YOL EHLİ:
*ferhat kalender *mustafa öner
*ömer idris akdin *mehmet aycı*faik öcal *m. şamil baş *ferhat dönmez *müştehir
karakaya *rabia gelincik *s. kemal
yazgıç *selami ay *sulhi ceylan *mehmet çelik *rıza kemal k. *m. fatih kutan
*fatma fidan *aydın uzkan *ali korkmaz *banu özbek *ferhat özbadem *recep
yazgan *ismail korkmaz *hasan tülüceoğlu *meryem yiğit *tayyip atmaca *hamit seven
*ömer çoban *hamza çelenk
FERHAT KALENDER SEYİR DEFTERİ’NDE
YAZDI:
“Umut kırıcıları boş verin.
Tarihin her deminde bu tür yara kaşıyıcılar ola geldi. Doğudan batıya doğru iz
süren bir ses ile birbirimizi anlayacağız. İki tarafı keskin bir kılıç gibidir
bu ses, hangi yanına sarılırsan diğerinden kan damlar. Kimse kimseye düşmemeli,
onurdur ki kişi düşenin elinden tutup kaldırmalı, alnından öpmeli, yüreğine
dokunmalı ve doğudan batıya doğru akan o sesin künhüne varmalı. Her değer
yaşamak için vardır, onurlu, başı dik ve rüzgar gibi esenlikle. Kim diyorsa bir
değer inşa ettim gel de öl. Yalancının tekidir. Kim diyorsa ki kurtuluş
reçeteniz irademle yazdığımdır, tabi ol da kurtul. Düzenbazın hasıdır. Toprağın
soluğunu, bir dağ menekşesinin irkilişini ve çiseleyen gökyüzünün sükunetini
akletmeden yaşayan kim varsa cücelerin
düzenini çağırıyor demektir.”
MUSTAFA ÖNER, ESENLİK VE ADALETLE
İLGİLİ YOLCU’NUN MANİFESTOSONU KALEME ALDI:
“On yılı aşkın bir süredir yayın
yapmakta olan bir dergi olarak Yolcu, Müslümanlara karşı yapılan komplo ve
kumpasın bir başka adı olan 28 Şubat saldırısına karşı sürdürdüğü özgürlük ve
adaletten yana olan duruşunu, kalbimizin doğusunda kangren hale gelmiş diğer
yaramızın onurlu ve adil bir biçimde sarılması için sürdürecek. Hiçbir değer
insanımızın canından daha kutsal değildir. Türk, Kürd, Arap, Ermeni ya da Rum
ve ya başka bir topluluk, insanlık ailesinin vazgeçilmez ve şerefli üyesidir.
İnancımız açısından ise insanın diğerine üstünlüğü onun Allah’a olan yakınlığı
mesabesindedir. Ve şüphesiz ki böyle bir üstünlüğün bilgisi Allah katındadır.
Yüzyıllardır topraklarımıza musallat olan, coğrafyamızı parselleyerek,
üzerindeki halkları birbirine düşman etmeye çalışan ve adına ulus devlet
denilen modern oligarşik düzen, kurgulandığı Batı’da küresel hegemonya
kazanında eritilirken, evrensel ilkeleri olan bu kadim coğrafya üzerinde daha
fazla hayatiyetini sürdüremez. Esenliğin (Barışın) ve adaletin dili,
kalplerimizin ve yüzlerce yıllık varoluşumuzun dilidir. Kaos kahinlerine inat,
Türkü ve Kürdü ile bu toprakların umudu ve ufku olması, yeryüzünde yeniden
insanlığın, ahsen-i takvim yani yaratılmışların en güzeli veçhesiyle hayatiyet
kazanması yolumuzdaki en önemli işaretlerden biridir. Elbette ver elini
kardeşlik ver elini insanık, diyeceğiz!”
MECMUANIN ORTA YERİ: BİLAL CAN
SELÇUK KÜPÇÜK’Ü KONUŞTURDU:
“Günümüz sivil toplum çağı,
insani ve vicdani hareketler çağı. Ülkücüler bunu kavrayamıyor. Kaç aile bugün
evladını bu tür ocaklara göndermek ister. Ülkücü hareketin partilerinde yer
alan yöneticiler dahil, belli gelir düzeyini yakalamış, ülkenin orta bandında
yer alan ve çocuğunun iyi bir eğitimle, saygın bir meslekle karşısına çıkmasını
bekleyen kaç aile evladını bu ocaklara emanet eder. Hemen hemen hiç.”
EYYÜP AKYÜZ, ‘KARŞI SORULAR’ DA
SORUŞTURDU:
“Yeni ve köklü bir medeniyet
inşası için nereden başlansa yeridir?”
*Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN, *Zeynep DELAV, *Lütfi
BERGEN, *Abdurrahman ŞEN, *Gülcan TEZCAN, *Nevval SEVİNDİ, *Prof. Dr. Ümit
MERİÇ