İskele’den
Yazmak, diyordu bir şair, fâniliğin saldırısına karşı bazı insanların göstermiş olduğu reflekstir. Tam bir yıl önce bizi sonsuz sularda bu yolculuğa çıkaran şey de galiba bu refleksti. Hiçbirimizin "mesleği" değildi edebiyat ama "meselemiz" in ta kendisiydi. Bunun için de vaktimizden bir mesai saati ayırmadık edebiyata. Ona ömrümüzün tamamını mesai kılma niyetinde olduk, rüyalarımız da dâhil.
Bu sulara ineli bir yıl oldu demiştim. Başladığımız bu yolculukta sise de maruz kaldık, rüzgârların hırçınlıklarına da. Ama bir hayalimiz vardı ve bu hayal ile direndik tüm bunlara. Ve şimdi sığınma talebimizi kabul eden bu iskele’deyiz. Hayalimizin gerçekleştiğine şahitlik eden gözlerimiz artık ufku gözlüyor. Yoldan çıkarak yola çıkmış birilerini bekliyoruz. İskele'miz, ortak itirazlarımız ve ortak aşklarımızla buluşabileceğimiz bir yer olsun istiyoruz.
Şimdi isteğimiz bir kenarda bekleyedursun, devam ediyor yolculuklar. Kiminiz yolculuğuna iskele'de mola verip devam edecek, kimimizin yolculuğu da bu iskele'den başlayacak. Ama hepimiz kendimizce güzel olanı paylaşmak için yolda olacağız. Sıyrılıp bir şeylerden yolda olmak... Bu bile ayrı bir güzellik belki de. Sözü daha fazla uzatmadan, sizi güzelliklerimizle baş başa bırakmak istiyorum.
Hepiniz hoş geldiniz efendim ve bir sonraki sayıda görüşünceye kadar hepinize hayırlı yolculuklar...
*
‘İskele’ye Sığınma Talebi!
Dergi sayısındaki artışın tartışıldığı şu sıralarda edebiyat dünyası yeni bir dergiye daha merhaba dedi: İskele. Üç ayda bir çıkacağı açıklanan mevsimlik dergi iskele; bahar 2010 diyerek yolcuları ağırlamaya başladı. Şiir, hikâye, deneme, inceleme, foto-yorum, kitap tanıtımı ve film tahlili gibi pek çok kültürel ürünü 32 sayfaya sığdırabilmiş bir dergi.
İlk sayı için çok hoş bir kapak seçilmiş. Melankolik bir iskele resmi koymaktansa renk uyumuyla dikkat çeken güzel bir resim kullanılmış. İskeleden bakar gibi bakıyorsunuz martılara. Karagöz veya fayrap’ın aykırı kapaklarına benzemese de ilk sayı için gayet başarılı.
Tasarımı da gayet hoş. Ne çok cafcaflı ne de çok sade. Gözü yormayan, rahatça okunabilecek bir mizanpaja sahip. Salt yazı yok, arada üzerinde gözlerinizi yürütebileceğiniz resim ve fotoğraflarla desteklenmiş eserler.
İlk sayısında bir dosya yahut kapak konusu olmasa da farklı farklı konular hakkında çeşit çeşit ürünlerle zenginleştirilmiş bir içerik var. Bundan sonraki sayılarda -tabii devamı gelirse- bir dosya beklediğimizi belirtelim.
Gençlerin çıkardığı bir dergi olmasından mütevellit ağırlığını genç yazarlar oluştursa da Ali Haydar Öztürk, Mehmet Önal, Hüdayi Can ve Ömer Karataş gibi isimlerin eserleri de var ilk sayıda. Bu saydıklarımız dışında; Mehlika Toyga, Ersin Poyraz, Okan Aksoy, Akın Özkan, Mücteba Sezen, Kağan Aksoy, Safa Arslan, Asım Aksoy, Asaf Ali, Mustafa Ali Varol, Zahide Erdoğan ve Keşşaf Çelebi bu sayıya katkıda bulunan diğer isimler.
Hayırlı olsun diyoruz. 1 yıl gibi bir süre doğmayı bekleyen bu dergi bakalım nasıl karşılanacak Türk edebiyatında.
*
Dergi şu an için Türkiye’de 19 ilde kitapçılar ve kitap kahvelerde bulunabiliyor. Bu sayı daha da artacakmış birkaç hafta içinde. Dilediğiniz takdirde irtibata geçip [iskeledergi@gmail.com] adresinize de dergi gönderilmesini isteyebiliyorsunuz.
Mithat Demir
"İskele" irtibat:
iskeledergi@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder