“Tarihi Anlatmaya Değil Anlamaya Çalışıyorum” konulu Dil ve Edebiyat Dergisi 54. sayısı raflarda yerini aldı.
“Tarihi Anlatmaya Değil Anlamaya Çalışıyorum”
Dergimizin Haziran sayısı, editörümüz Hüseyin Altuntaş’ın “Ülkemizin her alanda göstermekte olduğu gelişim performansına paralel olarak Dil ve Edebiyat dergisi de dil, kültür ve edebiyat alanında kendi üzerine düşeni yapmaya çalışıyor.” şeklindeki sözleriyle kapılarını açıyor okuyucuya…
Her ay dikkat çekici yazı ve yazarlarıyla okuyucuya seslenen Dil ve Edebiyat dergisi, Haziran sayısında tarihçi Doç. Dr. Erhan Afyoncu ile yapılan söyleşiyi kapağına taşımış. Bu söyleşisinde Erhan Afyoncu, Yusuf Akçay’ın sorularını cevaplarken “Tarihi Anlatmaya Değil Anlamaya Çalışıyorum” diyor ve kültür hayatımızı ciddi bir biçimde etkileyen bir yanlışlığı şöyle özetliyor:
“Türkiye’de genellikle ideolojik kitaplar çıkıyor. Yazar, yayınevinin veya bulunduğu grubun düşüncesi paralelinde fikirlerini sunuyor. Kendi inancını tarihe taşıyor. Dindarlık, sosyal demokratlık, milliyetçilik veya kendini ait hissettiği bir noktadan tarihe bakıyor. Bu yüzden tarihi anlamaya değil anlatmaya çalışıyor.”
“Türkiye’de tarihi anlamaya yönelik bir zihniyet yok.” diyen Afyoncu, böylece tarihin bir şekilde kutsandığını da dile getiriyor. “Osmanlı” örneği üzerinden değerlendirmelerde bulunan Afyoncu’nun dikkat çeken tespitleri şu şekilde:
“Osmanlının gömleği bize büyük geliyor. Biz, büyük bir babanın gölgesi altında ezilen küçük bir çocuk gibiyiz. Babanın yaptığı işleri, ulaştığı şöhreti aşamıyoruz. Aşmayı bırakın, gölgesine bile yaklaşamıyoruz. Bu, geçmişin düzgün çizgilerle aktarılmasını engelleyen psikolojik bir durum.”
Ademik tarih araştırmalarına ilişkin gözlemlerin de dile getirildiği söyleşide “Türk üniversitelerindeki tarih çalışmaları, genellikle o dönemdeki akademik havaya göre değişir.” diyen Afyoncu, belli dönemlerde tarihçiliği etkileyen figürler olduğunu, örneğin 1990’lı yıllarda sosyal ve ekonomik tarihçiliğin moda olduğunu söylüyor.
Akademisyenlerin genellikle yaptıkları araştırmayı salt akademik bir çalışma olarak bırakmakla yetindiğini belirten Afyoncu, “Hâlbuki dünyada popüler tarihçilik yapanların büyük çoğunluğu akademi kökenlidir. Türkiye’de ise bu çok nadir görülür.” diyor. Afyoncu’nun söyleşide altını çizdiği en önemli konulardan biri ise Türkiye’de tarihi ideolojik bir çatışma alanı olarak görmek…
Dil ve Edebiyat dergisinde öne çıkan diğer başlıklar ve isimler ise şöyle:
Seven Çeker Mihneti –şiir-, Mehmet Atilla Maraş
Aklı Tutsak Eden Akıl Çağı, Mehmet Habil Tecimen
Din ve Kültür Arasında İnsanın Lisanla İmtihanı, Yusuf Akçay
Al Karısı –hikâye-, Hakan Özçelik
Anadolu Kokusu –hikâye-, Mustafa Oğuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder