2011-11-29

'Bir nokta' aylık edebiyat dergisinin 118.sayısı çıktı


Kasım 2011, Yıl:11, Sayı:118

'Değirmen' dergisinin 28.sayısı 'Sözlük' dosyasıyla çıktı

Kasım-Aralık 2011, Sayı:28

Değirmenin bu sayısında gönülleri hemhal etmenin biricik yolu olan ‘söz’e dikkat çekmek için ‘sözlük’ dedik. Sözlük eksenli dosyamızda, ‘değirmen’ etrafında taze bir söz, taze bir nefes ile hayata dokunmaya çalışan yazı ve yazarlarıyla; makinenin değil, sözün gücü üzerine yeniden düşünmeye davet ediyoruz. Biliyoruz ve paylaşıyoruz ki; sözü olanların sözlüğü olur, sözlüğü olanlar, üretken bir dünya kurarlar.

Değirmen tüm sayılarında bir haykırış dile getiriyor!

Daha fazla makine üretmek; çılgınlığı artırmak, dünyanın ömrünü kısaltmak anlamındadır. Makine üretim yoluyla, başkasının usta olduğu yarışta onları geçebilmek ne mümkün. Yapılacak olan söz üreterek ‘sözlük’ler inşa edebilmektir. Çünkü söz üretenler, zihniyet dünyasını kurar. Ve o zihniyet dünyası da kendine ait yollar bulur, vasıtalar geliştirir.


Bu Sayıda

Şiir:
Rüya Yorumcusu Gökyüzü/ İsmail KARAKURT
Çığın Koptuğu Yerden Kopan Çığlık/ Bahaettin KARAKOÇ
Nisyana Bıraktım/ Mahmut YAVUZ
8. Kat Familyası/ Murat ÇELİK
Bir Jetonun Mim Köşesi/ Evliya ÇELİK
Kuş/ Hüseyin YILMAZ
Mavisi Kaybolan Çocuk/ Mehmet ÖZDEMİR
Şahdamarımın Konuğu/ Abdurrahman ADIYAN
Leyl â ___LEYLÂ___ leyl â/Ahmet GÖZÜBÜYÜK
Reng-A Renk/ Ünal AKBULUT
Azra/ Mustafa ORAL
Hasta Sonbahar/ Guıllaume APOLLINAIRE Çeviren: Nihan IŞIKER
Televizyon Karşısında Esrik Çağrışımlar/ Turan GÜNDÜZ

Dosya: Sözlük
Kelimeler ve İnsanlar/ Necati MERT
Sözlük: Kelimelerin Allah’a Varan Mücadelesi/ Lütfi BERGEN
Kelimelerin Kalbi/ Kibar AYAYDIN
Resmi İdeolojilerin Oluşumunda Kavram Kurgusu/ Yusuf YAVUZYILMAZ
Siyasal Kavramların İşlevi/ Servet KIZILAY
Feta Kavramları Sözlüğü/ Hale GEZİCİ
İlk Sözler, İlk Mekânlar/ Rüstem BUDAK
İlk Sözlük Çalışmaları ve Türkçenin Dört Büyük Sözlüğü Üzerine Düşünceler…/ M. Nihat MALKOÇ
Literatür Zenginliğimize Bir Katkı Olarak Feta/ Menderes DAŞKIRAN
D. Mehmet DOĞAN ile Sözlükler ve Dil Üzerine Röportaj
İHL SÖZLÜK Editörü Said Ercan İle Sanal Sözlükleri ve Sosyal Medyayı Konuştuk

Deneme:
Kuş Evi Düş Evi/ Reşit Güngör KALKAN
Ateş Dağından Kar Mağarasına/ Tahir Erdoğan ŞAHİN
Ar Etmez Onu Severse…/ Aslan GÜLCE
Yaş İlerlerken/ Ömer KEMİKSİZ

Makale:
İnsanlar Arasında: Tanpınar Yahut Gülmenin Zaferi/ Cafer GARİPER
Cemil Meriç: Fildişi Çığlıklardan İrfanın Şahikasına/ Leyla YILDIZ
Yahya Kemal Orhan Veli’nin Cenaze Törenine Neden Gitmedi?/ Said COŞAR
Diyarbakır Şehir Kültüründe Gül/ Mehmet Ali ABAKAY

Hikaye:
Kaymakam/ Recep Şükrü GÜNGÖR
Denizin Ormanında Yangın Çıktı/ Asiye YÜCEL

Hatıra:
Hazar’dan Dünya’ya Ufuk Aralamak/ Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Kitap:
Beyaz Kale: Kendini Arayan Öteki İbrahim CİVELEK

İrtibat:
degirmendergi@gmail.com
05056470325
www.degirmendergisi.com

2011-11-14

'EDEP' edebiyat dergisinin 21.sayısı çıktı

Kasım 2011

Edep'in Kasım sayısında Musa Deniz "Vav Yorumları" ile çıkıyor okurun karşısına. Yazar, Kaddafi'nin öldürülüşünden "Şiir Öldü" ye Van depremine ilişkin yorumlar getiriyor.

Ali Cenk "Tehlike" başlıklı yazısıyla Başbakan'ın laiklik önerisini eleştiriyor.

Arif Ay "Nuri Pakdil'in Dili ve Anlatımı" başlıklı çalışması ve Gün Dökümleri ile yer alıyor.

Fotoğraf altı yazılarıyla A.A. radyoyla nasıl tanıştığını anlatıyor.

Halis Emre "Dumanı Üstünde"de yeni kitapları tanıtıyor.



Bu sayının şairleri Mehmet Aycı, Şaban Abak, Cihannur Selenga, M. Ökkeş Evren, Nurettin Durman, Adem Turan, Mediha İstanbullu.

Öyküleriyle Özden Apaydın, Hatice Akkanat yer alıyor.


İrtibat:
edepdergisi@gmail.com

2011-11-11

Yedi İklim dergisinin 260.sayısı


Kasım 2011

Cevdet Karal, Ali Haydar Haksal, Mehmet Aycı, Fatma Şengil Süzer, Habil Tecimen, Yeprem Türk, Ahmet Tokiş, Hüseyin Alemdar, Cafer Keklikçi, Muhsin İlyas Subaşı, Ali Sözer, Abdulkadir Akdemir, bu sayının şairleri.

Osman Koca, Emine Batar, Mihriban İnan Karatepe bu sayının hikâyecileri.

Derginin klasiği, Hasan Aycın çizgileri... Her sayı olduğu gibi bu sayıda da, Hasan Aycın’dan bir çizgi bulabileceksiniz.

Mustafa Kirenci, tanıdığı güzel insanları ve onların güzelliklerini anlatmaya devam ediyor.

Yakup Şafak Hoca, yeni bir makalesiyle aramızda: “Eski Bir Meşhurlar Listesinde Yer Alan İranlı Şairlere Dair”. Şafak Hoca, bu yazıyla tarihe ışık tutuyor.

Zafer Acar, genç şaire hitap etmeyi sürdürüyor: Gerçekten yazmasan çıldıracak mısın diye soruyor ve okuru edebiyat tarihi içinde bir yolculuğa çıkartarak kendi düşüncelerini aktarıyor.

Osman Serhat de, dergimizde yazan kimi genç şairler hakkında oynatıyor kalemini.

İbrahim Biricik, Tarık Buğra’nın ödüllü Yağmur Beklerken romanını sosyo-politik açıdan değerlendiriyor. Kendisinden bu yazıları sürdürmesini bekliyoruz.

Öykülerinden ve İngilizceden yaptığı öykü çevirilerinden aşina olduğunuz Ebru Ak, öyküler çevirmeye devam ediyor. Ak, bu sayımızda, George Mackay Brown’dan bir öykü çeviriyor.

Ali Haydar Haksal, Kazancakis’le ilgili yazısını bu sayı bitiriyor.

Öyküleriyle Yedi İklim’de görünen Mükerrem Mete, bu kez, Heidegger, Hölderlin ve imge üzerine yoğunlaşıyor.

Recep Seyhan’ın Ausgburg Notlarını yayımlamaya devam ediyoruz. Bu sayımızda notların yedinci bölümünü okuyacaksınız.

Yeprem Türk, Mehmet üzerine açılımlıyor düşüncelerini.

Mustafa Uçurum, sanal alem üzerine, onun yalan yüzünü yazıyor.

Yeni Okumalar-Değiniler bölümü bu ay da dopdolu İbrahim Coşkun geçen ayın dergilerini, Ali Büyükçapar, Nuhan Nebi Çam’ın ikinci öykü kitabını değerlendiriyor. Ekrem Cömert ise, Şehir Tiyatrolarının bu yılki oyunlarını haberleştiriyor. Hayırlı okumalar.

Bu vesileyle buradan abone kampanyamızı yeniden duyuralım. Yedi İklim’e bir yıl (12 sayı) abone olan okurlarımıza, eski sayılarımızdan 24 adet gönderilecektir. Derginin yıllık abone bedeli 75 liradır.



İrtibat:
0 216 352 49 77
yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com
www.yedi-iklim.com

2011-11-10

Cevat Akkanat'ın 'Korku Islığı' isimli şiir kitabı çıktı


"KORKU ISLIĞI"NIN İÇERİĞİ (Kitapta belirtildiği şekilde):

Korku Islığı, şairin 1982-1987 yılları arasında yazdığı ve bir kısmı Oluşum, Bireşim, Yoğunluk, Nitelik,Likâ, Cumhuriyet Gazetesi (1984), Güneş Gazetesi (1988) gibi süreli yayınlarda yayımlanan şiirlerden oluşmaktadır. Korku Islığı 1987’de tamamlanmış bir kitaptır. Bununla birlikte, ilk kez yayınlanmaktadır.

Kitabın adı ile ilgili şu açıklamayı yapıyor şair: “Çocukluğumda gecenin zifiri karanlığından korktuğumu farkeden babamın, ‘Besmele çek, yürü karanlığın içine, ıslık çal bir de!’ şeklindeki telkinine telmihtir. Fakat ‘karanlık’ artık o karanlık değildir.”


KORKU ISLIĞI İLE İLGİLİ TEMEL BİR BİLGİ:
Korku Islığı ilk baskıda 250 adet üretilmiş olup şairince numaralandırılmıştır. Elinizdeki bu nüsha................kitaptır.

İlk 5 nüshayla birlikte 10, 40, 61, 82, 87, 99, 100 ve 250 nolu nüshalar hariç,
TEMİN ETMEK İSTEYENLERE BİLGİ:
"KORKU ISLIĞI"NIN TİCARÎ KARŞILIĞI YOKTUR. KİŞİSEL YAYINCILIĞA BAĞLI OLARAK ÖZEL BİR YAYINDIR. KİTAPÇILARA KESİNLİKLE VERİLMEYECEKTİR. TALEP EDEN DOSTLARA, ŞAİRİNCE İMZALANMIŞ OLARAK GÖNDERİLECEKTİR.

"KORKU ISLIĞI"NA TALEPKÂR OLAN KİTAPSEVERLERDEN 'KATKI BEDELİ' İÇİN 3 ŞIK:
(GÖNDERME MASRAFI DA DAHİL)
1) 10 ADET - 45 TL
2) 5 ADET - 25 TL
3) 1 ADET- 7 TL



Cevat AKKANAT
PTT POSTA ÇEKİ HESABI: 01505022
VEYA
ZİRAAT BANKASI - BURSA ŞUBESİ HESAP NO: 60-49653601-5002
İBAN NO: TR 4400 0100 0060 4965 3601 5002

Adres:
P. K. 205, Ulucami, BURSA

www.cevatakkanat.blogcu.com
cevatakkanat@gmail.com

CEVAT AKKANAT KİMDİR?
1964, Balıkesir’in Dursunbey ilçesi Kireç Işıklar köyü doğumludur. 1991’de İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi bölümünü bitiren Akkanat, 2000’de ise Kırıkkale Üniversitesi’nde “Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri” başlıklı Yüksek Lisans tezini tamamladı.

1997-2005 yılları arasında Likâ edebiyat dergisini çıkaran Cevat Akkanat’ın yayınlanmış eserleri şunlardır:
Şiir: Kara Oyun (1997), Güz Klâsiği (1998), Sen Bir Sevda Ağacısın Türküler Büyütür Yüzün (2000), Tan Tan Traska (2002), Hüzn ü Aşk (2004).
Deneme: Edebiyat Hayat Memat (2010).
Antoloji: Baba Bu Kitap Sana (2005), Ankara Şiirleri Antolojisi (2006).
İnceleme: Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri (2002-Türkiye Yazarlar Birliği Edebî Tenkit Ödülü).
Derleme: Bursa’nın Çanakkale Şehitleri (2007), Çanakkale Savaşları ve İstanbul (2008).


BİR ŞİİR:

gülmekler

ah güzel şeyler, çocukluk kanatları
bal tutan çiçekler, tozdan kahramanlıklar
yırtılan sevinç uygarlığının at arabaları.

gizemsiz sözcük turları, sizleri diyecektim
sus!-kunluk; sevgili dudak birlikteliği,
sizi.

evet, hayatın balkonu, gürültülü iç
aydınlığı, karmaşa, tantana doruğu, siz.

bir sabır taşı, yaman zambak! kokuların
kulağı, taç yamaçlar sokakları, yürünen
ezgiler yolu.

“merhaba!” “ciddi olun biraz”lar
ardı sıra “küstüm; size geliyorum!”
şakımalar, “kah kah”lar işte!
(1987)

Cevat Akkanat

2011-11-09

Dergi fuarına davetlisiniz

Türkiye Dergi Editörleri ve Yayın Yönetmenleri Birliği (TÜRDEB) tarafından elliden fazla derginin katılımıyla, geçen yıl ilki gerçekleşen dergi fuarı bu yıl ikincisini düzenliyor.

Geçtiğimiz yıl TYB de yapılan fuar, paneller, çocuk dergisinden aileye, teknolojiden mizaha kadar birçok dergiye ev sahipliği yapmış ve büyük ilgi görmüştü.

10-14 Aralık tarihlerinde Sirkeci Tren Garında olacak dergi fuarına geçen yıldan daha fazla ilgi bekleniyor.


Bilgi için:
bilgi@turkiyedergifuari.com
0505 346 01 91

2011-11-05

'Mahalle Mektebi' hayat ve edebiyat dergisinin 2. sayısı çıktı

Kasım-Aralık 2011

Gerçek İle Hayal Arasında

Hayatın akışından sıyrılıp gerçeğin kendisiyle yüzleşiyoruz.Gerçek ile hayal arasında bir an duraksıyoruz. Allah, Allahu Ekber nidaları toz duman içinde kayboluyor. Derin bir sükûtun ve bekleyişin sonunda inşaallah sözleri dudaklarımızdan dökülüyor; inşaallah. İnşaallah sağ ve salim çıkarlar. Ellerimizle inşa ettiğimiz binalar çökerken, kardeşlik, insanlık diriliyor, hikmet hayat buluyor. Deprem çadırından bir ağabeyimizin sözleri zihnimde dönüp duruyor: “Âdemoğlu zalim, âdemoğlu mazlum!” diyor, “Nefsi var, kan dökücü, zalim; öleceği anı bilmeden, öleceğini biliyor, mazlum!” diyor ve devam ediyor: “Bir insan, sözü üç şekilde söylemeli: Birincisi dilden, ikincisi gönülden, üçüncüsü can u gönülden.” Biz de can u gönülden milletimize sabır, ölenlere Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyoruz.

Milletimizin ve tüm İslam âleminin kurban bayramını da tebrik ediyoruz.

Arif Burun, Mehmet Uğurlu, Vural Kaya, Sümeyye Şeker, Suavi Kemal Yazgıç, Burhan Sakallı, Ayşe Büşra Erkeç, Rabia Boran bu sayımıza şiirleriyle katılıyor.

Hüzeyme Yeşim Koçak, Muammer Ulutürk, Mahmut Sami Aldur, Hasan Arslan, Ali Akar, Aziz Karakuş, Fatma Ünal, Mürşide Kübra Doğan, İslam Doğan denemeleriyle aramızdalar.

Sanatta Usûl - Vüsûl İlişkisi isimli yazısıyla Fatih Özkafa hat sanatına ışık tutarken; Murat Ak, Fuzuli’nin olur redifli gazelinin matla beytini şerh eden bir yazısıyla aramızda. Televizyon üzerine yapmış olduğu çalışmalarıyla tanıdığımız Sedat Cereci Kapitalizmin Kutsal Kaftanı isimli yazısında televizyon hayat ve toplum ilişkisini masaya yatırıyor. Ülkemin Araplarına Dört Mevsim Bahar yazısında Atilla Yaramış ülkemizdeki Arap halkı ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunurken Nurettin Özel Kazakistan Almaata’dan, Tanrı Dağı’nın eteklerinden çağrıda bulunuyor.

İnternet çağında unutulmaya yüz tutmuş çocukluğumuzun oyunlarını Osman Bozdemir anlattı.

Mehmet Kahraman, Mustafa Bilgücü, Mehmet Uğraş, Müzeyyen Çelik, Ercan Harmancı ve Pakize Erbay bu sayımızın öykücüleri.

Hacıkaymak Mahallesi’nin kuruluşu esnasında emeği geçen ve görüşleri alınması gereken Ali Akdeniz’le hoş bir sohbet gerçekleştiriyor Ali Işık. İlk sayımızda kadim dilde Konya’nın tarihi ve manevi özelliklerini anlatan Seyyah-ı Hayran Ziya Çelebi bu sayımızda âdet ve ananelerden söz ediyor. Zeliha Üstün, Halil Cibran’ın Ermiş’ine dikkatimizi çekmeye çalışıyor.

Murat Göçer’in Gassan Kenefani’den bir hikâye ve Hacer Totan’ın Ahmed Şamlu’dan bir şiir çevirisini okuyacaksınız.

M. Akif Kuruçay Işık Yanar ile Şemsiye Tamircisi üzerinden roman, hakikat, yabancılık ve mekân ilişkisi üzerine konuştu. Alişan Demirci Nassima Chabane (Nesime Şaban) ve sanatını anlatıyor bize. Hayrullah Efendi’nin “Avrupa Seyahatnamesi” kitabından hareketle Osmanlı Türkçesini okurken yapılan hatalara dikkat çekiyor İbrahim Demirci.

Son olarak çizgi bölümümüzde Zafer Karakuş yer alıyor.


U.Kubilay Dündar


İrtibat:

0332 3425282
0532 7427513
dergi@mahallemektebi.net
ulvikubilaydundar@mahallemektebi.net
Yeni Matbacılar Sitesi
Yayın Cad. No:63
Karatay/KONYA

'Kümbet' dergisinin 46.sayısı çıktı

Anadolu’da dergiler vardır ve kıt kanaat yaşamlarını devam ettirmenin çabasındadırlar. Birkaç esnafın destekleyici ve sınırlı sayıda edebiyat sevdalısının abonelik desteği ile yaşamlarını devam ettirmeye çalışırlar. İşte bunlara en güzel örnek de Tokat Kültür Derneğinin yayın organı olan Tokat Kümbet Altında dergisidir.

12 yıldan bu yana yayınlanan dergi bir Anadolu ilinde 46. sayıya ulaşmanın sevinci ile bu sayısını yayınlayarak okuyucularına ulaştırdı.

46. sayıda bakalım neler var diyerek derginin sayfalarını çevirmeye başlıyoruz. Derginin kapağında bir bahçede çekilmiş olan iki adet kırmızı gül fotoğrafı var. Bu derginin içinde ateşli edebiyat yazılarının olduğu mesajını veriyor bize. Kırmızı ateşi, aşkı ifade eder. Bu kırmızı gül de bize yazar ve şairlerimizin edebiyata olan aşkının sonsuzluğu anlamını veriyor.

İrfan Yıldız başyazısında Osman Baş ile yapmış olduğu umre ziyaretini yazmış. Osman Baş her yıl Erbaa’da yapılan Şenlikleri anlattığı “Küçük Yayla’da Vuslat” yazısında şenliklerin kültür boyutu ve insanların birlik ve beraberliğine olan katkılarını türkülerimizle bütünleştirmiş.

Ünlü yazar ve araştırmacı Nail Tan ise “Evliya Çelebi Yılı’nda Çelebi’nin Kastamonu Övgüsü” adlı yazısı 2 sayfada anlatılmış. Nail Tan Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nden emekli ve araştırmalarına ait, kitaplarını yayınlamaya devam eden bir halk kültürü uzmanı olarak Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Kastamonu’yu anlatmış.

Hayrettin İvgin ise “ Âşık Yoksul Dervişi” tanıtmış.

Nazım Payam ise “Sanat Mecnunu Sever” adlı yazısında edebiyat ve meczupluk üzerine bir deneme yazmış.

Derginin sayfalarını çevirirken 12. sayfada “Okuma Üzerine Düşünceler 1” yazısı ile Dr. Hüseyin Yeniçeri bizlere okumanın önemini anlatmakta.Yeniçeri Hacettepe Üniversitesi Türkçe okutmanı.

Seher Esra Kılıç ise “Ömer Seyfettin ile Yeni Lisanımız” da Ömer Seyfettin ile Yeni lisan akımı arasında ilişkileri incelemiş.

Ünal Kar ise “Kastamonu 15. Türk Dünyası Günleri” konulu 4 sayfalık yazısında Kastamonu 15. Türk Dünyası izlenimlerini okurları ile paylaşmakta.

Kurtuluş Altunbaş ise “ Kardeleni Görmek” adlı bir deneme kaleme almış.

Osman Şahin ise “ Küskün kitaplar” yazısı ile okumanın önemi ve çocuklara okuma sevgisi kazandırmanın öneminden bahsetmekte.

Dergi sayfalarını gezerken derginin orta sayfası olan 24. sayfada Ufuk Tuzman’ın “Sonsuzluk Dağlarının Efsane ozanı” yazısında Karaçay Malkar halk Şairi İsmail Semenov (1891-1981) ile tanışıyoruz.

İki üstad Bestami Yazgan “Yunus Emre Olmasaydı” Yunus Dursun ise “Erçel’e Dokunmayın” adlı yazısı ile karşımıza çıkmakta.

“Bindik Bir Alamete, Gidiyoruz Kıyamete” adlı yazısı ile Dr. Nazlı Rana Gürel okumanın tat ve lezzetini sunuyır.

Mustafa Soylutürk’ün “Tahsildar “ hikâyesi, Ahmet Sevgi ise “Demlenen Kültür:. Çay” adlı yazısı dergini yazı kadrosunun zenginliğini anımsatıyor.

Derginin 34. sayfasına geldiğimizde Sergül Vural’ın “ Karanlıkta Kar Ayini varsa Semah da Vardır”ı okuyoruz.

Duran Timur ise “Şeyh Mahmut Efendi ( Pazar İlçesi Erkilet Mahallesi)’ anlatırken kendi dünyamızın derinliğinde erenlerle yolculuğa çıkıyoruz.

Mehmet Nuri Yardım üstadın “Abdurrahim Karakoç ve Şiirine Dair” mutlaka okunmalı olan bir çalışma. Karakoç üstadı hatırlamak ve okumak güzel elbet.

“Sarı saçlarına deli gönlümü, Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban. Ayrılıktan zor belleme ölümü, Görmeyince sezilmiyor Mihriban.”bir olmak sevi adına kül olmak mıdır?

42. sayfaya geldiğimizde “Nerdesin Şair Babam Ahmet Tufan Şentürk” yazısı ile Aysel Al’ın nidalarını okuyoruz.

“Azerbaycan Düğünlerinde Gelenekler ve Halk Oyunları” yazısı ile Dr. Yakut Kulıyeva bizler Azerbaycan halk oyunlarını anlatmakta.

Derginin sonunda www.turkcesevdalilari.com dan alındığını zannettiğim Uğur Kılıç’ı “Hayata Gülümsemek” yazısı ,”Kanayan Bir Diz” ile “Ummuhanı Kabalcı“, “Tepkili iletişim” yazısı ile de Melda İrem Mantı” yer almaktadır.

“Dergide tabii ki şairlerimiz de yer almış. Onlarda isim ve dergide yer alan şiirlerinin isimleri ile şunlar: Sen Sen Sen (Yavuz Bülent Bakiler), Sen Allah’ın Armağanısın (Celal Oğan), Aral’a Ağıt ( Ali Akbaş), Bir Babanın Feryadı ( Mustafa Erol), Sen Benim Neyimsin (Yıldırım Akgül), Gör ( Gülten Ertürk), Geceler ( Şemsettin AĞAR), Bugün ( Elçin İskenderzade),Seni Görüyorum (Hasan Öğmen), Üzgünüm (Mustafa Berçin), Kırk Yıllık Dostluğumuz İçin İsa Kayacan( Aşık kemali Bülbül ) , Dünya Senle İsim Yoxdu ( Aybeniz QAFARLI ) , Zaman ( Burhanettin KOCAMAZ), Sebebi mi Var? ( Halis Aktaş), Bilgi ve Sevgi ( Turan YALÇIN ) , Karabağ (Ekber KOŞALI) , Zamana Dair (Bedrettin GÜREŞ), Bekle Beni Ay Yüzlüm( Bahri Yıldırım) Şiir Avcısı( Ali Rıza Atasoy) , Sarıkamış Destanı( Ayşe Paslanmaz) Senin Sevmelerin Yalanmış ( Zübeyir DARAS) , Gül Bağrına Saplanan Mızrak Yeri (Şükrü Çakır) Canım Sivas’ım (Sebiha SERİN) , Kuşlarla Uyanır Ankara( Çiğdem ÇOLAK )

Kümbet Altında Dergisi’ni lise ve Üniversite Edebiyat Öğrencilerinin fazla tanımadığını gördüm. Halbuki şiir ve edebiyat seven öğrencilere bu derginin tanıtılması Edebiyat Öğretmenlerinin görevlerinden zannetmekteyim. Edebiyat Öğretmenlerinin fırsat buldukça yerel şairler ile yazarlığa ve şairliğe heves eden öğrencilerini tanıştırmalarını hep söylemekteyim öğretmen arkadaşlara. Ne yazık ki öğretmenler de bunu çok zaman yapmıyorlar.

Hatta Edebiyatı seven ve şiir yazan gençlerin şiirlerinin bu dergide ve yerel gazetedeki şiir köşelerinde yayınlanması onlara moral verir. Bizlerde 30 sene önce ilk yazılarımızı yerel basında ve zamanın çocuk dergilerinde yayınlamıştık.

Okullardaki edebiyat etkinliklerinde, şiir gecelerinde o ildeki ve ilçedeki yerel şairlerin davet edilmesi öğrencilere mutlaka moral olacaktır. Bizler de her zaman bu davetleri beklemekteyiz.

Kümbet altında dergisini isteyenler kumbetaltinda@gmail.com ve kumbetdergisi@hotmail.com a mail atarak dergi isteyebilir veya yazılarını yollayabilir isteklerini iletebilir.

Kümbet altında dergisi yayın kadrosuna teşekkürlerimi sunuyor. Balşarılarının devamını diliyorum.

Turan Yalçın

2011-11-04

Direnen edebiyat: 'Tasfiye' edebiyat ve düşünce dergisi

Tasfiye 35, Kasım 2011

Şiir
Ümit Aktaş, “İyilik Bekler”
Şahin Gürçay, “Sünvari Keşmekeş”
İbrahim Eryiğit, “Hurufat, Yeniden"
Tomas Tranströmer, “Dört Şiir”

Öykü
Cihan Aktaş, “Altın Dişlerim”
Nihan Kaya, “Duvar”
Veysel Altuntaş, “Sabah Treni”
Ahmet Örs, “Ben Stajımı Yaptım Abi”

Deneme, Eleştiri, Makale, Söyleşi
Ümit Aktaş, “Seyyid Kutub ve Toplumsal Adalet”
Asım Öz, “Metin Aktaş’la Nişancı Romanı Üzerine Söyleşi”
Ahmet Örs, “Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek”

Sema Erdoğan Başaran, “Mehmet H.Doğan’ın İkinci Yeni Antolojisi”
Ayşenur Bulut, “Papalagi: Bir Kabile Şefinin Yalın Diliyle Sosyoloji Tarihi”
Emrah Tekin, “Kıyı-Köşe”

İletişim:
tasfiyedergisi@gmail.com

'Karagöz' 17 Of Hayy Hak!


ÖLÜM SALGINI

Halka ağzın sırrını her dem kılır izhâr söz
Bu ne sırdur kim olur her lahza yohdan var söz

Arturan söz kadrini sıdk ile kadrin arturur
Kim ne mikdâr olsa ehlin eyler ol mikdâr söz

Vir söze ihya ki dutdukça seni hab-ı ecel
İde her sâ’at seni ol yuhudan bîdâr söz

Of Hayy Hak!


Her anlamda “konuşan cesetler” ve “yürüyen ölülerle” dolu bir edebiyat. Ölerek zararsızlaştığına inanılan ve bu yüzden yüceltilmesinde sakınca bulunmayan bir yazarın / şairin hayaleti yüzlerce eserle geri dönüyor. Eski şiirin yadigârları, hortlaklar, okuma odasına üşüşüyor. Vaktiyle işlevini tamamlamış olan bir üslûp, hakkıyla gömülmediğinden, esinlenilerek, tekrar edilerek, kopyalanarak ya da alıntılanarak etkisini sürdürüyor. Aynı zamanda etkisizleşip tılsımını yitirebiliyor da. Bir başka deyişle anonimleşiyor.

Bu sayımızı kanon konusuna ayırdık. Çeşitli dergilerde işlenme biçimini göz önüne alarak denilebilir ki kanon kelimesinin Türk edebiyatındaki varlığı, akademinin yürürlüğe sokmaya çalıştığı şeklin sınırları içinde donakalmış. Büyük ölçüde Anglosakson kanon anlayışı aktarılmış. Kanon var mıymış, yok muymuş? Bir varmış, bir yokmuş!

Dosya editörlüğünü Hayriye Ünal’ın yaptığı Fasıl bölümünde Hayriye Ünal, Serkan Işın, Hakan Şarkdemir, Evren Kuçlu, Enes Özel, Derya Önder, Selçuk Orhan ve Rafet Arslan’ın yazılarını bulacaksınız.

Hayriye Ünal, Türkiye zeminini esas alarak modern şairin karmaşık, manipüle edilmiş, iktidarın gölgesinde yaşamaya alışmış bir edebiyat ortamı içindeki netameli yerini, tek sesli, tek renkli şiir düşüncesine eleştiri yönelterek tartışıyor. Osmanlı aydını, yazarı, entelektüeli, fikir adamı, siyaseti bir medeniyet dönüşümü olarak plânlayıp 18. yüzyıldan bu yana bu imkânsız çevrim için yollar ararken şair için kanon hangi haykırışın arkasından yankı yapmak anlamına gelmektedir; Serkan Işın, Harold Bloom’un 6 kategorisinin izinden giderek son 300 yılın kısa bir özetini yaptı. Hakan Şarkdemir, “Anti Kanon” başlıklı yazısında daha çok kanon fikrine karşı çıkıyor. Kanonun da, alternatif kanon arayışlarının da geçersizliğini savunuyor. Evren Kuçlu, kanon bağlamında en tartışmalı konuyu, müfredatı inceliyor. Edebiyat kitaplarımızın ölçülerini, müfredatın şartladığı zihinleri, zihniyetleri aşmadan sağlıklı edebiyat ortamlarına kavuşamayacağımızı ortaya koyuyor. Enes Özel, Evren Kuçlu’nun işlediği, geniş yığınlara yön veren kanon olgusunun yenilik karşısındaki tutumlarını Bloom’un argümanı, etkilenme endişesi ışığında incelemeye tâbi tutuyor. Derya Önder, başta yıllıklar, antolojiler, ödüller olmak üzere kanon kurucu sistemleri inceliyor. Edebiyat dergileri, yıllıklar, antolojiler konusunda ayrıntılı bir dikkatin sahibi Önder yıllık ve antolojilerin şiir kanonu oluşturma bağlamındaki etkilerini ortaya koyuyor. Selçuk Orhan, kanonun her şeyden önce bir kimlik meselesi olduğunu ileri sürüyor. Bu açıdan meseleye yaklaşan Orhan, eleştirinin de ancak Doğu-Batı sorunsalı gölgesinde kurulabildiğine dikkat çekiyor. Ülkemizde kanonun dönemsel iktidar olgularına göre şekil aldığını savunan Rafet Arslan, kanondan avangardın hükmünü soruyor.

Bu sayının şairleri Enes Özel, Yavuz Altınışık, Emre Öztürk, Musab Kırca, İdris Ekinci, Özgür Ballı, Yunus Emre Altuntaş, Erman Akçay, Bülent Ata, Osman Özbahçe, Bülent Keçeli, Ahmet Murat ve Vural Kaya.

Ara Fasıl Suvare ve Matine bölümümüzde Yavuz Altınışık, Requiem for a Dream’ı yazdı. İdris Ekinci, Mehmet H. Doğan’da şiir ve eleştirinin izlerini sürdü.
Temaşa bölümümüzde Vural Kaya ve Berşân M. Durmuş’un rengası var. Bir şiir ve bir hikâyeden oluşan rengayı zevkle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Her ne kadar sürç-lisân ettikse aff ola!
Bizden bu seferlik de bu kadar…

İsfahanda bir kuyu var
İçinde nâne suyu var
Her güzelin bir huyu var

'Kertenkele' Filistin’in ruhuna eğiliyor

Kertenkele edebiyat ve düşünce dergisi, yoğun ve sıkı metinleri ve işaret ettiği konularıyla göz dolduruyor.

Kertenkele edebiyat ve düşünce dergisinin 22.sayısı (Ekim Kasım-Aralık, 2011) Eşref Şeker’in, Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresinin 91. ayet-i kerimesinde Allah’ın Yahudilere yönelik hatırlatma ve uyarısını içeren hattıyla okurun ilgisine sunuluyor. Hattat Eşref Şeker’in eseriyle ilk kez bundan önceki sayıda tanışmıştık. Güzel olan şu ki Kertenkele dergisi ülkemizin bir köşesinde bir şekilde klasik sanatımıza emek veren ve fakat henüz yeterince kadr-u kıymetinin farkına varılmamış isimleri eserleriyle gündeme getirerek fevkalade hayırlı bir hizmet vermiştir. Diyeceğim Hattat Eşref Şeker gibi daha nice güzel insan var bu ülkede. Şunu söylemekte beis yok: Bu insanlara bir şekilde ulaşmalı ve onları daha yakından tanımamızı sağlayacak vesilelere tutunmalıyız.

Bu sayının içsöz’ünde Muammer Yavaş, Ortadoğu’nun ve insanlığın kanayan yarası Filistin sorununu tekrar gündemimize taşıyor. Nuri Pakdil ve Sezai Karakoç’un bu soruna yönelik tespitlerinden yola çıkan Muammer Yavaş, kuşatıcı bir tarihsel arka plan çizerek, bu sorunun kökenlerine ve nasıl anlaşılması gerektiğine yönelik önemli tespitlerde bulunuyor: ‘Yahudiler için Kur’an’ın bilgisine başvurulmadığı sürece meselenin nihai anlamda anlaşılamayacağı’ vurgusunu yapan Muammer Yavaş’ın bu uzun yazısı gerçekten meseleyi farklı yönlerden görmemizi sağlayacak düşünme imkanları sunuyor. Bu mesele etrafında Türkiye’nin kemikleşmiş sorunlarına da eğilerek iliklerimize işlemiş suskunluğun maliyetini bizlere hatırlatıyor.

Özellikle Dergah ve Yedi İklim’deki şiirleriyle dikkat çeken sevdiğim-önemsediğim Mustafa Burak Sezer, bu sayıya Mahmut Derviş’ten iki enfes şiir çevirerek katkıda bulunmuş. Sezer’in Arapça, İngilizce ve Urduca bilen bir genç olduğunu hatırlatalım. Şu halde sorumluluğu da o derece büyük. Demek bundan sonra Arap Müslüman dünyanın edebi verimlerine onun dilinden daha güvenilir yaklaşacağız. Daha önce de bu sitede değindiğim üzere, kuşkusuz Arapça öğrenmek bugün Türkiye’de ve dünyada yaşayan genç Müslümanların en asli vazifelerinden biridir artık. Sezer bu noktada örnek arkadaşlardan biridir. Üstelik iyi bir şair olması da aliyül aladır.

Derginin diğer şairleri Murat Şahin (Bu genç adam 16 yaşında Hakan Arslanbenzer’in hazırladığı sıkı şiir yıllığına girebilen belki tek şairdir) İrfan Yıldız (90’ların önemli dergilerinden bildiğimiz Göçebe şiirin Osman Çakmakçı ile beraber önemli temsilcilerinden biridir) Tanışmaktan mutluluk duyduğum Sinan Karadeniz (Kertenkele’nin yeni isimlerinden genç bir şairdir) Muammer Yavaş ( Şiirleri Kertenkele ile özdeşleşmiş has şair) Bu satırların yazarı Mustafa Celep (İkinci şiir kitabı ‘İnsanı Aşan Kan’ geçtiğimiz günlerde Okur Kitaplığı’ndan çıktı) bu sayıya şiirleriyle emek verdiler.

Rahmetli babamın deyişiyle, ‘Kur’an’ın hadimi’ olarak gördüğüm Adnan Duran ‘bir ayete bir adım’ yürüyüşüne bu sayıda da devam ediyor. Derginin en dikkat çekici yazılarını yazanlardan birisi Adnan Duran olsa gerek. Şermin Hüküm uzun bir aradan sonra Sezai Karakoç okumalarıyla dirilip yeniden dergiye geldi. Bu sayıda Karakoç’un “İnsanlığın Dirilişi” adlı eserini yoğun bir yeniden okumaya tabi tutuyor. Aydın Hız’dan bundan sonra çok bahsedeceğiz anlaşılan. “İkbal’de Benliğin Sırları” alt başlığıyla Aydın Hız, Muhammed İkbal’e eğiliyor yazısında. Sıkı bir metin. Selçuk Küpçük müzik yazılarına bu sayıda da devam ediyor. “İslamcı Camianın Geç Kalan Açılımı: Kürtçe Müzik” adlı yazısı son derece önemli tespitler içeriyor. Temennimiz şu veçhede: Selçuk Küpçük’ün Türkiye tarihini müzik üzerinden okuma çabalarının sonucu olan bu yazılarının kitaplaşmasını umuyoruz. İshak Koç kısa tadımlık denemesiyle okurla buluşurken, Muhammed Hüküm, Ece Ayhan’ın Bakışsız Bir Kedi Kara’ adlı şiirinin ölüme bakışına bakıyor. Melike Yurt, Nuri Pakdil’in “Okuma Notları” adlı kitabı üzerine kısa bir denemeyle yer almış. Arzu Ayan’ın sinema yazıları kaldığı yerden devam ediyor. Ayan yazısında bu kez Macid Macidi’ye eğilmiş. Derginin dikkat çeken sinema yazılarından. Ayan bir diğer yazısında Exupery’nin Küçük Prens’i üzerine okuma notu düşmüş. Mustafa Özdemir’ın ‘Dini Litaratürde Zaman’ adlı uzun yazısı dipnot zenginliğiyle öne çıkıyor. İslam’ın zaman kavramına bakışının ağırlıklı olarak ele alındığı bu yazı önemli yaklaşımlar getiriyor. Derginin en sıkı metinlerinden biri de bu olsa gerek.

Kertenkele dergisinin en dikkat çeken bölümlerinden biri de poetik yazılardır. Bu satırların yazarı günümüz Türk şiirinin hali pür melaline yönelik tespitler içeren eleştirel yazılarımı ‘Eleştiri Yordamı’ başlığı altında bu sayıda da devam ettiriyorum. Dergilerde çıkan şiirler üzerine kısa fakat ufuk açıcı değerlendirmeler yaptığımı düşünüyorum, takdir okurun elbette. Bendeniz bu tarz yazıların günümüz şiir ortamına hareketlilik getireceğini umuyorum.

Dergi Ali Celep’in Bugünün Şiiri Üzerine Konuşmalar ve Şiir İşleri bölümünü içeren yazıları ile içeriğini tamamlıyor. Sözün özü Kertenkele dergisi dolgun içeriğiyle okurlarını bekliyor. (Not: Kertenkele’nin kapak tasarımı bir harika olmuş vesselam)


Mustafa Celep

2011-11-03

Yerel Dergilerin Sorunları ve Öneriler

Yerel dergiler, çok uluslu ve çok kollu kültür emperyalizmine ya da farklı bir söylemle emperyalist kültüre karşı ulusal basından daha dirençlidirler. Bu bakımdan ulusal çıkarların gözetilmesinde, ulusal kültürün korunmasında, geliştirilmesinde yerel dergilere duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.

Yerel dergiler, sanatkârlarımıza, aydınlarımıza, kendi ülkesini, tarih ve geleneğini, özellik ve ihtiyaçlarını araştırma, inceleme belki hatırlatma başarısını gösterecek, onlarla yurdumuzun dağı, taşı, ırmağı yeniden gündeme gelip güzelleşecek, ülkeye ve insanına olan bağlılık artacaktır.

Yerel dergilerimiz, Türkçenin uç beyleridir.

Onlar dili, mahallî olandan ulusal standarda taşıyanlardır. Çünkü bir yerel dergide yazmaya talip olan bölge insanı kalemini, ulusal dilin ölçeklerine uygun kullanmak zorunda kalacak ve kendiliğinden bir dil terbiyesi içine girecektir. Hâliyle yerel dergiler, ortak bir dil bilinci uyandırdığı gibi, eli kalem tutabilecek yeteneklerin ortaya çıkmasına ve yüreklendirilmesine de vesile olacaklardır.

Fikir ve sanat hayatına tanıdık simalarla başlayan yerel dergicilik zamanla kültürel çevresini ilkeli yayın politikasıyla genişletmek ve yönlendirmek durumundadır. Bu bakımdan okutmayı, düşündürmeyi, yazdırmayı amaç edinen yerel dergiler bizim gibi hareketli toplumların vazgeçilmezidir.

Fakat ekonomik güçlük, sorumlu kurumların ilgisizliği yerel dergilerin en büyük sorunudur. Kanaatimizce bu sorunlar daha uzun yıllar devam edecektir.

Birinci hamur, birinci sınıf bir mürekkep kullanan, teknolojinin bütün imkânlarını elinin altında bulunduran ve kalifiye elemanlardan oluşan bir ekiple çalışan ulusal dergilerin görüntüsü pek tabiidir ki daha gösterişli olacaktır. Bu durum, derginin biçimini etkilediği kadar okuru da etkiler. Sözgelişi, orta ölçekte bir okuyucu, derginin içeriğinden çok albenisine itibar etmektedir.

Yine, yerel dergilerde “usta kalem” sıkıntısı farklı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yörenin yetiştirmiş olduğu usta kalemin duyarsızlığı, yöre üniversitelerindeki akademisyenlerin puan arayışları, yerel dergileri uzun soluklu mücadelede yalnız bıraktığından tekrara düşme korkusunu da beraberinde getirmektedir.

Hedef kitlesine ulaşmakta sıkıntılı, tanıtılmaktan uzak ve devletin iltifatından mahrum bırakılan yerel dergiler, ulusal dergilerin on katı – otuz katı performans göstermek zorundadır. Bu nedenle farkına varılmadan yerel dergilere biçilen ömür kısalmaktadır.

Muhterem konuklar, yerel dergilerin muhterem mensupları sizleri sıkıntı ve karamsarlığa sevk etmekten korkarız ama örtülü de olsa sıkıntılarımızla birlikte önerilerimizi dile getirmek mecburiyetindeyiz.

Ö n e r i l e r

Her yerel dergi yayın sürecinde ilkelerini açıkça belirlemeli. İlkeyi belirlemek tamamıyla okur ya da yazarın sezgisine bırakılmamalı. Yazar, yazısından emin olduğu kadar onun yayımlanacağı dergi ya da dergilerden de emin olmalıdır.

Bir dergi dil hususundaki hassasiyetini “saplantı” hâline getirmemeli, yaşayan Türkçeye saygı duymalıdır.

Dergilerin ciddiyeti imlaya gereken önemi vermeleriyle de kendini gösterir. Alfabe sistemimizin sık sık değişmiş olması, imlamızı sıkıntıya sokmuştur. Bu meseleye, daha doğrusu keşmekeşe, bir son verilmeli, Türk Dil Kurumunun ‘Sunuş’ yazısındaki “uzlaşmacı bir yol tutulmalıdır” teklif ve davetine uyularak İmla Kılavuzunun son baskısı esas alınmalıdır.

Türk Dil Kurumu yerel dergilerin “imla” uygulamalarını titizlikle takip etmeli, onlarla bağlantıyı “Türk Dili” dergisini ve son baskılı imla kılavuzunu, sözlüğünü ve Türkçemize hizmeti kolaylaştıracak her türden eserleri ücretsiz göndererek kurmalı.

Yerel dergiler, Türk Dil Kurumunun kelime türetme, bildiri ve buna benzer çalışmalarını kendi sayfalarında yayımlayarak halk arasında yaygınlaştırılmasına, duyulmasına katkıda bulunabilmeli.

Türk Dil Kurumu kuruluş amacına uygunluk gösteren ve birliktelik sağladığı yerel dergilere katkılarından dolayı telif ücreti ödeyebilmelidir.

Dergiler, her görüş ve düşünceden sanatçı ve aydının fikir platformudur. Ancak Atatürk’ün dediği gibi “Aydın sınıfın halka aşılayacağı ülküler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalı.” Bu ülke insanını bölmek, onu fikren ve zihnen bir boşluğa sürüklemek, kimliksiz, kişiliksiz ve hedefsiz kılmak için verilen bir mücadelenin adı “fikir üretimi” olamaz; bunun adı olsa olsa “anarşi ve yıkım mücadelesi” olur.

“Ülkenin millî birlik ve beraberliğinin korunması” sıradan ve lüzumsuz bir tekrar değil, bir ikaz, bir ihtar, yeri geldiğinde bir direktiftir. Bir dergi, kendi varlık sebebini inkâr ederek bir yere varmayı düşünmemeli.

Bundan dolayıdır ki; tez elden Kültür Bakanlığı bünyesinde bir “Yerel Dergiler Bürosu” açılmalı. Bu büro, yerel dergilerin ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümünde aktif bir rol oynamalı.

Yerel dergilerde seviyenin düşmesinden yana değiliz. Belli bir sayıya ulaşabilmiş, yayıncılığını seviyeli bir çizgiye oturtabilmiş, Türk diline ve kültür hayatına hizmet eden, istismara kapalı yerel dergilere, Kültür Bakanlığı tarafından teşvik mahiyetinde ödüller verilmelidir.

Teşvik ödülü alan derginin yönetiminde bulunan kamu çalışanları, kendi Bakanlığınca derece veya kademeyle taltif edilmeli, eser sahibi muamelesi görmelidir.

Dergileri destekleyen Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü, dergi aboneliğinde yukarda sözünü ettiğimiz nitelikleri taşıyan yerel dergilerle ulusal dergiler arasında eşit mesafede durmalıdır.

Ayrıca Kültür Bakanlığı Ulaştırma Bakanlığıyla irtibatı bizzat üstlenmeli ve yerel dergilerimizin okuyucuya ulaşmasında destek sağlanmalı, kütüphanelere, resmî kurum ve kuruluşlara ücretsiz; yurt içi ve yurt dışındaki okurlara ise mektup ücreti mukabilinde postalanması yoluna gidilmelidir.

Bakanlığın takdir ve teşvikini kazanmış yerel dergilerin bayilere ulaşabilmesi için tedbirler alınmalı, sayı ve yüzde konusunda kolaylaştırıcı anlaşmalara varılmalıdır.
Yerel dergilere, yayımlandıkları illerin okullarına, kütüphane ve kitaplığı bulunan kurum ve kuruluşların abone edilmelerinde kolaylık sağlanmalıdır.

Dergilerin kalıcılığına, canlılığına ve tanıtımına katkıda bulunmak için Türk Dil Kurumu “Yerel Dergiler Sitesi” hazırlamalı, devlet televizyonları “Yerel Dergi Saatleri” düzenlemelidir.


Nazım Payam



'Berceste' kültür-sanat ve edebiyat dergisi
Kasım 2011

'Haksöz' dergisinin 248.sayısı çıktı

Kasım 2011

1991’den bu yana “Kur’an’ın aydınlığına doğru” şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz Dergisi, Kasım 2011 tarihli 248. sayısında PKK şiddetini Van-Erciş’teki deprem acısını kapağa taşıdı.

“PKK Şiddeti Çözümsüzlüğü Büyütüyor!” başlıklı Gündem yazısında Kürt sorununda sorunun kaynağının Türk milliyetçiliği olduğu belirtilirken, gelinen noktada çözümsüzlüğün adresinin ise Kürt milliyetçiliği olduğu vurgulanıyor.

Van-Erciş depreminde yaşanan acıya kısaca yer verilen dergide Haşim Ay’ın “Enkaz Altında Kalan Ne?” başlıklı yazısı dikkat çekiyor.

“Kapitalizmin Krizi ve Muhalefetin Açmazı” başlıklı yazısında Hamza Türkmen, ABD’de başlayıp Avrupa’ya sıçrayan küresel krizi analiz ediyor. Bu bağlamda Wall Street eylemlerini yorumlayan Türkmen, eylemlerin arka planı, örgütlenme biçimi, hedeflerini ortaya koyuyor, ancak kapitalist sistem içinde çözüm arayan muhaliflerin açmazlarının da altını çiziyor.

Hamas’ın İsrail ile esir takası zaferini Rıdvan Kaya yorumluyor. İslami direniş farkını ortaya koyan Kaya, konuyla ilgili soru ve iddialara da tek tek cevap veriyor. Salih en-Naami de bizzat Gazze’deki gözlemlerine dayanarak esir takasının arka planına ışık tutuyor. Naami, ayrıca İsrail zindanlarındaki açlık grevine de dikkat çekiyor.

Kaddafi’nin devrilmesini ve Kaddafi sonrası Libya’nın muhtemel geleceğini Lokman Doğmuş analiz ediyor. Doğmuş, Kaddafi sonrası Libya’daki iç tartışmalar, kabilecilik ve çatışma riski, laik-İslamcı çekişmesi gibi konulara dikkat çekerek her şeye rağmen umutlu bir başlangıç yaşandığını ifade ediyor.

Murat Özer, “Kafkasya’da İslam’ın Baharı Yakın” başlıklı yazısında Kafkas ülkelerindeki Müslümanların mücadelelerine dikkat çekiyor. Bir diğer yazısında Hamza Türkmen, Suriye İntifadasına Müslümanların yaklaşımlarını irdeleyen uzunca bir analizde bulunuyor.

Ersoy Göveç, Bakan Ömer Dinçer’in Milli Eğitim’deki yeni icraatlarını değerlendiriyor. “Devlet Halkın Mürebbisidir Anlayışı Eğitim Mevzuatından Çıkarılmalıdır!” başlıklı yazısında Göveç, eğitimle ilgili neler yapılması gerektiğini tartışıyor.

Emin Ahsen Islahi, hadis ve sünnet arasındaki farkı konu ediniyor. Islahi, sünnete duyulan ihtiyaca işaret etmekle beraber, hadisin sünnetten farklılık içerdiğini temellendirmeye çalışıyor.

Fevzi Zülaloğlu Kur’an çalışmalarına “Bir Şükretme Yöntemi: İNFAK” adlı makalesiyle devam ederken; Cengiz Duman Kur’an kıssalarını doğru anlamaya dönük çalışmasını “Davud ve Davacılar Kıssası”yla sürdürüyor.

Derginin kültür-sanat ve edebiyat sayfalarında Ali Değirmenci, Murat Belge’nin “Genesis: Büyük Ulusal Anlatı ve Türklerin Kökeni” adlı kitabını, Asım Öz ise İrvin Cemil Shick’in “Bedeni, Toplumu, Kâinatı Yazmak” adlı kitabını kritik ediyor. Bünyamin Doğruer’in şiirine ve Gülşen Demirkol Özer’in deneme türündeki yazılarına bu sayıda da yer veriliyor.

Derginin arka kapağı esir takası ile ilgili bir çalışmaya ayrılmış: Direniş özgürleştirir!

İrtibat:
0212 524 10 28 / 534 58 08

Kısa Notlar Dergilerden


"Kapitalislam" ve "Ruhu"

Tütün dergisinin 73. sayısında Bayram Kılıç'ın yazı başlığı böyle. Bunu bir terim olarak kullanan yazar tanımını da yapmış: "Dünyanın mümin için de bir cennet olabileceğini, olması gerektiğini iddia eden Müslümanların ideolojisidir." Müslümanların (her halde Türkiyeli Müslümanların) içinde bulunduğu durumdan hareket ettiği görülen Kılıç, onların, kapitalizmin eksiklerini tamir etmekte pek mahir olduklarını belirtiyor. Çarpıcı yazının ana fikri: Kapitalislam, İslâm'ı boğazlıyor!

Konuyu ele alan bir başka yazar Ahmet Şimşek. "Kapilalislamın Ruhu". Ana fikrini ve yargısını çarpıcı bir spotla şöyle yansıtmış: "Emek üzerinden hudutsuz bir şekilde kâr edebilme imkânlarıdır kapitalizm. Kim bu imkânları hudutsuzca kullanıyorsa Müslüman'ım dese de bizden değildir." Bayram Kılıç'ın ikinci bir yazısıyla Ebubekir Abid'in Önce Geri Çekilelim başlıklı metni de Tütün'ün bu sayıda ele aldığı "özel" konuyla ilgili.

Konu ciddi. Bununla birlikte şimdiye kadar Tütün'deki bu yazılar konuşulmadı, tartışılmadı. Neden acaba?

Afganistan'ın Orada Ne İşi Var?

Kertenkele dergisinde Mustafa Celep'in Babasız Kederli Çocukları Halkımın başlıklı manzum bir metni var. Bir kavga havası hâkim metne. Özellikle yakın çevreden başlayarak uzak Asya'ya, bir ara memleket sathına ve oradan da Avrupa içlerine kadar gidip geliyor Celep. Şairin seyahatinde gözümüz yok, fakat şiirin sağlamlığına halel getirmemeli. Özellikle doldurma dizeler metni aksatıyor. Tabii bir de şunun gibi ifadeler: "Afganistan'ı al da ...... sok Amerika". Afganistan'ın böyle bir fiilin edilgen nesnesi olarak kullanılması neyle açıklanabilir? Mustafa Celep'in bu yaptığı kendi şairliğine ve şanına halel getirmez mi?

Oysa bakın genç şair Murat Şahin, nasıl inmiş köklere, oradan söylüyor: "parçalanmış bulutlardan akan sağanak / bir vahiy edasıyla aldı seni / diri bir haber gibi indin kalbe"

Edebiyatın Edebi?

Şair ve Kötülük diye bir yazısı var Mustafa Aydoğan'ın İtibar dergisinde. Sohbet havasında, kendisini okutan bir yazı. Fakat, bir yeri var, kendi içinde tutarsız gibi. "Edebiyatın 'edep'le, 'edepli olmakla' doğrusal bir ilişkisinin" olmadığını iddia ediyor Aydoğan. Dahası, yaygın olarak kabul edilen bu ilişkiyi derinliksiz buluyor. Daha net cümlesi ise şöyle: "İzleyebildiğim kadarıyla iyi bir edebiyatçı olmak için iyi ahlâklı olmak zorunluluğu bulunmamaktadır. Sanatsal yetenek kendini açığa vururken, edepli olmakla kendiliğinden bir bağ kurmaz. Edepli oluş sanatsal yeteneğin içinde kendiliğinden mevcut değildir yani." Afakî yargılar bunlar. Bunları tam tersinden örnekler vererek, yani "edepsiz"lerden kimi numuneler aktararak söyleseydi, belki daha inandırıcı olurdu. Saydığı birkaç isim var, ama onların da edepsizliklerinin neler olduğunu söylememiş Mustafa Aydoğan.

Yazının bu bölümüyle sonu arasında da bariz çelişkiler var sanki. Tartışmaya açık materyaller sunan bu yazının kimi nasıl etkileyeceğini merak ediyorum. Şimdiye kadar bir ses duymadık fakat.

Said Halim Paşa'ya Özel Dergi

TYB Akademi dergisi adı üstünde Türkiye Yazarlar Birliği'nin dil edebiyat ve sosyal bilimlere yönelik akademik dergisi... Yılda üç sayı çıkan bu derginin şimdiye kadar çıkan her bir sayısında ayrı bir şahsiyet konu edinildi. Yolculuğa Gazali ile başlayan TYB Akademi, ikinci sayısında Evliya Çelebi'yi, yılın son sayısında ise Said Halim Paşa'yı sayfalarına taşıdı. Elimizdeki son sayıya D. Mehmet Doğan'ın Said Halim Paşa ve Cahilliklerimiz başlıklı sunuş yazısıyla girilmiş. Derginin içeriğinde ise; Sadrazam Said Halim Paşa, İslâmcı Bir Düşünür Olarak Said Halim Paşa'da Milliyetçi Yaklaşımlar, Said Halim Paşa'da Üç Tarz-ı Siyaset: Batılılaşma, İslâmcılık ve Milliyetçilik, Said Halim Paşa'yı Yüzyıl Sonra Yeniden Okumak gibi başlıkları taşıyan makaleler yer almakta...

Umran'da da Said Halim Paşa

Said Halim Paşa'yı Umran dergisinin Ekim sayısından da okuyabilirsiniz. Metin Önal Mengüşoğlu'nun Osmanlı Asabiyetinden İslâmî Şuura Said Halim Paşa başlıklı yazısı, onu takiben Kudret Bülbül'ün Said Halim Paşa'nın Düşüncelerini Eleştirel Değerlendirmeleri Fazlası İle Hak Etmektedir başlığıyla sunulan mülakatı, Güngör Göçer'in Çağını Aşan İslamcı Bir Mütefekkir Said Halim Paşa başlıklı incelemesi bunlar arasındadır.

Cevat Akkanat



Millî Gazete
3 Kasım 2011

2011-11-02

'TYB Akademi' Said Halim Paşa sayısı çıktı

TYB Akademi; yeni sayısıyla, Said Halim Paşa'yı, şehid edilişinin 90. yıldönümünde yâd ediyor

Türkiye fikir adamlarının kıymetleri yaşarken takdir edilmiyor. Bazı düşünce adamları var ki bunlar öldüklerinde bile hatırlanmıyor. Bırakın fikirlerinden istifade etmeyi, eserlerinin tartışılması bile rahatsızlık doğuruyor.

Bir Ermeni komitacı tarafından alnından vurulan Said Halim Paşa’yı Ermeniler tarafından vurulan diğer ittihatçılardan ayıran fark derinliği olan bir düşünce adamlığıdır. İttihatçıların üç yıldan fazla sadrazamlığını yapsa bile imparatorluğun I. Dünya Savaşı’na girişinde rolünün olup olmadığı tartışmalıdır.

Said Halim Paşa zaten Türk kamuoyunda siyasi yönünden çok fikir hayatıyla, “Buhranlarımız”la hatırlanmaktadır.

İslâmcılık hareketinin fikri yönü üzerinde uzun boylu düşünmüş, imparatorluğun geri kalmasının nedenleri üzerinde önemli tespitlerde bulunmuş, buhrandan çıkmanın “İslâmlaşmadan” geçtiğini dile getirmiş dikkate değer bir fikir adamıdır. Yalnızca yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti değil çağdaş İslam düşüncesi de bir süre Paşa’yı ihmal etmiştir.

Yerli kaynaklarımıza yaptığımız fena muameleden nasibini alan Said Halim Paşa, fikir buhranlarımızdan çıkış olarak yerli değerleri işaret etmişti.

Türkiye Yazarlar Birliği ve TYB AKADEMİ, İstiklal Harbi’ne de destek veren önemli değerlerimizden Said Halim Paşa’nın hatırasını yâd etmek, ölümünün 90. yılını hatırlatmak ve fikirlerini diri tutmak amacıyla 3. sayısını Said Halim Paşa’ya ayırdı.

Önemli bir hacme ulaşan TYB AKADEMİ Said Halim Paşa sayısının sunuşunda D. Mehmet Doğan geçmiş ve bugün mukayesesi de yaparak Paşa’nın siyaset ve fikir hayatımıza katkılarını anlattı. Geniş bir Said Halim Paşa biyografisini M. Hanefi Bostan kaleme aldı: Sadrazam Said Halim Paşa.

“İslâmcı Bir Düşünür Olarak Said Halim Paşa’da Milliyetçi Yaklaşımlar” yazısında Ferhat Ağırman Osmanlı’nın kurtuluşu için teklif edilen milliyetçi fikirleri ve burada Said Halim Paşa’nın yerini yazdı.

M. Cengiz Yıldız da “Said Halim Paşa’da Üç Tarz–ı Siyaset: Batılılaşma, İslâmcılık ve Millîyetçilik” başlıklı yazısında imparatorluğun son dönemindeki en aktif fikri cereyanlar çerçevesinde Paşa’yı değerlendirirken, “Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslâmcı Düşünür” yazısında Ahmet Şeyhun, çok fazla işlenmemiş bir konuyu Paşa’nın devlet adamlığını ele aldı.

M. Hanefi Bostan “Said Halim Paşa’da “İslâmlaşmak” Düşüncesi” üzerine yazarken; Adnan Gül de “Modern Bir Düşünür ve Devlet Adamı Olarak Said Halim Paşa: Hayatı, Eserleri ve Fikirleri”ni karşılaştırmalı olarak işleyen bir yazı yazdı.

Kudret Bülbül “Said Halim Paşa’yı Yüzyıl Sonra Yeniden Okumak”, Mahmut H. Akın “Said Halim Paşa Düşüncesinde Yerlilik Meselesi”, Asım Öz, “Fark Düşünürü ve İslâmcılık Üzerine Dolaylı Açılımlar”; Ömer Faruk Altıparmak - Cüneyd Altıparmak, “Said Halim Paşa Düşüncesi’ Üzerine Bir Derkenar” yazılarıyla Said Halim Paşa sayısına önemli katkılar sağladı.

Said Halim Paşa üzerine yazılmış eserleri Remzi Toprak değerlendirirken, Elif Ergün de Paşa’nın yazdığı kitapları tanıtan bir yazı kaleme aldı.

TYB AKADEMİ’nin son yazısı Ercan Yıldırım’dan: “Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi ve İsmail Kara”.

179. 'Hece'


EDEBİYAT GÜNDEMİ
Cemal Şakar/Çukurca’dan Sonra Öykü Yazılamaz 3
Necati Mert/Sadece Kendine 4
Hece Gündem 6

TAKİP MESAFESİ
Hayriye Ünal/Kanon Farkındalığına Tepki 13
Edebiyat Hurafeleri-1 Düzyazı Düşmanlığı 15
Mehmet Raşit Küçükkürtül/Nesir şairin Nesi Olur? 19
Düzyazı İçin Bir Bilinmeyen 21

Hasan Aycın/Çizgi 23
Ömer Aksay/Melekle Tutuşmak 24
Ali K. Metin/Taze Kan 28
Mustafa Muharrem/Sığdaşlar Asla 32
Kenan Çağan/Şikayetli Elçiler 34
Yahya Kurtkaya/Senfonik Pastoral 36
Isahag Uygar Eskiciyan/Türkiye’ye Bozuk Ayna 38
İbrahim Eryiğit/Hurufat, Yeniden/2 41
Atilla Mülayim/Şiir Yaz şair Ol Sus Adam Ol! 42
Enis Emre/Mağlubun Çilesi 43

Lütfi Bergen/İzzetbegoviç ve Sanat 44
Akif Emre/Sinema Çağının Ressamı Olarak Picasso 49
Ali Emre/Jules Verne’in Osmanlısı: İnatçı Keraban 52
Merve Koçak Kurt/Sinemasal Bir Oyun 56
Ali K. Metin/Devriye 60

DOSYA
SAHİCİLİK UĞRUNDA ŞİİR VE ŞAİR
Hüseyin Atlansoy’la Yarın Bekleyebilir ve Şiir Üzerine: 74
Hasan Yurtoğlu/Sahicilik Uğrunda şair: Filozof ve Oyuncu! 82
Hayriye Ünal’la Eşikteki Özgürlük Üzerine: 90
Murat Erol/Mutlak Özgürlüğe Bir Adım: Hayriye Ünal’ın Görüşlerine Bir Eleştiri 95
Mustafa Köneçoğlu’yla Söz Hakkı Üzerine: 100
Gökhan Arslan/Mustafa Köneçoğlu ve Şairin Söz Hakkı 105

David Lodge/Mektup Tarzlı Roman 112
Ömer Aksay/Seyhan Erözçelik’in Ardından/şehirde Başka Sansar Kaldı mı? 118
Hatice Bildirici/Saf ve Düşünceli Romancı 125
Mustafa Şerif Onaran/Geceler 130
Margaret Atwood/Tarihten Üç Yaprak 134

KİTAPLIK
Cemal Şakar/Hızır ile Musa - Olmak ve Aramak 139
Ercan Yıldırım/Doğan Büyük Türkçe Sözlük 141
İsmail Kasap/Bir Ömür Boyunca 142

14. Yumuşakge

Yıllar boyunca dergi fikri üzerine konuştuğumuzda, her seferinde o derginin bir okul olması fikrini de zikrettik. Bizim için vazgeçilmez bir husustu bu.

yumuşakge’ye başlarken de aynı misyonu dergiye taşıdık: Dergi vasıtasıyla insanlar yetişecek ve zamanı geldiğinde (ki buna 3 sene diyorduk o zaman) bu dergiyi devredip köşemize çekilecektik. Her şey planladığımız gibi gelişmese de, diyebiliriz ki yine de bir okul olmuştur yumuşakge. Yeni bir nesil, yeni bir ekip devralmadı dergiyi, bunu başaramadık. Tam aksine ne zaman sorumluluğu, yükümlülüğü dağıtmaya, paylaştırmaya uğraştıysak, her defasında hüsranla sonuçlandı bu çaba. Bunun sebeplerini inceleyip, tekrar etmememiz önemli. Lakin yine de başarısız olduk diyemeyiz. Zira burası farklı türden bir okul oldu; insanların mezun olup ayrıldıkları bir okul. Gururla söyleyebiliriz ki, pek çok insan yetişti bu sayfalarda. İlk defa bu derginin sayfalarında görünen, henüz camiada benimsenmemişken yumuşakge’de yer bulabilen arkadaşlarımızın kitapları çıkmaya başladı yavaş yavaş. Burada ürün yayınlayıp; burada cesaret, özgüven kazanıp kendi dergilerini çıkaran arkadaşlarımız oldu. Bütün bunlar geçmişe dönüp baktığımızda yumuşakge’nin misyonunu başarıyla yerine getirdiğinin bir göstergesidir. Evet, belki planladığımız gibi bir okul olmadı
yumuşakge, ama başarısız olduk da diyemeyiz. Zira başarısızlık deneyip deneyip netice alamamak değil, denemekten vazgeçmektir. Bu vesileyle duyurmuş olalım, bir gün bu dergiyi devretmek fikrinden vazgeçmiş değiliz.

Dağıtım sorumlumuz Sena Gönüllü geçtiğimiz Ekim ayı içinde evlendi. Kendisine ve eşine huzur ve mutluluk dolu bir ömür diliyoruz.

Bu sayımızda; edebiyat camiasının tüm ciddiyetine inat, eğlenceli sorular içeren “Popüler Edebiyat” başlıklı bir soruşturma hazırladık.

Bu sayıdaki hikâyesiyle birlikte, E.T.A. Hoffmann tercümelerimizi nihayete erdiriyoruz. Yeni sayımızla birlikte yeni bir seriye başlayacağımızı da duyurmuş olalım böylece.

Ayrıca, Andreas Noga’ya ait “Final” başlıklı görsel şiiri de Bünyamin Kasap tercümesiyle bulabilirsiniz.

Bu sayımızla birlikte 3. Yılımızı tamamlamış bulunduk. Daha nice yıllar karşınızda olmak ümidiyle.

Vesselam,



İçindekiler


Kaçan Kuş Kuru Dallarla Yuva Yapmaz – Abdullah Faruk Gönüllü•5
Bir Baba Katilinin Tuhaf Mı Tuhaf Hikayesi – Selman Bayer•7

SORUŞTURMA
Popüler Edebiyat•12
Neva Fügü – Nergihan Yeşilyurt•22
Bobine Sarılı Hayatlar – Tolga Tup•23
Zor Kuş – Yahya Kurtkaya•26
Peki Dua – Doğukan İşler•27
Üç Renk – Oğuzhan Günsüz•28
Beşinci Mektup – Yahya Kurtkaya•34
Yüzarsif Evlenmesin Züleyhayla – Eray Sarıçam•37
Hepimizden Korkuyorum – Ertuğrul Emin Akgün•38
Cebren Şair Olmak – Abdullah Faruk Gönüllü•40

KİTAP
Modern Türk’ün Acıklı Hikâyesi – Burcu Aker•43
Saf ve Düşünceli Romancı – Doğukan İşler•47
Mustafa Kutlu: Bizim Büyük Ağabeyimiz – Selman Bayer•50

Taxus Baccata’ya Güzelleme – Elif Zehra Kandemir•56
Morgda Telafi Seansları – Ali Taşer•57
Bozuk Para – Görkem Evci•59

TERCÜME
Rum Komutan. Bulmaca – E.T.A. Hoffmann•65
Final – Andreas Noga•73
Varlık – Ralph Waldo Emerson•74
Güzellik – Ralph Waldo Emerson•76

Kabızlığa Ağıt – Enes Malikoğlu•79
Yehuda – Serdar Çakıcıoğlu•80

'Ay Vakti' dergisi 12. yılında yürüyüşüne yeniliklerle devam ediyor

Öyküde iki yeni isim katılıyor aramıza. “Gizlenmek “ ile Burhan BARAK, “Ayin” diyerek Züleyha EKER selamlıyor Ay Vakti okuyucularını. Onlara “Yirmi Dört Numaralı Koltuk” ile Ercan KÖKSAL, “Bir Babanın Çöküşü” ile Musa ÖZER, “Grammar -R- Okunmayacak” ile Yener ÖZEN, “Yine ‘Gel’ Diye Çağıran Bir Ses Var-II” hitabıyla Ömer ESKİ katılıyorlar.
İnceleme yazısıyla aramıza yeni katılan isimlerden İbrahim BİRİCİK “Tarık Buğra’nın “Yalnızlar” Romanında Birey Yalnızlığı” yazısıyla farklı bir bakış açısı sunuyor, bizlere.

Araştırma alanında bizlere eşlik etmeye başlayan Tojiboyova Mahbuba RAHİMOVNA “İlk Divan” da Arapça Kelime Grupları'nı bize sunarken, Salime KAMAN "Kaygı Nesneleri" ile yeni bilgiler ekliyor dimağımıza. Yazarlarımızdan Zehra Betül BULUT ise “Kahvehane-Tekke-Zaviye-Kıraathaneler Üzerine Genel Bir Araştırma” diyerek katılıyor bu kervana.

Şiir Ay Vakti’nde bir başka zevk verir. Kasım ayında Şeref AKBABA “Eşkâl “, Mehmet BAŞ “Merhametin ve Zulmün Şiiri”, Yavuz ERTÜRK “Güzel He”, Mehmed IŞIK “Ketaki “ ve Muhsin İlyas SUBAŞI “ Yüzyılın Yalnızıyım Ben!” diyerek sesleniyorlar, şiir severlere.

Necmettin EVCİ “ Bütüncül Düşünce ve Sanat” ile Fatma Zehra MERİNOS ise “Toprağına Gül Koyarken Adın Yalnızlığımdı” denemeleriyle keyifli sanat yürüyüşümüze eşlik ediyorlar.

M. Ragıp KARCI, İsmail BİNGÖL ‘ün “Ay Düşleri” kitabını bizlere tanıtırken, Süleyman Arif ONAN “İnsanlar Sizi Nasıl Dinler?” isimli yazısı ile Prof. Dr. Abdülhakim Yüce tarafından kaleme alınan konuşma sanatı, Hitabet isimli eser ile tanıştırıyor Ay Vakti okuyucularını.

Abdullah Ömer YAVUZ sinama köşesinde Nuri Bilge Ceylan’ın ilerleyen çizgisinin son durağı “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmini kaleme alıyor.

Şiraze’ye gelince o bizleri alışalagelmişin dışında, ilk yazı olarak karşılıyor bu sayıda..

Ay Vakti bir ayrıcalıktır. Yolu sabır bilmiş, kalite ve sanat ile etiketlenmiş, erdemli duruşuyla bizleri uzun soluklu yürüyüşüne eşlik etmeniz için bekliyor.

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com