunanca öğreniyor. İlme, tarihe ve sanata meraklı. Bunların yanı sıra bir müzik âlimi, müzik üstadı." Dağlı, Çelebi’nin bizim bildiğimizden çok farklı bir insan olduğunu ifade ederek şu noktaların altını çiziyor: "Oradaki insanın başında ne vardır, ayağında ne vardır, ne renk elbise giyer? Bunu bilemezsiniz. Kadınlarını, kızlarını, erkeklerini, çocuklarını bilmezsiniz. Ne yerler, ne içerler? Bunları tarihi kaynaklarda bulamazsınız. Evliya Çelebi’de bunları buluyorsunuz. Seyahatnameye yemek kültürü açısından bakıyorsunuz, o devrin damak kültürünü yansıtıyor. Meselâ botanik açısından bakıyorsunuz, o devirde bitkileri buluyorsunuz. Evliya Çelebi büyük bir botanikçi ama botanik âlimi olayım diye incelememiş bitkileri. O devirde ata ne yedireceğini bilmek için otları öğrenmiş." Yücel Dağlı, Seyahatname’nin yalnızca bir gezi kitabı olmadığını, Evliya’nın gezip gördüğü yerlerle ilgili bir çok bilgiyi kitabına aktardığını da vurguluyor. Dergide bu ay Naci Bostancı 1980’lere damgasını vuran, ancak trajik bir şekilde hayatına son veren ünlü Banker Kastelli’yi anlatıyor. Rasim Özdenören "Ödünç kavramlarla düşünmek", Ali Yurtgezen "Yüksek Yargı’nın Dil İle İkrar Eylediği", Ahmet İnam "Dinin Anlamı Üzerine" başlıklı yazılarıyla ufkumuzu açmaya devam ediyorlar. Genç yazarlar Elif Tunca, Şamil Potur ve Yakup Öztürk de dergiye omuz veren isimlerden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder