2008-11-02

"Kitap-lık" dergisi


Yahya Kemal’in Rüzgârıyla
Kasım 2008 Sayı: 121

Frankfurt coşkusu yerini İstanbul Kitap Fuarı’na bıraktı... Bu yılın onur yazarı Füruzan. 47’liler’e odaklanan etkinliklerle, söyleşilerle “Füruzan dolu bir fuar” bizi bekliyor.
Füruzan’ın kitaplarla ilişkisini anlattığı ilginç bir söyleşiyle başlıyor Kitap-lık. Ardından Engin Soysal, Le Clézio’nun yazı evrenine götürüyor bizi. Bu sayının sürprizi ise sandıktan çıktı: Tanpınar’ın 1960 tarihli “Atatük” yazısı... (Atatürk’ün 70. ölüm yıldönümüne denk geldi ortaya çıkışı.)
Yahya Kemal’in ardından 50 yıl geçti (1 Kasım 1958). Sayısız yayın ve etkinlik yapıldı yıllar içinde. Üzerinde en çok çalışılmış birkaç yazardan biri kuşkusuz. Büyük yazarlar elbette tüketilemezler. Her zaman yeni çalışmalar yapılabilir, farklı bakışlara hedef olabilirler.
Kitap-lık da kendine özgü bir kurguyu gerçekleştirmeye çalıştı. 1950-65 arasında doğmuş günümüz şairlerinden on ikisini bir mektupla Yahya Kemal üstünde düşünmeye davet ettik. Altı şair dosyaya katılabildi (Frankfurt Fuarı’nın da etkisiyle). Mehmet Can Doğan da şairin son yıllarındaki algılanışını değerlendirdi. Böylece bir büyük şairin zaman içindeki yolculuğu bir parça görünür oldu.

Bu yıl gerçekten büyük bir tırpan geçirmiş eline, canlara göz diken. Hoyratça her yana savurdu ama en dibimize de salladı tırpanını. İşte Metin And ve işte Dağlarca... And, geleneksel gösteri sanatlarına, tiyatro tarihine kendini adadı, olmazsa olmaz emekler kattı kültürümüze. Şiiriyle, ömrüyle bereket demekti Dağlarca da; son verimleriyle, şiiri her zaman kanatlandırabileceğini gösterip gitti.

Ama edebiyat, sanat en gür teselli kaynağı: Yapıtları elimizin altında gidenlerin, hatıraları da çok uzakta değil...

Murat Yalçın

İçindekiler:

EDİTÖR'DEN

RÜZGÂR GÜLÜ

Füruzan’la söyleşi, Engin Soysal, Hulki Aktunç, Feyza Zaim, Feyyaz Kayacan, Necmi Sönmez, Sevgi Ünal, Turgut Yüksel

ŞİİR

Hulki Aktunç - Yeke

Abdülkadir Budak - Yaş Meselesi

Lâle Müldür - Seyhan Özdamar, Medine

Cem Uzungüneş - Fosil Tarih

Yücel Kayıran - komşularımız çok uzakta

Bâki Ayhan T. - Çöplük

Betül Tarıman - En Büyük Sorun

Yavuz Özdem - Cesetler Gecenin Kıyısına Vurmuş, Islak ve Soğuk Fotoğraf

Ahmet Çakmak - Beyazlama

Murat Üstübal - Deliler Lojistiği

Soner Demirbaş - Rüzgâr Çanlı Oda Masalı

Azad Ziya Eren - Bir Dal Zeytin, Bir Dal Peygamber Kemiği, Bir Dal Oğul...

Fahri Güllüoğlu - Gagarin Bağı

Sine Ergün - Yorgun Sevgi Büyümek
ÖYKÜ

İlhan Durusel - İl/Han/Dan I Yürüyüy, Halay, Kıbrıs

Yasemin Yazıcı - Ada Su Atlas

Melida Tüzünoğlu - Yoksa yanılıyor muyum Nalan?

Kerem Işık - Bir Tuhaf Rüyaymış Zaman

SÖYLEŞİ

Mehmet Erte - “Gönül rahatlığıyla bir sandalyede oturduğunuzu söyleyebilir misiniz?”

DENEME / İNCELEME

Uğur Kökden - Kızıl Güz Meyveleri

Oğuz Demiralp - Yazıntılar I

Ebubekir Eroğlu - Medya İnsanı

SANDIKTAN

Ahmet Hamdi Tanpınar - Atatürk

DOSYA
YAHYA KEMAL’IN RÜZGÂRIYLA

Tuğrul Tanyol - Bir Toplum Mimarı Olarak Yahya Kemal

Şavkar Altınel - Bir Erotizm ve Geri Çekiliş Şiiri: “Ric’at”

Haydar Ergülen - Yahya Kemal’in Beş İstanbul’u

Roni Margulies - Dişi Bir Parsın Elâ Gözleri

Necmi Zekâ - Aziz Trapez

küçük İskender - Yahya Kemal Hakkında Savruk Maddeler

Mehmet Can Doğan - İfrat ile Tefrit Arasında Yahya Kemal
BABİL KULESİ

Ferma Lekesizalın - Masumiyet Çağı’ndan Masumiyet Müzesi’ne

Necip Tosun - Düşsel Öyküler: Ferit Edgü Öykücülüğü

Âlim Kahraman - Yahya Kemal’in Sağlığında Yayımlanan İlk ve Tek Kitabı: Balkan’a Seyahat

Ömer Ayhan - Zoraki Gezgin: Ahmet Haşim

Orhan Kahyaoğlu - Toplumsalcı Şiirden Şeytan’ın Şiirine

2008-11-01

"Mor Taka" dergisi


Türkiye gariplikler ülkesi. Bu gariplikleriyle hiç de şaşırtmıyor bizi. Kelli felli adamlar demokrasiyle tek kale maç yapıyor. Milyonlarca insanın iradesini yok sayarak yapıyor bunu, özgürlükleri hasıraltı edip rejimle alay ederek yapıyor bunu. Yazıyı kaleme alırken Türkiye'nin itiraz etmeden kanıksayabileceği bir haberle başladım güne: "Uzan'a Kitap Okuma Cezası." Başbakana hakaret etme davası sonuçlanmış. Ve garibim Uzan, ceza olarak 'öfke kontrol sistemi' programına katılacakmış ve 5 kitap okuyacakmış. Efendim 'kitap okuma'nın infazı tamamlama hal'i olduğu bir ülkede bilgideki hikmetin anlaşılma ihtimali olabilir mi? Hadi okumayı sevenler suç işleyelim!.. Postmodern ve gayet modern darbelerle halkın iradesine müdahil olanlar son günlerde çok öfkeli. Dünyada birçok kavramın içinin daha insani, gayet insani bilinçle doldurulduğunun farkında olup kumdan başımızı kaldırmanın zamanı gelmedi mi?

Barack Obama, büyük maça ısındırılıyor. Sonun başlangıcındaki ABD, ikiz kulelerin getirimini sekiz yıl kâr hanesine kıl payı işleyebildi. Ve beklenen kriz 2008'e damgasını vurdu. İmdi; siyahi bir liderle siyahileri ve öteki itirazcıları sekiz yıl daha kenetler. Titanik de hiç batmayacak bir gemiydi, küçük bir delik yetmişti ona. Her gecenin bir sabahı vardır!.. *

Şiir azaptaki vicdanımızdır. Kimi örtünür, kimi maskeler, kimi öteler… Poetikayı ve şair hallerini konuşmak için yola çıkan "Mor Taka" amatör bir inisiyatiftir. Kimsenin kamusalına etik dışı müdahil olma hakkını kendinde görmez. Bu tavır hiç şüphesiz polemik ya da kavga tedirginliğimizden değil, insan onuruna olan saygımızdandır. Kırıp dökmeyi, hoyratça tüketmeyi ebleh, aymaz hüneri bildik. "Kötülüğe iyilik er kişi harcı" erdemiyle yürüyoruz. Örgütlenen dilin parantez içine alınmış yağması etik endişemiz olagelmiştir. Dile yüklediğimiz atıflar söylenmiş ama söylenmemiş gibi iltifatsız kalması da gariplikler ülkesinin aydın kırgınlığı olsun dedik. Bulanık suda balık avlanmayı sevenler birbirinin gözlerini çıkartadursun, kendi safında adam gibi duranlarla konuşmak hep keyifli gelmiştir bana. Barışın da, kavganın da erdemini iyi bilmeliyiz, diyoruz ve işimize bakıyoruz. Bilinir ki, yönünü bilmeyen gemiciler için uygun rüzgâr hiç esmemiştir.

EDEBİYAT DÜNYASINDA YAPRAK DÖKÜMÜ

Zolu bir yıl geçti. Cengiz Aytmatov, Aleksander Soljenistsin, Erhan Bener, Ali Püsküllüoğlu, Mehmet H.Doğan, Erdem Beyazıt , Fethi Naci, Mahmud Derviş, İlhan Berk veMetin And'in ölüm haberleri üzdü bizi.Yeni kuşağın otopsiden arızalı, malul çıktığını düşünürsek, daha yalnızlaştı şiir, daha da hüzünle odalara çekildi söz. (Baskıya girdiğimiz 15 Ekim günü akşamı beklediğimiz ama kabullenmekte zorlandığımız bir ölüm haberi daha geldi. Koca şiir çınarı son yaprağını da dökmüştü.

16.50 ölümün tarifine çok fazla uymayan bir saat, ama şairce bir yolculuk zamanıydı. 94 yıllık efsane Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cemal Süreya'nın bir atfını zarafet olarak görür, şiirindeki akılcı boyut saptamasını yeminle reddeder. "Bir odunda ne kadar akıl varsa, benim şiirimde de o kadar akıl vardır," der. Masumiyetin ve özgünlüğün kalp kalesini inşa eden 'duygu', onun için de bozguncu akıldan çok daha önemliydi. Dilsiz bilimin, imgelemsiz uygarlığın olamayacağını ve bu uygarlığın ilk adımlarının sözcükler olduğunu savunuyordu. Sözcüklerin ustası olarak dolu dolu yaşadı. Âh ne demeli!...

En çok büyük eserler verenler ölür.

Rehavet ve ölü toprağı, küresel kırılmalarla eşzamanlı olarak serpiliyor üstümüze. İyimser olunamayacak kadar sıkıntılı bir dünya inşa etti modernite havarileri. Bireyselleşme ve yalnızlaşma modern zamanların kaçınılmazıydı. Bireyselleşen şairle birlikte şiir artık yalnız bir serüvencidir!.. Zaten duygusallıktan öte gitmeyen şiirin küratörleri ne'lik hırkasına büründü. Bu yolculuklar ölümlü olduğumuzu, içi doldurulamayan kavramların boş bir levha olduğunu kaç bininci kez hatırlattı bize.

Bulanıklık var, pamuk ipliğine bağlı pusulanın manyetik maymuncuğunu, mıknatıs nereyi isterse orayı çekeliyor. Bu ülke on yıllardır bizim maruzatımız değil mi?..

ŞAİRİN PATOLOJİK KAZISI

Aynaların yüzleştirilmesi tehlikeli ve imkânsızdır. 'Parçalanan dünyanın yeniden inşası' ne kadar mümkün? Henüz 27 yaşında aşırı kokainin de desteğiyle yaşama sırtını dönen şair Georg Trakl'ın dediği gibi "sızılı şeyler"dir müsebbibi, bedeninde ve ruhunda izin veremediğimiz kazının. Pathos, açılımları, okumaları zengin bir kavram. Dosyamızı oluştururken sınırlayıcı olmak istemedim. Zihinlerde karşılık bulduğu, çağrışım yaptığı, algılattığı 'şey'ler, toplumsal bilinç okumalarında hangi karşılığı bulduğu önemliydi. Dosyayı kurgularken psikopatolojinin boyutlarını ele almayı düşünüyordum. Toplumsal kırılmalar, nevrotik eğilimler, şairin kendiyle ve çevresiyle uyum sağlayamama sorunsalıydı. Şair saldırganlığının, bahane üretip sataşmasının arkaplanı, örgütlenen dile yüklenen mecazların nedenselliği, saklıbilincin ne'liği tahlil edilip çözümlenmesi amaçlanıyordu. Edebiyat, bu kırılmanın dış verileri olarak tedavi unsuru mu, yazınsal eylem fiili olarak mı muhatap edilecekti bu okumalara?

Nedense kılık değiştirmeyi, maskeyle dolaşmayı severiz. Bir soru üretiyor bellek: Gerçekle hayalin ayırtı çok mu önemli? Başka bir zihnin 'başkalaşan' öncelikleri, ayrıcalıkları kimlere uyar? Gerçekle hayalin arasına saklanan güve hasta ruhların daha organik üretim sürecini imlediği pratiğini savunur. Bilinçaltının iş'leyişinin deşifresi bizleri korkutur çoğu zaman. Bu deşifre arıklığımızın göstergesi olur endişesi ile 'sızılı şey'lerle örtündüklerimizi içten içe kabul etsek de zırhımızı incelteceği korkusu tedirginliğimizi ve savunmamızı arttırır. İmdi ortalık pembe bir rehavet, körler dalaşı olduğu zamandır. Tüm zamanların en birinci doğrusu; Kim korkar övgü dolu eleştiriden?

Biliyoruz ki: Madalyonun ters yüzü bizim kabullenemediğimiz gerçeğimizdir. Algılanan eleştirel dayatma; mahremimizi, kamusalımızı örseleyen unsur/kavram olarak görülürken özgüven sorunsalımızın adını koymaya yaklaşmayız bir türlü. Erk talebi; İçe dönüklüğü ve nevroz'a ihale ettiği örtünme ile yaşananın neresindedir? Şiir kendini hangi sorunsallarla üretir?

Biz bozukluklar üzerinden yeni okumalar yapmak istiyoruz. Şiiri ya da şairi pathos'un inceleme alanlarına ayrıştırarak; nedenselliğe, oluşun hallerine, yapısaldaki değişimlere, yaşamsal 'değer'lere yanıt arıyoruz. Aristoteles, pathos'u tanımlarken; "Bir insanı ikna etmek için müşterek duygulanımlar alanını kurmayı, kullanmayı" önerir.

Biz nedensellik ve teşhis üzerinde duracağız.Müdahalelerin şair malzemesi üzerinde tedavi kabul etmeyeceğine göre iyileştirmenin imkânsızlığına inananlardanım. küçük İskender, bir söyleşisinde; "Şiir de, şairin içinde bir tür iltihap gibidir," diyor ve ekliyordu: "Çünkü dışarıdan hayatına giren hem bireysel, hem sosyal olumsuzluklar, kendi dünyasındaki güzel olan kavramlarla çatışır; hem kendinden birtakım şeyler ölür, hem dışarıdan gelenler ölür. O oluşan iltihaba, patolojik bir gözle bakarsak, şiir demek mümkündür."(1) Yapısal fonksiyon bozukluğunun şuaranın başat proplematiği, şiirin diyalog platformunda denek taşı olduğu, kimsenin kimseyi okumadığı, itelediği yaşanan gerçek. Geri çekilmek yeni bir hamle için kaçınılmazdır. "Şairlerden bıktığını, hikâyecilerle arkadaş olmak istediğini" söyleyen Haydar Ergülen'i (2). "Şairlere saygı duymuyorum, dahası, büyük bir kısmı giderek bir acıma uyandırıyor bende. Şairin olması gereken yerle bulunduğu yer arasındaki uçurum bu duyguyu yaratıyor. Şair hiçbir zaman bu denli düşmemişti ve düştüğü yerde açılan çukur yalnızca onun eseridir." (3) diyen Tuğrul Tanyol'u böylesine katı serzenişe sürükleyen neydi? Cemal Süreya da benzer kaygıları dile getiriyordu; "…Bir bölük şair, yazar, edebiyatı siyasal açıdan küçümsüyor, hafife alıyor, doğru. Ama bunların dışındaki yazarların da edebiyata sevgiyle bakmadıklarına tanık oluyoruz. Acıdır bu. Kısaca, hepimiz kötüyüz. Sevmiyoruz birbirimizi, ikiyüzlüyüz." (4) İsmet Özel, fiil üzerinde ayrıştırıyor şiirin ol'ma ciddiyetini; "Şiir konusundaki ciddiyetten de mahrumuz ya da bunlar birbirinin sebebi. Şiiri atladığımız için Türkiye'nin kendime mahsus yolu meselesini gözden kaçırıyoruz ya da Türkiye'nin kendine mahsus yolu bizim derdimiz olmadığı zaman şiiri rahatlıkla çöpe atabiliyoruz." (5) Şiirin bir ülkenin, hayatın teminatı olduğunu, söyler, siyasetçilerinin zaaflarını, ülke insanın şiirle kurmuş olduğu irtibatın zayıflığıyla ilişkilendirir, duygulanımlar alanını kurmayı, kullanmayı önerir.

PATOLOJİK KAZA!.. İNTİHAR!.. HESAPLAŞMANIN ÖTEKİ YÜZÜ

Kurgunun ve pratiğin patolojisi çokça tartışıldı, konuşuldu. En çok tedirgin olduğumuz kavram şüphesiz intiharlardır. Çok daha karmaşık bir yapısı vardır. 'İntihar'ların içselleştirdiğimiz bir yanı olmuştur hep. Dalgalı hayatların erken yaşlandırdığı organizma, bu dünyada yapacak bir şeyinin kalmadığı kanaatindedir, "Yaşamda kalmaya kendini ikna edemeyenlerin", akan kanı donduran şairlerin ortak paydaları çok benzeşiyor. Çocuk yaşta sorumluluk üstlenmeleri, anne babanın erken kaybı, yoksulluk, melankolik aşklar, sosyal incinmeler ilk akla gelen etkenler…

Kendini yok etme erken geri çekilme projesidir. Bu kaçış egzotizmi, bilinmeze ve büyülü sonsuza ne çeşit bir yolculuktur? Oysa bu ürkünç oyun bir kez tecrübe edilebilir ancak.Yüzleşmekten korktuğumuz bedenimizin yalnızlığıdır. Ruhu ayartan 'iblis'in ruletteki adaletsizliğinin farkında olduğumuzda tekrarı olmayan bir oyunu tecrübe ediyoruzdur. NilgünMarmara, "hayatın neresinden dönersen kârdır," derken; yaşamı zarar hanesinde geciktirmemeyi planlamıştır çoktan. Soğuk yüzlü bir trenin demir tekerlerinin altına atlayarak hayatına son veren Attila Josef, 32 yaşındadır. ''Raylarda çırpınır kanlarım sıcak'' son dizeleridir. Modern sürrealizmin ilham kaynaklarından, romantizmin en güçlü temsilcisi olan Gerard de Nerval, kendini bir sokak lâmbasına asar. Ya da sokak lâmbası onda asılır. Evinin pencere demirlerine astığı da başka bir rivayettir. Lirik şair Paul Celan, Seiné Irmağı'nın serin suyuna kendini bıraktığında 28 yaşındadır. "Siyah sütünü içiyoruz, sabahın akşam saatlerinde/ Onu içiyoruz, öğle sabah demeden hep onu/ Geceleri içiyoruz,/ habire içiyoruz/ Bir mezar kazıyoruz gökyüzüne rahatça yatmak için/ Adamın teki, bir evde yılanlarla oynuyor, yazıp çiziyor." Güzdökümcü şiirin önemli temsilcisi, bu sayıda söyleşisini türkçeleştirdiğimiz Sylvia Plath, teknolojinin kötü faili 'gaz'a teslim olduğu zaman 30 yaşındadır. Sergey Aleksandrovich Yesenin'de otel odasında bileklerini kestiğinde aynı yaştadır. Vladimir Vladimiroviç Mayakovski, 37 yaşında silâhının infazına boyun büker. Sön sözleri "Şu yaşamda en kolay işti ölmek.. Asıl güç olan, yepyeni bir yaşama başlamak...'' olur. Özge Dirik, İlhami Çiçek, Sâdık Hidâyet, Samuel Taylor Coleridge, Georg Trakl, Anne Sexton, Antonin Artaud, Beşir Fuad, Dalida, Kevin Carter, Ernest Hemingway, Stefan Zweig,Walter Benjamin, Yasunari Kavabata, VirginiaWoolf, Jack London, Vincent Van Gogh…. Ve daha niceleri. Bu kutsal katillerin eylemi korkakça ve zamansız değil miydi? Bir de yaşayarak intihar edenler var…Kavgaya katıldıkları için bunlar beni daha çok ilgilendiriyor.

Bir sürü eksik yaşam, bir sürü trajedi… 'Her sabah yeni bir başlangıç' olmasının güzelliğini arıyorum. Bir oyun mu bu, terapi mi, geri çekilme mi?

BU SAYIDA

Bu sayıda; Erdem Beyazıt ve İlhan Berk'in ölüm ülkelerine başlattıkları yolculuğun anmalığı ile başladık. Kemal Özer'le şiiri, şairi, yayıncılığı konuştuk, şiirinden ve günlüklerinden örnekler sunduk. SıdıkAkbayık, keyifli bir İlhan Berk şeceresi yaptı. Şiir ve pathos dosyamızda; Anton Neumayr'ın şiirde pathos ve tıp, Hüseyin Atabaş, 'Patoloji ve şiir'i, Yusuf Alper, pathos'u, Hilmi Haşal, Deliye her gün bayram gerekçesi: şiir'i, Niyazi Karabulut, 'Kalemini kıran çöl şairleri'ni, Erdal Sarıçam, "İntihar eden ünlüler" bağlamında intiharın var oluş nedenleri'ni, Tan Doğan, çağcıl yaşamda 'insan' ya da 'çökkünlük, depresyonu, Gökher Şükrü Baylan, Hakikatin katli'ni, Tülay Kale, Yürek sandalı hayata çarpanlar'ı, Mustafa Karaosmanoğlu, 'Aralık' kavramı altında bireyin 'ne'lik sorunsalı'nı, Enver Uzun, Rus şiirinde pathos'u konu aldı. Celâl Fedai, 'Patetik Hâllerimden Bir Nebze' Filistinli şair Mahmud Derviş, 1941 yılında başladığı yaşamına; hastalık, sürgün ve hapisle geçen zorlu 67 yılın ardından 9 Ağustos günü son noktayı koydu. Şairi Türkçeye kazandırdığımız şiirleriyle anıyoruz.

Bir okuyucusu S.Plath'a soruyor: 'Eser yayınlandığında üzerinize düşen bu berbat sorumluluk yüzünden yazmaya nasıl cesaret ediyorsunuz, şiir yazıp yayınlamaya nasıl cesaret ediyorsunuz?' Açık yüreklilikle yanıtlıyor S.Plath. M.Yeniay'ın çevirisiyle okuyacaksınız. Kerim Humari, Teysir Sebul, Kasım Cabbara, Hermann Hesse, Paul Éluard, Bojidar Grozev, Friedrich Rückert, RalphWaldo Emerson, Sándor Hunyadi ve Abdulkadir Es-Sufı çevirilerini zevkle okuyacaksınız. Laurent Jenny'nin "Betimleme nedir?" sorusuna verdiği yanıtı, Vural Bahadır Bayrıl ile şiir eksenli söyleşiyi Selçuk Erat, Orhan Karaveli ile Nazım Hikmetin Moskava günlerini Rıfat Gürsoy, Nurettin Durman'la "Kayıp zaman atlası" üzerine konuşmayı Asım Öztürk yaptı. SıdıkAkbayır'ın İlhan Berk çeşitlemesi farklı bir soluk getiriyor. İkinci bölümünü yayınladığımız Sergei Rudol'fovich Mintslov'un Trabzon Eyaletinin İstatistik Özeti, 1916-17 yıllarına ışık tutmaktadır.

MuharremTanrıveren'in "Dil ve din dilini",Mustafa Fırat, gizem ve erdem şiirleri olarak "Nar Meseli"ni, İhsan Bektaş, TamerAbuşoğlu'nun 9.şiir demeti'ni, İmren Ç.Tüzün, "Bir özgürlük talebi: 1968'i, Hasan Akarsu, "Zamansız zamanlar"ın şiirlerini, Yahya Kurtkaya, Tan Vakti Eşya'yı Tanımak', M.NihatMalkoç, Şiirin KalbineYolculuk'u, HasanAktaş, Can Yücel'in Şiirinde Mistik Ve Ekolojik Dölleme İle Hacı Bektaş- I Veli'yi yazdı. Z.E.Deniz Oğuz, gizemli bir Karadeniz yolculuğuna ekliyor bizi. Türkiyenin ve dünyanın nabzını tutan şairlerin şiirlerini keyifle okuyacaksınız.

Çevirileriyle; V.Doğan Günay, A.Serra Dilek, Hüseyin Kara, Müesser Yeniay, Niyazi Karabulut, Yahya Kurtkaya, Gülmisal Kızılhisar, Hilmi Haşal, Enver Uzun, Mehmet Kandemir, Bünyamin Kasap, H.İbrahim Aydın, Vural Yıldırım dünya dillerinin gizemini Türkçemize taşıdı. Mor Taka etik müdahaledir.

GELECEK SAYI

12. sayımızın dosya konusu: "ŞİİRDE, TEKNİK ve ESTETİK" olacaktır. Tartışılacağını umduğumuz yeni bir projeyi de deklere edeceğiz. Gönderilecek yazıların 'world', görsel malzemelerin 'photoshop' formatında düzenlenmesi işimizi kolaylaştıracaktır. Yapılan çevirilerde, metnin alındığı kaynaklar belirtilmelidir. Özellikle şiir gönderen arkadaşlarımızın, şiirleri ve akıbetleri hakkında özel yanıt isteklerine, bazen yanıt veremiyoruz. Anlayışla karşılanacağını umarız. 12. Sayıda buluşmak dileğiyle.

MOR TAKA

ŞİİR VE KENT KÜLTÜRÜ




ISSN 1307-3060

sefer sayımız: on bir

güz / iki bin sekiz

*

rüzgâr muhalif esmez ise

yolculuk anı gelince demir alır

-yerel süreli yayın-

*

kaptanı:

yaşar bedri özdemir

*

bağlı bulunduğu liman:

fatih mh. zübeyde h.cad. kırklar ap.altı:23

61040 trabzon/türkiye

*

konuşma-yazışma-seyirlik :

tel-fax:0462 - 229 06 34

mortaka@gmail.com

www.yasarbedri.com

*

yapım, tersane, kapak, iç düzen :

nakkaş reklâmcılık tanıtım hizmetleri

tel: 0(535) 945 43 45

*

yayın koordinatörü:

rıfat gürsoy /tel: 0532 430 48 54

rfat_gursoy@yahoo.com

*

bölgesel iletişim / saktış noktalarımızı:

(adana) cumali başeğmez, (0542 488 43 71)

(ankara) filiz kılınç, (0546 493 92 77)

(bursa) seriyye kitabevi, (0224 224 50 52)

(giresun) rıfat gürsoy, (0532 430 48 54)

(gümüşhane) ahmet ayvacı, (0456 213 42 83)

(istanbul) said ercan, (0532 688 24 94)

(izmir)mehmet şamil, (0555 596 07 90)

(Ankara İstanbul) imge kitabevleri

(İzmir) Pan, İletişim,Yakın kitabevleri

(Trabzon) Akoluk, Beşikçi, Çağrı, Ra

Mehmet Şamil Baş

"Ada" dergisi


Ada dergisi 10. Sayısını Yayımladı.

Özellikle Anadolu’da kültür ve edebiyat içerikli dergi çıkarmak ve onu yaşatmak hayli güç. Ada 10. sayısıyla okuruna güz mevsimine yaraşır okunacak iyi bir dergi sunuyor. Ada, ‘her zaman bir başka ada vardır ’ diyerek başladığı yolculuğuna devam ediyor.


İlk sayısından itibaren şiirdeki titizliğiyle dikkati çeken Ada’nın bu sayısında da şiirler özenle seçilmiş. Ali Çivril, Ali Osman Kurun, Alperen Yeşil, Aydın Afacan, Celaleddin Koç, Derya Önder, Ercan Yılmaz, Ertan Yılmaz, Ertuğrul Aydın, Fatma Esti, Hasan Aydın, Hakan Hakkı Cankatan, Kaan Koç, Mehmet Ercan, Mehmet Şamil, Nadir Aşçı, Naime Erlaçin, Neriman Calap, Selaattin Yolgiden, Selçuk Küpçük, Veysel Çolak , Yavuz Türk ve Aragon çevirisiyle Kenan Sarıalioğlu Ada’nın sayfalarını süslüyor.

Ada’da iki özel söyleşi yer alıyor . İlki Türk Edebiyatının önemli öykücü ve romancılarından Hasan Ali Toptaş’la gerçekleştirilmiş.
Aylin Süreyya Antmen, Ayşe Keskin, Feyza Hepçilingirler, Gülce Başer, Hülya Soyşekerci, Kadir Aydemir, Ruşen Ergün, Serkan Ozan Özağaç ve Serkan Türk’ün sorduğu soruları Hasan Ali Toptaş içtenlikle yanıtlamış.

İkinci Söyleşimizi Sanat, Edebiyat ve Dil Üzerine Ferit Edgü ile Dr. Mutlu Deveci ile gerçekleştirdi.

Müge İplikçi, Ruşen Ergün, Serkan Türk ve Temel Karataş, birbirinden güzel öyküleri ile Ada’ya renk katıyorlar.

Rilke üzerine ada bu sayıda üç özel yazı yayımlıyor. Alper Sarı’nın Rilke ve Ölümün Doğurganlığı Üzerine, Arzu Alkan’ın Duino Ağıtları ve Ayşe Keskin’in Bir Y/azdan, Bir Ayaza… Mektup! isimli denemesiyle Batı şiirinin en büyük şairlerinden Rilke’ yle buluşturuyor bizleri..

Murat Ergin’in Kayıp Oda adlı denemesi, Korhan Altunyay’ın Şiir ve düşünce birlikteliği: Nazım Hikmet şiirine estetik bağlamda bir bakış adlı inceleme yazısı, Genç Öykücü Seyit Göktepe’nin Bir Okuma Serüveni Olarak İstanbul başlıklı yazısıyla Ada ’nın bu sayısına katkıda bulunuyor.

Onur Caymaz’ın Dünebakan adını verdiği günlüğünü bu sayıda da okumayı sürdürüyoruz.

Mehmet Sümer’in “Şer Cisimler” Asrında bir “Melek Geçti” adlı yazısı V.Bahadır Bayrıl şiirine incelikli ve yeni bir bakış açısı sunuyor.

Fatih Kanter, Tutunamayanlar romanında mekan adlı denemesiyle dikkat çekiyor.

Aysuda Şahin’in Kurşunlanan Türkoloji adlı eser üzerine kaleme aldığı inceleme yazısıyla genel bir bakış sunuyor okuyuculara.

Gürcü Tiyatrosuna Necati Zengin’le kapsamlı bir bakış, Kadri Özcan’ın Türk Edebiyatında Devlet Tiyatrosunun Yeri adlı yazısını da keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Ada, ilk sayısından itibaren ustalara saygıyı, gençlere kucak açmayı düstur haline getirmiş bir dergi olarak bundan sonra da dil, bilinç ve ruh kirliliğinden olabildiğince uzakta yer alacaktır.

İrtibat:
ADA üç aylık edebiyat-kültür dergisi
Sahibi: Serkan Türk
Bilgi İçin: 0 462 223 41 36
0 505 496 94 93
e-posta: serkanturk61@gmail.com
Yazışma adresi: PK. 203 TRABZON

"Şiiri Özlüyorum" dergisi

ŞİİRİ ÖZLÜYORUM DERGİSİ’NİN 28. SAYISI İÇİNDEKİLER:

John O’Loughlin- Anti- Şiirin Anti- Felsefesi/ S.2
Veysel Çolak- Aşkın Bekleyen Kıyıları (Şiir)/ S.3
Ahmet Ada- Derin Beyaz Atlar (Şiir) / S.4
Celal Soycan-Aleylua-4 (Şiir) / S.5
Hüseyin Çiftçi-Derinlikler (Şiir) /S.6
İlhan Kemal- Güz?- Ben Değilim! (Şiir) / S.7
Mustafa Ergin Kılıç- Esin Tin-Uçuk(Şiir) / S.8
M. Mahzun Doğan- Merhaba (Şiir)/ S.9
Ogün Kaymak-En Derin Yeri Zamanın (Şiir) / S.10
Tamer Gülbek- İşgalci (Şiir) / S.10
Okan Alay- Dengbej Filit (Şiir) / S.11
Fahrettin Koyuncu- Kemlik Suresi (Şiir) / S.12
Seyhan Özdamar- Ah’topot (Şiir) / S.12
Ahmet Gök-Gaja (Şiir) / S.13
Ercan. Y. Yılmaz- Muska (Şiir) / S.14 (Şiir)
Emin Kaya- Kült Kediler Yasası (Şiir) / S.14
Özgür Balaban- Rose (Şiir) / S.15
Gökhan Göçer- Evlere Çalım Atan Kuş (Şiir) / S.15
-------------------------------------------------------
Dosya: İlhan Berk (S.16-45)
Mustafa Durak: İlhan Berk Şiirinde Kuramsalın Değeri
Fuat Çiftçi: Şiirin Tohum Kuyusu İlhan Berk
Adil İzci: İlhan Berk İçin
Hüseyin Alemdar: Kült Bir İlham Berk
Betül Tarıman: İlhan Berk’i Anlama Çabası
Ahmet Uysal: İlhan Berk Ölmüş Dediler- Nesneler Şamanı
Zeki Karaaslan: İlhan Berk’e Selam
Mustafa Ergin Kılıç: Kuşların Doğum Gününe Gitti !
Volkan Odabaş: Ölüm, Uzun Bir Adam’da Yazıyor Yazısını
İlhan Kemal: Sihir Adam İlhan Berk
Okan Alay: İlhan Berk Ve Şiir
-------------------------------------------------------
Hüseyin Alemdar- Beşli Aşk Kağıdı (Şiir) / S.31
Uluer Oksal Tiryaki- Verlaine Günlükleri (Şiir) / S.45
Görselcilere Sinir Ağı- 1 / S.46
Birkaç Kuş Birkaç Anı’da Saklısu: Veysel Çolak ( Kitap Tanıtımı) S.47
Zeki Karaaslan- Şiirin Aşısı/ S.48-49
Fuat Çiftçi- Değiştirmeler (Şiir) / S.52 (Arka Kapak)

Ayrıntılı bilgi:
www.siiriozluyorum.blogcu.com
www.siiriozluyorum.blogspot.com
0542 407 2802

"Hece" dergisi

Eşiklerin etkileyici yazarı Adalet Ağaoğlu, insanın daima merkezde olduğu bir edebiyat anlayışını benimser. Bu anlayışla kendi 'okur kabilesi'ni de adım adım yaratmıştır. Romandan öyküye, oyundan denemeye pek çok türde çok sayıda eser vermiş olan Ağaoğlu, 1946 yılında Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yazarak başladığı edebiyat serüvenini 62 senedir yorulmaksızın sürdürüyor. Bu serüvende üzerine eğildiği her türün hakkını vermeye çalışıyor.
Füsun Akatlı'nın ifadesiyle "düşünce düzeyindeki doğrularla, sanat düzeyindeki doğruları buluşturabilmiş" bir yazar olan Ağaoğlu, eserlerinden bazıları ile ödüller de aldı. Üç Oyun ile 1974 TDK Tiyatro Ödülünü, Yüksek Gerilim ile 1975 Sait Faik Hikâye Armağanını, Bir Düğün Gecesi ile 1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1980 Orhan Kemal Roman Armağanını, 1980 Madaralı Roman Ödülünü, Çok Uzak Fazla Yakın ile 1992 Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülünü, 1995 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü, Romantik Bir Viyana Yazı ile 1996 Aydın Doğan Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1997 NTV Yılın Yazarı Ödülünü ve 1999 Aziz Nesin Ödülünü aldı. Fikrimin İnce Gülü, "Sarı Mercedes" adıyla 1993 yılında Tunç Okan tarafından filme alındı. Ağaoğlu, The Reader's Encyclopedia of World Drama (New York, 1969) adlı tiyatro ansiklopedisinde dünya tiyatro yazarları arasında anıldı.
Bu dosyada öncelikle bu göz alıcı birikimin roman, öykü ve oyun kısmına eğilelim istedik. Ruh Üşümesi, Yazsonu, Göç Temizliği gibi bazı eserler çok istememize rağmen dergimizin kapsamı nedeniyle değerlendirilememiş oldu. Özellikle bu yıl Nisan'da Amerika'da İngilizcesi yayımlanan Yazsonu, şiirsel dili ve ilgi çekici tekniğiyle ciddi bir çalışmanın konusu olmayı hak ediyor. Umarız ki bu dosya yazarın okur kabilesine yeni katılımları sağlamak yanında başka çalışmalara da zemin hazırlamış olsun.

Hayriye Ünal

DERGİNİN İÇERİĞİ:

KUM SAATİ
Yavuz Demir/Bir Frankfurt Güzellemesi 3
Selim Kahveci/Saatin Çarklarıyla Dönen Bir Mektep: Saatçi Musa'nın Yeri 3
Recep Şükrü Güngör/Yazmak Marazı 5
Murat Er/Asırlık Şiir Ağacı Fazıl Hüsnü Dağlarca Vefat Etti 7

Hasan Aycın/Çizgi 11
Hüseyin Atlansoy/Yarın Bekleyebilir 12
Mustafa Muharrem/Merdiven6 13
Ömer Aksay/Caz Halindeki Şehrin Agresif Şairinden... 15
Ali Emre/Frenk Avlusu 17
Hasan Yurtoğlu/Taş 18
Mustafa Köneçoğlu/Yanlış Hesap 19
Şahin Taş/Somur Bitmez 21
Mustafa Oğuz/Gözleri Şiir Olan Bilge Adam 24
Hüseyin Avni Cinozoğlu/Hayatı Sorgulama 25
Ali Pektaş/Mum İsi 26
Cemal Şakar/Entelektüel Vaizler 27
Ali Emre/Türkçe Bilmeden Şiirde Çığır Açmaya Yeltenmek 32
Fatih Yavuz Çiçek/Bir Şiir Dizesi Gibi Yaşamak 34
Mustafa Şerif Onaran/Gün Akşamlıdır 37
Gönül Utku/Sonuncu Frankfurt Karşılaşması 42
Âtıf Bedir/Seyyahın İzinde... 45
Ahmet Bozkurt/Vehim ve Rüyâ: Ahmet Hamdi Tanpınar... 48
Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan Balkanlara Mektup 57

Dosya
Adalet AĞaoĞlu:
"Hİçbİr Şeyden ÖĞrenmedİm Yazarak ÖĞrendİĞİm Kadar."

Hayriye Ünal / Adalet Ağaoğlu'yla Romanları, Öyküleri ve Tiyatroları Üzerine Söyleşi 60
Hayriye Ünal/Dar Zaman Fragmanları 76
Ümit Apaydın/Adalet Ağaoğlu'nun Ölmeye Yatmak Romanında... 84
Ercan Yıldırım/Çelişkileri Derinleştiren Kültür ve Bir Düğün Gecesi 90
Firdevs Canbaz/Yüksek Gerilim'den Hayatı Savunma Biçimleri'ne... 98
Mustafa Aldı/Çok Yönlülükte Unutulan Bir Yapıt: Duvar Öyküsü 107
Mehmet Narlı/Karanfil/Mercedes/Buzdolabı... 114
Ali Galip Yener/Adalet Ağaoğlu'nun Üç Beş Kişi Adlı Romanını... 119
Mustafa Zeki Çıraklı/Romantik ya da Roman-Tik: Adalet Ağaoğlu'nun... 125
Ülkü Ayvaz/Adalet Ağaoğlu Tiyatrosu Üzerine 131

Asım Öz/Kuramdan Yapıta, Yozlaşmadan Baskıya Sanatın Hâlleri 135
İshak Yetiş/Nobel Edebiyat Ödülü Le Clézio'nun 140
Süleyman Ceran/Özgür Açe'ye Hoşgeldin Büyük Gerilla Tunku Hasan Di Tiro 145
Ertan Engin/Nâzım Hikmet'in 'Faust'u: Kafatası 151

KİTAPLIK
Necati Mert/İçimdeki Zonguldak 155
İbrahim Koca/Afrika 156
Yusuf Turan Günaydın/Bizim Yunus 157
Yusuf Turan Günaydın/Ayla Demiroğlu Kitabı 159

"Sincan İstasyonu" dergisi

Sincan İstasyonu,Kasım 2008, Sayı: 15
Aylık Edebiyat Dergisi

İçindekiler:

Sina Akyol * Cihan Oğuz * Abdullah Şevki * Galip Doğan * Engin Berk *
Mustafa Emre * Veysel Çolak * Hüseyin Avni Cinozoğlu * Rahmi Emeç *
Serdar Ünver * İrfan Yıldız * Bekir Doğanay * Hüseyin Peker *
Özlem Sezer * Şahin Taş * Fergun Özelli * Remzi İnanç * Turan Karataş *
Erdem Arslan * Ahmet Emin Atasoy * Abdülkadir Budak


Şiirin direnişi * Yahya Kemal için prelüd * Vasat şair * Ahmet Erhan ya da beş damla kan * Koroya katılmadan bakmak * Can Yücel şiirinde anlam patlamaları *Gündeme yansımayan gölgeler * Pişmiş şair * Edebiyat yalan söyler *Dergilere çapraz değiniler * Şair olmak * Ölüm yaşanmıyor ki * Zorunlu biyografi * İsmet Özel’in travması * Tebessüm * Mektup var * Kumaşın ilk metresi * Edebiyat dünyasında ne var, ne yok

İrtibat:
Atatürk Cad. İrem İşhanı No: 2/28
Sincan/ANKARA
0312 269 38 00
0536 462 21 70
P.K.6 Sincan/ANKARA
sincanistasyonu@mynet.com
http://www.sincanistasyonu.com/

2008-10-20

"Kuşluk Vakti" dergisi

Kuşluk Vakti 6. sayısında yine dopdolu, yine sizlerle

Yayıncılık sektörü ile ilk tanıştığım günlerde, adını sıkça duyduğum ama ne iş yaptığını bir türlü kestiremediğim bir meslek kolu ile de tanışmış oldum: Editörlük!

Yayın dünyasına “iç”erden bir bakış kazandığım ilk yayınevinde, herkesin kapısında asılı olan “Editör” tabelası benim için gayet kışkırtıcı anlamlar taşısa da, bu işin ne’liği hakkında doğru dürüst bir bilgiye sahip değildim. Kimdi bu editörler ve ne iş yaparlardı? Görünüşe bakılırsa bir yayınevinde grafikerlerin dışında kalan herkes editör vasfını haizdi -nedense!- ve ah ne de cazip bir meslek icra ediyorlardı kitaplara müştak birisi için! İşin içeriği hakkında net bir bilgiye sahip olmasam da, bu büyülü isme sahip “havalı” mesleği icra edenleri o zamanlar pek şanslı buluyordum.

Aradan çok zaman geçti, körpünün altından çok sular aktı ve insanlar tıpkı benim zihnimde oluşan sorulara benzer sorular sormaya başladılar bana: “Kimdir şu editör, editör dedikleri ve ne iş yapar?…”

Bu sorunun cevabı Türkiye şartlarında şekillenen yayıncılık sektöründe “Ne iş olsa yapar.” olsa da hakikat halde öyle değildir. Bir editör, kitapsız yaşamayı aklından bile geçiremeyen, kitap (veya dergi) eksenli proje üretme kabiliyetine sahip ve masasına “dosya” olarak bırakılan yazılar demetini, maharetli dokunuşları ile kitaba yahut dergiye dönüştürebilen kişidir. Ayrıca bir yazarın içinde saklı kalan cevherleri çıkarabilmek de, “editör” denilen zevatın icra ettiği/etmesi gerektiği zenaatlerden sayılmalıdır.

Fakat iş dergi editörlüğüne, hatta taşra merkezli dergilerin editörlüğüne geldiğinde, durum biraz daha zorlaşmaktadır. Maddi imkânsızlıklarla çepeçevre kuşatılmış olan taşra dergisi editörü, başlarda kendisini hevesle destekleyen “yoldaş”larının yolculuğu yarım bırakmasıyla iyice yalnızlaşılar. Bir de bunların üzerine, böyle “küçük işleri” önemsemeyenlerin ezici tavırları eklenince, durum iyice içinden çıkılmaz bir hal alır… Kısacası bir taşra dergisi editörü, dünya yüzünde kaderine terk edilmiş çileli insan teklerinden biridir… Bu zorlu yolda yürürken kendisine eşlik eden dostları ise; postanedeki memurlar, kabarıp giden telefon faturaları, gece gündüz dolup boşalan çay bardakları ve her “alo” dediğinde koşup gelen birkaç vefalı yoldaştan ibarettir…

***

Sonbaharın kendisini iyiden iyiye hissettirdiği ekim ayında Kuşluk Vakti, yine birbirinden güzel yazılarla sizlere “merhaba” diyor. Yıldız Ramazanoğlu, yazma serüvenine ışık tutan yazısıyla “Yazıyorum, Çünkü…” köşemizin bu ayki konuğu… Melek Altun, Bosna izlenimlerine kaldığı yerden devam ediyor. Ayşe Şahinboy, yeni çıkan kitabı Aşk ile Hu bağlamında Münire Daniş ile söyleşiyor. Orta sayfada yer alan Portre köşesinde dostları, A. Turan Alkan Hoca için bir portre denemesine girişiyor. Yusuf Kaplan Hoca, geçen sayıda başladığı esaslı yazısı “Medeniyet, Şiir ve Modern Türk Şiiri”ne, bu sayıda da devam ediyor. Cengiz Aytmatov’un manevi kızı Güzel S. Şonbaeva, “Atake”sinden kendisine kalan “Asra Bedel Hatıraları” dillendiriyor. “Alvar İmamı”nın sadrından satırlarına akan hisler ise, Divançe’de yer buluyor.

Vakitlerin ve kalplerin sahibine emanet olun…

Kuşluk Vakti


İrtibat:

P.K. 106 MANİSA
kuslukvakti46@gmail.com
www.kuslukvakti.blogcu.com

“Yedi İklim” dergisi


“Yedi İklim” dergisi, Sayı: 223, Ekim 2008

Kavurucu ve yağmursuz bir yazın ardından yağmur mevsimi başladı.

Hayatın doğasındaki denge kimi zaman bir dengesizliğe dönüşünce felaketler belirir. Yağmursuzluk bir felaket. Yağmurun çokluğunda bazen bunalır insan, fakat onun bir rahmet ve bereket olduğu zaman içinde bilinir. Fazlası da gelecek içindir.

Her şey kendi dengesinde olağandır, Bazen olağansızlık da gereklidir. Bunun için olağan ile olağanüstülük arasında gider geliriz. Bunu kimi zaman tartamayız, sonuçlarını bile bilemeyiz. Bunu, farkındasızlık olarak biliriz. Allah her şeyi doğasında yaratmış. İnsan da onun içinde bir arayışta. Soruları, kuşkuları, inkar ve kabulleri, sevgi ve nefretleri.. hemen her şeyi. Zıtların, uçların dengesi ortadadır gene de. Heykeltraş var olan taşın içindeki heykeli bulur ortaya çıkarır, orada hünerini ve inceliğini gösterir. Şair, var olan kelimelerden şiir kurar, yazar, öykü anlatır. Yaratılmış olanın içindekini arar bulur, bir araya getirir. Hüner onun ruh inceliğidir.

Yağmurlar yağar, günlerce, insanlar ıslanır, toprak beslenir. Ondan bir hayat belirir bir dirim, bir oluş. Gökten yağan şiir yağmurları herkesin nasibi. Herkes ondan beslenir ve nasibini alır. Buna biz bereket deriz Anadolu'da. Yağmur yağınca bereket yağar. Anadolu’da yağmur’a rahmet de denir. Yağmur yağınca rahmet yağar. Yağmur ve toprakla haşir neşir olununca onların anlamı daha farklı belirir. Rahmetin yağışından kimler ne kadar nasiplenirler, ne kadarını heybelerine toplarlar ve ondan bir sonuç elde ederler.. bu önemli bir sorun. İnsanlığın sorunu.

Ruhuyla bizi bir bütün olarak kuşatan ve hayatımızı bereket yağmurlarından mahrum bırakan bir şiirsizlik ruhu egemen dünyamıza. Böyle bir zamanı yaşıyoruz. Şiir, insan var oldukça ölmez. Şiirin engin vahaları her zaman dünyamızda yerini ve karşılığını bulur. Fakat o bereket yağmurları gibi üzerimize sağanak sağanak inmez. Onun arayışı içinde oluruz. Şiirimizin engin vahalarının peşinden koşar dururuz.

Şiirin de bir rahmet ve bereket olduğu bilinci ruhumuza işlemedikçe, ortalıktaki şiirlerin ne kadar kirli olduğu görülecek. Günümüz yağmurlarının insan tarafından kirletildiği gibi.

Sorun insanın kendisinde. "Yiyiniz, İçiniz, israf etmeyiniz" ayeti salt mide ile ilgili değil. Ruhun beslenmesi de gerek. Ruhu besleyen edimlerin israfı da bir günah. Yağmurları ve şiirleri kirleten ruhun da kirliliği göz ardı edilemez.

Aşırılıklar ve israflar hayatın her alanını tüketir. Geleceği de. Gelecek kuşakların haklarını tüketmenin en temel sorunu israfı engellemek. Yağmur bereketinden ve rahmetinden beslenir gibi. Şiirin bereket ve rahmetinden de beslenmek gerek. Ruhuna uygun olarak.

İnsan dengesini yitirdiğinde, topraktan yaratıldığını unutur. Şeytan gibi ateşten ve yakıcı olandan yana tavrını koyar. Şiirin de böyle bir dengesi olmalı. Yağmurlar ateşleri hemen söndürür.

Hicvetmek günah değil. Bu bir uyarıcı rol. Ruhun inceliğini sunmak bir sevap, insanı incelikler üzerinde yürütmek, hayatı damıtılır bir öze taşımak ve şiir gibi yaşamak. Yağmurun altında ve yağmurun bereketini yaşayarak.

Tad ve haz almak, lezzeti hissetmek ruhun inceliğiyle ilgili, İncelmeyen ve şiirle beslenmeyen bir ruh kabalaştıkça zulmeder. Kendini bilmez olur. Zalim yöneticilerin tutumu şiirsizlikten kaynaklanır. Toprağın isyanı yağmursuzluktandır. Yağmurun haşmeti ve toprağın yağmursuzluğu birbiriyle buluşunca felaket belirir. Doğalın yitimi, doğanın felaketiyle özdeş. Şiir doğasızlığı kaba ruhlar üretir. Kaba ruhlar ise insan öldürür, insansızlık başlar. Şiir ölünce insan ölür. İnsan ölünce şiir tükenir.

Ali Haydar Haksal

“Yedi İklim” içindekiler:

Yedi İklim - Yağmur Şiirdir
Rasim Özdenören - Piknik
İsmail Kıllıoğlu - Hatırlayış
Kadir Tanır - Portakal Ağacı
Osman Bayraktar - Gırnata / Elhamra Saray
Adem Turan - Ateşböcekleri İle Kanaviçe - Aşk ve Ötesi
Mustafa Celep - Çıktığımda Kıpır Kıpır Kapılardan
Ethem Erdoğan - İbrahim Gibi
Cafer Keklikçi - Önce Kumaş
A Said Yavuz - Bir Yağmur Ölçeği
Murat Soyak - Kalanlar
Ümit Zeynep Kayabaş - Ağaç
Mustafa Oral - Deniz Türküsü
Emre Şimşek - Doğum Günü
Halil Eser - Çizgi
Hacer Akıcı - Us / Ters - İnmeler / Hüzün
Yavuz Altınışık - Yas Tatili
Cihat Duman - Gayri Resim
İbrahim Gökburun - Bütün Serçeler Seni Anne Biliyor Kendine Zeytin ve Zencefil
Bilal Can - Kan Attım Şiire/Uyanmadı Cümle
Aykut Nasip Kelebek - Kül / Sultanahmet
Merve Soylu - Mürekkep Balıkları / Kayalar
Cemal Sakar - Hikayat Tezahür / İstiğna / Misak / Saika
Osman Koca - Travmay
Nurettin Durman - Türk Şiirinin Sivil Tezahürleri
Zafer Acar - İbrahim Tenekeci'nin Attractive Şiiri
Fatma Rana Çerçi - Çalar Saat
Frithjof Schoun - İsimsiz Şarkılar VI. VII Türkçesi: Mahmut Kanık - Dr. Munise Yetim
Zekeriya Tamir - Sanık - Türkçesi: Halim Öznurhan
Adem Polat - Diyalektik Bir Gerilimin Ürünü Olarak Necip Fazıl Şiirinde Metafizik Endişe
Hayrettin Durmuş - Sair Şahin Taş İle "Kısa Yaz" Üzerine "Şair, Şiir Yazmaya Cüret Ederse."
Ercan Köksal - Propaganda Aracı Olarak Sinema; “Sinema Bir Mucizedir” Örneği
Mustafa Miyasoğlu - Sömürgeye Direniş Misali Gandhi ve Otobiyografisi Türkçesi: Emre Miyasoğlu

Yeni Okumalar:
Kılıç Kıranlı - Türkiye'de Sol Edebiyat Var Mı? ya da Faşistlik Ne Zaman Solculuk Oldu?
İsmail Demirci - Şarkılar Seni Söyler
Mehmet Saki Çakır - Osmanlıya Veda
M. Nihal Malkoç Ömer Lütfi Mete'nin Zor Zamanları
Bedran Yoldaş - Zihni Karışıklar İçin Alışkanlık Reçetesi


İrtibat:
Yedi İklim Yayıncılık ve Ticaret Ltd Şti
Bağdat Cad. No: 424/A Kat 4 Esenyurt Durağı
Maltepe / İSTANBUL
0 216 399 19 14
yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com
www.yediiklimdergisi.com

2008-10-19

"Hece Öykü" Yüzünü Ortadoğu’ya Dönüyor

Heceöykü dergisi, beşinci yılını doldurmak üzere. İki ayda bir çıkan derginin son sayılarında, öykü üzerinden Ortadoğu’ya bakılması ve günümüz Arap yazarlarına yer verilmesi, önemli ve sevindirici bir edebiyat etkinliği sayılmalı.

Batılılaşma serüveniyle birlikte ortak kültür, sanat, edebiyat, tarih ve uygarlık değerlerine sahip olduğumuz Ortadoğu ülkelerinin birikiminden neredeyse bütünüyle habersiz kalmak; âdeta bilinçli bir tercih olarak benimsenmiş bizde. Türkiye, Ortadoğu ülkelerine ve halklarına sırtını dönerek Batı'ya bakıyor; Ortadoğu ülkeleri de Türkiye'nin omuzları üzerinden Batı'yı izlemeye çalışıyor. Ortadoğu ülkelerinin edebiyatlarını, üçüncü sınıf bir Batılı edebiyatçıyı bildiğimiz kadar bilmiyoruz. Ortadoğulu okur yazarların da bu tutumdan uzak durduklarını söylemek zor gerçekten. Heceöykü dergisi, hazırladığı ve hazırlamayı planladığı dosyalarla bu iletişimsizliği kısmen de olsa aşmayı amaçlıyor.

Derginin 25. sayısının dosya konusu: Çağdaş Filistin Öyküsü.

Dosya, Selma Harda Cayyûsi'nin Modern Filistin Edebiyatı: Hikâye ve Roman adlı yazısıyla başlıyor. Yazıyı Salih Özer çevirmiş. Dergide yaklaşık 35 sayfa tutan bu yazı, kimi eksiklerine rağmen, çağdaş Filistin edebiyatı hakkında birinci elden ve çok önemli bilgiler içeriyor. Derli toplu, bütüncül bir bakış eşliğinde önemli bir başvuru kaynağı, konuya ilgi duyan okuyucu için. İshak Yetiş'in Türkçede Filistin Öyküsü adlı çalışması ise, Filistin öyküsünü ve dolayısıyla Filistin edebiyatını ne kadar az tanıdığımızı gösteriyor bize.

Dosyaya güç katan bu iki bilgilendirici yazıdan sonra, 17 Filistin yazarın öyküsü yer alıyor dosyada. Azımsanmayacak bir sayı bu. Öyküleri ve yazarları sıralamakta yarar var: Ramallah Sevgilim / Mahmud Ebu Haşhaş, Çöp / Mahmud Seyfeddin el-İrani, Hücum / Süleyman eş-Şeyh, Serap / Salih Ebu Usba, Yarışma / Giysi / Kanıt / Zenginlik / Gözetleme – Mahmud Şukayr, Kayan Bilinç / Gassan Kenefânî (8 Temmuz 1972'de arabasının altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu, kız kardeşiyle birlikte şehit edilmiş), Deli / Tevfik Fayyad (Tunus'ta, sürgünde), Açlık / Garib Askalani, Kuş Avcısının Ölümü / Yahya Rabah (Mülteci kamplarında yaşıyor), Seyirciler / Halil el-Savahiri, Çinko Çatıdaki Solo Sesler / Valid Rabah, İki Seçeneğin En Kötüsü ya da Terk Edilmiş Zeytin Ağacı, Kuşatmadan Sonra, Gün Doğmadan Önce / Ekrem Haniyeh. Öykülerin sonuna, yazarların biyografisiyle ilgili kısa bilgiler eklenmesi de okuyucu açısından oldukça yararlı olmuş.


Heceöykü'nün 27. sayısında da Çağdaş Suriye Öyküsü dosya konusu yapılmış.

Dosya, Muhammet Tasa'nın, Çağdaş Suriye Öykücülüğüne Genel Bir Bakış adlı bilgilendirici yazısıyla başlıyor. Öykücü Mehmet Harmancı, Şam'da "Hikâye"nin Vefası "Öykü"nün Sefası adlı yazısıyla dosyaya katkıda bulunmuş. Neyrûz Malik'le, öykücülüğü üzerine uzun sayılabilecek bir söyleşi de gerçekleştirilmiş.

Dosyada, Suriyeli yazarlardan 13 öyküye yer verilmiş.

Heceöykü, gelecek sayılarda İran, Mısır ve Cezayir öykücülüğü üzerine de dosyalar hazırlanacağını duyurmuştu okuyucularına. Kürt edebiyatını / Kürtçe edebiyatı da unutmamak gerekiyor bu arada.

Mütevazı da olsa bu tür çabalar, edebiyat ve sanat adına sevindirici elbette. Sosyokültürel alandaki katkılarının yanı sıra başka eksenlerde kurulabilecek köprüler açısından da önemsenmesi gerekiyor kuşkusuz.

Ortadoğu, klasik komşuluk söylemlerinin ötesinde bizim doğal, tarihi ve müşterek yurdumuz sonuçta. Evimizin bir parçası. Müslüman olmayanında bile ortak duyarlıklara, tınılara, acılara ve özlemlere rastlamak mümkün.

Korlanmış yüreğini sapanıyla birlikte zorbalığın üstüne fırlatan çocuklar da, hapishanelerden yükselen çığlıklar da, inancını ve kimliğini hayatın ortasında durarak tanıklaştıran, sokakları doldurarak sahiplenen analar da, ölüme gülerek koşan genç savaşçılar da bizim. Aldananlar, aldatılanlar, kıblesini Batı'ya çevirenler, âidiyet duygusunu yitirenler, çırpınanlar, ihanete zorlananlar, utananlar da bu öykünün bir parçası kuşkusuz. Tıpkı bizde olduğu gibi.

Heceöykü'ye teşekkürler. Öykü üzerinden edebiyata farklı ve anlamlı bir soluk getirdiği için. Bu tür çabaları karşılıklı artırmak, hem edebiyat alanında farklı bir zenginlik oluşturacak hem de düşmanlığı körükleyerek emperyalizmin ekmeğine yağ sürenlerin oluşturduğu ablukayı yıkacak ve üzerimize çöken karanlığı kısmen de olsa geriletecektir.


Mukadder Değirmenci


Kaynak:
www.haksozhaber.net

"Türk Dili" dergisi


TÜRK DİLİ,Dil ve Edebiyat Dergisi, Cilt XCVI
Sayı 681 • Eylül 2008


İçindekiler:

Prof. Dr. Şükrü Halûk AKALIN, Türkçenin Bayramı: 26 Eylül

Prof. Dr. Nevzat GÖZAYDIN, Kentleşme Sürecinde Deyimler Ölecek mi?

Şinasi ÖZDENOĞLU, Değişen Kaderimizin Parlayan Yıldızı Sakarya Zaferi (Şiir)

M. Nihat MALKOÇ, Sonbahar Hüzünleri Beyanındadır

Özbek İNCEBAYRAKTAR, Türkçeyi Sevmek

Fatma CAN, Türkü de, Öykü de...

Bayram YILDIZ, Yarın Dergisinde Millî Mücadele

Prof. Dr. Hamza ZÜLFİKAR, Dünden Bugüne Türkçe

Ejder ÇELİK, Johan Vandewalle ile Söyleşi

Mehmet Zeki AKDAĞ, Türküler de Dilimize Ağlıyor (Şiir)

Hasan BEŞER, Ben Bu Çağın Dışındayım (Deneme)

Cevdet ASLANGÜL, Sevgi (Şiir)

Timur KOCAOĞLU, Başsağlığı (Şiir)

Osman BAŞ, Gül Aşkıyla (Hikâye)

Didem Gülçin ERDEM, Sonbaha(r)ne (Şiir)

Dr. Serkan ŞEN, Standart Türkiye Türkçesinde Deyimlerle Yaşayan Tarihî Sözcükler

Nabi BALKANLI, Bitmez (Şiir)

Prof. Dr. Nevzat GÖZAYDIN, Dergi ve Kitap Dünyasından

Yabancı Sözlere Karşılıklar

YİTİRDİKLERİMİZ

Nail TAN, Gazeteci, Yazar, Ağız Araştırmacısı Celaleddin Kişmir
ŞairYayımcı Erdem Bayazıt

HABERLER

Ayşe BALCI, Türk Dil Kurumunda Geçen Ay

GENÇ TÜRK DİLİ

Zehra BALI, Türkçenin Söz Denizinde
Türkçesi Varken
Bunu Biliyor musunuz?
Öyküleriyle Deyimlerimiz Atasözlerimiz
Bilmece Bildirmece

Zehra BALI, Gençler İçin Seçtiklerimiz

İrtibat:
Atatürk Bulvarı, 217 06680 Kavaklıdere/ ANKARA
0 (312) - 428 61 00
www.tdk.org.tr

2008-10-17

"Yağmur" dergisi


Sayı: 41, Ekim - Kasım - Aralık 2008

Muhterem Yağmur Dergisi okurları;

Bu ay sayfalarımızı, “Kültür Problemimiz ya da Kendimiz Olma” başlıklı tefekkür buutlu bir yazıyla açıyoruz. Kendimiz olmakla; kendi medeniyet mirasımızla ve kendi öz kültürümüzle örgülenen bir iç kimliğin öne çıkarılmasının ve onun yörüngeleşmesinin kastedildiği başyazımızı bitirdikten sonra kendinize yönelteceğiniz soruların sayısının hiç de az olmayacağı kanaatindeyiz.

Başyazımızı, Dr. Selim Hancıoğlu’nun “Yeni Türk Şiirinde Gelenekten Yararlanma” başlıklı incelemesi takip ediyor. Yahya Kemâl’den, Behçet Necatigil’e, oradan Ebubekir Eroğlu ve Sezâi Karakoç’a kadar birçok şairin geleneğe dair izleri nasıl takip ettikleri, mezkur şairlerin şiirlerinden verilen örneklerle destekleniyor. İncelenen konunun ilgilisi için küçümsenmeyecek ipuçları verdiğini söylemeliyiz.

A. Erdem Sözeri, artık ciddî bir takipçi kitlesine sahip olmanın verdiği dikkatle “Hikâye Mektupları” seri yazı dizisine bir yenisini daha ekliyor bu sayıda. Özellikle, “hikâyede zamanı kısıtlama” hususuna odaklanan bu sayıdaki mektubu bitirdiğinizde, yazıyı tekrar okuma ihtiyacı hissedecek ve hikâye tekniklerinden birisini daha öğrenmiş olmanın mutluluğunu yaşayacaksınız.

Seri yazı dizilerinden söz açmışken bir müjde daha verelim sizlere. Daha önceden dergimizde yayımlanan yazılarıyla ve Gönül Atölyesi isimli kitabıyla tanıdığınız Şemseddin Yapar Bey, bu sayıdan itibaren Musab Bin Umeyr’in [r.a] hayatını kuşatıcı bir bakış açısıyla ve bölüm bölüm yazmaya çalışacak. Bu sayısında Hz. Musab’ın Efendimiz için evinden ayrılışını ve annesiyle yaşadığı çekişmeyi anlattığı yazı dizisini ilgiyle takip edeceğinizi düşünüyoruz.

Kırk birinci sayımızın mülâkatını Yüsra Mesude Hanım, kıymetli Hocamız, Abdullah Aymaz Beyefendi ile yaptı. Abdullah Bey’in son zamanlarda ortaya koyduğu izahlı risâle çalışmalarını merkeze alan konuşmada, risâlelerin yazılış serüveninden, dağıtılma macerasına, oradan bugün ulaştığı kıta sahanlığına kadar birçok konu ana hatlarıyla gözler önüne serilmeye çalışılıyor.

Bu sayımızın en zengin türü hikâye. Ali Öğretmen’le, inandığı gibi yaşayan ve bunun mükâfatını gören bir muallimin hayatına, Bakırdan Tırnaklar’la gıybetin menfî tesirlerine, Balkon Çayı’yla muhabbet ve şefkat dolu bir yuvanın sıcaklığına, Sen Söyle Mevhibe’yle de sıkı bir nefis muhasebesine şahit olacaksınız.

Şiirlere gelince... Birisi çeviri, birisi günümüz Türkçesiyle söyleyiş olmak üzere birçok şiir okuyacaksınız bu sayımızda da. Erdem Beyazıt’tan, Mehmet Aycı’dan, M. Garib’den, Yaşar Beçene’den ve Hasan Çağlayan’dan okuyacağınız şiirlerin dimağlarınızda tatlı izler bırakmasını diliyoruz.

Hayırlı yağmurlar temennisiyle…

Dergide bu ay neler var?

Hasbihâl ( Editör'den ) Yağmur -
Kültür Problemimiz Ya Da Kendimiz Olma ( Başyazılar ) Yağmur
Yeni Türk Şiirinde Gelenekten yararlanma ( Makale ) Selim HANCIOĞLU
Bir Gurup Vakti ( Şiir ) Yaşar BEÇENE
Mazmunlarını Kaybeden Şarkılarımız: hayatımız ( Deneme ) Ramazan Kılçak
Bırak Yüreğimi Amca ( Hikaye ) İbrahim Şaşma
Leylimiz Nehar Olur ( Şiir ) Muhammed Adnan Kızıloğlu
Yumurta ( Hikaye ) Osman ALAGÖZ
Beyaz Yelkenler ( Şiir ) Hasan ÇAĞLAYAN
Hikâye Mektupları -3 ( Mektup ) Ahmet Erdem SÖZERİ
Üzme Ümiding ( Şiir ) Alihan Töre SAGUNİ
Aşk İrşad Eder mi? ( Deneme ) Mustafa Oral
Ali Öğretmen ( Hikaye ) Emrah Bilge Merdivan
Bu Destan ( Şiir ) M. Garib
Bakırdan Tırnaklar ( Hikaye ) Abdülmecid Orhan
Onuncu Yılın hatırasına ( Mektup ) Yaşar Karayunusoğlu
Çiftçinin Duası ( Şiir ) Mustafa USLU
Balkon Çayı ( Hikaye ) Ümmühan Yapar
Gönül Bahçıvanları ( Deneme ) M. Said Türkoğlu
Edebiyat Şaheserleri ( Şiir ) Erdem Beyazıt
Edebiyat Şaheserleri ( Şiir ) Muhammed Lütfi
Musab Bin Umeyr (1) ( Hikaye ) Şemseddin YAPAR
Mektup ( Mektup ) Sebahattin Yenilmez
Abdullah Aymaz: ( Mülakat ) Yüsra Mesude ARSLAN
Masal Gibi ( Deneme ) Mehmet DOĞAN
Ağrı ( Hikaye ) İhsan İlkin
Çizgi Film ( Şiir ) Mehmet AYCI
Sonsuz Gurbet ( Şiir ) Yusuf Türkoğlu
Kökten Çiçeklere ( Deneme ) Endican Mutlu
Sen Söyle Mevhibe ( Hikaye ) Ali Şanverdi
Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri Hayatı ve Dîvânı ( Makale ) Mustafa Yılmaz
Umudum Seninle ( Şiir ) Hüseyin Odabaşı
Belâ ( Makale ) Yusuf Çetindağ
Söz Ve Yağmur ( Şiir ) Ali Osman KURUN
Bahardır Günlerim ( Şiir ) Hüseyin Yahya BİRİNCİ
Azerbaycan Notları ( Gezi ) Recep Şükrü Güngör
Aydede Gazeli ( Şiir ) Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu
Geleceğin Mimarları Üzerine ( İnceleme ) Muhsin Toprak
Göze Mihmandır ( Şiir ) Hüdayi CAN
Gitmek Muradımdır ( Şiir ) Zeynel Fırat

İrtibat:
Emniyet Mah. Huzur Sk. No: 5 P.K. 72
Üsküdar-İSTANBUL
0 216 318 60 11 - (3622)
yagmur@kulturyayinlari.com
http://www.yagmurdergisi.com.tr

2008-10-15

"Somuncu Baba" dergisinde “çocuk” dosyası


"Somuncu Baba" dergisi 96. Sayı, Ekim-2008

Sosyal anlamda aile, bir toplumu ayakta tutan son kaledir. Bir bina için sütun, bir doku için hücre, bir tarla için tohum ne ise, bir toplum için de aile odur. Ailenin birlik ve dirliği, tıpkı suyu oluşturan hidrojen ve oksijenin birliğine benzer.

Her alenin en tatlı meyvesi çocuktur. Çocuk, anne-babaya Allah'ın bir lütfu kabul edilir ve "cennet meyvesi" olarak görülür. Ergenlik çağına erişemeden ölmüşse, âhirette anne ve babasına şefaatçi olacaktır. Gerek bedenî gerekse dinî yönden en iyi şekilde yetişmesi için çaba sarf edilir. Çünkü anne baba öldükten sonra amel defterlerinin kapanmamasına neden olan etkenlerden biri de çocuktur.

Somuncu Baba Dergisi 96. Sayısını (Ekim-2008) “Çocuk” konusuna hasretmiş.

Bir çocuğun tebessümüyle süslenen kapaktan sonra Sebahattin Ateş, “Çocuk ve Tebessüm” konulu Başyazısında çocuklar hakkında söylenmiş önemli sözlerden bir demet sunuyor.

Dergideki yazarlar ve yazılardan bazı başlıklar:

Prof. Dr. Ali Akpınar / Fıtri Bir Arzu: Çocuk

Doç. Dr. Kadir Özköse / Sıcak Bir Aile Yuvası

Fatih Çınar / Çocuk Eğitimi Ve Sûfiler

Resul Kesenceli / Osmanlı’da Çocuk Eğitimi

Doç. Dr. M. Doğan Karacoşkun / Şimdi Okullu Olduk

Ayrıca bu sayıdaki başka yazılarla birlikte, Musa Tektaş’ın “Nefis ile Savaş” ve tarihçi İsmail Çolak’ın “II. Abdulhamid’in Gizemli Portresi” başlıklı yazıları da mutlaka okunmalı…

Bu sayının şairleri: İsa Yar, M. İlyas Subaşı, Rıfkı Kaymaz ve Ahmet Süreyya Durna.


İrtibat:

www.somuncubaba.net
0 422 615 15 00

"Ay Vakti" 97.Sayı: Her Dem Hilâli Yaşamak


Sekiz yıldır, sözün bekçiliğini yapan Ay Vakti, her sayısı ile müthiş yankılar uyandıran taşlar düşürüyor düşün dünyasına. Kâh gençlerin yoluna mahya oluyor, kâh varlığın sesini dinlemek isteyenlerin sözüne elçilik ediyor. Yıllardır önemli bir yer tutuyor edebiyat dünyasında...

Karanlığın usanmaz bekçisi ay gibi, karanlıkta kalmış ruhlara görüntü olmaya çalışıyor. Aydınlanmanın vakti şimdi, Arif Ay söylencesi ile başlıyor... Şeref Akbaba "Keşke Bayram Olsa" başlıklı yazısıyla bayramlarımızın niçin bayram olamadığını sorguluyor naif üslubuyla.

Selami Şimşek, Hıra'da başlayan bir şiir serüveninin, Asr-ı Saadet'e uzanan rahlesine düşen harflerin sahibi Arif Ay ile sahip çıktığı harfler üzerine, günümüz şiirine bakış üzerine konuşuyor.

Mehmet Atilla Maraş; Foto Filistin, Nurettin Durman; Burası Ezelden Beri Sevmiyor Yıkılmayı, Özcan Ünlü; Kahkaha İlahisi, Selami Şimşek; Kuş Yemleri Cebinde Uyuyan Çocuklar, Yavuz Ertürk; Kemik, başlıklarıyla şiir zincirinin halkalarını oluşturan yazarlarımız...

Habbeyi Kubbe Yapmak, deyimini analitik dayatmalar ile anlamlaştıran Necmettin Evci, varlık ve oluş betimlemeleri ile süregelen yazısında, aklı ve ruhu statik alanda inceliyor.

Naz Ferniba, Seyir Defteri Öyküleri'nden masal kisvesine büründürülmüş bir hayat seyiri ile karşılıyor bizleri. Hayal, ümit, korku arası mekik dokuyan yaşamların, kimi zaman içlerindeki ukde'ler ile kala kalışına şahit oluyoruz...

Mustafa Oğuz, hayat konulu fotoğrafları söze getiren anlatımları ile bu sayının deneme kategorisindeki yerini alıyor: "Şimdi burada her şey aşktı." Jan Devrim, Arkadaşım adlı hikâyesiyle, Eyyüp Azlal duygu ve düşünce paralelinde gözlemlediği edebiyat imgelemiyle Ay Vakti'ndeler.

Bu sayının gezi yazısı Bahattin Yıldız'ın izlenimleri ile... Müseferet, şehadet yolculuğuna adanmış bir tevafuk ile başlayan tarih kokan bir hikâye. Osman Koca, trajik üslubuyla kırık bir hikâyenin notalarını çalıyor.

İslam edebiyatının kuruluş serüveni, Osmanlı döneminden başlayıp, acem edebiyatı, İran edebiyatı arasında mekik dokuyarak ilerlemiştir. Arapça, Farsça ve Türkçenin bir karmaşa içerisinde konuk olduğu İslam edebiyatı, kimi zaman Arap kökenli şairler tarafından zirveye taşınmıştır. Necatî, Fuzulî, Bakî, Hayalî, Ş. Yahya, Nefî ve Nedim'in büyük yer kapladığı İslam edebiyatı, Osmanlı Şiirinde İran, başlığıyla Şadi Aydın tarafından kaleme alınmış...

Doğu edebiyatı bohem değil, bilakis toplum içerikli olup, umut motiflidir. Güneydoğu'dan edebiyat akislerini Behçet Yani irdeliyor.

Aşkın vav halini bulmak için Mecnun aklından oldu... Yüreğini büktü, terk-i diyar eyledi silsilesini "Derman arıyorsan derdine dön ey yolcu!" mecnunluk er işidir, "Secde et yaklaş!" düsturlarıyla Yunus Emre Tozal, Vav halinde uçan kuş'tan dökülen nağmeleri sizlerle buluşturuyor...

Kaptanların ceplerinde çelişkili şiirler taşıdığı bir denizde yolunu arayan bir kaptan misali, Mehlika Toyga fenomen ile fener tutuyor yolunu kaybetmiş gemilere.

Zeynel Şahin, diriliş muştulu hayallerini mürekkep ile damgalamış sayfasına, göz'e dokunaklı, söz'ü pek satırları ile Ahmet Sezgin Peyami Safa'ın Yalnızız romanını mercek altına aldığı incelemesiyle Ay Vakti'nde.

Ay Vakti'nde durmak ve duruşu bozmamak, hep bir duruşumuz olsun dediğimiz şu zamanda, duruşumuza üç noktayı Üzeyir Süğümlü koyuyor. XLIV sayılı mektubuyla Şiraze yine mektup köşemizde.

İÇİNDEKİLER:

Deneme

Şeref Akbaba, Keşke Bayram Olsa

Necmettin Evci, Habbeyi Kubbe Yapmak

Mustafa Oğuz, Hayat Resimleri

Eyyüp Azlal, Biraz Daha Edebiyat

Yunus Emre Tozal, Vav Halinde Uçan Kuş

Mehlika Toyga, Fenomen

Zeynel Şahin, Ferce ve Mahreç Sende Ey Diriliş

Üzeyir Süğümlü, Duruş

Behçet Yani, Güneydoğu'da Edebiyat

Şiir

Arif Ay, Artılar

Mehmet Atillâ Maraş, Foto Filistin

Nurettin Durman, Burası Ezelden Beri Sevmiyor Yakılmayı

Özcan Ünlü, Kahkaha İlahisi

Selami Şimşek, Kuş Yemleri Cebinde Uyuyan Çocuklar

Yavuz Ertürk, Kemik

Öykü

Naz Ferniba, Seyir Defteri Öyküleri IV

Jan Devrim, Arkadaşım

Osman Koca, Can Kırık

Söyleşi

Arif Ay İle Söyleşi

Araştırma

Şadi Aydın, Osmanlı Şiirinde İran

Gezi

Bahattin Yıldız, Müseferet

İnceleme

Ahmet Sezgin, "Yalnızız" Romanıyla Simeranya'ya Bir Seyehat

Mektup

Şirâze XLIV



Yekta Haktan İnci


İrtibat
ayvakti@gmail.com
www.ayvakti.net

"Beyaz Gemi" dergisi


"Beyaz Gemi" dergisinin Ekim–2008 sayısı çıktı.Yayın yönetmenliğini Müştehir Karakaya’nın yaptığı ve Van’da yayın hayatını sürdüren aylık kültür ve sanat dergisi "Beyaz Gemi" 13. sayısına ulaştı. Mavi ufuklara yelkenlerini açan derginin bu sayısında yer alan yazarlar ve konu başlıkları şöyle:

kırklar divanı-muhsin macit
korkmak-w.shakespeare
na’t-ömer demirbağ
bedestende ve markette tutunamayanlar-faik öcal
betimleme-tayyibe atay
dağlarbaşı duman ayşe-müştehir karakaya
önsözler-soren kirkegaard
alev renkli sözcükler – ismail aykanat
döne dolaşa (ankara defteri)- vefa taşdelen
bilgenin gönlüğü- müştehir karakaya
ve’den sonra-uğur cumaoğlu
gecenin dişlerinde-abdullah şanal
ölü kentlerin yabancısı- ayşe eren
cinnetin kısa mesnevisi-afer feriha nujen
çivit-nurcan ankay
karikatür-said coşar
boşluğun zindanı-behice çevik
dokunaklı geceler-mustafa çevik
musahhih ve tashih-abdurrahim tufantoz
martı oldum sonunda-barış çelimli
selam olsun şiiri ve ümitten uzak bir tahlil denemesi-m.zahir ertekin
göl mavisi mektupları-3 –hacı yılmaz

İrtibat:
beyazgemivan@hotmail.com

"Yolcu" dergisinin 50.sayısı


Gerek içeriği, gerekse tasarımıyla 9 yıldan beri okuruna seslenen ve kendisini “söz” dergisi olarak niteleyen bir dergi Yolcu. Edebiyat ve düşünce çevresinde Samsun’u görünür kılan bazen de taşra olarak adlandırılan bir kenti metropollerin üzerine çıkarabilen bir kaliteyi de içerinde barındırıyor dergi. Kendi deyimleriyle ‘ soğuk ve yalıtılmış bir zaman aralığında’ yola düşmüşler. Bu tarih 28 şubat sonrasının sancılı sürecine işaret ediyor. Keskin hesapların yapılmaya başlandığı günler. O günlerde yola koyulan Yolcu, Ferhat KALENDER (Ömer İdris AKDİN) kaptanlığında yürüyüşünü sürdürüyor. Bir yayın organı çıkarmanın ve bunu süreli / istikrarlı şekilde sürdürmenin ne kadar zor bir uğraş olduğunu bu işlerle uğraşanlar bilirler. Genelde heyecan ve hevesle birkaç sayı çıkıp kapanan dergiler mezarlığı olarak ülkemizde yaşanan normal bir durumdur bu. Ancak 50. sayısına ulaşmış ve halen arı diri yürüyüş sinyalleri veren bir dergi olarak Yolcu, kendisinin bu makus talihe düşmemesini okurla kurmuş olduğu olağanüstü diyaloga bağlıyor. Zaten künyesinde yazan ‘yayınlanan yazılardan okur da sorumludur.’ Sözüyle okuru da derginin mutfağında bir kişi olarak algılıyor. Birkaç yıl evvel 5.000 ( yazıyla beş bin) okura kadar ulaşabilen bir dergi Yolcu. Böyle bir ilgi çok az yayına nasip olabilir. Derginin genel üslubunu belirleyen kişi Ferhat KALENDER. Her sayıda adeta menifesto niteliğinde yazılar kaleme alıyor Seyir Defteri adlı giriş yazısında. Okurunu adeta bam telinden yakalayan küçük mütevazi lakin öfkeli yazılar da ona ait. Örneğin derginin son sayfasına koyduğu ve “şöyle oldu” ile başlayan “böyle oldu” ile biten “dipnot” ya da yenilgi sayfasında “Çete/le” ya da “Asimetrik Yazılar” başlığı ile ortaya çıkan yazıların onun tarafından kaleme alındığı biliniyor. Kendisinin ‘Morgun Son Delikanlısı’ isimli bir deneme-öykü kitabı bulunmakta.
Gelelim 50. sayısına Yolcu’nun. Her zamankinin aksine bu sayısı 24 sayfaya çıkan derginin üç güzel sürprizi var. Birincisi yedi güzel adamdan biri rahmetli Erdem BAYAZIT’ın bir şiirini poster olarak vermesi, ikincisi Tarih duayeni Halil İNALCIK ile yapılan 4 sayfalık söyleşi, üçüncüsü ise Seyir Defteri’ndeki derinlikli analiz. Türkiye’yi Osmanlı İmparatorluğu’nun minyatürü olarak tarifeden İnalcık Hoca ile söyleşiyi yapan lise 1. sınıf öğrencisi Gazi Giray GÜNAYDIN. Okuduğunuzda hakkı verilmiş bir söyleşi olduğunu görüyor ve bir lise öğrencinin derin hocamız karşısındaki performanssına hayran kalıyorsunuz. Seyir Defteri’nde “Sanmaktadır insan” diye başlıyor Ferhat KALENDER. Ve devam ediyor: “Kendine eşyayı, bilgisini ve bu bilgiyi nasıl kullanacağını öğreten bir 'olduran'a rağmen, gücü, kendinde içkin varsayarak yahut vehmederek dünyadaki duruşunu kutsamaktadır. Onun bu 'aceleci kibri'yle kurduğu uygarlıkların zamana yenik düşeceği kaç kere ayan olmasına rağmen 'sanmaktadır'.” Yazının ana kurgusu Baudrillard’ın similasyon evreni üzerinden tarihi ve kurgulanmış medeniyeti yargılıyor; “Efsaneleştirilerek insanlığın gelmiş olduğu son ve mükemmel nokta olarak propaganda edilen 'Batı Uygarlığı', bir çok tarihi ve bilimsel çarpıtmalarla 'öteki' toplumlara kayıtsız-şartsız teslim olunması gereken değerler biçiminde enjekte edilmektedir. İnsanın serüvenini 'ilkel insan'la başlatıp belli evrimsel süreçlerden sonra bugünkü 'modern insan' noktasına açıklık getirmeye çalışan bir tarih algılaması ülkemizde de yıllardır genç beyinlere kusulan aşağılayıcı bir yalandır. Bütün bilimsel ve fesefi alt yapısını Mezepotomya (Sümer ve Mısır'dan) devşirdiği bilgilerle oluşturan ve bir Fenike kolonisi (bugünkü Lübnan civarı) olmaktan öte tarihte hiçbir etkinliği olmayan bir şehir devletler sistemi olarak eski Yunan'la uygarlık tarihini başlatmanın ve bu sahtekarlığı çocuklarımıza okullarda tedris ettirmenin vahim sonuçlarından biri, kültürel ve toplumsal olarak aşağılık kompleksidir. Dünyada tek genel geçer uygarlığın köklerini Grek-Roma ve Yahudi-Hıristiyan sistematiğiyle paketleyerek, diğer medeniyet havzalarını tarih ve sistem dışı olarak gören bir anlayış, son tahlilde bütün insanlığı Batı'nın kapısında dilenci konumuna düşürmektedir. Sömürge dönemi paradigmasıyla oluşturulan, sonradan antropoloji/ oryantalizm/ sosyoloji gibi bilimsel yöntemler adını alan çalışmaların, bugün küresel bir kasırgaya dönüşen vahşi kapitalizmin entelektüel yapısını vareden 'kurgulanmış masalları' beslediğini biliyoruz.” Devamının da geleceği anlaşılan Seyir Defteri takip edilmeye değer.
Yolcu’nun 50. kervanında kimler var sorusuna gelince. Dergi, Yaşar Bedri’nin ‘Duruşma’ adlı şiiriyle başlıyor. Bir çok kalem arasından, Ahmet USTA, Kamil YEŞİL, Esra DEMİRCİ, Mustafa UÇURUM, Edip HEKİMOĞLU, Müştehir KARAKAYA, Ömer İdris AKDİN, Babek AMEDİ, MevlÜt KATIRCI, Zeynep KARATAŞ deneme ve öyküleriyle, Hüseyin ALEMDAR, Bülent SÖNMEZ, Banu AKSOY, Fatma ESTİ, Musa BİLİK VE Seyyit KÖSE şiirleriyle dikkati çekiyor.


Zübeyde Kahraman


İrtibat:
Hançerli Mahallesi Abbasağa Sokak NO: 13
İlkadım/ SAMSUN
0 362 432 50 61
yolcudergisi@gmail.com
http://www.yolcudergisi.com

2008-10-14

Kubbealtı Akademi Mecmuası, Yahya Kemal Özel Sayısı


Türkiye’de 37 yıldan beri yayımlanan Kubbealtı Akademi Mecmuası, son sayısını Yahya Kemal Beyatlı’ya ayırdı. Vefatının 50. yılı münasebetiyle Türkiye genelinde hakkında çeşitli anma programları yapılan Yahya Kemal, dergide bir çok yazarın görüş ve düşünceleriyle gündeme geliyor. Takdim yazısında Yahya Kemal’le ilgili yapılan ve yapılması düşünülen programlar belirtilirken Sâmiha Ayverdi’nin “Büyük Terbiyeci Mevlâna” ile Aysel Yüksel’in “Kaybolan Anahtar” yazısı dikkat çekiyor. Yahya Kemâl’e dâir yazılar şöyle:

Hicran Göze: “Yahya Kemal’in Kayıp Sohbetleri”, Zeki Önsöz: Heinrich Heine ve Yahyâ Kemal”, Dursun Gürlek: “Yahya Kemal Beyatlı ve ‘Ezan-ı Muhammedî Şiiri”, Mehmet Nuri Bingöl: “Dünya Cenneti Gibi Şehir… ve Yahya Kemal”, Abdullah Uçman: “Tanpınar’ın Yahyâ Kemal’i”, M. Mehdi Ergüzel: “Yahya Kemal’in Şiirlerinde ‘Zevk, Haz ve Lezzet…”, Meryem Aybike Sinan: “Yahya Kemal’e Arzuhâlimdir”, Ali Şükrü Çoruk: “Bir Mizah Şâirinin Gözünde Yahyâ Kemal”, Kubbealtı: “Ekrem Hakkı Ayverdi Arşivi’nden Yahyâ Kemal”, Kemal Y. Aren: “Okuduklarım-Gördüklerim-Duyduklarım.”

Dergide Emin Işık’ın “Çağdaşlığın Öteki Yüzü” başlıklı yazısı ile birlikte Ahmed Yüksek Özemre hakkında da özel bir bölüm yer alıyor. Bu kısımda da Ergun Göze, Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu, Memduh Cumhur ve M. Nihat Malkoç’un Ahmed Yüksel Özemre hakkında kaleme aldıkları yazı ve şiirler okunuyor.

İrtibat:
Kubbealtı Akademi Mecmuası, Peykhane Sokağı, No:3
Çemberlitaş-İstanbul
0 (212) 5162356 – 5189209
www.kubbealti.org.tr
info@kubbealti.org.tr

2008-10-12

"Kertenkele" edebiyat ve düşünce dergisi


ELEŞTİRİNİN NABZI KERTENKELE'DE ATIYOR !

-"Kertenkele" edebiyat ve düşünce dergisinin 14.sayısı-

Ordu-Ünye merkezli Kertenkele Edebiyat ve Düşünce Dergisinin 14. yolculuğu, kazandığı yeni ivmelerle devam ediyor. Esasa ilişkin olarak eleştirinin nabzı Kertenkele'de atıyor. Kertenkele , her sayısıyla Türk Şiir Eleştirisinin sıkı yapıtına yeni metinler kazandırıyor. Günümüz şiiri bu dergide lirikten epiğe yeni ve özgün okumalara tabi tutuluyor. Erdem Bayazıt' tan Lale Müldür' e Furkan Çalışkan' dan Mustafa Akar' a Türk şiirine yönelik eleştirel bakış açıları kendi içinde çeşitlilik ve derinliği de barındırıyor. Kısıtlı imkânlarla yolculuğuna devam eden Kertenkele' de müzik yazısından roman incelemesine tam bir çeşitlilik hakim.

Kertenkele' de yer alan imzalar ve yazılar şöyle:
Kertenkele: İç Söz
Ezra Cenker : İlk Şiirler' den
Mustafa Celep: Çıkış İçin Yeni Bir Macera
Bülent Keçeli: Aşırı Oğul
Orhan Tepebaş: Mürekkep Düşleri
Fatih Çodur: Atletik Muhtarın Adaleti
İshak Koç: Renk Şüphe Ve Çizgiler
Muammer Yavaş: Cinnet Notları 3-4
Muhammet Eroğlu: Çığlığını Böldü Yarım Kalmış Islık
Muhammet Hüküm: Selim İleri' nin Romanı ve Romancılığı
Selçuk Küpçük: Popüler Kültür Karşısında Bir Sığınak Olarak Erkan Oğur' un Müzikal Duruşu
Mustafa Celep: Lirizme Üç Kitap
Mustafa Celep: Mücadeleci Şiir
Orhan Tepebaş: Lale Müldür Şiiri Üzerine Genel Bir Bakış
Serdar Akdağ: Dengede Bir Karşı Duruşun Şiiri (Erdem BAYAZIT)
Hakan Özen: Çukur
Muhsine Arzu Ayan: Kunde Kor-Kör Baykuş-Sadık HİDAYET
Ali Rıza Güç: Kayıp Öküz
C.Ali Ahmet: Ey (Erdem BAYAZIT)
C.Ali Ahmet: Bugünün Türk Şiiri Üzerine Konuşmalar
C.Ali Ahmet: Şiir İşleri-2

İrtibat:
Adres :
Kertenkele Kitap-CafeKaledere Mh. Belediye Cd. PTT Yanı
Ünye / Ordu
0505 573 32 71
Yazışma Adresi :
P.K.3 Fatsa-ORDU
İstanbul İrtibat :
Zen Yayıncılık - Kitap KültüreviSelami Ali Efendi Cd. Huzur Çarşısı No: 9 / 21 Üsküdar / İstanbul
0216 553 33 73
E-mail :
kertenkeledergisi@gmail.com

"Bir nokta" edebiyat dergisi


“Bir nokta” edebiyat dergisinin 81.sayısı (Ekim 2008) yayımlandı. “Bir nokta” edebiyat dergisi yayın yönetmeni Mürsel Sönmez, sunuş yazısında edebiyata, hayata ve hakikate dair düşüncelerini ifade etmiş. Üzerinde durulması gereken tespitler: “Edebiyatı durgun, burgun, anlamsız ve saçma düzlemlere çekme ve böylelikle de uyuşturucu, dikkat dağıtıcı, somut olgu ve olayların uzağına kaçırıcı anlayışlara uzağız. İnsanın tüm yapıp etmelerinden sorumlu olduğu ve sorulacağı gerçeğine uygun davranma, yazma uğraşındayız. Kalemden çıkan sözün, ağızdan çıkan sözden daha da önemli ve sorumluluğunun büyük olduğunu biliyor, bu bilincimizi büyütmeye çalışıyoruz. “Keder ve hüznün” asal bir renk olarak gelip oturduğu ve bir daha da kalkmadığı bu zaman diliminde iyi sözcüklerle bu renklere sıcaklık katmaya çalışıyoruz. Gerçeğe çıplak gözle bakacak kadar cesur, başka gerçeklik alanlarını da keşfederek bir umut ve muştu ışığı görebilme çabamız mütemadiyen sürüyor. Varoluşu “mutlak”ın esinlediği açıdan anlamlandırmanın keyfini sürmenin güzelliği ve erinci bu.
Sanatsal uğraş insan gerçeğine yakın ve Yaradana aşina bir kulvarda seyreder, seyredebilirse eğer, görebileceğimiz kasılmış ve “çarpılmış” hayat tablosunda “mutluluğun resmi”ni. Herkes enikonu nice yalancı aynalara takılıp kalsa da gelip duracak sonunda “hakikatin” huzurunda.”

Dergide yer alan isimler ve yazı başlıkları:

Mustafa Özçelik- Kuşun Ölümü
Adem Yazıcı- Nöbetler
Resul Tamgüç- Şüpheci Tomas
Özcan Ünlü- Her şey birdenbire
Adem Turan- Beylerbeyi’ne Doğru Üç Kuş
Sıddık Ertaş- Cendere
Murat Soyak- Yolcu
Mesut Doğan- Yaşam Oyununun Taşları
Necmettin Atlıhan- İstanbul’dan Saraybosna’ya-1
Cemal Kılınç- Yıkan
Mustafa Oğuz- Cümlenin İki Yakası
Bedran Yoldaş- Karanlık Kuyu
Aliye Akan- Kaçak Uyku
İbrahim Yarış- Siyah Ebrûlerin
Abdurrahman Karakaş- Şehirlileşme Sürecinde Feodalite
Samuel Butler- Düşünce ve Dil (2) Çeviren:Fatih Kınalı
Nurettin Durman- Hacı Hilmi Efendi
Fethi Gemuhluoğlu- Yeniden Bir Merhaba
M.Ragıp Karcı- Şairler ve Şiirler
Yasin Şafak- 40 Derecede Hayat
Prens Dimitri’nin Günlüğü (1)- Fatih Kınalı
M.Davut Yücel- Bir Hacker Manifestosu
Aliye Akan- Nedâmet


İrtibat:
Örnek Mahallesi 35. Cad. No: 26
Üsküdar 81190 /İstanbul
0216 324 36 05
bilgi@istanbulbirnokta.com
http://www.istanbulbirnokta.com/

2008-10-11

"Elif" dergisi


Her sayıda bir dosya konusunu işleyen "Elif" dergisinin 4.sayının dosya konusu Nihat Sami Banarlı. 4. sayının diğer başlıkları:

- Şiir: Leyle-i Kadir
- Buhranlar Sun’i Cehaletin Sonucudur – Nihat Sami Banarlı
- Yazarların Şairlerin Kullandığı Kelimeler Dilden Çıkarıldı – Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın
- Dil, Kültür Aktarım Aracı – Fred A. Reed
- Baskı Rejimleri Bir Sapmadır – Prof. Hüseyin Hatemi
- Hayat Evrene İşlenmiştir – Christian De Duve


İrtibat:
suadalkan@elifdergi.com
05553871969
http://www.elifdergi.com/

2008-10-10

Kurtuba'nın 40. Sayısı


İnternet üzerinde yayın hayatına devam eden Kurtuba Edebiyat Kültür ve Sanat Dergisi’nin 40. sayısı yayımlandı.

Yeni sayıya Sezai Karakoç’un, “Siz Fırat’ı ve Dicle’yi bıçakla kesebilir misiniz? Burası senin burası benim diyebilir misiniz? Oysa Fırat ve Dicle, şırıltılarıyla kendi mecralarında akarken bize diyorlar ki, ‘sen nasıl parçalanmazsan, bir bütünsen, ben de bir bütün olarak, yalnız türkün, yalnız arabın, yalnız kürdün değilim. Hiç kimse bana tek başına sahip çıkmasın. Ben İslam milletinin suyuyum, onun can damarıyım. Siz de bundan ibret alınız ve parçalanmayınız, bölünmeyiniz’. İşte bize coğrafya böyle sesleniyor” sözleriyle başlayan dergide bu hafta, 19 Ekim 2003 yılında Hakk’a yürüyen Aliya İzzetbegoviç için hazırlanan dosya dikkat çekiyor.

Aliya İzzetbegoviç dosyasında Suphi Giz, Bilge Kral’ın hayat hikâyesini anlattığı portre çalışmasıyla, Salih Demirhan, Ayvaz Dede ve Aliya İzzetbegoviç denklemine temas ettiği, “Gelecekler, Çok Kalabalık Gelecekler” başlıklı enfes öyküsüyle ve Selman Maltaş, Aliya’nın aksiyonuna dair yazdığı, “Aliya Sen Olmasaydın” adlı soruşturmasıyla yer alıyor.

Kurtuba Dergisi yazarlarından Hatice Algın'ın, Mustafa Kutlu’nun son yayımladığı kitabı “Huzursuz Bacak” kitabına dair hazırladığı “Sevgili Okur’a” başlıklı dosya 40. sayının ürünleri arasında bulunuyor

Dergide son dönemde yazdığı hikâyeleriyle büyük beğeni toplayan Yavuz Akengin, “İnsani Bir Yer” adlı hikâyesiyle, Leyla Marankoz, “Seherin Çanları” şiiriyle ve son olarak Ceyhun Emre Teoman, “Ayn-ı Ali” isimli deneme tadındaki yazısıyla okuyucularını bekliyor.

Selman Maltaş


İrtibat:
www.kurtubadergisi.com
kurtubadergi@gmail.com

2008-10-08

"Umran" dergisi


“İçimizdeki Boşluğu” Yabana Atmayın!

Umran’ın Ekim sayısında, Burhaneddin Can, Ramazan Kayan, Sibel Eraslan, Abdullah Yıldız, Abbas Apaydın gibi seçkin isimlerin yanı sıra kendisiyle söyleşi yapılan Richard Falk ve Umran için yazdığı makalesi ile Noam Chomsky de yer alıyor.

Umran, ‘yürüyen siluetlere mi dönüşüyoruz’ endişesini dile getirerek seçkin yazarlarıyla Güzel Ahlak’a vurgu yaparken toplumun ve bireyin içindeki boşluğu hiç yabana atamayacağımız bir zamandayız, diyor. Burhanettin Can, Ramazan Kayan, Sibel Eraslan, Abdullah Yıldız, Abbas Apaydın’dan oluşan dosya yazarları konuyu enine boyuna, sarsıcı bir şekilde işliyorlar.

Umran Ekim sayısında, dosya konusu dışında, gündeme ilişkin önemli konu ve isimlere yer veriyor. Umran, uluslar arası siyasetin Gürcistan olayları ile başlayan ve büyüyen gündemine, alanın sayılı iki kaynağı Richard Falk ve Noam Chomsky’nin Umran için açtıkları penceresinden bakma imkânı sağlıyor. Noam Chomsky’nin Umran için yazdığı makalesi ve Richard Falk’un yöneltilen sorulara verdiği cevaplardan önümüzdeki dönem; “Ne Yeni Soğuk Savaş Ne de Tek Kutuplu Dünya” şeklinde de okunabilir.

Umran ulusları siyaset, düşünce ve kültür alanında birincil kaynakları okuyucularıyla buluşturmaya devam ediyor. Dergi ayrıca, dini ve felsefi açılımlarıyla adeta bir ölüm kalım meselesine dönüştürülen Cern’deki yüz yılın deneyini analiz sayfalarında Selçuk Kütük’ün kaleminden ele alırken, Asım Öz’ün Dini Anlatımın Starlaşması başlıklı yazısı ile Umran bağımlılarının ilgiyle takip ettikleri Abdullah Yıldız’ın hazırladığı ve hem bir yakın tarih okuması hem de sosyolojik bir analiz hüviyetine sahip Geçmişten Geleceğe Ko(nu)şanlar sayfasında yer alan Ahmet Akın Çığman söyleşisini de Ekim sayısında okurlarına sunuyor.

İrtibat:
www.umrandergisi.com
umran@umrandergisi.com
0 212 640 01 12

"Doğudan" dergisi


DOĞUDAN, 7. SAYI, EYLÜL-EKİM 2008

Doğu Konferansı Derneği‘nin yayın organı Doğudan dergisinin 7. sayisi çıktı. Bir önceki sayısı ile birinci yilini dolduran derginin bu sayisinin dosya konusu “Kadın: Direniş ve Tahakkum“.

Derginin bir yılının kısaca değerlendirildiği editor yazısında, “dogudan dergisi olarak bundan tam bir yil once, ‘Dogu’ denilen bolgeye yonelik ulkemizdeki ilgi ve bilgi eksikliginden, bunun temelindeki kimi zaman irkciliga varan egemen soylem ve tutumlardan rahatsizlik duydugumuz icin; boyle bolunmelerin halklarin mucadelesine verdigi zararin bilincinde olarak kapitalist sistemin bolgede yarattigi tahribata ve deneyimlerimizin ortakligina dikkat cekmek amaciyla yola ciktik” denildi. Yazida dosya konusunun secimindeki amac da, “Cinsiyetcilikten kaynaklanan toplumsal hiyerarsi ve tahakkumleri, bunlarin tarihselligini dikkate alarak degerlendirmeyi, bu eksende sorunun evrenselligini ve yerelligini tartismayi amacladik” cumleleriyle vurgulandi.

Dosyanin ilk yazisinda, Seven Agir cinsiyetciligin butun kadinlari bir bicimde magdur ettigini vurgularken, ataerkiye karsi kadinlarin bir arada durma olanaklari tartismasini Kurt politik mucadelesi ve kadin hareketi ekseninde, Handan Caglayan ile yapilan soylesi surduruyor. Elcin Kurbanoglu ve Sheila Pelizzon‘un birlikte kaleme aldigi yazi kadinlarin gecimlik calismasinin hem kapitalist somurunun hem de erkek tahakkumunun onemli bir unsuru olduguna, esitlikci bir toplumda gecimlik faaliyetlerin de esit paylasilmasi gerektigine dikkat cekiyor.

Saniye Dedeoglu‘nun Turkiye’de kadinlarin istihdam edildigi hazir-giyim sanayinde toplumsal cinsiyet rollerinin ve esitsizliklerinin, bu alanda ucretlerin dusmesine ve ihracat basarisina yaptigi katkilari ele alan makalesini, Feryal Saygiligil‘in ozellikle serbest bolgelerdeki somuru mekanizmalarini; Novamed’li kadinlarin direnisinin ogrettikleriyle birlikte degerlendiren yazisi izliyor.

Afganistan ve İrak’taki isgalleri ve yagmalari zimnen destekleyen, bunu Musluman kadinlarin geleneklerden kurtarilmasi icin bir misyon olarak takdim eden feminist yaklasimlarin elestirisini Yildiz Ramazanoglu kaleme alirken, dosya Elif Ekin Aksit‘in Osmanli’daki uc tarz feminizmin uluslararasi baglantilarini konu edindigi ve uluslararasi baglantilarinin feministlerin algilanisindaki etkisini inceledigi yazisiyla devam ediyor. Asli Gunes yazisinda Kemalizmin kadinlara bictigi edilgen rolleri, medenilesme seferberliginde kilavuz rolu ustlenen adabi muaseret romanlarinin gosterdikleri isiginda degerlendirirken, Muge Karahan İslamci aydin kadinlarin kendi sozlerini/seslerini duyurmaya calistiklari eserlerini sectigi birkac ornek uzerinden inceliyor.

Dosyada butun bu tartismalara ek olarak, cinsiyetciligin tezahurlerine daha yakindan bakmak amaciyla İran ve Tunus gibi ulkelerde ve Muslumanlarin ibadet yerleri olan camilerde yasanan cinsiyet ayrimciligina dikkat ceken yazilara da yer veriliyor. Guliz Aydin Kendirci İran İslam Cumhuriyetinde ilkokul ders kitaplarindaki cinsiyetciligi inceleyen makalesiyle, Cicek Coskun, Tunus’ta modernlesme ve kadin haklarini tartistigi yazisiyla Hulya Alper ise camilerde kadinlarin karsilastiklari ayrimciligi ve kaba davranislari elestirdigi makalesiyle dosyadaki yerini aliyor.

Derginin dosya disi icerigi de yine oldukca zengin. Kultur Sanat bolumunde Muge Karahan ve Mert Tokur gunumuzun populer cizgi roman/filmi Persepolis‘i mercek altina alirken, Portrede, yakin zamanda kaybettigimiz onemli bir ismin, Filistinli sair Mahmud Dervis‘in mucadelesi Turan Kislakci‘nin kaleminden aktariliyor. Kitabiyat bolumunde ise, İrem Yilmaz, feminist elestirinin bir basucu eserini, Judith Butler’in Cinsiyet Belasi adli kitabini inceliyor. Gundemdeki gelismeleri ise bu donemde baris ve adaletin unutulmamasi gerektigini hatirlatan Mehmet Bekaroglu degerlendiriyor.

Derginin gelecek sayisinin dosya konusu ise “İsrail” olarak duyuruluyor.

Doğu Konferansı Derneği adına Mehmet Bekaroğlu’nun sahibi oldugu ve genel yayin yonetmenligini Cem Somel’in yaptigi dogudan dergisinin daha onceki sayilarinda “Tahakkum”, “Turkiye’den Dogu’ya Bakislar”, “Direnis Hareketleri”, “İran”, “Ortadogu’da Devlet ve Demokrasi” ile “Kapitalizm ve Emperyalizm”, “Neoliberalizmin İdeolojileri Donusturucu Etkisi” basliklari dosya konusu olarak ele alinmisti. Dogu-Bati karsitliginin kolayligina ve kisirligina hapsolmadan, hem bu bolge hem de tum dunya icin anlamli bir dusunme ufku uretmeyi amac edinen ve bu caba icin gerekli tecrube ve ilham kaynaginin bolge topraklarinin emsalsiz tarihsel mirasinda ve birikiminde bulunduguna inanan Dogu Konferansi ve yayin organi dogudan dergisi hakkinda daha fazla bilgi edinmek isteyenler www.dogukonferansi.com adresini ziyaret edebilirler.


İrtibat:

Doğu Konferansı Derneği
Kocatepe Mah. Kizilirmak Cad. 39/4
Kizilay – ANKARA
Tel: 0 312 417 00 93
Faks: 0 312 417 00 94
E-mail: dogudan@dogukonferansi.com, bilgi@dogukonferansi.com

2008-10-07

"Varlık" dergisi


"Varlık" dergisi, Ekim 2008

İçindekiler:

Semih Poroy / Çizi-yorum
Emine Tuğcu / Türk Romanında Korkunun İzlerini Sürerken
Tuğba Özok / Hurafenin Ardındaki Aydınlık: “Yatır”
Hatice Acer / Yaşam ve Ölüm arasında: “Uzunharmanlar’da Bir Davetsiz Misafir”
Işıl Emir / “Kar Kuyusu” Romanında Anne-Çocuk İlişkisi
Sennur Sezer / Nasıl mıyım?
Didem Kocaoğlu / Hissizleşen Yaşamlardan Bir Kesit: “Hissizleşme”
Murathan Mungan / Şiirler
Mustafa Şerif Onaran / İlhan Berk’I Anlamak
Ahmet Necdet / Ay Gazeli
Haydar Ergülen / Keşke “İlhan Berk” Diye Bir Ders Olsaydı
Erendiz Atasü / Ayla Kutlu ve Kadınlığın Tarihçesi
Mehmet Mümtaz Tuzcu / Peki Guil Kim?
Enver Ercan / Şiirin Arkadaşı Mustafa Şerif Onaran
Mustafa Şerif Onaran / Bir Başka Mevsim
Nilüfer Açıkalın / Edebiyat ve Barış
Süreyyya Evren / Hiç Ayılmadan İli Regl arasında
Hasan Bülent Kahraman / “Ölümü Yaşamak”
Temer Kütükçü / Cumhuriyet’in 85. Yılında “Alaturka Müzik” tartışmaları ve “Fatih – Harbiye” Örneği
Enis Akın / Sandviçlerden Sakının
Feridun Andaç / Üstümüzdeki Gül Yaprağı
Selçuk Aylar – Savaş Kılıç / Osmanlı’da İki Aşk Cinayeti
Deniz Yalvaç / Müge Sökmen ile Söyleşi
Mevisel Yener / Frankfurt Kitap Fuarı’nda “Boy Gösterip de Ne Olacak?”
Hayriye Ünal / Göz İzi
Orhan Kayhaoğlu / Telarca: Kayıtlar, Soundlar Estetize Edilebilir mi?
Emrah Pelvanoğlu / Erh
Mahmut Derviş / Rubailer
Çevbir
Alphan Akgül / Major Tom
Küçük İskender / Rimbaud’un Seyir Defteri
Meriç Sabutay / Unutmak
Elif Ağaçayak / Şiirler
Erbil Çare / Mışıltı
Mustafa Bilgücü / Kılıç
KİTAP EKİ:
Gamze Gürses, Neslihan Gürel, Sedat Demir, Mustafa Köz, Irmak Zileli, Ömer Kumsal, Özge Ercan, İsmail Cem doğru, Hülya Soyşekerci, Burca Başar, Gültekin emre, Reyhan Koçyiğit

"Kitap-lık" dergisi


Romanda İdeoloji
Sayı: 120
Ekim 2008

RÜZGÂR GÜLÜ

Hakan Savlı, Sina Akyol, İlhan Durusel, Hatice Utkan, Turgut Yüksel

ŞİİR

Hüseyin Peker - Kır Uğruları

Hulki Aktunç - Nisyan

Sina Akyol - Torun-Torba Şiirleri

Lâle Müldür - İsmail Akyıldız, Kül Tigin

Serdar Koçak - Don

Ömer Erdem - seni bir kerre gördüğümde suriyede

Tamer Gülbek - Ay Rüyası, Cılız Trenler İçin

Elif Sofya - Yeryüzü Şekilleri

Emrah Altınok - 2048

Bülent Keçeli - Bana Esenlik Dileyin

Gürgenç Korkmazel – Baykuş, Aldatılma Korkusu

Bünyamin K. - Bana Bakmayan

Özkan Satılmış - Bükülen Gecede, Alnımızdaki Domuz

ÖYKÜ

Murathan Mungan - Kötü Adam Kötü Kadın Aşkı Üzerine Küçük Bir Film

Yalçın Tosun - Muzaffer ve Muz

Muhammed Munis - Bahar Temizliği

Deniz Şimşek - İyi Geceler Cristina

Özlem N. Yılmaz - Göl

Murat Özyaşar - Karşılıksız Fotoğraflar

DENEME / İNCELEME

Sema Rifat - Romanlarını Nasıl Yazıyorlar, Umberto Eco

Matthew Gumpert - Tuzla Balıkçısı

Mehmet Mümtaz Tuzcu - 1688

Gültekin Emre - Günbatımı Günlüğü

Adil İzci - Güz Evleri

DOSYA: ROMANDA İDEOLOJİ

Hulki Aktunç - Söz Almak

Mehmet Fatih Uslu - Tanzimat Romanlarında Melodramın İdeolojik İşlevleri

Cahit Akın - Ankara’da Bir Yaban Kadrocu

Deniz Aktan K. - Sokaktaki Adam Aylak Adama Karşı

Çiğdem Kurt - Ütopya Karşı-Ütopyaya Dönerken: Hiçbiryer
BABİL KULESİ

Necip Tosun - İmgesel Öyküler: Bilge Karasu Öykücülüğü

Hâle Seval - Sessiz Sedasız Geçip Giden Philip Larkin

Orhan Kâhyaoğlu - Kurgu Hayattan Daha Güvenilir

Efe Murad - Muradın Üzerine

"Temrin" dergisi


TEMRİN DERGİSİ’NİN EKİM SAYISI ÇIKTI.BEKTAŞİ ŞAİRİ HİLMİ DEDE’NİN EHLİ BEYT SEVGİSİNİ İŞLEDİĞİ 42 BEYİTLİK ŞİİRİ İLK KEZ TEMRİN’DE YAYIMLANIYOR.

Temrin, Ekim ayında bir sürprizle okurunun karşısına çıkıyor. Bektaşi şairi olan Hilmi Dede’nin 42 beyitlik ehli beyt sevgisini işleyen şiiri ilk kez dergide gün yüzüne çıkıyor.

Bektaşiliğin aslının ehli sünnet çizgisine uygun olduğunu ispat eden Fatiha tefsirinden sonra bu şiir de Bektaşiliğe bakışımızı değiştirecek. Edebiyat araştırmacıları için önem taşıyan şiirin tamamı dergide yer alıyor.

Derginin bu ayki şairleri: Şeref Yılmaz (çocuksu hüsnüzanlar), Uğur Uzunok (çocukluk eriği), Mustafa Uçurum (doğrula beni), Nurbanu Akay (kedi sonrası) ve Yusuf Özkan Özburun (mes lastik).

Derginin inceleme yazıları: Türk Öykücülüğünün Dev Kütüphanesi (Yılmaz Yılmaz), Toprak Ana (Gülay Çil), Bir Bektaşi Şairi Hilmi Dede (Fatih Kutlu), Sezai Karakoç Şiirinde Kadın (Merve Akbaş).

Deneme yazıları: Lal Makamı (Ceyhun Emre Teoman), Asma Yaprağı (Yasemin Başer), Plastik Sözler (Hasan Çağlayan), Haçkalı Baba (Umut Bulur), Bir Küçük Nesnedir Anahtar (Hatice Eğilmez Kaya).

Öyküler: Genç Werther’in Acılarının Devamı (Rabia Avcı), Yara Bandı (Hatice Uzun), Beklerken (Şeniz Bayır), Keşke Teğmen Olsaydın (Nevzat Canan), Can Direği (Melek Altun), Arafta Kimliksiz (Zeynep Elbasan).

Tanıtım: Huzursuz Bacak (Nuran Aksoy)

Gezi: Ege Düşü (Selma Ayerdem)

Hatıra: Rüyalarımın Çağırdığı Yer (Güzin Akyüz)

Derginin Ekim sayısının “editörden” yazısında şu dikkat çekici ifadelere yer veriliyor: “Bir ramazan ayı daha bereketiyle gelip geçti. Temrin’in beşinci sayısına da yansıyan bu bereketin, umduğumuzdan daha fazla geri dönüşümünü aldık.
Temrin, altıncı sayısıyla karşınıza çıkıyor. Henüz altı aylık… Daha sütten kesilmedi… Ne var ki gürbüz ve sağlıklı duruşu kısa zamanda kulaktan kulağa duyuldu. TRT 2’nin daha ikinci sayıda dergiyi tanıtması ve altıncı sayısını henüz çıkaran bir derginin internette birçok yerde karşımıza çıkması, bu söylediğimizi doğruluyor.
Derginin üçüncü sayısına kadar elimizde bulunan yazılar tanıdık isimlerden gelen yazılardı. Ne var ki dördüncü sayıdan itibaren derginin mail adresine tanımadığımız birçok isimden yazı gelmeye başladı. Bu yazılar “kemiyet ve keyfiyet” bakımından küçümsenmeyecek bir seviyeye ulaştı. İşte altıncı sayıdaki farklı isimler ve yazılar bu hareketliliğin bir ifadesidir. Fıtri olan her hareket yolunu bulur; tıpkı su gibi… Bize düşen bu yoldaki engelleri kaldırmaya çalışmak ve genç yeteneklerin önünü açmaktır.

Temrin’in bu sayısında aramıza yeni katılan şairler var. Nurbanu Akay genç bir yetenek… Uzun zamandır elediğimiz şiirleri, onu bu şiiri yazacak seviyeye getirdi. Mustafa Uçurum, şiirde bilinen bir isim… Temrin’e 6. sayıda dâhil oldu. Hece ile yazdığı bu şiirini keyifle okuyacaksınız. Yusuf Özkan Özburun’un hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerine sadece Temrin okurları ulaşabiliyor. Nizar Kabbani’den çeviri şiir bu sayıda da yer alıyor. Uğur Uzunok ve Şeref Yılmaz da şiirleriyle bu sayıya katkıda bulundu. Nuran Aksoy, Mustafa Kutlu’nun son hikâye kitabı hakkında değerlendirmede bulundu. Yasemin Başer’in “Asma Yaprağı” isimli denemesi dikkate değer… Güzin Akyüz’ün, çocukluğunu geçirdiği yeri, yıllar sonra yazıya dökmesi oldukça anlamlı… Bu sayıda yer alan bir başka yeni isim de Hatice Eğilmez Kaya… Temrin’i geçen sayıda tanıdı ve yazılarını eleştiriye açtı. Oysa Hatice Eğilmez Kaya, masterini tamamlamış ve yıllardır mesleğiyle uğraşan bir edebiyat öğretmeni… Ama mesafe almanın, ancak eleştirilere kulak vermekle mümkün olacağına inanıyor. Melek Altun da bu sayıda dergiye dâhil olan bir başka değerli isim… Uzun bir öyküsüyle giriş yapmış oldu. Eğer sabırla okursanız, adamakıllı bir öykü ile karşı karşıya olduğunuzu hissedeceksiniz. Hatice Uzun bu kez bir öyküsüyle dergide yer alıyor. Gülay Çil, Aytmatov’un “Toprak Ana”sı üzerine yazdı. Umut Bulut’un “Haçkalı Baba” denemesi tasavvufi bir neşve taşıyor. Hasan Çağlayan’ın denemesi, dikkatimizden kaçan bir konuya değiniyor. Yeni yazılardan en önemlisi de Fatih Kutlu’nun kaleme aldığı yazı… Hilmi Dede hakkında dedesinin defterinde yer alan 42 beyitlik şiir önem taşıyor. Çünkü Hilmi Dede bir Bektaşi şairidir. Bu şiirinde Hazreti Hüseyin’in şehit edilişine ağıt yakmaktadır. Böylece okurlarımız ilk kez Temrin’de yayımlanan bu şiirle görmüş olacaklar ki aslında Bektaşilik, ehli sünnet çizgisinde bir tarikat iken sonradan suiistimal edilmiştir.”

Dergi, yazarlık kursunun 10 Ekim’de başlayacağını da duyuruyor.

İrtibat:
(0216) 5508151
temrindergisi@gmail.com
www.temrindergisi.com