2008-08-31

"Haksöz" dergisi


Haksöz, Eylül ayı itibariyle 210. sayısını çıkarttı. “Haklarımızdan ve Taleplerimizden Vazgeçmeyeceğiz!” manşetiyle çıkan Haksöz’ün bu sayısında güncel yorumların yanı sıra Ramazan, Kur’an çalışmaları ve edebiyat yazıları önemli bir yekûn tutuyor.

Kur'an'ın Aydınlığına Doğru şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz'ün Ağustos sayısı çıktı!

Başörtüsü ile ilgili çözümsüzlüğün kanıksandığı ve ümitsizliğin belirdiği bir vasatta haklarımızı ve taleplerimizi egemenlerin insafına terk etmeyeceğimizi ilan eden Haksöz, Gündem'de zulmü kanıksamanın teslimiyet olduğuna dikkat çekerek kimliğimize ve onurumuza sahip çıkmaya çağırıyor.

Ramazan ayı dolayısıyla Ramazan'da üzerimize düşen sorumluluklar ve Ramazan fıkhımıza ilişkin yazılara yer verilen bu sayıda Kur'an, sabır, muhasebe, arınma ve direniş ayı Ramazan'ı layıkıyla değerlendirmeye yönelik Ali Rıza Gökçe ve Abdulhakim Beyazyüz'ün yazıları okunabilir.

Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti kararının ardından AK Parti sürecinin irdelendiği ve başörtüsü mücadelesinin geldiği aşamanın değerlendirildiği yazıların yanı sıra Tuzla'da yaşanan kapitalist vurdumduymazlık, Diyanet'in yeni işgüzarlığı, zorla Atatürk'ü sevdirme çabasının savcılıktan dönmesi gibi konular da ele alınıyor. Rıdvan Kaya, yolsuzluk ve rüşvetle ismi anılan AKP Başkan Yardımcısı Şaban Dişli üzerinden siyasetçilerin ticari "gayretkeş"liğini gündeme getirirken; Oktay Altın Gürcistan'daki savaş gerilimi üzerinden Kafkasya'da ABD ve Rusya arasında yaşanan nüfuz kavgasına değiniyor. Geçtiğimiz ay hayatını kaybeden DHKP/C lideri Dursun Karataş üzerinden devrimci solun sürecini ve imtihanını yorumlayan Hamza Türkmen ise solun kafa karışıklığına işaret ediyor.

Pekin Olimpiyatları'yla dünya gündeminde birinci sıraya yükselen Çin'in Uygur Müslümanlara yaşattığı zulmün gözler önüne serildiği bir çeviri yazıya da yer veren Haksöz, Uygurların yaşadığı korkunç dramı okuyucularına taşıyor.

Mehmet Pamak "Kur'an Nesli" kavramına ilişkin yeni açılımlar getirmeye devam ederken; Ahmet Örs ise tebliğ ve mücadelede yerlilik açmazına dikkat çekerek İslami mücadelenin evrenselliğine vurgu yapıyor.

Kur'an çalışmalarının ağırlıklı yer aldığı bu sayıda Cahit Onat, Karun kıssasını analiz ederken, Cengiz Duman Hz. Yahya ve mesajını Kur'an ayetleri ve İncil-Tevrat metinlerinden irdeliyor. Murat Kayacan "Kendinizi öldürün!" (4/66) ayetiyle ilgili tartışmaları yorumlarken, Zehra Çomaklı Türkmen de M. İslamoğlu'nun yeni yayınlanan meali "Hayat Kitabı Kur'an"da yaratılış ve kadın konularını farklı tefsirlerle de kıyaslayarak ele alıyor.

Asım Öz, Filistin direnişinin geçen ay yitirdiği ünlü şairi Mahmud Derviş'i ve şiirlerini değerlendirirken Ali Değirmenci de Türk edebiyatının başlıca eserlerinden hareketle Türk romanındaki "yozlaşma" olgusunu analiz ediyor. Son olarak Abdurrahman Çeliker'in "Batı'da Doğulu Olmak" isimli Mehmet Doğan'ın kitabının tanıtımına yer veriliyor.

İçindekiler:

Kur'an, Sabır ve Direniş Ayı Ramazan'a Merhaba-Haksöz
Haklarımızı ve Taleplerimizi Egemenlerin İnsafına Terk Etmeyeceğiz!-Haksöz
- AK Parti'yi Kapatma Davası
- AYM Kararı: Laiklik Sopasını Siyasetin Tepesinde Tutmaya Devam
- Diyanet'ten Yeni Bir İşgüzarlık
- Tuzla'da Kapitalist Vurdumduymazlık
Haber Analiz
Başörtüsü Sorunu Yasakçıların İnsafına Bırakılabilir mi?-Beytullah Emrah Önce
Bu Ne Doymak Bilmez İştaha Böyle!-Rıdvan Kaya
Zorla Atatürk'ü Sevdirme Çabası Savcılıktan Döndü!-Hasan Soylu
ABD ve Rusya'nın Güç Gösterisi: Gürcistan Savaşı-Oktay Altın
Dursun Karataş'ın Ölümü ve Devrimci Solun İmtihanı-Hamza Türkmen
Çin'deki Uygur Müslümanlarının Istırabı En Az Tibetliler Kadar Büyük-Fahad Ansari
Kur'an, Ramazan ve Muhasebe-Ali Rıza Gökçe
Arınma Seferberliği: Ramazan-Abdulhakim Beyazyüz
"Kur'an Nesli Şurası" Ertelenemez Bir Sorumluluktur!-Mehmet Pamak
Sınırları Aşmak, Mesajı Çoğaltmak-Ahmet Örs
Karun Kıssasını Yeniden Düşünmek-Cahit Onat
Kur'an'da Geçen "Kendinizi Öldürün" İfadesi Nasıl Anlaşılmalı?-Murat Kayacan
"Hayat Kitabı Kur'an"da Yaratılış ve Kadın-Zehra Çomaklı Türkmen
Mahmud Derviş: Filistin'le Kaynaşan Karşı Hafızanın Şairi-Asım Öz
Türk Romanında Yozlaşma Olgusuna Genel Bir Bakış-Ali Değirmenci
Doğu da Batı da Allah'ındır!-Abdurrahman Çeliker


İrtibat:
0212 524 10 28
haksozdergisi@gmail.com
www.haksozhaber.net

"Yeni Dünya" dergisi


“Yeni Dünya” dergisinin 178. sayısı ( Ağustos 2008 ) yayımlandı. Derginin bu sayısında Hoca Nasreddin hakkında bir dosya çalışması yapılmış. Bu konu kapsamında yer alan isimler ve yazı başlıkları şöyle:
“Dünyanın En Tebessümlü Gerçeği Nasreddin Hoca- Vehbi Vakkasoğlu
“Bir Düşünme Biçimi Olarak Mizah ve Nasreddin Hoca Fıkraları’nın Tasavvufî Değeri”- Ömür Ceylan
“Nasreddin Hoca’nın Kapısında Az Tebessüm”- Ali Haydar Haksal
“Gülmek Anlamaktır”- Elif Bilge Ceylan
“Güldüren Evliya Nasreddin Hocamız”- Mustafa Miyasoğlu

Merhum Erdem Bayazıt hakkında Rasim Özdenören’in bir yazısı var. Bu yazıda bir döneme tanık oluş belirgin. Hatıralar eşliğinde: “Erdem Bayazıt’la Yolculuğumuz”

Mustafa Armağan, tarih okumalarına devam ediyor: “Dolmabahçe Camii’ni Müze Yapan Zihniyet”.

Derginin bu sayısında Mehmet Şevki Eygi ile yapılmış bir söyleşi de yer alıyor.

“Nükte İle Hikmeti Birleştiren Sûfi Hoca Nasreddin” ifadesi dergi kapağında yer alıyor. Kültür ve medeniyetimizin güzel insanlarına dair önemli bir dikkat, güzel bir çalışma. Selâm ile…


İrtibat:

Kariye Mah. Uçbeyi Sok. No:7/2
Edirnekapı / İSTANBUL
(212)635 83 95
(533)668 01 77
editor@yenidunyadergisi.com
http://www.yenidunyadergisi.com

"Kitap-lık" dergisi


Sayı: 119 , Eylül 2008

Şiirli bir dergi oldu.

Şiirleri, dosyası, yazıları, söyleşisiyle şiirli.
Kitaplarının yeni basımları yapılırken Oktay Rifat dosyası hazırladık: Şiiri, romanları, poetikasının ve edebi anlayışının kaynaklarını ortaya getiren bir dosya... Edebiyatımızın bu çok yönlü yaratıcısının, modern şiirimizin bu büyük ustasının yeniden okunmasına, yeni kuşaklarla buluşmasına bir katkı olur umarız.
Bu sayıdan itibaren dünyadan edebiyat haberlerine yer açacağız. Hatice Utkan derleyip çevirecek. Günümüz öyküleri üstüne yaptığı çalışmalarla bildiğimiz Necip Tosun sık sık Babil Kulesi sayfalarında yazacak; Feyyaz Kayacan’la başladı Bilge Karasu’yla sürdürecek.

Son gönderdiği şiir “Daha” daha yayımlanamadan aramızdan ayrıldı Ali Püsküllüoğlu: “Yaşadık, öyle diyelim.” diyerek gitti, acısıyla sızısıyla.
Birazdan okuyacağınız Geoffrey Lewis yazısı gibi, yitirdiğimiz yazar ve şairlerin ardından gelen anışlara zaman zaman yer versek de, yazar dostlarına taze acılı yazılar ısmarlamayı öteden beri uygun görmüyoruz. Herhangi bir sebeple, herhangi bir zamanda değimli bir yazıya sayfalarımız zaten açık. Öbür türlüsü, “vefeyat” yazılarıyla derginin sayfaları arasına mezar taşları dizmek...

İşte, bu yaz da ölüm mevsimi oldu. Kara haberler peşimizi bırakmadı: Ali Püsküllüoğlu, Fethi Naci, Erdem Bayazıt, Mahmut Derviş... Anılarıyla, yapıtlarıyla yaşayacaklar, sözleriyle varolacaklar elbet. Yaşadıkça yazıp okundukça yaşayanlar...

Hep aramızda kalsınlar.

Murat Yalçın

İçindekiler:

RÜZGÂR GÜLÜ

Nahid Sırrı, Emre Aracı, Tuncer Erdem, Mehmet Can Doğan, Hatice Utkan, Turgut Yüksel

ŞİİR

Ali Püsküllüoğlu - Daha

Bilgin Adalı - Yazarlar Kitabı’ndan Selçuk Baran

Ahmet Ada - Dip Yüzey, Zaman

Nuri Demirci - Yabancı

Gültekin Emre - Uzak

Ahmet Güntan - Parçalı Ham 21., Asma kayıtları.

Mehmet Ocaktan - Asude Haller

Engin Turgut - Ağaç

Mahmut Temizyürek - Yalangezen

Ali Asker Barut - Üç Pervane

Uğur Aktaş - aksak zaman

ÖYKÜ

Nihat Ziyalan - Yirmiden Biri

Refik Algan - Üç Kısa Metin

Ömer Ayhan - Göz

Seyit Göktepe - beklemek

B. Nihan Eren - Yarın

DENEME / İNCELEME

Emin Özdemir - Yaşamın Sarkacı

Uğur Kökden - Küçüksu Kasrı

Sevgi Ünal - İskandinavya’da Bir (B)alık

Tamer Gülbek - Söz Sanatları Bakımından ‘Parçalı Ham’ Şiirler

SÖYLEŞİ

Enis Akın - “Sonç olarak merkezden kaçış yok”

DOSYA: OKTAY RİFAT

Mehmet Rifat - Oktay Rifat: “Şair ister istemez bir düşünür olmak zorundadır”

Nazmi Ağıl - Oktay Rifat: “Fotoğraf”

Mehmet Can Doğan - İkinci Yeni’nin Vitesini Değiştiren Kitap: Perçemli Sokak

Gonca Özmen - Pastoralden Toplumsala, Toplumsaldan Evrensele Oktay Rifat Şiiri Üzerine Notlar

Birsen Ferahlı - Oktay Rifat’ın Üç Romanı

BABİL KULESİ

Münir Göle - Borges’in Geceliği

Necip Tosun - Erken Bir Postmodern: Feyyaz Kayacan

Fadime Uslu - Küçük Bir Karşılaşma

Sabri Gürses - İçimizdeki Altın Dal

İrtibat:

Yapı Kredi Kültür Merkezi
İstiklal Caddesi No: 161-161A Kat: 4
34433 Beyoğlu / İSTANBUL
Tel: (0212) 252 47 00 (pbx)
Faks: (0212) 252 40 34
ykypaz@ykykultur.com.tr

2008-08-30

Düşünce, edebiyat ve siyaset cephesinde "Diriliş" dergisi


Türkiye'de İslamî düşünce tarihinde Sezai Karakoç adıyla birlikte zikredilen düşünce, edebiyat ve siyaset dergisi.

Nisan 1960'da Ankara'da yayına başladı. Aralıklarla İstanbul'da devam etti. Yazarları arasında Sezai Karakoç, Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Ebubekir Eroğlu, Erdem Bayazıt, İsmail Kıllıoğlu, Alaeddin Özdenören bulunmaktaydı. Muhammed Hamidullah'tan, Kierkegaard'dan, Eliot'tan , Rainer Maria Rilke'den Ezra Pound'dan, John Perse'den çeviriler yapılıyor, eski klasik metinlerden alıntılar veriliyordu.

İslam kültürü ve medeniyeti üzerinde düşünen, günlük politikadan ziyade klasik İslam düşüncesine ve İslam iktisadına yönelen dergi, şimdi çıkmıyor ama Diriliş Yayınları devam ediyor.

İrtibat:
Nuruosmaniye Cad. Derin Han No: 8/1 34410 Cağaloğlu – İstanbul
P.K. 1279 Sirkeci- İstanbul
Tel: 0 (212)519 04 57 Faks: 0 (212)519 04 57
E-posta:dirilis@dirilisyayinlari.gen.tr
http://www.dirilisyayinlari.gen.tr

"Mühür" şiir ve edebiyat dergisi


Şiirin nabzı olmak, şiirin tabiatını, bünyesini bir canlı varlık olarak bilmek demek. Şiiri böyle görmedikçe şiire yaklaşmak mümkün değildir. Yayınlanmakta olan pek çok şiir dergisine bakıyoruz da şiirin böyle algılanmadığını görüp üzülüyoruz.

Şiirin nabzı olmaya çalışıyoruz. Şiir ortamımıza bir düzey, bir kendine gelme sağlayacak eylemlerin peşinde olmaya devam edeceğiz. Şiir okuru bizde atan nabızdan şiirin, yani şairin kalbine gidebilsin istiyoruz.

Bu yüzden yayımladığımız şiirler, söyleşiler, yazılar dilden dile yayılıyor. Mühür, bu küçük, mütevazı şiir dergisi Türk şiirinde, kendinden önceki duyarlığı kendinden sonraya aktarıyor.

Bu sayımızın sayfalarında da şiirin varlığı dipdiri hissedilebilir.

Şiirin kalbine yolculuk isteyen için Mühür!

" Mühür, Yarına dair bir hasrettir"

İrtibat:
0539 386 86 59

2008-08-29

"Rıhle" dergisi


"Varlığın anlamına, eşyanın hakikatine, köklerimize..."

Rıhle Dergisi

3 Aylık İlim Kültür Sanat ve Medeniyet Dergisi Rıhle'nin ikinci sayısı çıktı
Rıhle "yolculuk/seyahat" demek. Rıhle Dergisi EBUBEKİR SİFİL yönetiminde SÜNNET SAYISI ile ilim yolculuğuna devam ediyor.

Derginin ikinci sayısından bazı başlıklar şöyle:

Modern insanın zihin durumu ve SÜNNET ALGISI, Ebubekir Sifil
İsmet Özel’den İlahiyatçılara Ders (İsmet Özel'le, son dönemde gündem ettiği konulardan farklı bir konuda, "Kırk Hadis" kitabı üzerine nefis bir söyleşi gerçekleştirilmiş. İsmet Özel, özellikle "Kırk Hadis" adlı kitabında ortaya koyduğu muhkem duruşunu yeniden ifade etmiş).
Risale-i Nur'da Hadis Vurgusu, Murad Türker
"Modern İslamcı Kadın Hareketleri ve Kubeysî Hanımlar" başlıklı yazısında Ömer Faruk Tokat Modern Hayata Meydan Okuyan Kadınları, Kubeysiyat'ı yazmış. Tokat'ın yazısı, Kubeysî hanımlar hareketiyle ilgili Türkçe'deki ilk yazı.
Son Şeyhulislam MUSTAFA SABRİ EFENDİ, M. Turan Kışlakçı
Ayrıca Türkiye ve İslam dünyasından yazarlar:
Dâru'l-Hikme'den Talha Hakan Alp, M. Fatih Kaya, Zekeriya Güler Hoca,Mustafa Özcan, Mustafa Armağan, Muhammed Salih el-Gursî, Suriyeli ilim adamları Muhammed Acâc el-Hatip ve Nuruddîn Itr hocalar ve diğerleri.

İrtibat:
http://www.rihledergisi.com

"Ayburcu" edebiyat


Farklı bir konsept ve sade bir içerikle okuyucularına merhaba diye “Ayburcu Edebiyat Gazetesi” internet kullanıcılarına basılı gazete görselliğini vaat ediyor. Bu konuda oldukça başarılı görülen Ayburcu Edebiyat Gazetesi genel yayın yönetmeni Sefer Göltekin, ufak tefek teknik aksaklıklarla birlikte görücüye çıkan Ayburcu’nun olumlu eleştiriler aldığını söyledi.

Edebiyat dünyasından haberlerle birlikte, öykü, şiir, deneme, kitap ve dergi tanıtımları, eleştiri, söyleşi, inceleme ve araştırma gibi özgün çalışmalarla okuyucusuna nitelikli bir e-gazete sunmayı amaçladıklarını söyleyen Göltekin, Ayburcu’nun sayfalarının okuruna olduğu kadar edebiyat işçisine de açık olduğunu sözlerine ekledi.

Şimdilik 4 sayfalık bir içerikle ve haftada bir yayınlanacağı duyurulan Ayburcu Edebiyat Gazetesi’ne www.ayburcu.com adresinden ulaşabilirsiniz.

2008-08-26

"Umran" dergisi


"Umran" düşünce, kültür, siyaset dergisi yürüyüşünü sürdürüyor. Derginin 167.sayısı yayımlandı.

İçindekiler:

Analiz TARIK RAMAZAN YENİ BİR MARTİN LUTHER Mİ?
Umran EK Türkiyede Siyasal İslamın Yükselişi / RAND Corporation 2008
Kültür-Sanat İki Eleştiri Kılıcı: Pasaj ve Kritik Kalıcı olacak mı?
Kültür-Sanat Belirsizlikler Çağında Kurani Hayat
Yaşayan İslâm Savrulan Mümin ya da Yakini İman Problemi
Yaşayan İslâm Kuranda Sıcak Kelimeler
Geçmişten Geleceğe Ko(nu)şanlar Üsküdarlı Bir Alimin Ardından: Ahmed Yüksel Özemre Hoca da Hakka Yürüdü
Düşünce "Etik" versus "Ahlak" meselesi
Düşünce Algısal Dejenerasyon
Düşünce Dünyevileşme-3 MAL-MÜLK-SERVET TUTKUSU
Gündem Ampül Sönse de Işığı Yakmalı
Gündem Anadoluda Yaşamanın Büyük Bedeli
Gündem Futbolun Metafiziği
Kapak Şerif Mardin Minyeli Abdullahî neden okudu?
Kapak Seçkinci Din Karşıtlığı Üzerine
Kapak Komitacı Devletin 100. Yılı
Kapak Meşrutiyetin 100. yılında Sistemin Meşruiyeti
Kapak Toplum Mühendisliğinin Türkiye Tarihi Tanzimat, Neşrutiyet, Cumhuriyet
Kapak Meşrutiyetin Meşruiyeti "Sanal İrtica"
Umrandan İttihatçı Tarz-ı Siyaset ve Sistemin Meşrutiyet Sorunu

İrtibat:
http://www.umrandergisi.com
0212 6400122

2008-08-25

Geçmiş zaman dergileri: "Mavera"

Mavera, aylık edebiyat ve düşünce dergisi.

Daha önce çoğunlukla Büyük Doğu, Diriliş ve Edebiyat dergilerinde ürünleri yayımlanan Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören, Aleaddin Özdenören, M. Akif İnan ve Nazif Gürdoğan’ın kurucusu olduğu Mavera dergisinin ilk sayısı Aralık 1976'da yayınlandı.

Dönemin yenilikçi genç yazar ve şairleri olarak parlamış olan bu altı imzanın yanında yazar olmayan arkadaşları Hasan Seyithanoğlu da yedinci kurucu olarak yer aldı.

Cahit Zarifoğlu'nun "Yedi Güzel Adam" isimli eserinde bu kadroyu anlattığı kabul edilir.

Mavera dergisi çıkış gerekçesini, Rasim Özdenören'in kaleme aldığı bir mektupla kamuoyuna duyurdu.Derginin ilk sayısında yer alan bu mektupta Mavera'nın çıkış amacı ve üstlendiği misyon şöyle özetleniyordu: "Mavera, bir yaşama biçimi halinde öz uygarlığımızı yeniden yürürlüğe koyma davasını güdenlerin edebiyat alanındaki bir buluşma yeridir."

Başlangıçta ağırlıklı olarak modern Türk Edebiyatının öncü metinlerinin yayınlandığı dergide, 1979'dan itibaren günün politik atmosferi içinde Afganistan, Filistin ve Hama gibi İslam coğrafyasının mazlum ve muzdarip köşelerine yönelik bir ilginin öne çıkışı dikkat çekti.

Sahipliği işadamı Bahri Zengin'e geçen Mavera dergisinin yönetimi İstanbul'a nakledildikten sonra ise kurucu kadronun katkılarının azaldığı ve adı duyulmamış genç yazarların ürünlerinin dergi sayfalarında daha fazla yer tuttuğu görüldü. Ne var ki Mavera'nın asıl genç kadrosu Yedi İklim, Yönelişler, Aylık Dergi gibi yayınlarda boy göstermeye başlamıştı.

Bu dönemde derginin yayın çizgisini etkileyen belirsizlik ve yönetim alanındaki istikrarsızlık Mavera'nın misyonunun sona erdiği görüşünün benimsenmesine yol açtı.Dergi 163 sayı (14 cilt) yayınlandıktan sonra 1990'da kapandı.

Mavera'da sıkça rastlanan diğer imzalar şunlardır: Kadir Tanır,Ali Haydar Haksal, İlhan Kutluer, Ali Göçer, Alim Kahraman, Hasan Aycın, Mustafa Ruhi Şirin, Mustafa Özçelik, Osman Sarı, Alâaddin Soykan, İbrahim Sadri, Mustafa Aydoğan, Avni Doğan, Ebubekir Eroğlu, Meral Maruf, Seyfettin Ünlü, Şaban Abak, Mustafa Yürekli, Cumali Ünaldı.

2008-08-24

"Tekne" dergisi


Tekne'den merhaba

15.sayı çıktı !.. Tekne geçtiğimiz günlerde yayınladığı 15. sayısıyla yolculuğunu sürdürüyor.

Tekne'nin kendine has çizgisiyle yerel yayıncılıkta özgün bir yer edindiğini söylemek mümkün. Dergilerin ömrünün pek de uzun olamadığı ülkemizde -hele de “taşra”da- bir yayının 15. sayıya ulaşması bile tek başına bir başarı olarak kabul edilebilir.

Tekne'nin çıkış amaçlarından biri de “okul dergiciliği”ne yeni bir soluk getirmekti. Her yıl birçok örneğini gördüğümüz ve eleştirdiğimiz okul dergilerinin de “dergi” olabileceğini, kalıcı bir değer taşıyabileceğini göstermek ve buna bir model oluşturmaktı. Gördüğümüz kimi örnekler bu konuda da dergimizin bir etkisinin var olduğunu gösteriyor. Ama gönlümüz istiyor ki bu model alma, sadece tasarımda kalmasın, içerikte de etkisini göstersin. Kazmalar ellere alınıp üzerine basılan bu bereketli topraklar bir arkeolog titizliğiyle kazılsın. Her il, her ilçe kendi kültür değerlerini ortaya koysun.

İşte biz 15 sayıdır böyle bir arkeolojik kazı içerisindeyiz. Şimdi de 16. sayı için kazmayı vuruyoruz. En kısa zamanda yeni sayımız da okurlarımıza ulaşacak.

İrtibat:
http://www.teknedergi.com

2008-08-23

"Berceste" dergisi


"Berceste" kültür,sanat, edebiyat dergisinin 74.sayısı ( Ağustos 2008) yayımlandı. "Berceste" Kayseri'den sesleniyor. Derginin bu sayısında şair Erdem Bayazıt hakkında bir dosya çalışması yapılmış.

İrtibat:
Tacettin Veli Mah. Talas Cad.
Keşoğlu İş Merk. Kat:3 No:6
KAYSERİ
0352 222 95 60
bercestedergisi@mynet.com
http://www.bercestedergisi.com

2008-08-21

Mustafa Aydoğan’la “Edebiyat Ortamı” Üzerine...


Edebiyat Ortamı'na bir kez de bizden merhaba. Dergiler edebiyatın soluk aldığı alanlardır. Bir sanat-edebiyat dergisi yalnızca bir dergi değildir. Aynı zamanda oluşturduğu ortamla sanata süreklilik kazandırır. Bu düşünce çerçevesinde üçüncü sayısı yayımlanan Edebiyat Ortamı dergisinin yayın yönetmeni Mustafa Aydoğan'la edebiyat ortamını ve Edebiyat Ortamı'nı konuştuk.

Bugünkü Edebiyat Ortamı dergisiyle 1990'ların sonundaki Edebiyat Ortamı dergisi arasında farklar var mı?

Elbette var. Edebiyat Ortamı'nı 1997 yılının başlarında çıkarmaya başladığımızda şartlar başkaydı, şimdi başka. Her şeyden önce, kadro tamamen farklı. O zaman ki arkadaşlardan benim dışımda hiç kimse yok bu yeni dönemde. Herkes farklı mecralarda aktı, farklı yollara gitti. Bu yeni bileşim yeni bir akış biçimi getiriyor.

Aslında, yeni dönemle eski dönemi birbirinden tamamen ayırmak lazım. Aynı ismin kullanılmaya devam edilmesi, önceki dönemin bir devamı şeklinde algılanmamalı. Edebiyat Ortamı adını yeniden kullanmamızın kendine özgü bir öyküsü var:

Arif Ay'la birlikte uzun süredir yeni bir dergi çıkarmayı planlıyorduk. Günlerce konuştuk, tartıştık. Server Vakfı'nın, bize, dergi çıkarmamız yönündeki teklifi ve gerekli şartları sağlayacaklarına ilişkin sözleri üzerine dergi çıkarma planımız daha bir netlik kazandı. Diğer arkadaşların da katıldığı birkaç toplantı sonunda dergi çıkarmaya karar verdik. Dergi adının da YAZISAATİ olmasını kararlaştırdık. Fakat, Vakıf başkanı Mehmet Ali Bulut'un Edebiyat Ortamı adını kullanmamız yönündeki teklifi işin rengini değiştirdi. Yeni bir dergi isminin yeni yasal zorluklar çıkaracağı ve Edebiyat Ortamı adının henüz vakfın uhdesinde olduğu ve derginin yasal olarak kapatılmamış olduğu ifade edilince biz de bu teklife sıcak baktık. Zaten bu ad bizim bulduğumuz bir addı, bu adı biz koymuştuk. Biz de 'tamam' dedik, ve böylece Edebiyat Ortamı 'yeniden' yayınlanmaya başlamış oldu. Yazısaati'ni de dergimize bir bölüm adı yaptık.

Türkiye'de ve dünyada nasıl bir edebiyat ortamı var?

Açıkçası, diğer ülkelerdeki edebiyat ortamından pek haberim olduğunu söyleyemem. Yabancı yayınlara zaman zaman göz atıyorum. Yeterli bir fikrim olduğunu söyleyemem gene de.

Edebiyat, özel bir duyarlık çatısıdır. Bu çatı, zamanın geniş bir kesiminin üzerinde kuruludur. Bugünden yarına bir şey söylemek zor. Ama, yazılar, dergiler, şiirler kendilerine hayat bulduğu müddetçe, var olduğu müddetçe edebiyat ortamı da diriliğini koruyor demektir. Kavgaların, kişisel hırsların, gündelik olayların biraz üzerine çıkıp baktığımızda bir edebiyat ortamının var olduğunu görürüz. Ümitsizlik noktasından hareket etmemek lazım. Niteliksiz olanın egemenliği, örtücülüğü geçicidir. Kalabalık olandan yola çıkarak değil, nitelikli olandan yola çıkarak baktığımızda edebiyatın kendine özgü bir ortamının olduğunu ve Türkiye'nin damarlarına buralardan kan pompalandığını görebiliriz.

İşin aslı şu ki, edebiyat ortamının temel özelliği 'yetim bir çocuk gibi' oluşudur. Zayıftır, narindir, gerilerdedir ama etkin olmadığını söyleyemeyiz. Yazı, şiir, düşünce her zaman gerilerden (derinlerden) gelir ve nihayetinde en öne geçer. Aceleci olmamak lazım.

Edebiyat Ortamı, edebiyata nasıl bir bakış açısı getirecek, alıştığımız dergilerin dışında ne gibi kazanımlarla bizi zenginleştirecek? Edebiyat Ortamı'ndan nasıl bir işlev beklenmeli? Edebiyat Ortamı okurlarına nasıl bir edebiyat ortamı sunuyor?

Açıkçası, size garip gelecek ama, bu soruların cevabını ben de merak ediyorum. İsterseniz, birlikte bekleyelim ve sonucun ne olacağını görelim.

Şöyle ya da böyle büyük laflar etmek kolaydır. Şimdi burada birçok şey söyleyebilirim. Ama bunların bir önemi yok. Yazıyorsanız, bir iddianız var demektir. Dergi bir sonuçtur. Kendine özgü şartları ve var oluş biçimleri vardır.

İddiasız yola çıkılmaz ama samimiyetsiz iddia çürüktür. Biz, bir dergi çıkardık. İçine de türlü türlü metinler koyduk. Sırrımız onların içinde saklı. Bu saklı şeyi hemeninden söylemek kolay değil. Bütün yapıp etmelerimiz ve iddialarımız o metinlerin içinde mevcut. Görenler görecektir. Mücevheri bulmak isteyen denizin dibine inmek zorunda.

Edebiyat Ortamı, niçin yaşıyorsak onun için çıkıyor.

Tavır dergiciliği, varoluş dergiciliği, can sıkıntısı dergiciliği, kurum dergiciliği ifadelerinden hangisi/hangileri Edebiyat Ortamı'nı ifade edecek nitelemelerdir?

Sözü iddiaya boğmak doğru olmaz. Belki hepsidir. Belki de hiç biri. Bir tavrımız da var, var olmak sancısı da çekiyoruz, canımız da sıkılıyor, kurumsal bir tarafımız da var. Hangisine meyletsem diğerinin hakkı kalacak. Kısacası, bir şeye ad koymuşsanız, bütün koşullara yeni bir düzen vermişsiniz demektir. Ad koyduğunuz şey, hayatiyet kazanır, can bulur, canı olan herkesi bulur. Biz bir dergi çıkardık ve ona bir ad koyduk. Artık herkes onunla birlikte yaşadığının farkında olacak.

Dergicinin tanımını yapmak ve ruh hallerini belirlemek gerekse...

'Dergici' nasıl biridir, inan ki hiç bilmiyorum. Ömrümde tek bir dergi çıkardım. O da, Edebiyat Ortamı. Ben sadece şunları biliyorum: dergi çıkaran insanlar var, o dergilerde yazanlar var, şairler var, bir de okurlar var. Dergi çıkarmak her yazar, her şair için bir tutkudur. İnançtır. Derginin bizzat kendisi bir üründür. Dergi, edebiyatın bir parçasıdır. Çünkü hayatın bir parçasıdır.

Edebiyatta işlevi olan bir dergiyi yönetenlerin kendilerini önemsemesini, edebiyata yön verdiklerine inanmalarını doğal mı karşılamalı?

Edebiyatta 'işlevi' olan bir dergiyi yöneten insanın kendini önemsemesini neden doğal karşılamayalım ki! 'İşlevi' olmak kendi başına önemli bir şeydir zaten. İşlev varsa, yön verme de vardır. Ama, bu 'işlev'den ne anladığımızı açıklamamız gerekir. Kendini önemsemeyen insan var mıdır, bilmiyorum. Hele önemli işler yapıyorsa, yaptığı işin bir 'işlevi' varsa o, bizzat önemli bir kişidir zaten. Kendini önemsemelidir.

Edebiyata yön vermek, kolay bir iş değil. Önce kendi yolunuzu bulmuş olmanız gerekir. O yolda usanmadan, yorulmadan, çizginizden şüphe etmeden gidebiliyorsanız sonuçta bir menzile ulaşırsınız. Tercihler, yapıp-etmeler büyükse, yeniyse, yürekleri ve bakışları olanlar, dikkatleri zekanın ateşiyle uyarılmış olanlar size gelecek ve sizinle birlikte yeni ve farklı bir başlangıca adım atacaklardır. İlla böyle bir sonucu hedeflemiş olmanız gerekmez; işinizi yapmanız yeter.

Türkiye özelinde ve zamandizinsel olarak ele alındığında Edebiyat Ortamı'nın kendini konumlandırdığı düşünsel, kültürel ve toplumsal gelenek desek neler söylersiniz?

Bu derginin kadrosunda yer alanlar, edebiyat dünyasının yabancısı olduğu insanlar değil. Her birinin neler yaptığını ve nereden geldiğini herkes biliyor, daha neler yapabileceklerini de tahmin edebilmeliler.

Arif Ay, Turan Karataş, Gökhan Özcan, Erdal Çakır ve… Bu isimlerin hepsi birer gelenek zaten. Ve diğer arkadaşlar… Türkiye'nin aydınlık yüzleri… Hakikatli olmayı var olmanın temel şartı olarak görüyor onlar. Bu toprakların sahibi olduklarını enine boyuna biliyorlar.

Dergi çıkarmak giderek zorlaşan bir uğraş halini almaya başladı. Öte yandan dergi sayılarında ciddi artış var. Dergi sahiplerinin, derginin nitelikli olmasına, edebiyatta saygın bir yer edinmesine pek aldırmayıp, yalnızca derginin kendini kurtarmasını değil, kazanç sağlanmasını da istemesinin dergilerdeki nitelik kaybı üzerindeki etsi nedir?

Edebiyat dergisi çıkaranların bu işten bir kazanç sağlayamayacaklarını (parasal anlamda) baştan bildiklerini sanıyorum. Para kazanmak için bir edebiyat dergisi çıkarmaya kalkan kişi zaten Türkiye'de yaşadığının farkında değil demektir. Keşke kazansalar. Edebiyatla geçimlerini sağlayabilseler. Hiç fena olmaz.

Edebiyat Ortamı'nın yayın serüveninde bir okul işlevi de gördüğünü/göreceğini de kabul edilir miyiz? Hem ilk sayısında yer alan, "Geleceğin mimarlarının ilk mektebi" vurgusundan hem de dergide yer alan "yazarlığın eteklerinde" isimler bakımından "Edebiyat Ortamı Okulu' tanımı, derginin işlevlerinden birini işaret ediyor sanırım.

Okul' olma iddiası çok büyük bir iddiadır. Bugünden bir şey söylemek zor. Gelecek ne gösterecek bilmiyorum ama genç arkadaşların dergide yer almasına özen gösteriyoruz. Bugüne değin çıkardığımız üç sayıda bir çok yeni isme yer verdik, ilk ürünleri bizim dergimizde yayınlandı. Gençlerin dergimizde yer almak istediklerini biliyoruz, görüyoruz, hissediyoruz. Birçok şiir ve yazı geliyor. Çoğu, genç arkadaşlardan. 25 yaş civarındalar. Onlarla yazışıyoruz, ürünleri üzerinde kanaatlerimizi belirtiyoruz. Sadece yazı/şiir gönderen kişiler olmalarının ötesinde bir ailenin parçası olduklarını hissetsinler istiyoruz. Bir çok arkadaşa, ürün gönderen bir çok arkadaşa neden dergimizde yer almak istediklerini sordum. Bu önemli çünkü. Ve çok olumlu cevaplar aldım. Her dergi, kendi yetiştirdiği yazarla, şairle vardır biraz da. Eğer Ankara'da iseler derginin bürosuna uğramalarını istiyoruz. Görüşmek, tanışmak, muhabbet etmek için. Dergi, sadece yazıdan ibaret bir şey değil ki! Onun içine biraz da muhabbet ateşi katmak lazım. Çocuğu sevgi büyütür derler ya, aslında her şeyi sevgi büyütüyor.

Size edebiyatı sevdiren etkenler, kişiler kimlerdi? Yetişme ortamınızda tarihsel, toplumsal, kültürel ortam nasıldı?

'Edebiyat' dergisi. Nuri Pakdil'in çıkardığı dergi. Lise yıllarında, bir gencin kendini kendince tanımlamaya başladığı yıllardır liseli yıllar, kendimi Edebiyat dergisinde yazan kuşağın arasında buldum. Ankara'dan gelip gidiyorlardı ve çoğu benim okumakta olduğum liseden mezundu. Biliyorsunuz Maraş'lıyım. Bu şehrin doğal iklimidir zaten edebiyat. Gerçekten, bu doğallığı en fazla hisseden kişilerden biri oldum. Denebilir ki, o iklim içinde edebiyatla ilgilenmekten ve hayata edebiyat penceresinden bakmaktan başka şans kalmıyordu. En azından bizim için öyleydi. Bütün arkadaşlarım yazıyor, okuyor, yani bir şekilde edebiyatla ilgileniyordu. Bazen Maraş'ın daracık bulvarlarında sabahlara kadar dolaşıyorduk. Konuştuğumuz iki temel konu vardı: edebiyat ve aşk. Hepimiz aşıktık çünkü, her genç gibi. Edebiyat dergisi, beni ve benim kuşağımı derinden etkilemiştir.

Ama, Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu okumamış olsaydım, yine de bir yerlerde kesintiye uğrayabilirdi edebiyatla ilişkim. Zarifoğlu, ilk okuduğum günden bugüne benim için bir muamma olmuştur.1982 yılında da böyleydi hâlâ da böyledir. İlk zamanlar anlamadığım için bir muammaydı, sonraları anladığım için bir muamma oldu. Zarifoğlu, bir deniz gibidir. Sonsuzluk hissi verir insana. Karakoç ise, dehâsının gölgesinde küçücük nefesimle yaşamaktan mutlu olduğum bir bilgeydi.

Arif Ay'ın edebiyat dergilerini değerlendirme düşüncesi nasıl oluştu?

Arif Ay, usta bir şair. Öteden beri bu tür bir düşüncesi vardı zaten. Edebiyat Ortamı ona bu düşüncesini gerçekleştirme fırsatı vermiş oldu. Gerçi daha önce Kayıtlar dergisinde de benzeri bir uğraş içine girmişti. Orada yaptığı değerlendirmeler yankı uyandırmıştı. Ne var ki pek uzun ömürlü olmamıştı.

Usta bir şairin dergilerdeki ürünler hakkında düşüncelerini belirtmesi bir ihtiyaç olarak hissediliyordu zaten. Her yazar, her şair yazdığının karşılığını görmek, onunla ilgili bir şeyler duymak ister. Eğer bu, yetkinliği konusunda kuşku duymadığı bir imzadan gelirse ona kulak kesilir. Bu tür değerlendirmeler, verilen çabalara bir yankı oluşturur. Her zaman geçerliliği vardır. "Dergiler Arasında" başlığıyla dergimizde yer alan bu değerlendirmelerin ilgiyle okunduğunu biliyoruz, duyuyoruz.

Üç adımlık koşu çerçevesinde kimler gelip kimler geçti Edebiyat Ortamı'ndan, kimler gelecek?


Bekleyelim, görelim. Her insan gibi, her derginin de bir kaderi vardır. Geçmiş, geçmiştir; geleceği de bilemeyiz. Bize düşen çalışmak, gayret etmek ve dua etmektir.

Türkiye'de çıkan edebiyat dergileri arasında nitelikli dergilerin yayımını sürdürmesinin pek kolay olmadığı görüşüne katılır mısınız? Edebiyat Ortamı dergisi, kısırdöngüyü bozabilecek mi?

Türkiye'de bir edebiyat dergisi çıkarıyor olmak bir çok zorluğa aday olmak demektir. Dergi çıkaran herkes bana hak verecektir. Mesele, nitelikli olup olmamayı da aşıyor. Dünyanın en nitelikli dergisini de çıkarsanız iyi bir dağıtım yapamadığınız sürece verdiğiniz emeğin karşılığını almış olmazsınız. Bugün dergilerin önündeki en büyük sorunlardan biri dağıtım. Son derece pahalı bir şey. Oysa bir derginin hangi masraflarla çıktığını herkes bilir. Çok satmazsanız ayakta kalamazsınız, seviyeyi yükseltirseniz çok satamazsanız, dağıtım yapamazsanız çok satamazsınız. Ama bir şekilde kendi kendinize yetmeniz gerekiyor gene de. Yazmak isteyen herkesin yolu bir şekilde dergilerden geçer. Yazının gereğine inanıyorsanız yazmak zorundasınız, yazıyorsanız dergi çıkarmanız gerekir. Ve bu derginin ayakta kalması için elinizden gelen bütün çabayı göstermeniz gerekiyor. Nitelikten ödün vermeden.

Nitelikli dergilerin yayımını sürdürmesinin zor olduğunu düşünmüyorum. Yani, eğer bir zorluk varsa bu nitelikten dolayı değildir. Başka etkenler vardır. Yıllardır çıkmakta olan nitelikli dergiler var ve bunlar hâlâ çıkmaya devam ediyorlar.

Edebiyat Ortamı, kendi iklimi içerisinde yayımını sürdürmeye çalışacak. Kendi şartlarını ve kendi havasını koruyarak. Bana göre dergicilikte temel olgu, kendi mizacını belirginleştirmesidir. Dergi, her şeyden önce mizaçtır. Onun bir huyu vardır, suyunun kendine özgü bir akışı vardır. Bu özgülüğü yakalayan ve yaşatan her dergi, kendini var kılar ve bir hayatiyet kazanır. Nitelik dediğimiz şey, biraz böyle bir şeydir. Ama, o mizaç okurda saygı uyandırmalıdır. Bir çok dergi bu noktadan kaybediyor. Dergiler zaman zaman da olsa nitelikli ürünler yayınlar ama çoğu dergi sağlam bir mizaç oluşturamadığı için okurda bir karşılık bulamaz. Dergi, sadece ürün değildir. Birçok dengenin bir araya gelişidir. Bu noktadan baktığımızda Edebiyat Ortamı'nın kendine saygın bir yer edineceğini umuyoruz. Takdir Allah'ındır elbette.

Kimi dergiler edebiyatın her alanına yetişmekte yetersiz kaldıkları için edebiyatın belli bir alanına yöneliyorlar, özellikle şiire yönelen dergilerin çoğunlukta olduğu görülüyor. Öte yandan öykü dergileri de çıkmakta. Edebiyat Ortamı ise edebiyatı bütün olarak ele alma eğiliminde. Sanat-edebiyat dergilerinin edebiyatın dar bir alanında derinleşerek ayrıntıları işlemesini doğal sayıyor musunuz?


Onu 'dar alan' olarak değerlendirmekten çok, 'bir alana yoğunlaşma' olarak değerlendirmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Bugün, alan dergiciliği belirli bir ivme kazandı ve bunun devam edeceği de muhakkak. Burada bir yanlışlık ya da eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Aksine, iyi tarafları olduğu bile söylenebilir. Ama biz Edebiyat Ortamı olarak alan dergiciliğinden yana değiliz. Dedik ya, dergicilik bir mizaç meselesidir. İşte, bizim mizacımız, alan dergiciliğine pek meyletmedi. Bu, neye nasıl baktığınızla ilgili bir durumdur.

Söyleşi için teşekkür ederim.

Ben de teşekkür ederim.


Röportaj: ASIM ÖZ

Kaynak:
Haksöz-Haber
http://www.haksozhaber.net

Bir “Hazan” Serüveni

İstanbul’un hızlı ve hareketli ortamından çıkıp Van gibi küçük bir ilde yaşamaya karar verdiğim zaman, birçok alışkanlığımı da terketmenin zamanı gelmiştir diye düşünüyordum; fakat çok kısa bir süre sonra eski alışkanlıkları bırakmanın hiç de kolay olmayacağını öğrenecektim. İstanbul nere, Van nere!

“Kardelen” serüvenini henüz kapatmıştım. Kafamda cevabını bulamamış onlarca soru..hayâl kırıklığı..hayatın ağır tokadı..yalnızlık ve sitem..hezeyanlarımla birlikte kendimi sigaya çekmem..kendimi sorgulamam..özeleştiriye tabi tutmam... Bir rus köylüsünün dediği gibi “üstteysen sen yönetirsin ama alttaysan... yönetilirsin!”

İstanbul’un küçük bir kasabası gibi gelen Van’a alışabilmem için üç yıl geçmesi gerekecekti... Bu, geriye dönmemek uğruna benim verdiğim ilk sınavdı. Ama düşündüğüm gibi çıkmadı. Yorulduğumu, artık bu işler için (dergicilik, yayıncılık, editörlük, yazarlık) yaşlandığımı düşündüğüm bir sırada kendimi üniversite camiasının içinden sivrilmiş kişiler, kabiliyetler, entelektüeller arasında buldum. Biraz da onlar kanıma girdiler galiba. Huylu huyundan vazgeçer mi? Geçmez... Yetenekleri keşfettikçe çevrem genişlemeye başladı. Bana bir emniyet sibopu gibi yapıştılar, inzivaya çekilmiş bir bedevi gibi bakmamaya başladılar. Mürekkebin, kâğıdın, matbaanın, tiner kokusunun burnumun direklerini sızlatadurması bir yanda, yeni çevremin de baskılarına dayanamayıp “hazan kültür ve sanatevi” ni kurma teşebbüsünde bulunmamıza neden oldu. Bununla birlikte de “hazan” dergisi yayınına başladı.

Hikâye uzun. Fazla söze hacet yok. Sanatevi bir yıl sürdü, ama “hazan” iki yıl sürdü. Kardelen’in 36. sayıda durduğu gibi hazan da 24. sayıda aradurak dedi. Tabii ki suç hep başkasında değil, en büyük suç benim. Yine de kötümser değilim. R. Melih Erzen, Mehmet Feyat, Çağrı Gürel, Nuri Arpalı, Nurullah Ulutaş, Ahmet Kurbani, Abdurrahman Adıyan, Leyla Engin, Akif Çelik, Hüseyin Helva, Ramazan Seydaoğlu, Ali Dağer gibi yetenekler (ismini hatırlayamadığım arkadaşlarım varsa beni affetsinler) kendilerini ıspatlama imkânı buldular. Üniversite camiasının yardımlarını gözardı edemem. Bekir Oğuzbaşaran başta olmak üzere, Mehmet Çelik, Vefa Taşdelen, Abdurrahim Tufantoz, Bilal Kemikli gibi hocalar işin başından beri büyük gayret sarfettiler ve destek verdiler.

Araduraktan sonra araya yıllar girdi. Lakin çalışmalar birbirini takip etti. Arkadaşların eserleri çıkmaya başladı. Benim için bunlar gurur kaynağı oldu. Herkes kendi çapında bir yerlere gelmek için uğraş veriyor, çırpınıyordu. Sonra Van’da Aşıklar Çayevini keşfettik. Her Cuma akşamı ozanlarla, âşıklarla bir araya toplandık, kimi eserlerini seslendirdi, kimi ustalardan şiirler okudu, kimi sazını kaptı geldi, hem saz hem söz meclisine döndü çayevi. Bir kültür yuvası kurma çabası boşa gitmedi.

Derken 2002 yılı Şubat’ında “hazan” tekrar canlandı. Gerçi eylül’de olmamıştı, kış’ta başlamıştı ama olsun, sanatçıların ve sanatseverlerin yüreği her zaman sımsıcaktır diyorduk.

Bu ara dağılmalar da başladı. Bekir Oğuzbaşaran, Vefa Taşdelen, Mehmet Çelik, Hüseyin Helva, Melih Erzen, Nurullah Ulutaş, Çağrı Gürel, Bilal Kemikli birer birer yuvayı terkedip gittiler. İsimlerimize yeni isimler katılmıyor değildi fakat iş ağır seyrediyordu. Gençler yükü omuzladılar, ne yazık ki bizim gibi yaşlıların nefesinin tükendiği gibi, onların da nefesleri çabuk tükendi. İki bin üç yılının yine bir kış sabahı; ocak ayında, yani iki yıl sonra “hazan” 46. sayısıyla kültür ve sanat dünyasına bir durak daha dedi.

Tükenmiştim. Yıkılmıştım. Ayakta zor duruyordum. İlgi ve vefa beklerken tamamen yalnız kalmıştım yine. Arayanım, soranım olmuyordu. Yük ağırlaşmış, zayıf ve cılız bedenim bu ağırlığı çekemiyordu. Devreye başka şeyler, cazibeli cananlar girmişti. Televizyonlar, cep telefonları, internetler, bilmem daha başka neler kara kedi gibi girmişti aramıza, biraraya gelmek için kimse çaba göstermiyordu. Sevgililer çoğalınca her birine ayrı ayrı yetişmek zor oluyordu anlaşılan.

Ve hazanın hüznüyle birlikte “hazan” gönlümüzde bir iz, bir işaret, bir güzellik bırakmışsa, bu arada da insanlara faydalı olabilmişsek ne mutlu bize. Hani şair İlhami Çiçek ne güzel söyler: “Yalnız hüznü vardır kalbi olanın”

Selam; yüreğini hüzünle besleyene...

Selam; hüznü bir silah gibi kuşanana...

Vefanın, erdemin, onurun kalıcı bekçilerine selam olsun...


Müştehir Karakaya

Kaynak:
"Sühan" dergisi
Ocak-Şubat 2005
Sayı:10

2008-08-20

"Şiiri Özlüyorum" dergisi



"Şiiri Özlüyorum-Şiir Gözü" dergisinin 26. sayısı yayımlandı.

İçindekiler


Şiir Sanki Resim Sanki Şiir- Ut Pictura Poesis /
Mustafa Durak / S.3-10
İlan / Eren Aysan / S.11
Gece Ağdı / Ayşe Nalan / S.12
Aşk Kırmızıdır Kadın / Neslihan Su / S.12
Rüzgar Ustası / İlhan Kemal / S.13
Var Artık- Yazın Dingin Uğultusu/
Yusuf Alper / S.14
Bir Yol Ölmesi / Emine Şimşek / S.14
Veda Yağmurları / Zeki Karaaslan / S.15
Fotoğraf Halatı / Fuat Çiftçi / S.16
İç’lemeler-2 / Hüseyin Çiftçi / S.16
Bir-iki-m / Seyhan Özdamar / S.16
Şiirsel Hayvan / Peter Horn / S.17-22
Küle / Tamer Gülbek / S.19
Şiir’in Fotoğrafik Eylemi / Ayşe Nalan / S.23
Şiirin Ne’liği, Şairin Kim’liği /
İlhan Kemal / S.24
Aşkın Pat Olma Konumu /
Naci Bahtiyar / S.25-27
Nesne de Can- Sızı Donu / Gökhan Göçer / S.27
Dur dur ! / Gökhan Taner Günsan / S.27
Mürekkep Dil / Ahmet Bozkurt / S. 28-29
Orada Dar Bir Sokaktım /
Didem Gülçin Erdem / S.29
Gonca Özmen: “ Belki Sessiz” /
Okan Alay / S.30
Gökhan Demirci Ve Yedi Gece /
Zeki Karaaslan / S.31
Kadın Şairlerimiz, Sappho’dan Beri Söyleyen /
Ebuzer Saray / S.32 – 34

İrtibat:
fuatciftci70@gmail.com
http://www.siiriozluyorum.blogcu.com/

2008-08-19

"Yedi İklim" edebiyat dergisi



Yedi İklim, Sayı:221, Ağustos 2008

Kendimizi tanımlamada ruhu bize ait sözcüklere gereksinim var. Bizden doğma, biz olan ve bizi tanımlayan.

Sanat ve Edebiyat genel ve bir üst kavramlar. Kuşatıcı ve fakat bütünleyici değil. Edebiyatın ve sanatın taşıdığı anlam ve değer milletten millete, uygarlıktan uygarlığa farklılıklar içeriyor. Dünyanın bir uçundan bir diğerine, coğrafî özelliklerde olduğu gibi inişli çıkıştı, ruhtan ve renk tonları farklılar içerir.

Üst kavramlar olan sanat ve edebiyat insanlığın ruh zenginliğini belirler, Sadece belirlemez kendisiyle birlikte birbirilerini değerleriyle birlikte olgunlaştırırlar. Bu değerleri yolculuklarını bıkmadan, usanmadan sürdürürler. Bir uygarlığın doğuşu, oluşu, yükselişi kendi sınırlarını aşıcı etki alanlarını da belirler. Yeryüzünde çok fazla büyük medeniyet yok. Irk ve kavimler çoktur, coğrafî sınırları belirlenmiş parça uluslar da. Bunlar yeryüzü kültürünü, medeniyet sınırlarını belirlemez.

Biz İslam milletindeniz. İslam kavimlerinin. ulusları var, geniş bir coğrafyaya yayılıyorlar. Yunus ne kadar bizim ise Sadi. Necib el-Kıylanî, Ömer Hayyam, Necip Fazıl, Nazım Hikmet. Cengiz Aytmatov, Hasan bin Sabit, Mehmed Selimoviç, Ahmade Hane, Cemal Süreyya, Sezai Karakoç, ikbal ile Mevlana bizimdirler. Bunların hiçbiri diğerinden ayırt edilemezler. Renkleri, ses tonları, üslupları, söyleyiş biçimleri farklı olabilir. Nazım Rusya'da kaldı, orada öldü ve o topraklara defnolundu diye Rus şairi değildir. Puşkİn bizim olmadığı gibi. Bunların arasında bir mü'min edasının farklılığı olabilir. Sonuçta Türkçe yazan, aslı ve kökü bu topraklara ait olan biri.

Bir milletin sanat ve edebiyatının bir ruhu var. Milletimizin; içeriği çeşitli, ruhu zengin, değeri yüksek, anlamı yüce bir sanatı var. Bir büyük dağ. Görünür tarafıyla olduğu gibi görünmeyen tarafıyla daha büyük. Nasıl ki, tarihin başlangıcından beri, aynı ruhu taşıyan ve kökleri olan bir millet isek, bu milletin zengin ruhunun eserleri uzama kayıtlıdır. Hiç biri boşa gitmemiştir. Onların karşılıkları, yansımalarıyla bize kadar, bizden sonraya kadar uzanırlar.

Biz bir büyük milletiz. Dağımız çok yücedir, iç birikimiyle içten kaynayadurmaktadır. Edebiyat ve sanatımızın da ruh depremlerinin olması kaçınılmaz, İnsanın olduğu yerde, yaşadığı sürece kurtlar, börtü böcekler, yabancılıklar musallat olacak. Ad, Semud kavimlerinde olduğu gibi en uç durumlar da yaşanabilecek, işte o zaman bu dağ iç sarsıntısını dışa vuracak. Hoplatacak, ürkütecek, zarar bile verecek.

Her şey aslına döner. Her millet kendi ruhunda huzurludur. Her insan kendi kökleri üzerinde olduğunda kendi anlamının ve değerinin farkına varır,

Yüzyılları birbirine bağlayan ve bir halka olarak birbirine eriştiren bir milletin büyük değerleridir. Bu büyük değerleri tarih silsilesinde, aradan çekip çıkarırsak, bir milleten geriye hiçbir şey kalmaz.

Klan toplulukların, en somut örneğiyle Afrika içlerinin Amerikan kıtalaranın, kavimlerinin geçmiş ile tarih ile kültür ve medeniyet ile bağları yoktur, kesiktir. Çünkü önceleri yoktur. Kuzey Afrika'dan İspanya'ya uzanan İslam medeniyetinin yüz aklarından Endülüs uygarlığı bize ait ve bizi tanımlar. Oradan Afrika içlerine yönelir isek ne vardır?

Bu büyük dağın, oluşun bir benzeri, bir karşılığından söz edemeyiz. Afrika'yı, uzak Güney Doğu Asya'yı yüzyıllar işgal eden İngilizler, Fransızlar ve İspanyollar uygarlık adına hangi eserleri bıraktılar. Onların en somut karşılığı Amerika'dır. O da uygarsızlıktır.

Biz dağımızı seviyoruz, dağımıza güveniyoruz. O da bize. Çünkü biz büyük bir dağa sahibiz.

Biz büyük bir milletiz. Büyüklük adalet iledir, sanat ve düşünce ve eser iledir. Onların hepsi de bizdedir.

Yedi İklim

İçindekiler

-
Bir iç Dağ

Ahmet Murat-Der Siebente Kontinent

Osman Serhat-Prenses III

Nurettin Durman-Cazibeli Renkler Galerisi: Siyah / Kırmızı / Beyaz

Osman Özbahçe-Babam Gelmiş Babam Gitmiş Türkiye Varmış Türkiye Yokmuş

Zafer Acar-SHARAB-NAME -V-

Cafer Keklikçi-Cehennem Treni II

Şahin Taş-Işık

Rıdvan Ünal-Bir Babanın Oğluna Öğretişi

Eyüp Akyüz-Babam Yağmur Olmuş

Halil Eser-Çizgi

Filiz Gökçe-Gölge

Nizar Kabbani -Belkıs Kasidesi –V- Türkçesi: Ali Sözer

Ali Haydar Haksal-Ama Ben Değilim / Bitmeyen O An / Yalnızlık Ölü Bir Ruh Denizi

Cemal Şakar-Hikayat: Menzil / Minnet / Tezhip / Zenginlik

İsmail Demirci-Kısa Bir CV'm

Zeynep Satı Yalcın-Kırmızı Ayakkabılar

Ahmet Yusuf Akîle-Gösteri

Bedir Şakir Es-Seyyab-Bedir Es-Seyyab İle "Nehir Ve Ölüm" Adlı Şiiri Türkçesi: Cüneyt Eren

Ali Haydar Haksal-Erdem Bayazıt'lı Günler

Osman Bayraktar-Yaşantılar

Zafer Acar-Osman Konuk’un Parodi / Pastiş Şiiri

Adem Polat-Türk Düşüncesinde Sosyal Bilimler Yapılanması Öncesi Bir İzlek Olarak Rıza Tevfik'te Bergson'u Okumak

Sahre Güzel-Bedenin Kıskacındaki Ruh-Ahmed Haşim Ve Başım Şiiri

Ethem Erdoğan-Minyatür Okuyucuları'nda “Suç" Ve Bul/unç Serüveni

Kibar Ayaydın-"Beyaz Gemi" Romanında Masallar ve Çocuk Dünyası

Erdal Süsem-Fotoğrafa Tutkun Bir Ömür; H. C. Bresson Ve Belgesel Fotoğrafçılığa Dair

Yeni Okumalar, Değiniler:

Kılıç Kıranlı-Kulis Yapmak

Yavuz Altınışık-Siyasal İktidarın Dayanakları

Nuhan Nebi Çam-Latife Tekin, Bana Da Uç

Fatma Korkutata-Tüm Bir Yaşam Erol Evgin...


İrtibat:
Tel: 0 216 399 19 14
Fax: 0 216 352 04 11
yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com
http://www.yediiklimdergisi.com/

Muradiye sabrın tatlı meyvası

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bursa’da Zaman” şiirinde geçer bu mısra: “Muradiye sabrın acı meyvası”. Bizim kastettiğimiz Muradiye ise Ankara’da çıkan bir dergi... Dergi mevzuu, içimde bir yara, bir hicrandır. Her ay bir telâş yaşanır dergi çıkaran müesseselerde. Yazılar istenir, toplanır, okunur, incelenir, sayfalara yerleşir ve okuyucuya bir deste gül sunulur bir tomar kâğıt hâlinde. Kıymeti bilinir mi bu güzelliğin? Kaç meraklı beklemektedir mecmuayı. Kaç kişi sabırsızlıkla derginin yolunu gözlemektedir. Türkiye’mizde dergilerin durumu belli... En kerli ferli dergilerimiz bile dağıtım problemi yaşıyor. Okuyucuya ulaşamıyor ve zaman zaman feryat figan ediyor. Bazı dergiler ise ağır şartlara dayanamayarak okuyucularına veda bile edemeden kaybolup gidiyor.

Geçen gün bir genç arkadaş geldi. Konuşuyor, sohbet ediyoruz. Üniversitede okuyor, derslerini verememiş, sınıfını tekrar edecek. Teselli ettim, “dünyanın sonu değil” dedim. “Bu sene çalışır geçersin inşallah...” Bir ara lâf dergilerden açılırken “Arkadaşlar bir dergi hazırlıyor, ben de yardımcı olacağım” dedi. İçimden “eyvah...” dedim. Yine mi aynı hata... Yine mi sonu hüsranla bitecek bir teşebbüs... İki arkadaşı bu işe önayak olmuşlar. Çalışmaya başlamışlar. Akıbeti belli bir iyi niyet düşüncesi... Dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalıştım. Dergi çıkarmanın gereksiz olduğunu söyledim. Hele öğrencilerin derslerini ihmal edip de dergi çıkarmalarının akıl kârı olmadığını geçmişten örnekler vererek dile getirmeye gayret ettim. Maksatlarının yazı yayınlatmak ise Türkiye’de yüzlerce sanat, edebiyat, kültür dergileri yayımlandığını, bu dergilere destek olmak gerektiğini, hazırlıksız biçimde yeni dergi çıkarmanın hiç de faydalı ve hayırlı olmadığını ifade ettim. Konuşmamın sonunda, “Haklısınız, arkadaşlarıma da bu durumu söyleyeceğim” dedi, gitti. Bilmiyorum, arkadaşlarını ikna edebildi mi? Dergi çıkarmaktan vazgeçtiler mi, yoksa en güzel zamanlarını yorucu bir işle boşuna mı geçiriyorlar şimdi, inanın bilemiyorum.

Bu konuda iki üç yazı daha yazdım. Bazıları beni yanlış anladı. Dergilere toptan karşı olduğumu sananlar bile oldu. Hâlbuki aksine dergileri bugüne kadar en çok savunan, onları tanıtan ve bilhassa Anadolu’da çıkan dergilere destek olan gazeteci yazarlardanım. Ne var ki ben bütün dergilere değil, macera dergilerine karşıyım. Bir ihtiyacı doldurmak, bir maksada hizmet etmek için değil de birkaç meraklının hevesini tatmin etmek amacıyla çıkarılan dergilerin gereksizliğine işaret ettim sadece, o kadar... Yoksa mektep mecmuaların, okul dergilerinin Türk edebiyatındaki önemli yerlerini bilenlerdenim.

Neyse, şimdi asıl anlatmak istediğim konu başka. Ankara’da çıkan ve dördüncü yılında 15. sayısını da çıkarmaya muvakkat olan bir dergi var. Adı “Muradiye”. Muradiye dergisini gördünüz mü? Görmediyseniz en azından bir sayısını edinmenizi ve okumanızı tavsiye ederim. Bir dergide fikir ile heyecanın, düşünce ile inancın, teknik ile mefkurenin bu kadar uyumlu halde bir araya geldiğini görecek ve şaşıracaksınız.

Pervin Ayşe Yaşa’nın Genel Yayın Yönetmeni olduğu Muradiye’nin 15. sayısını gördüm. Daha önceki sayılardan da haberdardım. Kısacası, diğer dergilerle birlikte okuyucudan haberdar etmek istedim. Ama bu dergi çok daha fazlasını hak ediyor.

Özellikle kendi gündemi var Muradiye’nin. Mevcut gündemi takip etmekle yetinmeyip, gündem oluşturan bir yayınla karşı karşıyayız. Popülerizmin dar, sıkıcı ve tehlikeli virajlarına sapmayan Muradiye, kalıcı mevzularla hemhâl, millî konularla dopdoludur. Doğrusu ben, bana gelen bir çok dergiyi elden çıkarıp sağa sola hediye ettiğim halde Muradiye’ye kıyamıyorum. Kubbealtı Akademi Mecmuası, Türk Edebiyatı, Dergâh, Hece gibi dergilerle birlikte arşivlemeye ve gelecek nesillere bırakmaya çalışıyorum. Neden mi? Söyleyeyim. Çünkü Muradiye’de kolay kolay her yerde göremeyeceğiniz mülakatları okuyabilirsiniz, her yayında rastlamayacağınız araştırma inceleme yazılarına tesadüf edebilirsiniz. Geçmişin unutulmayan metinlerini bu sayfalar arasında okuma imkânına sahipsiniz. Velhâsıl-ı kelâm Muradiye, murad edilen bir muhteva ile okuyucusunun önüne çıkıyor. Ama çıkarken teknik zırhını da kuşanıyor. Yani dosta düşmana karşı en iyi, en güzel, en mükemmel bir libas ile arz-ı endam ediyor. Hazırlayanların ellerine sağlık.

Derginin son sayısında yine birbirinden ilgi çekici, güzel konular var. Dosya konusu ise “çevre”. En başta Genel Yayın Yönetmeninin çaplı sunuş yazısıyla selâmlanıyoruz. Ardından Ayşe Pervin Yaşa’nın, değerli edebiyat hocası Alemdar Yalçın ile yaptığı mülâkat bize tebessüm ediyor. Mimarimizin kıymetli ismi Turgut Cansever’in “İnsan ve Mimari Çevresi” adlı makalesi geniş açılımlar getiriyor. Ziya Kazıcı’nın “Çevre ve Mesuliyet” yazısı da konuyu tamamlayan bir başka metin. Mehmet Şeker ise, “Çevremizdeki Gayr-i Müslimlerle Birlikte Yaşamada Tarihî Tecrübemiz”e dikkat çekiyor. Dursun Gürlek “Mekânlar ve İnsanlar”ı anlatıyor. Ayşe Pervane ise dünden bugüne çevremizde nelerin değiştiği hususundaki düşüncelerini kaleme almış. Şemsettin Dağlı, “Geleneklerimizdeki Türk Minyatür Sanatı”nı incelerken, Ahmet Güner Sayar ise “2000’li Yılların Süheyl Ünver’i”ni okuyucuya tanıtıyor. Diğer yazılar, şiirler, incelemeler, araştırmalar, röportajlar ve tanıtımlarla Muradiye her sayısıyla öne çıkan ve sağlam mizanpajıyla da göz dolduran hoş bir dergi. Ankaralılar çok şanslı. Dergiye daha yakınlar çünkü. Ama Muradiye’nin Türkiye’nin her tarafında dağıtımı yapılıyor.

Başta Pervin Ayşe Yaşa olmak üzere dergide emeği olan herkese teşekkürler. Muraş Eğitim Öğretim Hizmetleri’nin sahiplerini de kutluyorum. Yazıişleri Müdürü Hüseyin Dağlı ve Yayın Kurulu da her türlü takdiri hak ediyor. Sözün özü, Ankara’da artık çok güzel bir dergi çıkıyor, her geçen gün daha da gelişiyor ve istikrarlı bir biçimde okuyucuya ulaşıyor. Ankara, kültürle daha da güzel. Dergiler kültürün taşıyıcıları. Ankara Muradiye ile çok daha anlamlı. Bir gün nasip olur da Ankara’ya gidersem ilk ziyaret edeceğim yerlerin başında Muradiye dergisi gelecektir.

Muradiye’ye göz nuru alın teri döken herkesin gönlüne, kalemine, yüreğine sağlık. Sağolsunlar varolsunlar. Muradlarına her daim tez elden erişsinler, Muradiye daha da büyüsün, ışığı önce Türkiye’nin her tarafını, sonra da Türk ve İslâm âlemini boydan boya kaplasın. Bahtı açık olsun inşallah.

Mehmet Nuri Yardım

Kaynak:
http://www.sanatalemi.net

2008-08-18

Üç Beş Dergi, Üç Beş Hayat

“Birkaç aydan beri nabız yoklamalarıyla başlayan çabalarımız amacına ulaştı ve karşınıza... adıyla çıkıyoruz.”

“birşeylere başlamak... yakınmasız... ve sürdürebilmek bir şeyleri... ama gevezeliklerden uzak... ama yalın... ama ve ama, yoğun bir dille üretebilmek yaşamı... ve dinamik olmak her harfte, her sayıda, her renkte, her çizgide, her seste, her imde...”

“... Şöyle yapacağız, böyle ses getireceğiz gibi bir iddia ile ortaya çıkmıyoruz. Amacımız Türkiye’nin şiir coğrafyasındaki yerini almaktır.”

........

İşte böyle... Her birinin yayımlanmasına ayrı bir gerekçe biçilir. Kendisine emek verenler mutlaka bir amacın peşine takılmışlardır. Bu, kimileri için yazılan bir şiiri, hikayeyi, denemeyi, makaleyi, vb. matbaa harfleriyle görme iç güdüsü şeklinde belirebilir. Kimi dergi omuzlayıcıları ise topluma faydalı olmayı tercih edip dünyayı değiştirmek kaygısıyla hareket etmektedir. Bunlar ve bunlara eklenebilecek her türlü ‘mazeret’ iç içe geçmiş vaziyette de bulunabilir.

Kim, hangi niyetle yayımlarsa yayımlasın, sonuçta bir yolculuğa çıkmıştır. Hem yolcu, hem bekleyendir o. Eseri yazma, gönderilenleri alma, derleme, toparlama, makineye dizme, düzenleme, tashih, matbaaya verme, matbaadan alma, postaya verme, okuyuculardan gelecek tepkileri bekleme ve tepki aldıkça yeni bir sayı için harekete geçme... Bu sürecin zevkleri, heyecanları, sıkıntıları, sarsıntıları... saymakla bitirilemez. Bitirilemeyecek bir başka şey de, geride kalan izlerdir... Ve, bunların ‘üçüncü şahıslara’ anlatılması, aktarılması oldukça zordur.

Benim ‘mutfağı’nda yer aldığım ilk dergi Bireşim “yazın düşün sanat seçkisi”dir. Kredi Yurtlar Kurumu’nun bir yurdunda pişirilen ilk dergi olarak tarihteki yerini alabilir mi? Belki. İnciraltı Öğrenci Yurdu bloklarıyla İnciraltı Sahili’ndeki çay bahçelerinde yapıldı ilk toplantıları. Zaman zaman Buca’ya kadar gidip geldi Bireşim düşünceleri. İlk sayısı Haziran 1984’te, o yılların İzmir’inde bu tür mevkuteler basan Karınca Matbaası’nda basıldı. Yazışma adresi “P. K 22, Küçükyalı, İzmir” şeklinde idi. Mikail Erdil, Matematik’ten beklemeli olarak yaşayıp durmakta olduğu o ‘şen’ yıllarında (ilk sayıdaki içindekiler sırasıyla)Ahmet Cemal, Kemal Sülker, Raif Özben, Mehmet Mümtaz Tuzcu, M. Orhan Doğantuğ, Hüseyin Kaytan, Semra Karadağ, Şadiye Sarkan, Feyza Hepçilingirler, Nurettin Öztürk, Üzeyir İbiş, Alpaslan D. Apaydın, Feriha Özkurt, Sedat Şanver, Mehmet Onay, Mehmet Yetiş, Müslüm Kaya ve Haldun Dinçer’i çevresinde ‘toparlayarak’ yayımlamıştı Bireşim’i. Meraklısı bulunur mu bilmem, ben, derginin bu ilk sayısında “Homeros, İşgüzarlar ve Homeros’un Kızı” adlı manzum metinle varım. Başka? Yokum başka! Toplam üç sayı çıkan Bireşim, Nisan 1985’teki üçüncü sayısıyla, ‘Aydın sorumluğuyla takınılmış bir tavır.’ cümlesini de yedeğine alarak ‘elveda’ diyordu.

Yoğunluk “sanat kitabı” Bireşim’in Ankara’ya taşınmış hali midir? “P. K. 20, Kızılay, Ankara” adresli mevkutenin ilk sayısı Mayıs 1986’da yayımlandı. İki veya üç sayı yayımlandı. Elimde ilk sayısı kalmış. Diğerlerini kime kaptırdım, nerelerde bıraktım, bilmiyorum. Yanlış hatırlamıyorsam her sayısında bir ‘çalışma’m yer aldı. Mikail Erdil Yoğunluk’un da “derleyen”iydi. Kıvılcım Vafi, Müslüm Kabadayı, Mustafa Yavaş, Mehmet Bıçak, Mehmet Pekel ve Cevat Akkanat Yoğunluk’un ilk sayısındaki ‘imzalar’ idi. Bu ve diğer sayılardaki ‘imzalar’ arasında Ankara’nın Kızılay, Emek ve Gölbaşı beldelerinde gerçekleştirilen toplantı ve geziler, yaşanılan heyecanın ‘zirve’de olduğunu göstermez mi?.

Mikail Erdil öncülüğündeki aynı ekibin üçüncü dergisi Nitelik “sanat bilim felsefe aylık dergisi”dir. Nitelik dergisi, aynı adlı daha önce çıkarılan küçük boy “seçki”nin dergiye dönüştürülmüş halidir. İlk sayısı 15 Kasım 1987’de İnkılap Sokak’taki (Ankara-Yenişehir) bürosunda hazırlanmış. Bendeniz “Ege Bölge Temsilcisi” olarak yer alıyorum künyede. “Hapishane Edebiyatı”, “Yıkıntı Edebiyatı”, “Sokakların Meydanların Şairi Mayakovski”, “Genç Şair Ölülerinden Bir Kesit ‘Bulgar Şiiri’”, “Paul Eluard’ın Portresi” ilk sayıdaki başlıklardan bazıları. ‘Ürün’ü yayımlananlar arasında Bertolt Brecht, Wolfgang Borchert, Roper Caillois, Louis Salomon gibi ‘çeviri’ isimlerin yanı sıra, Vecihi Timuroğlu, Mustafa Arslantunalı, Kenan Sarıalioğlu, Hakan Şenocak gibi imzalar da vardı. Nitelik’in ilk sayı ön ve arka kapak içleri ise Picasso’ya ait bir tablo ve Behice Boran’ın posteriyle doldurulmuştu.

Peki, hemen hepsi en fazla üç sayı çıkan bu mevkuteler nasıl ‘kotarılmıştı’? Çok kolay! İzmir ve ilçelerinde “Vos Vos” bir minibüs ile iç çamaşırı seyyar satıcılığı yaparak! İnşaatlarda amelelik ile! Olmadı, ‘derleyen’imiz Mikail Erdil’in minibüsünü üç kuruşa satarak!.. Bir de “ölüm”süzleşerek!

“Ölüm” şu: Her üç dergiye ‘derleyen’ olarak mührünü basan Mikail Erdil’in genç yaşta kalp sektesiyle tebdil-i mekan eylemesi... Ölümsüzlük ise, geride kalan dergiler...

***

Kendimi ‘mensubu’ gördüğüm dergilerden birisi de Kırağı’dır. Beşinci sayısıyla Kayseri’de tanıştığım ve Nevşehir-Avanos’a bağlı bir kasabadan bünyesine katıldığım Kırağı’yla ilgili ‘hislerimi’ başka bir ‘kış’a bırakmak istiyorum. Bu ertelemenin tek sebebi, derginin asıl yükünü çeken Tayyib Atmaca’nın Sühan’da Kırağı’yı anlatıyor olmasıdır.

Çorum-Alaca’da Durdu Şahin’in yönetmenliğinde çıkan Seviye dergisi de Kırağı gibi, en başta, saf kardeşlik ağları kurduğu için bu yazıda yer almalıdır. Kırıkkale’de, rahmetli Nazir Akalın’la ‘masa başı’ işlerini hallettiğimiz Seviye, öyle sanıyorum ki, en iyi şekilde, onun asıl zahmetini çeken Durdu Şahin tarafından anlatılacaktır.

Benim burada değinmeden geçemeyeceğim bir başka dergi, Seviye’den sonra Ankara, Kırıkkale ve Çorum-Alaca güzergâhında Ayhan Bilgen, Nazir Akalın ve Durdu Şahin işbirliğinde çıkardığımız Karçiçeği dergisidir. Sözünü ettiğim dergi, vaktiyle Erzurum’da Nazir Akalın ve arkadaşları tarafından çıkarılan Karçiçeği’nin ikinci dönemine ait olanıdır. Sahibinin Ankara, Genel Yayın Yönetmeni ile Sanat Danışmanı’nın Kırıkkale, Yayın Koordinatörü’nün Alaca’da ikamet ettiği dergi, Nazir Akalın’ın üniversite hocalığından uzaklaştırıldığı döneme denk bir zamanda çıkarılmıştı. İlk sayısı Kış 2001, ikinci sayısı Bahar 2001 tarihlerini taşımış ve ömrünü tamamlamıştır. Karçiçeği’nin çıkarılması için Kırıkkale’de yapılan ‘görklü’ toplantılar, İstanbul’da, aynı mahallede oturduğu halde bir araya gelemeyen başka dergiciler için elbette ‘tehlikelidir’. Fakat Karçiçeği’nin asıl önemi, muhteva bakımından taşıdığı olgunluktur. Böyle bir olgunluğu, çoğu kez elimizden fırlatıp attığımız artistik ve akademik ‘çete’ dergilerinde görmemiz mümkün değildir.

Karçiçeği’nin hamallığını, yukarıda da belirtildiği gibi dört ‘edebiyat delisi’ yapıyordu. Fakat dergi aslen Nazir Akalın’ın idi. Bunu, Durdu Şahin’in o günlerin hatıralarında kalan yere göğe sığmaz düşünce ve ifadesi ile aynen ifade etmek isterdim. Maalesef, araya giren zaman ve unutulan cümleler, meallerle yetinmemize sebep oluyor: Yaşanmakta olan zor zamanları bizden daha fazla hisseden Nazir Akalın için çıkarmalıydık bu dergiyi. Adının tespit edilmesine kadar, her şeyiyle Nazir Akalın’ın olmalıydı dergi. Öyle de oldu. Karçiçeği’nin Kırıkkale ağırlıklı bu ikinci dönemi, aynen Erzurumlu ilk dönemindeki gibi, Nazir Akalın’ın ‘ruhunu’ taşıyordu. Artık aramızda olmayan bu ‘güçlü kalem’den edebî fayda kazanmak isteyenler, onun diğer eserleriyle birlikte Karçiçeği’ne de müracaat edebilirler.

Bu yazı için sözün bittiği noktaya doğru gelirken, aranızda, benden Likâ ile ilgili cümleler bekleyenler bulunabilir. Hâlâ ‘cephe’de olduğundan, bir ‘aşk’ı ve diri bir ‘aklı’ temsil ettiğinden, bu yazıda Likâ’yla ilgili hususlara değinemiyoruz.

Cevat Akkanat


Kaynak:
"Sühan" dergisi
Ocak-Şubat 2005
Sayı:10

2008-08-15

"Hece" dergisi Diriliş özel sayısı


DİRİLİŞ ÖZEL SAYISI
Sayfa Sayısı : 540

Bir Uygarlık Tasarımı Olarak Diriliş 3 • Hasan Aycın / Çizgi 5

I. BÖLÜM
Hüseyin Su / Diriliş Düşüncesi ve Yöntemi 6 • Ömer Lekesiz / Diriliş ve Uygarlık 20 • Akif Emre / Bir Dünya Tasarımı ve Ortadoğu 40 • Mahmut Kanık /Diriliş Akımının Öncüleri 48 • Muhiddin Bilge / Diriliş Düşüncesinde Toplum, Millet ve Devlet 61 • Hilmi Uçan / Sezai Karakoç’un Günlük Yazılarında İnsana, Türkiye’ye, Ortadoğu’ya, Batı’ya ve Dünyaya Bakış Açısı 72 • Köksal Alver / İnsan ve Toplum Gerçekliğini Hecelemek -Sezai Karakoç’un Düşünce Yazıları- 81 • Akif Emre / Sezai Karakoç’ta; Üç Şehir, Üç Sesleniş 87 • Kurtuluş Kayalı / Sezai Karakoç’un Düşünceleri • Konusunda Bazı Gözlemler Yapmayı Denemek 92 • Mehmet Doğan / Diriliş ve Çevresi 100 • Alaeddin Özdenören / Ozanın Göstergeleri 108 • Nazif Gürdoğan / Ekonomi Kültürün Üretime Dönük Yüzüdür 117 • Faruk Uysal / Sezai Karakoç’un Çevirileri ve Çevirmenliği 121 • Hamit Can / Siyasal Bir Tasarım Olarak: Diriliş Partisi 124

II. BÖLÜM
Laurent Mignon / Kaldırımlar’dan Monna Rosa’ya 135 • Murat Sönmez / Şahdamar 146 • Ahmet Ada / İkinci Yeni ve Sezai Karakoç’un İlk Şiir Kitabı: Körfez 155 • Mustafa Muharrem / Geometri Sağnağı Altında ‘Sesler’ ve Sezai Karakoç 161 • Süleyman Sahra / Şiir İşinde ‘Müthiş Bir’ Teknik 167 • Selahaddin İpek / Bir Şairin Varoluş Serüveni: Taha’nın Kitabı 173 • Sıddık Akbayır / Gül Muştusu’na Dair Bir Yorum Denemesi 183 • Abdurrahim Karadeniz / Zamana Adanmış Sözler’in Minyatür ve Ebrûli Bakış Açısı 196 • Şaban Abak / Çeşmeler ve Şairler 208 • Şaban Sağlık / “Tanrı’nın Gözüyle Bakış Penceresi” Yahut Sezai Karakoç’un “Ayinler’i 214 • Ramazan Kaplan / Çağdaş Bir Leylâ ve Mecnun Hikâyesi: Sezai Karakoç’un Leylâ ile Mecnun’u 235 • Mustafa Aydoğan / Şiirler VII; Ateş, Dans, Kadın ve Medeniyet 256 • İbrahim Eryiğit / Onüçüncü Sağanak: Alınyazısı Saati 261

III. BÖLÜM
Kâmil Eşfak Berki / Sezai Karakoç Şiirinin Gelenekten Beslenişi 269 • Hayrettin Orhanoğlu / Kırılgan Bir Müşahit: Sezai Karakoç Yahut Varlık-İnsan’ın Uğrak Yeri Diriliş 272 • Burhan Eren / ‘Gök Çiğinin Tüveyçleri’ 277 • Sadi Karacı / Diriliş Şiiri ve II. Yeni: “Sezai Karakoç ve Dönemdeşleri” 282 • Kâmil Eşfak Berki / Diriliş Şiirinde Tabiat 286

IV. BÖLÜM
Hüseyin Su / Diriliş Neslinin Öyküleri 292 • Necip Tosun / Diriliş Tiyatrosu 306 • Âlim Kahraman / Diriliş ve Edebiyat Düşüncesi 312 • İbrahim Demirci / Diriliş’in Dili Yahut Dilin Dirilişi 314

V. BÖLÜM
İsmail Sert / Yıldırım Aydınlığında Bir Ağaç Olarak Şair 325 • Rasim Özdenören / Sezai Karakoç (Bir Entelektüelin Profili) 340 • Kenan Çağan / Şairin Bir Entelektüel Olarak Portresi 350 • Necmettin Turinay / Sezai Karakoç’un Öksüz Kitabı: Hatıralar 359

VI. BÖLÜM (366-384)
İhsan Deniz • Mehmet H. Doğan • Talat Sait Halman • Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu • Ahmet Oktay • Hüseyin Atlansoy • Halil Güney • Orhan Duru • Güven Turan • Süreyya Berfe • Gülten Akın

VII. BÖLÜM
İlyas Dirin / Diriliş Dergisi - Sezai Karakoç’un Kitapları - Sezai Karakoç’un Eserleri Üzerine Üniversitelerde Yapılan Tezler - Sezai Karakoç’un Şiir, Yazı ve Röportajlarının Yayımlandığı Dergi ve Gazeteler 386 • Hasan Çelebi / Sezai Karakoç Bibliyografyası • Hakkında Yazılan Kitaplar • Dergi Özel Sayıları • Ödüller • Ansiklopediler • Hakkında Makaleler Bulunan ve Değinilen Kitaplar • Hakkında Yazılan Şiirler • Sözlük ve Antolojiler • Yabancı Antolojiler ve Çevrilen Şiirleri • Sezai Karakoç ve Diriliş’i Konu Alan Dergi ve Gazete Yazıları • Sezai Karakoç’un Dergi ve Gazetelerde Yayınlanmış ama Kitaplarında Olmayan Yazıları • Diriliş Dergisi İndeksi 399

İrtibat:

http://www.hece.com.tr

Geçmiş zaman dergileri: "Büyükdoğu"


BÜYÜK DOĞU DERGİSİ
17 Eylül 1943 - 5 Haziran 1978
(36 Sene, 599 sayı)

İbtidâi Devre 17 Eylül 1943 - 12 Mayıs 1944 HAFTALIK - 31 SAYI
1. Devre 2 Kasım 1945 - 13 Aralık 1946 1 - 58 Sayılar
HAFTALIK - 87 SAYI 59 - 66 Sayılar
67 - 87 Sayılar

2. Devre 18 Nisan 1947 - 6 Haziran 1947
3. Devre 10 Ekim 1947 - 2 Nisan 1948
4. Devre 11 Mart 1949 - 26 Ağustos 1949 HAFTALIK - 25 SAYI
5. Devre 14 Ekim 1949 - 29 Haziran 1951 HAFTALIK - 62 SAYI
6. Devre 16 Kasım 1951 - 30 Kasım 1951 GÜNLÜK - 15 SAYI
7. Devre 16 Kasım 1952 - 19 Eylül 1952 GÜNLÜK - 122 SAYI
8. Devre 7 Mayıs 1954 - 9 Temmuz 1954 HAFTALIK - 10 SAYI
9. Devre 30 Mart 1956 - 5 Temmuz 1956 GÜNLÜK - 92 SAYI
10. Devre 6 Mart 1959 - 16 Ekim 1959 HAFTALIK - 33 SAYI
11. Devre 30 Eylül 1964 - 25 Kasım 1964 HAFTALIK - 9 SAYI
12. Devre 22 Eylül 1965- 12 Ocak 1966 HAFTALIK - 17 SAYI
13. Devre 19 Temmuz 1967 - 10 Ocak 1968 HAFTALIK - 26 SAYI
14. Devre 1 Mayıs 1969 - 1 Aralık 1969 AYLIK - 7 SAYI
15. Devre 6 Ocak 1971 - 28 Nisan 1971 HAFTALIK - 17 SAYI
16. Devre 8 Mayıs 1978- 5 Haziran 1978 HAFTALIK - 5 SAYI

Geçmiş zaman dergileri: "Ağaç"



AĞAÇ DERGİSİ
14 Mart 1936 - 29 Ağustos 1936
(17 Sayı)



SAYI:1 - 14 MART 1936


Okuyucuya Mahrem Bir Kaç Söz .......................................(*) / Kapak Arkası
Adımız..............................………….……......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1
Yağmur Duası (Şiir) .................................................TECER, Ahmet Kutsi / s. 2
Sanat Dünyası ...................……............................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 3
Yolculuk (Şiir)................................................KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 4
Benzeyişlerimiz.............................................HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 5-6
Romanımızın Hali ...........................…………….…...TOPRAK, Burhan s. 7
Roman (François Mauriac'dan) .............................…...TOPRAK, Burhan s. 8-9
Şarlı ve Son Filmi ................................................ADİL(Kamertan), Fikret / s. 10
Hırsız Polis ve Komünist……….……………...KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 11
Antoloji ve Doğurduğu Mesele / Mecmua Yağmuru ..……...............N.F.K/ s. 12
Kafa Kaadı (Hikaye)....................................................ALİ, Sabahattin / s. 13-14
Rusya ..................……………………………………….....................(*) / 15-16



SAYI : 2 - 21 MART 1936

Allahsız Dünya..............................………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Goethe'den Ayrılırken..........................……….…...TOPRAK, Burhan s. 3-4-5-6
Zaman (Şiir)...........................................……...KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 7
Ağaç Altında .........................................……….....YETKİN, Suut Kemal / s. 7
Roman -2 (François Mauriac'dan) ..........................…...TOPRAK, Burhan s. 8-9
Bilmecelerin Cennetinde ...........................EYİBOĞLU, Sabahattin Rahmi / s. 10
Şiir (Şiir) .................................................TANPINAR, Ahmet Hamdi / s. 11
Bernard Shaw Sanatkara Çatıyor ……………………….....................(*) / 12
Kalorifer ve Bahar (Hikaye).....................................FAİK (Adalı), Sait / s. 13-14
Fotoğraf Sergisi..…………………………….…………...............N.F.K/ s. 15
Quo Vadis?..…………………………….………………...............B.T./ s. 15
Thomas Mann ve Almanya ..…………………………….............S.A./ s. 16
Sovyet Rusyada Türk Resmi ..…………………………………N.C.B./ s. 16



SAYI : 3 - 28 MART 1936

Fildişi Kule ........................…....………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1
Aksiyon …...................……............................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 2-3
Ölüler (Şiir)...........................................……...KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 3
Bilmecelerin Cennetinde -2......................EYİBOĞLU, Sabahattin Rahmi / s. 4
Gene Benzeyişlerimiz............................................HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 5-6
Tiyatro Kültürü ...................................….....……….....ARCAN, İ. Galip / s. 7
Roman - 3 (François Mauriac'dan) ..........................…...TOPRAK, Burhan s. 8-9
İşe Başlarken ...................................….....…..... BERK, Nurullah Cemal / s. 10
Delinin Dedikleri ...................................….....….....ARTAM, Nurettin / s. 11
Aksiyon ve Entellektüel..…………………………….…...............N.F.K/ s. 12
Siyah Melekler..…………………………….……………...............(*) / s. 12
Kalorifer ve Bahar-2 (Hikaye).................................FAİK (Adalı), Sait / s. 13-14
Onlar Hayata Böyle Doğmuşlardı (Şiir).......…..TÜLBENTÇİ, Feridun Fazıl / s. 14
Komünist Akademisi..…………………………….………….............A.H.İ. / s. 15
Pierre de Nolhac..…………………………….……………….............S / s. 15
Pouchkıne / Colette Akademi Azası / Gündelik Gazete Sanatı / 20 Kuruş... / s. 15





SAYI : 4 - 4 NİSAN 1936

Manzara - 1 ........................…....………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1
Şiir ve Fikir…................……............................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 2-3
Kendine Yeten Sanat...........................……….....YETKİN, Suut Kemal / s. 3-4
Birleşmiyen Çalgılar............................................HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 5-6
Halay (Şiir)...........................................……..…...TECER, Ahmet Kutsi / s. 7
Roman - 4 (François Mauriac'dan) ..........................…...TOPRAK, Burhan s. 8-9
Resim Nedir? .......................................…..... BERK, Nurullah Cemal / s. 10-11
İkinci Diriliş (Şiir).....................................……... TARANCI, Cahit Sıtkı / s. 11
Gençlere / Anket..…………………………….…………...............N.F.K / s. 12
Kalorifer ve Bahar-3 (Hikaye).................................FAİK (Adalı), Sait / s. 13-14
Gelmiyen Sır (Şiir)..........................................…..…RADO, Şevket Hıfzı / s. 14
Aktüalitelerin Aktüalitesi / Nurullah Ataç'a..…………………N.F.K. / s. 15-16





SAYI : 5 - 11 NİSAN 1936

Manzara - 2 ........................…....………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Gökler ve Yollar (Şiir).......................................KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 2
Dil İşleri Üzerinde .........................…..……….....ATAY, Falih Rıfkı / s. 3-4
Mevut Ebediyet........................……..……….....YETKİN, Suut Kemal / s. 4
Faniliğimiz ve Edebiyat....................................HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 5-6
Müzikte Madde ve Problem….............................ALTAR, Cevat Memduh / s. 7
Roman - 5 (François Mauriac'dan) ..........................…...TOPRAK, Burhan s. 8-9
Resim Nedir? ...................................….....…..... BERK, Nurullah Cemal / s. 10-11
Minareler (Şiir)............................…………..…........SABA, Ziya Osman / s. 11
İlk ve Son Hitap! ………………………..…………………………N.F.K. / s. 12
Rüya (Hikaye).........................……………........AĞAOĞLU, Samet / s. 13-14
Tütsü (Şiir)..........................………...........KESKİNOĞLU, Fuat Ömer / s. 14
Sinemanın Istırapları ..………………………………… ADİL, Fikret / s. 15-16
Burhan Toprak / Hazırlanan Romanlar / Çıplaklar / Esprit .. ………./ s. 15-16






SAYI : 6 - 18 NİSAN 1936

Manzara - 3 ........................…....………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Gene Faniliğimiz ve Edebiyat.............................HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 3-4-5
Tiyatro Kültürü - Halkta .......................….....……….....ARCAN, İ. Galip / s. 5-6
Bülbül (Şiir) .................................................TANPINAR, Ahmet Hamdi / s. 6
Müzikte Madde ve Problem-2…............................ALTAR, Cevat Memduh / s. 7
Roman - 5 (François Mauriac'dan) ..........................…...TOPRAK, Burhan s. 8-9
Mücerret Sanat .......................................…..... BERK, Nurullah Cemal / s. 10-11
Çeşmemle Başbaşa (Şiir)...............................GÖKBELER, Ömer Bedrettin / s. 11
Mistik / Freud / Bir İzah ……………………………………………………./ s. 12
Aradığım Şey (Hikaye).........................……………........ADİL, Fikret / s. 13-14
Curcuna Hakkındaki Bütün Fikrimiz………….…………………N.F.K. / s. 15-16

(Mecmua'nın idaresi İstanbul'a taşındığı için yayınına bir müddet ara verilmiştir…)





SAYI : 7 - 16 MAYIS 1936

Manzara - 4 ........................…....………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Şiirin Macerası…................…….........................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 2-3
Bendedir (Şiir).................……….....................KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 3
Tiyatro Kültürü ...................................….....……….....ARCAN, İ. Galip / s. 4
Bezginlik (Şiir) .................................................DRANAS, Ahmet Muhip / s. 6
Edebiyat.a Dair Küçük Notlar............................HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 5-6
Don Juan………………………............................…...TOPRAK, Burhan s. 7
Don Juan (Andre Suares'den) ……….............…...TOPRAK, Burhan s. 8-9-10
Yaşayan Ölüler (Piyes) .....................…….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Loğsa (Hikaye).........................………….....ABASIYANIK, Sait Faik / s. 13-14
İki Dünya Arasında ……………………………………(Owen Carroll'dan) / s. 15
Delilere Dair / Ellinci Sene / Montparnesse Kahvelerinde / Akademi Koltukları /
Edebiyata Dair Tarihler ………………………………………………./ s. 15-16






SAYI : 8 - 23 MAYIS 1936

Manzara - 5 ........................…....………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-3
İman ve Şüphe…................…….........................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 2-3
Aktör Komedyen...................................….....……….....ARCAN, İ. Galip / s. 4
Edebiyat.a Dair Fıkralar ve Düşünceler ..............HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 5-6
Dayak …................……..............…….........KÖSEMİHAL, Nurettin Şazi / s. 7
Korktuğum Şey (Şiir).....................................…... TARANCI, Cahit Sıtkı / s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Hoelderlin (Andre Babellon'dan) …………………………………….....X s. 9
Vatan Fikri Üstünde-1 ………...........……..…...KATIRCIOĞLU, Miraç s. 10
Yaşayan Ölüler -2 (Piyes) .....................…….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Loğsa -2 (Hikaye).........................………….....ABASIYANIK, Sait Faik / s. 13-14
Mezarlıkta Türkü (Şiir) .....................................KESKİNOĞLU, Fuat Ömer / s. 14
Memleket Mecmualarının Geçit Resmi …………………………… N.F.K. / s. 15
Kısa Bir Mektup / Colette / Mevlevi Besteleri / Tenkit Mükafatı /
L. Pierre-Quint'in M. Proust'un Hakkında Yeni Bir Tetkiki………………./ s. 15-16





SAYI : 9 - 30 MAYIS 1936

Manzara - 6 ........................…....………......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1
Taşkınlık ve Soğukkanlılık…..............................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 2-3
Bu Yağmur (Şiir).................……….....................KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 3
Beklenen Sanatkar .......................…..…......KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 4-5-6
Step (Şiir) ........................................….........DRANAS, Ahmet Muhip / s. 6
Eski Milletlerde Tiyatro..........................….....……….....ARCAN, İ. Galip / s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Hoelderlin (Andre Babellon'dan) ……………………AKTAY, Salih Zeki s. 9
Vatan Fikri Üstünde- 2 .………...........……..…...KATIRCIOĞLU, Miraç s. 10
Yaşayan Ölüler -3 (Piyes) ...................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Yunanistan, Tenakuzlar ve Tezadlar Memleketi ................ADİL, Fikret / s. 13-14
Memleket Mecmualarının Geçit Resmi - 2………………………… N.F.K. / s. 15
Vicdan Azabı ……………………………………..……………….… N.F.K. /16
Proust ve İngiltere / Edebiyat Tarihleri / Altıncı Enternasyonal Psikoloji Kongresi/
Enternasyonal Bir Felsefe Cemiyeti ve Türk Felsefecileri / Henri de Regnier Öldü……………………………………………………………….C.S.T. / s. 16
Edebiyat. Tarihleri ............…………………………………………………… / 16





SAYI : 10 - 6 HAZİRAN 1936

Manzarayı Kapatırken.........................….........KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1
Pascal ve Yaratıcı Endişe…..............................YETKİN, Suut Kemal / s. 2
Ne İleri Ne Geri (Şiir).................….....................KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 3
Mevlana'nın Rubaileri-Başlangıç- .................…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 4-5
Klasizma ve Klasikler …………………………………AKTAY, Salih Zeki s. 6
Hâdi ve Adana Abidesi …………………………………MÜRİDOĞLU, Zühtü s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Hoelderlin (Andre Babellon'dan) ……………………AKTAY, Salih Zeki s. 9
Vatan Fikri Üstünde- 3 .………...........……..…...KATIRCIOĞLU, Miraç s. 10
Yaşayan Ölüler -4 (Piyes) ...................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Bir Deli (Hikaye).........................……………….….....ADİL, Fikret / s. 13-14
Memleket Mecmualarının Geçit Resmi - 3……………..…………… N.F.K. / s. 15
Hokkabaz/ 2139 Senesinde Bütün İnsanlık Deli / Edebiyat Tarihleri /
Gaip Aranıyor …………………………………………………………..…/ s. 16





SAYI : 11 - 13 HAZİRAN 1936

Döğüş Horozu ve Babıali Tipi.................KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2-3
Bergson Katolik mi Oldu?…...............FINDIKOĞLU, Ziyaettin Fahri / s. 3-4
Tiyatro Nasıl Doğdu..........................….....……….....ARCAN, İ. Galip / s. 5
Klasizma ve Klasikler -2 ……………………………AKTAY, Salih Zeki s. 6
Mevlana'nın Rubaileri ……...........…......…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Hoelderlin (Andre Babellon'dan) ……………………AKTAY, Salih Zeki s. 9
Vatan Fikri Üstünde- 4 .………...........……..…...KATIRCIOĞLU, Miraç s. 10
Yaşayan Ölüler - 5 (Piyes) ...................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Deliler Deli Değildir (Hikaye)................………….….....ADİL, Fikret / s. 13-14
Dağın Ardında Güneş Battı (Şiir) .............….........DRANAS, Ahmet Muhip / s. 6
İşte Tenkit……………………………. ……………..…………… N.F.K. / s. 15
Albert Thibaudet Öldü ……………………………………………Ş.H.S./ s. 16
Spengler Öldü ……………………………………………………Z.F.F / s. 16
Bergson Katolik mi? / Aynen Olmuş Bir Vaka …………………..…/ s. 16



SAYI : 12 - 20 HAZİRAN 1936

Ahlakımız………………….......…..........KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Ben (Şiir).................….......……............KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 2
Edebiyat.a Dair Tavsiyeler ve Nasihatler .......HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 3-4
Yukule-Le ve Cezanne ...........................EYİBOĞLU, Bedri Rahmi / s. 5-6
Beyaz Günler (Şiir) .............……….......TÜLBENTÇİ, Feridun Fazıl / s. 6
Mevlana'nın Rubaileri ……...........…......…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Hoelderlin (Andre Babellon'dan) ……………………AKTAY, Salih Zeki s. 9
Klasizma ve Klasikler - 3 ……………………………AKTAY, Salih Zeki s. 6
Yaşayan Ölüler - 6 (Piyes) ...................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Fresk Sanatı..........................….....……….…….....SÜMER, Ayetullah / s. 13
Vatan Fikri Üstünde- 5 .………...........……..…...KATIRCIOĞLU, Miraç s. 14
Edebi Tenkitte Yeni Kıymetler……….………. SAYMAN, Şerif Hulusi / s. 15
Ankara'da Resim Sergisi ……………………………………………C.T. / s. 16
Reformanın 400'üncü Yıldönümü ve Jean Calvin ………………Ş.H.S./ s. 16



SAYI : 13 - 27 HAZİRAN 1936

Ahlakımıza Ait Bir Kaç Çizgi…….........KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Edebiyat.a Dair Fıkralar ve Düşünceler .......HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 3-4
Resim Sanatı….....................…………........YETKİN, Suut Kemal / s. 5-6
Gece (Şiir) .............….………………….......DRANAS, Ahmet Muhip / s. 6
Mevlana'nın Rubaileri -2 …...........…......…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Hoelderlin (Andre Babellon'dan) ……………………AKTAY, Salih Zeki s. 9
Klasizma ve Klasikler - 4 ……………………………AKTAY, Salih Zeki s. 6
Yaşayan Ölüler - 7 (Piyes) ...................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Zeki ve Klasizma..........................….....………….....MÜRİDOĞLU, Zeki / s. 13
Düzensiz Avrupa .………...........……..….………TANSU, Samih Nafiz s. 14
Millî Edebiyat ve Milliyetçi Edebiyat……………. SAYMAN, Şerif Hulusi / s. 15
Maksim Gorkiy Öldü……………………………………………Ş.H.S. / s. 16
Kierkeggard ……………………………………………….……Ş.H.S./ s. 16
Edebiyat Tarihleri ……………………………………………………..…/ s. 16



SAYI : 14 - 4 TEMMUZ 1936

Ahlakımıza Ait Son ve Bir Kaç Çizgi...KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Biz ve Hayat …………………………........HİSAR, Abdülhak Şinasi s. 3-4
Yıkanmak (Şiir)....................…………..…........SABA, Ziya Osman / s. 11
Tiyatro ve Aktör Nasıl Doğdu....................…….....ARCAN, İ. Galip / s. 5
Bir Konferans Dolayısiyle .………...........…...KATIRCIOĞLU, Miraç s. 6
Mevlana'nın Rubaileri -3 …...........…......…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Hoelderlin (Andre Babellon'dan) ……………………AKTAY, Salih Zeki s. 9
Klasizma ve Klasikler - 5 ……………………………AKTAY, Salih Zeki s. 6
Yaşayan Ölüler - 8 (Piyes) ...................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Bir Genç Kız (Hikaye)................………….….....ADİL, Fikret / s. 13-14
Maksim Gorkiye Dair……………………………………………Ş.H.S. / s. 15
Rimbaud ve Verlaine……………………………………………Ş.H.S. / s. 15
Edebiyat Tarihleri ……………………………………………………..…/ s. 15
1886 Mucizesi: Sembolizma …………….……TARANCI, Cahit Sıtkı / s. 16





SAYI : 15 - 18 TEMMUZ 1936

Sağ, Sol………………………………...KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Zeka ve Kainat ..........…...........................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 2-3
İki Hayat ….....................…………..…......YETKİN, Suut Kemal / s. 4
Kendiliğinden Söylenen Şarkı ……….……TARANCI, Cahit Sıtkı / s. 4
Orkestra Artistlerimiz ……........KÖSEMİHAL, MAHMUT RAGIPs. 5-6
Mevlana'nın Rubaileri -4 …...........…......…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 7
Proust Dostluğu (Georges Cattani'den) …………......SİBER, Selmin Tevfik s. 8
Medee'nin Terk Edilişi (Grilparzer) ……………………AKTAY, Salih Zeki s. 9
Klasizma ve Klasikler - 6 ……………………………AKTAY, Salih Zeki s. 6
Yaşayan Ölüler - 9 (Piyes) ................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Geçmiş Zaman Elbiseleri (Hikaye)..........TANPINAR, Ahmet Hamdi / s. 13-14
Sonne (Şiir)....................…………..….……..... ESGİN, İsmail Safa / s. 14
Avrupa Tefekkürü……………………………………………Ş.H.S. / s. 15
Edmond Jaloux, Akademiye Aza Oldu / Fikri İttihat / ……… Ş.H.S. / s. 15



SAYI : 16 - 25 TEMMUZ 1936

İleri, Geri………………………………...KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Yirminci Asır ve Bir Kelime ….......…..…......YETKİN, Suut Kemal / s. 3
Hatırlama (Şiir).....……………………....TANPINAR, Ahmet Hamdi / s. 3
Geçmiş Zaman Elbiseleri - 2 (Hikaye)..TANPINAR, Ahmet Hamdi / s. 4-5-6
Mevlana'nın Rubaileri - 5 …...........…......…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 7
Medee'nin Terk Edilişi (Grilparzer) ……………AKTAY, Salih Zeki s. 8-9
Klasizma ve Klasikler - 7 ……………………………AKTAY, Salih Zeki s. 6
Yaşayan Ölüler - 10 (Piyes) ................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 11-12
Tat Twam Ası .……….........……………...KATIRCIOĞLU, Miraç s. 13-14
Şeyhi Divanını Tetkik…………………………GÜVEMLİ, Zahir Sıtkı / s. 15
Sembolistlerin Ziyafeti……………………………………………Ş.H.S. / s. 16
Küçük Muharrir Büyük Üslupçu…………………………………C.S.T. / s. 16
Yahya Kemal'in Üç Esprisi …………………………………………… / s. 16
Montherland ve Genç Kızlar ……………………………..……C.S.T. / s. 16



SAYI : 17 - 29 AĞUSTOS 1936

Kendimize Dair………………………...KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1-2
Çalışma ve Deha ..........…...........................TUNÇ, Mustafa Şekip / s. 3
Geçmiş Zaman Elbiseleri - 3 (Hikaye)..TANPINAR, Ahmet Hamdi / s. 4-5-6-7
Medee'nin Terk Edilişi (Grilparzer) ……………AKTAY, Salih Zeki s. 8-9
Mevlana'nın Rubaileri - 6 …...........…......…..…....ÇELEBİ, Asaf Halet / s. 10
Klasizma ve Klasikler - 8 ……………………………AKTAY, Salih Zeki s. 11-12
Yaşayan Ölüler - 10 (Piyes) ................….......SOLOK, Cevdet Kudret s. 13-14
İnhitat Alametleri ……………………………………….………C.S.T. / s. 15
Edebiyatın Mukadderatı ……………………………….………C.S.T. / s. 16
Bayan Vahdet Nuri / Edebiyat Tarihleri …………………………… / s. 16

2008-08-14

"Aşkın e- Hali" edebiyat dergisi


Zoru Başarmak

Zor iştir Türkiye'de dergicilik. Kaliteyi ortaya koyarken yeterli abone desteğini alamayınca bağımsızlığını kaybetme riski vardır. İlgi ve destek alma adına işlevin dışında aykırı duruşlar sergilemek zorunda kalmak her zaman mümkün. Yaptığınız edebiyat dergiciliği ise olaya ilk elden üç-sıfır yenik başlamışsınız demektir.
Türkiye'nin edebiyat dergilerine büyük ihtiyacı var. Her yolun çıkmaza dönüştüğü böylesi dönemlerde, kurtuluş pusulası yine edebiyattan olacaktır. Dergiciliğin kalbi tam bu noktada atıyor. Edebiyat dergileri ihtiyaç duyduğumuz oksijeni sağlayacak verimli bahçelerdir. Ayrıca dergiler, düşüncenin heybetli kaleleridir desek abartmış olmayız.
Bir ülkede düşünce damarlarının tıkanması ile dergiciliğin inişe geçmesi arasında sıkı bir bağ vardır diye düşünüyorum. Zira dergiler, ham düşünceden insanı uzaklaştırır ve derin düşünmeye davet ederler. Bir düşünce disiplini koyarlar ortaya.
Bir başka açıdan bakıldığında görülecektir ki dergiler bizi, gazetelerin eriştiremediği derinliklere eriştiriyorlar. Dergiler kitapların veremediği sıcaklığı sunuyorlar. Televizyon kanallarında göremediğimiz ayrıntıların farkına vardırıyorlar ve bizi farklı bakış açılarıyla tanıştırıyorlar.
Dergiler; tarihin, coğrafyanın, sanatın, kültürün, bizi biz eden değerlerin araştırma merkezleridir. Hal böyle iken, Türkiye'de genel anlamdaki dergicilik diğer sanayi ülkelerine oranla 30-40 yıl geride kalmıştır. Gelişmiş ülkelerin birçoğunda dergi satışları gazete satışlarının önünde yer alır. Ülkemizde ise dergi satışları ve okunma oranları son derece düşüktür.
ABD'de Dergi Yayıncılığı Birliği 250 yıl önce kurulmuştur. Türkiye'de böyle bir birlik halen yoktur. Bizde dergiler saksıda kiraz yetiştirecek kadar dar bir imkanla yola çıkmaktadırlar. Üstelik teknik imkansızlıklar da saksıdaki fidanları bahçeye taşımayı engelliyor.
Burada iş okuyucuya düşüyor. Türkiye'de edebiyat öğretmenleri ayda bir dergi alsa bile bu sorun çözülür diye düşünüyorum. Acısına yaktığı ağıtı, sevdiğine söylediği sözleri, arzuhalini anlattığı kelimeleri edebiyatçılardan alan insanımızı, edebiyat dergilerine sahip çıkarak bedelini ödemeye çağırıyorum.

Kenan YAŞAR

İÇİNDEKİLER
Zoru Başarmak / Kenan YAŞAR / Başyazı
Kalabalık Ölümler / Kenan YAŞAR / Şiir
Her Yazara Lazım Bilgiler / Metin DEMİRCİ / Söyleşi
Sayıklamalar / Mehmet OKUMUŞ / Şiir
Mavi Emzikli Çocuk / Mehmet Atilla MARAŞ / Şiir
Sapla Samanı Karıştırmadan.../ Mehmet AYDIN KAL/ Eleştiri
Kuşsu Sessizlik / Metin DEMİRCİ / Şiir
Hastaneye Karşı / Eyyüp AKYÜZ / Şiir
Firari İdik / Burak KILIÇ / Şiir
Kayıp Öykü / Kenan YAŞAR / Şiir
Gece / M. Şehmus GÜZEL / Öykü
Ne Olur / Halit YILDIRIM / Şiir
Geçer Dedim / Özay SAĞLAM / Şiir
Ölüme Mektup / Sedat CEVHER / Mektup
Ölümden Mektup / Sedat CEVHER / Mektup
Baharımızı Kaybettik / Mustafa UÇURUM / Deneme
Modern Hikayeler ve Üç Şık / Gülsen ÖZDEMİR / Deneme
Bizim Hayatlar / Hakan VELİDEDEOĞLU / Şiir
Rüzgar Kanatlıydı Aşk / Salim KANAT / Şiir
Açılışa Davet / H. Mustafa AKTAŞ / Öykü
Aşk'a ve Maviye / Meral ULUDAĞ / Öykü
Yirmi dört / Selçuk PAK / Şiir
Kaptana Var İki Sözüm / Melike KURTARAN / Şiir
Miraç / Metin DEMİRCİ / Deneme
Tutku / Mustafa ÖZKİREMİTÇİ / Şiir
Izdırap / Ramazan YAŞAR / Şiir
Son Durakta Veda / Sevini GÖÇMEN / Deneme
Duasız Çocuk / Tülay Bilgin / Propos
Yar Benim Gibi / Nuh Comba / Şiir
Şarkılarda Sen Vardın / Fikret OĞUZTÜRK / Şiir
Akli Firarim / Sedat ERDOĞDU / Şiir
Şiir Tahlili / Çelebi ÖZTÜRK / İnceleme
Şiire Görev Biçmek Şairin ve .../ A. Vahap AKBAŞ / Deneme
Ehil Olan Elini Kaldırsın / Teoman ŞAHİN / Deneme
Bize Gelen Kitaplar / Kenan YAŞAR / Tanıtım


İrtibat:
Albayrak Caddesi Yaşar çenesiz Apt. no:6/2 ÇORUM

Kenan YAŞAR Gsm 0 532 355 99 12 Büro : 225 11 16

Paşa ÇETEN Gsm 0 543 243 54 79

Metin DEMİRCİ Gsm 0 546 441 25 32

E-m@il : askinehalidergisi@hotmail.com
http://www.askinehali.com/

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com