Dil ve Edebiyat Dergisi 60. sayısına ulaştı.
Dil ve Edebiyat dergisi yılın son ayında 60’ıncı sayısına ulaştı. Dil ve Edebiyat, Aralık ayında edebiyatımızla aramıza soğuk aralıkların girmesine izin vermiyor.
Dil ve Edebiyat dergisi Aralık sayısında dil ve edebiyatın farklı konularında hazırlanan makaleler, dil ve üslup zenginliği ile edebiyat dünyasına açılan denemeler, genç ve tecrübeli isimleri bir araya getiren hikâye ve şiirlerle okur karşısına çıktı.
Dergi, Mustaf Özçelik’in Resim adlı şiiriyle sayfalarını açıyor. Özçelik, En iyisi bir ateş yakıp /Bütün resimleri birer birer/ İçimden koparıp atarak/ Bir kuş gibi/ Hafif olmalıyım dizeleriyle selamlıyor okuyucuları. Bu şiirin ardından Zafer Acar’ın Öfffff Gazeli yer alıyor. Acar eski şiirimizin kalıplarından yararlanarak yeni bir şiir meydana getirirken poetik bir duruş da sergiliyor. Acar’ın dergideki bir başka çalışması olan, Hilmi Yavuz üzerinde yazdığı uzun makalesi Şiirimizde Hilmi Yavuz Olayı’nın üçüncü bölümü de şiir tarihimize poetik bir bakış olması açısından değerlendirilebilir.
Dil ve Edebiyat dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak, İnsanın İnsanlık Provası başlıklı yazısıyla haccın birtakım ritüeller olarak algılanan görüntüsünün ötesine geçmeyi deniyor. İlbak’ın dikkat çeken satırları: “Putkıran İbrahim’in evlatlarının inşa ettikleri bu şehre Muhammed’i seçerek gönderen Allah’ın şuur inşa biçimini Nur Dağında ‘Alak Suresi’ne muhatap kılma idrak ve şuuruna varmaktır hac…” … “Beytü’l-Haram insana ‘hayır’ demeyi öğretir. Eğer Hz. Peygamber, Mekkeli müşriklere Kâbe’de olduğu rivayet edilen üçyüzden ziyade put ve/veya sembollere bir tane de İslam adına teklif etseydi, orada hiçbir eziyet ve zulme maruz kalmazdı. Kâbe, bir başkaldırı ve kıyam merkezidir.”
M. Atilla Maraş Aralık sayısında biyografi denemelerine devam ediyor. Maraş’ın bu ayki konusu Alaettin Özdenören. Özdenören, farklı ve ilginç kişiliğiyle tanıtılıyor. Özdenören’in dünyasına eğilmek ve onu tanımak isteyenler için arşiv değerinde bir yazı.
Dil ve Edebiyat dergisinin zengin içeriği ve düzenli yazan yazarlarının yazılarının dışında öne çıkan bir başka yazı sosyal medyayı konu ediniyor. Haluk Camcı, sosyal medyayı dil ve edebiyatımıza etkileri dışında ruh dünyamıza etkileri bakımından ele alıyor. Bu yazı, sürekli gündemimizde yer alan sosyal medyanın fert ve toplum hayatımıza etkileri üzerinde derli toplu bilgiler sunuyor. Camcı yazısını “Belki hiç kimseye sosyal medyayı kullanmamasını telkin edemeyiz ama sanal ya da gerçek platformlarda hiçbir düşünceyi aşağılamamayı, insan onurunu kırmamayı, bizim gibi düşünmeyenlere kin ve nefret kusmamayı, basmakalıp hazır fikir sloganlarıyla değil, basit de olsa karşımızdakilere kendi tefekkürümüzle ulaştığımız şahsi düşüncelerimizi nezaketle sunmayı başarabiliriz” şeklinde bitiriyor.
Dil ve Edebiyat dergisi Aralık sayısında kapağına harflerden oluşmuş bir kalemi âdeta kültür kaynaklarımıza yöneltircesine taşıyor ve yazarken beslenilecek membaı işaret ediyor.
Dergide yer alan diğer yazılardan bazıları şöyle:
Araştırmacıların Çağdaş Sorunu: Bilgi Yönetimi / Prof. Dr. Erdoğan Boz
Hatırat’tan Katreler/ Prof. Dr. Hikmet Özdemir
Zaferin Victor’u, Hezimetin Hugo’su / Mehmet Habil Tecimen
Bir Köpek Bakıcısının Kedi Bakıcısıyla Sınanması (hikâye) / Recep Şükrü Güngör
Harfler, Rakamlar ve Felsefe Üzerine / Yusuf Akçay
Kurt Bakışı (şiir) / Hasan Suver
İrtibat:
dilveedebiyatdergisi@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder