2011-12-13

'Bizim Külliye' 50. sayısında “edebiyat ve metafizik ilişkisi” dosyasıyla çıktı

Üç aylık kültür sanat dergisi Bizim Külliye 50. sayısında “Edebiyat ve metafizik ilişkisi” konusunu ele aldı.


Üç aylık kültür sanat dergisi Bizim Külliye 50. sayısında “Edebiyat ve metafizik ilişkisi” konusunu ele aldı.

“Bir derginin metafiziği”, başlıklı yazısında Nazım Payam; dergilerin, çağının büyülü aynası olduklarına olan inancının tam olmasının gerekliliği üzerine örneklerle açıklıyor.

Ömer Naci Soykan ile felsefe, edebiyat ve metafizik ilişkisi üzerine Aydın Karabulut’un yaptığı söyleşi ile insan farklı ufuklara yolculuk yapıyor.

Yine Senail Özkan ile aynı konu üzerine Kemal Batmaz’ın yaptığı söyleşi, Özkan’ın batılı filozoflarla Mevlana, Yunus Emre ve Muhammed İkbal arasında kurduğu bağa ilişkin ilginç saptamaları gün yüzüne çıkarıyor.

Turan Karataş “Metafizik bizi nereye çağırıyor” yazısında, fizikötesine açılmanın akılla değil ruhla olabileceği vurgusunda odaklanıyor.

Prof. Dr. Nurullah Çetin “metafizik meselesini sorgulamak ve Türk dünyasına yansıması” nı ele alan bir yazıyla okurları aydınlatıyor.

“Klasik şairlerin metafizik sevdası” Prof. Dr. Namık Açıkgöz’ün kalemiyle irdeleniyor.

“Edebiyat biraz da mistisizmdir” diyen Yahya Akengin, İslam tasavvufunda insanın, melek ve şeytan arasında gidip gelmelerine dikkat çekerek Allah’ın mesajını olduğu gibi şeytanın söylemini de yazılara aktardığını ve bir fesatlık edebiyatının devreye girdiğini örnekleriyle açıklıyor.

“Divan şiirinde metafizik algılama”, Prof. Dr. Ali Yıldırım konuyu yine Allah’ın varlık alemi ile bütünlüyor.

Ziya Avşar “Yunus Emre Divanı’nda metafizik bir figür: Arif” başlıklı yazısında başlığın tepki alacağını düşündüğünden, önce metafizik figürü açıklıyor, sonra arif tipinin temel niteliğinin akılla değil gönülle kavramak olduğunun altını çiziyor.
Vefa Taşdelen ise “Metafizik ve edebiyat: metafizik sorundan metafizik gerçeğe” uzanan bir sürecin etkileşimin felsefi bir olgunlukta işliyor.

Metin Önal Mengüşoğlu, insanı edebiyat yapmaya kışkırtan dış etkenler midir; yoksa içeride bizimle beraber doğmuş kendimizde hazır bulduğumuz bir meleke midir, sorusuna “Edebiyatta bir kazı çalışması” başlıklı yazısında cevap arıyor.

“Necip Fazıl ve Metafizik duyarlılık” başlıklı yazıyı Mustafa Miyasoğlu’nun; “Âşık Veysel’in mistik tarafı” başlıklı yazıyı da Muhsin İlyas Subaşı’nın kaleminden okuyoruz.

Derginin diğer yazıları arasındaki deneme ve hikâyeler ise şunlardır:
Fizik Ötesi veTürk Musikisi, FıratKızıltuğ; Şehir ve Metafizik, Mehmet Kurtoğlu; Ölüm, Necati Kanter; Anadolu’da Kadın Olmak: O Kadın Benim Anam, Mahir Adıbeş; Heykel, İmdat Avşar; Meslebe’nin Kıyamati, Seval Koçoğlu; Her Yerde Evler Var, Hatice Eğilmez Kaya

Şiirleriyle; Mustafa Özçelik, Nurettin Durman, Mehmet Atilla Maraş, A. Vahap Akbaş, Mahmut Bahar, Ömer Kazazoğlu’nun yer aldığı Bizim Külliye Dergisinin 50. sayısında Senail Özkan’ın çeviri şiirleri de mevcut.

Sergül Vural


2011-12-12

‘Dergi çıkarmak, davasının divanesi olan adamların işidir’

Mahmut Balcı, Türkiye Dergi Günlerinde dergicilik tecrübesini paylaştı.

Türkiye Dergi Editörleri ve Yayın Yönetmenleri Birliği TÜRDEB tarafından organize edilen ve 10 Aralıkta Tarihi Sirkeci Garında başlayan Türkiye Dergi Günlerinde çeşitli kültürel etkinlikler de yapılıyor. Söyleşi salonunda,tren vagonunda veya bir dergi standında birkaç kişinin katılımıyla yapılan sohbetlerde önemli konular konuşuluyor.

Türkiye Dergi Günlerinde Yel Değirmeni standında dergi okuyucularıyla sohbet eden eğitimci ve yazar Mahmut Balcı dergicilik tecrübesini paylaştı.

‘Gençlerin ve bağımsız insanların çıkardıkları dergiler grup dergilerine göre daha coşkulu ve daha heyecan doludur. Dergicilik akıllı adamların işi değildir. Kendisini akıllı zannedenler dergi çıkarmaz ve dergiye para vermez. Dergi çıkarmak bir anlamda davasının divanesi olan adamların işidir. Bu kişileri hayatın ilerleyen zamanlarında mutlaka etkili yerlerde görürüsünüz. Fikirleriyle bir çığır açmış olan ve bugün de okunan birçok yazarın ilk yazılarını mütevazı imkanlarla çıkan dergilerde yazdıklarını görüyoruz. Bana göre her dergi bir okuldur. İnsanların bilgi ve bilinç sahibi olmasında dergilerin de payı çoktur. Böyle düşünen biri olarak TÜRDEB’deki arkadaşların daveti üzerine hem daha önceki yıllarda çıkan ve genel yayın yönetmeni olduğum Kalem ve Onur Dergisi ile Editör Dergisi’ni kurucularından biri olarak hem de bireykitap’ta sahip olduğum tecrübelerle bu organizasyonun iletişim danışmanlığı görevini yapmaya çalışıyoruz. Dergileri önemsemek gerek. Bu anlamda ‘Dergi, Hür Tefekkürün Kalesi. Kitap, çok defa tek insanın eseri, tek düşüncenin yankısı; dergi bir zekâlar topluluğunun. Bir neslin vasiyetnamesidir dergi; vasiyetnamesi, daha doğrusu mesajı. Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaş, hezimet veya intihar. Bizde hazin bir kaderi var dergilerin; çoğu bir mevsim yaşar, çiçekler gibi. En talihlileri bir nesle seslenir. Eski dergiler, ziyaretçisi kalmayan bir mezarlık. Anahtarı kaybolmuş bir çekmece. Sayfalarına hangi hatıralar sinmiş, hangi ümitler, hangi heyecanlar gizlenmiş, merak eden yok’ diyen Cemil Meriç ve kendisinden bizzat dinlediğim ‘Şayet mevcut gazetelerde düşünen, merak eden yazar ve editörler var ise bu birikim bin bir zorlukla çıkan dergilerin bir emeği ve birikimi sonucu olmuştur.’ diyen kıymetli şair ve fikir adamı Sezai Karakoç’un ideallerini yaşattıkları için dergi çıkaran bu genç arkadaşları ve dergi günlerini organize eden dostları ayrıca tebrik ediyorum. Yemeyen içmeyen gençlerin çıkardıkları dergileri çok önemsiyorum. Dergisiz hayat düşünülemez.

Bu salonda sergilenen birçok dergide tarihimizle, inançlarımızla aramıza girmek isteyenleri kalemleriyle etkisizleştirmenin gerisinde Büyük Doğu, Diriliş Dergisi,Edebiyat Dergisi ve Mavera Dergisi gibi dergilerin etkisi büyüktür. Fuarda yaşanan ilginç bir diyaloğu da paylaşmak isterim. Daha sonra isminin Nazım ve Diyarbakır Erganili olduğunu öğrendiğim orta yaşlarda bir vatandaş ‘Bu fuarda Seza Karakoç’un kitapları var mı?’ diye sorunca dedim ki ‘bu salonda kitap yok ancak bu salonda gördüğün gençlerin tümünde ve bu salonda yer alan dergilerin çoğunda Sezai Karakoç’un görüşlerinin etkisi çoktur.

Şuan sahip olduğum heyecanlarımın gerisinde okuduğum ve özellikle Vedat Aydın arkadaşımızla 1994-1997 tarihlerinde çıkardığımız Kalem ve Onur Dergisinin payının çok büyük olduğunu söyleyebilirim.

Bu vesileyle ziyaret etmeyenlere Türkiye Dergi Günlerinin 15 Aralık Çarşamba günü sona ereceğini de paylaşmak isterim.

66.yürüyüşünde 'Yolcu'


“AKLIN CİNNETİNE HOŞ GELDİNİZ!”

Yoldakiler:
*ferhat kalender *yaşar bedri *mustafa karaosmanoğlu *ömer idris akdin *seyit köse *bilal can *sulhi ceylan *emine şimşek *ümit zeynep kayabaş *metin kaplan *fatmanur demir *m. şamil baş *ferhat özbadem *fatma akari *faik öcal *enes yalçın *aydoğan k. *ismail gerçek *hayrettin durmuş *ömer çoban *zekai günal *baran aydın *dursun ali sazkaya *cemile bayraktar *ayla karagöz *bülent sönmez *banu özbek*gözde gülşin *seher ortaöner *ümran yaka *ferhat dönmez *nihat nasır

FERHAT KALENDER SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI:

“Bu gün toplumumuzda yaşanan kültürel ve düşünsel tutukluğun en önemli göstergesi, seküler aklın iğvası sonucunda zamana ve hayata yönelik derinliğimizi yitirmemizdir. İnsanın, yalnızca hayvani dürtülerle hareket eden bir makine olarak görülmesi karşısında, ilahi olandan, insan olmaklığından ve fıtratından kaynaklanan adalet, vicdan ve haksızlığa karşı olabilme erdemi gibi evrensel duruşu ile dünyayı yeniden anlamlandırması gerekmektedir. Bu gereklilik ona Allah’ın yüklediği sorumlulukla kaimdir. İlahi olandan bağımsızlaşarak hırçınlaşan, egoistleşen, öteki gördüğünün yaşamını cehenneme dönüştüren saplantılı bir akıl mekanizmasının kurguladığı gelecekte, insan yalnızca robot mesabesindedir. İnsan duruşunu sistematik biçimde, gerek enformatik illizyon ile gerekse tamahkârlığını azgınlaştırarak soysuzlaştırmaya çalışan bu işveli gaile, çıkarcı, acımasız ve anlamsız bireylerden oluşan itaatkâr bir toplum arzulamakta.”

MECMUANIN ORTA YERİ: AHMET USTA, FERHAT KENTEL’İ KONUŞTURDU:

“Modernitenin bize en çok öğrettiği şeylerden biri, sana tanım getirmesidir. ‘Form’ koymasıdır. Sen ‘bu’sun, ‘birey’sin diyor. Bireyin de kararları vardır. Rasyonel karar verir, düşünür. Dolayısıyla bu tanımın dışına çıkıyorsun. Bunun çok somut sonuçlarından örnek verecek olursak, sen Ermenilerle ilgili birşey dediğinde, karşındaki ‘sen Ermeni misin?’ diye soruyor. Çünkü bir Ermeni’nin çıkarlarını ancak bir Ermeni’nin anlatabileceğine inanılıyor. Bunun sebebi, birey olmanın getirdiği yükümlülük. Sen başka ‘bir şey’sen yapamazsın. Ermeni’nin çıkarlarını savunuyorsan demek ki sen Ermenisin. Ermeni değilsen bile kanında vardır muhakkak gibi başka irrasyonel açıklamalara varabilecek derecede tepkiler geliyor.”

'Yağmur' dil, kültür ve edebiyat diyerek yolculuğunu sürdürüyor

Aralık 2011, Sayı:57

Yağmur, mütevazı fakat istikrarlı adımlarla yoluna devam ediyor. Önceki ay yayımladığımız İlim Düşüncesi makalesinin devamı sayılabilecek olan 'İlim Aşkı', bu sayımızın başyazısı. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi söz konusu yazısında, ilmin kendisinden daha mühim olan 'ilim zihniyeti'nin ve bu zihniyetin dayandığı prensiplerin ruhlara nakşedilmesinin gerekliliğine vurgu yapıyor.

Şemsettin Yapar, iki sayılık bir ayrılıktan sonra 'Bungalov'la tekrar aramızda. Oldukça kısa fakat eğlenceli bu hikâyeyi dudaklarınıza yayılan ince bir tebessümle okuyacaksınız.

Ali Özer, Osmanlı kışlarının şiirle çizilmiş portreleri olarak
vasıflandırabileceğimiz şitaiyeleri kaleme aldı bu sayımız için. Kadim şairlerimizin kardan, buzdan, soğuktan ne kadar sıcak şiirler çıkartmış
olduğunu okuyunca şaşıracaksınız.

Kış şiirlerinin hemen arkasından Osman Alagöz, Beni Kimse Sobeleyemedi diyecek. Hüznü, satır aralarına bu denli ustaca gizlediği için Alagöz'ü beğenerek okuyacağınızı ümit ediyoruz.

Edebiyat Yapmak, Kaynak Kültür Yayın Grubu editörlerinden Ahmet Özdemir'in imzasını taşıyor. Yayınevine gelen dosyalardan hareketle günümüz edebiyat dünyasındaki tür belirsizliklerine temas eden Özdemir, konuya dair subjektif değerlendirmelerini bizimle paylaşıyor.

Nihat Dağlı, bu kez bir gezi yazısıyla aramızda. Geçtiğimiz yaz yapmış olduğu
'masalsı'seyahatın 'masalsı sesler'ini bizlere duyurmaya gayret eden Dağlı, bizleri kâh Halep Kalesi'ne çıkartıyor kâh Hama'nın sokaklarında dolaştırıyor.

Elli yedinci sayımızda dört yeni isim katıldı aramıza: Bilal Kemikli, Enes Erdem, Sümeyra Özcan ve Hamdi Gülen. Her üç imzaya da Yağmur Dergisi okurları adına hoş geldiniz diyoruz.

Ziya Paşa Akyürek, Hasan Çağlayan, Bilal Kemikli, Ali Osman Kurun, Enes Erdem, Veysi Kabaca ve Yaşar Beçene bu sayının şairleri. Hepsi, ilerleyen sayfalarda siz okurlarını bekliyor.

2011-12-11

Türk Edebiyatı dergisi Mehmet Âkif özel sayısı


Aralık 2011

Bazı abonelerimizden dergilerinin kendilerine ulaşmadığı veya çok geç ulaştığı yolunda şikâyetler alıyoruz. Altı yılda iki defa bizden kaynaklanmayan problemler yüzünden gecikmemizi saymazsanız, her ayın ilk gününde bayilerde olduk ve abonelerimizin dergilerini de her zaman aybaşından önce postaya verdik. Problem, maalesef PTT’den kaynaklanmaktadır; dergilerimizin adreslere geç ulaştırılması, hatta bazan hiç ulaştırılmaması bir yana, kısa bir süre önce posta ücretlerine yüzde 65 gibi astronomik bir zam yapıldı. Bu yüzden bütün dergilerin çok zor durumda kaldığını, yılbaşında fiyatların bir miktar artırılacağını bilmenizi istiyor, bizi anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz.

Bu sayımızda birbiriyle ilişkili iki farklı dosyamız var. Birinci dosyada “2011 Mehmed Âkif Yılı” vesilesiyle İstiklâl Marşı şairimiz hakkında yazılar bulacaksınız. Âkif’in şiir dilinin analiz edildiği ilk yazı Prof. Dr. İbrahim Şahin imzasını taşıyor. Doç. Dr. Mehmet Narlı ise, Midhat Cemal Kuntay’ın Üç İstanbul adlı romanında Âkif’in nasıl bir roman kahramanına dönüştürüldüğünü anlattı. Bu romanda, karşımıza Şair Mehmed Raif kimliğiyle çıkan Âkif, Tarık Buğra’nın iki romanında gerçek ismi ve kimliğiyle görünür. Küçük Ağa ve Firavun İmanı’nı Tarık Buğra’nın Âkif’e nasıl baktığını tespit etmek için yeniden okuyan Prof. Dr. Mehmet Tekin’in yazısı herhâlde ilginizi çekecektir.

Birinci dosyamız Dr. Sezai Coşkun’un Âkif’in eğitimle ilgili görüşlerini ele aldığı yazısıyla devam ediyor. Selçuk Karakılıç ise, Âkif’in 1936 yılında Türkiye’ye dönüşünün Türk basınında nasıl yansıtıldığını araştırdı. Yusuf Çağlar, bazı fotoğraflardan hareketle Âkif hakkında yıllar yılı tekrarlanan çeşitli yanlışları düzeltti.

Mehmet Sümer, Talip Mert’in Açıklamalı Safahat Sözlüğü’nde gün ışığına çıkardığı, Âkif’in Kur’an mealiyle ilgili bir belgeden söz ediyor. Dr. Ali Kahraman, bugüne kadar gözden kaçmış bir ayrıntıya dikkatimizi çekti. Ali Haydar Başer de Kahire’de, Mehmed Âkif’in yıllarca ikamet ettiği evi nasıl arayıp bulduğunu ve bu evin içler acısı hâlini anlattı. Hülya Atakan ise, Âkif’in ata yurdu olan Kosova’ya yaptığı gezide edindiği izlenimleri bizimle paylaştı. Bu sayıda ayrıca Prof. Dr. Haluk Oral’ın arşivinden iki mektup bulacaksınız. Eşref Edib’e gönderilen bu mektuplarda, mahiyetini öğrenemediğimiz bir alacak meselesinden söz edilmektedir.

Son zamanlarda Mehmed Âkif deyince aklımıza ilk gelen isimlerinden biri olan Mehmet Rüyan Soydan, tecessüsünü büyük şairin dostlarına da yöneltti. Bunlardan biri Said Halim Paşa’dır. Osmanlı tarihinin en zor yıllarında sadrazamlık yapan Said Halim Paşa, aynı zamanda Türk düşünce tarihinin en önemli isimlerinden biridir. Mehmet Rüyan Bey’in arşivinde, bu büyük mütefekkirin henüz yayımlanmamış birçok eseri bulunuyor. Çoğu Fransızca yazılmış bu eserlerden biri de, Rüyan Bey’in “Islahatımızın Esasları” başlığını uygun gördüğü, Mehmed Âkif tarafından tercüme edildiğini tahmin ettiğimiz eski harflerle yazılmış eseridir. Tahminimiz, el yazısının Mehmed Âkif’in kızlarına yazdığı mektuplardaki el yazısına çok benzemesinden kaynaklanıyor. Bu önemli metnin ilk defa Türk Edebiyatı’nda yayımlanmasına izin veren Mehmet Rüyan Bey’e teşekkür borçluyuz.

Tam doksan yıl önce, 6 Aralık’ta, Roma’daki evinin önünde bir Ermeni komitacı tarafından alnından tek kurşunla vurularak şehit edilen Said Halim Paşa’yı bu vesileyle anmış oluyoruz. Ben Âkif’in Said Halim Paşa ve ondan üç yaş küçük olan Abbas Halim Paşa’yla dostluğundan söz ettim. Mehmet Rüyan Bey de söz konusu risalenin macerasını anlattı. Bu bölümde yer verdiğimiz kartvizitin de ilginizi çekeceğini tahmin ediyorum. Talat Paşa’nın “Gayet mahremdir” notuyla Hüseyin Cahid Yalçın’a gönderdiği bu kartvizite yazdıklarından, İttihat ve Terakki içinde, başta Said Halim Paşa olmak üzere savaşa girmeye muhalefet eden ciddi bir grubun olduğu anlaşılıyor. Bu kartvizitin dijital kopyasını gönderen Emekli Albay Ahmet Tetik Bey’e de teşekkür ediyoruz.

Bu sayının hikâyeleri Ayşe Göktürk Tunceroğlu ve Recep Şükrü Güngör’den... Şairlerimiz ise Mehmet Aycı, Yaşar Beçene, İbrahim Tenekeci, Cafer Keklikçi, Kalender Yıldız, Ahmet Mahir Pekşen, Cengizhan Orakçı ve Berat Demirci...

Tabii, Kırkambar’ımız da her zaman olduğu gibi dopdolu.

Daha güzel ve daha zengin sayılarda buluşmak üzere… Muhabbetle efendim.

Beşir Ayvazoğlu

2011-12-08

'Edep' edebiyat dergisinin 22.sayısı çıktı

Aralık 2011

Edep dergisi, Aralık sayısı ile 22.sayıyı geride bıraktı. Ankara'da, şair Arif Ay tarafından yayımlanan dergi, ilk sayısından bu yana ilkeli ve muhalif tavrı ile dikkat çekiyor.

İnsanın kul olarak yeryüzünde bir işlevi varsa, ortaya koyduğu edebiyatın da bir işlevi olması gerektiğini söyleyen Ay, "Edep'i muhalif kılan da bu: Mevcut edebiyat anlayışına ve ilkesizliğe karşı oluşu." diyor...

Mart 2010'da yayın hayatına başlayan aylık edebiyat dergisi Edep, Nuri Pakdil'in bir sözünü serlevha yapıyor kendine: "İnsan seni savunuyorum sana karşı." Dergiyi Ankara'da, şair Arif Ay, tek başına yönetiyor.

22 sayıyı geride bırakan Edep, sarı kâğıda basılı dört sayfayla başladı yolculuğuna. Şimdilerde sekiz sayfa yayımlanıyor. Lafını esirgemiyor, kelâmını dolandırmadan söylüyor.

Bu sayının şairleri Arif Ay, Adem Turan, Çağatay Telli, Hakan Bilge, Mustafa Ruhi Şirin, Mustafa Ökkeş Evren, İbrahim Eryiğit, Şaban Abak, Mehmet Aycı…

Öyküsüyle Selçuk Azmanoğlu,

"Sofra Kurmak" yazısıyla Erdal Çakır,

"Gün Dökümleri" yle Arif Ay,

"İnsan Ne İle Yaşar" başlıklı kitap tanıtım yazısıyla Hayrettin Durmuş,

"Dumanı Üstünde"yle Halis Emre,

"Vav Yorumları"yla Musa Deniz,

Fotoğraf Altı yazısıyla Arif Ay,

"Altı Çizili Satırlar"ıyla Zeynep Okur

Edep'in bu sayısında yer alıyorlar.


İrtibat:

edepdergisi@gmail.com

Dergi Fuarı Geliyor !

Türkiye Dergi Editörleri ve Yayın Yönetmenleri Birliği TÜRDEB tarafından geçen yıl ilki düzenlenmiş olan Dergi Fuarının ikincisi Sirkeci Garında ‘Türkiye Dergi Günleri’ başlığıyla gerçekleştirilecek. Sirkeci Garının bekleme salonunda farklı kategorilerde yayınlanan dergiler her yaştan okurlarını karşılayacak.

Edebiyat dergilerinden mizah ve gençlik dergilerine, çocuk dergilerinden akademik dergilere, aile dergilerinden tasavvufi ve güncel dergilere kadar her alandan ismi barındıracak olan fuara katılan dergiler ise şöyle: Adı Yok, Altınoluk, Aşkar, Ay Vakti, Birdenbire, Birdirbir, Birnokta, Bizim Aile, Bizim Bahçe, Cafcaf, Can Kardeş, Değirmen, Dergâh, Dil ve Edebiyat, Din ve Hayat, Dîvân, Diyanet, Diyanet Çocuk, Diyanet İlmi Eğitim Bilimleri, Fayrap, Genç, Genç Doku, Genç Düşünce, Genç Öncüler, Genç Yaklaşım, Gerçek Hayat, Gezgin, Gonca, Gülistan, Ğ, Haksöz, Hayal Perdesi, Hayal Treni, İhtiyar, İlk Tohum, İrfan Mektebi, İş Ahlâkı, İzafi, Kertenkele, Keşkül, Köprü, Kur'an'i Hayat, Kutadgu Bilig, Kültür, Literatür, Mahalle Mektebi, Moral Dünyası, Mostar, Müfredat, Nida, Nûbihar, Okur Yazar, Rengahenk, Rıhle, Ribat, Sefine, Seher, Semerkand, Semerkand Aile, Sivil Toplum, Şehrengiz, Şirin Kalem, Tasfiye, Temrin, The Pen, TRT Çocuk, Tûti Edebiyat, Türk Edebiyatı, Umran, Vuslat, Yedi İklim ,Yel Değirmeni, Yeni Dünya, Yeşilay, Yolcu, Yüzakı.

Yüze yakın derginin katılımıyla düzenlenecek olan organizasyonda dergicilik ve dergiler merkezinde paneller söyleşiler de okuyucuyla buluşacak.

Fuar boyunca okuyucuların dergilerin yazar ve editörleriyle de fikir alışverişinde bulunacağı Türkiye Dergi Günleri’ne sürpriz isimlerin de katılması bekleniyor.

10 Aralık Cumartesi günü saat 12.00’de başlayacak Türkiye Dergi Günleri 14 Aralık Çarşamba akşamı sona erecek.

2011-12-06

'Yedi İklim' dergisi edebî yolculuğunu sürdürüyor


Sayı:261 Aralık 2011

Yedi İklim dergisi edebî yolculuğunu Aralık–2011 tarihli 261. sayısıyla sürdürüyor.

Osman Serhat, Mustafa Ruhi Şirin, Habil Tecimen, Yeprem Türk, Süavi Kemal Yazgıç, Ümit Zeynep Kayabaş, Hacer Akıcı, Bilal Yavuz bu sayının şairleri.

Ali Haydar Haksal, Nevzat Akyar, Handan Acar Yıldız bu sayının hikâyecileri.

Derginin klasiği, Hasan Aycın çizgileri... Her sayı olduğu gibi bu sayıda da, Hasan Aycın’dan bir çizgi bulacaksınız.

Derginin klasik olmaya namzet iki eseri, Mustafa Cemil Efe hatları ve Özden Aydın ebruları... Bu sayıda, Efe’den bir hat, Aydın’dan bir ebru bulabileceksiniz.

Yüksel Kanar, “Abbasî Devrimi, Bağdat Ve Beytü’l-Hikme” adlı değerli yazısının ikinci bölümüyle aramızda.

Ali Haydar Haksal, dergimizin önemli kalemi Osman Bayraktar’ın yıl içinde yayınlanan “Yol Hakkı” kitabı üzerine oylumlu bir yazı yazdı.

Haksal, diğer yazısı “Güne Düşen Notlar”da, güne notlar düşürmeyi sürdürüyor. notlarda, şiirle olan münasebetinden yakınlarda kalp krizi geçiren Nurettin Durman’a değiniyor ve başta İtibar olmak üzere birçok dergiye notlar düşürüyor.

Dergide yer alan bir diğer kitap yazısı da İbrahim Coşkun’a ait. Coşkun, İdris Hamza’nın yıllar önce Edebiyat Dergisi Yayınlarından çıkan “Batı Topu” kitabına değiniyor.

Şiirlerinden ve Fransızcadan yaptığı sağlam şiir çevirilerinden aşina olduğunuz Habil Tecimen, şiirler çevirmeye devam ediyor. Tecimen, bu sayımızda, William Stanley Merwin’den bir şiir çeviriyor: “Asyalılar Ölmekte”. Habil Tecimen, bir çeviri dersi veriyor, şiiri metaphrase ve paraphase şekilde çevirerek

Habil Tecimen, şiirlerinin, çevirilerinin yanı sıra poetik yazılarını da sürdürüyor. Poetik Paradigma başlıklı yazısının ilk bölümünü sunuyoruz bu ay.

Dergide yer alan bir diğer şiir çevirisinde, Nice Damar imzası var. Damar, İngiliz şair Pamela Gıllılan’dan “İki Yıl” adını verdiği şiiri çeviriyor.

Recep Seyhan’ın Ausgburg Notlarını yayımlamaya devam ediyoruz. Bu sayımızda notların yedinci bölümünü okuyacaksınız.

İsmail Demirel, Türkiye Yazarlar Birliği’nin hazırladığı Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı 2011 adını taşıyan yıllığın şiir ve öykü bölümleri hakkındaki düşüncelerini yazdı.

Muhsin Bostan, üniversite yıllarını geçirdiği Erzurum’lu günlerini anılar defterinden çıkartarak okurların gözleri önüne seriyor.

Yeni Okumalar-Değinilerde İbrahim Coşkun, geçen ayın dergilerinden Yeni Dünya, Vuslat, Mostar, Kertenkele ve Tütün ile Yalçın Tosun’un ilk öykü kitabı “Anne, Baba Ve Diğer Ölümcül Şeyler”i değerlendiriyor.

Önümüzdeki sayılardan birini öykü yazarımız Kadir Tanır’a ayırıyoruz. Hem şiir, hem de öyküye emek vermiş yazarlarımızla ilgili dosyalar ve özel sayılar hazırlamayı sürdüreceğiz.

Bu vesileyle buradan abone kampanyamızı yeniden duyuralım. Yedi İklim’e bir yıl (12 sayı) abone olan okurlarımıza, kargo ücreti karşılamaları şartıyla, eski sayılarımızdan 24 adet gönderilecektir. Derginin yıllık abone bedeli 75 liradır.

Hayırlı okumalar.

İrtibat:
0 216 352 49 77
yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com
www.yedi-iklim.com

'Yüzakı' dergisinin 82.sayısı çıktı


Hakk’a ve Rasûlü’ne Hicrette

AŞKIN BAYRAMI: ŞEB-İ ARÛS...

Hazret-i Mevlânâ dendiğinde akla gelen ilk hususlardan biridir: Şeb-i Arûs...

17 Aralık 1273 tarihinde Hazret-i Mevlânâ Hakk’a yürümüştü.

O büyük ruh, bu geceye şeb-i arûs, yani düğün gecesi dedi. Bir başka ifadeyle:
AŞKIN BAYRAMI...

Vefatı esnasında son sözleri olarak «Yüce Dost’a» diyen Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ise, şeb-i arûs vasfında bir ölümün sırrını, hayatın içinde gösterdi:“Nasıl yaşarsanız, öyle ölürsünüz... Nasıl ölürseniz, öyle diriltilirsiniz...”

O hâlde, şeb-i arûsun, ebedî bir vasıf kazanabilmesi için; ömrün Hakk’a ve Rasûlü’ne hicret mâhiyetinde geçmesi zarurî...

O zorlu geçidi bir düğün gecesi huzuruyla idrak edebilmek için; bir ömür, ilâhî aşkın vuslat iştiyâkıyla yanmak, pişmek şart...

Aşkın bayramına ermek için, ömrü Ramazan kılmak; canı, teni, her şeyi Sevgili’nin yoluna kurban eylemek elzem...

Şeb-i arûs neşvesinin, hicreti gündemimize taşıyan Hicrî yılbaşı ve Muharrem ayına denk geldiği Aralık sayımızda dosya konumuz:
Hakk’a ve Rasûlü’ne Hicrette

AŞKIN BAYRAMI: ŞEB-İ ARÛS

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; “Güneş istiyorsan, kanatlarını yak!” diyen pervâneden ve göklere hicret ederek tertemiz olan sudan hareketle; hicret ve şeb-i arûsu, yanmak ve arınmayı kaleme aldı. Fuzûlî, Şeyh Gālib, Hazret-i Mevlânâ, M. Es‘ad Erbilî ve Yaman Dede’nin yanık mısralarıyla aşkın bayramını dile getirdi.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi, «Şeb-i Arûs» başlıklı makalelerinde; varlığın sırrı ve insanın imtihanı olan «muhabbet»i, kalbin en büyük sanatı olan fânî muhabbetleri, ilâhî aşka basamak eyleyebilme hasletini Sevbân -radıyallâhu anh-, Şâh-ı Nakşibend, Hazret-i Mevlânâ Hazerâtından misallerle kaleme aldı.

«Kalbin Gözyaşları»nda Orhan, ilmi irfana dönüştüren ihlâs sırrını idrak etti.
Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI, Kur’ân-ı Kerim’den Eğitim Prensipleri yazı dizisinde; hicreti, eğitimde mekân değişikliği, hareket ve sükûn kaideleri açısından ele aldı.
Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ, gurbetin tedâîlerini; Hakkı ŞENER farklı bir üslûpla hicretten bir sahneyi kâğıda döktü. Aydın TALAY, Siyer-i Nebî’den hicret ile ilgili safhaları takdim etti.

Ayla AĞABEGÜM, Van Depremi’nin karşımıza çıkardığı tablo üzerinde tefekkür ederken; Aynur TUTKUN, teknolojinin hayatımızdaki yerine temas etti. H. Kübra ERGİN; teknoloji denince akla gelen bir ismin, Steve JOBS’un ölümünün hatırlattıklarını kaleme aldı.

Ahmet ZİYLAN, öfke kontrolünü ve haccın bu terbiyedeki yerini hâtıralarla geniş bir şekilde işledi.

İrfan ÖZTÜRK Hocaefendi; ömür, ölüm ve ötesini; Âdem SARAÇ; Efendimiz’in tebliğinde, akrabaları davet merhalesini; B. Cahit ÖZDEMİR, bir mü’minin tabiata bakışını yazdı.

Sami GÖKSÜN, hicretin, haram ve şüphelileri terk etmek mânâsını öne çıkardı.

Tarih köşemiz… Zembilli Ali Cemâlî Efendi’yi, Kanunî Sultan Süleyman’ı, Medine Müdâfii Fahreddin Paşa’yı; kültür-sanat bölümümüzde ise Yaşayan Çınarlar programından intibâları okuyabilirsiniz.

Şiirler... Şeb-i arûs iştiyâkıyla sadırlardan dillere, dillerden gönüllere fısıldanan mısralar...

Hakk’a ve Rasûlü’ne hicrette geçen bir ömrün ardından gelen mesut bir ölümün vedâ değil, Yâr’e merhaba olduğunu hatırlatan mısralar...
Yüzakıyla...

'Ay Vakti' edebiyat, kültür, sanat


Üşüyen Şehir Bir Kaç Dakika Uyuyan Şair, diyerek açılıyor 135. sayısında Ay Vakti Dergisi ve ışığıyla dimağımızı ve ufkumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Tüm Ay Vakti okurlarına Aralık ayının soğuk günlerinde sımsıcak okumalar diliyoruz.


DENEME
Van: Yaşama ve Ölüme Bir Dakika Kala / Berivan Pervin AYBEK 40

ŞİİR
Hazret-i Pîrin Divânında / Mehmet Ragıp KARCI 26
Yarın Kuşlanmak / Alâaddin SOYKAN 27
Çerçi ve Peri / Yavuz ERTÜRK 28
Acıyor Sözlüğüm / Necip Fazıl AKKOÇ 28
Akrebin İğnesi Gibi / Mehmed BAŞ 29
Kör Testere / Şeref AKBABA 34
Gurbet Elde Hasret / Müjdat ER 45


ÖYKÜ
Cezada Elif Cümlesi / Naz FERNİBA 18
Aşk Sevdiğine Hırka Dokumaktır / Nurşah KARACA 20
Yüzleşme / Zeynep Sati YALÇIN 23
Siyah Çanta / Turan YILDIRIM 42
Açılmayan Kapı / Fahri AYHAN 44

İNCELEME
Mevlâna ve Şems Münasebeti / Şadi AYDIN 3
Âkif’te Tek Çare Neydi? / Muhsin İlyas SUBAŞI 9
Mehmed Âkif ve Vahdet-i Vücûd / Selami ŞİMŞEK 15
Diriliş Neslinin Manifestosu: Amentü / Salih UÇAK 30
Üç Beş Kişi / İbrahim BİRİCİK 32

ARAŞTIRMA
Akif’i Şiirlerle Anmak / Mustafa ÖZÇELİK GÜNLÜK 5

GÜNLÜK
Mevsim Van / Selim AKDEMİR 36
Van’da Bir Gün / Öznur ERTEKİN 39




İrtibat:

Selami Ali Efendi Cd. No: 27/5 Üsküdar-İSTANBUL
ayvakti@ayvakti.net
(216) 341 11 66

Sirkeci'den bir yolculuk; yükümüz dergi

2. Türkiye Dergi Günleri Sirkeci Garı'nda 10 Aralık Cumartesi günü başlayacak. Yetmişten fazla derginin katılacağı fuarda, etkinlikler ve panellerle dergicilik beş gün boyunca gündem olacak.

İlk kez geçen yıl Sultanahmet Kızlarağası Medresesi'nde organize edilen Türkiye Dergi Günleri bu yıl da Sirkeci Tren Garı'nda yapılacak. 10 Aralık Cumartesi günü başlayacak 2. Türkiye Dergi Günleri 14 Aralık Çarşamba akşamı sona erecek. Edebiyat dergilerinden mizah ve gençlik dergilerine, çocuk dergilerinden akademik dergilere, aile dergilerinden tasavvufi ve güncel dergilere kadar 70'ten fazla derginin katılacağı fuarı sabah 10.00'dan 20.00'a kadar ziyarete açık olacak. Fuar sırasında pek çok konferans ve konuşma da gerçekleştirilecek. Sirkeci Garı'nın tarihi ve havasıyla fuar daha da anlamlanacak. Sirkeci Garı'ndan çıkıyacak bu beş günlük yolculukta 'yük'ümüz dergi olacak.


AÇILIŞTA ÖNEMLİ PANELLER VARDI

İlki düzenlenen Türkiye Dergi günleri'inde önelli paneller yapılmıştı. Dergi konusunda söz sahibi isimler dergiye ve dergiciliğe dair konuşmuştu. Ali Bulaç, Mustafa Armağan, Ali Ural, Metin Karabaşoğlu, Hamza Türkmen gibi isimler Edebiyat, Tarih ve Düşünce dergiciliği gibi başlıklarda sunumlar yapmışlardı. Bu yıl da birçok önemli isim etkinliklerle, panellerle İstanbullulara beş gün dergileri ve bu işin önemi anlatacaklar. Yıllardır dergi ve dergicilik büyük heyecanlara vesile olmuştur.

Bir okur yazar grubu oluştu mu arkadaşlar arasında, dergi çıkarmak farzdır. Yazdıklarını okura sunmak kadar keyifli bir iş yoktur. İdeallere, fikirlere, ulaşılmak istenilen okuyucuya ve sanatın hangi koluna hitap edişle derginin içeriği ve tasarımı belli olur. Cebinden verilen paralarla zarar ederek çıkarılan dergilerin çoğu silinip gider ve bir hatıra olarak mazide kalır. Bazıları ise büyük başarı yakalar ve yoluna devam eder.


FUARA KATILAN DERGİLER


Edebiyat dergilerinden mizah ve gençlik dergilerine, çocuk dergilerinden akademik dergilere, aile dergilerinden tasavvufi ve güncel dergilere kadar her alandan ismi barındıracak olan fuara katılan dergiler ise şöyle: Adı Yok, Altınoluk, Aşkar, Ay Vakti, Birdenbire, Birdirbir, Birnokta, Bizim Aile, Bizim Bahçe, Cafcaf, Can Kardeş, Değirmen, Dergâh, Dil ve Edebiyat, Din ve Hayat, Dîvân, Diyanet, Diyanet Çocuk, Diyanet İlmi Eğitim Bilimleri, Fayrap, Genç, Genç Doku, Genç Düşünce, Genç Öncüler, Genç Yaklaşım, Gerçek Hayat, Gezgin, Gonca, Gülistan, Ğ, Haksöz, Hayal Perdesi, Hayal Treni, İhtiyar, İlk Tohum, İrfan Mektebi, İş Ahlâkı, İzafi, Kertenkele, Keşkül, Köprü, Kur'an'i Hayat, Kutadgu Bilig, Kültür, Literatür, Mahalle Mektebi, Moral Dünyası, Mostar, Müfredat, Nida, Nûbihar, Okur Yazar, Rengahenk, Rıhle, Ribat, Sefine, Seher, Semerkand, Semerkand Aile, Sivil Toplum, Şehrengiz, Şirin Kalem, Tasfiye, Temrin, The Pen, TRT Çocuk, Tûti Edebiyat, Türk Edebiyatı, Umran, Vuslat, Yedi İklim ,Yel Değirmeni, Yeni Dünya, Yeşilay, Yolcu, Yüzakı.

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com