2010-10-29

'Temrin' dergisi

TEMRİN AYLIK EDEBİYAT DERGİSİ KASIM 2010

Aylık edebiyat dergisi Temrin, Kasım ayında 31. sayısını okurla buluşturuyor. Türk edebiyatının en uzun soluklu okul dergi olma özelliğini koruyan dergi, tasarımı ve estetiği ile de dikkat çekmeye devam ediyor. Kasım sayısının kapağındaki renk uyumu ve kapak resmi dergiye özel tasarlanmış. Kapak resimlerini dergiye özel çizen Nihan Işıker, bu sayıdaki resminde İstanbul’un ‘‘Avrupa Kültür Başkenti’’ olmasına da dikkat çekmiş. Kapak resminde Kız Kulesi ve İstanbul silüeti yer alırken semazenler de âdeta resmin içine gizlenmiş.

Cahit Sıtkı’nın doğumunun 100. yılı dolayısıyla eserlerindeki değişmeyen ölüm teması hakkındaki yazıyı Esra Tüter kaleme almış. Şeref Yılmaz’ın Türkçeyi sevdiren ve dil hassasiyetine dikkat çeken yazı serisine bu sayıda bir yenisi daha eklenmiş: Galat-ı Meşhurlar. Yazı, dilde yanlış kullanıldığı hâlde doğru olarak kabul görmüş ve değiştirilemeyen ifadelere dikkat çekiyor. Kasım sayısında modern İran şiirinin önemli temsilcilerinden Furuğ Ferruhzad’ın şiiri dikkat çekiyor. Çevirisini orijinalinden Nihan Işıker yapmış. Hasan Parlak’ın Seyahat Âleminin Kadın Kahramanları isimli inceleme yazısı, İstanbul Kültür Başkenti etkinliklerine katkıda bulunacak türden. İlhan Berk’in Türk “Kafka”sı olarak nitelendirdiği Sadık Yalsızuçanlar ile H.Eğilmez Kaya’nın yaptığı söyleşisi okura farklı kapılar aralıyor. Saliha Malhun’un tasavvufi ögeleri öne çıkaran Dergahın Duvarlarında Gündüz Düşleri öyküsü oldukça dikkat çekici.

Bu sayının şairleri Arzu Eşbah, Bilal Yavuz, Fatih Yavuz Çiçek, Furuğ Ferruhzad, İbrahim Türkhan, Mehmet Aycı, Ebru M. Kayır, Nurettin Durman, Tevfik Hatipoğlu, Yusuf Bal.

Muhammed Murat Köprülü Tahammülsüzlük öyküsü , İhsan Safi Afet Ilgaz isimli biyografik denemesi, V. Hüseyin Kaya Yazılmamış Mektuplar isimli öyküsü, Ersin Teres Eski Türk Şiiri isimli inceleme yazısı, Ahmet Mersan Çağın Suskun Tanıkları isimli denemesi, Turhan Yıldırım Hicretmar isimli öyküsü, Bilal Can kitap tanıtım yazısı, Seda Ülke devran köşesi için derlediği haberlerle dergide yer almışlar.

Dergi, arka kapağında Ferfir yayınları sponsorluğunda 2011 yılı roman yarışması başlattığını duyuruyor.

2010-10-25

Düşünen Kalem Nuri PAKDİL Sempozyumu

















Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyum sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturum şeklinde gerçekleştirildi.Kahramanmaraş Belediyesi’nin organize ettiği “Düşünen Kalem Nuri Pakdil” Sempozyumu yapıldı.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyum sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturum şeklinde gerçekleştirildi.

Sempozyuma AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Dr. Cafer Tatlıbal, Avni Doğan, 22. Dönem Milletvekili Ali Sezal, Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, İl Genel Meclisi Başkanı Ramazan Okumuş, Belediye Başkan Yardımcıları Cevdet Kabakcı, Mustafa Uzunlar, Hasan Kara, AK Parti İl Başkanı Fatih Mehmet Erkoç ile bazı daire müdürleri, belediye birim müdürleri, personelleri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı sempozyumda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanlar ile belediye başkanlarının gönderdiği mesajlar okundu.

Sempozyumun sabah yapılan birinci oturumunda açılış konuşmasını yapan Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, böylesine anlamlı bir sempozyuma ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını ifade ederek: “1934’te Kahramanmaraş’ta doğan Nuri Pakdil, ülkemizin önde gelen yazarlarındandır. Çıkardığı ‘Edebiyat’ dergisiyle bir nesle öncülük yaparak kendisine ‘Usta’ denilmesini hak etmiştir. İlkeli tutumu ve yaşantısıyla seçkinleşmiş olan Nuri Pakdil, hayatını ülküsüne adamış bir kişiliktir.
Onun içindir ki sussa da yazdıklarıyla gündem oluşturmayı, gündemde kalmayı başarmıştır.

Hayatındaki dürüstlük ve kararlılıkla yaşamayı bir sanat haline dönüştüren öncü bir yazardır. Yazdıklarıyla, yaşadıkları arasındaki uyumlulukta kuşkuya yer bırakmayacak kadar net, açık bir tavrın sahibidir. Bundan dolayı onun hayatı yeni kuşaklar için bir örnek olma niteliğindedir.

Onun düşünce ve yazılarında; güzel olanın, estetik olanın önde tutulması esastır. Uzun yürüyüşünü bu bilinçle örmektedir. Yılgının, umutsuzluğun Nuri Pakdil’in lügatinde karşılığı yoktur. Umutla korku arasındaki dengeyi gözeterek yazar. Bütün insanlığa yönelen dikkatiyle, ‘insan, insanın kurdudur.’ söylemine geçit vermez hayatında ve yazılarında.

Evrensel insan sıcaklığını öne alan yaklaşımıyla; çağımız insanını, edebiyatın, sanatın, yazının, şiirin burçlarına gide gele kirlerinden arınmaya çağırır.

Bu çağrı hepimizedir.

Bu çağrıyı dikkate almak gerekir.

Bu çağrıyı dikkate almak adına ‘Düşünen Kalem Nuri Pakdil’i ve sempozyuma katılan herkesi içtenlikle selamlıyorum” diye konuştu.

Nuri Pakdil Biyografisinin sunulduğu sinevizyon gösterisi sonrasında birinci oturuma geçildi.

Oturum Başkanlığını Ali Karaçalı’nın yaptığı birinci oturumda konuşmacılar Nuri Pakdil’i çeşitli yönleriyle anlattılar.

Konuşmacılardan Hüseyin Su; “Nuri Pakdil’in Yazılarında Dini Düşünüşün Tezahürü”, Turan Koç; “Nuri Pakdil’de Ahlak Algısının Tezahürü”, Mehmet Harmancı; “Nuri Pakdil’in Bir Yazar ve Entelektüel Olarak Portresi”, Yunus Develi; “Nuri Pakdil’de Düşünsel, Entelektüel ve Hayata Dair Dikkat”, Ali Göçer; “Nuri Pakdil Düşüncesinde Mülkiyet, Paylaşma ve Sömürü Kavramları ve Ömer Erinç ise “Aile, Çevre, Okul Ortamı, Düşüncesinin, Kişiliğinin Oluşumu” konularında konuşarak Nuri Pakdil’i anlattılar.

Öğleden sonra devam eden sempozyumun ikinci oturumunda ise Oturum Başkanlığını Osman Sarı yaptı.

Sempozyumun ikinci oturumunda Akif Emre; “Nuri Pakdil ve Coğrafya Bilinci: Şehir ve Mekan”, Ali Ulvi Temel; “Düşünce ve Edebiyat Açısından Nuri Pakdil’in Ortadoğu Algısı”, Cemal Şakar; “Nuri Pakdil’in Tarih Perspektifi” Mustafa Könençoğlu; “Bağlanma Sorunu Üzerinden Nuri Ğakdil’i Okumak”, İbrahim Demirci; “Nuri Pakdil’in Yazı Dilinde Polemik ve Eleştiri Dikkati” ve Işık Yanar ise Nuri Pakdil Düşüncesinde İçdenetim” konularında konuşarak davetlileri bilgilendirdiler.

Sempozyum konuşmaların tamamlanmasının ardından Belediye Başkanı Mustafa Poyraz ve Başkan Yardımcısı Cevdet Kabakcı tarafından konuşmacılara teşekkür plaketi verilmesi ile son buldu.





2010-10-24

'Bir nokta' edebiyat dergisi






















Gün Düşü

O bir gün için bunca zaman
A benim yabançileğim! gözümün nuru
O gün anılar kadar derin, hayaller kadar büyük
Şu dünya ne kadar yalansa, o kadar gerçek bir gündür

O gün, güneşle bir kuşlar pencereye konmuş
Çay demlenmiştir, sabahla bir
Vaktidir, bedeni ruhun rüzgarına bırakmanın
Yaşıyor olmanın çiçek açma vaktidir

O gün, a gülmenin papatyacasını su gibi konuşan!
Zamanda kaybolacağız, çarçabuk zamanla bir
Bir nehir, alıp götürecek bizi dağlar arasından
Bir denize; bir biz, bir kayık, bir Allah!

O gün ki, düpedüz güpegündüz bir gündür
Bildiğimiz, düşlediğimiz, köşesiz bir gün
Güneşi bir adam boyu yakın, denizi bir o kadar derin
A benim insan gülüm, o gün bu gündür

Mürsel Sönmez



Ağustos 2010 - 103. sayı
---Dergi künye bilgileri---

Monad Film ve Tanıtım Hiz. Ltd. Şti. adına sahibi: Şefik Memiş
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Murat Arslan
Yayın Yönetmeni: Mürsel Sönmez
Görsel Yönetmen: Murat Arslan
Düzelti: Necmeddin Atlıhan
Yönetim Yeri: Büyükdere Cad. Atakan Sok. Petek Apt. B Blok No: 9/11 Mecidiyeköy/İstanbul
Tel: (0212) 216 51 44
Yazışma Adresi: Örnek Mahallesi 35. Cad. No: 26 Üsküdar/İstanbul
Tel: 0216 324 36 05
Abone olacak Okurlar için Posta Çeki Hesabı Necmettin H. Atlıhan - 5636247
Yıllık Abone Bedeli 60.-YTL
E-Mail bilgi@istanbulbirnokta.com
http://www.istanbulbirnokta.com

'Mühür' şiir ve edebiyat dergisi

Kasım-Aralık 2010, Sayı:32

Profilinden Şairler

Türk şiiri yaklaşık yirmi yıldan beridir yeni bir şair profiliyle karşı karşıya. Bu yeni profile neresinden bakarsanız bakın, bugüne kadar ortaya çıkmış “ilginç, serkeş, aylak, anarşist, bohem, dekadans vs.” tiplerin hiçbirine benzemediğini göreceksiniz. Bu yüzden de bir adlandırmayla onu anmak mümkün görünmüyor. Sadece ‘profil’ demek belki de yeterli… Çünkü gerçekten de sunduğu şeyler, kendinin dışına hiç mi hiç çıkmıyor. İdrakı ancak görsel olanla; tarihle ilişkisiyse adının yazıldığı kelimelerin harfleriyle sınırlı. Bahsettiğiniz şeyleri argoya tercüme etmedikçe anlamayan biri bu yeni profil. Bir robot resim adeta. Kemal Tahir böyle yazıp çizenler için ‘sapı silikler’ dermiş… Ciddiye de almazmış. Biz de gerektiğinde sözümüzü esirgemeyip yolumuza devam ediyoruz.

Bir başka gözümüze çarpan sorunsa şairlerin üzerindeki ‘sersemlik’… Aslında sadece şairlerde değil hemen tüm alanlarda insanımız üzerinde bir sersemlik var. Daha derinde meseleye yaklaşırsak eğer şu soruları sorabiliriz: “Bu sersemlikten neden bir hoşnutsuzluk duymuyoruz? Böyle olmamızın bizi ne hallere düşürdüğünü acaba göremiyor muyuz?” Öyle görünüyor ki sersemlemiş olmanın ülkemiz insanına verdiği bir şeyler var. Acılarımızı, gerçeklerimizi bu sayede göremiyoruz. Bitik bir toplum olmaya doğru hızla gidiyoruz. Yüz binlerce işsiz üniversite mezunuyla devleti alay ediyor. Gençlerine, bunca imkânına karşın umut vererek eriten ülkelerden biri de biz olduk. Şairlerimiz sadece kendilerini düşünen birer bencile dönüştüler. Hem profil hem de sersem olmanın onların hali olacağını bundan kırk yıl öncenin şairlerine söyleseydik, bunu bir kaygı olarak onların da duyduğunu işitebilirdik. Sonraki halimizi düşünmekse bugün bize kaygı veriyor…

Üç söyleşiye birden yer verdik bu sayıda. Söyleşiler birden çok meseleye değinmeye imkân veriyor. Bunun yanında Mühür'de bu ay da yazılar, öyküler, şiirler bulacaksınız.

Yetmişinde âşık olduğunda, yoluna devam edecek gücü kendinde yeniden bulan Goethe’nin Marienbad Ağıdı’ndan bir bölümle başlayalım istiyorum. Ulrike Böhmer ve Turgay Fişekçi çevirisiyle, gerçek bir şairden…

“O gönül ki, yüksek surlar yaptırmış
İçinde korumak için kendini ve sevdiğini
Onun yerine de sevinç duyuyor bu aşktan
Yalnızca ona açınca kapılarını tanıyor kendini.
Böylece kendi sınırları içinde daha özgür
Ve yalnızca ona teşekkür için atıyor yüreği.”

"Mühür, Yarına Dair Bir Hasrettir!"


Mustafa Fırat


İletişim:
muhur_siir@hotmail.com
muhur_siir@yahoo.com
0539 386 86 59

2010-10-23

"Bilim ve Aklın Aydınlığında EĞİTİM" dergisi





















"Bilim ve Aklın Aydınlığında EĞİTİM" dergisinin 128.sayısı yayımlandı. Edebiyat, sanat, kültür, eğitim ikliminde 11 yıldır devam eden güzel bir yolculuk. Şiirler, öyküler, eğitim üzerine makaleler ile okunaklı bir dergi. Şu bağlantıdan dergiye ulaşmak mümkün:
http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi128/128.pdf

Edebiyatımızdan hazin baba-oğul manzaraları

Türk Edebiyatı dergisi, 'Babalar ve Oğullar' başlıklı özel sayısında, edebiyatımızın sancılı baba-oğul öykülerine odaklanıyor. Nâmık Kemal'den Mehmed Âkif'e, İlhan Berk'ten Ece Ayhan'a ve Cevat Şakir'e kadar edebiyatımızın önemli isimlerinin babaları ve oğullarıyla yaşadıkları ilginç bir tablo oluşturuyor. Edebiyatımızın bu 'mahrem' alanında övünç, gurur, pişmanlık ve hüsran iç içe geçiyor.

Turgenyev, 'Babalar ve Oğullar'ı yazalı çok oldu. Edebiyat tarihinde genelde kuşak çatışması etrafında şekillenen baba-oğul ilişkisi farklı seyirler izleyebilen bir insanlık durumu. Dünyanın her yerinde, her dilinde görülme olasılığı yüksek olsa da özellikle bu topraklarda bu ilişki ideal, umut, övünç, gurur, hayal kırıklığı, pişmanlık ve hatta düşmanlıkla içli dışlı olabiliyor. Nihayetinde insanoğlu, sınırlı ömrüne sığdıramadığı sonsuz isteklerinden bir kısmını evladının sırtına yükler; tamamlanmamış bir görev gibi... Annelerden çok babalarda görülen bu tutum, 'yüklenici' bireyin kişiliğini bazen bir uçtan öbür uca savurabilir. Türk edebiyatının 'mahrem' dehlizlerinde biraz dolaşınca bu manzara daha berrak bir hal alıyor.

Türk Edebiyatı dergisi, 'Babalar ve Oğullar' özel sayısında edebiyatımızdan hüzün dolu baba-oğul manzaralarını bulup çıkarıyor. Bir nevi 'Manzaradan Parçalar' izliyoruz, derginin sayfalarında ilerledikçe. Baba-oğul ilişkisi her millette olduğu gibi yaşadığımız topraklarda da bireyin karakterini ve bütün bir hayatını etkileyen önemli bir faktör. Edebiyatta en son Orhan Pamuk'un ünlü Nobel konuşmasında gündeme oturmuştu. Aslında önceki akşam Haldun Taner Öykü Ödülü'nü alan Yekta Kopan'ın, haberi ilk öğrendiğinde tepkisinin "Keşke babam ve Tarçın da ödülü görseydi." olması, edebiyat tarihimize bakınca pek şaşırtıcı gelmiyor.

Edebiyatımızdaki baba-oğul manzaraları nedense hep hazin 'parçalar'dan oluşuyor. Tevfik Fikret'in oğlu Haluk'la olan hikâyesi herkesin mâlumu. Fikret'in "inkılap ordusunda çarpışacak kahraman" olarak 'tasarladığı' ve adına 'defter' tuttuğu Haluk, eğitim için gönderildiği İskoçya'dan geri dönmemişti. Ömrünü de Amerika'da bir papaz olarak tamamlamıştı. Diğer tarafta Mehmed Âkif'in, 1967'de Tophane'de yatıp kalktığı kamyon karoserinde ölü bulunan oğlu Emin var. Beşir Ayvazoğlu'nun 'vatan şairi' Nâmık Kemal'in oğlu Ali Ekrem ve torunu Cezmi'yle olan ilişkisiyle başlayan Türk Edebiyatı özel sayısında bunun gibi pek çok örnek yer alıyor. 1896'da doğan ve ismini dedesinin ünlü romanından alan Cezmi, kemandaki başarısıyla dikkat çekmiş ve geleceğin virtüözü olarak görülmüştü. Henüz 12 yaşında Fransız Mektebi'nde okurken babası Ali Ekrem'den gelen mektup, onun sırtına 'yüklenmiş' ideal hayatı anlatıyor aslında: "Senin ulvi bir maksadın var: Büyük adam olacaksın."

Recaizade, Halit Ziya, Nâzım Hikmet, Peyami Safa, Rıza Tevfik, Cevat Şakir, nam-ı diğer Halikarnas Balıkçısı, Yahya Kemal, Cemal Süreya, İlhan Berk, Ece Ayhan... Farklı zamanlardaki farklı hayatların ortak bir yönünü bulup genelleme yapmanın çekiciliğine kendimizi kaptırınca ortaya bu topraklarda çok görülen bir durum çıkıyor: Yapamadıklarımızı, isteklerimizi, hayallerimizi, ideallerimizi -kızlardan çok- oğullara yüklüyoruz. Üstelik, hesapsızca yaptığımız bu işe ne kadar hırsımız varsa katık yaparak... Bu 'projeler' her zaman mutlu sonla bitmiyor elbette. Türk Edebiyatı özel sayısının sayfalarında Zeynep Kerman, Seval Şahin, Nihal Anar, Alâattin Karaca, Abdullah Uçman, Âlim Kahraman, Sadık Kutalmış, Hüsrev Hatemi gibi kılavuzlarla edebiyat tarihimize yapılan yolculukta olduğu gibi çoğu zaman hazin hikâyeler kalıyor geriye. Edebiyattan en çok beslenen sanat dalı olarak sinemamızın da, son yıllarda baba-oğul ilişkisine kamerayı çevirip, trajik hallerimizi göstermesi boşuna değil. Aslında Recaizade de, Fikret de, Ali Ekrem de rahat olsalar yeridir. Mesele onların yetersizliği değil; bu topraklarda onları anımsatacak daha çok hayat yaşanmakta.


Ali Koca



Zaman

2010-10-18

Türkiye Dergi Fuarı Açılıyor!

40 derginin katılımıyla tam bir dergi şölenine dönüşecek olan Türkiye Dergi Fuarı 20-24 Ekim tarihlerinde İstanbul Sultanahmet’te.

20-24 Ekim tarihleri arasında Türkiye'de bir ilk gerçekleşecek. Halen yayın hayatına devam eden 40 dergi bu fuarda okurlarıyla buluşacak. Bu yıl ilki gerçekleşecek Türkiye Dergi Fuarı, TÜRDEB (Türkiye Dergi Editörü ve Yayın Yönetmenleri Birliği) ve TYB İstanbul şubesi tarafından düzenleniyor.

Fuarı ziyaret eden okurları, editöründen yazarına takip ettikleri dergilere emek veren insanlarla tanışma, birbirinden farklı dergilerin düzenleyeceği etkinliklere katılabilme, fuara özel indirimli aboneliklerden faydalanabilme gibi birçok fırsat bekliyor olacak. İlgilisi için, yaklaşık 300 derginin nüshalarından oluşan kapanmış dergiler ve fanzin dergiler sergileri de fuar boyunca devam edecek.

Açılışı 20 Ekim Çarşamba 14:00’da yapılacak olan fuarda bir kısım söyleşiler, konferanslar ve birbirinden güzel sürpriz hediyeler bulunuyor.

Açılışa önemli panel

Fuarın ilk günü Türkiye’de dergiciliğin dünü bugünü üzerine önemli bir panel gerçekleştirilecek. Ali Bulaç, Mustafa Armağan, Ali Ural, Metin Karabaşoğlu, Hamza Türkmen gibi isimler Edebiyat, Tarih ve Düşünce dergiciliği gibi başlıklarda sunumlar yapacaklar.

Perşembe günü, fuar ziyaretçilerini saat 13:00’da Birdirbir Dergisi’nin düzenlediği Çağrı Cebeci ile çizgi saati ve saat 16:00’da Rıhle Dergisi’nin düzenlediği, Dr. Ebubekir Sifil’in konuşmacı olarak katılacağı Türkiye’de ilmi dergicilik konferansı bekliyor.

Cuma günü, saat 14:00’da Tasfiye Dergisi’nden Ahmet Örs’ün Edebiyat ve Direniş konulu konferansı ve 17:00’da Bizim Aile Dergisi programı var.

Cumartesi günü Gerçek Hayat Dergisi’nden Hüsrev Hatemi ile Sibel Eraslan konferansı, Cafcaf Mizah Dergisi’nden Yasir Eryılmaz’ın karikatür saati ve aylık gençlik dergisi Genç Dergi editörü M. Lütfi Arslan’ın konferansı yer alıyor.

Pazar günü ise fuar ziyaretçilerini şu etkinlikler bekliyor. Saat 14:00’da Moral Dünyası Dergisi programı. 16:00’da Dergilerden Güldeste isimli Gülistan Dergisi programı ve 18:00’da da İttihad-ı İslam ve Kurtuba konulu Kurtuba Dergisi etkinliği.

Hangi dergiler yer alacak?

Sultanahmet’te Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul şubesinde düzenlenecek fuar beş gün boyunca katılımcıların gezebileceği bir dergi şölenine dönüşecek. Birçok yazarın davet edildiği dergi fuarına şu dergiler katılacak:

Adı Yok, Altınoluk, Ayraç, Ay Vakti, Birdirbir, Bizim Aile, Cafcaf, Can Kardeş, Eğitim Yazıları, Yumuşak Ğ, Genç, Genç Doku, Genç Yaklaşım, Gerçek Hayat, Gezgin, Gülistan, Haksöz, Hayal Treni, Karakalem, Keşkül, Köprü, Kültür, Kur'ani Hayat, Kurtuba, Moral Dünyası, Mostar, Müfredat, Nida, Özgün Düşünce, Özgün İrade, Rıhle, Semerkand, Semerkand Aile, Tasfiye, Temrin, Türk Edebiyatı, Umran, Yedi İklim, Yeni Dünya, Yolcu.

İletişim:
www.turkiyedergifuari.com
bilgi@turkiyedergifuari.com

2010-10-14

'Yedi İklim' dergisi

Yedi İklim dergisi Ekim 2010 tarihli 247. sayısıyla okuyucunun karşısında…

Yedi İklim, sayfalarını din ve edebiyat ilişkisini incelediği bir başyazı ile merhaba diyor okurlarına.

Bu ayın şairleri: Kâmil Eşfak Berki, Zafer Acar, Ahmet Mercan, Fatih Demirel, Ümit Zeynep Kayabaş, Mehmet Özger, Şahin Taş, Erkan Kara, Habil Tecimen, Burcu Akkanlı, Âdem Yazıcı, Mustafa Köneçoğlu, Bilal Can.

Bu ayın öykücüleri: Ali Haydar Haksal, Kâmil Yeşil, Fatma Rânâ Çerçi, Yunus Emre Özsaray, Nuhan Nebi Çam, Âkif Hasan Kaya, Handan A. Yıldız, Osman Koca.

Osman Bayraktar, Yaşantılar başlığı altında yazdığı yazılarda Hac yolcuğu üzerine durmaya ve derinleşmeye devam ediyor. Bu yazıların da bir kitap hacmine ulaştığını bildirelim.

Hasan Aycın her ay olduğu gibi bu ayda bir çizgi ve İslam tarihinin altın sayfalarından birini hikâyeleştirdiği bir metinle katkıda bulunuyor dergiye. Aycın, bu sayıda “Nur Topları” adını verdiği yazısında Ehl-i Beyt’in evlatlarını anlatmış.

Mustafa Cemil Efe, bu sayıda, Asaf Halet Çelebi’nin “He” adlı şiirine bir hat yazmış ve Şeyh Hamdullah’ı tanıtmış okurlarına, kendi çektiği fotoğraflar eşliğinde. Bu yazıların devam edeceği ve devamında da yaşayan hattatlarla söyleşilerin yapılacağı müjdesini verelim.

Aykut Nasip Kelebek’in “Hamse” sahibi Zafer Acar’la yaptığı söyleşinin ikinci bölümü yer alıyor bu sayıda. Acar, kayda değer, şiir okurunun es geçemeyeceği, üzerinde düşünülesi şeyler söylüyor. Söyleşinin bir sayı daha devam edeceğini belirtelim.

Osman Koca öyküsü üzerinde kısa bir bölüm hazırlanmış bu ay. İsmail Demirel, Koca’nın öyküsü üzerine bir yazı kaleme almış ve Koca ile öyküsü üzerine söyleşmiş. Bölümde Koca’nın da bir öyküsü olduğunu belirtelim.

Dergide bu ay üç çeviri var. İlki, batı ve dünya edebiyatından yaptığı öykü çevirilerini okumaya alıştığımız ve beklediğimiz çevirmen Ebru Ak’tan. Ak, Avustralya edebiyatından Tim Winton’dan bir öykü çevirmiş. İkincisi, Habil Tecimen’in Antonie Vincent Arnault’tan yaptığı şiir çevirisi. Son tercüme ise, Tahir Yücel’e ait. Tahir Yücel, Albert Camus’nün Andre Gide ile nasıl tanıştığını anlattığı metni dilimize kazandırmış.

Mete Çamdereli’nin eski yazı okumaları bu sayı da devam ederken, Mücahit Koca, “Peygamber Şairi Ka’b bin Malik” adlı yazısıyla, batı edebiyatıyla ilgili yaptığı okumalarına aşinalık kazandığımız Mehmet Kurtoğlu da “Carly’e göre Shakspeare ve Hz. Muhammed” adlı yazısıyla katılıyor dergiye. Yeni okumalar-değiniler bölümünde ise, İbrahim Coşkun; Cemal Şakar, Yıldız Ramazanoğlu ve Cihan Aktaş’ın son kitaplarıyla, Ionesco’nun Tiyatro Deneyi adlı hacmi küçük kıymeti büyük eserine değinmiş.

Hayırlı okumalar…


İrtibat:
0 216 399 19 14
0 216 352 49 77
yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com

2010-10-12

DÜŞÜNEN KALEM NURİ PAKDİL















23 Ekim 2010 Cumartesi günü, saat 10.00’da, Kahramanmaraş, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde Nuri Pakdil hakkında bir sempozyum düzenleniyor. Kahramanmaraş Belediyesinin organize ettiği bu sempozyum, düşünce adamı Nuri Pakdil’i anlama/anlatma açısından güzel bir imkân.

“Düşünen Kalem Nuri Pakdil” sempozyumuna bildirileriyle katılacak isimler: Akif Emre, Ali Göçer, Ali Karaçalı, Ali Ulvi Temel, Cemal Şakar, Hüseyin Su, Işık Yanar, İbrahim Demirci, Mehmet Harmancı, Mustafa Köneçoğlu, Osman Sarı, Ömer Erinç, Turan Koç, Yunus Develi.

“İnsan seni savunuyorum sana karşı.” Nuri Pakdil

2010-10-11

'İkindi Yağmuru' dergisinin 25. sayısı çıktı

Dergi olarak temmuz-ağustos periyodunda ara vermek zorunda kaldık. Bu aranın sebepleri arasında yaz mevsiminin durağanlığı ve mali sıkıntılar var. Yaz bitti, sıkıntılar çözüldü tekrar birlikteyiz.

Dergi olarak her geçen zaman bir öncekinin üzerine koyan, tekrarı sevmeyen ve yeniliklere açık olan bir yapımız var. Bu temel anlayışları ileriye taşımak için yoğun çalışma içerisindeyiz. Çalışmalarımızın sonucunda zengin bir içerikle yayındayız.

Daha önce de belirttiğimiz gibi sosyal politika yazılarımız zamanla daha da artacak. Bu sayımızda "Siyasal İslam'ın Yumuşak Karnı" başlıklı bir yazı yayımlıyoruz. Edebiyat - Kültür çizgisinin dışında etliyle sütlüyle uğraşmaktan yana olduğumuzu daha önce de beyan etmiştik. Bu tarz yazılara zamanla daha sık yer vereceğiz.

Ünsal Ünlü, Cafer Keklikçi, Mehmet Şahinkoç, Selçuk Küpçük, Kalender Yıldız, Serap Ural, Hasan Edipoğlu ve Taner Sabancı bu sayının şairleri.

Turgay Şafak, Siyaveş Kesrayi'nin "Çöl Geceleri" isimli şiirini, Behlül Dündar ise Pierre Guyotat'ın "Cennetin Sonu" isimli şiirini çevirdi.

Hikâyeleriyle, Muhammed Esad Tiryaki, Adnan Büyükbaş, Nadir Aşçı ve Remzi Şimşek aramızda. Muhammed Esad Tiryaki dergimizde ilk kez ürün yayımlıyor. Umarız devamı daha güzel olur.

Ünsal Ünlü, "Çağdaşlarından Sakınan Bir Şair" başlıklı yazısında, Ümit Aktaş'ın son şiir kitabı "Şehri Terketmeden Önce" ve şiir serüvenini değerlendiriyor.

Mehmet Şahinkoç, seri yazılarını "Şiir Muhafaza Eder" başlıklı yazısıyla sürdürüyor. Mehmet Şahinkoç'un derinlikli poetik yazıları dergimize ve okurlarımıza önemli katkılar sağlıyor. F. Gökhan Özcan, "Siyasal İslam'ın Yumuşak Karnı" başlıklı yazısıyla aramızda. Orhan Tepebaş, "Bir Ruh Macerası" , İlhan Karoğlu ise "Mavi Kuş ve Dönümsellik" başlıklı yazılarıyla kitap-eleştiri bölümümüze katkıda bulunuyorlar. Remzi Şimşek dergilerde hikâye yazılarına devam ediyor. Bu sayımızda mayıs ayı dergilerini yazdı.

Bu sayımızın söyleşisini Cafer Keklikçi'yle gerçekleştirdik. Söyleşiyi Yakup Öztürk gerçekleştirdi. Öztürk söyleşide, Cafer Keklikçi'nin son kitabı Tahammül Şeridi ve şiir serüveni üzerine konuştu.


İrtibat:
İkindi Yağmuru Dergisi (Zen Kitabevi)
Sultantepe Mahallesi Şeyh Camii Sokak 38 /A Üsküdar / İstanbul
ikindiyagmuru@gmail.com
(216) 553 33 73

2010-10-10

12. 'Ada'

Ada, ‘her zaman bir başka ada vardır ’ diyerek başladığı yolculuğuna 12. Sayısıyla devam ediyor. Devam ederek değişiyor Ada; değişerek devam ediyor…

Güz gelirken bütün yapraklarda aynı heyecanı duyumsuyoruz. Güzelim nehirlerimizi, ormanlarımızı, denizimizi ve hayatımızı kirletenlere karşı aynı sözcüklerle haykırıyoruz.

“Bu dünya bizim!”

İlk sayısından itibaren şiirdeki titizliğiyle dikkati çeken Ada’nın bu sayısında da şiirler özenle seçilmiş. Ahmet Özer, Celaleddin Koç, Ertuğrul Aydın, Ersan Erçelik, Halil İbrahim Polat, İrfan Yıldız, Kadir Aydemir, Kaan Koç, Mehmet Şamil, M.Sinan Karadeniz, Naime Erlaçin, Neriman Calap, Özkan Dursun, Selahattin Yolgiden, Yavuz Türk, Yıldırım Vural ve Burak Tokcan’ın iki çeviri şiiri ada sayfalarını renklendiriyor.

Bu sayıda dosya konusu olarak Bilge Karasu’yu seçtik. 1930-1995 yılları arasında yaşamış olan Bilge Karasu, Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Genç yazarların usta yazarın kitaplarından yola çıkarak yazdıklarını metinleri keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Güray Süngü, Arzu Alkan, Burcu Aker, Alper Sarı, Galip Ferhat Akbal, Pelin İşcan ve Serkan Türk’ün Karasu için yazdıkları yazılar yer alıyor ada’nın iç sayfalarında.

Yeni dönemin dikkat çeken kadın öykücülerinden Seviye Merih’in Tarık Güney söyleşisi ada’nın bu sayısında yer alırken, Attila Aşut bu sayıda da Dil üzerine yazmaya devam ediyor.

Öyküleriyle Ayşe Keskin, Emirhan Tezer, Feride Özmat, İlyas Barut ve Mehmet Kuvvet bu sayıda yer alan diğer isimleri…

Bülent Sümer ve Muammer Kotbaş çizimleriyle ada’ya destek verdiler.

Ada zenginleşen edebiyatımıza her zaman yeni soluklar kazandırmayı amaçlıyor. Dergi sayfalarında okuduğunuz çoğu genç yazıncıların geleceğin usta isimleri olmasını diliyoruz.

Yeni bir sayıda daha buluşmak üzere,
“Her zaman başka bir ada vardır.”



İrtibat:
0 505 496 94 93
serkanturk61@gmail.com
PK. 203 Trabzon

2010-10-09

Hayat, iman ve cihattır

Bu ayki sayısında “İslami Hareketi” Kapağa taşıyan Vuslat Dergisi bir hareketi İslami yapan adının İslami olması değil varlığının İslami olmasıdır.

İslami hareket: için de bulunduğu toplumun yaşamına alternatifler sunarken bu takdim ettiklerinin İslam’la çatışmaması, Allah’ın koyduğu yasalara uygunluk arz etmesi, batılın her çeşidinden beri olması gerekmektedir. İşte biz de bu ayki sayısında, İslami hareketi kapak konusu yaparak bu güne kadar yaşanmış, tecrübe edilmiş konularda okuyucusuna bilgiler aktarmakta.

Bu ayki sayısında, Hamza Türkmen, ”Tevhidi uyanış süreci ya da İslamcılık” makalesiyle Osmanlı’dan günümüze İslamcılık algısını inceliyor, Ahmed Varol, “İslami oluşumlara bakış” yazısıyla İslam dünyasındaki İslami oluşumları gündemimize getiriyor. Ahmed Turgut Ulucak, ”İslami hareketin mücadele yöntemi nasıl olmalı?” derken, Ali Öner, “İslami hareketlerde ahlaki zafiyetler” yazısıyla İslami hareketlerdeki ahlaki unsurların önemine değiniyor, Hüseyin Kerim Ece, “İslami hareketler ve Hizbullah kavramı” yazısıyla çok önemli bir kavramı tahlil ediyor.


İrtibat:

www.vuslatdergisi.com

Dergâh dergisi, 248

Aylık edebiyat, sanat, kültür dergisi
Sayı: 248 Ekim 2010


Yusuf Zinnur Keskin, Alper Gencer, Hüseyin Akın, Gökhan Akçiçek, Duygu Küçüker ve Mustafa Akar bu sayının şairleri.

Osman Toprak ile Muammer Çelik ‘derkenar’ sütunlarında yazdı.

Mukadder Gemici ve Ayşegül Ünal hikâyeleri ile bu sayımıza katkıda bulundu.

İnci Enginün Selim İleri’nin “Bu yalan tango” adlı romanını ele aldı.

Nesrin Aydın üzerinde çok tartışılan Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” romanının kahramanı Selim Işık’ı tahlil ediyor.

Bu sayımızın ‘orta sayfa sohbeti’ni şair Fatma Çolak ile yaptık. Çolak konuşmasında kendi şiiri kadar ülke şiiri konusunda da düşüncelerini dile getiriyor.

Hasan Öztürk Alberto Manguel’in “Kelimeler Şehri” kitabından hareketle “bir arada yaşama”nın şifrelerini araştırıyor. Kullandığı ölçü sanat ve edebiyat.

Hümeyra Yuva bu sayımızdan itibaren bazı şairlerde geniş yer tutan “ayna” motifi üzerinde duruyor. Yuva’nın iki yazısına daha yer vereceğiz.

Şamil Öçal kadim bir konuya el attı. Şimdilik diyalogun bir yanına bakıyor: Soru. Soru kadar “cevap”da önemli. Umarız bu konuda bir yazı daha yazar. Yunus Emre Tozal tasavvuf temelli bir romanla okur karşısına çıkan Seyit Nurfethi Erkal’ın eserini irdeliyor. Erkal bu romanında oluşturmaya çalıştığı “dil” ile dikkati çekiyor.

2010-10-07

Afrika Afrika duy sesimizi !

'Kurtuba' dergisinin 6. sayısı çıktı.

Taşradan emanet aldığı heyecanla yola devam eden Kurtuba bu sayısında "afrika afrika duy sesimizi" dedi.

M. İhsan Turgut, dünden bugüne Afrika'yı tartıştı, Ahmet Tek Türkiye-Afrika ilişkilerinin seyrini masaya yatırdı.

Barış Öztürk Amerika'da hispanikler tarafından kuşatıldığı sırada Pakistanlı bir Müslüman tarafından kurtarıldığını anlattığı yazısında Amerika'da Müslüman olmanın alametlerini ve ittihad-ı islam'ı anlattı.

Adem Özköse kendisiyle yapılan cennete otostop merkezli söyleşide, "Allah'a anlatacak bir hikayemiz olmalı" cevabıyla Kurtubalıları mest etti. Dergide bize hayatın iman ve cihad olduğunu bir kez daha hatırlatan Bahattin Yıldız konuşuldu.

Editörlüklerini Ahmet Tek ve Barış Öztürk'ün yaptığı Kurtuba, her zaman ki gibi yine şöyle bitti: "Kurtuba bizi heyecanlandırıyor"

İrtibat:
www.kurtubadergisi.com

2010-10-06

'Hece' dergisi

Ekim 2010, Sayı:166

EDEBİYAT GÜNDEMİ

Necati Mert/Taşra Sığlığı 3

Umut Bulut/Sahip Olmakla Hep Derdi Vardı 4



TAKİP MESAFESİ

Hayriye Ünal/Asimetrik Diyalog 9

Yazıyla Bir Şair/Şiirle Şahsı Manevi Oluşturmak: Kol Kırılır Yen İçinde 12

Görülmüştür 16

Geçmişten Geçmemişten 19

Hasan Aycın/Çizgi 20

Hüseyin Atlansoy/Ölüş Biçimleri/Suskunlar/12 28 21

Ömer Aksay/Anılarla Dolu Uçurûm Tarihi -Rûmen Rakamıyla Birinci Kesit:... 24

Ali K. Metin/İnsanlığım Ol Buyur Gel 28

Mustafa Muharrem/Eşikten 33

Mustafa Köneçoğlu/Kaçak Yolcu 36

Mustafa Uçurum/Uygun Adım 37

Türker Özşekerli/Ballı Kuyulu Yalnızlık 38

Ercan Y. Yılmaz/Cellât, Kenan ve Eylül 39

Elif Nuray/Suyu Öpüp Nâra Eğilirken 40

Mehmet Solak/Adına Hazırım-4 41

Adonis/Kudüs Konçertosu-2 45

Mustafa Zeki Çıraklı/Anlatıbilim Yazıları 48

Yunus Develi/Firenk Havası-XV - Maket 53

Mustafa Köneçoğlu/Serçeler ve Şiirler Üzerine Birkaç Tez ya da... 55

Muharrem Sevil/Kalk ve 'Eski' Yol da Yeniden Yürü... 58

Ayşe Şener/Dağ Rüzgarları Alnını Göğe Değdir 61

Gürsel Aytaç/Orhan Pamuk'un Edebiyat Dünyası 64

Mustafa Şerif Onaran/Halk Şiirini Çağdaş Şiirde Yaşatmak 68

Lütfi Bergen/Monna Rosa, Anna ve Geleneğin Kırılışı 72

T. S. Eliot/Şiirin Üç Sesi- II 82


DOSYA

LİSÂN-I ERÂZİL: ARGO-2

Hayriye Ünal/Heteroglot ve Kaçak Poetikalar 91

Selçuk Orhan/Sokağın Kayboluşu 101

Ali Galip Yener/Beat Kuşağı Şiiri, Argo ve Karşı Dil 108

Aslı Kutluk/Mark Ravenhill'in Shopping And Fucking İsimli Oyununda... 113

Cihad Şahinoğlu /John Fante'nin Günlük Hayatı 116

Frederic S. Marquardt /Shakespeare ve Amerikan Argosu 120

Ali K. Metin /Şiir Sırası 125

Recep Duran/İslam Felsefesi Sözlüğü Üzerine Notlar 136


KİTAPLIK

Işık Yanar/Herzog 142

Âtıf Bedir/Dil Kapısı 143

Ahmet Adalı/Lübbü'l-Lübb/Özün Özü 144

2010-10-05

Ayraç, 12

“Yeni Metinler” ve Ali Akay ile Söyleşi

Türk Edebiyatı ve Modernite konulu bir dosyanın ardından, bambaşka bir mecraya, internete yönelmek de bizim nefes almamızı sağladı, eminiz ki siz de bu değişikliği seveceksiniz. Dergi çıkarmanın, zamanla yarışmak olduğunu bilenler için, böyle radikal bir kararla orijinal bir konu belirlemek, tahlil ve eleştiri dergisinin sınırlarını zorlamak, bir bakıma cesaret işiydi. Kısa zamanda onlarca görüşmeyle ve toplantıyla bu sayıyı hazırladık. Daha önceki iyi söyleşi deneyimlerimiz, çıtayı yükseltmek anlamına geliyordu. Haliyle, sıradan bir söyleşiyle geçiştirmek yerine, dosyamıza derinlik katacak bir şeyler konuşmak istedik. Ali Akay’ın röportajı, dergiciliğe bakışımızdaki orijinal olma çabasının ufukları hakkında ipuçları sunuyor. Biz de çok şey öğrendik o röportajdan. Yeni bir şeyler söylüyordu çünkü. Dosya konumuza “Yeni Metinler” ismini koysak ve aslında internetin “kitabî” yanına vurgu yapsak da, neticede Türkiye şartlarında bâkir sayılabilecek bir alanda bulunduğumuzun farkındayız. Ayraç 12. sayısıyla karşınıza böylece geliverdi. Nasıl bir sayı olduğunu, “Yeni Metinler” dediğimiz şeyi, aklımızdaki çerçevesiyle anlatabildik mi, biz de merak ediyoruz. Dergi çıkarmak, biraz da diyalog kurmak anlamına geliyor. Bu sayıda dosya yazarlarımız sırasıyla Abdullah Yavuz Altun, Yunus Emre Tozal, Hüseyin Köse, Furkan Arık ve Vedat Çakmak.

Feridun Andaç ve İbrahim Tenekeci

Bu sayıyla birlikte Feridun Andaç, “Yazıdan Yoruma” başlıklı köşesinde yeniden Ayraç okurları ile buluşuyor. Çeşitli sebeplerden ötürü son sayılarda aramızda bulunamayan Feridun Andaç’ı, yeniden okurlarımızla buluşturmak bizi çok sevindirdi. İbrahim Tenekeci de “Söz Hakkı” köşesinde Şeref Bilsel şiirini incelemesiyle Ayraç okurlarının karşısında.

Mehmet Akif Atatürk’e Yapılan Suikastı Önledi mi?

Ali Görkem Userin Yusuf Turan Günaydın’ın hazırladığı “Babam Mehmet Akif” kitabı tahlil etti. Millet gazetesinin “Safahat Şairini oğlundan dinleyiniz…” üst başlığıyla sunduğu Emin Akif’in hatıraları, Mehmet Akif’in Kurtuluş Savaşı’na katılmak için İstanbul’dan Anadolu’ya doğru yola çıkmasıyla başlamakta ve özetle, yollarda yaşadıkları, ailesi hakkında bazı anekdotlar ve Ankara’da yaşadıklarını içermektedir. Emin Akif’ten nakledilen hadiselerde Mehmet Akif, verdiği ifadede daha önce Afgan Kralı’nı suikast düzenleyerek öldürdüğünü ve Mustafa Kemal’i öldürmek için Ankara’ya gelen Mustafa Sağîr’i açığa çıkartmış ve Mustafa Kemal’e düzenlenecek suikasta mani olmuştur. Bu olay da Milli Mücadele döneminde Mehmet Âkif’in kritik rolünü ve mühim misyonunu bir başka açıdan somutlaştırmaktadır. Kitabı hazırlayan Yusuf Turan Günaydın ile yaptığımız söyleşi, merak edilen soruların cevaplarını içermesi açısından önemli.

Dikkat Çeken Yazılar

Kemal Suskun’un Orhan Pamuk’un son kitabı üzerine değerlendirmeleri, Enver Gülşen’in “Mantıku’t Tayr, Stalker Ve İnsandaki Bitmeyen Marifet Arayışı” başlıklı yazısı, Ahmet Bozkurt’un “Varoluşçu Tiyatroda Başkası’nın Zamanına Geçiş: Gizli Oturum” başlıklı yazıları bu sayının dikkat çeken yazılarından. Balkan Edebiyatı üzerine Ayhan Demir’in ve İhsan Tevfik’in yazılarını okumanızı da özellikle tavsiye ederiz. Cenk Ç. Özkömür “Sevgi Üzerine”, Emre Demir “Borges’le Söyleşiler”, Aydın Hız “İslam Toplumları Tarihi”, Gül Turanlı Edward Said’in “Yersiz Yurtsuz” kitabını inceledi.

İçindekiler (Ekim 2010)


Gül Turanlı 5 Avrupalı Olmayan Öteki: Yersiz Yurtsuz Bir Kimlik Arkasındaki Sürgün

Feridun Andaç 8 Yaşamak / Yazmak İçin Bir Neden

İbrahim Tenekeci 10 Şeref Bilsel ve Şiiri

Ali Ömer Akbulut 13 Özge bir diyardan şen kahkahalar

Dosya: “Yeni Metinler”
Ayraç Dosya 14 Keşfedilecek uçsuz bucaksız bir alan: “Yeni Metinler”

Abdullah Yavuz Altun 16 Diderot yaşasaydı Wikipedia’da yazar mıydı?

Yunus Emre Tozal 21 Zorunlu Eğitime Veda: Bilginin Aracısızlaştırılması

Söyleşi 26 Ali Akay

Hüseyin Köse 30 Kamusal Tartışma Arenasının Yeni Aktörleri:“İnternet Haber Siteleri” ve Diğer “Açık Yayıncılık” Türlerinin İfade Ettikleri

Furkan Arık - Vedat Çakmak 34 Gelişimin Hızı ve Matbaanın E-Geleceği

Enver Gülşen 36 Mantıku’t Tayr, Stalker Ve İnsandaki Bitmeyen Marifet Arayışı

Kemal Suskun 44 Oyuncu Yazarın Penceresinden: Kurgu ve Gerçek

Cenk Ç. Özkömür 46 Sevgi’yi yazmak da sevmek kadar zor olsa gerek

Emre Demir 48 Borges edebiyattır!

Suavi Kemal Yazgıç 51 Âdemin Kanadı

Aydın Hız 52 İslam Toplumları Tarihi

Dosya: “Mehmet Akif ve Mektuplaşmaları”
Ali Görkem Userin 53 Safahat Şairini Oğlundan Dinleyiniz

Söyleşi 55 Yusuf Turan Günaydın

Ayhan Demir 59 Türk Edebiyatının Balkan Boyutu: Varayım Gideyim Urumeli’ne

İhsan Tevfik 64 Boşnak Türküsü: İnsanın İçini Dağlayan Boşnak Türküleri

Samet Altıntaş 67 Velosipet ile bir Cevelan

Asena Meriç 68 “… Bir Sonbahar Çiçeği Kadar Solmaya Hazır…”

Funda Edeş 70 12 Online Dersem Çık Offline Dersem Çıkma

Ahmet Bozkurt 71 Varoluşçu Tiyatroda Başkası’nın Zamanına Geçiş: Gizli Oturum

Halit Ayarcı 78 İtiraf Edeyim: Ben Zaten Tiyatrodan Hazzetmiyordum

Sefa Şengül 80 Fûzulî Divanının Mana Okyanusunda Tevhid Girizgâhı

Ayraç 81 Vitrin




İrtibat:
www.ayracdergi.org

Mostar, Pakistan’ın çile yolculuğunu ele alıyor

Derginin Ekim sayısında, yüzyılın en büyük sel felaketine maruz kalan Pakistan dün ve bugünüyle geniş bir bağlamda ele alınıyor.

Mostar, 2010 Ekim tarihli 68. sayısında ana dosya konusunu yüzyılın en büyük sel felaketi sonrası yaralarını sarmaya çalışan Pakistan’a ayırıyor. Dosya kapsamında ülkemizin önde gelen Pakistan uzmanlarından Ali Şahin, dosyaya adını da veren “Pakistan’ın çile yolculuğu” başlıklı yazısında siyasi, sosyal ve ekonomik krizlerin yanı sıra yıkıcı depremler ve sel felaketleri gibi büyük doğal felaketlerden bir türlü yakasını kurtaramayan Pakistan’ın, kısa ve trajik tarihine dair önemli bir okuma sunuyor. Sel felaketi sonrası bölgeyi gezen gazeteci Ayşe Sarıoğlu ise bölgede edindiği izlenimleri “Doğa durumu ve Pakistan” başlıklı yazısı ve görsel materyaller eşliğinde dikkate sunuyor. Bir diğer yazar Semih Yıldırım ise, “Felaketin ekonomik ve siyasi etkileri” başlıklı yazısıyla sel felaketinin uzun vadede Pakistan siyaseti ve ekonomisine etkilerini bölgeden gelen istatistikî bilgiler eşliğinde yorumluyor. Dosyanın söyleşi konuğu ise Pakistan Başkonsolosu Dr. Yousaf Junaid. “Pakistan halkı Türkiye’nin desteğine müteşekkir” diyen Junaid, sel felaketine dair önemli detayları Mostar okuruyla paylaşıyor.

Mostar’ın gündem dosyasının konusu ise geçtiğimiz ay 12 Eylül’de gerçekleşen “anayasa değişikliği referandumu”. Dosya kapsamında “Referandum sonrasındaki Türkiye” başlıklı yazısıyla Naci Bostancı ve “Halkın kararı: Siyasetin makul seyri devam etsin” başlıklı yazısıyla M. Mücahit Küçükyılmaz, referandum sonuçlarını ve referandum sonrası oluşan konjonktürü nasıl okumamız gerektiğine dair önemli ipuçları sunuyorlar. Gündem dosyasının söyleşi konuğu, Gazeteci-Yazar Avni Özgürel. “Demokratikleşme süreci ivme kazandı” diyen Özgürel, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılışından 12 Eylül Referandumu’na uzanan süreçte bürokrasinin değişim karşıtlığı baştan olmak üzere, öncesi ve sonrasıyla referandum sürecini yorumluyor.

Mostar’ın diğer sayfaları bu ay da okura oldukça zengin bir içeriyor sunuyor. Gündemden, Görsel Hafıza, Çizi-Yorum gibi klasikleşmiş sayfaların yanı sıra, Dünya bölümünde “ABD askerinin çekilmesinin ardından Irak”ı konu edinen Mesut Özcan; Medya bölümünde Türkiye toplumunun değişim ve dönüşüm isteğine ayak uydurmakta zorlanan Türk medyasının geleceğini “Türk medyasında sözün özü var mı?” başlıklı yazısıyla irdeleyen Hakan Çopur; Tarih bölümünde “Kılık-kıyafet değişikliği bağlamında II. Mahmud”u ele alan Ali Şükrü Çoruk; Yarım asır öncesine ait bir tartışmayı “Fatih’in heykeli nereye rüknedilmeli?” başlıklı yazısıyla yeniden gündeme taşıyan Önder Kaya zengin içeriğe katkı sunan bazı isimler.

Bu ay derginin Tarih bölümü de bir başka söyleşiye sayfalarını aralıyor. İbrahim Baran’a konuşan Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, “Gayemiz Osmanlı uygarlığını tanıtmak” sözleriyle, geçtiğimiz ay Söğüt ve Bilecik’te düzenlenen “Söğüt’ten Üç Kıtaya Uluslararası Osmanlı Sempozyumu”nu ve Osmanlı uygarlığını anlatıyor. Bunların dışında derginin diğer sayfalarında ise Edebiyat Gündemi bölümünde “Derrida ve Edebiyat” isimli yazısında edebiyatın felsefeye etkisini irdeleyen Celil Civan; Kitap bölümünde Nureddin Al-i Ali’nin Endülüs Tarihi isimli kitabını inceleyen Salih Demirhan ve Teknoloji sayfasında “İnternet yalanları”nı konu edinen Hakan Hastaoğlu da okura keyifli yazılar sunan yazarlar arasında yer alıyor.


İrtibat:

mostardergisi@gmail.com

2010-10-03

'Akpınar' dergisi

ŞİİR ZAMANIN TA KENDİSİDİR

Şiir yazayım diye kaleme kağıda sarıldığımı hiç hatırlamıyorum. Çünkü bana şiir zamanla beraber gelir. Onu zamandan ayırmak, ayrı düşünmek nasıl mümkün olur bilemiyorum.

Farklı bir zamanın anılardaki izi gibi, bir iki mısra gelir dilime dolanır. Birkaç defa tekrarlarım, farklı bir lezzet… Yoldaysam hemen yolun kenarına, araba park eder gibi yanaşır, duvara, dizime veya çantamın üzerindeki bir mekâna resmini yapmaya çalışırım. Bu yeni bir şiir yolculuğunun ilk yol hazırlığı olur.

Şiir zamanın bir parçasıdır derken; bir muhayyel güzelin arkasından rüzgâra bıraktığı bir yaşmak, omuz atkısı veya bir mendil gibi bir iki mısra; rüzgârın bir ucu açık elips çizgisiyle dans ederek dilinize takılması var ya, o anı kutsuyorum. Düşünüyorum zamanın bir parçasına takılıp gelen bir iki mısraya sesleniyor, sen zamanın ta kendisisin, çünkü her tekrarında mimlenen o zamanı çekip ayağına getirebilirsin, diyorum. Belki de bu zamana dur diyen birkaç mısra, mısraı berceste, yazan kaleme ve ele dua ettirebilir, hayırla yad ettirebilir.


ŞEHİR VE MEDENİYET


Şehir medeniyettir. Ölçüsü insan, şehrin canlı parçası haline gelen insan.
Şehrin zenginliklerine sahip çıkmayan, kirleten, hor kullanan, ona hor bakan herkes, şehir sakinlerini kalbinden yaraladığını biliyor mu?

Şehri evi kadar düşünen insan, şehrin ve medeniyetin hem sahibi hem mirasçısıdır.

Gelecek nesillere şehri bütün güzellikleriyle aktarmaya çalışan insan, hem şehrin, hem medeniyetin, hem de gelecek nesillerin teminatıdır. O örnek insan, abide insandır.

Vatan şehirlerine hizmet, hem Türk Milleti’ne, hem medeniyete, hem de insanlığa hizmettir. (Sihirli Zaman. S:19)

Bu sayıda Halil Hadi Bulut, A. Vehbi Ecer, Bekir Oğuzbaşaran, İsmail Özmel, Vedat Ali Tok, Abdülkadir Güler, Bedrettin Keleştimur, Abdullah Çağırı Elgün tahlil, tanıtma, deneme ve edebiyat ve kültür tarihimizden çizgiler ihtiva eden güzel yazıları ile Akpınar’ı süslediler. Emrah Kurul’un şiirini de zevkle okuyacaksınız.

Akpınar’ın 30 sayısını (Kasım-Aralık-2010) Anadolu Dergiciliğine ayıracağız. Yazar dostlar bulundukları şehirlerde yayınlanan dergilerin tamamını veya bir kısmını tanıtabilirler. Bu dergiler halen yayınlanmıyor da olabilir. Dergi zenginliğimizin hiç olmazsa bir kısmını anmak istiyoruz.

Sağlıcakla kalın.

İsmail Özmel



İrtibat:

Yeni Çarşı İş Merkezi B Blok No:1/5 NİĞDE
ismailozmel@hotmail.com
0388 2131250

2010-10-02

'Yüzakı' dergisi soruyor: Gönlümüz hangi davette?


GÖNLÜMÜZ HANGİ DAVETTE?

Her şeyin bir daveti var.

Sesi-soluğu olmasa da her şeyin tedâîsiyle / çağrışımıyla bir daveti / çağrısı var. Güller, güzelliğe çağırıyor. Boynundaki diken, safâ için cefâ çekmeye sabra çağırıyor. Bülbüller, çileyerek çileye çağırıyor. Ney, içli-yanık sesiyle asıl vatanı anmaya ve ayrılık için yanmaya davet ediyor.

Hazan mevsiminin sararıp, dökülen yaprakları; hiçbir sese, harfe, söze ihtiyaç bırakmadan, kışa hazırlanmaya davet ediyor.

Müezzinler; namaza, felâha, tevhîde, îmâna çağırıyor. Müezzinler susunca; minareler, kubbeler davete devam ediyor.

Huzurlu mâzîmizin mimarları, şehrin her köşesine müsbet davet ve tedâîleri yerleştiriyordu. Bugünün mimarları da farkına olarak veya olmayarak davet ettiriyorlar eşyayı... Fakat davetler, dünyaya, tamaha, şehvete, kibre, gurura...
Allah; selâmet yurduna, cennete davet ediyor. Oraya nail olmak için, Allâh’ın davetçilerine, peygamber ve kitaplarına, onların izindeki mâbedlerin davetine icâbet şart... İnsanın ve Allâh’ın düşmanı şeytan ise, kendi yurdu olan ateşe çağırıyor. Fakat alev alev ışıltılarla süslüyor çağrısını... Nefse cazip gelen promosyonlarla, kampanyalarla çağırıyor.

Allah ve Habîbullâh’ın daveti, insana hayat veren esaslara; şeytan ve avenesinin çağrısı ise ölümün bile çare olamadığı felâketlere...

İlk haftası 1986’dan beri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Camiler Haftası adıyla çeşitli faaliyetlerle değerlendirilen Ekim ayında dosya konumuzu belirlerken, camiyi merkez alan mimarîmizi, ezanla temsil edilen felâha daveti ve o yoldan çeviren her türlü daveti mevzubahis ederek sorduk: Gönlümüz Hangi Davette?

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ, davet edilen ile davet arasındaki farka dikkat çekiyor; davet edileni hiç düşünmeden, davetin cazibesine kapılmamak konusunda uyarıyor; muhtevâya dikkate davet ediyor: “Kötülük muhtevâlı çirkin bir davet, ona icâbet eden insanı da eşyayı da abus hâle getirmekte. Fakat iyilik muhtevâlı güzel bir davet de, ona icâbet edenleri bahar çehreli bir hâle dönüştürmektedir.”

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi, «Kalbin Beş Hâli»ni kaleme aldıkları makalenin birinci bölümünde, Allâh ve Rasûlü ile kalbî beraberliğe davet etti.
Cami ve Mimarî dosyasında Mustafa KÜÇÜKAŞCI, gönlümüze ve ilgimize hitap konusunda cami ve çarşının ezelî rekabetini; Ayla AĞABEGÜM, şehirlerimizin son 60 yılda geçirdiği menfî değişimin sebep ve çarelerini; Sadettin KAPLAN batı mimarisindeki katılık ve kibir ile İslâm mimarîsindeki şefkat ve tevâzuu; Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ, tarihî camilerimizin etkileyici atmosferinin sırlarını; Ahmet ZİYLAN, arkada eser bırakmanın önemini işlediler.

Tarih bölümümüzde, İstanbul’un îmarında büyük hizmetleri olan Bezm-i Âlem Valide Sultan ve Gurebâ Hastahânesi tanıtılırken, Ahmet MERAL’in kaleminden Kısa Dünya Tarihi Osmanlılar dönemine giriş yaptı.

Siz okuyucularımızdan büyük bir alâka gören Zulmetten Nûra / Kalbin Gözyaşları’nda bu ay; Orhan, mâbedlerimizin iki merhamet ve şefkat nişânesiyle, sadaka taşları ve kuş evleriyle tanıştı.

Dursun GÜRLEK ve B. Cahit ÖZDEMİR; davetin kâğıda dökülmüşünü, kitabı anlattı.
Aynur TUTKUN ve H. Kübra ERGİN de, eğitimde sevgi ve korkuyu farklı iki açıdan değerlendirdi.

Ve şiirler... Muhteşem mâbedlerimize, huzura davet eden mimarîmize ve dâhî mimarlarımıza haklı methiyeler... Şiirler de güzele, hayra, doğruya, iyiye davette... Gönlümüz Hangi Davette?

Yüzakıyla...

2010-10-01

'Yağmur' dergisi

Geçen sayımızda ilk bölümünü yayımladığımız "Kur'ân" baş yazımız, ikinci bölümüyle devam ediyor. Söz konusu makalede, Kur'ân-ı Kerîm'in sihirli beyanlarıyla, bugün hemen herkesin merakla takip ettiği medeniyet harikalarına esas teşkil eden, hatta bir kısmını henüz tam anlayamadığımız, pek çok ilmî buluşa parmak basarak ehl-i insafı dikkate davet etmekte olduğuna temas ediliyor.

Takip eden sayfalarda tasavvufî şiirlerin mihmandarlığında insan-ı kâmilin izlerini süren Tahir Taner, dinin ve va'z ettiği prensiplerle birlikte gelişen içtimâi meselelerin, dünya edebiyatlarının bütününün temel kaynaklarından birini oluşturduğu tezini savunuyor. Klasik edebiyatımızdan yapılan alıntılarla zenginleştirilen bu tez, meraklıları için nitelikli bir okuma haritası çıkarıyor.

Mehmet Erdoğan, şiir tahlilleriyle Yağmur'a misafir olmaya devam ediyor. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "İnsanlığın Efendisi" isimli şiirini ele alın Erdoğan, adı geçen şiirin modern edebiyatımızın en güzel na'tlarından biri olarak nitelendiriyor.

Bu sayımızda edebiyata dair fikirlerinin izi sürülen iki isim var. Bu yazıların birisi yedinci bölüme ulaşan ve Ali Osman Dönmez imzasını taşıyan "Hocaefendi'nin edebiyata dair fikirlerini anlama yolculuğu". Yazı dizisinin bu bölümü, "Sanat eseri; ruh ve düşüncenin tercümanı olmalıdır", "Sanatta ‘kendimiz’ olma", "İslâm sanatının temel kaynağı", "İnancımız resmedilemedi", "Sanat, medrese, tasavvuf ve sünni İslâm", "İslâm estetiğinin günümüzde aşmak durumunda olduğu problemler", "Bugün için sanatın hâl-i pürmelâli", "Sanatta Rönesans", "Rönesans ve fantezi", "Sanat ve mazi", "Bugünü yarına en iyi sanat eserleri taşır", "Anarşist üslûplar ve yanlış sanat telâkkileri" başlıklarını mercek altına alıyor.

Edebiyata dair düşünceleri incelenen diğer yazarımızsa, romandan piyese, denemeden hikâyeye edebiyatın birçok türünde nitelikli eserler vermiş ve 20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak edebiyat tarihimizdeki yerini almış olan Tarık Buğra.

Devam eden iki yazı dizimiz daha var. Bunların ilki "Hikâye Mektupları". Artık ciddi takipçilerinin olduğunu söyleyebileceğimiz bu dizinin bir kitaba doğru yürüdüğünü müjdeleyerek A. Erdem Sözeri okurlarını sevindirelim. Seri yazılarımızın ikincisi ise Cihan Okuyucu imzasını taşıyor. Okuyucu, geçen sayı ilk bölümünü yayımladığımız Icapa Gezileri'ni anlatmaya devam ediyor.

Şiirleriyle sayfalarımızı süsleyen isimlerse şöyle: Mehmet Aycı, Nedim Yılmaz, Ali Osman Kurun, İsmail Kaplan, Yaşar Beçene ve Hasan Çağlayan.

Diğer türler yönüyle de oldukça nitelikli olan ellinci sayımızı beğenerek okuyacağınızı ümit ediyoruz.

Yeni sayılarda buluşmak ümidiyle.

İrtibat:
Bulgurlu Mh. Bağlar Cd. No: 5 P.K. 72 Üsküdar-İSTANBUL
0216 522 11 44
info@yagmurdergisi.com.tr

'Müsvedde' yoluna devam ediyor

MÜSVEDDE DERGİSİNİN EKİM-KASIM-ARALIK 2010(12. SAYISI)YAYIMLANDI.


Müsvedde, yoluna devam ediyor. İlk günkü heyecanımızla yine dopdolu bir sayı hazırladık sizlere. Yine en az gönüllerinize hitap edeceğimiz kadar göz zevkinize de hitap edeceğimizi garanti ediyoruz.

Şimdiye kadar kapakta köklü bir değişikliğe gitmeyen Müsvedde, bu sayısında değişik bir kapak tasarımıyla karşınıza çıkıyor. Bu hep böyle gidecek diye bir şey yok. Diğer sayıda ne olur bilinmez. Biraz nabız yoklamak istedik. İç sayfalarımızda da yaptığımız bazı değişiklikleri çabucak fark edeceksiniz. Ön ve arka kapakta kullandığımız fotoğrafları sağ olsun Zeynep Hanım’dan izin alarak kullandık. Kendisine teşekkür ediyoruz. Zeynep Hanım gerçekten usta bir fotoğraf sanatçısı ve fotoğraflarının altına yazdığı yazılardan anladığımız kadarıyla da iyi bir yazar da aynı zamanda. Çok da güzel bir internet sitesi var. www.zeynepinyeri.com uzantılı siteyi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.

Bu sayımızda artık şiirlerine âşina olduğunuza inandığımız Rasim Demirtaş ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşiyi Eyüp Tosun yaptı.

Hasan Parlak Müsvedde Hayatlar, Ayşe Yamaç Okullu Melekler, Murat Çelik Labirent, Ömer Kemiksiz Şehir Vedaları, Duran Çetin Âleaddin’den Mevlana’ya, Burcu Akkanlı İsimsiz Mektup İmgesi, Can Şen Peyami Safa-Cahit Sıtkı Tarancı Dostluğu, Serpil Akgül Nedim’in Sebk-i Hindî’nin İzinde Vasfettiği Dilber Ve Bir Gazel Üzerine, Ayfer Sümer Bozaa, Abdurrahman Çiçek Yürek Yangını, Sefa Durmaz Adımlarla Hayat, Ayhan Öztürkoğlu Seküler Açıdan Kadın İronizmi, İnanç Baral Deli Deli Olma başlıklı hikâye, deneme ve makaleleriyle yer aldılar.

Rasim Demirtaş, Mehmet Şüphecioğlu, Mehmet Nuri Parmaksız, Nihat Kaçoğlu, Mustafa Durdu, Fevzi Yetkin, Mirjakıp Turanî, Tevfik Hatıpoğlu, Ümit Erdem, Cahide Güçlü, Sibel Dalgın, Ayhan Aslan, Hızır İrfan Önder, Filiz Özdemir ve Yusuf Bal bu sayımızın şairleri.

Küllük, ilk kez karşınıza çıkıyor. Bu sayımızdan itibaren sizlerle olmaya devam edecek. Küllük, sizlere kültür-sanat ve edebiyata dair bazı haberler verecek, bazen de yorumlar yapacak.

Edebiyat, sanat ve kültürle iç içe bir toplum olabilmemiz umuduyla, keyifli okumalar.

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com