2011-05-31

'İslamî Edebiyat' dergisinin 54. sayısı yayımlandı

İslami İlimler Kültür ve Edebiyat Vakfı adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmenliğini Ali Nar’ın, Yazıişleri Müdürlüğü’nü Siyami Akyel’in yaptığı İslami Edebiyat dergisi 54.sayısı çıktı.

Yayın Kurulu’nda Prof.Dr.Atilla Şentürk, Dr.Cahit Öney, Ali Nar ve Şakir Diclehan’ın yanında dönüşümlü olarak çok sayıda edebiyatçının yazı yazdığı İslami Edebiyat dergisi, bu sayısında Alim Sanatkarlar özel sayısıyla çıkıyor okuyucusunun karşısına.

İslami Edebiyat dergisinin 54. sayısında aşağıdaki yazarlar ve şairler yer alıyor:

-Mahir İz Hoca Sohbetleri / Prof.Dr.Osman Öztürk
-İki Ünlü Şairden İki Şiir Tahlili / Ali Nar
-Mehmet Kısakürekle Röportaj / Konuşan:Ali Gülşehri
-Ahmet Davudoğlu / Katip Sezer
-Bekir Sadak Hoca / Kâtip Sezer
-Mehmet Nar
-Ömer Faruk Turgut
-Muhammed Es’ad Erbîlî Ve Şiiri / Siyami Akyel
-Elmalılı M.Hamdi Yazır / Prof.Dr.Tahsin Görgün
-Hasan Basri Çantay / Ahmet Türkmen-
-Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı / Ali Nar
-Şaire Sahabebiye El-Khansa / Mehmet Yılmaz
-Urdu Dilinde Hikaye Tekniği
-Arap Edebiyatı
-Şakarim Kudayberdioğlu’nun Hayatı Ve Eserleri / Konar Sağıngül
-Bir Bardak Suda Fırtına / Katip Sezer
-Beyitler / Cahit Öney
-Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamar / Yavuz Bülent Bâkiler
-Gurbet / Ali Çakır
-Bu Akşam / Hasan Akçay
-Gafil Olma / Hızır İrfan Önder
-Gazi Giray Han’dan Kanunu Sultan Süleyman’a Manzum mektup
-Umre Günlüğü / Ali Nar
-Şeyh Muhammed Bahaeddin El-Erzincânî / Naci Terzi

İslami Edebiyat dergisi irtibat:
Fevzipaşa cd. Feyzullah Efendi sk.
No:4/3 Fatih / İSTANBUL
Tel: 0 212 534 32 64- Fax:0 212 621 16 68
islamiedebiyat@gmail.com
islamiedebiyat@hotmail.com




Hızır İrfan Önder

'Temrin' dergisi

Yeni bir sayı ile yine sizlerle beraberiz. Öncelikle geçtiğimiz ayın 14’ü ile 22’si arasında gerçekleştirilen Kocaeli 3. Kitap Fuarı’nda dergimize gösterdiğiniz yoğun ilgiden ötürü teşekkür ederiz. Yaklaşık on gün boyunca standımız hiç boş kalmadı. Bir diğer güzel haberi daha sizlerle paylaşmak istiyoruz. Dergimiz şairlerinden Ersin Karaca’nın ilk şiir kitabı “Berneva” Ferfir yayınlarından çıktı. Yukarıda da iki dizesini alıntıladığımız “Berneva”nın ilk imza günü Kocaeli’de oldu. Ersin Karaca’yı kutluyoruz. Dergimizin bu ayki şairleri; Berkant Akkuş, Ebru M. Kayır, Elif Nuray, Suat Atik, Murat Çelik, Ümit Erdem ve Serdar Çakıcıoğlu. Elif Nuray’ın “ah ey yar!” başlıklı şiirine özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Fuat Ata bu sayımızda da güzel bir karikatür ile karşımıza çıkıyor. Suat Atik, Hasan Farhangi (çeviri; Nihan Işıker), Oğuz Durdu, Hümeyra Kablan, Firdevs Kapusızoğlu, Nevzat Canan, V. Hüseyin Kaya bu sayımızda öyküleri ile yer aldılar. Mehmet Öztunç “şiir Yıllığı Nereye Düşer?” başlıklı yazısında edebiyat ortamında sıkça tartışmalara konu olan şiir yıllıklarına değindi. Gülşah Elikbank, John Verdon’un son romanı “Aklından Bir Sayı Tut”u inceledi. Gülşah Elikbank bundan böyle Temrin’de kitap eleştirileri ile yer alacak. Psikiyatrist Erol Göka “Kimliğimizin Evi Türkçe”ye dikkat çekti ve dil-kimlik ilişkisini sorguladı. Dergimize yeni bir sayfa daha ekledik; “Ödülün Hikâyesi”. Bu sayfada yazarlar, ödül almış kitaplarının yazılış serüvenini (bir bakıma ödülün hikâyesini) anlatacaklar. Ödülün Hikâyesi sayfasının ilk konuğu Ahmet Büke. Can yayınlarından çıkan “Kumrunun Gördüğü” isimli öykü kitabı ile 57. Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanan Ahmet Büke “şimdi Berabereyiz” başlıklı yazısında kitabının yazılış serüvenini anlattı. Bu sıcak metni özellikle okumanızı öneriyoruz. Derginin kapak resmini Aksiyon dergisi çizeri Alperen Köseoğlu çizdi. Bu ayki söyleşi konuklarımız genç romancılarımızdan Hatice Kesgin ve Fransız edebiyatının usta romancılarından Mathias Enard. Hatice Kesgin ile Kalender Tufan, Mathias Enard ile V.Hüseyin Kaya konuştu. Her iki söyleşiyi de zevkle okuyacağınızı düşünüyoruz. Son olarak yine Kalender Tufan “künye” köşesinde kitapların ve Seda Ülke “devran” köşesinde sanat ve edebiyatın izini sürdü. Gelecek sayılarda buluşmak ümidiyle…

2011-05-25

'Az Edebiyat' dergisinin 10.sayısı çıktı

Değişen dünyanın dengelerine düşünürlerden, siyasetçilerden çok sanal alemin yön verdiği bir çağın tanıklığındaki düşünür sızıyla kaleme alınmış bir önsözle sayfalarını bize açıyor Az Edebiyat Dergisi'nin 10. sayısı.İçsel duyarlılık namına edebi bir hamle yaparak aslında bunca kavganın içinde hezimete uğramış kalemini işaret ederek "yenildik ey şair yazar cümle cemaat!" diyerek önsöze son noktayı koyuyor.

Az Edebiyat bu sayısıyla da yine kaliteden ödün vermeden ,kendini tekrarlamadan yeni bir çok isimle yoluna devam ediyor.Baharın yani şiir mevsiminin rüknününden midir? bol şiirli bir sayıyla karşı karşıyayız.Şairlerin ağrılarıyla en büyük devrimlerin gerçekleşeceğinin ümidini bulacağınız bir şiir şöleni sizi bekliyor."Vertigo " diyor Hüseyin Atlansoy,"Yolculuk Risalesi"yle Hayrettin Orhanoğlu,"Ayna Ayna" Berat Demirci,"Ali" İsmail Karakurt,""Re"mektupları dibace" Ali Sarı,"Dudağıma Konan Korku" Mustafa UÇURUM,"Kurtulmalıyız Belki de Taşınması Giderek Güçleşen Bu İncelikten"İsmail Bingöl,"Yedinci Kat"Mehmet RAYMAN,"Üç Soru İşareti"Emre ÇAKIR,"Baran" Sümeyye ŞEKER,"Günlere Sonnet"İlhan KEMAL,"Bir Gizli Koydu Yaşam" Neşe AKGÜNDÜZ TEKİN,dikkatleri üzerine toplayacak çarpıcılıkta "Reverans Matmazel:Siz Hangi Ümmettensiniz?"Nimet SARI,"Christmas eve" Münir ÇAKMAK,ve derginin son şiiri"Sonra Kuşlar Havalanır Gök Lekelenir"le Kemalettin BAL şiirlerini okuyucuya sunuyor.

Kendine has tarzıyla Hasan YURTOĞLU "Yeni Birşeycilik" diyerek keyifle okunası bir eleştiri sunuyor."Pörçük Meşkler" İsmail KARAKURT,"Türkülerin Söylediği Bursa" Hüseyin KAYA,"İdeoloji-Din ve Dinin İdeolojik Militanları" oldukça düşündürücü bir yazıyla İlhami ATMACA,M.Sait Türkoğlu'un inşirah veren kaleminden "Adam ve Gözyaşı ,kalbi hedefleyen bir sada ile Mehmet AYCI "Küp-Sırlı diyor.

Ayrıca Zeki BULDUK'la aklın ve deliliğin bilinmeyen mecralarında gezintiye çıkılmış keyifli bir söyleşi de yer alıyor.

Suat ACAR "Karun ve Solon ,Cansaran KIZILTAŞ "Saklı Anahtar ,Sümeyye ŞEKER "Martı Çağında Zaman,Gökhan SERTER "Kar Sesiyle Seslenen" ,Mustafa OĞUZ "Sır Adam",Hayrettin ORHANOĞLU "Alllah Ağrısı",İsmail KARAKURT "Bir Daracık Pencereden",Şahin TORUN "İçi Kendiyle Dolu Bir Şiirin Peşinde" yazılarıyla ilerleyen sayfalarda okuru iç dünyalarına davet ediyorlar.

Sayfalar arasında cici bici bir masalımız "Sündüs Kız" da İbrahim KALABALIK'ın kaleminden çıkıp yerine kurulmuş.Ve adet olduğu üzere Kemalettin BAL "ŞATHİYE " ile derginin bu sayısını nihayete erdiriyor.

AZ EDEBİYAT yine dopdolu bir sayıyla okurla buluşmaya hazır.

İyi okumalar diliyoruz.

Ayşe Bağca

2011-05-18

'Değirmen' dergisi 'kaynaklarımız' dosyasıyla çıktı

Nisan-Mayıs 2011, Sayı:25

Değirmen Dergisi 25. sayısı baharın coşkusu, yenilenmişliği ve diriliğiyle beraber geldi.

Bu sayının dosya konusu: Kaynaklarımız. Kaynaklarımızın önemi her geçen gün bir kez daha ortaya çıkıyor. Eğer kaynaklarımızı layıkı veçhile kullanabilseydik ve anlayabilseydik bunlar bölgenin başına gelmeyecekti. Kaynakları tanıma ve onların değerini bihakkın verebilme, sürekli kaynayan bir coğrafyada daha bir önem arzetmektedir. Dosya yazılarında Rüstem Budak’ın Kaynakları Kullanma Klavuzu, Sebahattin Karakoç’un Uçurumun Kenarında, Mustafa Genç’in Gelenekli Türk Sanatlarının Kaynakları, Reşit Güngör Kalkan’ın Musikinin Son Silik Fotoğrafı; Tamburi Cemil Bey yazıları yer alıyor.

Şiirleriyle bu toprağın çoktan sesi olmuş Bahaettin Karakoç ile Şahan Çoker, Mehmet Özdemir, Evliya Çelik ve Xalide Efendiyeva’ı bulacaksınız.

Hikâyeleri ile Recep Şükrü Güngör ve Said Coşar aramızdalar.

Makalelerde; edebiyatımızın önemli kalemlerinden Necati Mert Genç Kalemler dergisinden aherketle dilimizde yaşanan değişimi anlattığı Yüz Yıllık Mesele, Şiirin dünyasını anlatan Kibar Ayaydın Şiirin Büyüsü, Leyla Yıldız Türk şiirinin önemli simalarından Necip Fazıl şiirlerindeki arayışını Bohem Çırpınışlarda Açan Bir Lotüs; Necip Fazıl, Cafer Gariper edebiyatın önemli eleştirmenlerinden Selahattin Hilav’ı tanıttığı yazılarıyla bulacaksınız.

Denemeleriyle; M. Nihat Malkoç medeniyetlerin buluşma noktası İstanbul’u anlattığı Boğaz’ın Mavi Sularıyla Söyleşen Şehir: İstanbul, kendine özgü diliyle Aslan Gülce’yi Bu, İyi Bir Günmüş denemesiyle geliyor.

İyi okumalar…


Şiirler
Senin İçin/ Bahaettin KARAKOÇ
O Gelen/ Xalide EFENDİYEVA
Konak Meydanında Bir Eskici/ Şahan ÇOKER
Sessizliğin Çığlığı/ Mehmet ÖZDEMİR
Dalıp Götüren/ Evliya ÇELİK
Sustura/ Murat ÇELİK
Yanılgıdan Aşka Bir Yol.../ Mehmet ABDİRGAN
Çocuklar Uyanmadan/ Atıf Emre ÖZDEMİR
Otuz İki Gün Yüzü/ Cafer DOĞANAY

Dosya: Kaynaklarımız
Kaynakları Kullanma Klavuzu/ Rüstem BUDAK
Musikinin Son Silik Fotoğrafı; Tamburi Cemil Bey/ Reşit Güngör KALKAN
Gelenekli Türk Sanatlarının Kaynakları/ Mustafa GENÇ
Uçurumun Kenarında.../ Sebahattin KARAKOÇ
Bilginin Yeniden İnşası İçin Feta/ Menderes DAŞKIRAN
Modern Dünyada Sünnetin Aktüel Değeri/ Yusuf YAVUZYILMAZ

Makaleler:
Yüz Yıllık Mesele/ Necati MERT
Şiirin Büyüsü/ Kibar AYAYDIN
Selahattin Hilav’ı Okurken/ Cafer GARİPER
Bohem Çırpınışlarda Açan Bir Lotüs; Necip Fazıl/ Leyla YILDIZ
Türkçenin Sırları Hakkında/ Murat SOYAK

Denemeler:
Bu, İyi Bir Günmüş/ Aslan GÜLCE
Bahar Geldi/ Muaz ERGÜ
Boğaz’ın Mavi Sularıyla Söyleşen Şehir: İstanbul/ M. Nihat MALKOÇ
Tavuk Budu/ Hüseyin YILMAZ

Hikayeler:
Aramızda Gökyüzü Vardı/ Recep Şükrü GÜNGÖR
Yol Birden Dile Geldi/ Asiye YÜCEL
Senail Bey/ Said COŞAR

Film:
Ölümcül Tuzak Yada Hollywodvari Tuzak/ Hakan BİLGE

Aforizmalar/ Oktay ÖZMAN



İrtibat:

Değirmen dergisi kültür-dergi dağıtım ve NT kitabevlerinde
www.degirmendergisi.com
degirmendergi@gmail.com
0505 647 03 25
Tığcılar Mah. Dönergeçit Sok. Altun İş Merkezi No:4 Daire:3 Adapazarı / Sakarya

2011-05-17

'Genç Bakış' dergisinin 16. sayısı çıktı.

Mayıs 2011

Remide-Yılmaz Atabek Anadolu Lisesi’nin yayın organı Genç Bakış dergisinin on altıncı sayısı çıktı.

Sekiz yıldır Niğde’nin eğitim ve kültür hayatında önemli bir yere sahip olan dergi, bu kez kapak konusu olarak son dönemlerin en çok konuşulan ve tartışılan kavramı aileyi “Son Kale Aile Düşmeden” başlığı altında ele aldı. Geniş çaplı bir araştırmayla hazırlanan bu sayıda, ailenin önemine ve korunması gerekliliğine değinildi.

Genç Bakış’ın başyazısında Okul Müdürü Hüseyin Koç “Aile ve Merhamet” isimli yazısı ile gündemi merhamet olan Kutlu Doğum Haftası ve aile kavramlarını birleştiriyor. Uğur Arıbaş “Son Kale Aile Düşmeden” başlıklı yazısı ile kapak konusunu işlemiş. Öğrenci İsmet Furkan Aydoğan ailesiyle birlikte gittiği ebru kursunda öğrendiklerini anlatıyor.

Niğde Sosyal Hizmetler İl Müdürü Şahin Mercan’la makamında yapılan görüşmenin notları okurlara aktarılıyor. Öğrenciler Salih Yıldız ve Yasin Arısoy Niğde’nin Perşembe Pazarı’nı gezerek izlenimlerini paylaşmışlar. Niğde’nin yetiştirdiği değerlerden Kemal Ümmi’yi Zekeriya Bolat anlatmış. Psikolog Ülkü Kural bu sayının misafir kalemi olurken veli köşesini Fatma Aybar yazmış.

Okulun mezunlarından Ankara Üniversitesi PDR Bölümü 1. sınıf öğrencisi Aysel Çavuş bu sayıya konuk olmuş. Öğrenciler birer cümle ile kendi ailelerine dair düşüncelerini ifade ediyorlar. Eğitimci-Yazar Vehbi Vakkasoğlu’nun 40 yıllık aile saadetinin sırları okurlarla paylaşılmış.

Öğrenci Salih Yıldız’ın “Gözyaşı” adlı güzel şiirine yer verilmiş. Miyase Özyürek, Dede Korkut’ta aile bağlarını anlatmış. Bu sayıda Erhan Eroğlu, Niğde Alaeddin Camiini farklı bir yönden ele almış. Cahit Zarifoğlu’nun “İşaret Çocukları” adlı şiirine yer verilmiş.

Üç yıldır arka arkaya Niğde’nin en kaliteli okulu seçilen Remide-Yılmaz Atabek Anadolu Lisesi’nin bu başarısı ifade edilmiş. Orta sayfada Çamardı ilçesindeki Totari Çayının nefis görüntüsüne yer veriliyor. Serbest Kürsü ve Mizah bölümleri derginin standart bölümleri olarak bu sayıda da yer bulmuş.“Okulumuzdan Haberler” kısmında ise okulun faaliyetleri anlatılmış.

Örnek gösterilen bir çizgide yoluna devam eden Genç Bakış dergisi, geniş okuyucu kitlesi ile birlikte konu seçimi, görsellik ve istikrarlı yayınları ile Niğde’de dergiciliğin marka isimleri arasındaki yerini koruyor. Remide-Yılmaz Atabek Anadolu Lisesi’nin 8 yılda 16 sayıya ulaşan dergisi Niğde içinde olduğu kadar dışında da büyük ilgi görüyor.


Uğur Arıbaş

2011-05-16

Yedi İklim, 254

Mayıs 2011

Yedi İklim, Mayıs–2011 tarihli, 254. sayısına iki dosya sığdırıyor: Üstat Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Aycı dosyaları. Bu dosyaları yayınlayabilmek için birçok yazıyı gelecek aya ötelemek zorunda kaldık. Mayıs sayımız Kâmil Eşfak Berki’nin Kaside adlı şiiriyle açılıyor. Geçen sayı teknik bir hatadan dolayı şiirin bütününü yayımlayamamıştık. Bu sayı, Kaside’yi bir bütün olarak sunuyoruz. Seyfettin Ünlü çok uzun bir aradan sonra yeni bir şiiriyle Yedi İklim’de. Mayıs sayımızda yer alan diğer şairlerimiz ise, Mehmet Aycı, Habil Tecimen, Suavi Kemal Yazgıç, Erkan Kara, Abdullah İlhan, Duygu Küçüker, Mehmet Bıyıklı ve Zafer Acar.

Dosyalardan dolayı bu sayı sadece iki öyküye yer veriyoruz. Selvigül Şahin ve Nuhan Nebi Çam’dan birer güzel öykü okuyabilecek okurlarımız. Gelecek sayımızda ise Mihriban İnan Karatepe, Osman Koca, Fatma Rânâ Çerçi, Mustafa Oral, Suat Atik, Vagıf Sultanlı ve Emine Batar’ın öykülerini okunabilecek.

Hasan Aycın yine bir çizgi ile Mustafa Cemil Efe yeni bir hat ile Özden Aydın da bir ebru ile katılıyor Mayıs sayımıza. Özden Hanımın Kültür Bakanlığının açtığı yarışmada ebru dalında birincilik ödülü kazandı. Bu vesileyle, başarısından dolayı kendisini kutluyoruz. Mustafa Cemil Efe bu sayımızda yeni bir hattat ile okurların karşısında: Ömer Vasfi Efendi. Gelecek ay kendisinden bir söyleşi beklediğimizi buradan belirtelim.

İlk dosyamız Necip Fazıl Kısakürek’le ilgili. Seyfettin Ünlü şairliğinin yanında araştırmacı kimliğiyle de bilinen bir sanatçı. Bu sayımızda Seyfettin Ünlü’nün bulduğu, Üstat Necip Fazıl’a ait bir mektubu yayımlıyoruz. Mehmet Törenek, Üstat’ın Öfke ve Hiciv kitabından yola çıkarak Necip Fazıl şiirinde hiciv, taşlama ve yergi şiirlerini inceledi. Osman Bayraktar dört sayıdır süren öykücüler üzerine yazdığı yazılara bu sayıda Necip Fazıl Kısakürek’i ekledi. Bayraktar’ın bu yazılarının günümüz öyküsüne 90’lar ve 2000’lere doğru yoğunlaşmasını temenni ediyoruz.

Mehmet Aycı dosyasında 6 yazı 1 söyleşi var. Bu bakımdan dosyanın bir hayli doyurucu olduğunu söyleyebiliriz. Yedi İklim’in bu tarz dosyalarla günümüz şairlerine daha çok yer ayıracağını ve böylece şiirin nabzını tutmayı sürdüreceğini belirtelim. Ferhat Maden, Mehmet Aycı’nın biyografisini yazdı. Zafer Acar, şairle söyleşti. Dosyada yer alan diğer yazılar ise Haydar Ergülen, Yusuf Turan Günaydın, Suavi Kemal Yazgıç, Mehmet Narlı ve Zafer Acar’a ait.


Bu sayımızın tek çevirisi Mustafa Burak Sezer’e ait. Sezer, Arap Baharı Şiir Festivaline de katılan Niels Hav’dan bir şiir çeviriyor. Sezer’in çevirilerini sürdüreceğini bildirelim.

İsmail Demirel geçen sayı başladığı 2010 Dergilerinde öykü başlıklı eleştiri yazısına bu sayı devam ediyor. Bu sayıda Edep, İkindi Yağmuru ve Yumuşakge dergilerinde yer alan öyküleri inceliyor Demirel. Bu çalışmanın gelecek sayımızda da süreceğini bildirelim. İbrahim Coşkun ise yeni çıkan ve yeni okuduğu kitaplara değinmeyi sürdürüyor. Bu sayıda Birgül Oğuz’un Fasulyenin Bildiği, Mehmet Kurtoğlu’nun Bir Şehri Sevmek ve İskender Pala’nın Muhteşem Şair Muhibbi kitaplarını tanıtıyor.

Hayırlı okumalar.

Bu vesileyle buradan abone kampanyamızı da duyuralım. Yedi İklim’e bir yıl (12 sayı) abone olan okurlarımıza, 6 adet eski sayılarımızdan gönderilecektir. Derginin yıllık abone bedeli 75 liradır.

İrtibat:
0 216 399 19 14
0 216 352 49 77
yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com

2011-05-15

Ay Vakti’nde Necip Fazıl Kısakürek

Sayı:128 Mayıs 2011

AY VAKTİ DERGİSİ ÜSTAD NECİP FAZIL’I ANLATIYOR

Nisan yağmurları yağdı.

Toprak berekete kavuştu.

Kardelenler toprağı yarıp boy verdi.

Baharın erguvanları kokularını etrafına saçtı.

Ay Vakti’nin toprağı Nisan yağmurlarıyla bereketlendi.

Ay Vakti 128. Sayısı ile okurun karşısına “Bahar Ey” diyerek giriş yapıyor. Üstad Necip Fazıl ağırlıklı olan sayıda usta kalemler bir araya gelerek Necip Fazıl’ı anlatıyor. A. Vahap Akbaş, “Necip Fazıl’ın Özlediği Nesil” diyerek Üstadın tasavvur ettiği gençliği, aksiyonu, aşkı, özlemi dile getiriyor.” Bir Tavır İnsanı Olarak Necip Fazıl” diyen Mustafa Özçelik, aksiyon ve sanatçı insanının nasıl bir tavır ve tutum sergilediğini kaleme alıyor.” Necip Fazıl’ı Anlarken” Recep Garip, üstadı yeniden anlamaya çağırıyor, onu düşünce, sanat ve aksiyon dünyamızda yeniden anlamamız gerektiğini vurguluyor. “Şiirimizin Vazgeçilmez Şairi: Necip Fazıl Kısakürek” Nurettin Durman, “Şair ne yaptığının yanı sıra, niçin ve nasıl yaptığının ilmine muhtaç ve üstün marifetinin sırrına müştak, bir tılsım ustasıdır.” diyen üstadın şairliğine vurgu yapan bir yazı kaleme alıyor.

Muzaffer Doğan’la yapılmış dolu dolu bir söyleşi yer alıyor Ay Vaktinde. “Üstad hayatın her alanına yön vermenin sancılarını çekti” diyerek üstadın dünyadaki, ülkemizdeki, edebiyatımızdaki mücadelesini anlatan söyleşiyi okurken Necip Fazıl’ı yeniden keşfe çıkıyorsunuz.

“Dulda'da Bir Adam” diyerek Şeref Akbaba, Ali Haydar Haksal’ın kitap ve mekanla olan bağını ve Erzurum’da yaşadıkları hatıralardan bahsediyor.

“Şehir ve Fetih” Enver Çakmak, şehirlerin gözdesi İstanbul’u, Fethi ve Fatihi anlatıyor.“Bilgi ve Ahlak İlişkisi” Prof Dr. Ömer Özden’in kaleme aldığı bir yazı. İnsanın bilgiyle ve ahlakla olan bağını derinlemesine anlatıyor. “Sinemanın Ozanı ve Yeni Dünya” Hüseyin Özdemir’in sinemayla ilgili seyredilmeye değer bir filmin ruha nasıl seslendiğinden dem vuruyor.

Şiirde; M.Ragıp Karcı ve Muhsin İlyas Subaşı naatlarıyla, Yavuz Ertürk, Okan Aksoy ve Nurten Can şiirleriyle yer alıyor.

Öyküde; Naz Ferniba ve Mehmet Erikli yazılarından bize bir buket sunuyor.

Deneme; Necmettin Evci, Reşit Güngör Kalkan ve Berrin Sönmez ruhundan yansıyanları bizimle paylaşıyor.

Ve son olarak Şiraze gönül fırtınasından kopan nameleriyle bizi baş başa bırakıyor.

2011-05-13

'Tasfiye' dergisi, Metin Önal Mengüşoğlu özel sayısı çıktı

Mayıs 2011, Sayı:31

Dergide Metin Önal Mengüşoğlu’nun şairliğini, hikâyecilik ve romancılığını değerlendiren yazıların yanı sıra şairin düşünce ve sanat dünyasını değerlendiren, misyonunu tartışan yazılar yer alıyor.

Mengüşoğlu’nun gençlik yıllarına ait daha önce yayımlanmamış fotoğraflarına da yer verilen sayı, Ahmet Örs’ün “Yorgun Yoldaşların Yılmaz Savaşçısı” adıyla şairi anlatan bir şiiriyle başlıyor. Enes Kuşçu ile Habil Sağlam’ın şairle yapılmış bir mülâkâtıyla devam ediyor sayı. “Devletten ve sermayeden yana tavır koyanlar, kalıcı olamazlar. Onların saltanatı sığındıkları iktidarların ömrü miktarıncadır. İktidara sığınanlar iktidarların geçici olduğunu hatırlamalıdır. Sermayenin gölgesinde yaşayanlarsa mülkün el değiştiren karakterini unutmamalıdırlar. İktidar ve sermaye ölümlü ve geçicidir.” diyor Metin Önal Mengüşoğlu, dolu dolu söyleşinin bir bölümünde.

Asım Öz, “Usûl ve Esas: Düalist Mantığın Ötesi Örfün İhyası” başlıklı yazısında şairin düşünce dünyasının temellerini ve açılımlarını incelerken Mustafa Başpınar da “Vahiy Penceresinden Sanata Bakabilmek” adlı çalışmasında Mengüşoğlu’nun “Vahiy ve Sanat” adlı eserini tahlil ediyor. Süleyman Ceran da Metin Önal Mengüşoğlu’nun hikâyeciliğini “Asyalı Ozan’ın Öykü Evreni” yazısında ele alıyor.

“Gür, Akışkan, Sarsıcı: Mengüşoğlu Şiiri” başlıklı incelemesinde Enes Malikoğlu, Mengüşoğlu’nun şiirlerine götürüyor okuyucuyu. Mehmet Sait Çakar da “Elaziz Örneği Üzerinden Türkiye Modernleşmesi Romanı: Yerler Mühürlendi” yazısında şairin bu çok katmanlı romanını ve romancılığını masaya yatırıyor. Ahmet Örs de, şiir tahlillerine Mengüşoğlu’nun “Babam, Köylüler ve Tren” şiiriyle devam etmiş. Murat Soyak’ın “Metin Önal Mengüşoğlu’nun Edebî Şahsiyeti ve Eserlerinde Şehir Algısı” başlıklı geniş incelemesi yer alıyor Tasfiye’nin Mengüşoğlu sayısında.


İrtibat:

tasfiyedergisi@gmail.com

2011-05-10

Bursa’dan Yola Çıkan Dergiler

Cevat AKKANAT

Bursa, kültür, sanat ve edebiyat imkânları açısından hangi durumdadır? Türkiye’nin dördüncü büyük şehri unvanını elinde bulunduran bu ‘sanayi’ şehri, hızla artan ‘nüfus’una acaba ‘zihnî’ ve ‘estetik’ konforlar sağlayacak donanımlara sahip mi?

Üst paragraftaki sorularımız oldukça geniş alanları kapsadığının farkındayız. Bu soruların kapsama alanına giren her türden kültürel değeri burada ele almak, bırakın makalemizin birkaç sayfalık sınırını, ciltler dolusu kitabı dolduracak vaziyettedir. Öyleyse, gelin anlaşalım, konumuzu sınırlandıralım. Bursa’da kültür yayıncılığı üzerinde durup özellikle de edebiyat dergiciliği hakkında yoğunlaşalım.

Başlangıç Noktası…

Bursa’da ilk basımevi “Matbaa-yı Vilayet” adıyla 1868’de kurulur. Müderris Saib Efendi’nin yönetiminde kurulan bu matbaa devlete aittir. Bu matbaa, 1872-1898 yılları arasında dönemin önemli tiyatrocularından olan Feraizcizâde Mehmet Şakir Efendi tarafından yönetilir.

Basımevinin kuruluşu doğal olarak Bursa’da yayıncılığın da gündeme gelmesine yol açmıştır. Bu doğrultuda, 8 Şubat 1869’dan itibaren dört sayfadan ibaret olan Hüdâvendigâr gazetesi yayınlanmıştır. Bu arada bir de mizah dergisi çıkarılır. Tevfik Bey’in yayınladığı Çaylak dergisi, sonradan Feraizcezâde tarafından 1898’e kadar yayınlanır.

Bursa’nın ilk özel gazetesini ise Murad Emirî Efendi yayınlamıştır. Bursa adlı gazete 18 Ekim 1890’da çıkarılmaya başlanmıştır.

Edebiyat dergiciliğinin Bursa’daki ilk örneği olarak ise Nilüfer dergisi gösterilir. Tanzimat döneminin ünlü tiyatro adaptasyoncusu ve Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa, Nilüfer’in yayınlanışında önemli faktördür. Nilüfer’in ilk sayısı 9 Aralık 1886, son sayısı ise 16 Eylül 1891 tarihlerini taşır.

Sonraki yıllarda benzeri minvalde çıkarılan dergilerin ömrü daha kısa olur. Sözgelimi, yine Feraizcizâde tarafından yayınlanan Gündoğdu dergisi 31 Ağustos’ta çıkmaya başlamış, üç sayı sonra ömrünü tamamlamıştır. Murad Emirî Efendi’nin 1892-1893 yıllarında haftalık olarak yayımladığı fakat kaç sayı çıkarıldığı tespit edilemeyen Fevâid de aynı kategoridedir.

Bursa’da Osmanlı döneminde yayınlanan diğer süreli yayınlar arasında şunlar vardır: Barika-i İrşâd (1908), Bursa Sergisi (1909), Karagöz (1909, tek sayı), Ertuğrul (1910), Hukuk-ı İbâd (1912), Yavuz (1912), Bursa Mecmuası (1918), Âlem-i Mûsiki (1919)…

Milli Mücadele yılları Bursa’sında Bursa Mecmuası, Yeni Hayat, Genç Kalemler, Lokman Hekim, Gündüz, Yeni Bursa ve Çocuk isimli dergilerin yayınlandığını görüyoruz. Bunlar, savaş ortamının yayınları olarak dönemin ruhuna uygun yayınlar yapmışlardır.

Statükonun beşiğinde…

1923 sonrasında Bursa’da çıkarılan dergiler genellikle siyasî otoritenin güdümünde görülmektedir. Bursa Halkevi’nin1935’te çıkardığı Uludağ (Bir ara Türkün adını almıştır.) bunlardan birisidir.

Demet (1944), Nilüfer (1945’te yeniden yayınlanmaya başlamıştır.), Gençliğin Sesi (1951), Yöre (1960), Elif (İnegöl, 1961), Petek (?), Çatı (1963), Yeni Nilüfer (1975), Duygu (1976) gibi dergiler de Bursa’da kısa süreler içerisinde yayınlanmışlar, fakat istedikleri sanat ortamını oluşturamadan geri çekilmişlerdir.

Resmî ideolojiyle kolkola gelişen dergilerin yayınında 1990’lı yıllarda bir artış gözlenir. 1990’da Nahit Kayabaşı ile İhsan Üren’in çıkardıkları Biçem bunlardan birisidir. 12 sayılık ömrü olan bu dergi, 1993’te Yeni Biçem adıyla tekrar çıkarılmaya başlanmıştır. 1990’ların sonlarına kadar yayınlanan Yeni Biçem’de Ramis Dara, Hilmi Haşal, Melih Elal, Nuri Demirci, Nadir Gezer, Nahit Kayabaşı, Mustafa Durak, Serdar Ünver, İhsan Üren gibi Bursa’da yaşayan imzaların yanı sıra, Sina Akyol, Hüseyin Alemdar, Enis Batur, Turgay Değirmenci, Mehmet H. Doğan, Şükrü Erbaş, Metin Fındıkçı, Tuğrul Keskin, Ali Cengizkan, Haydar Ergülen, Mete Özel, Gürhan Tümer, Zeynep Aliye, Yusuf Alper, Adnan Azar, Abdülkadir Budak, Yunus Koray, Cihan Oğuz, Fergun Özelli, İlyas Tunç, Tuncer Uçarol, Cevat Çapan9, Hayati Baki, Ahmet Ada, vb. gibi isimler de yazı ve manzumeleriyle yer almaktaydı. Yeni Biçem’in önceki dergiler gibi nispeten kısa ömürlü olmaması, siyasî otoritenin yerel düzeydeki ekonomik sırtlayıcılığı ile izah edilebilir. Bununla birlikte, bu dergi de yayıncı ve yazarlarının arzu ettiği kültürel ortamın doğmasını sağlayamamıştır.

1991-1993 yılları arasında Ayhan Uzoğuz, Nuri Kolaylı, Gündüz Badak gibi isimlerce çıkarılan Ekspres Sanat belli bir iz bırakamamış dergilerden birisi olarak kaydedilebilir.

Ocak 2000’de Uludağ Üniversitesi’nin “324 Numaralı Oda”sında Ali Özçelebi, Ramis Dara, Serdar Ünver, Melih Elal, İhsan Üren, Hilmi Haşal gibi isimlerce yayınlanmaya başlayan Akatalpa resmiyetçi camia içinde uzun soluklu olmayı sağlamakla birlikte, etki alanı dar bir nitelik sergilemiştir. Hâlâ yayınlanmakta olan Akatalpa, tıkanma noktasına gelmiş izlenimi vermektedir. Pek çok imzanın yazı ve manzume yayımladığı bu dergiden bazı isimleri burada analım: İlyas Tunç, Engin Turgut, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Ahmet Ada, Hidayet Karakuş, Baki Ayhan T., Hüseyin Alemdar, Metin Cengiz, Tahir Abacı, Metin Güven, Muzaffer Kale, Ahmet Günbaş, Gültekin Emre, Özlem Tezcan Dertsiz, Ayşegül İzmirli, Sadık Yaşar, Zeynep Aliye, Betül Tarıman, Hüseyin Avni Cinozoğlu, Mahmut Temizyürek, Celal Soycan, Derya Çolpan, Habib Bektaş, Gonca Özmen, Çiğdem Sezer, Ahmet Özer, Halim Yazıcı, Şeref Bilsel, Yücel Kayıran, Bahri Çokkardeş, Nevzat Çalıkuşu, Ogün Kaymak, Tuğrul Tanyol, Ali Galip Yener, Hayriye Ünal…

Eliz Edebiyat dergisi, 1 Ocak 2009’da çıkmaya başlayan ve halen yayınlanan bir dergidir. Dergi, ilk sayısında “Geleceğe El Sallamak” başlılığı altında, sanat ve edebiyat bakışını dikkatlere sunmuş, burada, “sevgi ve barış”a vurgu yapılmıştır.

Başlangıçta Eliz Edebiyat’ın Yayın Kurulu şu isimlerden oluşmuştur: İhsan Üren, Nuri Demirci, Hilmi Haşal, Halûk Cengiz, Necmi Selamet. Sonraki sayılarda bu isimlerde değişiklik olmuştur. Eliz Edebiyat dergisi, Bursa’da daha önceki yıllarda çıkmış olan Biçem, Yeni Biçem, Düşlem ve Akatalpa gibi dergilerin geleneğini sürdürmüştür. Bununla birlikte, derginin yönetiminde bulunan Bursalı isimlerin kişisel sebeplerle Akatalpa’dan koparak Eliz Edebiyat’ı kurmuş olduklarını belirtelim. Bununla birlikte, halen çıkmakta olan bu iki derginin birbirinden farklı açılımlar sergiledikleri söylenemez.

Ocak-Şubat 2010’da Fehmi Enginalp, Şaban Akbaba, Hilmi Haşal, Halide Yıldırım ve Nuri Demirci tarafından yayınlanmaya başlayan Çinikitap, bir ürün dergisi olmayıp, kitap ve yayıncılık sektörüne hizmet amacı taşımaktadır. Çinikitap, her sayısında Bursa’yla ilişkisi olan yazarları ana konu olarak seçmiş dosya konusu yapmıştır. Nâzım Hikmet, Sait Faik, Vecdi Çıracıoğlu, Cemil Kavukçu şimdiye kadar özel işlenen isimlerdir.

Bursa Defteri (1999), Kimsesiz (2002), MaviAda (2003), Bursa Araştırmaları (2003), Topal Karınca (2003), Onaltıkırkbeş (2006) son yıllarda Bursa’da yayınlanan resmiyetçi kültür, sanat ve edebiyat dergileri arasında anılabilir.

Yok farzedilenler arasında

Satırlarımın bu aşamasından itibaren, Bursa’da resmî çevre ve ortamlar tarafından bilinçli olarak görülmeyen ve ısrarla yok sayılan bazı dergilere değineceğim.

Sur, bunlardan birisidir. Aylık Fikir ve Sanat Dergisi spotuyla 1972-73 yıllarında yayınlanan Sur Dergisi Mücahid Koca’nın yönetiminde çıktı. “Fikirsizlik, Türkiye’de bütün hızıyla yayılıyor. Yüksek Tahsil gençliği büyük bir bunalım içinde. Milli olmayan güçler, çalışmalarını hızlandırarak, düşünme sistemini kaldırma çabası içindedirler. Gençlik grupları arasındaki kopukluklar fikirsizliğin eseridir. Bunu ortadan kaldırmak ve güzel ülkemizde kardeş kavgalarını unutturup fikre sanata yönelen bir gençlik görmek hepimizin özlemidir. İşte SUR bu özlemden doğmuştur….” şeklindeki önsöz cümleleriyle yayınına başlayan dergi sadece edebiyat ve sanat alanlarında değil, tarih üzerine yayınladığı yazılarla da gençlere ulaşmaya çalıştı. Her sayısını başka bir düşünce ve ideal adamına adayan dergi bu tercihiyle göz doldurdu. Sırayla Mehmet Akif, Sezai Karakoç, Fatih Sultan Mehmet, Necip Fazıl, Muhammed İkbal, Arif Nihat Asya gibi isimlerin kapakta yer aldığı dergi Beşir Ayvazoğlu’nun ilk çizgi denemelerinin de yayınlandığı dergi olma özelliğini taşımaktadır. Bunun yanı sıra Ali Bulaç, Selçuk Eraydın, Mahiz İz, İlhan Yardımcı,Yavuz Bülent Bakiler gibi isimler Sur dergisinde yer almışlardır.

1978-83 yıllarında Bursa Marmara Gazetesi’nin Kültür Sanat eki olarak çıkan Bursa’da Sanat Edebiyat, zamanla Bursa’nın edebiyata olan açlığının dindirildiği bir dergi haline dönüştü. On beş günde bir yayınlanan bu dergi hem içeriğiyle hem de gazete formatında yayımlanmış olması sebebiyle geniş bir okur kitlesine ulaştı. Şiir, hikâye, eleştiri ve fikrî yazıların yanı sıra yayımladığı karikatürlerle de bir taşra dergisinden çok merkezi bir ulusal dergi formatına kavuştu. Hasan Aycın, karikatürleriyle bu dergide yer aldı. Mustafa Armağan, Beşir Ayvazoğlu, Mücahid Koca, Yasin Doğru, Mecit Bilgin, Osman Bayraktar, Ali Sali, İhsan Deniz, Süleyman Sayar, Adem Turan, Mustafa Efe gibi isimlerin yer aldığı dergi pek çok şairin ilk metinlerinin yayınladığı dergi özelliğini taşımaktadır.

Haziran 1986’da yayınlanmaya başlayan Kelime dergisi, Bursa’da hazırlanıp Konya ve İstanbul’da basılan bir dergidir. Derginin çıkış macerası ile ilgili olarak ilk sayısındaki yazısında Metin Önal Mengüşoğlu, dergi fikrini bir düşünce dergisi olarak tasarladıklarını şöyle belirtir: “Farketmemiş olacağız ki bir avuç genç adam, o bomboş avuçlarımızla karar verdik: Bir dergi çıkaracağız. Daha dergi tasarı halinde iken büromuzu kiralamıştık bile…” Bu tasarı 1970’lerin ilk yıllarına aittir, aradan uzun yıllar geçmiş, 1973’te “Kelime Yayınları”ndan bir kitap (Metin Önal Mengüşoğlu, Gâvur Kayırıcılar) çıkmış, fakat Kelime “düşünce ve sanat” dergisi, dış etkenlerden ötürü 1986’da çıkarılabilmiştir. Mengüşoğlu; “Üzerinde yeterince düşünülmüş bir sanat, bilinç ürünü bir sanat bizim asıl tercihimizdir.” diyerek derginin sanat anlayışını yansıtır.

Kelime dergisinde sanatın, vahyin belirleyiciliğinde bir izlek edinilmesine dair atıflar yapılmış, düşünce ve sanatta vahyi göz ardı etmeyen bir bilincin uyandırılması ön planda tutulmuştur. Kelime’de şu imzalar dikkat çeker: Cahit Koytak, Mustafa Kutlu, Yaşar Kaplan, Metin Önal Mengüşoğlu, İzzettin Hanifi, Hikmet Zeyveli, Sait Şimşek, Murat Kapkıner, Serdar Gülsaçan, Kenan Aktülün, İhsan Durdu, Ersin Önal, Mikail Bayram (Serayi), Necmettin Evci, Süleyman Çelik, Hayrettin Tekin, Metin Demirtaş, Ömer Günaydın, Mehmet Çoban, Mustafa Kutlu, Cevdet Karal, Nurettin Durman, Ercan Arslaner, M.Ali Baltaşı, Mustafa Everdi, Yaşar Kaplan, Nedim Mahmudoğlu (Nedim Mescioğlu), Dücane Cündioğlu, Sait Okur, Adem Turan, Cuma Özüsan, Fatih Soylu, Peyami Çekmegil, Azmi Ayyıldız, Ali K.Metin, Necati Aykan, Şahan Çoker, Ahmet Ertürk, Nihat Keklikoğlu, Hamdi Oruç, Şebnem Uçar, Yunus Sürkan, Fevzi Özer, Vedat Güneş, Ramazan Güneş, Necati Önal, Mustafa İsar, Mustafa Özcan, Sacit Duman, Ümit Gezgin, Sündüs Kapkıner, Fatih Zeyveli… Editörlüğünü Murat Kapkıner ve Hikmet Zeyveli’nin yaptığı Kelime dergisi, 16 sayılık bir külliyat ile Ekim 1987’de yayınına son verdi.

90’lı yılların üniversite camiasındaki en etkili dergilerinden biri Ahenk dergisi oldu. Toplam 27 sayı çıkan bu dergi, genel olarak Uludağ Üniversitesi öğrencilerinin, özelde ise İslamcı Gençliğin aktif platformu olarak öne çıktı. Derginin Genel Yayın Yönetmeni olarak Necip Fazıl Kurt ve Yunus Emre Altuntaş isimleri ön plana çıktı. İlk sayılarında gözlemlenen siyasi hava son sayılara doğru edebî, fikrî ve aktüel bir düzleme kavuştu. Özellikle son sayılarında ülkenin önemli edebiyat, sanat ve fikir adamlarını sayfalarına taşıdı. Necip Fazıl Kurt, Bülent Çiftçi, Ömer Bektaş, Hakan Arslanbenzer, Selçuk Orhan, İlker Jandar, Enes Battal Keskin, Zeki Korkutata, Rıza Bilgiç, Ahmet Ercan, Süleyman Çobanoğlu dergide isimleri görünen başlıca isimlerdi. Önceleri MGV bünyesinde yayınlanan dergi, bu teşkilatın 28 Şubat sürecinde kapatılmasıyla bağımsız bir kimliğe büründü. “Fikirde, Sanatta Ahenk” sloganıyla yayımlanan dergi Uludağ Üniversitesi’nde şimdiye kadar yayımlanan dergilerin en uzun soluklu dergilerinden biri olmuş ve arşivlerdeki yerini almıştır.

İpek Dili şiir seçkisi (1995), İhsan Deniz yönetiminde tarihi belirsiz periyotlar halinde yayımlandı. Toplumsal olan karşısında edilgen bir poetik tutumla okur karşısına çıkan seçki, 90’ların sonunda ömrünü tamamladı. İpek Dili’nde şu isimlerin yazı ve manzumeleri yayımlandı: Kâmil Eşfak Berki, Necat Çavuş, Hüseyin Atlansoy, Cem Yavuz, Nevzat Çalıkuşu, Osman Konuk, Seyhan Arslan, Ali Kamış, Yılmaz Taşçıoğlu, Adem Turan, Vural Bahadır Bayrıl, Metin Güven, Mustafa Ruhi Şirin, Hasan Hüseyin Kozalak, Haydar Ergülen, Mahmut Kanık, Mustafa Efe, Şenol Koçhan, Sıtkı Caney, Serap Ural, Eren Safi, Cahit Yeşilyurt, Cevdet Karal, Cumali Ünaldı, Niyazi Özsan, Ethem Erdoğan, Alper Çeker, Suat Ak, Mustafa Muharrem, Coşkun Ağra, Yasin Doğru, Halil Güney, Ali Barskanmay, Ali Kemal Akdeniz, Ali Doğru, Hasan Selami Binay, Cahit Irmak, İsmail Aykanat, Hayriye Ünal, Adem Yazıcı, Şafak Güzelyurt, Kemal Yanar, Sedat Umran, Mehmet Ocaktan…

İlk sayısı “Sonbahar 1998” tarihli olarak yayımlanan Yolcular, mevsimlik bir edebiyat seçkisi hüviyetindeydi. Yolcular’ın mistik ve metafizik bir dünyaya yaslanan şair ve yazarları arasında Feridun Yılmaz, Mustafa Efe, Mehmet Aydemir, Şenol Karagüzel, Hasan Karayılmaz, H. Ufuk Aktaşlı, Ali Kamış gibi isimler bulunmaktaydı.

Aylık kültür sanat edebiyat dergisi Kalemberk (2000), “Bursa’da kültürel, sanatsal faaliyetlere önem veren hareketli bir dernek olan” BİHMED (Bursa İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği) adına yayımlandı. Kalemberk’te şu isimlerle karşılaştık: M. Refik Gül, Nihat Nasır, M. Fatih, Yusuf Şahin, Hamza Meral, H. Muhammed Özyılmaz, Ali Çelik, Faruk Kökçe, Fatih Ketancı, Ülfet Yıldız, Adnan İslamoğulları, Onur Ceruz, Mustafa Muharrem, Yusuf Kocamaz, Hasan Yılmaz, Muhammed Karaca, Ömer S., Murat Batur, Ömer Sönüksün, Mehmed Temelli, Zafer Çınar, M. Zeki Korkutata, Mustafa Kara, Mükerrem Özdemir, Fatih Ertürk, M. Zeki Dursun, Zehra Hilal, Faruk Kökçe, Ferhat Özden, Gökhan Özcan, Mehmet İşleyen, Emrah Balcı…

“Beni Yok Sayamazsınız!” sloganıyla 2002’nin başında yayınlanmaya başlayan Vivo ilk sayısında “bir düşünce” ve “haykırış” dergisi olma iddiası taşıdığını duyurdu. Hasan Yılmaz’ın editörlüğünde yayımlanan Vivo’nun künyesinde Ülfet Yıldız, Hamza Meral, Nihat Palaz gibi isimler de bulunmaktaydı. Bunların dışında Vivo’da şiir ve yazılarını okuduğumuz isimleri şöyle sıralayabiliriz: Zehra Hilal Şenocak, Yusuf Kocamaz, Hamit Eldeleklioğlu, Hüseyin Doğan, Onur Ceruz, M. Zeki Korkutata, Mustafa Özcan, M. Ali Güney, Emrah Balcı, Abdülkerim Çolak, Osman Mesten, Mustafa Muharrem, Yavuz Altınışık, C. Efgan Akgül, Çiğdem Can, Lale Müldür, Bülent Çiftçi, Mustafa Ayyıldız, Bilal Kot, Kadir Köz, M. Zeki Dursun, Murat Erol,Faysal Soysal, Emine Cantekin, Mustafa Oğuz, Melike Sülev, Zeynep Damla, Burhan Özdin, Neslihan Dilken, Müştehir Karakaya, İbrahim Tenekeci, Cevat Akkanat, M. Ragıp Karcı, Metin Önal Mengüşoğlu… Bu arada, Vivo’nun en dikkat çeken nüshası, bazı eksikliklerine rağmen, “Cahit Zarifoğlu Özel Sayısı” (s: 5-6, Ocak-Şubat-Mart 2003) olmuştur.

Son olarak Kırıkkale’de başlayan serüveninin son demlerini Bursa’da yaşayan Likâ edebiyat dergisinden bahsedelim. Tamamı 46 sayılık bir ömrü olan Likâ’nın son 16 sayısı (31-46. sayılar arası) Bursa’da hazırlanmıştır. Cevat Akkanat’ın yayınladığı derginin yayın kurulunda Murat Soyak, M. Sami Köktaş, Beyza Kara, Can Siirt gibi isimler bulunmaktadır. Derginin Bursa’da hazırlanan sayılarında Metin Önal Mengüşoğlu, Nurullah Genç, Mustafa Özçelik, Özcan Ünlü, Can Siirt, Faruk Sevindim, A. Vahap Akbaş, Mustafa Orhan, Cuma Kelebek, Serhat Oğuz, Himmet Karataş, Ali Candan, Zekeriya Mercan, Mustafa Oğuz, Şeyda Sarıaslan, Azra Gülsüm, Fatma Sancak, Hüseyin Kaya, Mustafa Küçüktepe, Mehmet Aycı, Durdu Şahin, Tayyib Atmaca, Nazir Akalın, Mehmet Çağan Azizoğlu, Zuhal Gedik, Mahmut Yavuz, Cengiz Coşkun, Ahmet Doğru, Bedran Yoldaş, Bahaettin Karakoç, İsmail Bingöl, Ahmet Yalçınkaya, Özlem Ateş, M. Şamil Baş, Hasan Akçay, Yasin Mortaş, Ali Kozan, Nurettin Durman, Emin Akdamar, Cahit Yeşilyurt, Ahmet Veysel gibi şair ve yazarlar yer aldı.

Erguvan (1996), Çığrık (2000), Nilüfer (2002), Tahta Kalem (2002), Bilder (2003), Kuşluk (2007), Hüdâvendigâr (2010) kısa süreli ömürleri olan diğer Bursa dergileri olarak anılmalıdır.

Bursa’da şimdiye kadar dergi yayıncılığı alanında yapılmış en kapsamlı inceleme olarak zikredebileceğimiz bu çalışmamızı noktalarken, görülemeyen veya unutulan başka yayınların da olabileceğini, velhasıl bu çalışmanın bu haliyle henüz tam anlamıyla bitmiş kabul edilmemesi gerektiğini bildirmeliyiz.


Not: "Bursa'dan Yola Çıkan Dergiler" başlıklı bu araştırma-inceleme yazısı, 14. Bursa Edebiyat Günlerinde tebliğ olarak sunulmuştur.

2011-05-09

'Edep' edebiyat dergisinin 15.sayısı çıktı

Bu sayıya Arif Ay, "Nuri Pakdil'in Dili ve Anlatımı" başlıklı yazısıyla birlikte "Gün Dökümleri" ve "Resimaltı" yazısıyla katıldı.


Ali Cenk, "İlkyaz Coşkusu" denemesiyle, Özden Apaydın "Beni Yaz" adlı öyküsüyle, Ferhan Akgün "Piyale Önsözü / Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" başlıklı araştırmasıyla, Selçuk Azmanoğlu "Sükut adlı öyküsüyle yer aldı.


Bu sayının şairleri Cevat Akkanat, Rasim Demirtaş, Cihannur Selenga, Nurettin Durman, Adem Turan.
Halis Emre "Dumanı Üstünde"de altı yeni kitabı tanıtıyor.


Zeynep Okur "Altı Çizili Satırlar"da Sezai Karakoç'tan bir metni paylaşıyor.


İletişim:

edepdergisi@gmail.com

'Yüzakı' der ki: "Bir Müjdeye Gönül Verince..."

Ebû Eyyûb el-Ensârî, seksen küsur yaşında Bizans üzerine gidecek sefere katılmıştı. O yaşta bir insana bu azmi veren güç ne olabilirdi?

Vasiyeti şuydu:

“Vefât edersem, beni ulaşabildiğiniz en ileri noktaya defnedin!”

Çünkü onun gönül verdiği müjdeler vardı:

Bizim onun sayesinde işittiğimiz müjdede Efendiler Efendisi buyuruyordu, müjdeliyordu:
“İstanbul elbette fetholunacaktır! Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan!.. Onu fetheden asker ne güzel asker!” (Ahmed, IV, 335; Hâkim, IV, 468/8300)

Bir müjde daha vardı, kendisine daha yakın bulduğu:

“Efendimiz’den işittim:

«Konstantiniyye surunun dibine sâlih bir kişi defnedilecektir.» Umarım ki o kişi ben olayım.” (İbn-i Abd-i Rabbih, el-Ikdü’l Ferîd, II, 213)

İstanbul’a yakın bir noktada sâlih bir zâtın defnedileceğini işitmişti. O müjdeye de gönül vermişti. O, gönül verdiği müjdeye nâil oldu.

Fetih müjdesi ise asırlarca, kumandanların ve milletlerin liyâkat imtihanı oldu… O müjdeye gönül verenler, O en güzel Zât’ın «ne güzel!» diye taltif ettiği şahsiyet kıvamına da gönül verdiler. Zarafetin, nezaketin, merhametin, güzelliğin, çalışkanlığın, fedâkârlığın, yiğitliğin, şehâdetin de gönüllüsü oldular.

Böylece çağlar açıldı önlerinde… Hem kendileri zirveleşti, hem zirve hasletleri ufuklara, çağlara taşıdılar. Toplum da, önderleri de «ne güzel!» müjdesine nâil oldu.

Tarihimizin en mühim en büyük müjdeli haberleriden birine tevâfuk eden Mayıs ayında, İstanbul’un fethini; ÇAĞLAR AÇACAK BİR MÜJDEYE GÖNÜL VERİNCE KUMANDAN NE GÜZEL, ASKER NE GÜZEL!hatırlatmasıyla ve fethi seyreden, fatih ordularına otağlık eden, gönlü Harem’de, gözü İstanbul’da bir şehir olan Üsküdar’la ele aldık.

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ, tarihimizin şan ve şeref tablolarının hep diri bir müjdeye gönül vermenin eseri olduğunu hatırlatarak, soruyor:

İç dünyamıza bir bakalım: Gönlümüzü âbide şahsiyetler misâli verdiğimiz, verebildiğimiz bir müjde var mı? Bir müjde! İnsanı eğiten ve canlı tutan bir müjde! Sevindiren; yüzünü, gözünü açan bir müjde! İnsanın bağrındaki aşkı ve sonsuz enerjiyi ortaya çıkaran bir müjde!

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; Fahr-i Kâinât Efendimiz’le iki cihanda beraberliğin şartını, nebevî muhabbetle kıvam bulmayı sahâbe-i kiram hazerâtından eşsiz misallerle kaleme aldı.

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI, İstanbul’un yedi tepesini yedi medeniyet mührü olarak ele aldı. Medine eksenli medeniyetimizin, zalim ve vicdansız Roma eksenli batı uygarlığı karşısındaki üstünlüğünü işledi. Ayla AĞABEGÜM; eski Üsküdar’ın tabiî, mütevâzı, mütevekkil günlük hayatını, âdâb-ı muâşeret ile kaleme aldı. Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ, Yahya Kemal’in Üsküdar’ını misallerle yazdı. Sadettin KAPLAN, hayali cihan değer bir geçmiş zaman Üsküdar nüktesini anlattı.

H. Kübra ERGİN, kimilerinin zâit gördüğü dînî eğitimin kimilerince maksadı dışına çıkarılışına, vefatının 900’üncü yılında olduğumuz İmâm-ı Gazâlî’nin hayatından pencerelerle temas etti.

Ömer OKUDAN, son muhâcir Zü’l-bicâdeyn’in yaralar içinde hicretini; Âdem SARAÇ, öz annesiyle îman-küfür mücadelesi içinde kalan Sa‘d bin Ebî Vakkās’ın çırpınışını anlattı. Ahmet MERAL’in kaleme aldığı Kısa Dünya Tarihi’nin bu ayki bölümünde, Fatih Sultan Mehmed döneminde dünya ve Fatih’in yönetim siyaseti ele alınırken; Can ALPGÜVENÇ, Hatice Turhan Sultan ve yaptırdığı Yeni Cami’nin hikâyesini anlattı.

Ve şiirler… Seyrî, fethe Bursa Ulu Cami’den bir pencere açtı. Niğbolu’nun muzaffer kumandanı Yıldırım’ın ulu hâtırasını 66 beyitle anlattı. Üsküdar, cemiyet hâfızasındaki hâtıraları ve şair muhayyilesine akisleriyle mısralara büründü.

Cebrâil’in teyit ettiği bir Hassân olmak… Gönül huzurunu erişerek, dünyaya zâhid olarak, lüzumsuz lokma ve lâkırdılardan ağzı koruyarak, bir yetimin mes’ûliyetini üstlenerek cennette Efendimiz’le beraber olmak… “Bu din, gecenin ve gündüzün ulaştığı yere ulaşacaktır. Allah, onun girmediği hiçbir ev bırakmayacaktır.” (Müsned) diyerek hâlâ gönül fatihlerini bekleyen ufukların yollarına baş koymak…

Olur mu? Olur! Bir şartla; Bir Müjdeye Gönül Verince…

Yüzakıyla…

Tûtî edebiyat bahar sayısı

Tûtî, bu sayısında Türk şiirinin önemli isimlerinden Behçet Necatigil’e özel bir çalışma yapmış.Derginin bu sayısında yer alanlar:Akif Aytaç, Arif Ay,Bora Boşna, Emrah Tunç, Feyza Korkmaz, Gülgün Gülören, Hakan Bilge, Hasan H. Çağıran, Hızır Yetiş, Mehmet Aycı, Mehmet Selim Özban, Melike Demir, Murat Hacıfettahoğlu, Rıfkı Dingin, Selçuk Azmanoğlu, Tevfik Hatipoğlu, Zehra G. Onat, Zeynep Aktan

Çeviriler: Anne Sexton, Billy Collins, James Tate, Michael Frayn

Portre: Hüsrev Hatemi

Mostar ‘şiddet’i tartışıyor

Derginin Mayıs sayısında, Türkiye’de tırmanışa geçen toplumsal şiddet, “medya-okul-aile” ekseninde irdeleniyor.

Türkiye’de son dönemde büyük bir şiddet patlaması yaşanıyor. Önceleri genel olarak gazetelerin 3. sayfalarında kendine yer bulabilen bireysel ve toplumsal şiddet olayları, şimdilerde manşetlerde boy gösteriyor. Genel bir toplumsal endişeye neden olan şiddet sorunu ise önce anlaşılmayı, sonrasında ise çözülmeyi bekliyor. Bu bağlamda Mostar, Mayıs ayı dosya konusunu “Yükselen şiddet: Medya, Okul, Aile” başlığı altında tartışmaya açıyor. Dosya kapsamında Defne Özonur Çöloğlu, “Nedenleri, sonuçları ve çözümleriyle Medya ve toplumsal şiddet ilişkisi” başlıklı yazısında medyanın bireysel ve toplumsal şiddete etkisini irdelerken; Demet Taşdan ise “Şiddetin iki kaynağı: Okul ve aile” başlıklı yazısında şiddetin üretildiği iki mekândan yola çıkarak bir şiddet okuması sunuyor. Konunun uzmanlarından Kemal Sayar ve Osman Sezgin’in de görüşleriyle yer bulduğu dosyada ayrıca Dr. Murat Paker ile yapılmış “Toplumsal şiddetin artmasının temelinde kapitalizm var” başlıklı bir de söyleşi yer alıyor. Paker’in, Türkiye’de toplumsal şiddetin kökenlerine dair önemli tespitlerinin yanı sıra, tüm toplumu şiddet gerçeği ile yüzleşmeye davet eden sözleri önem arz ediyor.

Mostar’ın bu ay dikkat çeken bir diğer çalışması Medya bölümünde yer buluyor. Taha Kılınç, “El-Cezire fenomeni: Aşk-nefret” başlıklı yazısında, son dönemde Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da gerçekleşen halk ayaklanmalarında önemli habercilik başarılarına imza atan El-Cezire üstüne dönen tartışmaları değerlendiriyor.

Kılınç, “El-Cezire, diktatörlüklerden bezmiş Ortadoğu halklarını özgürleştiren bir kahraman mı, yoksa Batılı emperyalistlerin kurdurduğu/kullandığı bir maniplasyon aracı mı?” sorularına cevap ararken; Hakan Çopur, “‘Yeni Türkiye’ ve medya” başlıklı yazısıyla ülkemizin sahici ve estetik bir medya diline olan ihtiyacını dile getiriyor. Alper Çeker ise “Dördüncü kuvvet emrinize amadedir” başlıklı yazısıyla ABD’nin Türk basınındaki etkinliğini çarpıcı örneklerle ele alıyor.

Mostar’ın Dünya bölümünde dikkate değer birer yazı ve söyleşi de yer alıyor. M. Mücahit Küçükyılmaz, “Sarko’nun burka yasağı ve alaturka notlar” başlıklı yazısında Fransa’da uygulamaya konulan burka yasağından yola çıkarak Fransa’da yükselen İslamofobi’ye ışık tutarken, derginin bir diğer söyleşi konuğu San Diego State Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet T. Kuru ise ABD ve Avrupa’da tırmanışta olan İslamofobi’yi tüm ince ayrıntılarıyla değerlendiriyor. “İslamofobi er ya da geç sona erecek” diyen Kuru, laiklik üzerine de önemli tespitlerde bulunuyor.

Mostar’ın diğer sayfaları bu ay da okura oldukça zengin bir içerik sunuyor. Gündemden, Görsel Hafıza, Çizi-Yorum gibi klasikleşen sayfaların yanı sıra, Toplum, Tarih, Düşünce, Edebiyat, Kitap ve Sinema bölümlerinde yer alan yazılar da dergiye zengin bir içerik kazandırıyor.

2011-05-03

Aşkın (e) Hali dergisi 'deneme' özel sayısıyla çıktı

Aşkın (e) Hali Edebiyat Dergimizin 21. Sayısı Deneme Özel Sayısı olarak çıkmıştır.) Deneme özel sayımızda ülkemizin deneme türünde hatırı sayılır yazarlarını ağırlamaktan mutluyuz. Bu mutluluğa neden olan değerli yazarlara özellikle teşekkür ederiz. Sağ olsun yazarlar isteğimizi geri çevirmediler ve kimi yazar isteğimize zaman ayırıp sorularımızı cevaplandırdı, kimi yazar da bir denemeyle katkıda bulundu. Bu güzel bir dayanışmadır ve edebiyatçı nezaketidir. Biz edebiyatçılar birbirimizi yadırgamayız. Dünyanın neresinden olunursa olunsun hangi makam ve mevkide bulunulursa bulunulsun yazarlar birbirlerine karşı bir tanışıklık hissederler. Bu duyguyu sanırım yazarlar hep yaşıyorlardır. Şimdiye kadar Nazım Hikmet’in ya da Mehmet Akif’in kötü karakterli şahıslar olabileceği gibi bir şey aklımdan hiç geçmedi. Her halde bu şahıslarla karşılaşsaydım fikirleri anlayışıma aykırı da olsa onları hiç tereddüt etmeden evimde ağırlardım. Mesela ben onların yanlış söyleseler de yalan söyleyeceklerine hiç ihtimal vermem. Dahası edebiyatçıların menfaat gibi bir ön niyetlerinin olması düşünülemez. Nedense “insan çiğ süt emmiştir” sözüne edebiyatçıları bir türlü dâhil edemiyorum. Sanırım bu durum sözün, anlamın ve kalemin bir sunumudur. Deneme özel sayımızın başyazısında belirttiğimiz gibi biz yazarlarımızdan gelen yazıları olduğu gibi dergiye koyduk. Aksi durumda nezaketsizlik doğardı. Ayrıca yazarlarımızın yazılarını bize ulaşım zamanlamasına göre sıraladık. Yazıları sıralamada beğenimizi kullanmadık; çünkü yazı yazan yazarlar biz istedik diye gönderdiler yazılarını. Kendi öncelikleri ile gelseydi bu yazılar, biz de önceliklerimizi kullanırdık. Böylece biz okuyucuya çeşit imkânı sunduk. Hem eskisini koyduk denemenin, hem de güncelini; araya da soru- cevapları. Yazarların rağbet ettiği bir yazı türü olmasına rağmen deneme pek fazla irdelenmedi şimdiye kadar. Deneme sadece zevkle yazıldı zevkle okundu. Öyle ki denemeye ait kişiye özellik, bazen denemeye deneme özelliklerini kaybettiriyor. Hatta bazen denemenin bir düz yazı türü olduğu unutulup şiire kayıldığını görmek mümkün. Bir de biz, okuyucu ve yazarlardan eleştiriler bekliyoruz. Sanırım bu bizim hakkımızdır. Olumlu ya da olumsuz fark etmez. Eleştiriler ekmeğimiz aşımız bizim. Biz onlarla önümüzü göreceğiz.

Metin Demirci




İrtibat:
Kültür Sitesi No: 119 / ÇORUM
askinehalidergisi@hotmail.com
www.askinehali.com

2011-05-02

Hanimiş Bursa'nın yeşili?

1 Mayıs'ı Bursa'da idrak ettim. Başı dumanlı Uludağ'dan gelen kar kokusuna karışmış bir ekmek kokusu, hiç gitmedi.

Ta Somuncu Baba'dan beri Bursa'nın her yanını saran bir kokudur o.

Duyanı mest eder, duymayana söz yok.

***

Büyükşehir tarafından 14.sü düzenlenen Bursa Edebiyat Günleri programının davetlisiydik.

"Bülbülün Zümrüt Tahtında Edebiyat" konuşuldu.

Mehmet Akif'ten Bursa'ya, şehirden tarihe, kültürden irfana kadar geniş bir açıyla oturumlar yapıldı, şiirler okundu.

Bu yılın ilk erguvanlarını burada gördüm.

***

Tarık Buğra'nın bir yazısını hatırlıyorum.

Hazırlıklı olmak gerektiğini, bir zaman sonra İstanbul'un nüfusunun bir milyonu bulacağını, hatta aşacağını söylüyordu.

Bugün İstanbul 13 milyon civarında, Bursa bile 2 milyonu geçti.

***

Bir zamanlar yemyeşil olan şehir, zaman içinde renk değiştirdi.

Şeftali bahçeleri olan ovalar fabrikalarla, binalarla doldu.

Şehreküstü bugün şehrin tam göbeği sayılır.

Adam şehre küsmüş de gitmiş oraya yerleşmiş.

***

Halen Bursa'da yaşayan milyonlarca insan arasından ne kadarı yaşadığı bu şehrin tarihi dokusundan, kimliğinden haberdardır, Allah bilir.

Bursa'nın ilkleri, tekleri, eşsiz güzellikleri deyince, kim ne anlar, o da bizim bilgimiz dışında.

Toplantıların yapıldığı salonların birkaç yüz kişilik olması da bu konulara ilgi duyanların sayısına işaret sayılır.

Tamam, edebiyat, kültür, sanat ve tarih gibi konuların konuşulduğu toplantıların stadyum gibi yerlerde yapılması beklenemez ama daha çok kişinin ilgi göstermesini istemek de abes karşılanmamalı.

***

Nisan'ın son iki gününde yapılan toplantılarda şu konu başlıkları arasında konuşmalar yapıldı:

Edebî İnşa, Mimarî Kurgu

Edebiyatın Aynasındaki Şehir

Edebiyatla Neyi İmar Etmek İstediler?

Bursa'yı İnşa Eden Edipler

Bursa Bize Ne Söyler?

***

İmkân olsa, bütün konuşmaları aktarmak isterdim fakat sadece katılan değerli dostları ismen anmakla yetineceğim.

Programlardaki yazar ve akademisyenleri sayınca, size de neler konuştuklarını tahmin etmek düşecek.

D. Mehmet Doğan, Metin Önal Mengüşoğlu, Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan, Ümit Aktaş, Safiyüddin Erhan, İbrahim Eryiğit, Mahmut Kanık, Doç. Dr. Mehmet Narlı, Berat Demirci, Sibel Eraslan, Cevat Akkanat, Sadettin Eğri, Arif Ay, R. Güngör Kalkan, Ahmet Örs, Yasin Doğru, Mustafa Özçelik, A. Vahap Akbaş, Murat Soyak, Asım Öz, Bilal Kot, Prof. Dr. Nurullah Genç, Yıldız Ramazanoğlu, Hüseyin Kaya, Bünyamin Yılmaz.

***

Şiir programında ise şu isimler vardı: A. Vahap Akbaş, Arif Ay, Bahaettin Karakoç, Cevat Akkanat, Hüseyin Kaya, İbrahim Eryiğit, İhsan Deniz, Mehmet Doğan, Mehmet Narlı, Mehmet Şeker, Metin Önal Mengüşoğlu, Muhammed Nur Doğan, Murat Soyak, Baki Efe, Mustafa Muharrem, Nurullah Genç, Tayyib Atmaca, Yaşar Bedri Özdemir ve Yunus Emre Altuntaş.

***

Eğer Bursa'nın tarihi dokusu ve kaybolan yeşilliğin yeniden güçlü bir şekilde kazandırılması için çalışılmazsa, yazık olacak.

Bursaspor'un formasındaki yeşil ile yetinmek zorunda kalmak, ne kadar acı.

Allah'tan ki Uludağ var.

Mehmet Şeker

Yeni Şafak
2 Mayıs 2011

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com