serencam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
serencam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2012-09-30

'Serencam' dergisinin sonbahar sayısı çıktı


Cihanda bir gizli dil vardır, herkes onu bilir lakin kimse söylemez, söyleyemez. Zira o dil sözle ele geçmez, sözden de kelamdan da ötedir. Bu hal dili sessizlikte gizlenmiştir, bazen bir anlık duyuş, kavrayış, bazen yıllar süren bir tavır; bazen ilahi bir ikaz, kalpten kalbe bir irtibat, bazen bir tebessümün içinde gizlenen birlerce söz…
Sükût, susmak olarak anlamlandırılsa da sözlüklerde,susmanın da ötesinde bir çok anlamı ifade eden bir kelimedir. Kimi zaman altına eş değerdir, kimi yerde âlimin alâmetidir, bazı yerde hayal kırıklığının içinde yerleşir…
Hz. Meryem için oruçtur, Hz. Musa’nın kelamında sırdır. Âlemlerin Efendisi’nin her tavrında o vardır…
Sükût, susmanın değil bir tavrın göstergesidir. Bazen yenilginin yıkılmışlığıyla gelir, tükenişte kendini gösterir. Kimi insan içinse sabırdır, direnmenin, nefse boyuneğmemeninadıdır.Tahammüldür, tefekkürdür… Mevlana’nın dilinde Hâmuşane bir derviş olur sükût…
Bu sayımızda sükûta bir şerh de biz koymak istedik. Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, Hayati İnanç, Mustafa Özçelik, Celal Demir, Emine Dündar ve Senem Gezer «Sükût»u her yönüyle, hem nesir hem de şiirin diliyle anlattılar. Gülşen Gazel, edebiyatın geçirdiği evrime ve edebiyatçıların bakış açısına getirdiği eleştirilerle bu sayıda yer aldı. Ahmet Turan Alkan, sorularımıza içtenlikle cevap verdi, engin görüşleriyle renk kattı.

Nedim Hazar, «Batman» filmi üzerinden Batı uygarlığına eleştirel bir bakış yöneltirken, Üstad Bahaettin Karakoç, şiiriyle dergimize bir derkenar düştü. Denemeleriyle Nergihan Yeşilyurt, Gülnaz Eliaçık ve Enes Tuzlu; şiirleriyle Adige Batur, Murat Soyak, Abdulkadir Bostan, Mehmet Türkmen ve Turan Gündüz sayfalarımızda yer alan isimler. Beklemek şiirine yer verdiğimiz, Üstad Abdurrahim Karakoç’u da bu vesile ile rahmetle anıyoruz.
Selam ile...
 İrtibat:

2012-06-06

Yayın Dünyasının Gözbebekleri

Yayın Dünyasının Gözbebekleri başlığını verdiğim bu dergi ve kitap tanıtım yazıma geri dönüşlere göre ilgi iyiydi. Hem dergileri insanlara tanıtmak adına hem de bu güzide dergileri sizlerin istifadesine sunmak açısından yararlı bir yazı demeti olacağını ümit ediyorum.

Gaziantep’ten çıkıp gelen Serencam dergisiyle yazı demetine devam edeyim. Serencam dergisi, Genç Yazar ve Sanatçılar Derneğince çıkarılıyor. Yayın yönetmenliğini Gülşen Gazel’in yaptığı dergide ağırlıklı olarak deneme yazıları mevcut. Sanatalemi.net’in yazarlarından Bestami Yazgan’ın da bir şiiri bulunuyor. Bana ulaşan dergi 1 sayı. Sadık Yalsızuçanlar, Gülşen Gazel, Gülnaz Eliaçık, Nergihan Yeşilyurt, Recep Şükrü Güngör ve Nihat Dağlı yayın dünyasından aşina olduğumuz isimlerden bazıları… İstanbul dışında dergicilik zor zanaattır. Dağıtım başlı başına bir derttir. Buna rağmen dergi çıkarma cesareti takdire şayandır. Bu bakımdan Serencamın uzun ömürlü olmasını diliyorum. Dergiye ulaşmak isteyenlerse www.serencamdergisi.com adresini ziyaret edebilirler.

Yayın dünyasına katılan her yeni dergi, yeni bir heyecan… Ayrıca bu kulvarda bir şeyler söylemesi bakımından da önemli. Her ne kadar dergilerin çok olmasından şikâyet etsek de o derginin çevresinden başlayarak dalga dalga yayılması ve okur yelpazesini genişletme azmini de önemsiyorum. Bu düşünceler arasında elime yeni bir dergi geçiyor. Acemi dergisi… Acemi dergisi, adından da anlaşılacağı üzere hiçbir iddiası olmayan okul dergi olarak çıkmaktadır. Bir şeyler yazma heyecanıyla kaleme sarılan eller; şiir, öykü, inceleme ve söyleşilerle bizleri selamlıyor. Acemi dergisine her ne kadar yeni çıkmış desem de 3. sayısı elime ulaşmış durumda. İki ayda bir yayımlanan dergiye ulaşmak isteyenler www.acemidergisi.com sitesini ziyaret edebilirler. “Sanat Toplumun Vitrinidir” spotuyla Dilek Nigar Aksakal ile yapılan söyleşiye dikkat çekilmiş. Baskısı ve kapak resmiyle de göz dolduran cinsten. Ömrünün uzun olması dileğiyle.

Ve sırada Çorum’dan gelen bir dergiyle devam etmek istiyorum. Çorum deyince de meşhur Çorum leblebisi akla gelmiyor değil, her ne kadar canımız Çorum leblebisi çekmiş olsa da Aşkın (e) Hali dergisine şöyle kısaca bakınca belki isteğimizi bastırırız… Kenan Yaşar, Metin Demirci ve Eyyüp Akyüz’ün çekip çevirdiği dergi üç ayda bir yayımlanıyor. Elimde 26. sayısı mevcut… Şiir, Deneme, Öykü ve Makalelerle dergi bir bahar çeşnisine bezenmiş durumda. Aşkın (e) Hali dergisine ulaşmak isteyenler ise www.askinehali.com adresini kullanabilirler.

Yıllar önce sanatalemi.net sitesi vesilesiyle gördüğüm ve irtibata geçmemle birlikte tanıdığım Temrin dergisinden bahsetmek istiyorum. Derginin Genel Yayın Yönetmenliğini Şeref Yılmaz yapıyor. Şiirleriyle okur kitlesini oluşturan Elif Nuray ise derginin editörü… Her ay muntazaman çıkan dergi, 50. sayısına ulaşmış durumda. Başlangıçta yazarlık okulu öğrencilerinin yazılarını yayımlayabilecek bir uygulama sahası olan dergi zamanla usta çırak ilişkisinin harmanlandığı bir yere dönmüş durumda. Emin adımlarla yoluna devam eden Temrin dergisinin son sayısında “Kemal Tahir’in Romanlarında Eşkıyalık” konulu inceleme yazısı dikkat çekiyor. Sezgin Selvi’nin kaleme aldığı bu yazı okunası. Şiir ve öykülerle bezenen dergide inceleme yazıları da mevcut. Sıra dışı boyutuyla ve her ay birbirinden ilginç kapak resimleriyle de göz dolduran Temrinin daha nice sayılara merdiven dayamasını diliyorum. Temrin dergisine ulaşmak isteyenler, www.temrindergisi.com adresini ziyaret edebilirler.

Dergiler arasında yüzerken bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Kişiliğiyle her zaman örnek aldığım, güzel insan Selçuk Alkan’ın Aşk Güzergâhının Gizemi isimli romanı Kent Kitap yayınları arasından çıktı. Günümüzden geçmişe giderek Hüdayi hazretlerini ve dolayısıyla İstanbul’u konu alan bu romanın çıktığını duyurmuş olayım. Şu anda kitabı okuyorum inşallah okuduktan sonra naçizane bir tanıtım yazısı yazmayı ümit ediyorum.

Türk Dili dergisiyle devam edelim, Türk Dil Kurumu tarafından her ay yayımlanan derginin Nisan 2012 (724.) sayısı elimde. Sadece abonelerine ulaştırılan dergide özellikle Prof. Hamza Zülfikar’ı beğeniyle takip ediyorum. Türk Dil Kurumu eski başkanlarından da olan Hamza Zülfikar’ın yazılarıyla Türkçe’mizin güzelliklerini daha iyi anlıyor ve zaman zaman da geçmiş ile günümüz arasındaki dil mukayeseleri yapma şansı yakalıyoruz. Türk Dili dergisinde de hikâyeler, şiirler mevcut ama akademik yönünün de olduğunu unutmamak lazım. Buna rağmen herkesin kolayca anlayacağı ve okunası dergiler arasında olduğunu söylemekte fayda var. Dergiye ulaşmak için www.tdk.gov.tr adresini kullabilirsiniz.

Yayımlandığı ilk günden beri takip ettiğim Dil ve Edebiyat dergisi şu zamanlarda biraz daha halka açılmaya başlamış desem yanılmış olmam sanırım. Daha çok akademik seviyede ilerleyen dergi son zamanlarda halka da hitap edecek şekilde içerikleri zenginleştirmiş durumda. Zaman zaman sosyal konulardaki ağırlığını da hissettirse de edebiyat kulvarında önemli konulara imza atıyor. F klavye kullanımı ve Anayasanın Dili gibi sosyal konularda da önemli girişimleriyle dikkatlerini üzerine çektiğini biliyoruz. Ayrıca İstanbul’da düzenlenen çeşitli edebiyat yarışmalarıyla da gençlere edebiyatı sevdirme noktasında önemli girişimlerde bulunduğu yadsınamaz. Türkiye Dil ve Edebiyat derneğince yayımlanan dergi 42. sayısına ulaşmış durumda. “Muhafazakar Sanat Neyi Koruyor?” kapak yazısıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Birbirinden güzel deneme, inceleme, gezi yazılarının yanı sıra dergi ve kitap tanıtımlarının yer aldığı dergi yeni yüzüyle bizlere adeta tebessüm ediyor. Dergiyle iletişime geçebilmek için www.ded.org.tr adresini kullanmanız mümkün.

Dergiyi çıktığı günden bu yana takip ediyorum dedim de günlerin ne kadar hızlı geçtiğini anımsadım bir an. Bu kadar hızlı geçen zaman karşısında acaba birbirimize olan vefa duygusunu ne derece yerine getiriyoruz, biraz durup bunu düşünmek gerekiyor sanırım. Demek ki edebiyat kulvarında gezerken sosyal konular da zihnimize aksediyor.

Edebiyat bazen de değirmende öğütülür… Yazılar yazıldıktan sonra biraz dinlensin diye beklenir ya. Çayı atar atmaz içilmez haliyle, biraz beklemek ve demlenerek tadını alması sağlanır. Bu tabiri yazılar için de kullanırız. İşte ha demlemek ha değirmende çevirmek aynı şey olsa gerek derken Sakarya’dan çıka gelen Değirmen dergisinden bahsetmemek olmaz. Hemşehrim Rüstem Budak’ın büyük himmetlerine haksızlık etmiş olurum sonra… Değirmen dergisinin elimdeki sayısı 29-30-31 Ocak-Haziran 2012. 432 sayfadan oluşan bu hacimli dergi tam arşivlik. Kitapseverlerin mutlaka edinmesi gereken ve elinin altında başvuru kaynağı olarak kullanacak bir dergi olduğunu hatırlatmak isterim, çünkü “Yüzyılın Dergileri 1900-2000” başlığıyla bu yüzyıl içinde edebiyatımızda yer edinmiş dergilerden bahsediliyor. Çok önemli olan bu sayının yakın zamanda tükeneceğini düşünüyorum. Bitmeden almak için, www.degirmendergisi.com adresine müracaat etmeniz kâfi…

Bu yazımda yedi dergiyi tanıtma imkânı buldum. Bana ulaşan ve bu köşede tanıtmamı istediğiniz dergiler, yayınlar olursa eafsin@hotmail.com adresiyle iletişim kurarak bana bildirebilirsiniz.

Bu arada sanatalemi.net’in kurucusu Mehmet Nuri Yardım hocamızın, kendisiyle müsemma olan Edebiyatımızın Güler Yüzü isimli kitabının yeni baskısı Yağmur Yayınevince yapılmış. Söz sanatını nüktedanlıklarıyla da dile getiren ustaların hayatlarındaki bu ilginç anekdotların olduğu eser, her edebiyatçının, edebiyata ilgi duyanların elinde olması gerekir. Bu eseri yeni baskıyla edebiyat dünyamıza kazandıran Süleyman Özdemir beyi de tebrik etmek istiyorum. Edebiyata dair önemli kazanımlar sağlayan Yağmur Yayınevinin bu duruşu önemli. Edebiyat, hepimizin ortak mirasıdır, dolayısıyla onu paylaşmak, anlatmak, yaymak da görevimizdir.

Erol Afşin

2012-04-02

'Serencam' dergisi


Türkiye’deki en zor dönemlerin şahitleri dergiler. M. Akif’ten Eşref Edip’e, Yakup Kadri’den Halit Ziya’ya, A. Kutsi Tecer’den Necip Fazıl’a, Cemil Meriç’ten Sezai Karakoç’a kadar pek çok şair, yazar ve fikir adamının kullandığı bir aydınlatma yöntemidir dergi.

Ülkemizin fikir dünyasına damgasını vuran birçok ünlü düşünürümüzün dergiler neşrettiğini, neşretmeyenlerin de en az bir dergide yazı yazdığını biliyoruz. Cemil Meriç dergileri “ekol” olarak niteler. Bir nevi okul!

Öğretici, duyguları tazyik edici, gönülden gönle köprü kurucu olması yönüyle dergilerin ekol olması günümüz şartlarında da inkâr edilemez bir gerçek.
Yine ona göre “hür tefekkürün kalesidir” dergiler.

Gaziantepli genç yazar ve sanatçılar olarak biz de hür tefekkürün özgürce kanat çırptığı bir ekol oluşturma fikriyle yola çıktık. Kültür, sanat, edebiyat dünyamıza yeni bir değer kazandırma niyetindeyiz. Birikimli yazar kadromuz ve diğerkâm ekibimizin özverili çalışmaları sonucu Serencam dergimizi siz değerli okurlarımıza sunmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Serencam Gaziantep’te kültür, sanat, edebiyat alanında atılan faydalı adımların belki de en önemlisi… Heyecanımız biraz da bundan. İşleyeceği kapak dosyalarıyla edebiyatımıza önemli ölçüde katkı sağlayacak…

Elinizde tuttuğunuz bu ilk sayımızda “Aşk”ı irdeledik. Güçlü kalemlerin kendine özgü yorumundan “Aşk”ın tüm renklerini edebiyatseverlerin ilgisine sunuyoruz. Sadık Yalsızuçanlar, Bahattin Karakoç, Recep Şükrü Güngör, Nihat Dağlı, İnci Okumuş, Nergihan Yeşilyurt, Bestami Yazgan…

Tarihe mal olmuş birbirinden değerli aşk hikâyelerini yine yazarlarımızın özgün yorumundan okuyacaksınız.

Leyla ile Mecnun, Mem ile Zin, Hüsn ü Aşk, Zühre…

Dergimiz gezi yazılarıyla da okurlarını ülkemizin birbirinden güzel şehirlerine yolculuk yaptıracak. Bu sayımızda Hasan Mahir’in kaleminden Gaziantep’imizi sizlere taşıyoruz.

Şiir, kitap tahlilleri, öykü, deneme ve çeşitli edebi yazılarla Serencam sizlere dolu dolu bir içerik sunuyor.

İlk sayımızda bizlere destek olan tüm dostlara ve Serencam ekibine teşekkürlerimizi sunuyor, heyecanımızı paylaşan siz değerli okurlarımızı “AŞK” ile selamlıyoruz.