2013-12-24
2013-12-16
"Yedi İklim" dergisinde bu ay
Aralık 2013 sayısında; “Edebiyat, bir imkân. Tutkulu, cazip. Ancak sorumlu olan, insan” diyerek açıyor kapağını Yedi İklim; “Edebiyat ve Sorumluluk” vurgusuyla çıkıyor okurunun karşısına.
Hasan Aycın ve Serap Ekizler çizgileriyle şiir yazmaya devam ediyor. Şakir Kurtulmuş / Hal, Seyfettin Ünlü / Telhis-II, Mustafa Uçurum / Yorgun Argın, Erkan Kara / Bir Kör İle Yürümek, Fatih Demirel / Eyirus,Ahmet Tokiş / Bir Açılışta Dünyalı Maskot Troleybüsten İniyor, Gökhan Serter / Yağmuru Dinleme Sahneleri, Serdar Kacır / Yok Diyorum Bu Kadar da Olmaz, Serkan Doğan / Hapsolan – Söylence,Ahmet Tahsin Erdoğan / Medcezir, Furkan Özüdoğru / Kitâbe-i Kabîr, Hatice Çay / Serçe Kuşun Türküsü, Cihan Taşan / Bir Ben Bir Toprak Bir Allah, Enis Emre Yılmaz / Derviş – Girift, Veysel Kaya / Muhacir, Hünkar Karaca / Ayşe’ye, Kadir Ünal / Ayarsız Ayna - Sebepsiz Şiir, Oğuz Yılmazer / Güzelden Mülhem bu sayının şairleri ve şiir başlıkları.
Osman Koca / Sızmanoktala, Mustafa Ökkeş / Evren - Kıssa Öyküler, Abdullah Mollaoğlu / Yapraklar Hışırdadıkça, Sevgi Korkusuz / Fırtınanın Esareti, Mehmet Oktay Onbaşı / Katil Var öyküleriyle yer alıyor bu sayıda.
Nurettin Durman; ‘Kahramanı Öldürmek’ başlığıyla bir düşünce gerilimini edebiyat alanına taşıyarak irdelediği denemesinin ardından Ali Haydar Haksal, Sezai Karakoç ve Düşünce Hayatımızın Seyri’ yazısında geçmiş yüzyılın kısa bir değerlendirmesini yaparak Üstad Sezai Karakoç’un Batı düşüncesi karşısında müslüman olma bilincini felsefî ve düşünsel açıdan bir gerçeklik olarak ortaya koyduğunu dile getiriyor. Mehmet Özger’in Arif Ay Şiirinde Direniş ve Emek yazısı ise; Arif Ay’ın direniş ve emek kavramlarını kullanımı bakımından kelimeleri hem şiirsel anlamda hem de düşünce planında Marksist ideolojinin boyunduruğundan kurtardığını ve bir anlamda kelimeleri özgürleştirdiğini ortaya koyan oylumlu bir yazı. Yakup Şafak; ‘Yazma Mecmualar Arasında Mehmed Âkif Bey’le İlgili Birkaç Not’ ve Cevat Akkanat; ‘İkinci Yeni Şiirinde ‘Allah’: İlhan Berk Örneği-2’ başlıklı yazılarıyla bu sayının içeriğini zengin kılan diğer yazarlardan.
Veysel Akdoğan; Ebû Talib. B. Abdülmüttalib’ten ‘Gecem Uzadı’ şiirinin çevirisine devam ediyor. Yakın zamanda Yedi İklim Yayıncılık’tan şiir kitabı da çıkacak olan Serkan Doğan; William Blake’den ‘Bahar / Aşkı Söylemeye Hiç Çalışma / Güzel Gül Ağacım / Bir Melek Duydum / Aşk Bahçesi’ çeviri şiirlerle bu sayıya katkı sunan bir diğer şair. Hatice Çay; Sylvia Plath’den ‘Uyanmak Kışta / Güneyde Gündoğumu’ başlıklı şiirlerin çevirileriyle çıkıyor okur karşısına.
Yedi İklim; Nazir Akalın’ın Yusuf Turan Günaydın’a yazdığı dört mektubu yanında ‘Paris Günlüğü’ başlıklı yazıyla Selvigül Kandoğmuş Şahin’in Paris izlenimlerini aktarıyor okurlarına. Yeni Okumalar ve Değiniler bölümünde ise Ali Haydar Haksal’ın Mahalle Mektebi’nin İbrahim Demirci dosyasına dair değerlendirmesi ile Hatice Çay’ın Cafer Keklikçi’nin ‘Tahammül Şeridi’ üzerine denemesi, Çağla Göksel Çakır’ın Necip Fazıl Kısakürek’i konu alan ‘Yalnızlığın Üstadı’ başlıklı yazısı ve Nabi Çömez’in Cevat Akkanat editörlüğünde ve Sultanbeyli Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanan, Mısır direnişini anlatan şiirlerin bir araya getirildiği ‘Daima Rabia’ adlı çalışmayı konu eden yazısı yer alıyor.
Bu arada Yedi İklim Dergisi Aralık ayında Gökhan Serter’in ‘Bana Şahdamarımı Getir’ ve Serkan Doğan’ın ‘Süzülen’ adlı şiir kitaplarını kitaplığına ekleyeceğini de buradan duyurmuş olalım.
Osman Koca / Sızmanoktala, Mustafa Ökkeş / Evren - Kıssa Öyküler, Abdullah Mollaoğlu / Yapraklar Hışırdadıkça, Sevgi Korkusuz / Fırtınanın Esareti, Mehmet Oktay Onbaşı / Katil Var öyküleriyle yer alıyor bu sayıda.
Nurettin Durman; ‘Kahramanı Öldürmek’ başlığıyla bir düşünce gerilimini edebiyat alanına taşıyarak irdelediği denemesinin ardından Ali Haydar Haksal, Sezai Karakoç ve Düşünce Hayatımızın Seyri’ yazısında geçmiş yüzyılın kısa bir değerlendirmesini yaparak Üstad Sezai Karakoç’un Batı düşüncesi karşısında müslüman olma bilincini felsefî ve düşünsel açıdan bir gerçeklik olarak ortaya koyduğunu dile getiriyor. Mehmet Özger’in Arif Ay Şiirinde Direniş ve Emek yazısı ise; Arif Ay’ın direniş ve emek kavramlarını kullanımı bakımından kelimeleri hem şiirsel anlamda hem de düşünce planında Marksist ideolojinin boyunduruğundan kurtardığını ve bir anlamda kelimeleri özgürleştirdiğini ortaya koyan oylumlu bir yazı. Yakup Şafak; ‘Yazma Mecmualar Arasında Mehmed Âkif Bey’le İlgili Birkaç Not’ ve Cevat Akkanat; ‘İkinci Yeni Şiirinde ‘Allah’: İlhan Berk Örneği-
Veysel Akdoğan; Ebû Talib. B. Abdülmüttalib’ten ‘Gecem Uzadı’ şiirinin çevirisine devam ediyor. Yakın zamanda Yedi İklim Yayıncılık’tan şiir kitabı da çıkacak olan Serkan Doğan; William Blake’den ‘Bahar / Aşkı Söylemeye Hiç Çalışma / Güzel Gül Ağacım / Bir Melek Duydum / Aşk Bahçesi’ çeviri şiirlerle bu sayıya katkı sunan bir diğer şair. Hatice Çay; Sylvia Plath’den ‘Uyanmak Kışta / Güneyde Gündoğumu’ başlıklı şiirlerin çevirileriyle çıkıyor okur karşısına.
Yedi İklim; Nazir Akalın’ın Yusuf Turan Günaydın’a yazdığı dört mektubu yanında ‘Paris Günlüğü’ başlıklı yazıyla Selvigül Kandoğmuş Şahin’in Paris izlenimlerini aktarıyor okurlarına. Yeni Okumalar ve Değiniler bölümünde ise Ali Haydar Haksal’ın Mahalle Mektebi’nin İbrahim Demirci dosyasına dair değerlendirmesi ile Hatice Çay’ın Cafer Keklikçi’nin ‘Tahammül Şeridi’ üzerine denemesi, Çağla Göksel Çakır’ın Necip Fazıl Kısakürek’i konu alan ‘Yalnızlığın Üstadı’ başlıklı yazısı ve Nabi Çömez’in Cevat Akkanat editörlüğünde ve Sultanbeyli Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanan, Mısır direnişini anlatan şiirlerin bir araya getirildiği ‘Daima Rabia’ adlı çalışmayı konu eden yazısı yer alıyor.
Bu arada Yedi İklim Dergisi Aralık ayında Gökhan Serter’in ‘Bana Şahdamarımı Getir’ ve Serkan Doğan’ın ‘Süzülen’ adlı şiir kitaplarını kitaplığına ekleyeceğini de buradan duyurmuş olalım.
Dil ve Edebiyat, 60
Dil ve Edebiyat Dergisi 60. sayısına ulaştı.
Dil ve Edebiyat dergisi yılın son ayında 60’ıncı sayısına ulaştı. Dil ve Edebiyat, Aralık ayında edebiyatımızla aramıza soğuk aralıkların girmesine izin vermiyor.
Dil ve Edebiyat dergisi Aralık sayısında dil ve edebiyatın farklı konularında hazırlanan makaleler, dil ve üslup zenginliği ile edebiyat dünyasına açılan denemeler, genç ve tecrübeli isimleri bir araya getiren hikâye ve şiirlerle okur karşısına çıktı.
Dergi, Mustaf Özçelik’in Resim adlı şiiriyle sayfalarını açıyor. Özçelik, En iyisi bir ateş yakıp /Bütün resimleri birer birer/ İçimden koparıp atarak/ Bir kuş gibi/ Hafif olmalıyım dizeleriyle selamlıyor okuyucuları. Bu şiirin ardından Zafer Acar’ın Öfffff Gazeli yer alıyor. Acar eski şiirimizin kalıplarından yararlanarak yeni bir şiir meydana getirirken poetik bir duruş da sergiliyor. Acar’ın dergideki bir başka çalışması olan, Hilmi Yavuz üzerinde yazdığı uzun makalesi Şiirimizde Hilmi Yavuz Olayı’nın üçüncü bölümü de şiir tarihimize poetik bir bakış olması açısından değerlendirilebilir.
Dil ve Edebiyat dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak, İnsanın İnsanlık Provası başlıklı yazısıyla haccın birtakım ritüeller olarak algılanan görüntüsünün ötesine geçmeyi deniyor. İlbak’ın dikkat çeken satırları: “Putkıran İbrahim’in evlatlarının inşa ettikleri bu şehre Muhammed’i seçerek gönderen Allah’ın şuur inşa biçimini Nur Dağında ‘Alak Suresi’ne muhatap kılma idrak ve şuuruna varmaktır hac…” … “Beytü’l-Haram insana ‘hayır’ demeyi öğretir. Eğer Hz. Peygamber, Mekkeli müşriklere Kâbe’de olduğu rivayet edilen üçyüzden ziyade put ve/veya sembollere bir tane de İslam adına teklif etseydi, orada hiçbir eziyet ve zulme maruz kalmazdı. Kâbe, bir başkaldırı ve kıyam merkezidir.”
M. Atilla Maraş Aralık sayısında biyografi denemelerine devam ediyor. Maraş’ın bu ayki konusu Alaettin Özdenören. Özdenören, farklı ve ilginç kişiliğiyle tanıtılıyor. Özdenören’in dünyasına eğilmek ve onu tanımak isteyenler için arşiv değerinde bir yazı.
Dil ve Edebiyat dergisinin zengin içeriği ve düzenli yazan yazarlarının yazılarının dışında öne çıkan bir başka yazı sosyal medyayı konu ediniyor. Haluk Camcı, sosyal medyayı dil ve edebiyatımıza etkileri dışında ruh dünyamıza etkileri bakımından ele alıyor. Bu yazı, sürekli gündemimizde yer alan sosyal medyanın fert ve toplum hayatımıza etkileri üzerinde derli toplu bilgiler sunuyor. Camcı yazısını “Belki hiç kimseye sosyal medyayı kullanmamasını telkin edemeyiz ama sanal ya da gerçek platformlarda hiçbir düşünceyi aşağılamamayı, insan onurunu kırmamayı, bizim gibi düşünmeyenlere kin ve nefret kusmamayı, basmakalıp hazır fikir sloganlarıyla değil, basit de olsa karşımızdakilere kendi tefekkürümüzle ulaştığımız şahsi düşüncelerimizi nezaketle sunmayı başarabiliriz” şeklinde bitiriyor.
Dil ve Edebiyat dergisi Aralık sayısında kapağına harflerden oluşmuş bir kalemi âdeta kültür kaynaklarımıza yöneltircesine taşıyor ve yazarken beslenilecek membaı işaret ediyor.
Dergide yer alan diğer yazılardan bazıları şöyle:
Araştırmacıların Çağdaş Sorunu: Bilgi Yönetimi / Prof. Dr. Erdoğan Boz
Hatırat’tan Katreler/ Prof. Dr. Hikmet Özdemir
Zaferin Victor’u, Hezimetin Hugo’su / Mehmet Habil Tecimen
Bir Köpek Bakıcısının Kedi Bakıcısıyla Sınanması (hikâye) / Recep Şükrü Güngör
Harfler, Rakamlar ve Felsefe Üzerine / Yusuf Akçay
Kurt Bakışı (şiir) / Hasan Suver
İrtibat:
dilveedebiyatdergisi@gmail.com
2013-12-08
"Akpınar" dergisinin 48. sayısı çıktı
Esasında bütün sanatlar kardeştir. Onları vücuda getiren ruh ve emek esere bir hüviyet, bir şekil ve güzellik vermektedir. Bizim bu yazıdaki konumuz özel, musiki ve edebiyat ilişkisi.
Dede Korkut Hikâyelerinden ilham alınarak çevrilmiş bir film vardı, bilmem ekranda tanışmanız oldu mu? Aksakallı elinde kopuzu ile nağme döktüren Dede Korkut. Üç veya dört telli kopuzu ile çağlar ötesinden destanlar dizerek, nağmeler dökerek kendini hatırlatmaya çalışıyordu.
Biz kopuzu Anadolu’ya getirdik hem tel sayısını hem de perde sayısını artırdık. Kucağa alınan kısmını adeta bir kubbenin yarısı gibi genişlettik, yuvarladık ve ona saz dedik. Tıpkı mezarların üzerine yaptığımız türbelerdeki tavan konileri gibi şekillendirdik ve süsledik.
Bu sazla nice âşık bazen kendi şiirlerini bazen başka ustaların şiirlerini sazlarıyla çalıp söylediler. Zaman için Karacaoğlan, Aşık Veysel, Refik Başaran, Eskigümüşlü Rifat çavuş gibi zirve isimler de bu dünyadan gelip geçti. Türkü dönemi dediğimiz dönemin en bariz vasfı türkü sözleri ister anonim, ister yazarı belli bir şiir olsun, çoğu zaman bir seviyeyi yakalamış şiirlerdi. Saz da öylesine yetkin ve kendine has tınısı ile, bu saz Refik Başaran’ın sazı, bu saz Hacı Taşan’ın, Aşık Veysel’in, Şemsi Yastıman’ın sazı diyorduk
Saz türkülerle, melodi şarkılarla büyürken musiki dünyamız zenginleşti. Şiir ağırlıklı musikiden melodi ağırlıklı musikiye uzandık, güfte ile melodi beraber bir seviyeyi yakaladı, ona biz Türk Sanat Musikisi de dedik. Abdülkadir Meragi, Mustafa Itri, İsmail Hakkı Bey, Hacı Arif Bey, Tanburi Cemil Bey, Sadettin Kaynak, Münir Nurettin Selçuk, Selahattin Pınar, Necdet Varol, Alaeddin Yavaşça, Sadun Aksüt, Selahattin İçli ve Yıldırdım Gürses’i hatırlayarak.
Son geldiğimiz nokta ritim ağırlıklı Türk Pop Musikisi. Bu son musikide her şey çoğaldı, musiki aletleri, musikiye katılan insan sesleri, icracı sayısı, oynayanlar, elleri ile ritim tutanlar, vücut hareketleri ile katılanlar, mırıldananlar. Ne güzel. Ama en güzelini yaptık, yapıyoruz diyebilir miyiz? Neye göre en güzel?
Celal İnce, Fecri Ebcioğlu, Sezen Cumhur Önal, Ayten Alpman, Barış Manço, Ajda Pekkan, Nükhet Duru, Alpay, Nilüfer ve Kayahan’ı unutmadan…
Diyorum ki şöyle musikimize genel olarak bir baksak, bugünkü pop musikisi sözleri ile türkü ve şarkı sözlerini bir karşılaştırsak, nasıl bir sonuç elde ederiz dersiniz? Elbette bu musiki diyarının en iyileri, ortaları ve zayıf olanları vardır. Ama çoğunluğa bakarak bir değerlendirme yapmaya ne dersiniz? Tekrar şiire, gerçek şiire, melodileriyle ve tahayyülü ile daha zengin bir Türk musikisine ne dersiniz?
"Akpınar" dergisinin 48.sayısında (Kasım-Aralık 2013) yer alan isimler: Ali İhsan Kolcu, İsmail Özmel, Murat Soyak, Kibar Ayaydın, Mehmet Baş, Osman Aytekin, İsa Yar, Ahmet Otman, Harika Ufuk, Engin Namlı, Serpil Kaya, Abidin Güneyli, İsa Kayacan, A. Vehbi Ecer, Halil Hadi Bulut, Nadir Şener Hatunoğlu.
Yine dopdolu bir sayı ile huzurundayız. Bu arada kıymetli dostlardan, yazarlardan kayıplarımız var. Dr. Müjgan Cumbur’u, Şu Çılgın Türkler yazarı Turgut Özakman’ı, enerji eski bakanı, hemşerimiz eğitimci Nuri Kodamanoğlu’nu, Prof. Dr. Cem Dilçin’i kaybettik. Onlara rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Daha güzel sayılarda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın...
İsmail Özmel
Akpınar dergisi için iletişim:
ismailozmel@hotmail.com
0388 213 12 50
2013-12-04
Edep, 46
EDEP’in Aralık Sayısı
Arif Ay, şiiri “Böyle İşte”de ‘Tanrı bizi ve tüm zıpırlıklarımızı bilir’ diyor.
Ziya Işıklı “Buzlar Çözülmeden” yazısıyla Milli Eğitim’den hareketle iktidarı eleştiriyor.
Arif Ay’la şöyleşi bu sayıda da sürüyor.
“Gün Dökümleri”nde Arif Ay, günlere ilişkin notlar düşüyor; örneğin, bazı posta dağıtıcılarının ‘Posta Kutusu’nu bilmediklerine değinirken, 173 yıllık koca PTT’nin ne hallere düştüğüne hayıflanıyor.
Arif Ay’ın “İhsan Deniz’in Şiiri” başlıklı yazısı birkaç sayı daha devam edecek gibi.
Elif İnceli “Edep’e Gelenler”de ‘Daima Rabia’ güldestesini tanıtıyor.
Halis Emre’nin “Necip Fazıl’ın Bitmeyen Şavaşı” ve Mehmet Eliusta’nın “Pakdil’in Şehirleri: Yeryüzü” başlıklı çalışmaları devam ediyor.
Zeynep Okur “Altı Çizili Satırlar”ında Ziyaüddin Serdar’ın “İslam Medeniyetinin Geleceği” adlı kitabından alıntı yapmış.
Uzun zamandır çeviri yayınlamayan Edep, bu sayısında Mevlüt Ceylan’ın İngilizceden çevirdiği, Daniel Weissbort’ın üç şiirine yer veriyor.
Güldeste’de: Katibi, Seyyid Vehbi ve Şaban Abak yer alıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)