Hudayinabit adlı şiir kitabı Profil Yayınları'ndan çıkan şair Süleyman Çobanoğlu Dergâh dergisinin orta sayfa sohbetinde az şiir kitabı çıkarmasının sebeplerini anlattı.
Dergâh dergisine konuşan şair Süleyman Çobanoğlu, son şiir kitabı "Hudayinabit"in "Şiirler Çağla"dan on beş yıl sonra yayınlanmasını, "Şiir yayınlamak, hatta yazmak konusunda bir programım, projem, stratejim, yaklaşımım yok. Şiirimi planlamıyorum. Takvimimde işaretlemiyorum. Biliyorum ki, şiirin kaçırdığı bir tren yok, elden çıkardığın bir zaman, getireceği bir kâr yok" diyerek açıklıyor.
Hudayinabit adlı şiir kitabı Profil Yayınları'ndan çıkan şair Süleyman Çobanoğlu Dergâh dergisinin orta sayfa sohbetinde az şiir kitabı çıkarmasının sebeplerini anlattı. Şiirler Çağla'dan on beş yıl sonra yeni şiir kitabı için neden bu kadar uzun süre beklediğiyle ilgili soruyu şöyle cevaplıyor:
"Çok basit: Yeni kitabım bitmemişti. Şiir yayınlamak, hatta yazmak konusunda bir programım, projem, stratejim, yaklaşımım yok. Şiirimi planlamıyorum. Takvimimde işaretlemiyorum. Biliyorum ki, şiirin kaçırdığı bir tren yok, elden çıkardığın bir zaman, getireceği bir kâr yok.
İçine sindi mi, bu bir şiir kitabı oldu mu? Hayır. O zaman çıkarma. Bir dergiden mutlaka kafanı uzatmak mı, yoksa yazdığın şeyin şiir olması mı?
Hudayinabit'in bir bütünlük arz ettiğini görene kadar çıkarmadım. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın çok kitap çıkarması faziletse, "Kendi Gök Kubbemiz" nedir?"
Kitap boyunca gözetilen bir hatır, hissedilen bir vefa, duyulan bir merhamet, onarılan bir gönül, özen gösterilen bir denge var. Bunların içinden özellikle "merhamet" sorulduğunda şunları söylüyor Çobanoğlu: "Bu başat duygudur, doğru.
Çünkü ortalık karıştığında, tarih tıkandığında ve insanın acınası insanlığı köpürdüğünde, ilk kurban verilen merhamet olur. Şairin en çok aradığı. Merhamet, evet.
Ama o edilgen, yapış yapış, cıscıvık sevicilik değil. Çok daha başka, çok daha derin bir şey. Merhamet, şairin ve insanın varlığa katılmasıdır. Hüznünü gideren, yalnızlığını azaltan o merhem...
Merhametsizlik bunun yolunu acımasızca keser. Şiirin tam da bugün merhameti talep etmesi ve merhamet yayması gerek. Aksi, şiirden beklenen temel şeyin ıskalanması olur."İlham, ocaktan indirmememiz gereken bir aştır görüşünü tekrardan yorulmayacağını dile getiren şaire göre, "ilham Alllah'ı hatırlatır. Gergin bir urgan gibi; diğer ucundan mutlaka bir tutan olmak lazımdır. Derinlemesine bir çizgiden söz edenlerin, insan ve toprakla, Allah ve dünya ile bağıntıdan dem vuranların "ilham" diye bir meselelerinin olmaması; sağlıksız, kişiliksiz. (...) İlham, neyi nasıl anlayacağımızı söyleyen bir anahtardır."
Dergâh dergisinin Aralık sayısında Murat Türkyılmaz, Atakan Yavuz, Rıdvan Sözener, Mustafa Burak Sezer, Murat Saldıray, Elif Nuray, Emel Özkan, Orhan Tepebaş ve Nadir Aşçı'nın şiirleri, Selçuk Orhan ve V. Hüseyin Kaya'nın ise hikâyeleri yer alıyor. Osman Toprak, Mustafa Akar ve Said Yavuz'un derkenar sütunlarında yazdığı dergide Mustafa Kutlu'nun son kitabını Kadir Can Dilber, alternatif anlatımlarla ele alıyor. Hakkı Özdemir'in "Türk Romanı" yazıları Tarık Buğra ile sürüyor. Dergâh dergisini eline alanlar bu sayıda ayrıca Adem Yazıcı'nın "Ziya Osman Saba", Emel Koşar'ın "Suat Salih Arsal" yazılarını da okuyabilirler. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu'nun "Cumhuriyetin Dindar Kadınları" adlı önemli eserini Yunus Emre Tozal değerlendiriyor.
Tel: 0 212 518 95 78
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder