2009-01-31

"Dinamik ve Eylemci Tavrıyla LİKÂ, Özgün ve Öncü Bir Kimlik Olmuştur"

Likâ dergisinin kurucusu ve yayın danışmanı Cevat Akkanat'la hem Likâ hem de Anadolu'da dergicilik ekseninde yapılan bir konuşma. 1998 yılında Kırıkkale'de çıkmaya başlayan ve çıktığı günden bu yana "Osmanlı Şiiri Özel Sayısı", "En Yeni Şiirleri Özel Sayısı", "Panik ve Edebiyat Özel Sayısı", "Şiddet ve Şiir Özel Sayısı", "Nazir Akalın Özel Sayısı" gibi dosyalara imza atan Likâ'yı Cevat Akkanat'ın ağzından dinleyelim.


• Bize derginizi kısaca tanıtır mısınız?

Likâ, bir grup genç arkadaş tarafından 1 Nisan 1998'de Kırıkkale'de yayınlanmaya başlamıştır. Dergi künyesinde kendilerini "Solda sıfır olanlar, yani etsiz butsuz insanlar" olarak tanımlayan bu gençler, Likâ'yı bir "yeraltı" (fanzin) edebiyat seçkisi olarak tasarlamışlar ve bu tavrı küçük değişiklikler dışında, günümüze kadar sürdürmüşlerdir.

Likâ, sözlüklerde "görme, rast gelip kavuşma, buluşma, vuslat; yüz, çehre, simâ" anlamlarını taşıyordu. Bu sözcüğe biz de bir anlam kattık ve 4 sayfalık edebiyat seçkimizin adı yaptık.

Şiirler, denemeler, öyküler, kuramsal sanat yazıları ve değiniler yayınlanan Likâ, 'resmiyet dışı' yaşamını 17 sayı sürdürdü. İçinde bulunulan toplumsal "süreç"in bazı olumsuz koşulları gereği (statükonun sacayağını oluşturan bazı organlar bütün yayın organlarını kayıt, gözetim ve güdüm altına alma kararlığı içindeydiler), Likâ'yı da "mercek" altına aldılar. Likâ'yı karşısına alma "bahtsızlığını" gösterenlerin korkusu o kadar genişlemiş olacak ki, bu korku çevremizdeki bazı "fukara"ya da yansıdı. Kısacası, süreç bizi "göç" etmeye zorluyordu. Böylece bulunduğu kentin tek "edebî" yayın organı olan Likâ, "dergi" kimliğini de alarak "yönetimin başkenti" Ankara'ya uçtu.

Altıncı yayın yılı içinde olan Likâ'nın sahipliğini ve yazı işleri müdürlüğünü M. Sami Köktaş, yapmaktadır. Dergimize gönderilen ürünler Murat Soyak, M. Sami Köktaş, Beyza Kara, Can Siirt ve Cem Efendi gibi adların incelemesinden geçmektedir. Bu güne kadar Likâ'da ürününe yer verilen isimlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Metin Önal Mengüşoğlu, Arif Ay, Cevat Akkanat, Murat Soyak, Mehmet Aycı, Mustafa Özçelik, Nurettin Durman, Murat Küçük, Adem Turan, Akif İnan, Nazir Akalın, Nurullah Genç, Özcan Ünlü, Gökhan Akçiçek, Müştehir Karakaya, Himmet Karataş, Tayyib Atmaca, İbrahim Yolalan, Selçuk Küpçük, Durdu Şahin, Metin Demirci, A. Vahap Akbaş, Ramazan Seydaoğlu, Hüseyin Akın, Cahit Yeşilyurt, Mustafa Orhan, Ali Candan, Muammer Yavaş, Cuma Kelebek, Üzeyir Lokman Çaycı, Cem Efendi, Mehmet Şamil Baş, Can Siirt, Ali Işıklarlı, Beyza Kara, Berdal Aral, İlyas Kolukısa, Tahir Ayata, Hüseyin Güç, M. Sami Köktaş, A. Baki Akgün, Mehmet Çağan, Nurullah Ulutaş, Mustafa Uçurum, Muhammed Eroğlu, Hayati Ayçiçek, Zuhal Gedik, Faruk Sevindim, Hüseyin Kaya, Mustafa Küçüktepe, Nevzat Akyar, Vedat Kamer Mehmet Kara, Azra Gülsüm, Musa Demir, Asım Yavuz, Zekeriya Mercan, Serhat Oğuz, Mustafa Akar, Fuat Kayacan, Ogün Kaymak, Mehmet Yavuz, Behçet Necatigil, Bakî, Fuzuli, Cem Sultan, Alvarlı Hace Muhammed Lütfi, Erzurumlu Emrah, Şeyh Galip, Dertli, Figani, Hayalî, Akkirmanlı Nakşî, Nâilî-i Kadim, Âşık Dede Bekâr, Cevrî...

Bu arada Likâ'nın 21. (Aralık 1999) sayısı "Osmanlı Şiiri Özel Sayısı", 31. (Eylül 2001) sayısı "En Yeni Şiirleri Özel Sayısı", 35. (Haziran 2002) "Panik ve Edebiyat Özel Sayısı", 37. (Aralık 2002) "Şiddet ve Şiir Özel Sayısı", 38. (Şubat 2003) "Nazir Akalın Özel Sayısı" olarak yayınlanmıştır.

Dinamik ve eylemci tavrıyla Likâ, sürekli olarak özgün ve öncü bir kimlik içinde olmuştur. Bu kimlik, içeriğini oluşturan ürünlerde olduğu kadar, künyesinde ve yaşantısında bulunan bazı ilkelerle de kendisini göstermiştir. Sözgelimi, "Telif ödenir." "Reklâm almaz.", "Tanıtım yapmaz.", "Ücretsizdir.", "Fotokopiyle çoğaltılabilir.", "Bulunduğu mekanlardan izinsiz ve ücretsiz almak serbesttir." "Okuyucusuna posta masrafı (pul) karşılığında gönderilir.", "Bir yıllık pul bedeli: 1 tl!" gibi "etik", "iktisadî" ve "edebî" duruşlar Likâ'ya ait önceliklerdir... Kısacası, sözü olanlara ve sözünü her bakımdan çaplı söyleyebilenlerin dergidir Likâ.

• Anadolu'da dergi çıkarmanın zorlukları neler? Avantaj ve dezavantajlarından bahseder misiniz?

Mazlumların yurdu sıfatını kimliğinde taşıyan Anadolu her zaman zorlu sınavların yaşanma alanı olmuştur. Bu bakımdan bırakın "Anadolu'da dergi çıkarmanın zorlukları"nı, attığınız adımın, yediğiniz lokmanın, içtiğiniz suyun, kısacası, "hayatı idame ettirmenin" zorluklarıyla karşı karşıya kalırsınız. İşte Likâ, böyle zorlu bir Anadolu coğrafyasında açtı gözlerini. Kırıkkale gibi her yönüyle "kırık" ve "kurak" bir Cumhuriyet kentinde. Gerçekten de, hâlâ kaldırımları olmayan, kışın yolları çamur deryasından geçilmeyen, sağlıklı bir içme suyunun olmadığı, plânsız, yığma, toplama, yerlisi olmamış bir son dönem kentidir Kırıkkale.

1925-30'larda kurulmaya başlayan bu yeni ve "çağdaş" kentten isterdim ki "estetize edilmiş" cümlelerle söz edeyim. Üzgünüm, yeni devletin bu yeni kenti neredeyse hiçbir bakımdan dört dörtlük bir niteliğe sahip değildi, değil. Bütün bu olumsuzlukların yanıbaşında, edebiyat denen "laf ü güzaf"la uğraşanların "deli" addedildiği geniş bir "sözde okumuşlar" tayfasıyla iç içesiniz. Ayrıca, "şehrin hâkimi" konumunda bulunanlar yayınladığınız "mevkute"ye kuşkuyla bakıyorlar. İşte böyle bir ortamda "edebiyat dergisi" çıkarıyorsunuz. Sonuçta, ya "pes" diyeceksiniz, ya da "göç davulu" çalacak...

Burada Anadolu'nun genel bir avantajından da söz edeyim: İnsanî ilişkilerin henüz tamamen bozulmamışlığı, kokuşmamışlığı... Bu, bir edebiyat dergisinin oluşumu için de en önemli güzelliktir. Fakat, Likâ'nın böyle bir Anadolu'da yaşama şansı olmadı...

Tabii, dergimizin ikinci durağı Ankara oldu. Doğrusu, bu başkentin ne kadar Anadolu olduğu tartışılır. Özellikle bir önceki paragrafta işaret ettiğim olumsuzluklar, Ankara'nın sadece politik arenasında değil, edebiyat dünyasında da her yönüyle vıcık vıcıktı. Likâ'nın buradaki tek avantajı, bir "kütle kent"te bulunmuş olmasıydı...

• Türkiye'nin her yerine ulaşabilen bir dergi çıkarmayı, mesela bu dergiyi İstanbul'da basmayı ister miydiniz?

Bugün dergilerin ulaşabilecekleri alanın sınırı yoktur. Bu, elektronik ortamda yayınlanan yayın organları için geçerli bir husus değil sadece. Matbuu yayınlar da, gelişen ulaşım ağları ile dünyanın bütün alanlarına kısa dönemler içinde ulaşabilir. Likâ, bu yolların ikisiyle de, gerek Türkiye'nin gerekse dünyanın pek çok mekânında okunabilmiştir. Dergimiz bir yandan www.lika.cjb.net internet adresinden dünyaya yayılırken, diğer yandan, matbu Likâ isteyenlere de posta ve kargo yollarıyla gönderilmektedir. Likâ'nın kitapçı vitrinlerindeki yeri ise, yukarıda belirttiğimiz bilinçli tavırlar sonucu, süreğen bir niteliğe büründürülmemiştir. Sonuç olarak, "her yere ulaşma" kaygısıyla, "bu dergiyi İstanbul'da basmak", bana pek cazip gelmiyor.

• Türkiye'deki dergicilik hakkında ne düşünüyorsunuz? İstanbul'daki dergilere oranla farklarınız, benzerlikleriniz neler?

Umutsuzum. Adları büyük puntolarla yazılan dergilerden kuşkusuz. Sadece İstanbul'dakilerden değil. Kültür ve sanat ortamının oluşturucusu ve sözcüsü konumundaki bütün sözde büyük dergilerden. Adlarıyla profesyonellik statüsü kazanmış olan bu dergilerin acemi ellerde ne kadar küçüldüğünü gün geçmiyor ki görmeyelim. Bu dergilerin genellikle "büyük şirketler" tarafından ticari kaygıyla yayınlanması, bilgi ve beceri yönünden yeteneksiz ellere emanet edilmesi, belli bir uygarlık bilincinin ve edebî tutumun amaçlanılmaması, vb. gibi etkenler, onları iyice "küçültüyor." Bu tür olumsuzluklara ahbap-çavuş ilişkilerine dayalı yayın politikaları da eklenmiyor mu? Eh, işte size kalitesizlik...

Likâ ve onun gibi dergilerin, anılan "büyük" dergilerle ne kadar benzerliği olabilir ki? Harflerin dizilip kağıda basılması gibi aralarında ortak benzerlikler olabilir. Bu yönüyle dahi onların ötesindedir Likâ. Çünkü onlar önlerine açılan olanaklar sonucu renkli, kuşe kağıda basılmış, çok sayfalı, bol reklamlı olabilirler. Oysa Likâ ve onun benzerleri, kağıdın bedenini iktisatlı kullanmak zorundadır. Kirli ilişkilere ve kalitesizliğe ise tahammülü hiç yoktur bizimkilerin.

• Derginize yerel halkın ilgisi nasıl?

Geçenlerde bir şiir akşamına izleyici olarak katılmıştım. İktidar partisinin yerel örgütü tarafından düzenlenen gecede Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet ve Cahit Zarifoğlu, "Haziran ayında ölmek" paydası altında anılacaklar, şiirlerinden örnekler sunulacaktı. Bunlar gerçekleşti de. Fakat, bütün zamanlarda olduğu gibi, iktidar hayattan yine kopuktu. Salonun giriş kapısına "diktikleri" görevliler, geceye dinleyici olarak katılmaya gelen şiirseverlerden "davetiye/bilet" istiyorlardı. Bu, evet, iktidarın aymazlığıdır. Çünkü, şiirden bunca uzak bir toplumda, bir elin parmakları kadar insan şiir dinlemeye geliyor ve iktidar olarak sen, "bilet" soruyorsun. Sözüm size değil, içinde bulunduğumuz ortama: Demem odur ki, dergimize "yerel halkın" ilgisi yoktur. Hatta, "halk" denilen kitlenin içinden kendisini soyutlamış "okumuşlar" kitlesinin de dergimize öyle pek bir ilgisi olduğu söylenemez. Bizimle ilgilenenler, bizim de kendileriyle ilgilendiklerimiz, şiire, öyküye, denemeye, değiniye... kısacası edebiyata gönül vermiş bir avuç insandır. Bunlar arasında olup da bize ulaşmak isteyenler internetteki sitemizi ziyaret edebilirler. Böyle bir imkanı olmayanlar ise P.K. 103, Yenişehir /Ankara adresimize "zarftan kuşlar" uçurabilirler...

Söyleşi: Özlem Ateş
29 Eylül 2003

Kaynak:
www.dergibi.com


"Kardelen" dergisi


KARDELEN DERGİSİNİN 59. SAYISI YAYINLANDI

Dergi editörü “marifet iltifata tabidir, iltifatsız meta zayidir” diyerek bir duvar gazetesinden 18. yılında ve 59. sayıya ulaştıran Dergi editörü düşüncelerini şöyle dile getirir: “Okul duvar gazetesi olarak yayın hayatına başlayan Kardelen 18. yılında 59. sayısıyla huzurunuza geldi.

Teşhisi, genel kabul görmüş okuma ve yazma hastalığımıza rağmen Anadolu'dan çıkan dergimizin bugünlere gelmesi de gösteriyor ki artık bu hastalığımız da tedavi yolunda.

Dergimizin ilk yıllarında gelen hemen her eser değerlendirip fikir sahibi olmak veya bilgisayara yazılmak üzere elimden geçerdi. Bu sebeple az çok derginin geneli hakkında bir kanaat sahibi olurdum. Çoğu zaman gelen eserlerin azlığından üzülür, dergiyi nasıl dolduracağız diye endişe ederdim.

Şimdi elle yazılmış eser gönderen kalmadı. İletişimin kolaylaştığı günümüzde hemen bütün eserler internet üzerinden bize ulaşıyor. Dergimizin sahibi Ali Bey gelen bütün eserleri sahibinin ismine göre alfabetik sıraya diziyor ve bir dosya halinde yayın kuruluna sunuyor.

Dosya elime geçer geçmez ilk işim kaç sayfa olduğuna bakmak oluyor çünkü çoğu zaman hiçbir şekillendirme yapılmamış sadece eser sahibinin ismi ve eserinin yer aldığı bu ham dosya dergi kapasitesinin üzerine çıkıyor.

Şikâyetçisi olmadığımız bu durumu memnuniyetimizin ifadesi ve girişte ortaya koyduğum tezin bir delili olarak sizlerle paylaşıyorum. Trabzon'dan, Diyarbakır'dan, Sivas'tan, İstanbul'dan, Bursa'dan, Aydın'dan, Kayseri'den, Konya'dan, kısacası yurdun dört bir yanından gelen eserler sayfalarımızda yer buluyor.

Kardelen, Allah'ın izniyle, fikrin değerini bilenlerin gayretiyle “zayi” olmuyor. 59.sayıda yer alan konu başlıkları ve yazarlarından bazıları:

DÜNYA BUHRANI-Necip Fazıl
KİM DUR DİYECEK?-Kadir BAYRAK
ÇİZGİNİN ALTINDA-Ali ERDAL
NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN!-Mustafa KINIKOĞLU
İLÂHÎ OLMAYAN KUTSAL METİN Mİ?-Hidayet DİLER
KAPİTALİZMİN ACIMASIZLIĞI-Turgay ERTEM
EMPERYALİZM VE İNSAN -Emine AKYOL
MANİPÜLASYON-Ahmet ZENGİ
FİLİSTİN’E GÜNEŞ DOĞMUYOR-M.Nihat MALKOÇ
OYUNUN ADI FİLİSTİN- Ahmet TEKER
ELİNDEYSE SAKİN KAL-Hüseyin KETE
ALİ ÇAKMAK AĞABEYİN NECİP FAZIL HAKKINDAKİ HATIRASI-Röportaj: Ali SERT
KAPİTALİZM BALONU-Mustafa Alp ERTEM
OSMANLI DEVLETİNDE ŞEHZADELİK KURUMU-İsmail KATGI
SOSYAL BİLİMLER ÜZERİNDEN KURULAN YENİ BİÇİMLER VE GİDİŞ-Sinan AYHAN
YAZILMAYA DEVAM EDİLEN ALÇAKLIK TARİHİNİN KÖKENLERİ ÜZERİNE-Mehmet HASRET
KÂİNAT VE İNSAN-Hafız Nur EBRAR
EHL-İ SÜNNET İNANCI
GÜL-Erol ELMAS
TRABZONLU EDEBİYAT TARİHÇİSİ NİHAT SAMİ BANARLI-M.Nihat MALKOÇ
HECE ve ARUZUN ÜSTÜNLÜĞÜ-Nihat KAÇOĞLU
GEZMEKLE BİTMİYR BU ŞEHİR-Mehlika BEYZA
AHİR ZAMANIN DOYMAK BİLMEYEN İNSANLARI-Ziya Paşa AKYÜREK
GAZZE'DE ÇOCUK OLMAK-M.Bülent ÖZÇELİK
FİLİSTİN'E AĞIT-Nurcan ARSLAN
BAĞDAT-Nurcan ARSLAN
BÜYÜK HASRET-Ahmet Mahir PEKŞEN
GURBET SANCISI-Ali KAYBAL
İKİLİK'LER VI-Mücahit KOCA
GELDİ GEÇTİ-Bilal ATIŞ
DAĞLARDAN ÇAĞRI-Ahmed Yusuf ALPTEGİN
ÜMİT YETİMİ-Ahmet Mahir PEKŞEN
BÜTÜN CANLILAR-Necdet UÇAK
NELERİ UNUTMADIK Kİ!-Emrah AYDIN
SEVGİ SATIN ALINMIYOR-Şükrü GÜZEL
EYLEME-Hızır İrfan ÖNDER
VİRAJDA BîGÂNELER-Bedran YOLDAŞ
İKİNDİ ÜZERİ-İbrahim TÜRKHAN
ANALAR, AH ANALAR!-Olgun ALBAYRAK
SINIRSIZ-Sezgin AĞACIK
GÜMÜŞ BASTON ve GÜMÜŞ TELLER-Fatma PEKŞEN

İrtibat:
Gazipaşa Mh. Gülistan Sk. Çakıcı Ap. No:4/2 BİLECİK
kardelen@kardelendergisi.com
www.kardelendergisi.com
0228 212 55 88

"Yedi İklim" Filistin


Medeniyet ve edebiyat dergisi Yedi İklim son sayısında "uygarlığın butlanı nihayetindendir" gerçeğinden yola çıkıyor.

"Gerçekte ölen Batıdır" tespitinin yol göstericiliğinde şu uyarılar yer alıyor: "Bir uygarlığın son sınırı, ölüm, daha doğrusu öldürme, düşmanını yok etme konusundaki tavır ve tutumunda belirginleşir. Bizim önderimiz, savaşta insan öldürmenin kurallarını da öğretti bize: "Yaşlılar öldürülmeyecek, çocuklar öldürülmeyecek, kadınlar öldürülmeyecek, tapınaklara sığınanlar öldürülmeyecek, evinde kalanlar öldürülmeyecek." Temel ilke öldürmek değil, yaşatmaktır. Temel ilke, hangi dinden olursa olsun, mazlumların yanında olmaktır. Uygarlığımız güçlü olduğu dönemlerde, bu ilkeleri atalarımız en güzel biçimde uyguladılar. Bunu en iyi bilen Yahudilerdir. O Yahudiler ki, tarihte kaç defa Haçlıların zulmünden Müslümanlar tarafından kurtarılmışlardır. Bugün Yahudiler Batı uygarlığının bir parçasıdır. Ve bu Yahudiler bütün bir ulus olarak bir ölüm makinesine dönüşmüş; hiçbir ilke tanımadan önüne çıkan bütün canlıları; yaşlıları, kadınları, çocukları yok etmektedir.

Ve onun parçası olduğu Batı uygarlığının diğer unsurları bu planlı ve kasıtlı öldürmeye destek vermektedir. Evet Batı sadece sessiz kalmıyor, bu katliama destek de veriyor. Kadınların öldürülmesine, çocukların öldürülmesine, yaşlıların öldürülmesine destek veriyor. Artık bu bir ilkesizlik değil, öldürmeden yana taraf olmaktır. Bu insanlığa aydınlık getirmeyi vaat eden bir uygarlığın, geçmiş örneklerde olduğu gibi, gerçek tavır ve duruşunu sergilediği yeni bir sınanma durumudur. Gerçekte ölen Batıdır"

Yedi İklim bu sayıda Filistin ile Arap edebiyatından, ayrıca yerli şair ve yazarlardan şiir ve öyküler sunuyor. Nizar Kabbani'den "Belkıs Kasidesi", Mahmud Derviş'ten "Muhammed", Emel Dunkul'dan "Gümüş Kentin Hikayesi", Ahmet Mercan'dan "Gazzeli Gülsüm", Kâmil Yeşil'den "Filistinli Ateşböceği"

Yedi İklim'in bu sayısında Kamil Eşfak Berki'den İtiraf, Yürüyen Merdiven, Yok-Easynewyork ve Bir kadın şiir kitabı sordu Bağdat Caddesi'ndeki sergide başlıklı beş şiir okumak mümkün. Zafer Acar'ın uzun şiiri ise Koçaklama adını taşıyor. Zafer Acar'la okuru arasına girmeye niyetim yok ama şu dizeleri sizlere ulaştırmalıyım: "Bir savaş davulu gibi güm güm güm/ çalmaktayım dünyayı şiir tokmağıyla/toplanın ey yaralı askerlerim toplanın etrafıma/ dostlarından önce ölmemelidir şair/ruhları karartacak gerilla harekâtıdır şiir."

Osman Bayraktar'ın "Yaşantılar"ı iki yazıdan oluşuyor. Almaata'da yazılan yazı ata yurdumuz ne de uzakmış yorumunu "Kimliğini Arayan Toplum"la birleştiriyor. "Ahıska Türkçesinde, namaz, "okumak" fiiliyle bütünleşmiş. Bizdeki eylem yanına karşılık, burada namazın "kıraat" yönü ön plana çıkarılmış."

Bayraktan yazısını bağlarken şu önemli cümleyle baş başa bırakıyor bizi: "Evet, namaz hem dua, hem kıraat hem de eylemdir."

Selçuk Küpçük, "Tez dikilmiş duvak" şiirinin bir bölümünde şöyle diyor: "odalar dolusu tahammülden geçiyoruz/ anneler o bilindik endamlarıyla karşılıyor kapıda ölümleri/ tez dikilen duvaklar nasıl da gövdeleniyor mahcup tabutlara/ ey ölüm! Biz kıyamadık alınlarından öpmeye/ sen elmaların kızarmadığı bahçelerden karşıla/ yüzgörümlüğü takılmayan müntehir gelinleri."

Halil Eser'in çizgisinin de yer aldığı Yedi İklim'de Kadir Tanır, Nuhan Nebi Çam, Meral Afacan Bayrak ve Fatma Rânâ Çerçi'nin öykülerinde konaklamak, okur için nefeslenmek anlamı taşıyor. Ali Haydar Haksal'ın "Yahya Kemal'in Hüzünlü ve Duygulu Zamanları: Kur'an ve Ezan" yazısı Yahya Kemal okumalarında unutulmaması gereken bir yazı.

Ali Sözer'in "Ayrılık Otları ve Kulis Şairleri Arasında Türk Şiirinin Durumu", Hakan Arslanbenzer'in "Adaletin Bu Mu Dünya Yahut Türk Şiiri Yıllıklarının Müdafaası", Aykut Nasip Kelebek'in "2008 Yılından Birkaç Zayıf Şiir Eleştirisi" başlıklı değerlendirmeleri okurun içindeki polemik nasırına çok sağlam basıyor.

İrtibat:

Yedi İklim Yayıncılık ve Ticaret Ltd Şti
Bağdat Cad. No: 424/A Kat 4 Esenyurt Durağı
Maltepe / İSTANBUL
0 216 399 19 14
yediiklim@yahoo.com
www.yediiklimdergisi.com

"İkindi Yağmuru" dergisi

Yeni bir yıla daha barut kokusu, kan ve gözyaşının gölgesinde girmiş olmanın hüznünü yaşıyoruz. İnsan hayatının ve onurunun bu denli hiçe sayılmasına kayıtsız kalmak düşünülemez. Hangi din veya ırktan olursa olsun, zulme karşı mazlumun yanında olmak bir insanlık görevidir. Zalim Siyonist İsrail rejiminin Gazze’de uyguladığı insanlık dışı saldırıları kınıyoruz. Şu bilinmelidir ki, hiçbir zulüm karşılıksız kalmayacaktır.

Dünyayı saran küresel mali kriz yayıncılık sektörünü tüm sektörlerden daha fazla etkilemiştir. Bu ortamda İkindi Yağmuru dergisi olarak, diri ve dopdolu bir sayıyla merhaba diyoruz.

Ne bazı dergiler gibi aceleye getirilmiş Filistin sayısı, ne de sıkıntıları bahane ederek üstünkörü bir şey hazırlamaktan kaçındık. Elbette ki görmezden gelinecek bir konu değildir, fakat Filistin meselesi ucuz malzeme yapılıp, günü kurtarma telaşına da girilmemelidir.

İkindi Yağmuru dergisi her konuda ciddiyetini koruyarak ve kendini geliştirerek yoluna devam ediyor.

18. sayıyla birlikte üç yılı geride bırakmanın sevincini yaşıyoruz.

Nice sayılara…

İkindi Yağmuru’nun 18.sayısında yer alan yazı ve yazarlar:

Şiir
Cepler / Sedat Umran
Tatil Beldesi/ Cafer Keklikçi
İstanbul Güzellemesi / Rasim Demirtaş
Aşk ve Öfke / Mustafa Celep
Müzik – II / Mustafa Atiker


Hikâye
Komplo - II / Remzi Şimşek
Sabah Seheri / H. Hüseyin Göktaş


İnceleme
Yahya Kemal’in “Üsküdar’ın dost ışıkları” şiirini tahlil / Prof. Dr. Nurullah Çetin


Söyleşi
İbrahim Tenekeci: “ Şair, Şaşkınlığa çırak durmuş kimsedir.”
Konuşan: Ünsal Ünlü

Sadettin Ökten: “ Bizim kültürümüzün renkleri, batı adamının tuvalinde görülmez.”
Konuşan: Serkan Bilge

Deneme
Orhan Okay; Güzellikse Hep Derûnunda / Yakup Öztürk
Fas Günlüğü’nden / Ünsal Ünlü


Kitap
Ağır Misafir / Hüseyin Akın
Evvele Yolculuk / Mehmet Eliusta

Çeviri
St. Augustine / Mutluluk Hakkında
Çeviren: Behlül Dündar

Esengül İbrayev / Nazar Etmen Deva Yürek Derdine
Kırgızca’dan Çeviren: İbrahim Türkhan


Fotoğraf / Latif Dinçaslan

İrtibat:
İkindi Yağmuru Dergisi (Zen Kitabevi)
Selmanağa Mahallesi Şeyh Camii Sokak 38/A Üsküdar / İstanbul
ikindiyagmuru@gmail.com
0216 553 33 73

2009-01-29

"Akpınar"dergisinin 18. sayısı yayımlandı


“Akpınar” dergisinin sunuş yazısında İsmail Özmel söze şöyle başlamış: “Üçüncü yılın son sayısı, 18.sayıya ulaşmak bizi mutlu etti. Aynı zamandan ömürden üç yıl kayıp ettik diyebilir miyiz? Ben kayıp değil ama kazanç sayılabilir diyorum”.

Derginin bu sayısında Kaşgarlı Mahmut’un Karahanlı sahasında 11. yüzyılda yazdığı Türkçe’nin en eski sözlüğü Divânü Lugâti’t-Türk üzerinde durulmuş. 2008 yılının Kaşgarlı Mahmut Yılı olması sebebiyle konuya böylelikle dikkat çekilmiş. Ayrıca dergide Yahya Kemal Beyatlı ve şiiri hakkında da yazılar yer almakta. Derginin bu sayısında yer alan isimler ve yazı başlıkları:

Divânü Lugâti’t-Türk’ten Gaziantep Ağzına Atasözleri - Nadir İlhan
Usul Eksikliği - Ümit Tokatlı
Ömre Bedel Muratlar - Sergül Vural
Süheyl Ünver ve Niğde Defteri - İsmail Özmel
Zaman Zaman İçinde - Osman Yazan
Yahya Kemal’i ve Şiirini Anlamak - Taner Güçlütürk
Şairler - Abdullah Satoğlu
Annem’e Özlem - Handan Türkmen
Hatırlıyorum, Hiç Unutmadım Ki – Murat Soyak
Yahya Kemal Beyatlı’yı Anarken - İsmail Sarıkaya
Türk Edebiyatında Anı Yazma Geleneği ve Bu Gelenekteki Ülkü Tamer’in Anı Kitaplarının Yeri - Muzaffer Çandır
24 Kasım Öğretmenler Günü - Abdülkadir Güler
Öğretmen ve Öğretmenlik Mesleğinin Önemi- İsmail Karacan
Umudun Bittiği Nokta - Erol Konur
Hüzün Kuşatmaları - İbrahim Berber
Ne Kadar Yaşıyoruz - Tuğba Çetin
Öğretmenim - Abdülkadir Güler
Kültür ve Sanat Dünyamızın Büyük Kaybı: Metin And - İsmail Özmel
Dönme – Baha Oral
Sevgiliye Sesleniş – Şükrü Kacar

“Akpınar” dergisi edebiyat, kültür, sanat ikliminde yolculuğunu sürdürüyor. Bu yolculuğa siz de bir okur, bir yazar olarak destek verebilirsiniz.

Abdullah Birokur


İrtibat:
Yeni Çarşı İş Merkezi B Blok No:1/5 NİĞDE
ismailozmel@hotmail.com
akpinardergisi@hotmail.com
0388 2131250

"İstanbul Bir Nokta" dergisinin 84. sayısı yayımlandı


Derginin sunuş yazısını şair Mürsel Sönmez kaleme almış. Aynı zamanda derginin yayın yönetmeni de olan Mürsel Sönmez düşüncelerini şöyle dile getirmiş:
“Bir Nokta da diğer edebiyat dergileri gibi “edebiyat burcu”nda inatla direniyor. Baş döndürücü bir hızla akan zaman iyi kötü her şeyi bir anafor gibi içine çekiyor ve çok şey yaşamamıza karşın hiçbir iz kalmıyor üzerimizde. Edebiyat da bu anaforun dışında bir sükûnet ve duru bakış imkânı olmaya çabalıyor ve dergiler ise bu sükûnetin ya da karşı duruşun mekânları.
Bir nokta yeni ve eski yazar ve şairleri ile niteliği önceliyor ve yaptığı işi iyi yapmaya çabalıyor. Ülkenin yönetenlerinin edebiyat sanat gibi “küçük” ve “basit” işlerle uğraşmadığı malum. Kamu güncelin “tamu”sunda boğulurken, günceli durultmanın ve yarınlara “iyi şeyler” bırakmanın uzağında duruyor. Edebiyat dergileri, sanatçılar ve düşünürler yerine “bay konuşup duranlar”ın ve “köşe” kapan yazarların söylediklerine bakıyor. Oysa, “hayatın maverasında” duran ve kendini yiyip bitirircesine sanatsal çabalar içerisinde bulunanları bir dinleyiverse başka varoluş alanları, başka yaşama imkanları olduğunu da görecek. Ama nafile, böyle bir uzgörürlük yok.
Umut bu ya, belki, memleketi idare edenler ve olan bitene vaziyet edenler, edebiyatın ve sahici sanatın önemini bir gün kavrarlar.o gün her şeyin bitmemiş olduğu bir gün olur umarız.”

Resul Tamgüç, söylenip durmalarda: “dünya yalan ya efendim/ bize koca yalanı mahsusçuktan yaşamak kaldı / bir; size anlattım efendim / mızıkçılık yapıp gelmek istediğimi”

Özcan Önlü, Mürsel Sönmez'e seslenerek "eski dem" diyor. Eski yaşamlarından kesitlerin etrafında dönen Özcan Ünlü eskiye olan özlemini şöyle dile getirmiş:
“eskiden böyle değildi biz eskiden
kitabı açar okurduk sonra çıkardık yollara..

Bıçağı saplardık kan görmemiş karpuza
Çatırdayıp açardı kalp kapısını dilimler

Sonra ne mi oldu bayım

Kitap açık yazılar silik
İsyan hiç yakışmıyor dilimize
Gece ve ten uyuşmuyor
Boşluk büyüyor

Eskiden böyle değildi
Yerle gök arası-ah-
Daha güzeldi sevmek”
Mahmut avcı, Truva adlı şiiri ile delileri diline dolamış:
“biner her deli ara sıra
Kendi yaptığı tahta atına”

A.Uğur Keltek “Kıssa” , N.Halil Atlıhan “ İstanbul’dan Saraybosna’ya-IV” , Ümit Zeynep Kayabaş “Siyah ve ateş”, Meral Afacan Bayrak “ Epik Düşler”, Mesut Doğan “Paris’te Sonbahar”, Mehmet Kurtoğlu “Kaderin ve varoluşun şairi Ömer Hayam” , İbrahim Hakkı “kalem arkası”, Abdurrahman Karakaş “Nisan yağmuruyla akşam denizine karışandır şair” , Mustafa Özçelik “ Taşra notları–2”, Özay Aslan “ Almanya Mektupları”, Nurettin Durman “beylerbeyine uğrayan şairler-yazarlar” H.Ziya Taşkent “Ayakkabı” konu başlıkları ile yazı-şiirleri ile destek vermişler
Cemal Kılıç “bir kaşık suda fırtınalar” koparmış: “… Ne ki, bazen bir kaşık suda kopartılan fırtınalar vardır ve o fırtınanın etkisiyle, o bir kaşık suda boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalır/bırakılırsınız”Jan devrim “prenses mavi kuştur”la prensesi uçurmaya çalışıyor. Bedran Yoldaş, kaynanayı diline dolayarak, kaynana gelin olayını irdelemeye çalışmış.



İrtibat:
www.istanbulbirnokta.com
0216 324 36 05

"Yeni Dünya" Dergisi

Dergilerin kültür ve sanat dünyamızın hür kaleleri olduğunu yıllar evvel üstat Cemil Meriç haykırmıştı. Merhum Üstad “Dergi hür düşüncenin kalesi” derken çok doğru söylemiş… Sahiden de benim çocukluk yıllarımda da dergilerin tartışılmaz bir saygınlığı vardı.

Hatırlıyorum da benim çocukluğumda çıkan dergileri- en azından bizim eve giren – afallıyorum. Ne çok dergi vardı o yıllarda. Üstelik hepsi anlı şanlı yazarların yazdığı başbakanın, bakanların devlet erkânının dahi takip ettiği dergiler idiler. Türk Edebiyatı, Töre, Hisar, Doğu Türkistan, Kırım Emel, Erciyes, Kubbealtı ve daha niceleri…

Hatırlıyorum da Taha Akyol Töre Dergisinde yazıyordu o zamanlar. “Jakobenizm” başlıklı yazılarını o yıllarda anlamaya çalışıyordum aklım sıra… Sonra Türk Edebiyatı Dergisinde merhum Ahmet Kabaklı gibi nice zirve isimler yazıyordu. Kabaklı Hocanın “Temellerin Duruşması” adını verdiği yazı dizisini de hiç unutmuyorum…

Zaman aktı, devir değişti…

Ve şimdi pek de hatırlamadığımız o güzel insanlar nereye gittiler bileniniz var mı?

O güzel insanlar iyi atlara binip gittiler… Ve biz arkalarından bakakaldık unutası…

İşte o dergili yıllarımı bana son zamanlarda yeni baştan hatırlatan güzel dergilerimiz de var artık… Kubbealtı, Somuncu Baba, Keşkül, Mostar, Moral Dünyası, Berceste, Yedi İklim ve Yeni Dünya Dergisi bana o yılları hatırlatıyorlar…

Yeni Dünya Dergisi ile iki yılı aşkın bir zamandır tanışıyoruz.

Yeni Dünya Dergisi tasavvuf ağırlıklı yayın yapan güzide bir yayın organı. Dergi kuşe kâğıda basılıyor, oldukça hacimli ve kaliteli. Ciddi bir emeğin ürünü olduğu ilk bakışta göze çarpıyor. Günümüzün en önemli ve değerli yazarlarının ilim ve irfanlarıyla derginin sayfalarını nakışladıklarını görüyoruz. Kimler yok ki bu yazarların arasında… Mahmut Sami Ramazanoğlu, Vehbi Vakkasoğlu, Dursun Gürlek, Prof.Dr. Mustafa Kara, Mustafa Armağan, Saliha Erdim, Ayşe Sevim, Prof.Dr. Mehmet Emin Ay, Prof.Dr. Hamdi Döndüren, Rasim Özdenören, Prof.Dr. Süleyman Uludağ, Ömer Döngeloğlu, Ali Haydar Haksal, Mehmet Davut Göksu gibi gerçekten de günümüzün yıldız isimlerinin ilim ve irfanlarıyla sayfalarını aydınlattığı bir dergi Yeni Dünya Dergisi…

Her anlamda birinci sınıf yayın yapan bu güzel derginin mutfağında kim mi var? Hemen söyleyeyim ki kendisini tanıyorsunuz. Sitemizin Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Bıyıklı Beyefendi aynı zamanda Yeni Dünya Dergisinin de yayın yönetmeni… Mahmut Bey genç bir arkadaşımız. Bir eğitimci, edebiyatçı ve gerçekten de kalp gözü açık pırıl pırıl bir kültür adamı. Öyle ki Mahmut Beyin sanat ve estetik zevkinin yansımalarını da dergide bulmak mümkün. Dergi hem göze, hem ruha hitap ediyor. Bu anlamda ben gerçekten de değerli arkadaşımızı, yönetmenimizi buradan kutlamak istiyorum. İyi ki oradasınız Mahmut Bey diyorum…

Yeni Dünya Dergisi, birçok bölgede ve şehirde temsilcilik açmış ve ana bayilere kadar ulaşıp kurumsallaşmış bir dergi aynı zamanda. Bu her derginin başına gelmeyecek kadar büyük bir armağan ve de güzel bir şans diyebiliriz.

Yeni Dünya Dergisi yalnız değil.

Yanında bir kızkardeşi var ki adı “Hanımefendi”… Hanımefendi Dergisi değerli Eğitimci-Yazar Saliha Erdim Hanımefendinin yönetmenliğinde hanımlara özeliyle hitap eden bir dergi. Mesleğinde başarılı olmuş hanımlarla söyleşiler, özel bilgiler, edebi ve tasavvufi yazıların yayınlandığı gerçekten de hem özel hem de güzel bir dergi.

Hanımefendinin bir de yavrusu var. Adı “Beyza”… Beyza Çocuk Dergisi çocuklarımız için kaleme alınan yazıların, resimlerin, bilgilerin yayımlandığı cici bir dergi. Özellikle çocuklarımıza çocuk dergilerini mutlaka ama mutlaka okutmanın elzem olduğu gerçeğini bir kez daha buradan belirtmek isterim. Zira bu satırların sahibi de yıllar önce “ Türkiye çocuk Dergisi” ile selamlamıştı edebiyat ve sanat dünyasını. Çocuklarımızı lütfen çocuk dergileriyle buluşturalım sözümü tekrarlıyorum…

Yeni Dünya Dergisi, ciddi anlamda dosyalarla çıkıp geliyor her ay… Kimi zaman Ezan, kimi zaman Kutlu Doğum, kimiz zaman Mevlana, kimi zaman Şehircilik konularıyla okuyucusuna farklı pencerelerden bakma fırsatını sunuyor ve ötelere efsunlu kapılar aralıyor.

Öyle zannediyorum ki Şubat Sayısı hüzünle yola çıkmıştır bile.

Biz bu dergiyi tanıyoruz artık ve kendimizden biliyoruz. Bekliyoruz. Gerçekten de bizlere yepyeni dünyalara kapılar aralayan ve upuzun seyr ü seferlere çıkaran bu dergiyi çıkaranları, yazanları ve okuyanları buradan bir kez daha teşekkürlerimi bildiririm.

Seyr ü sefer dedik aklımıza geldi.

Yeni Dünya Dergisinin bir de sesi var diyelim. “Seyr FM”… Kurulalı sanırım ki iki yıl oluyor ama yaptığı yayıncılık takdire şayan diyebilirim. Seyr FM, gerek kültür programları gerekse dini ve felsefi programlarıyla büyük beğeni toplayan ve kısa zamanda ciddi bir dinleyici kitlesine kavuşmuş bir radyomuz. Allah yollarını ve bahtlarını açık eylesin inşallah.

Yeni Dünya Dergisinin Şubat sayısını sabırsızlıkla bekliyoruz. İnşallah dosya konusunu da sizler için yazmak imkânı buluruz. Şimdilik…

Muhabbetle Efendim…


Meryem Aybike Sinan


Kaynak:
www.sanatalemi.net

"Elif" dergisi


Sayı:(5 - 6) Ocak – Şubat 2009

Suad Alkan’ın editörlüğünde çıkan Elif Dergisi Risale-i Nur’daki sanat, estetik ve belagatla ilgili duyarlılıkları dikkate alan bir izlekte yayın yapıyor. Risale’nin ‘metni’ne vurguda bulunarak, çağın değişen koşullarını, kent kültürünü ve modernizmi edebi bir dil ile dillendirmeye çalışıyor. Risale merkezli dil ve düşünce üretimini esas alan kişileri bir araya getirerek Risalenin hassasiyetleri doğrultusunda bir üslubu geliştirmeyi önemsiyor.

Prof.Paul Dumont

Derginin bu sayısında meşrutiyeti kapağına taşıyor. Bu minvalde Türkiye’de tanınmış Fransız, Türk Dili Edebiyatı ve Uygarlığı profesörü Paul Dumont ile yapılan söyleşide Dumont özetle, İkinci Meşrutiyetin geçmişe ve geleceğe dönük iki yüzü olduğunu,19. yy.da Türkiye'yi sarsan krizlerin meydana gelmesinde Batılı Güçlerin rol aldığını, 1908'den itibaren ortaya çıkan değişimlerin köklerinin, Devlet-i Ali Osmaniye tarafından 2. Mahmut (1808-1839) ve 3. Selim (1789-1807) de dahil olmak üzere saltanatları devresinde yattığını ifade ediyor.

Prof.Kemal Karpat

Derginin ikinci röportajı Amerika’da Prof. Kemal Karpat ile “meşrutiyet” üzerine yapılan röportaj. Safa Mürsel “Cumhuriyet ve Demokrasi” konulu yazısında cumhuriyet ve demokrat manasındaki meşrutiyetin özünde aynı şeyler olduğu hususunun altını çiziyor. Erdem Said Yargıcı ise Bediüzzaman’ın hürriyetle ilgili düşüncelerini değerlendiriyor. Ayrıca Robert Miranda (Da’ud Ali Salaam), Fred A. Reed, Dr. Elmira Akhmetova, S. J. Thomas Michel, Prof. Dr. Oliver Leaman gibi yazar ve akademisyenlerin Bediüzzaman ve demokrasi konulu görüşlerine yer veriliyor. Keza sayfa aralarına Bediüzzaman’ın meşrutiyet, hürriyet ve İslam ilişkisini içeren görüşleri serpiştirilmiş.

Bediüzzaman uzmanı olarak tesmiye edebilen Necmeddin Şahiner 2. “Meşrutiyetin Yüzüncü Yılında O k u m a k v e B e r a b e r l i k” isimli yazısında Bediüzzaman’ın Dahiliye Nezaretine verdiği “dilekçesi-Arz u Hâli” üzerinde duruyor. Belge ilk defa “Elif”te yayınlanıyor.

Tercüme yazıları ile dikkat çeken dergi, son sayısında da bu çerçevedeki yazılar yayımlamaya devam ediyor. Bu anlamda Mıchel de Pracontal’ın “Galileo Davası” isimli yazısı ile Beaufils Vincent’in din, kapitalizm ve Kur’an eksenli yazısı hayli etkileyici. Vincent soruyor: Papa mı yoksa Kuran mı?

Dergide geçtiğimiz günlerde mezarı Konya’ya nakledilen Mevlana aşığı Fransız Prof. Eva de Vitra-Meyerovitch ile ilgili bir yazı da yer alıyor.

Suad Alkan, “Varolmanın Disiplini” isimli yazısında varoluşun, müşahede alanında bulunmayan bir disiplinin meydana çıkışı olduğu tespitinde bulunuyor. Sadık Yalsızuçanlar ‘Gök Ekini Biçmiş Gibi…’ isimli yazısında yakınlarda vefat etmiş bir yakını üzerinden ölümü sorguluyor. Taha Çağlaroğlu yazısında “Temaşa Medeniyeti” isimli yazısında bir temaşa medeniyetinin çocukları olan bizlerin, eşyanın bir gölge, bir yansıma olduğunun farkına varmamız gerektiğini hatırlatıyor. Ömer Bahadır “Bir Dönemin Analizi” isimli yazısında Bediüzzaman’ın Mektubat isimli eserinden hareketle rüyanın, maneviyatın, meleklerin, seyr ü sülûkün, materyalist ve ruhsuz asrın materyalizmine karşı kâinattaki gerçek realiteler olan İlahi isimler üzerinden duruyor. Mustafa Oral “Bediüzzaman’dan Borges’e Peruk, Maske ve Ayna” isimli yazısında çok kimlikli ve kişilikli modern insanın yüzündeki maskelere indiriyor, insanın kendi öz gerçeğine ayna tutuyor. Akif Tek yazısında sanatta algı farklılıkları ve kimlik sorununa dikkat çekiyor. Gülşen Uysal yazısında dinin ruhun ufku olduğuna işaret ediyor.

Caner Kutlu “Hacı”, Nurefşan ÇAĞLAROĞLU “İkindinin Cam Köşkleri”, Mehmet Nuri Bingöl “Kırk Oda” isimli hikayesi ile katkıda bulundular

Ayrıca, Suad Alkan (Keklik), Mahmut Kaplan (Erek), Halil İbrahim POLAT (Divan Yolu), Said Emin Güngör (Dilek), Abdil Yıldırım (Ne Sandın), Ali Rıza Malkoç (İstemem), Bestami Yazgan (Tanıdım Seni Katil), Rasim Demirtaş (Yusuf Okulu), Mehmet Kara (Gül Yüzler Gazeli) şiirleri ile yer buluyor.


İrtibat:
suadalkan@hotmail.com

2009-01-28

Aşkın e-Hali 13...


..ve nihayet 13

Bu uzun soluklu yürüyüşümüzün 13'üncü adımında yine edebiyat doluyuz ve bir o kadar öfke!...

Metin Demirci siyonist mezalime dikkat çekiyor ilk nefeste... Gazze'de akıtılan kan, yüreklerimizde açılan derin yarıklardan sızıyor... Sözü "kalemle öğreten"e bırakıyoruz...

Kenan Yaşar bu sayıda "esmer sözler"i ile çıkıyor karşımıza... Nurettin Durman "caddenin ölümü"ne tanıklığını kağıda dökerken, Mehmet Okumuş yalnızlığa çekiliyor... Filistin sevdalısı Cevat Akkanat "pegasus", Mehmet Şamil ise "neşve" ile okuyucuya şiirin tadını bir kez daha hatırlatıyor... Kültürümüzün koruyucularından Mustafa Özçelik "tılsım"lı sözleriyle yine bahar getiriyor kıyılarımıza... ve Asım Gültekin de bizlerle!... Uçtuk Gittik !... Hem yazdı hem konuştu. Asım Hoca’yı Eyyüp Akyüz konuşturdu.

A. Vahap Akbaş "taksi" diyor bu sayımızdaki ilk şiirinde. Toprak Saygın "İyi şiirin ayak sesleri"ni duymaya çağırıyor bizleri... Paşa Çeten; Aşkın e-Hali'nin yüreği Paşa ağabeyimizi "yol gibi"si ile bir kez daha yâd ediyoruz... Mustafa Celep şiirin hayat dolu bir yürüyüş olduğunu görmemize vesile oluyor 13'üncü adımda... Mesut Doğan “Kırkıncı Basamak”ta… Genç şairlerimizden Bilal Can "ey yüzüm bin parça" ile kapımızdan giriyor en içimize... Yine genç şair ve yazarlarımız Emine Şimşek ve Asude Zeynep Toprak geleceğe dair umutlarımızı büyütüyor... Mustafa Uçurum gölgelere inat hayatı çağırıyor...

Öykü ustaları Recep Şükrü Güngör ve Bedran Yoldaş da aramızdalar…


İşte 13'üncü adım ve işte BİZ !

Esmer Sözler / Kenan Yaşar / Şiir

Ezim İşleri / Metin Demirci / Deneme

Caddenin Ölümü / Nurettin Durman / Şiir

Eltiler ve Bakire / Recep Şükrü Güngör / Öykü

Pegasus / Cevat Akkanat / Şiir

Yalnızlık Çeker İnsanı / Mehmet Okumuş / Deneme

Neşve / Mehmet Şamil / Şiir

Hayal İle Meyal / Adem Turan / Öykü

Tılsım / Mustafa Özçelik / Şiir

Beyaz Bir Haber: Asım Gültekin / Eyyüp Akyüz / Söyleşi

Uçtum Gitti! / Asım Gültekin / Deneme

Taksi / A. Vahap Akbaş / Şiir

İyi Şiirin Ayak Sesleri / Toprak Saygın / Deneme

Yol Gibi / Paşa Çeten / Şiir

Acizlik Kader Değil / Bedran Yoldaş / Öykü

Ağlayamıyorum / Ramazan Yaşar / Şiir

Kırkıncı Basamak / Mesut Doğan / Şiir

Değişiklik / Kenan Yaşar / Öykü

Yarına Ağıt Düne Gazel / Halit Yıldırım / Şiir

Bir Hayat Dolu Yürüyüştür Şiir / Mustafa Celep / Makale

Ey Yüzüm Bin parça / Bilal Can / Şiir

Balad Şiir / Dr. İrfan Yılmaz / İnceleme

Bir Rüya Gördüm / İskender Cüre / Şiir

Şiir ve Şairlik Üzerine / Murat Canbolat / Makale

Fırsat Vermedin / Nuh Comba / Şiir

Üç Şehir / Gülsen Özdemir / Deneme

Salıncak Zincirleri / Emine Şimşek / Şiir

Şiiri Tartışmak / Durdu Şahin / Deneme

Akşam Oturması / Asude Zeynep Toprak / Öykü

Uçurtma / Serpil Tuncer / Şiir

Dokunma / Sedat Erdoğdu / Şiir

Hiç Bir Şey Gibi / Rabia Gelincik / Mektup

Kızgın Taşların Üzerinde Çocuk Sesleri / Mesira Meriç / Şiir

Aşk ve İrfan Üzerine / Teoman Şahin / Makale

Daraldım Gölgelerden / Mustafa Uçurum / Şiir

Sıladaki Gurbet / Sevim Göçmen / Öykü

Arnavut Kaldırımları / Tülay Bilgin / Şiir

Kur’an’ın Bakış Açısında... / Mehmet Aydınkal / Deneme

Unutuşlar / Merve Bayraktar / Şiir

İhtiyacım Var / Birsen Ayvaz / Mektup

Yolum / Semra Dal / Şiir

Nun ve Kalem / Halit Yıldırım / Tanıtım

Kitaplar Arasından / Nihal Demir / Tanıtım

Gani Aksan

İrtibat:
Albayrak Caddesi Yaşar çenesiz Apt. no:6/2 ÇORUM
0546 441 25 32
www.askinehali.com
askinehalidergisi@hotmail.com

2009-01-26

Ay Vakti 100-101. Sayı: "Zulmü Alkışlayamam"


Bir Filistin vardı, bir Filistin gene var...

Zalim savaş sirenleri en acı şekilde çalıyor yine. Yine birilerinin canı kan banyosu yapmak istemiş belli ki. Bir türlü sığamadığı dünyayı, küçücük çocuklara dar etmek için, kanlı bir oyuna başlamış zalim. Çocuklara sapan, kendisine misket bombaları düşmüş. Oyun başladıktan bir süre sonra, Gazzeli çocuk artık yokmuş!...

Dile getiremediğimiz anlar yaşıyoruz son günlerde. İçimizde büyümekte olan taşlarla birlikte, yüreğimizdeki koru körüklemeye, Gazze'ye ithaf edilmiş şiirlerle, öykülerle devam ediyoruz. Ay Vakti 100. sayısına ulaşmış olmanın verdiği heyecan ve mutluluğu, hüzünle karışık bizlerle paylaşıyor.

Daralan vakitlerin doruklarından kutlu sözün sahibi ile başlıyoruz Ay Vakti'ndeki yolculuğumuza; Bism-i Rabbike...

Buradan bakınca Gazze, başlıklı şiiri ile Nurettin Durman, bir yandan zulüm karşısında ar duymayan insana taş atarken, diğer yandan içindeki hicabı söze getiriyor. "Kalk ayağa" desem Filistin, kalkar mısın? Sorularla, cevaplarla Filistin'i haykıran Naz Ferniba, realist denemesini bizlerle buluşturuyor. Yaşamak için öldürmeyeceksin, başlığıyla, Şeref Akbaba feryadı devam ettiriyor. Filistin'e yakarışlar yürekleri feryat ettiriyor…

Recep Garip, 'Kış üzerine bir genelleme'siyle, kış gecelerinin unutulmaz anlılarından, çocukların belleğindeki kış görüntülerinden demeçler sunuyor. Adem Turan, Sezai Karakoç'un "Balkon" şiirinden esinlenerek açtığı balkon sohbetini, kış ile birleştirerek devam ederken, Filistin kışını ekliyor yazısına... Filistin deyince akla ilk gelen Rachel Corrie'yi, Norveçli Doktor Mads Gilbert'i, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'i, Malili siyah çocuk Ömer Kanoute'yi ve kış kıyamet demeden Levent'teki İsrail başkonsolosluğu önünde kuşatma eylemine katılan, insanlık nöbetlerini hiç aksatmayan bütün insan kalmışlara teşekkür ederek, bitiriyor yazısını.

Sezai Küçük, Dünden bugüne şarktan garba Mevlâna, başlığı altında, tasavvuf edebiyatının büyük üstatlarından olan Mevlâna'nın edebi kimliğine, kelâmından örneklerle ışık tutuyor. Akışa katılmak akışa kapılmak deyişini, katılım ve kapılma arasındaki farkı gündem ederek, akademik unsurlara dayalı anlatımı ile denemeleştiren Necmettin Evci, "Her şey akar; su, zaman, tarih, hayal, fikir, ilim, bilgi, duygu, doğru-yanlış, her şey akar. Hayat bir akıştır, varlık bir akış..." diyor.

Yavuz Ertürk; İçimin iyi tanığı, Alâaddin Soykan; Us Gül Usul, Taner Taştekin; Gül eyle ve Abdüssamed Bilgili; Ve ben ve dedem ve ölüm, başlıklı şiirleri Ay Vakti'nin diğer şiirleri. Mustafa Oğuz şiirlerle hayat resimleri çiziyor tuvalimize, biraz acı çiziyor...

Hakikati tavaf eden çocuk; Yunus Emre Tozal, sevgi tomurcukları saçarak filizlenen hakikat gerçeğini, dirilişin damarlarındaki coşkuyla, karıncanın yürüyüşündeki samimiyetle, yağmur tanesindeki bereketle tefekkür ediyor ve ettiriyor...

Ayşegül Tulû, Yalnızlık Ayeti isimli öyküsü ile çocuk ve yalnızlık arasında gergef dokurken, İffet Oral, zamanın eşya ve insan üzerinde çizdiği çizgileri söze döküyor. Emine Batar kâğıttan gemisini gözyaşı denizinde yüzdürüyor "Şehrin eğri sütunları" yazısında.

Üzeyir Süğümlü, Kelimeler ve Algı II, üzerine yeni açıklamalar getiriyor. Varoluş ile kelime arasındaki bağa dikkat çeken yazar, "ilk insandan günümüze ulaşan kültür birikimi kelimelerle sistemleşmiş ve aktarılmıştır" diyor.

Cahiliye karşısında Kur'an ve Peygamber, Eyyüp Azlal'ın kaleminden, asr-ı saadet dönemi şiir incelemesinden oluşuyor. Yazıda; cahiliyye şiirinin Kur'an karşısında nasıl titrediği ve şairlerin kutsal kelâm ile nasıl boy ölçüşmeye kalkıştıkları konu ediliyor.

Gönül aynamız eskimeyen musikimiz; Ahmet Sezgin'in, içimizde notalarını hiç yitirmeyen türkülerimiz, ezgilerimiz, her şeyimizle biz olan musikiyi anlatan, gönül tellerimizi titreterek geçen bir yazısı. "Türk insanının yazılmayan romanı türkülerde saklıdır." Ya eski zaman türküleri? Onu da İsmail Bingöl'ün kaleminden okuyalım...

Mavi'nin gün geçtikçe mavi'den koptuğu, renklerin ırasını yitirdiği son dönemde, mavi bir pencereden başınızı uzatmaya ne dersiniz? Hasan Tiyek, mavinin hâkimiyet kurduğu denemesini bizlere sunuyor. "Yaşamak ki en kısası ölmenin..." Biz öldüysek de kelebektik, diyor Adem Özbay.

"Araba sevdası" adlı romanda, "araba" ve "at" temi, Hacı Küçükcılız'ın Recaizâde Mahmut Ekrem'in romanından yol alarak, günümüz Türk romanı ve dönemlerin edebiyat anlayışını, Batı ile özdeşleştirerek irdelediği inceleme yazısı.

Nihat Malkoç, Mustafa Özçelik'in Eğitime adanmış hayatlar, isimli kitabı vesilesiyle, öğretmenin kutsiyetini vurguluyor. Ve Şiraze'den Şiraze'ye, Saklı mektuplar, XLVI. kez açılıyor…


İçindekiler:

Deneme
Naz FERNİBA / "Kalk ayağa" Desem Filistin
Şeref AKBABA / Yaşamak İçin Öldürmeyeceksin
Adem TURAN / Kış Halleri -IV
Necmettin EVCİ / Akışa Katılmak Akışa Kapılmak
Yunus Emre TOZAL / Hakikati Tavaf Eden Çocuk
Üzeyir SÜĞÜMLÜ / Kelimeler ve Algı II
Ahmet SEZGİN / Gönül Aynamız Eskimeyen Mûsikîmiz
İsmail BİNGÖL / Eski Zaman Türküleri
Hasan TİYEK / Mavi
Adem ÖZBAY / Öldüysek de Kelebektik
Mustafa OĞUZ / Hayat Resimleri

Şiir
Nurettin DURMAN / Buradan Bakınca Gazze
Yavuz ERTÜRK / İçimin İyi Tanığı
Alâaddin SOYKAN / Us Gül Usul
Taner TAŞTEKİN / Gül Eyle
Abdüssamed BİLGİLİ / Ve Ben ve Dedem ve Ölüm

İnceleme
Sezai KÜÇÜK / Dünden Bugüne Şarktan Garba Mevlâna
Recep GARİP / Kış Üzerine Bir Genelleme
Eyyüp AZLAL / Cahiliye Karşısında Kur'an ve Peygamber
Hacı KÜÇÜKCILIZ / "Araba Sevdası" Adlı Romanda "Araba" ve "At" Temi

Öykü
Ayşegül TÛLU / Yalnızlık Ayeti
İffet ORAL / Bast-ı Zaman
Emine BATAR / Şehrin Eğri Sütunları

Kitap
Nihat MALKOÇ / Eğitime Adanmış Hayatlar

Mektup
Şiraze / Şiraze mektuplar -XLVI


Yekta Haktan İnci

İrtibat:
www.ayvakti.net
ayvakti@gmail.com

Kardelen dergisi 58.sayısına ulaştı

Ali Erdal yönetiminde bir duvar gazetesinden matbu olarak 58. sayıya ulaşan kardelen dergisi Bilecik’te yayın hayatına devam ediyor.

Üç aydan bir yayınlanan kardelen dergisi bir mektep olarak dikkatleri çekiyor. Necip Fazıl Kısakürek’in çizgisini sürdürme iddiasını sürdüren Kardelen dergisinin 58. sayısında yazan yazar-çizerler ve konu başlıkları:

Kitap: Necip Fazıl Kısakürek
Tozlarını Silelim: Ali Erdal
Ramazan Ayının Düşündürdükleri: Mustafa Kınıkoğlu
Kimin Ağzına Biber Sürelim: Turgay Ertem
Uyumaz Türkün Düşmanı Gardaş: Ahmet Sami
Anayasa Değişmez Mi? Hidayet Dinler
Hurma-Tokluk Diyeti:Doç. Dr. Mesut Başak
Bir Anla Asılı Rüya Olmak: Sinan Ayhan
Asrın Kahrı: Sezgin Ağacık
Lamelif: Enes Yaşar
Gönül Konuşunca Dil Susar. Hızır İrfan Önder
Edep: İman Ve İslam Atlasında
İyi Ki Sırlarım Var: Ahmet Mahir Peşken
Bilen: Ayhan Aslan
Bitiş Gizli: Berna Pak
Kur’an’ı Kerim’e Musallat Büyük Hastalık: İbrahim Buğalı
İman: Sezgin Ağacık
4-6 Yaş Çocuğun Dini Eğitimi: Ayşe Sena Ünsal
Ramazan Ve Medya: Ahmet Behik
Esir Kim-4. Gönüldaş
Edebiyat Ve Halk: Harun Çetin
Mustarip Ve Muzdarip: Ahmet Behik
Osmanlı Türkçesi Yahut Osmanlıca: M. Nihat Malkoç
Gönderilmemeiş Mektuplar: Feride Şeşen
Beyitler: Hızır İrfan Önder
Aşiyanım Sevgili. Ziya Paşa Akyürek
Ne İçin: Şükrü Güzel
Mezar Taşında: Lokman Bal
Şahidim Ol Ya Rab: Ahmet Yusuf Alptegin
Sivas Ulucami: Ahmet Mahir Pekşen
Uyuyan Güzel: Necdet Uçak
Tek Derman Bize: Halil Gülel
Ağır Koşma Iıı:İbrahim Berber
Yaşı Evin Sırları: Ayşe Sena Ünsal
Mehter: Şahin Karataş
Kızılelma: Necdet Uçak
Uzaklardaki İnilti: İbrahim Türkhan
Gül Hanımın Yemenisi: Fatma Pekşen
Yol Ver Ey Yolcu: Enes Yaşar
Geceler: Hızır İrfan Önder
Gerçek Dost:Şahin Karataş
Kılçık. Mustafa Bilgücü
İkilikler: Mücahit Koca
Gazi Nazrul İslam: Bilal Atış


Bedran Yoldaş


İrtibat:
Gazipaşa Mh. Gülistan Sk. Çakıcı Ap. No:4/2 BİLECİK
kardelen@kardelendergisi.com
www.kardelendergisi.com
0228 212 55 88

Sakarya’dan Haber Var !


Sakarya’da kültür – sanat -edebiyat çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Matbuat alanında iyi adamların öncülüğünde bir çıkış yaşayan dergilerin varlığı, Sakarya’ya esaslı bir zenginlik katıyor,bu gerçek.

Rüstem Budak’ın büyük bir özveriyle sorumluluğunu yüklendiği , önemli ve derinlikli yazıların yer aldığı bir dergiden bahsetmek istiyorum.

Eğitim –Düşünce-Kültür- ve Sanat dergisi DEĞİRMEN , çıkan her sayısıyla bir önceki sayıyı aşan, eğitim yazılarından felsefi yazılara, şiirden hikâyeye , denemeden makaleye zengin zihinsel tasavvuruyla arzı endam ediyor.

Biz Değirmen dergisinin son 4 sayısına tanık olduk. Bu tanıklıkta bir zihin ışıması yaşadık.

Değirmen her sayısına bir dosya konusu belirleyerek felsefe dünyamıza dişe dokunur katkılarda bulunuyor.

Değirmen 16. sayısını POSTMODERNİZM dosya ismiyle çıkardı. Önceki sayının konusu TEKNOLOJİ VE İNSAN dı. İlgilenenler için MANİPİLASYON ve KİMLİK sayılarının da olduğunu hatırlatalım.

Şunu hemen belirmek gerekir ki bu gün DEĞİRMEN dergisi günümüzde yayınlanan –felsefi tarafıyla ele alırsak- felsefe/düşünce dergilerinden daha kaliteli ve nitelikli bir dergi olarak yer alıyor yayın dünyasında.

Yazarın problemi ele alış biçimi,meseleye vukufiyeti, yazıların derinlikli bir dile sahip oluşu, tematik açıdan bize has bir damarı yoklayışı, takındığı eleştirel tavır ve taşıdığı özentisiz duruş , Değirmen’i düzeyli ve seviyeli dergilerden görmemize sebep oluyor.

İsmet Özel’den mülhem, düşünce olarak öğütülmeyi göze alan herkes Değirmen dergisinin kapısına gelmek zorunda.

Bir tasavvur sahibi olmak isteyenlere Değirmen’in kapısı sonuna kadar açık.

Tabi bu kadarla bitmiyor; Değirmen dergisi 2009 yılında abone olanlara , Dr. H.Mustafa AÇIKÖZ’ün FELSEFİ SADALAR 1 –Muhtelif Konulara Dair Felsefi Yazılar- adlı eserini de hediye ediyor.

Mustafa Celep

"Değirmene" ulaşmak isteyenler aşağıdaki adreslerden ulaşabilirler:
rustem_budak@hotmail.com
degirmendergi@gmail.com
www.degirmendergi.com
05056470325

2009-01-24

Avantgardé Çıktı !


Avantgardé edebiyat dergisinin ikinci sayısı çıktı.

Sakarya’da yayına hazırlanan tek edebiyat dergisi olan avantgardé, ikinci sayısıyla okurların beğenisine sunuldu. Emin adımlarla ilerleyen genç ekibin çalışması farklı tasarımı ve zengin içeriğiyle kitapevlerinde ve seçkin mekânlarda yerini aldı. Dizer yaptığı açıklamada “Bu iş ruh ve ekip işidir.” diye konuştu

Ruh ve ekip işidir

Sakarya’da yayına hazırlanan ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerine ulaşan ‘avantgardé edebiyat dergisi’ ikinci sayısıyla okurlarına yeniden merhaba dedi. Üç ayda bir yayınlanan edebiyat dergisinin bu sayısı Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsıyor. Derginin editörlüğünü üstlenen Adnan Dizer, şehirde bu tür çabaların destek ve ilgi bulmasından dolayı memnuniyetini dile getirdikten sonra “Sakaryalı genç bir ekip olarak uzun bir zaman zarfında verdiğimiz gayretlerin sonucunda dergimizin ikinci sayısını okurlarımıza sunduk. Birinci sayımıza kıyasla inanıyorum ki çok daha ilerideyiz. Bu iş kesinlikle ruh ve ekip işidir. Arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Tanıdık isimler

Derginin bu sayısında Sakaryalıların yakından tanıdığı Zeynep Arkan ve Ercan Yılmaz şiirleriyle yer alırken bir dönem Sakarya milletvekilliği yapmış olan Süleyman Gündüz, İbrahim Özkahya, Yasin Şafak ve Servet Kızılay da yazılarıyla dergiye katkıda bulunuyorlar. Bu isimlerin yanı sıra yazılarıyla; Arzu Yıldırım, Adnan Dizer, Sümeyra Böcekçioğlu, Safa Polat, Ulaş Baltacı, Zahit Böcek okurlara hitap ederken, Ömer Aybars şiiriyle, Ali Görkem Userin de çevirisiyle şiir severlere ikramda bulunuyor. Ayrıca avantgardé edebiyat dergisi ekibi de çeviri ve portre çalışmasıyla dergiyi zenginleştiriyor. Ve avantgardé edebiyatımızın büyük şairi Turgut Uyar’ın ‘Göğe bakma durağı’ şiiriyle üç ay sonrasına kadar okurlarına veda ediyor.

Kitapevleri ve seçkin mekânlarda Farklı tasarımı ile de dikkat çeken ‘avantgardé edebiyat dergisi’ şehrimizin seçkin kitapevlerinde ve mekânlarında yerini aldı. Kayıp Ruhlar Kıraathanesi, İthaki Cafe, Xir Sahaf ve Değişim Kitabevi dergiyi temin edebileceğiniz noktalardan bazıları. Bunun yanı sıra internet üzerinden www.avantedebiyat.net adresinden ayrıntılı bilgi almak ve iletişim kurmak mümkün.

Murad Şen

"Aşkar" dergisi çıktı !


Sivas"tan Aşkar Edebiyat-Kültür-Sanat dergisi 7. kez okuruna merhaba diyor.

Aşkar"ın bu sayısında nitelikli eleştirel metinlerin yayınlandığını görüyoruz. Ali Ayçil"in şiiri üzerine İdris Ekinci"nin kaleme aldığı yazı, Ayçil şiirine dair önemli tespitler barındırıyor.

Ekinci"nin derginin önceki sayılarında da yer alan metinlerini de gördüğümüzde şiire yönelik bu dikkati takdirle karşılıyoruz. Anlaşılan Ekinci, şiir eleştirisini kendisine iş edinmiş. Emekle, sabırla şiirin üzerine eğiliyor. Bu tür metinler çoğalmalı ve Türk şiirine katkısı olan nitelikli şairler üzerine yazılan bu yazılar, Aşkar"ın hemen her sayısında yer almalı diyoruz.

Aziz Mahmut Öncel, Kalanlar ile mevsime ve dergilere dair kalıcı olanın altını çiziyor.

Duygu Deryaoğlu, Yahya Kemal, Elli Yıl Sonra"da geçen yılın dergilerinde Yahya Kemal ile ilgili yazılan yazıların görünümüne dair genel bir yazı kaleme almış.

Dergide Ferhat Nabi Güller, usta hikayecimiz Sait Faik ile ilgili sımsıcak bir yazısıyla yer alıyor.

Mehmet Eliusta , Mehmet Akif Üzerine Notlar düşüyor.

Mehmet Raşit, Okuma Notları"ında külyutmaz tavrıyla dergiye destek veren isimlerden.

Aşkar"a şiir ve hikayeleriyle destek veren isimlerse şöyle: Hüseyin Karacalar, İhsan Irmak, Aziz Mahmut Öncel, Eyüp Salih, İlhan Kayhan, Kahraman Çayırlı, Leyla Marankoz, Ceren Rende, Aykut Ertuğrul, Mustafa Çiftçi, Mustafa Aburşu, Mustafa Melih Erdoğan.

Dergiyle iletişime geçmek, ürün göndermek isteyen okurlar, aşağıdaki adreslerden ulaşabilirler.

Mustafa Celep

İrtibat:
www.askardergisi.com
askardergisi@gmail.com
idrisekinci58@hotmail.com
0505 260 93 47
Aydoğan Mah. 15. sokak no:3/2 SİVAS

"Yasakmeyve"şiir dergisi


Yasakmeyve 36 / Ocak-Şubat 2009
İki Aylık Şiir Dergisi


Yasakmeyve’nin 36. Sayısı: Şair ve Ayakkabısı

Yasakmeyve şiir dergisi, 36. sayısını ithaf ettiği Muntazar El Zeydi’nin Bush’a fırlattığı ayakkabıyı dosya konusu yaptı: “Şair ve Ayakkabısı”. Dosyada Sezai Sarıoğlu, Seyhan Erözçelik, Oğuzhan Akay, Küçük İskender, Sina Akyol, Altay Öktem, Metin Cengiz, Cihan Oğuz, Gülce Başer ve Mehmet Erte yer alıyor.

“Şair ve Okuru” sayfalarının bu sayıdaki konuğu ise Tuğrul Tanyol... Gonca Özmen, “Şair için yazmaktan duyduğu haz, okura geçen güzel bir hastalık gibidir” diyen Tuğrul Tanyol’la, şairin poetikasını konuştu.

Erdoğan Alkan’ın, Dağlarca’yla ilgili anılarının ilk bölümü bu sayıda yayımlanırken, Hüseyin Alemdar ve Çetin Yiğenoğlu da yazılarıyla, Dağlarca şiirinin arka planını yazdı. Mahmut Temizyürek, İlhan Berk’in şiirini irdelerken, Utku Özmakas da Edip Cansever’in “Masa da Masaymış Ha” şiirini masaya yatırdı. Bülent Kale, César Vallejo şiirini tanıtırken, Tahir Abacı ve Ramis Dara da şiiri, kitaplar arasından izlediler.

Bu ayın şairleri ise İzzet Yasar, Enis Akın, Yücel Kayıran, Emel Güz, Onur Behramoğlu, Ece Ürkmez, Mahir Karayazı, Caner Ocak, Mehtap Meral.

İçindekiler:

Şair ve Okuru: Tuğrul Tanyol / Gonca Özmen

Şiirin Uzun Tarihi: Nâzımlı İşgal

Şiirler: İzzet Yasar, Enis Akın, Yücel Kayıran, Emel Güz, Onur Behramoğlu, Ece Ürkmez, Mahir Karayazı, Caner Ocak, Mehtap Meral

Dosya / Şair ve Ayakkabısı: Sezai Sarıoğlu, Seyhan Erözçelik, Oğuzhan Akay, Küçük İskender, Sina Akyol, Altay Öktem, Metin Cengiz, Cihan Oğuz, Gülce Başer, Mehmet Erte

Dağlarca Anıları (1): Erdoğan Alkan

Göğül Alfabe “Ses Bayrağı” ya da Dağlarca’ya Çiçekler: Hüseyin Alemdar

Dağlarca’nın İsim Serüveni Şiiri Gibi: Çetin Yiğenoğlu

“Ruhum, Dünyadan İlhan Berk Geçti Duyuyor musun?”: Mahmut Temizyürek

Şiir / Hayat: Cihan Oğuz

Bir Molotof Kokteyl Olarak Masa: Utku Özmakas

Güzel B şluk: Hulusi Çınar

Şiir Kitapları Sözlüğü-28: Tahir Abacı

Hayatı Şiirleştiren Kitaplar: Ramis Dara

Bir Şairden / César Vallejo: Bülent Kale

Şairin Genci: Bekir Yusuf

Vaat Edilmiş Sayfalar: Deniz Dengiz, Naim Atabağsoy, Erbil Çare

Şiirin Uzun Tarihi: Çinli Yazarlar

Şiyir Sevişgenleri: Metin Üstündağ



İrtibat:

Rasim Paşa Mah, Yeldeğirmeni Sk, Alibey Apt, No:21, Kat:1, Daire:4, Kadıköy/İstanbul
0216 414 33 31
editor@yasakmeyve.com

Filistin duyarlığı Yedi İklim dergisi

Günlerdir yaşanan Filistin duyarlığına aydınlarımız, şairlerimiz, köşe yazarlarımız yoğunlaştılar. Bu insanlık dramının ve benzerlerinin kültür coğrafyamızda yaşanması bir rastlantı değil. Yıllardır, bu, belli bölgelere kaydırılıyor.

Üstat Sezai Karakoç bunu çok önce görmüş, bütün dikkatini kültür coğrafyamıza vermiş uyarıcı olmuştur. Kültür şehirlerimizi merkeze almış büyük şiirine onları katmış. Bağdat, Kudüs, Şam, Mekke ve Medine. Bu dikkat o zaman ciddi bir algı olmasına karşın siyasiler bunun farkına varamamışlardır. Onun şiirleri hem uyarıcı, hem bilgilendirici, hem de diriliş ruhlu. Bu, okur ve gelişecek aydınlar için bir büyük kapı olmuştur.

Nuri Pakdil Kudüs odaklı bakışı ise bugün için daha bir önem kazanıyor.

Cahit Zarifoğlu'nun günün ateşi içinde duyduğu acıyı, şiirini basit bir hamasete düşürmeden ve şiirin içinde kalarak şiirle seslenme duyarlığı kalıcıdır. Hama ve Afganistan onun şiirinde kendini buldu. Unutulmuş olsa bile Zarifoğlu'nun "Hama" şiiri tarihe tanıklık ediyor.

Kâmil Eşfak Berki'nin "Mostar Köprüsü" şiiri de bir kültür ve düşünce tanıklığıdır. Mimar Sinan'ın o muhteşem ve zarif eseri o şiirle yarına kaldı. Yerine yapılan köprü Mimar Sinan'ın köprüsü değil, ruhu da ona ait değil.

Mehmed Âkif, Çanakkale'ye tanıklık olan büyük "Çanakkale destanı" şiirini yazmamış olsaydı bugün Çanakkale algısı bile olmayacaktı. Mehmed Âkif'i yücelten şiiri de budur. En duyarlıklı şiiridir de diyebiliriz. Her dizesi farklı imgelerle yüklüdür ve metaforiktir.

Ne yazık ki, günümüz şairlerinin bir bölüğü bu duyarlıktan ve sorumluluktan kaçıyorlar. Günü yazmaktan kaçınmak sorumluluktan kaçınmak olmalı. Bu acıyı, dramı şairler, sanatçılar hissetmeyecek de kimler edecek?

*

Yedi İklim dergisinin sorumlusu olmam bakımından, dergiden söz etme ayıbını göze alarak bahsetmek zorundayım. Acı duymayan, hissetmeyen, katılmayan biri olamazdık. Günlerdir bu acıyı yüreğimizde ve ruhumuzda yaşıyoruz. Gazete yazılarımı da, bütün diğer konuları bir yana bırakarak bu drama ayırmış bulunuyor bu kalemin sahibi.

Yedi İklim dergisi başlangıçtan beri bu gibi dramlara tanıklık etmek adına da var. II. Dönemin ilk sayısı "Varayım Gideyim Urumeline" adıyla Bosna dramına tanıklık etti ve o sayı bir kıvılcım oldu. Bağdat'a tanıklık etti.

Yedi İklim'de sunuş yazısında dikkat çekilen şudur: "Bugün Yahudiler Batı uygarlığının bir parçasıdır. Ve bu Yahudiler bütün bir ulus olarak bir ölüm makinesine dönüşmüş; hiçbir ilke tanımadan önüne çıkan bütün canlıları; yaşlıları, kadınları, çocukları yok etmektedir. Ve onun parçası olduğu Batı uygarlığının diğer unsurları bu planlı ve kasıtlı öldürmeye destek vermektedir." Böyle bir durumda susmak, tanık olmamak sorumluluktan kaçıştır.

Dergi, kapakta fırtınada savrulan bulutların arasında fışkıran ışık, köşede Filistin bayrağından bir parça ve Yedi İklim logosunun üzerinden havalanan bir güvercin, Ahmet Mercan'ın şiirinden bir bölümle çıktı. Bölgeyi de içine alan kimi ürünleri birlikte verdik. Bu bir bakış. Ahmet Mercan'ın "Gazzeli Gülsüm" şiiri, Kâmil Yeşil'in "Filistinli Ateşböceği" öyküsü yer alıyor. Nizar Kabbani'nin "Belkıs Kasidesi"ni Ali Sözer çevirdi. Mahmud Derviş'in "Muhammed" şiiri ile Gassân Kenefânî'nin "Çalınmış Gömlek" öyküsünü Halim Öznurhan çevirdi. Mısırlı bir şair olan Emel Dunkul'un "Gümüş Kentin Hikâyesi" şiirini Nefise Zehra Küçükağa çevirdi.

Kâmil Eşfak Berki lirik, özgün ve çarpıcı dört şiirle uzun bir aradan sonra birden çıktı. Gül imgesi şairlerinden içten kaynayarak doğan bir şiirle seslenen şiirlerle geldi. Zafer Acar, uzun, özgün bir şiirle çıktı. "Koçaklama". Uzun şiirin zaaflarını ve riskini aşarak. Bu son dönem şiirimiz için önemli bir çıkış. Osman Bayraktar gezi yazılarını sürdürüyor ve yeni dikkatlerle bakıyor. "Yaşantılar" ve "Gökarmağanı" denemeleri. Ahıska Türkçesinde: "Namaz kılmak" "Namaz okumak olarak" ifade edilir. Selçuk Küpçük'ün "Tez dikilmiş Duvak" şiiri de yer alıyor. Öyküler: Kadir Tanır'ın "Çikitanya'nın Özgürleştiriliş Öyküsü", Nuhan Nebi Çam'ın "Bir yaşantı Düşünmek", Meral Afacan Bayrak'ın "Son Teselli", Fatma Rânâ Çerçi'nin "Kırk Köfteciler Yatırı". Burada Fatma Rânâ'nın öyküsünden özellikle söz etmek istiyorum. Uzun soluklu, tiplemesi, sıcaklığı ve yoğunluğu olan bir öykü. Bir de içten içe bir ironi ile öyküsün zenginleştirmiş. Halil Eser çizgileriyle katkısını sürdürüyor. Ali Haydar Haksal "Yahya Kemal'in Hüzünlü ve Duygulu Zamanları: Kur'an ve Ezan" incelemesiyle yer alıyor. W. H. Auden'in "Anlat Bana Aşkın Kanununu" şiirini Ali Görkem Userin çevirdi. Dergide tartışma bölümü epey hareketli. Ali Sözer: "Ayrık Otları ve Kulis Şairleri Arasında Türk Şirinin Durumu", Hüseyin Beheşti: "Edebiyat mı Dediniz?" denemesi, Hakan Arslanbenzer: "Adaletin Bu mu Dünya Yahut Türk Şiiri Yıllıklarının Müdafaası", Aykut Nasip Kelebek: "2008 yılında Birkaç Zayıf Şiir Eleştirisi"ni yazdılar. Yeprem Türk: " Dünya İşleri ve Şiir", İsmail Demirel: "Yepyeni Bir Safahat Bağlamında Birkaç Söz" yazısı yer alıyor.

Not: Dergiye ulaşmak için: 0216 399 19 14 ya da yedikilim@yahoo.com adresinden ulaşılabilir.

Ali Haydar Haksal

Kaynak:
Millî Gazete
20 Ocak 2009

Edebiyat Ortamı’ndan Beyaz Haberler !


Ankara’da yayınlanan kaliteli dergilerimizden Edebiyat Ortamı, 2. yılında 6. sayısını çıkardı. Sayılar içinde bir’in hatırı vardır diyen Edebiyat Ortamı’nın ömrü uzun olacak, durum onu gösteriyor. Dergi yeni yıla yeni projelerle girdi, gerçekten heyecan ve umut verici bir çaba! Takdirle karşılamak gerekiyor Edebiyat Ortamı’nı.

Peki durum nedir? Bizi bu kadar heyecana sevkeden ne ola ki!

Şiir ortamımızdaki genel görüntü, bizim çeteleşme dediğimiz, her kesimin kendi adamını savunduğu, kendi şairinin sırtını sıvazladığı öbek öbek kalınlaşan bir oluşum, bir yapı arz ediyor.

Her yapı her oluşum kendi şairini seviyor.

Buralardan çıkan şiir yıllıkları da nesnel bir tutum içeriyor görünse de aslında esasında kişisel bir beğeninin ötesine geçmiyor.

Öne sürülen ölçütler, kullanılan kriterler kötü şairi bile iyi ve nitelikli bir şair katına çıkarabiliyor.

Bu ya bir adam kayırmacılıkla ya da adam toplamayla alakalı bir husus.

Yıllıklarda niteliksiz şiirlerin oluşu da cabası.

Edebiyat Ortamı, yıllık noktasında şiire yönelik bu duruma donuklaştırıcı bir müdahale diyor.

Katılmamak elde değil.

2010 yılında Edebiyat Ortamı dergisi EDEBİYAT ORTAMI ŞİİR YILLIĞI adında bir yıllık yayınlayacak.

İkinci beyaz haber ise SERVER VAKFI EDEBİYAT ORTAMI 2009 ŞİİR ÖDÜLÜ'nün olması.

2009 Edebiyat Ortamı’nın yılı olacak bizce.

Ayrıca şiir ödülünün yanında gelecek yılda yarışmanın diğer dallarda da yapılacak olması, genç yazarlara yönelik umut verici bir gelişmedir .

Edebiyat Ortamı , yayınlayacağı yıllığı, yukarıda ifade ettiğimiz problemlerin ışığında/parelelinde, bu sorunları göz önünde bulundurarak yayınlamalı.

Mevcut yıllıklardan farkı ancak bu şekilde belirginleşecektir.

Şiir yıllığına kitap ve dergi göndermek isteyenler için adres:

Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı, GMK Bulvarı 24 / 8 Kızılay-Ankara

Sonraki yıllarda ÖYKÜ YILLIĞI nın da yayınlanacağını bildirmiş olalım.

Mustafa Celep

"Fayrap" dergisi

Fayrap'ın yeni sayısı (11.) çıktı. Artık aylık yayımlanmaya başlayacak olan dergi Hakan Arslanbenzer'in 'yenilik hastalığı' başyazısıyla açılırken, Eren Safi, Hakan Kalkan, Ali Akyurt, Murat Küçükçifci, İsmail Kılıçarslan, Ahmet Murat, Esma Güneş, Mehmet Fatih Çelikkaya, Müberra Güney, Ömer Yalçınova, Said Aydın ve Cahit Yıldız'ın şiirleri yer alıyor. Hikayeler Onur Ateş, Betül Benekçi ve Cihan Aktaş'tan. Nihan Kaya ile son romanı 'Disparöni' hakkında Suavi Kemal Yazgıç söyleşirken, Thomas Bernhard, Mahfil, Karagöz ve Murat Üstübal hakkında eleştirel yazılar yer alıyor.İyi okumalar...

Gazi Semerci


İrtibat:

0505 290 5867
0534 960 16 95
mehmetfatihcelikkaya@hotmail.com

"Andız" şiir ve edebiyat

Değerli arkadaşlar,
Mersin Silifke’den edebiyat evrenine merhaba diyen “Andız Şiir ve Edebiyat Konalgası”nın Ocak 2009, 14. sayısı ile ilgili bilgilendirmeyi saygıyla sunuyorum.

A.Uğur Olgar

"Andız" Şiir ve Edebiyat Konalgası, 14. Sayı İçeriği:
M. Mahzun Doğan / Eşkıya (Şiir)
Ahmet Günbaş / Çeper "Çit" (Azerice çeviri şiir)
A.Uğur Olgar / Merhaba
Dolunay Ünal / Delirium (Şiir)
Kadir Bilgin / Balkon Yalnızları (Aslıhan Tüylüoğlu ile söyleşi)
Candan Selman / Korkak / Yaz Bitti (Şiirler)
Fahrettin Koyuncu / Islığım Yok (Şiir)
Can Sinanoğlu / Ölmeden Önce Öpülmesi Gereken 50 Kadın (Şiir)
Ahmet Günbaş / Her Şey Yolunda (Yazı)
Ahmet Uysal / Nağıl "Masal" (Azerice çeviri şiir)
Aydan Yalçın / İstiridye'de Göç (Şiir)
Onur Aslan / Gece Demi (Şiir)
Tamer Özgür Yağcı / Hayalin (Şiir)
Ramazan Teknikel / Abdülkadir Bulut Şiir Ödülü / Yazı
Xosrov Barışan (İran'lı Azeri şair) / Qonamlıq – Zindan Sebebi (Şiir)
Aziz Kemal Hızıroğlu / Geldim Sana (Şiir)
Atila Er / Kambur Bakire (Şiir)
Nice Damar / Kızılderili Şiiri "Üç Dostça Uyarıdan İkincisi" (Çeviri şiir)
tan doğan / kısır (Şiir)
Perihan Baykal / Sezgiyle Aklın Soylu Birlikteliği: DAĞLARCA (Yazı)
Osmaniye Özgür / Geceler – Anılar (Şiirler)
Mehmet Oktan / Sözünde (Şiir)
Mehmet Rayman / Düzgün (Şiir)
Ferruh Alışır / Yolda (Şiir)
Mehtap Mutlu / İki Tanrı (Şiir)
Nefise Karataş / Evin Okçuoğlu ile söyleşi
Necdet Tezcan / Derin (Şiir)
Akman Gedik / Penceremde Yarımay (Şiir)
Yüksel Andız / Zamanın Kalbi H.Ş. (Şiir)
Veli Düdükçü / Zeyl VII, Zeyl VIII (Şiirler)
Selahattin Özakın / Ucuzundan Bir Romantizm Yaşamak / Deneme
Müslüm Danaoğlu / Sözün Arifesi (Şiir)
Sima Ennağı / Alleqoriya – Heyatı Öyreneq (Şiirler)
Semra Kocabaş / Ölüm, Elin, Gülüm (Şiir)
Uluer Aydoğdu / Şiir
A.Uğur Olgar / Pembe De Solar (Şiir)
Aysel Nesirzade / Ya Menimsen Ya Da Menim (Şiir)
Gülnar Atakişiyeva / Gecenin Şehzadesi (Şiir)


İrtibat:
P.K. 17, 33940-Silifke/MERSİN
http://andiz.sitemynet.com
andizdergi@mynet.com
olgar33@gmail.com

"Akatalpa" dergisi

AKATALPA ŞUBAT 2009 YAYIMLANDI

* Her kuşağın ve tarz şiirin iyi örneklerini sergileme, eleştirel gözle değerlendirme amacındaki Akatalpa’nın Şubat 2009 tarihli 110. sayısı aşağıdaki imzalarla yayımlanmış olup bazı noktalara PTT aracılığıyla ancak bir ayda ulaşabilme sıkıntısını erken yola çıkarak aşabileceğini ummaktadır.

Şubat 2009 Akatalpasında Yer Alan Şair ve Yazarlar:
Sina Akyol, Hüseyin Alemdar, Mehmet Arif B., İsmail Mert Başat, Enis Batur, Onur Caymaz, Ahmet Cemil, Gökçenur Ç., Müslim Çelik, Ramis Dara, Rasim Demirtaş, Refik Durbaş, Gültekin Emre, Ceyhun Erim, Seyhan Erözçelik, Mehmet Sadık Kırımlı, Hüsam Kurt, Cihan Oğuz, Ahmet Özbek, Fergun Özelli, Utku Özmakas, Abdurrahman Şenel, İlyas Tunç, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Halim Yazıcı, İrfan Yıldız, Nihat Ziyalan.

* Dergimizin eki olarak verilecek Şiirimizde Ufuk Turu 2008 (Onuncu Yıl), İhsan Üren’in atlattığı hafif sağlık sorunları nedeniyle mart sayımıza kalmıştır. Ufuk Turu’nda yer alacak şairleri İhsan Üren dışında henüz kimse bilmezken dergimizin mart sayısında yer alacak imzalardan bazıları aşağıdadır.

Mart Akatalpası:
Sina Akyol, Enis Batur, Mehmet Arif B., İsmail Mert Başat, Onur Caymaz, Mehmet Çakır, Ramis Dara, Soner Demirbaş, Refik Durbaş, Gültekin Emre, Osman Serhat Erkekli, Mustafa Eroğlu, Seyhan Erözçelik, Adil İzci, Emin Kaya, Osman Namdar, Cihan Oğuz, Utku Özmakas, Bengü Özsoy, Hüseyin Peker, Atalay Saraç, Betül Tarıman, Mehmet Mümtaz Tuzcu, İhsan Üren, Serdar Ünver, Ercan Y. Yılmaz…

* Gültekin Emre’nin Nisan sayımız için hazırladığı baharı karşılama sayımızın şiir dünyamızda güzelliklere ve iyiliklere pencere açacağının muştusunu verelim, son olarak…

Ramis Dara

İrtibat:
www.akatalpa.org

"Karagöz" edebiyat ortamını konuşuyor


Karagöz, Ocak sayısıyla ilk yılını doldurdu, birinci cildini tamamladı. 6. Karagöz İsmet Özel’in şiiriyle açılıyor. Geçtiğimiz yılın kapanışını yeni bir şiir kitabıyla yapan İsmet Özel, yeni yılın açılışını da yeni bir şiirle yapıyor: “Molla Değildi Sofu Sayıldı Sade.” “Dünyayı beğenmiyorsun beğenecek miydin bir de,” diyen İsmet Özel, adalet ve ahlâka İsmet Özel farkıyla dikkat çekiyor. Yıkıcı eleştiriler ve yakıcı sorularla yeni bir İsmet Özel şiiri daha.

Şiir

Oğuz Karakaş, Serkan Işın, Vural Kaya, Yavuz Altınışık, Berk İybar ve Hakan Şarkdemir 6. sayının şairleri.

Fasıl

Karagöz’ün 6. sayı faslı edebiyat ortamına ve şiirimizin ortalamasına ayrıldı. Ortam yazılarını Serkan Işın, Osman Özbahçe, Yavuz Altınışık, Zeynep Arkan ve Evren Kuçlu yazdı. Günümüz şiiriyle edebiyat ortamı arasındaki ilişkileri tartışmaya açan Karagöz, dergiler, polemikler, yıllıklar, manifestolar, fuarlar, ödüller, internet ve medya... gibi birçok hususun edebiyatımızın şekillenmesindeki etkilerini inceliyor.

Meydan Muhaveresi

Faslın devamındaki “Meydan Muhaveresi”nde edebiyat ortamımız tekrar tekrar teşrih masasına yatırılıyor: Necmiye Alpay, Mustafa Aydoğan, Cuma Duymaz, Enver Ercan, Cenk Gündoğdu, Ali Haydar Haksal, Necip Tosun, Hayriye Ünal edebiyat ortamıyla ilgili görüşlerini okuyucuyla paylaşıyor.

Ara Fasıllar Sinemanın

Karagöz’ün “Ara Fasıl”lar iyice sinema olmaya başladı: Karagöz’deki sinema yazılarıyla da dikkat çeken Yavuz Altınışık bu sayıda “Dersu Uzala”yı yazarken, Aybiçe Doğanay“Mrs. Dalloway’den Saatler’e: Zaman, Hayat, Sanat İlişkisi,” başlıklı sağlam bir yazıyla Karagöz’e katıldı.

Temaşalar Şiir ve Hikâye

“Temaşa”nın ilk bölümünü Murat Üstübal ve genç hikâyeci Pelin Emel, ikinci bölümünü Murat Zelan’ın “Enteller Meydanı” isimli harika hikâyesi oluşturuyor. 80 sonrası Türk şiirinde ben, öteki-ben ve ötesini araştıran Üstübal, günümüz şiirinin kavranışına katkıda bulunuyor.

Kıraathane Deyip Geçmeyin

Karagöz’ün kıraathanesini Samed Karagöz ve Erman Akçay hazırladı. Birbirinden kıymetli kitap ve dergilerin tanıtıldığı, masaya buyur edildiği bir bölüm Kıraathane. En temel özelliği, sunulan her kitabın, iş olsun diye değil, emek sarf edilerek sunulması.


İrtibat:
www.karagozedebiyat.com
karagoz@ebabilyayinlari.com
hsarkdemir@ebabilyayinlari.com
İstanbul: 0212.5116144 & 0505.9083548
Ankara: 0312.4182010 & 0312.3945264

2009-01-18

"Kur'anî Hayat" dergisi


Kuranî Hayat 4: Kuran Rabbani Terbiyenin Müfredatı


4. sayısına Mustafa İslamoğlu’nun ‘Kur’an: Rabbani Terbiyenin Müfredatı’ konulu başyazıyla giriş yapan dergi, Adnan İnanç’ın ‘Hz.Peygamber’den Bugüne Eğitim Faaliyetleri’ başlıklı kapsamlı yazıyla devam ediyor. İslamoğlu, ‘modern eğitimin yanlışlarını ve yeni bir modelin ilkelerini’ ortaya koyan çalışmasını üzerinde durarak okumanızı tavsiye ediyoruz.

Dergide ikisi de hocaların hocası olan Hayrettin Karaman ve Salih Tuğ hocalarla yapılan iki söyleşi yer alıyor. Ömrünü ilme ve eğitime adamış bu iki âlimin sorulara verdiği cevapları ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

Kur’ani Hayat’ta iki de iktibas yer alıyor. Fethullah Gülen hocanın 1984’te yayımlanan ve nesillerin maariften ne beklediklerini anlatan özlü yazısıyla, Hıfzırrahman Raşit Öymen’in 1963’te Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi’nde basılmış olan ve İslamiyette eğitim ve öğretim hareketlerini inceleyen uzunca yazısını dikkatlerinize sunuyoruz.

Abdulcelil Candan’ın eğitimde rabbânîliği önceleyen incelemesinin ardından Ekrem Demir eğitimin önemini ve ülkemizde Kur’an eğitiminin yakın tarihini inceliyor. Kur’an’ın kavramları üzerine yapmış olduğu değerli çalışmalarıyla tanıdığınız Hüseyin Kerim Ece, Kur’ani eğitimde müjde ve uyarı metotlarının ehemmiyetini anlatıyor.

Zehra Çomaklı Türkmen çocuk eğitiminde yaşanan zaafları ve vahye uygun çözüm arayı¬şını, Abdulhamid Kahraman ise Kur’an’da insanın terbiye sürecini bizlerle paylaşıyor.

Fatih Okumuş’un şiirle de desteklenen ‘Ümidim Ümmîlikte’ yazısıyla Mehmet Birsin’in kaybolan anlamı ve yaygınlaşan sahte dindarlığı konu alan yazıları mutlaka okumanız gereken iki özgün deneme.

Kur’an’ın model şahsiyetleri olarak peygamberlerin bize neleri öğrettiğini anlatan Muhammed Emin Yıldırım’ın, bir hayat kılavuzu olarak Kur’an’ın ehemmiyetini anlatan

Murat Sülün’ün ve Tıbb-ı Nebevi konusunda yanlış bildiklerimizi ortaya koyan İdris Şahin’in yazıları, okuyuculara yeni ufuklar açabilecek çalışmaları dikkat çekici.

Aziz Kur’an’ın Hucurat Sûresi’nde verdiği mesajları Bünyamin Doğruer’in şiirinden okuyup en temel haklarımızdan ve görevlerimizden olan hakikat arayıcılığını konu alan çizgiyi Mevlana İdris’in çalışmasından izleyebilirsiniz.

Kur’ani Hayat Dergisi’nin son kısmında Kur’an Haberleri, Kur’an Kitaplığı ve Okuyucu Mektupları bölümleri bulunuyor. Dergi eğitim konulu 4. sayısını okuduktan sonra kanaatlerinizi paylaşmanızı bekliyor. Çünkü bu yolculuğu ancak okuyucularıyla birlikte ve okuyucularının aktif katkılarıyla yürütebileceğine inanıyor.

Kur’an’la terbiye olup Kur’an’la terbiye edenlerden olmak niyazıyla…

Not:‘Hayatın inşası için’ iki aylık periyotla yolculuğuna başlayan Kur’ani Hayat Dergisi Ocak ayı sonuna kadar abone olanların gelirlerini Gazze’ye gönderiyor.

İrtibat:
0212 531 30 30
www.kuranihayat.net

2008 Yılında Dergi Çalışmaları: Özel Sayılar ve Dosyalar

“Dergi, hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür.” Cemil Meriç

Hür tefekkürün kalelerinden seslenen özgür sesleri, sıcak ve taze nefesleri dinlemek gerek… Dergi çıkarmanın ve dergiyi istikrar ile devam ettirmenin ne kadar zor olduğu herkesin mâlumu... Hâl böyle iken dergiler, edebiyat bahçesinin nadide gelincikleri gibi duruyor önümüzde… Bir sade rüzgârın hücumuyla dağılıverecek nazenin gelincikler gibi…

Gönül istedi ki, edebiyat bahçesinin bu has çiçekleri bir yazının etrafında toplansın, demet olsun. Bir yıl boyunca dergilerimiz hangi konular üzerinde durmuş, hangi çalışmalara ağırlık vermiş, hangi özel sayılar ve dosyalara imza atmış; haberimiz olsun.

Yayın dünyasında önemli bir iz bırakan, edebiyatımızın kalbi dergilerin bir yıl boyunca hangi özel sayılar, dosyalar ve konularla okuyucuyu selâmladığını daha somut ve daha derli toplu görmek için yazıldı bu yazı... Ne yazık ki, takip alanımıza girmeyen dergilerimizin yazıda yer almaması kısmî bir özre sebebiyet verse de asıl konunun “edebiyat” çerçevesiyle belirlenmiş olması ve yazının belirli bir hacimle sınırlandırılması bu özrü hafifletici sebepler arasında sayılabilir. Yine değinmeyi çok istediğimiz hâlde Dergah, Yolcu, Edebiyat Ortamı, Yüzakı, Sultan Şehir ve Buruciye Edebiyat gibi dergilerimize özel sayı yahut dosyaya yer ayırmamaları, sanal âlemden kaynaklanan bazı iletişim sorunları vb. nedenler yüzünden yer verilememiştir; lâkin her biri kütüphanemizde, gönülhânemizde her daim ayrı bir yerdedir.

Dergilerin kâğıt kokulu, mürekkep dokulu sayfaları çevrilsin ve dergilerimiz bu yıl bohçasına neler koymuş, gözler önüne gelsin. Alfabetik sıra ile…


AYVAKTİ


Gece zifiri karanlığa büründüğü vakit, dolunay gökyüzünden geceye ışık dağıttığı vakit sessizliğin ortasına “hoş bir seda” gibi düşüyor Ayvakti…
Yayın Yönetmenliğini Şeref Akbaba’nın yaptığı Ayvakti Dergisi, edebiyat çizgisinden taviz vermeden ilerleyerek, okuyucuya eşsiz vakitler sunmaya devam ediyor. Derginin Mart-2008 sayısında Yahya Kemal Beyatlı dosya konusu edilirken aynı sayıda konu olarak işlenen Kar da dikkatleri çekiyor. Bilhassa derginin sonunda yer alan merhum Yahya Kemal’e ait “Kar Mûsikîleri” dosyaya oldukça mutabık düşüyor.

Ayvakti’nin Nisan-2008 sayısı ise sanatının ellinci yılında Erdem Bayazıt’a ayrılıyor. Erdem Bayazıt ölmeden birkaç ay önce yapılan bu dosya, belki de şairin ölüm yolculuğuna çıkarken yanına alacağı son hediyelerden biri olarak akıllarda kalıyor.

Derginin Haziran sayısında ağırlıklı konuyu yine başka bir üstad, Necip Fazıl teşkil ediyor.

Balkanların incisi, medeniyetimizin hilâli Bosna Hersek ise derginin Eylül sayısında baş köşeye oturmuş, Mostar Köprüsü’nden âdeta selâm yolluyor.

Yıllara ve yollara meydan okuyan dergilerden biri olarak yayın hayatını idame ettiren Ayvakti’nin 100. sayısı fırından çıkmak üzere ve aç beyinlerin dimağını doyuracak tazelikte…


BERCESTE

Genel Yayın Yönetmenliğini Ümit Fehmi Sorgunlu’nun yaptığı Berceste’nin Yayın danışmanları ise Kayseri’nin çok önemli iki ismi, Bekir Oğuzbaşaran ve Vedat Ali Tok. Berceste’nin 2008 yılı boyunca hazırladığı özel sayı ve dosyaların sayısı epey fazla… Gelenekten beslenip gündemi takip ederek seçilen “konu”lar ve “şahıs”lar etrafında mümkün mertebe iki ayda bir özel sayı yahut dosyaya imza atan Berceste, bu yıl toplam yedi farklı özel çalışma ile meraklısına “merhaba” diyor.

Derginin bu yılki ilk dosyayı Abdullah Satoğlu adına… Şubat sayısını teşkil eden bu dosya ile Abdullah Satoğlu sevenlerine hoş bir hediye sunulmuş. Berceste’nin Nisan sayısında, nisan yağmurları gibi kalbimize düşen ve emsalsiz bir inciye dönüşen rahmet ve muhabbet peygamberimiz, Peygamber Efendimiz özel sayısı işlenmiş. Derginin bir diğer özel sayısı sanatının kırkıncı yılında Bekir Oğuzbaşaran’a ait… Haziran ayında ve yaklaşık otuz farklı yazıyla vücuda getirilen sayı, yaşayan edebiyatçılara duyulan vefanın göstergesi… Berceste’nin Temmuz sayısında ise ölümüyle edebiyat dünyasını yasa boğan iki isim konu edilmiş: Cengiz Aytmatov ve Dilaver Cebeci. Aynı hüzün ve aynı yas Ağustos sayısında da sürdürülmüş ve Erdem Bazayıt son yolculuğuna şiirlerle, yazılarla uğurlanmış. Günümüz insanının nesirden koptuğu ve kısa yazılara, kısa şiirlere yöneldiği bu çağda Berceste Dergisi, nesre hak etttiği değeri vermek amacıyla Eylül ayında Hikâye özel sayısı hazırlamış. Vefatının ellinci yılında Yahya Kemal özel sayısı ise derginin dosyalara yönelik son çalışması…

Yaklaşık yedi yıldır her ay vitrinde görücüye çıkan Berceste, Şubat ayında 80. sayısı ile okura merhaba diyecek.


BİZİM KÜLLİYE


Kar altında açmış kardelenler gibi büyük bir azim ve kararlılıkla çıkan Bizim Külliye, Elazığ’dan duyurduğu gür sesi tüm Türkiye’ye ulaştırmaya devam ediyor. “Bizim” olanı bize anlatarak, gökkubeye hoş bir seda bırakarak yolculuğuna devam eden Bizim Külliye’nin Genel Yayın Yönetmenliğini Nâzım Payam üstleniyor.

Daha önceki yıllarda Tasavvuf Edebiyatı, Edebiyatımızda Kadın, Edebiyatımızda Doğu-Batı, Eleştiri, Edebiyatımızda Çocuk, Edebiyatımızda Gurbet, Edebiyatımızda Aydın, Edebiyatımızda Küreselleşme, Edebiyatımızda Sağ-Sol, Edebiyatımızda Felek, Edebiyatımızda Tip ve Karakter, Türkçe, Şehir ve Cengiz Aytmatov özel sayı ve dosyalara imza atan dergi, 2008’de de edep kokulu bahçelerden güller devşirmeye devam ediyor. Yazarlar ve Yayınevleri’ni işlediği 35. sayısıyla yazar-yayınevi ilişkilerini ve meselelerini edebiyat gündemine taşıyor. Bizim Külliye’nin 36. sayısında okuyucusuna sunduğu dosya ise Yazarlar ve Hatıraları. Edebiyatımızın ünlü isimlerine ve onların edebî hatıralarına yer veren dergi, okuruna yazarları daha yakından tanıma ve edebiyatımıza samimi pencereler açma fırsatı sunuyor.

“Hatırlanmayı ve hatırlatmayı birlikte yaşamak” için… Bizim Külliye’nin 37. sayısı ise Ahmet Kabaklı’ya ayrılıyor. “Elazığ’ın yetiştirdiği ve Türk düşünce hayatına armağan ettiği Kabaklı hoca” birçok yazarın kaleminde can bularak memleketinde nefes almaya devam ediyor. Bizim Külliye 38. sayısında, diğer sayılarında olduğu gibi edebiyatımızın mühim konularına değinmeye devam ediyor ve Edebiyatımızda Edebî Türler ile nazmın ve nesrin dünyasına yeni pencereler açıyor.

Gün geçtikçe boy veren, boy verdikçe yeşeren ve yeşerdikçe meyveye duran Bizim Külliye, 39. sayısında Edebiyat ve Tarih dosyası ile karşımıza çıkacak.


HECE ve HECE ÖYKÜ


Yazı İşleri Müdürü İbrahim Çelik olan Hece’nin Yayın Yönetmenliğini Hüseyin Su sürdürüyor.

Derginin 133. sayısı Mehmet Âkif Ersoy’a ayrılmış ve özel bir sayı hazırlanmış. Takiben 134. sayıda dosya konusu olarak Yazınsal Türlerin Sınırları işlenmiş.

Çeşitli yazarların yer aldığı bu sayıda bilhassa edebiyatımızda türler üzerine kalem oynatılmış. Hece’nin 136. sayısında yer alan bir başka dosya konusu ise Çağdaş Filistin Şiiri…Hece, neredeyse her sayıyı diğer dergilerden farklı bir konuyla süslüyor. Derginin 137. sayısında ise Edebiyatta Dönüşümler/Başkalaşımlar dosyası yer almış. Hece’nin 138, 139 ve 140. sayıları birleştirilerek tek bir özel sayı hâlinde okuyucuya sunulmuş: Modernizmden Postmodernizme. Düşüncede, edebiyatta ve sanatta modernizmden postmodernizme geçişin sürecini ele alan dergi kapsamlı bir çalışma ile görücüye çıkmış. Derginin Eylül ayında çıkardığı son sayıda ise Tehlikeli Alaka Edebiyat ve Deneysellik işlenmiş.

Hece Öykü’nün çalışmalarından ise, kısaca şu şekilde bahsetmek mümkün:
25. sayısıda dosya konusu olarak Çağdaş Filistin Öyküsü işlenmiş, 26. sayıda hikâyeye dair ele alınan Öyküde Bilinçakışı Tekniği yer almış, 27. sayının dosya konusu Çağdaş Suriye Öyküsü olarak belirlenmiş ve son olarak 28. sayıyla Eylül ayında elimize geçen Dünden Bugüne Türk Öyküsü adlı çalışma derginin 2008 yılına son noktasını koymuş.


İSTANBUL BİR NOKTA DERGİSİ

Gerek şekil gerekse muhteva bakımından nev’i şahsına münhasır bir dergi olan İstanbul Bir Nokta’nın Yayın Yönetmeni Mürsel Sönmez… Renki kapak tasarımı ve edebiyatla yıkanmış içeriği ile dikkati çeken dergi, özel sayılar ve dosyalar bakımından bir iki çalışmaya imza atarak yılı tamalıyor. İstanbul Bir Nokta’nın ilk çalışması Ocak 2008’e ait. Ocak ayının Muharreme tesadüf etmesi sebebiyle İstanbul Bir Nokta, Kerbelâ, Muharrem ve Hz. Hüseyin dosyası oluşturmuş. Derginin bir diğer özel sayısı ise Eylül 2008’de hazırlanmış. Kısmen de olsa 80. sayısıyla Ramazan özel sayısına imza atan derginin 84. sayısını ise dört gözle bekliyoruz.


KUBBEALTI AKADEMİ MECMUASI

Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı bünyesinde çıkan Kubbealtı Akademi Mecmuası, yılların emek ve birikimiyle bugünlere dek gelebilmiş nadir dergilerden… İlim, fikir, sanat ve edebiyat ustalarının hizmet ve emek kokan çalışmalarını her taşına yansıtan Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı, Türk kültürünü tek kubbe altında toplamaya devam ediyor.

“İlim, fikir ve sanatta Türk milletine has târihten gelen değerleri esas tutarak, nesilleri, millî bir düşünce ve sanat merkezi etrafında toplamaktır. Bu gayeye erişmek için ilim ve fikirde, sanatta, dilde, sosyal sâhada ve neşriyatta muhtelif çalışmalar yapmak” gayesi ile yola çıkan vakıf, Kubbealtı Akademi Mecmuası ile edebiyat ufkuna yelken açıyor.

Daha önce Sâmiha Ayverdi, Mevlânâ, Nihad Sami Banarlı gibi özel sayıları okura sunan dergi, 2008’in Ekim ayında hazırladığı Yahya Kemal özel sayısı ile üstadı günümüze taşıyor.

Dergi 2009’un Ocak ayısında çıkardığı Türkçe özel sayısı ile yeni yıla “merhaba” diyor.

Kubbealtı Akademi Mecmuası’nın 150. sayısı ise meraklıları tarafından iple çekiliyor.


KUŞLUK VAKTİ

Gece nöbetinin gündüze devrettiği vakit, kuşlar yuvalarından çıkıp tabiata gülümsediği vakit, uzak diyarlardan sesi gelir bülbülün. Bir güle nağme yakarken bülbül, kuşluk vaktinde sesi duyulur bir gün… Bir bülbül gibi sesini uzak diyarlardan, tüm Türkiye’ye duyuran dergilerden biri de Kuşluk Vakti… “Gece ve gündüz… Birisi siyah birisi beyaz… Karanlıktan aydınlığa geçişin vaktidir kuşluk vakti…”

Manisa’da çıkan, Sahibi ve Yazı İşleri Sorumlusu Salih Güzel olan derginin editörlüğünü ise Fatma Zehra yapmakta…

Henüz yavru bir kuş olmasına rağmen getirdiği sesle birçok kesmin fikrini ve hissini okşayan Kuşluk Vakti, daha şimdiden birbirinden kaliteli sayılara imza atmış. Derginin bilhassa 6, 7 ve 8. sayılarında yer alan İkinci Yeni yazıları büyük bir ilgiyle okunup tartışıldı. Medeniyet, Şiir ve Modern Türk Şiiri’nin yeniden ele alındığı sayılar, denemeler, şiirler, günlükler, söyleşiler, hikâyeler ve tanıtım yazıları ile süslenerek alıcısına sunulmuş.

Kuşluk Vakti’ne bu uzun ve çileli yolda sabır ve başarı dilekleri ile…


KÜLTÜR DERGİSİ

Bir milleti ayakta tutan en önemli yapı taşlarından biri de şüphesiz millî kültürdür. Kültürün tarihten devralınıp gelecek kuşaklara aktarılmasında en önemli söz hakkı ise edebiyata aittir. Edebiyatın kalbi olan dergiler ise mâzî ve âti arasında en sağlam köprülerden biridir.

Kültür dergisi, geçmiş ve gelecek arasında en sağlam köprülerden biri olarak yayın hayatını azim ve özveri ile sürdürmeye devam ediyor. Yazı İşleri Müdürlüğünü Sümeyra Güldal’ın yaptığı derginin Yayın Editörü ise Fatih Güldal…

2008 yılında ESKADER tarafından ödüle lâyık görülen dergi, aynı zamanda Türkiye Yazarlar Birliği’nden de yılın dergisi ödülünü aldığını müjdeledi.

Üç aylık kültür, sanat ve araştırma dergisi olan Kültür, bahar sayısında 1. Dünya Savaşı özel sayısı ile savaşın siyasî tarihinin yanısıra sosyal ve ekonomik boyutunu da ele alan bir çalışmaya imza atmış. Savaşın gerçeklerini etraflıca bir çalışma ile gün yüzüne çıkaran dergi, savaşın bitişinin 90. yıldönümünde okuyucuları tarihî bir sahneye davet etmiş. 11. sayısında 555. yılında Fetih özel sayısı ile zaman tünelindeki yolculuğuna devam eden Kültür, tarihin en büyük hadiselerinden birini günümüze yeniden taşımış. Kültür, diğer dergilerden farklı bir çalışma hazırlayarak Osmanlı’da Çocuk özel sayısıyla Osmanlı sosyal hayatında çocuğa verilen değere yönelmiş. 2008’in kış sayısında Seyyahlar ve Seyahatnâmeler özel sayısıyla okuyanları manevî bir seyahate çıkaran dergi, mâzî ve âti arasında sağlam köprüler kurmuş.

Kültür’ün dört gözle beklenen gelecek sayısı ise Rumeli… Kültürümüz bâkî kalır umuduyla…


SOMUNCU BABA

Fırından yeni çıkan somunlar gibi taze ve sıcak bir muhabbet sunan Somuncu Baba, ekmeğin kokusu ve emeğin buğusunu birleştirerek aç gönülleri doyurmaya devam ediyor.
Somuncu Baba, Malatya’da var gücüyle yürümekte... Genel Yayın Yönetmenliğini Sebahaddin Ateş, Yayın Editörlüğünü ise Musa Tektaş’ın yaptığı dergi, 2005 yılından itibaren aylık periyotlarla edebiyat soframıza misafir oluyor. Ağırlıklı olarak dinî konular seçen ve işlediği temalarla ahlâk penceremizi aydınlık ufuklara açan derginin bu yılki tek özel sayısını Osman Hulusi Efendi çalışması teşkil ediyor.

Haziran 2008’de hazırlanan bu özel sayıyla mutasavvıf bir şair ve bir vakıf insanı olan Osman Hulusi Efendi’yi yâd etme gayesi ön plana çıkıyor.

99. sayısıyla yeni yıla giren derginin 100. sayısı merak ve iştiyak ile bekliyoruz.


TÜRK EDEBİYATI

Asırlık bir çınar gibi ayakta duran ve son 36 yıllık edebiyatımızın en yakın şahitlerinden biri olan Türk Edebiyatı, nefesini kesmeden sesini yükseltmeye devam etmekte…

Genel Yayın Yönetmenliğini Beşir Ayvazoğlu’nun yaptığı dergi, 2008 yılı boyunca birçok özel sayı ve dosyaya imza atmış. Derginin ilk dosyası Ocak 2008’e ait… Ocak ayının Muharreme tekabül etmesiyle Muharrem dosyası hazırlayan dergi, zengin bir çalışmaya imza atmış. Derginin 412. sayısını teşkil eden Şubat sayısı ise, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Tarık Buğra ağırlıklı bir çalışma olarak okura sunulmuş. İşlediği konularla dikkati üzerine çeken dergi, Nisan sayısında Ölüm dosyası ile ruhanî âlemlere kapılar aralamış. Türk Edebiyatı’nın kendine has bir diğer özel çalışması ise Haziran ayına ait… Mahalle kavramına değinerek, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” temini hatıra düşüren dergi, ilgi çekici çalışmalarıyla edebiyatımızda mahalle kavramını işliyor. Derginin sayfa itibarı ile en geniş sayılarından biri olan 417. sayı, İkinci Meşrutiyet 100 Yaşında adlı özel çalışması ile okuru selâmlıyor. Tarih ile edebiyatın iç içe olduğu bu özel sayı, okuyanların dimağını okşuyor. Türk Edebiyatı’nın sayfa bakımından zengin bir diğer özel sayısını Ağustos ayına tekabül eden 418. sayısı oluşturuyor. Cengiz Aytmatov özel sayısı ile edebiyat gündeminde iz bırakan dergi, ünlü yazara son hediyesini yollayarak vefa borcunu ödüyor. Türk Edebiyatı’nın diğer dergilerde yıl boyunca rastlanılmayan bir diğer dosyası ise Kâşgarlı Mahmud’a ait. Kâşgarlı Mahmud 1000 Yaşında adlı dosya çalışması ile Kâşgarlı Mahmud’un doğumunun 1000. yılını yâd eden dergi, okuyucudan tam puan alıyor. Derginin 2008 yılındaki son sayısı ise Kasım ayına ait… Vefatının 50. yılında Yahya Kemal özel sayısı hazırlayan dergi renkli içeriği, farklı resimleri ve özgün çalışmaları ile göz dolduruyor.


YEDİ İKLİM

Edebiyat dünyasında edebini hâlâ muhafaza eden ve “gerçek edebiyat dergiciliği”nin zorlu yollarında taviz vermeden ilerleyen dergilerden biri de hiç şüphesiz Yedi İklim’dir.

Genel Yayın Yönetmenliğini Ali Haydar Haksal’ın üstlendiği dergi, yedi ayrı iklimin bahçelerinden devşirilmiş çiçekler sunar edebiyat bahçesine…

Daha önce Mevlânâ, Peygamber Efendimiz ve Mehmed Âkif Ersoy özel sayıları ile gönülleri okşayan dergi, 2008’i de seçkin ve zengin çalışmalarla tamamlıyor. Şubat-Mart 2008 sayısında “Sebep Ey” diyerek gökyüzüne kanat açan dergi, Erdem Bayazıt özel sayısı ile öteleri müjdeliyor. Erdem Bayazıt’ın ölümünden önce hazırlanan bu çalışma bir nevi ölmeden önce ölümsüzlüğü tattırıyor. Yedi İklim’in diğer özel sayısını ise Oruç oluşturuyor. Sözün orucunu tutan ve az sözle çok şey anlatan derginin bu özel sayısı ise Eylül 2008’e tekabül ediyor. Necip Fazıl özel sayısıyla üstadları anmaya devam eden dergi, Aralık sayısında ise Yahya Kemal özel sayısı ile çalışmalarına bir yenisini daha ekliyor. Edebiyatımızın usta isimleri, usta kalemlerle anılarak ahde vefanın en güzel misalleri sergileniyor.

Mâsivâ’dan Mâverâ’ya uzanan yolda, Yedi İklim her daim yolculukta…


YENİ DÜNYA DERGİSİ

Üzerinde yaşadığımız dünyanın kasvet zincirleriyle ve maddiyat ipleriyle örülü olduğu bu zamanda kendi iç âlemine yolculuk yapacağı “yeni dünya”lar arıyor insan. Bu yeni dünya kimi zaman bir şahıs, çoğu zaman bir kitap ve bazen sıcak bir dergi oluyor âdeta…

Yeni Dünya dergisi de, içinde bulunduğu dünyanın zindanlarından kaçmak ve manevî bir iklimde buluşmak isteyenlerin menzili… Yeni Dünya, çizdiği ve izlediği yol ile “Gönül dünyamıza açılan kapı”dan içeri girerek farklı âlemlerin tadına vardıran bir dergi…

Yeni Dünya’nın Genel Müdürlüğünü Hüseyin Cerrahoğlu, Yazı İşleri Müdürlüğünü ise Mahmut Bıyıklı yapmakta…

Daha önceki yıllarda Kutlu Doğum, Mevlânâ, Şehir, Fatih Sultan Mehmed gibi özel sayılara imza atan Yeni Dünya Dergisi, 2008’in Ağustos ayında Nasreddin Hoca özel sayısı ile vitrine çıkıyor. “Nükte ile Hikmeti Birleştiren Sûfî Nasreddin Hoca”nın güldürürken düşündüren mizacı ile, sûfi kimliği de alınıyor. Yıl içerisinde diğer dergilerden farklı bir şahsa yönelip Nasreddin Hoca’yı kaleme döken dergi, büyük nükte ve hikmet ustasını doğumunun 800. yıldönümünde yâd ediyor.

Yeni Dünya dergisi, bir başka özel çalışmasıyla Aralık ayında, Mehmed Âkif Ersoy dosyası oluşturarak okuyucuyu selâmlıyor. “Bir Ahlak ve Karakter Âbidesi” olarak Mehmed Âkif Ersoy’un bütün yönleriyle ele alındığı 182. sayı vefatının 72. yılında millî şaire ayrılıyor.

Türk kültür, sanat ve edebiyatına hizmet eden kıymetli dergilerimizi bu uzun yolculuklarında muhabbet ile selâmlıyorum. Hür tefekkürün kaleleri hiç yıkılmasın, ilelebet bâkî kalsın ümidiyle...


Senem Gezeroğlu

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com