2008-11-08
"Türk Edebiyatı" dergisi, Yahya Kemal özel sayısı
Çocuk yaşta bir Jön Türk olarak kaçtığı ve dokuz yıl yaşadığı Paris’te siyaset bilimi okuyan ve modern Fransız şiiriyle tanışan Yahya Kemal, Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken yeni bir şiir, tarih, vatan ve millet anlayışıyla ‘ev’e dönmüş ve modern Türk şiirinin doğuşunda etkin bir rol oynamıştı. Üstlendiği önemli rollerden biri de, 1923 öncesinin yok sayıldığı bir devirde etkili; fakat kavgacı olmayan bir muhalefetle kültürde sürekliliğin önemini vurgulamak olmuştu. Türk tarihinin ve kültürünün bir özeti olarak gördüğü İstanbul’da odaklanan şiiri ve düşüncesi, Osmanlı kültürüyle Cumhuriyet devrinde inşa edilmek istenen kültür arasında köprüler kurarak kimlik krizini aşmaya çalışanlar için sağlam bir tutamak verdi. Bu sebeple, geride çok az metin bıraktığı hâlde hâlâ etkilidir ve ölümünün 50. yılı olan 2008 bu sebeple “Yahya Kemal Yılı” ilan edilmiştir. Türk Edebiyatı olarak bu yılı boş geçiremezdik; onun için Kasım sayımızı “Yahya Kemal Özel Sayısı” olarak hazırladık. Bildiğiniz gibi, 1 Kasım, Yahya Kemal’in ölümünün tam 50. yılıdır.
Bu sayımız, bir zamanlar Yahya Kemal’le yapılmış ve tozlu gazete ve dergi sayfalarında unutulmuş mülâkatlarla başlıyor. İlyas Dirin ve Tahsin Yıldırım tarafından derlenen bu mülâkatlarda, Yahya Kemal’in titizliği ve mükemmeliyetçiliği hakkında ipuçları bulacaksınız. Ben, Yahya Kemal’in 1940’larda, başta Garip şairleri olmak üzere “yeni”lerle ilişkilerini anlatmaya çalıştım ve Kaynak dergisinin onun aleyhinde yaptığı ankete göz attım. Prof. Dr. Abdullah Uçman, yayımlandığı tarihte geniş yankı uyandıran “İthaf” şiirini değerlendirdi. Zafer Acar, “Sessiz Gemi” şiirindeki metinler arası ilişkileri araştırırken, Ömer Erdem “Yahya Kemal’in Eldivenleri” adlı denemesiyle katkıda bulundu. Mehmet Narlı, Yahya Kemal’in şiirindeki “kolektif ruh”a, Sabahattin Çağın “Nazar” şiirine, Hacer Gülşen de “Mehlika Sultan”a yakından baktı. Âlim Kahraman 1924 yılında modern Türkiye’yi tanıtmak için Karadeniz gemisiyle yola çıkan “seyyar sergi”nin Varşova’da elçi olarak görev yapan Yahya Kemal tarafından nasıl karşılandığını anlattı. M. Selim Gökçe, Mütareke yıllarında Yahya Kemal’in bilmediğimiz bir sebeple Yakup Kadri ve Falih Rıfkı’yı düelloya davet ettiğinden söz ediyor ve “bizde düello” meselesini kurcalayarak son zamanlardaki “düello”lu siyasete göndermede bulunuyor. Yahya Kemal’in golf oynarken çekilmiş hareketli bir fotoğrafıyla da yine son zamanların bir tartışmasına atıfta bulunuyor. Sadık Kutalmış ise, Yahya Kemal’in büyükelçi olarak gittiği Pakistan’dan ne getirdiği sorusunu cevaplandırdı.
Talip Mert’in yazısına özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Değerli dostumuz, Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinde, Yahya Kemal’in biyografisindeki bazı boşlukları dolduracak önemli belgeler buldu. Yine Talip Mert’in arşivde bulduğu hiç yayımlanmamış Celile Hanım fotoğrafı, Yahya Kemal ve Nâzım Hikmet hayranlarını herhâlde memnun edecektir.
Prof. İlhami Turan, Güzel Sanatlar Akademisi’nin Tezyini Sanatlar Bölümü’nde öğrenci iken Yahya Kemal’in bazı şiirlerini Latin harfleriyle sanatkârane bir biçimde yazmış, tezhip motifleriyle bezedikten sonra Park Otel’e giderek kendisine takdim etmişti. İlhami Bey, Yahya Kemal’in görüp beğendiği ve sonuna bir not yazıp imzaladığı bu güzel hatırayı Türk Edebiyatı okuyucularıyla paylaşmak istedi.
Yahya Kemal’in karikatürü en fazla yapılan şair olduğunu elbette biliyorsunuz. Bu sayıda, okuyucularımızı birazcık gülümsetmek için üstadı çeşitli aşırılıklarıyla (şişmanlığı, oburluğu, az yazması, eski şiire, musikiye ve Osmanlı tarihine düşkünlüğü) yansıtan karikatürlerden bazılarını bir araya getirerek bir bölüm hazırladık. “Karikatürlerle Yahya Kemal” başlığını taşıyan bu bölümü beğeneceğinizi sanıyoruz.
Mehmet Samsakçı da, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan Yahya Kemal Beyatlı adlı armağan kitabını değerlendirdi.
Kırkambar’ımız bu ay tam dokuz sayfa. Bu sayımızı “Yahya Kemal Özel Sayısı” olarak hazırladığımız için 15 Eylül’de kaybettiğimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’yla Mustafa Ruhi Şirin’in çeşitli tarihlerde yaptığı ve dergimiz için bir araya getirdiği kısa söyleşileri Kırkambar’da kullanmak zorunda kaldık. Gelecek sayımızda da Dağlarca hakkında birkaç yazı bulacaksınız. Kırkambar’da ayrıca Cemal Aydın’ın Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Le Clézio hakkındaki yazısını okuyabilirsiniz.
Son olarak: Geçen ay şiirlerini nasılsa karıştırdığımız iki şairimizden, Cengizhan Orakçı’yla Mehmet Narlı’dan ve bütün okuyucularımızdan özür diliyoruz. Bu hatamızı bağışlatmak için söz konusu şiirleri bir arada yeniden yayımlamayı doğru bulduk.
Daha güzel, daha zengin sayılarda buluşmak ümidiyle ve muhabbetle efendim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder