Ben burada bu kör tırpanın altında ben
Çok demokrat bir yanlışlık kadrajında mücessem
Cesedini koklayarak saçlarını tarayarak cenazemin
Çok doru taylar koşturdum haritamda eğersiz
Çok ölüler gömdüm ölümleri kortejsiz.
Sessiz bir morg gibi ölümlere alıştım
Çok çirkin bir adamı olarak dünyanın
Gidip en çirkin kadınlarına bulaştım.
Of Hay Hak!
Ne anlar câhil-i nâdân olan sırr-ı muammâdan
Bakar zâhir gözüyle sanki mir’ât-i mücelladır
Her şairde şiirini
yöneten büyük eğilim diyebileceğimiz bir merkez vardır. Bu eğilim o şairin her
şiirinde kendini gösterir. Bizce dergilerin de benzer eğilimleri vardır. Bizim
eğilimimiz şiire saygının ancak saygın çalışmalarla kazanılabileceğidir.
Okuyucumuz dergimizi elinden bırakamasın istiyoruz. Türk şiiri söz konusu
olduğunda Karagöz'ün vazgeçilmez dergi sayılmasına çalışıyoruz. Of Hay Hak!
Perde Gazelimizde Vural Kaya (2
şiir), Yavuz Altınışık, Enes
Özel (2 şiir), Atakan Yavuz, Bülent Keçeli, Yunus Emre Altuntaş, Özgür İren
Bayram ve İdris Ekinci'nin şiirleri yer alıyor.
Karagöz'ün Temaşası
Can H. Türker'in "Günkız" adlı masalı ve Ayşe Bağçivan, Müzeyyen
Çelik, Doğukan İşler, Erman Akçay, Şafak Çelik ve Mustafa Çiftçi'nin hikâyeleriyle
açılıyor.
Bu
sayımızın Faslında Osman
Özbahçe'nin "İmge ve Belirsizlik" başlıklı yazısı var. Özbahçe imgenin
yapısını edebi sanatlarla karşılaştırmalı olarak incelediği yazısında modern
şiirin temel özelliklerini ortaya koyuyor.
Ara Fasıl iki kıymetli yazıdan
oluşuyor. Necip Tosun "Dede Korkut Hikâyeleri’ne Bugünden Bakmak"
başlıklı yazısında şair, bilge, ermiş Dede Korkut'un efsanevi karakterini
çözümlüyor. "Hikâyelerde
bir durum anlatılırken, bir yandan da açık, anlaşılabilir bir Türkçe ile bir Türk
modeli inşa edilir" diyen Tosun, Dede Korkut hikâyelerinin öneminin, sadece
bir şahsın takdiminden değil, kolektif bir yaklaşımın, bir model anlayışının
metinde tezahüründen kaynaklandığını, belgesel niteliğiyle belli bir zamanla
sınırlı kalmayıp uzun bir zamanı temsil ettiğini söylüyor. Destanın hikâye özelliğini göz önünde bulunduran Tosun
Doğu'nun kaynaklarını Karagöz'de çözümlemeye devam ediyor.
Can H. Türker, "İslâm ve Hıristiyan Geleneklerinde
Güzellik ve Yansıtılma Biçimi" başlıklı mükemmel araştırmasında İslâm ve Hıristiyanlık geleneğinde güzellik anlayışı ve bunu yansıtma
biçimlerini inceliyor. Her iki gelenekte de sanatta hakikat anlayışının
merkeziliğini vurgulayan Türker, İslâm sanatında "varlığa gelmenin"
özü bizatihi güzelliktir diyor.
Temaşamız birbirinden kıymetli
yazılarla sürüyor. Atakan Yavuz, sanatın doğasına ilişkin "Acımasız
Sanat" başlıklı yazısında, çağdaş sanatın insan bedenine uyguladığı
şiddeti, acımasız doğasını tartışıyor.
Evren Kuçlu, Hayriye Ünal'ın yeni
kitabı Şimdi Aşk Ebediyyen Değişir'i Ünal şiiri bağlamında ele aldı. İdris
Ekinci, Mustafa Kutlu'nun yeni kitabı Sıradışı Bir Ödül Töreni Üzerine yazdı. İrfan Dağ, şiirdeki
deneysel çabaların hikâyede de yaşandığını Aykut Ertuğrul'un yeni kitabı
üzerinden örnekliyor.
İdris Ekinci, "Bırak Seni Şiirin Anlatsın" başlıklı
yazısında, "Kuram,
şiirin sağlıklı bir yol takip edebilmesi, kendinden önceki bikrimin sıkı bir
değerlendirilmeye tâbi tutulması, sonraya gövdeleşmiş, konum edinmiş bir yapı
bırakılabilmesi için şarttır" diyor. Şiir kuramları kadar edebiyat
ortamımızın onmaz yaralarına parmak basıyor.
Son yıllarda Mehmet
Âkif çalışmalarının arttığını, büyük şairimizin eserlerine duyulan ilginin somut
çalışmalara dönüştüğünü sevinçle görüyoruz. Necmettin Turinay'ın kapsamlı Safahat
çalışmasından sonra, İsmail Kara ve Fulya İbanoğlu mükemmel bir Mehmet Âkif
Albümü hazırladı: Elemim Bir Yüreğin Kârı Değil. Türk basınında yer alan
haber ve yazıların belli bir plân dahilinde iktibasından oluşan eser bir tür
yazılar antolojisi. Aynı yazarların hazırladığı Sessiz Yaşadım'dan sonra Elemim kitabı Âkif biyografisine kronolojik katkı yapan bir eser. Sizler için
Yusuf Turan Günaydın yazdı.
İbrahim Demirci, Şafak Çelik, Yunus Emre Altuntaş, İdris Ekinci ve
Yusuf Turan Günaydın'ın hazırladığı Kıraathanemizde kitap, dergi tanıtım
yazılarımız sizleri bekliyor.
Bizden bu seferlik de bu kadar.
İndim dere beklerim
Fındık dalı eklerim
Yedi yıldır çalıştım
Vah benim emeklerim
Şikeste beste ma’zûr! Her ne kadar sürç-lisân ettikse
affola! İnşallah gelecek sayıda yakanı kancaklarım Hacı Cavcav.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder