2014-03-16

Türk Dili dergisinin yeni sayısı çıktı


Mart 2014, Sayı:747 

Bu sayıda Ali Karaçalı’nın deneme tadındaki Koşu adlı sunuş yazısı ve İsmail Sert’in sözü omuzlarına yüklenmiş çizgisi karşılıyor okurları.
Her biri farklı zaman ve mekânların kapılarını aralayan ve yine her biri farklı gönül teline dokunan Hasan Akay’ın Retorik Sorular, Cevdet Karal’ın Sonsuzluk Aralığında, Hıdır Toraman’ın Kaçak Kazı, Mustafa Ökkeş Evren’in Haikular, Mustafa Cansız’ın Nergis-i Şehla, Cengizhan Orakçı’nın Fotoğrafçılığa Giriş, İbrahim Yolalan’ın Akşamın Kapıları, Rasim Demirtaş’ın Bursa Güzellemesi, Yavuz Çaydamlı’nın Peşrev adlı şiirleri okuyucuyu mana denizinde değişik limanlara sürüklüyor.Halime Toros Son Bakışta Aşk adlı öyküsüyle yakaza halindeki bir kahramanın iç dünyasındaki yolculukları, Erdoğan Tokmakçıoğlu Çanakkale öyküsüyle gramofondan yükselen türkülerin, ezgilerin, ağıtların kapılarını araladığı mazide Çanakkale Savaşı’ndan manzaraları resmediyor. Bu sayının diğer öyküsü de Murat Soyak’ın Yağmur’u…

Bu sayıya, Ali Sali, antik Yunan’dan ve Mekke panayırlarından yola çıkarak şiirin güncel birtakım meselelerine dikkat çeken Şiir Şölenleri denemesiyle, Hamza Zülfikar Kullanım Dışında Kalmış Türkçe Fiiller, Mehmet Kahraman Türk Edebiyatında Bütünü Görmek, Sadettin Özçelik Kan Turalı’nın kolça kopuzu Nasıl alça/elçe kopuz Oldu, Nail Tan Sözcüklere Girmemiş Bir Deyim Çeşitlemesi… yazılarıyla, Tuncer Gülensoy ve İbrahim Demirci eleştirileriyle katkıda bulunuyor.
Özel Bölümde Mehmet Narlı, Mehmet Aycı, Bâki Asiltürk, Ali K. Metin, Beyhan Kanter, Ertan Örgen, Serhat Demirel, İsmail Karakurt Mekân-Hafıza-Edebiyat konulu yazılarıyla okuyucuya farklı pencerelerden sesleniyor.Kitaplık bölümünde Ömer Doğru, Betül Özbay ve Naci Akıncı, Gündeme dair yazılarıyla Ayşe Altıntaş, Yusuf Dinç ve Kerem Aydıner yer alıyor.Edebiyat söyleşilerinin bu ayki konuğu deneme, öykü ve romanlarıyla Türk edebiyatının önemli yazarlarından İbrahim Yıldırım. Yazarın son romanı Madam Samatya ekseninde diğer romanlarına ve yazarlık serüvenine, yazış biçimine kadar birçok ayrıntının yer aldığı bu kapsamlı ve özgün söyleşi Mehmet Öztunç’un sorularıyla hayat buluyor. İyi okumalar…

Edep, 49

Derginin tek şiiri ‘Anılar Irmağı’nda ‘kalk size gidelim’ diyor, Arif Ay.

“Lirik Çıngılar”da Eyüp Önder, kısa öyküsü ‘Simit’le insan sıcaklığında buluşturuyor okurlarını.

Zeynep okur “Altı çizili Satırlar”da Yahya Düzenli’nin yerel seçimlere az bir zamanın kaldığı şu günlerde, üstad Necip Fazıl’ın 1946’da yazdığı “Otel ve Belediye Resi” yazısına da atıflar yapan önemli yazısına yer veriyor.

Arif Ay’ın “Gün Dökümleri”nin ara başlıkları: “İstanbul ve Hayat”, “Hayat ve Ben ve Kelimeler” ve “Tablet”.

“Edep’e Gelenler” de Elif İnceli Küçükçemece Belediyesi’nin Sezai Karakoç’un 80. Yaşına armağan olarak yayımladığı “Sezai Karakoç’u Anlamak” kitabını tanıtıyor.

Arif Ay, “İhsan Deniz’in Şiiri”, Mehmet Eliusta “Pakdil’in Şehirleri”, “Halis Emre”Necip Fazıl’ın Bitmeyen Savaşı”yazılarını bu sayıda da sürdüyorlar.

“Güldeste”de Seyranî, Şeyhî ve Cahit Zarifoğlu yer alıyor.

“Rivayet Ola ki”de Ebubekir Kurban’dan.

Mahalle Mektebi

16. sayısı ile okurlarının karşısına çıkan Mahalle Mektebi, edebiyatta merkez ve taşra algısının değiştiği, sorgulandığı günümüzde, tartışmalardan uzak kalarak, nitelikli edebiyat üretmek ve edebiyatın hayat ile temasını koparmamak gayretinde. Derin bir dergicilik kültürü ile tanıdığımız Konya’dan “Merhaba” diyor.
Edebiyat dergilerinin hatıralar dünyası Dergi Büroları’nı dosya konusu yapan dergi, bu dünyanın bir atlasını hazırlıyor. 
Şiir;
“Yine tellere takılıyor uçuşan yüreklerimiz / Kanamak için bahane mi gerek?” mısralarını ve Naci El Ali çizimlerini hatırlatan kapak fotoğrafı ile açılan derginin ilk şiiri Murat Özel’e ait. "Hafif Yaralama" başlığını taşıyan şiir başlığına muhalif hareket ederek, atladığımız birçok gerçekliği yaralarımızı da tazeleyerek gösterirken bizi iç sayfalara uğurluyor.
Nergihan Yeşilyurt’un “Romantizmin İcadı” bizi ikinci şiir olarak karşılarken, üçüncü şiirde bizi bir sürpriz bekliyor: Bir yıla yakın zamandır şiir yayımlamayan Şeyma Aydın’ın “Başka” isimli şiirini okuyoruz. Ertuğrul Rast ise tek kelimelik mısralardan oluşan “Bir İnsan Niye Kanar Sorusuna Aranılan Cevaptır” şiiri ile bu sayıdaki yerini alıyor.
Sonraki sayfalarda bizi Burhan Sakallı, Rıdvan Ünal, Dursun Göksu, Melih Tuğtağ, Özgür İren Bayram, A. Çağrı Bayındırlı, Rengin Hazal, Merve Keskin karşılıyor. Aleyda Jeneska’nın ve Ömer Onaylı’nın ilk şiirlerini de dikkate değer buluyoruz.
Şiir çevirileri de ilgiyle takip edilen dergi bu sayıda, Muhammed El-Mâğut’un “Hainlik Projesi” şiiri ile John Montague’nin “Âdem Elması” isimli şiirini edebiyatımıza kazandırıyor.Öykü;
Mektebin 16. sayısında biri çeviri olmak üzere toplam on bir öykü bulunuyor. Her sayısında gençlere özel önem veren dergi bu sayısında, ilk kez öyküsü yayımlanan Ebuzer Şamil’in,  “Soyutlaşan Somutluk” öyküsünü okurla buluşturuyor.
Derginin öykü sayfaları Mehmet Kahraman’ın “Unutulmayanlar” isimli öyküsüyle açılıyor. Uzun öyküler ile tanıdığımız Kahraman bu sayıda okuyucusunu şaşırtarak küçürek bir öykü yazıyor. 
Numan Altuğ Öksüz “Şeref Madalyası”yla derginin ikinci öyküsünü yazıyor. Öykü zor zamanlar olan doksanların son yıllarında bir Milli Eğitim Müdürünün görevden alınmasını konu ediyor. 
Ali Güney’i bu sayıda iki öykü ile görüyoruz. Dergi Büroları başlıklı dosyada “Bizim Öykümüz” ismiyle ve dergi kadrosuna ithafen yazdığı öyküsü; dergi bürolarındaki edebiyat sohbetlerinden, hayatın içine, hayatın içinden edebiyat ütopyasına koşarken, sanatçının ikilemini de incelikli üslûbuyla yansıtıyor. Öyküler bölümünde yer alan “Rüya Penceresi”nde bir şair adayının rüyasını konu ediyor. 
Bu sayının diğer öykücüleri ve öyküleri ise şöyle; Hüzeyme Yeşim Koçak “Martin Lings’in Kedisi”, Orhan Onuk “Lavanta Kokusu “, Meral Afacan Bayrak “Kadife Ses”, İlker Aslan “Sis”, Hacer Özdemir “İki Öykü”, Mustafa Alperen Mercan “Düğme Düğme Uykusuzluk” ve çeviri eser olarak Hişam Mutavi “Döngü”.
Söyleşi;
Dergide iki söyleşi bulunuyor. İlk söyleşiyi Ertuğrul Rast “Şiirden Poetikaya” başlığı altında Hakan Şarkdemir ile gerçekleştiriyor. Şarkdemir şöyle diyor: “Bir şairin kaderi, gerçek anlamda bir şairin kaderi, milletinin kaderiyle çakışıktır diye düşünebiliriz. En azından klâsik ve modern şair için bunu söyleyebiliriz.” 
İkinci söyleşi Mahalle Mektebi’nin hayatla temasının da bir kanıtı. Üç yıldır zulüm altında bulunan Suriye’den bir genç ile gerçekleştiriliyor. Muhammet İkbal Şenol’un söyleştiği Ubada Yusuf, Suriye gerçeğine tüm çıplaklığı ile dokunuyor. 
Dosya
Dergi nedir sorusundan başlayıp genişleyen dosyada dergi bürolarının; edebiyatın ve sanatkârlığın hakkını vermek adına birer mektep olma özelliğinden, söz ustaları ile bir arada olmanın verdiği neşeye, çokluk izbe pasajlarda güçlük ile açılan dergi bürolarının şehrin havasına ve gönüllere kattığı incelikten, edebiyat dünyasının kurucu çevreleri olması işlevine kadar birçok konu ele alınıyor.
Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim, Hece, İpek Dili, Edebiyat Ortamı, Aşiyan, Hasret ve Divan gibi dergilerin büroları çeşitli yönleriyle ele alınıyor.
Kitap / Deneme / Sinema /Tiyatro;
Abdullah Kasay bu sayıda külliyat hacminde eserleri ile yaşayan kıymetli yazarlarımızdan Rasim Özdenören’in tabelaların yönlendirdiği günümüz insanı için yazılmış olan “Kent İlişkileri” kitabını ele alıyor. 
Gökçe Özder ise “İçeriğin Estetikle İmtihanı” başlığını kullanırken, sayının söyleşi konuğu Hakan Şarkdemir’in Modern Epik Üzerine yazılarından oluşan Kahramanın Dönüşü isimli kitabını yazıyor.
İbrahim Alan, Ziya Paşa’nın “Dolaştım Mülk-i İslam’ı Bütün Viraneler Gördüm” mısrasını başlık olarak kullanıyor ve kendini yıkan Mısır gerçeğinden İslam dünyasına bakıyor.
Muammer Ulutürk “On Yıl Arası Takvimden Notlar”ından bugün henüz kırkına ulaşmış olan neslin de ortak notlarını yazıyor. Betül Ok “Şair Yabancılığı”, Emre Tan ise “Cenin” isimli denemesi ile okurla buluşuyor. Tayyip Atmaca “Demek Gidiyorsun Reis”, Ayşe Köroğlu “Dünyam / Boşluk”, Rukiye Yürüç “Zilletten Visâle Satranç”, Atilla Yaramış “Nur Üstüne Nur” sayının diğer denemeleri.
Sinema yazılarında Fatih Dere 1953 yapımı, yönetmenliğini Yosujiro Ozu’nun yaptığı “Tokyo Hikâyesi”ni yazıyor. Japon sinemasının Akira Kurosawa ile beraber en büyük iki yönetmeninden biri olan Ozu’nun ismiyle müsemma filmini tüm yönleriyle ele alınıyor. 
Yusuf Dinç “Kenan’da yok ışık; cimri ve antigone” başlıklı yazısıyla bu sayının tiyatro bölümünde yer alıyor. Nergihan Yeşilyurt ise “İnsan Düğmesi” köşesinde üçüncü kez edebiyat dünyasından haberleri yazıyor. 
Son olarak bu sayıda ilk kez “Hayat Edebiyat” başlığı ile derginin çeşitli faaliyetleri hakkında haberler aktarılıyor.

Her yaştan çocuklara edebiyat dergisi Beyaz Bulut

Her yaştan çocuklara edebiyat dergisi BeyazBulut’un 3. sayısı çıktı. Derginin Mart-Nisan sayısında yine şiir, deneme, masal ve öykü türünde ürünler, birbirinden renkli özgün çizimlerle birlikte sunulmuş. Bu sayının şairleri Bülent Ata, Beyza Nur Demirci ve Mustafa Baki Efe. Deneme türünde ise Vural Kaya ve Mustafa Ökkeş Evren'i görüyoruz. Zekiye Çoban, Fatma Çağdaş Börekci, Sümeyra Turanalp, Ümit Yaşar Özkan ve Musa Mert bu sayının öykü ve masallarını kaleme almışlar. Ayrıca Muhammed Rıza Şems imzalı Farsça'dan çeviri bir masal da BeyazBulut sayfalarına misafir oluyor. 3. sayının söyleşisi ise Sadık Yalsızuçanlar ile gerçekleştirilmiş. Yalsızuçanlar, okuyucuları çocukluk yıllarına ve hayallerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Derginin kendine has karakterlerinden biri olan Merakettin Amca, çocukların bitmek tükenmek bilmeyen sorularına bilgece cevap verirken iki farklı pencereden hayata bakan Kaktüs ile Kadife’nin sayfası hayata dair ince dokundurmalarla dolu. Simo’nun Kuş Günlüğü’nde, okuma yazma bilen bir kuşun serüvenlerini okurken, Düşünüyorum da bölümünde bir çocuğun hayal dünyasına yolculuk ediyoruz. Dergideki kitap tanıtımlarını Morkabak Kitabevi’nin Kedisi Hurşit yapıyor, aynı zamanda sahibi Safi ile sevimli kitabevlerinde yaşadıklarından da bahsediyor. Zeynep Şahin imzalı Duyduk Duymadık köşesi, çocukların sorunlarını eğlenceli haberlerle masaya yatırıyor. Çocuklar için derlenen kültür- sanat dünyasından haberler Rabia Gülcan Kardaş’ın kalemiyle okuyucuya ulaşıyor.  Beyza Demirci’nin hazırladığı Çıtır Pıtırbölümü de dil duyarlılığı etrafında esprili ve şiirsel metinler sunuyor.
BeyazBulut, nitelikli edebiyatın çocuk yüzünü resmederken her yaştan çocukları keyifli bir okuma serüvenine davet ediyor.

"Ayna İnsan" edebiyat, sanat

Ayna İnsan 10. sayısıyla okurla buluşuyor. Derginin 10.sayısında Aykut Ertuğrul, Kubilay Bürgan, Nijat Aliyev, Esat Selışık, Semiha Kavak, İmdat Akkoyun, Metin Dikeç inceleme ve denemeleriyle katkıda bulundular. 10. sayının şairleri Ömer Turan, Ayten Çolakoğlu, Sıdık Bakır, Reşide Sarıkavak, Ahmet Arık, Sermin Ergöl, Mehmet Türkmen, Esat Selışık Metin Dikeç, Kubilay Bürgan, Selma Özeşer, İzzet Altun, Hasan Özlen, Şevket Önder, Erdi Demir, Tahsin Tunca.

Ayna İnsan, İz Bırakan Şairler bölümünde Ahmet Erhan'ı andı.


11. sayıda buluşmak dileğiyle… 
Ayna İnsan Dergisinin temin edilebileceği kitabevleri: Ankara Kurtuba Kitabevi, Turhan Kitabevi, İzmir Alsancak Yakin Kitabevi, İnsan Yayınları-Musap Kuşçuoğlu, Gençlik Kitabevi Meram/Konya, Asa Kitabevi Osmangazi/Bursa, Deniz Kültür Merkezi Deniz Kitabevi Samsun,  Fidan Kitabevi Malatya, Itır Akademi Üniversite Kitabevi Erzurum, Aralık Kitap Cafe Sivas, Keyif Sanat Kahvesi Uşak, İnsancıl Sahaf Eskişehir, M-Store Kitabevi Giresun, Trabzon Sanat Evi Trabzon.

İletişim:
aynaveinsann@gmail.com

2014-03-06

BİRNOKTA'nın 146. sayısı okurlarıyla buluşuyor


HER SAYI "BİRNOKTA" DAHA İLERİ

BİRNOKTA 14 yaşında. Ayın ondördü gibi dolun ve yolunda !

Birnokta'nın 146. sayısı, yenilenen yüzü ile okurlarıyla buluşuyor.

2014 Mart Sayısında 19 şairden 19 şiir var...

Süreyya Berfe, darası alınmış saf şiirleriyle başlatıyor şiir geçidini; "15-16 Şubat 2014" başlığındaki şiirlerinden birinde, "Ah Dolunay / gizli ebedî sevgilim /Vazgeçme /peşim senin" diyor. Ve hemen peşinden Birnokta'da görmeyi özlediğimiz isimlerden Metin Tavukçuoğlu, "Gök Oyası" adlı şiiriyle geliyor.

Adem Kandemir "Sûzinâk", Berat Bıyıklı "Üç Parça Şiir", Suavi Kemal Yazgıç "Abdala Övgü", Tayyib Atmaca "Reis", Ulaş Konuk "Mohisko", Müştehir Karakaya "Kuğuların Şarkısı", Cahit Bahadır "Yolun Yalnızlığı", Mustafa Özçelik "Musa", Çıkar Nurettin Durman "Hakikat Elbet", Sıddık Ertaş "Rögar", Kemal Can Açık "İkindisi Kumral", Hatice Ermiş "Yağmur", Tuncay Günaydın "Sağlık Durumu", Resul Tamgüç "Kaba Taş", Fatih Kınalı "Kaygıboğan Portakal", İbrahim Eryiğit "Esmaül Hüsna / El-Mü’min" ve Mürsel Sönmez "Sesin Evim" şiiriyle geçidi tamamlıyor. Fatih Türkyılmaz- Mahmut Feyzi çevirisiyle, Hâfız'ın gazellerinden biri de yer alıyor dergide.

Tahsin Yılmaz'ın kaleme aldığı "Siyaset Edebiyatı" başlıklı yazı, bu sayıda yer alan tek Deneme.

Derginin Genç kalemlerinden Furkan Balta "Ayakkabı" hikâyesiyle intak sanatına başka bir pencere açarken, Birnokta'da başladığı hikâye yolculuğu, uzun soluklu olacağa benzeyen Ayşegül Ergül "Mevsim Normalleri" isimli hikayesiyle mart sayısında ses veren isimlerden. Mesut Doğan "Koşu" isimli hikayesinde bir başka ayakkabı serüveni anlatırken, Aliye Akan "Allah Sizi İnandırsın" hikayesinde "Çekildi ipiniz, dilinizde kimi sözcükler kalsa da bitti işiniz. Allah sizi inandırsın!" diye nida ediyor.

Her biri birer manifesto niteliğinde olan, derginin bu sayıdaki sunuş yazısı, şöyle son buluyor; "Küresel LEŞ, ÜZERİMİZE ÇULLANDI. Biz de altta kalan insanlığın belki de son çığlıklarıyız."

Dergiyle ilgili diğer gelişmeler ve detaylar @ist_birnokta adlı twitter adresinden takip edilebilir.

İrtibat: 0216 557 82 87

2014-02-21

Vuslat Dergisi

Vuslat Dergisi Şubat sayısında Halkın Din Anlayışını mercek altına alıyor. 

Bulunduğumuz coğrafyada Din konusunda karşılaştığımız en büyük engel, Dine karşı Din engeledir. İşte Vuslat, halkın Din konusunda uyanmasına vesile olmak ve ayrıca Sahih İslâm’a giden yolun adresini okuyucularına, takipçilerine, toplumuna göstermek noktasında böyle bir çalışmayı gündeme getiriyor. 
İslâm, hayatın her alanına müdahale eden bir Din’dir.  Doğru yaşamın adresi, İslâm’ı sahih kaynaklardan öğrenmekten geçer.  Hz. Peygamber (s.a.s.), bize bu noktada çok büyük bir miras bıraktı. Neydi Rasulullah (s.a.s.)’in bıraktığı miras? Elbette herkesin bildiği gibi, şanlı Peygamber’in bıraktığı miras, Kur’ân ve Sünnet idi. Efendimiz, “Bu iki şeye sarıldığınız müddetçe asla sapmayacaksınız” diye buyurdu.
Bu bırakılan önemli mirasa rağmen müslümanlar, Kur’ân ve Sünnet uzaklaştılar, uzaklaştırıldılar. Osmanlı’nın yıkılışıyla birlikte, cumhuriyetin kurulmasıyla, Türkiye’de halk, hızlı bir şekilde Dinî değerlerine yabancılaştırıldı. Halka, İslâm’ın insanları geriye götürdüğünü, ileriye dönük modern bir hayatın var olabilmesi için Batı’nın değerleri birebir uygulanması gerektiğine inandırılmaya çalışıldı… Bu çalışmalarını hayata geçirmek için, önce gerçek İslâm âlimleri susturuldu. İslâm âlimlerinin kimisi şehid edildi, kimisi sürgün edildi, kimisi ise vatan haini ilan edildi. Sonra hızlı bir şekilde devreye sözde âlimler sokuldu… Bu gayr-i İslâmî düzene uyumlu sözde âlimler, halka sahih İslâm inancını anlatmak yerine, yeni kurulan cumhuriyetin ne kadar kutsal olduğunu ve bu yeni yönetime itiat edilmesi gerektiğini empoze ettiler. Bu konuda, büyük ölçüde başarılı oldular. Ülke’nin ekonomik seviyesi yükseldikçe halk, İslâmi olmayan bir rejimi sorgulamayı unuttu. Ve İslâm ile halkın arasına başka şeyler girdi. 
Cumhuriyetin kurulmasıyla günümüze kadar gelen, halkı İslâm’a yabancılaştırma faaliyetleri halen sıcaklığını korumaktadır.  Halk, İslâm’ı sadece namaz, oruç zekât gibi ibadetlerden ibaret görmektedir. İslâm hakkında bilmediği bir konuyu, Kur’an ve Sünnet’e götürmeyi düşünmüyor. İslâm’ın hayatın her alanına müdahale ettiğinden habersiz… İslâm’ın bir yaşam biçimi olduğundan habersiz… Aile içerisinde Din sadece 32 farzdan ibaret… Hattâ bazı aileler, çocuklarını cami imamlarına teslim ederek, “eti senin kemiği benim” diyerek çocuklarına sahih İslâm’ı öğrettiklerini zan etmektedirler. Ve halkın inancına sokulan hurafler, bidatler! Halk, maalesef Din’de olmayan birçok şeyi Din’de varmış gibi kabul etmekte. İşte, Vuslat Dergisi olarak Şubat sayımızda, bu önemli dosya konusu tartışmaya açıyoruz.
Muhammed İslâmloğlu, “Bir Din Ki, İslâm Değil!” başlıklı makalesinde, Cahiliyye düzenlerinde halk cehâlet içinde bırakılmış, kendilerine İslâm'ın gerçeği anlatılmamış ve gerçek İslâm'ı öğrenmesinler diye bütün yollar kapatılmıştır tespitinde bulunuyor.
Prof. Dr. Ali Çelik, “Halkın Din Anlayışının Kaynakları” isimli yazısında, bugün halkımızın, Dinî konularda bir takım yanlış bilgilere sahip olduklarını, bunun nedenin ise halkın yanlış kaynaklardan beslendiğine dikkat çekiyor. 
Ahmed Kalkan, “Halkın Zikir Anlayışı” yazısında zikir, sadece dille, alışkanlık kabilinden, tören havasıyla edâ edildiğinde gerçek anlamda zikir olarak kabul edilemez diyor. 
Halil Kara, “İslâm’ın Hayata Müdahalesi” isimli çalışmasında, İslâm’ın sadece inanç biçimi, bir takım ibadetlerden ve ahlâkî kurallardan ibaret olmadığını hatırlatıyor. 
Hüseyin Kerim Ece, “Halkın Kur’ân Anlayışı” isimli araştırma yazısında, halkın Kur’ân’ı bir rehber olarak değil de, Kur’ân’ı sadece bir sevaplar kitabı olarak algıladığını dile getiriyor. 

Detaylı bilgi için: 
0216 612 78 22  web: www.vuslatdergisi.com 

2014-02-17

Dil ve Edebiyat dergisinde...

2013 Şiir Yıllığı ile beraber Dil ve Edebiyat dergisinin Şubat sayısı çıktı.

Dil ve Edebiyat dergisi, 62’inci [Şubat] sayısına 17 Aralık’ta başlayan sürecin arka plandaki entelektüel kökenlerini irdeleyen Kaynaklardan Mahrum Akıl başlıklı yazısıyla başlıyor. Dil ve Edebiyat imzalı yazı; bir yönüyle güncel sosyo-politik konuları ele almakla beraber akıl-akletme gibi kavramaları hatırlatarak medeniyetler arası farklılıklara da dikkat çekerek sorunun kaynağına inmeyi deniyor.

İnsanı gerçeğin bilgisinden uzaklaştıran teslimiyetçi inanış biçimlerinin, -özelde Mesihçi dünya algısının- güncel sorunlar üzerindeki etkisinin değerlendirildiği metinde, bu inanış biçimlerinin gerek İslam tarihi gerek Batı medeniyetindeki izdüşümlerine değiniliyor. Yazıda; “Farklı kaynakların uzlaşmazlıklara sebep olan etkisi araştırılırken soruna önce kaynak sorununu çözmekle başlamak gerekiyor. İkincil ve ardıl kaynaklardan birine kapılandıktan sonra insanımızın ana kaynağa ne kadar yabancılaştığı bilinen bir gerçek.” tespiti yapıldıktan sonra, devamında şu ifadelere yer veriliyor: “Mesih’i bir restorasyon aracı olarak gören, onu geçmişin bozulan muhtevasını ıslah edecek ve bu yolla geleceği inşa edecek bir nosyon sahibi olarak yorumlayan bütün dinî cemaatler, geçmiş ve gelecek tahayyülünü mecburen Mesiyanizm ile sınırlandırmışlardır.” Yazıda, insanın düşünmesi, akletmesi, akıl nimetini geliştirip beslemesi gerektiğini söyleyen vahiy bilgisiyle çelişen teslimiyetçi inanış biçimleri eleştiriliyor.

Dil ve Edebiyat dergisinin bir diğer önemli başlığı Cahit Zarifoğlu dosyası… Zarifoğlu hakkında iki yetkin isim yazıyor: Mehmet Atilla Maraş ve Hüseyin Yorulmaz. Maraş, Şiiri Tüllerle Örtülü Şair: A. Cahit Zarifoğlu başlıklı yazısında “Cumhuriyet dönemi şiirimizin 1960 kuşağı içindeki en güçlü ve özgün şairi” dediği Zarifoğlu’nu anlamaya yardımcı olacak tespit ve hatıralarını paylaşıyor.
Hüseyin Yorulmaz ise uzun zamandır çalıştığı ve yakında yayımlanacak Necip Fazıl kitabından Üstad ile Zarifoğlu arasındaki ilişkiyi aydınlatan tadımlık parçalar sunuyor. Üstad Necip Fazıl ile ilişkisi bağlamında Zarifoğlu portresinin daha da belirginleştiğini söylemek mümkün.

Dil ve Edebiyat’ın Şubat sayısında yer alan Mevlâna İdris söyleşisi ise çocuk edebiyatı, çocukluk ve Mevlâna İdris’in dünyasına ışık tutuyor. Söyleşi başlığına da taşınan ve çocukları Dünyanın Kaçak Yolcuları olarak tanımlayan ifadelerinde İdris, kendini çocukluğun hususi dünyasına davet etmeyi sürdürdüğünü belirtiyor. Mevlâna İdris, çocukluk evreninde sürdürdüğü yolculuğun yazar olarak kendini yeni yöntemlere, teknik arayışlarına ittiğini de yine cevaplarında haber veriyor.


2014-02-16

Edep, 48

EDEP’İN  ŞUBAT SAYISI ÇIKTI.

Ali Cenk “Kapı Yetmez,  Sur Da Yaptır” başlıklı yazısında, Ankara’nın girişlerine kapı yaptıran İ. Melih Gökçek’i eleştiriyor.

Ziya Işıklı, Allah’ın ‘Esmaül Hüsna’sından biri olan ‘Malik’il Mülk’ isminden hareketle müslümanların mal-mülk konusundaki zaafları üzerinde duruyor.

Arif Ay’ın ‘Gün Dökümleri’nin ara başlıkları: İlan, Taşra, Zulüm, Kandiller, Sancaktar ve Menderes.

Arif Ay ayrıca İhsan Deniz’in şiirini bu sayıda da irdelemeyi sürdürüyor.

Elif İnceli ‘Edep’e Gelenler’de  Mücahit Koca’nın  “Bir Mistik Dağcılık Hikayesi” ve”Şairler Silsilesi” adlı kitaplarını tanıtıyor.

Mehmet Eliusta’nın “Pakdil’in Şehirleri: Yeryüzü” ve Halis Emre’nin “Necip Fazıl’ın Bitmeyen Savaşı” yazıları bu sayıda da yer alıyor.

Azerbaycan’dan Telman Bayramoğlu’nun “Altın Diş” adlı kısa öyküsü ve yine Bakü’den Nicat Haşimzade’nin şiiri, Rogan Wolf’dan haiku, Paul Valery’den ‘Büyülü Satırlar’ bu sayının sürprizleri.

‘Güldeste’nin şairleri: Cihangir (18. yy), Küçük Çelebizade Asım Efendi (18. yy), Ahmet Oktay (1933).

2014-02-11

"Elif" çocuk ve edebiyat dergisi


Tekirdağ İmam Hatip Ortaokulu açılmasının ikinci yılında “Elif Çocuk ve Edebiyat Dergisi”  adıyla çıkardığı çocuk ve edebiyat dergisinin üçüncü sayısını yayımladı. Dönemlik okul dergisi olarak çıkan dergi, Tekirdağ İmam Hatip Ortaokulunun eğitim adına vakit kaybetmek istemediğinin bir göstergesi.

Dergiye motto olarak Hud Suresinin 112. ayet-i kerimesinde bildirilen “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayeti seçilmiş. Elif Çocuk ve Edebiyat Dergisi, ‘Elif’ harfinin remzettiği anlam olarak “doğruluk” vurgusu ile tasarlanmış bir logoyla çıkıyor okurunun karşısına.

Gökhan Serter’in editörlüğünde çıkarılan dergi; ilk sayısında; “Ve ‘elif’ diyoruz. Tıpkı alfabeye başlarken dediğimiz gibi. Mushafı açınca ilk rastladığımız harf ile başlıyoruz. Hamd ederken dilimize sürdüğümüz ilk harf ile…” cümleleriyle açmıştı kapağını. “İmam Hatip Ortaokulları yeni bir başlangıçla 2012’de eğitim-öğretim alanında koşturmaya başladı yeniden.  Bizler de Tekirdağ İmam Hatip Ortaokulu olarak bu koşturmanın bir meyvesi olsun istedik. Öğrencilerimizin çocuk yaşlarını bahane edip yapamazsınız, edemezsiniz diyerek onların kalplerindekini saklasınlar istemedik. Çocuklar şimdi bu çağlarında kalplerinin saflığıyla konuşacak olursa her geçen gün kirlenen dünyamıza bir renk, ışık gelir diye inanıyoruz. Ümidimiz odur; yazan-çizen elleri, düşünen zihinleri, duyan kalpleri pas tutmaz, kirlenmez ‘elif’ deyince” düşüncesiyle çıkarılan dergi, özellikle çocuk yazar ve şairlerin saklı yetenekler olarak onlara alan açılması gerektiğini anlatıyor.

Yeni sayıda; Elif’in öğrenme eylemini çağrıştırdığı kadar ülfeti, sevgiyi, kardeşliği hatırlatan yazılar ve şiirler yer alıyor. Takdim yazısında Okul Müdürü Abdullah ŞENOL Tekirdağ İmam Hatip Ortaokulu’nun vizyonu ile ilgili bilgiler veriyor. Türkçe Öğretmeni Hülya ÇANKAYA “Başarıya İnanmak” başlıklı yazısıyla başarı için inanç ve kararlılığın önemini hatırlatıyor. “Her İnsan Bir Umut” başlıklı yazısıyla İngilizce Öğretmeni Ayten YADİGAR, yaşanılan bütün olumsuzluklarda çıkış yolu olarak bizzat insanı işaret ediyor. Fen ve Teknoloji Öğretmeni İlker USLU, 2014 yılında gerçekleşecek olan gök olaylarını sıralıyor. Türkçe Öğretmeni Ümmet AKTEN, “İmam Hatiplim” başlıklı şiiriyle buluşturuyor öğrencilerini.  Zaman kavramı üzerine düşünmeye çağıran Arapça Öğretmeni Gökhan SERTER ise “Buz Satan Adam”ı yazdı. Bu sayının öğrenciler ve veliler açısından ilgi göreceğini ve mutlaka yararlanacakları bir yazı olarak “Eyvah! Çocuğum Ergenlik Döneminde” başlıklı yazı Rehber Öğretmeni Rıdvan TUFAN imzasını taşıyor.

Her sayıda bir söyleşi yayımlayan derginin bu sayıdaki söyleşi konuğu ise Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yrd. Sayın Osman KARA.

Oldukça fazla edebiyat türüne yer vererek üçüncü sayısına ulaşmış olan “Elif Çocuk ve Edebiyat Dergisi”nin alışılmış okul dergisi formatından uzak tasarımı ve okulun bizzat fiziki tanıtımıyla boğmadan sadece söz’e ve yazı’ya yer veren içeriğiyle beğeniyi hak ediyor.

Her dönem sonunda öğrencilerine karneleriyle birlikte tatil öncesinde ücretsiz olarak dağıtılan dergiye verilen emek için Tekirdağ İmam Hatip Ortaokulu öğretmen ve öğrencilerini kutluyoruz.



2014-02-07

BİR NOKTA edebiyat dergisinin 145. yürüyüşü

BİR NOKTA edebiyat dergisinin 145. sayısı çıktı. Güzel yürüyüş devam ediyor.


BUNCA KALEM, SONSUZCA UMUT..
BİRNOKTA Edebiyat Dergisi, nokta nokta umut büyütmeye devam ediyor.
145. BİRNOKTA'da bu ay hikâye çıkartması var.
Bayan hikâyecilerin imzasının çoğunlukta olduğu 2014 Şubat sayısında; (Kırık Aynalar)Selvigül Kandoğmuş Şahin, (Yitip Giden)Sevil Tepe, (Ay/Gün/Yıl-Saat:Dakika)Ayşegül Ergül ve (Durup Dururken Akşam)Aliye Akan'ın hikâyeleri yanında, Tuncay Günaydın(Perdeli Yaşam) ve Müştehir Karakaya'nın(Sokak Nasıl “Sukak” Oldu?) hikâyeleriyle, 6 taze hikâye okurlarla buluşuyor.
Ve elbette şiirler... Usta şairler ve genç kalemler yine bir arada, BİRNOKTA'da.
Usta Şair Cahit Koytak'ın Terzi Çırağı isimli şiiriyle başlıyor dergi. Şiir geçidi, bir başka usta şairin, Mustafa Özçelik'in Rüya isimli şiiriyle devam ediyor. Gür sesli şiirlerin şairi Cumali Ünaldı Hasannebioğlu'nun bir ölüm güzellemesi olan Bir Mevsim Şarkısı / Güzel Hayat şiirini, Özcan Ünlü'nün akışını sürdüren nehir şiiri Ben Meseli-15 izliyor. Şiiriyle ve nesriyle kendine özgü bir ses oluşturan Hüseyin Akın da Şiir Hakkı şiiriyle, Birnokta'nın bu sayıdaki korosunda yerini alıyor. Abdurrahman Adıyan - Kırmızı Yağmur, Sıddık Ertaş - Gel, Kadir Sarıkaya - Birinci Maddenin İkinci Fıkrasının Teferruatlı İzahı, Berat Bıyıklı - Merkezkaç, Fatih Kınalı - Bekârlamalar, İbrahim Eryiğit - Es-Selâm, Kavoos Hassanli'den yaptıkları çeviriyle Mahmut Feyzi ve Fatih Türkyılmaz da eserleriyle koroya ses veren diğer kıymetli isimler.
Altı hikâye ve oniki şiirle beraber, E. Fatma Açıkgöz "Safran Çiçeği(m)" adlı deneme yazısıyla, Mehmet Kurtoğlu ise yine bir Shakspeare oyunu incelemesi olan Kral ve Piç (Kral John’un Yaşamı ve Ölümü) ile yer alıyor Birnokta'nın Şubat sayısında.
Peki, ne mi yapıyoruz bunca kalemi ve umudu arkamıza alarak? Şunu: Türkçe dediğimiz bu duru su dille insan hallerini; acıyı, sevinci, umudu, hüznü, hakikat çilesini, dünyayı ve hayatı sonsuzluk için bir prova alanı olarak görebilmeyi ve bu doğrultuda “evrensel insan siyasası"nı düşlemeyi, insan için “mümkün mertebe”yi görmeyi, gösterebilmeyi gerçekleştirmeye çabalıyoruz.
BİR NOKTA İÇİNDEKİLER
Terzi Çırağı / Cahit Koytak
Perdeli Yaşam  / Tuncay Günaydın
Durup Dururken Akşam  / Aliye Akan
Yitip Giden / Sevil Tepe
Rüya / Mustafa Özçelik
Bir Mevsim Şarkısı / Güzel Hayat / Cumali Ünaldı Hasannebioğlu
Ben Meseli - 15 / Özcan Ünlü
Şiir Hakkı / Hüseyin Akın
Kırmızı Yağmur / Abdurrahman Adıyan
Gel / Sıddık Ertaş
Birinci Maddenin İkinci Fıkrasının Teferruatlı İzahı / Kadir Sarıkaya
Merkezkaç / Berat Bıyıklı
Ay/Gün/Yıl - Saat:Dakika / Ayşegül Ergül
Kırık Aynalar / Selvigül Kandoğmuş Şahin
Bekarlamalar / Fatih Kınalı
Senin Gölgen / Kavoos Hassanli
Sokak Nasıl “Sukak” Oldu? / Müştehir Karakaya
Kral ve Piç
(Kral John’un Yaşamı ve Ölümü) / Mehmet Kurtoğlu
Safran Çiçeği(m) / E. Fatma Açıkgöz
Esmaül Hüsna / Es-Selâm / İbrahim Eryiğit 

BİR NOKTA edebiyat dergisi iletişim:
0216 552 82 87
istanbulbirnokta@hotmail.com
birnoktadergisi@gmail.com

"Ay Vakti" düşünce, kültür ve edebiyat


Ay Vakti dergisi 148. sayısıyla yürüyüşünü sürdürüyor. Derginin bu sayısı edebiyatımızın her türünden seçilmiş eserlerle kışın ortasında bir bahar çiçeği gibi duruyor.  Derginin giriş kısmında uhuvvet vurgusu öne çıkıyor. Gündeme dair sağduyulu bir yaklaşım sergilenerek meselelere ölçülü bir bakış açısı getiriliyor.  Dr.Nizomiddin Murodi’nin “Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî ve Klasik Uygur Edebiyatı “isimli incelemesi ve Engin Elman’ın “Macid Macidi Sinemasında Su-Balık Metaforları” isimli sinema yazısı derginin öne çıkan yazıları.

Ay Vakti bu sayısında da siz değerli okuyucularına bir fikir ve edebiyat ziyafeti sunuyor.  Hayırlı okumalar…



İçindekiler:

PARADOKS-Şeref Akbaba-Deneme

BİRİ İKİ GÖRMEK –Semra Saraç-Deneme

PLATON’DAN PLOTİN’E SANAT-II-Necmettin Evci-İnceleme

RÜYANÂME  -Burhan Barak-Öykü

YIRTIK BİR RESMİN KALP ATIŞI-Mehmet Baş-Şiir

MEVLÂNÂ CELALEDDİN-İ RÛMÎ VEKLASİK UYGUR EDEBİYATI-Dr.Nizomiddin Murodi-İnceleme

KIŞIN HAKKI-Onur Akbaş-Deneme

OKUMAK, OKUMAK VE YAZMAK-İsmail Bingöl-Deneme

GÖRÜNTÜLER -Mustafa Ökkeş Evren-Öykü

FİRAK- Ayhan Sağmak-Deneme

UZUN BİR HÜZÜN- KAR YAĞMASA -Selami Şimşek-Şiir

Müjdat Er-Şiir

HİÇLİK-Semra Saraç –Öykü

BURSA’DA, ŞİMDİKİ ZAMANDA BAŞKA HİÇBİR ŞEY...Abdullah Şevki-Deneme

ACININ TASVİRİ-Adem Özbay-Şiir

KOCAMUSTÂPAŞA-Dilara Pınar Arıç-Deneme

MACİD MACİDİ SİNEMASINDA SU-BALIK METAFORLARI-Engin Elman-Sinema

KUYU –Fahri Ayhan-Öykü

BİR DİRİLİŞ SAVAŞÇISI SEZAİ KARAKOÇ-İlhan Aygül-Deneme

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?  Musa Özer-Deneme

EY AYNA-Nurşah Karaca-Öykü

PALYAÇO-AYIN-SAD-Rasim Demirtaş-Şiir

MAVİ BAVUL ORADA MI? - Samet Kara –Öykü

ŞİRÂZE’DEN ŞİRÂZE’YE SAKLI MEKTUPLAR 83.-Mektup

2014-02-04

"Yedi İklim" dergisinde...


Yedi İklim Şubat 2014 sayısında; “Yüce Devlet’in tasfiyesinden sonra İslâm toplumları hukukun, adaletin arkasındaki dayanağı da kaybettiler.” diyerek “İçimizde olanlardan çevremizde olanlara hemen her sorun bize, ilkelere, tarihe ve sosyolojiye dönme zorunluluğunu canımızı acıtarak haykırıyor.” tesbitiyle hukuka ve ilkelere karşı duyarlığa çağıran bir sunuş yazısıyla açıyor kapağını.
Hasan Aycın ve Raziye Yıldız her sayıda olduğu gibi çizgileriyle yerini alıyor Yedi İklim’de.
Usta şairlerin yanında genç şairlere de geniş ölçüde yer vererek mektep dergi vasfını sürdüren Yedi İklim’in şiir sayfalarında ise;Nurettin Durman / Yalvar Yakar Oldum, Seyfettin Ünlü / Telhis IV,Mehmet Özger / Hasar Tespit Raporu, Serdar Kacır / Paramparça,İbrahim Eyibilir / Teyzemin Radyosu, Suavi Kemal Yazgıç / Ah!,Mustafa Uçurum / Haberim Yokmuş Gibi Çek, Serkan Doğan / Güz Ezberleri – Hitabım, Ahmettahsin Erdoğan / Anlar,   Hatice Çay / Ölüme Sesleniş, Bilal Yavuz / Sonsuz Terapi, Mikâil Söylemez / Geceye Benzer Bir Şeydi Babam, Sümeyye Şeker / Beklemek Vezinleri, Mehmet Ertuğrul Evyapar / Henüz Ölmemişken, Enis Emre Yılmaz / Masal, Kadir Kaplan / Umudumdan da Vahim!, Feyza Hilâl Topçu / Sömürge – Sen Yetersin, N. Cihan Taşan / Yazgı, Berat Bıyıklı/ Vatanperver İçin Ağıt – İlya, Esra Köse / Şu, Raşit Ulaş Çetinkaya / Tsunami yer alıyor.
Deneme ve inceleme yazılarında ise öne çıkan yazılar; Ali Haydar Haksal’ın “Oğlumun Gözüyle Tolstoy’un Dünya Görüşünün Değişmesi”, Osman Koca’nın “Öykü ve Kritik”, Cevat Akkanat’ın “İkinci Yeni Şiirinde ‘Allah’: İlhan Berk Örneği-3”, Elmas Şahin’in “Leyla Erbil’in Kaleminde Kadının Varoluş Savaşı”, Semira Hilal Aktürk’ün “Mutlak Hakikat”, Hayrettin Durmuş’ün “Göğün Bıçkın Delikanlısı”,İbrahim Arpacı’nın “Edebiyat ve İslâm” ve Adnan Demirkol’un “Diriliş Diyalektiğine Tutulan Üç Işık I” başlıklı yazıları bulunuyor.
Öykü sayfalarında ise; Ali Haydar Haksal / Gibi Götürüldüm, Osman Koca / İlenyum, Duygu Küçüker / Kısa Film, Sümeyye Odabaş / De/Deme öyküleri yer alıyor.
Çeviri şiirde Veysel Akdoğan “Ebû Talib. b. Abdulmuttalib  Divanı”ndan çevirilerini sürdürürken Hatice Çay Ezra Pound’un “Sınır Muhafızının Matemi”, Serkan Doğan ise  Frank Oneinman’ın “Avare”  şiirlerini buluşturuyor okurla.
Yeni Okumalar – Değiniler bölümünde ise; Gökhan Serter’in Yedi İklim Yayınlarından çıkan “Bana Şahdamarımı Getir” adlı şiir kitabı üzerine Selvigül Kandoğmuş Şahin’in  kaleme aldığı yazı ile yine Yedi İklim Yayınlarından çıkan Serkan Doğan’ın “Süzülen” adlı kitabı üzerine Hatice Çay’ın kaleme aldığı değerlendirme yazısı yer alıyor.
Bu arada Yedi İklim’in 2013 yılında çıkardığı şiir kitaplarına pek yakında Serdar Kacır’ın “Uzak Ülkeme Doğru” adlı şiir kitabını da ekleyeceğini okurlara duyurmuş olalım.

İletişim:
0 216 352 49 77
0 533 310 88 83
www.yediiklimdergisi.com
yediiklim@yahoo.com

2014-01-29

"Akpınar" dergisi, Prof.Dr. Mehmet Kaplan özel sayısı


"Akpınar" kültür-sanat-edebiyat dergisinin 49. sayısı Prof.Dr. Mehmet Kaplan dosyasıyla çıktı.

Görüntü ve eldeki bilgilerle gerçek adına ortaya atılan kanaatler anlamına kullanılan tahmin, insanı yanıltmak gibi bir eksikliği bünyesinde barındırır. Tahkikte gerçeğin araştırılması ve soruşturulması vardır,  bir mesai harcayarak ulaşılmış veriler, tahminden daha çok itibar etmemiz gereken bir sonuçtur.
İnsanları tanımaya yönelik tahminlerimiz, bir de araştırarak vardığımız sonuçlar vardır. Bu bilgi, görgü ve insani vasıflar yönünden değerlendirmelerimize ışık tutacak bir metot geliştirmek,  oluşturmak nasıl mümkün olur?
Peşin kanaatlerimiz vardır, ona uyduğunu sandıklarımızı iyi, uymayanları kötü diyor bir anlamda damgalıyoruz. Bu sığ zihni yapı, daha doğru bir ifade ile kristalleşmiş zihin, bizi bazen ne denli yanlışlara götürür, ne denli sıkıntılara sokar bilir misiniz?
Adam milli değerlere önem veriyorsa muhakkak ırkçıdır, dini değerlere önem veriyorsa muhakkak gericidir, kökten dincidir, çalışanların hakkı, adil ücret gibi çalışma hayatı ile ilgili şeyler söylüyorsa muhakkak sosyalist veya komünist sanmak uzun yıllar toplumun içine düştüğü rahatsızlıklardan birisi idi.  Bilmem halen böyle düşünenler var mı?
İnsan öyle kolay anlaşılacak gibi değil, derinliği ve çok yönü olan bir varlık. Ona ne kadar yakın ve kolay ulaşılacak hedefler verirseniz, onun çalışmasını, azmini ve becerisini sınırlarsınız, ona yüksek bir ideal vermek ve onu bu yolda yüreklendirmek elbette üzerinde durulması, düşünülmesi gereken bir konudur.
Bütün ayrıntılara saygı duyabilirsiniz ama neticede insanlık denilen bir ideal vardır, baba oğluna ne demiş “ben sana vali olamazsın demedim  adam olamazsın dedim”, demesi gibi. Her şeyden önce insan olmanın yollarını aramamız ve çabalarımızın gayesi bu mükemmel insana ulaşmak, insanlığı yakalayabilmek olmalıdır. Artık mükemmel insan nasıl olmalıdır sorusunu sorup, beraberce üzerinde düşünüp konuşabiliriz, ne dersiniz?Meyve vermeyen ağaç, yiyecek bulamayan diş, sonuca ulaşamayan iş, renklere dalıp kalan göz, yürekten gelmeyen söz, aş pişirmeye yetmeyen  köz, her şeyi bırak insanı görmeyen göz neye yarar?

Dokuzuncu yılın ilk sayısı, 49. sayıda, 24 Ocak 1986’da kaybettiğimiz hocaların hocası değerli yazar ve mütefekkir Mehmet Kaplan’ı bir dosya ile anmak istedik. Bu özel sayıya Mehmet Kaplan’ın Yunus Emre’yi anlatan “Mukaddes Uçurum” başlıklı yazısı ile başlıyoruz. Hemen ardından yıllarca beraber çalıştığı talebesi ve akademisyen arkadaşı İnci Enginün’ün yazısı, İsmail Özmel, A.Vehbi Ecer, Kibar Ayaydın, Abdülkadir Güler ve Murat Soyak’ın yazılarını ilgiyle okuyacaksınız. Her zamanki gibi şiirle başlıyor ve İsmail Özmel, Yahya Akengin, Cevat Akkanat, A. Vahap Akbaş,  S. Burhanettin Akbaş, İsmail Adil Şahin, Elif Merve Şahin, Döndü Çetiner’in şiirlerini beğenerek okuyacağınızı sanıyorum.

Daha güzel sayılarda buluşmak dileği ile hoşça kalın, sağlıcakla kalın.

İsmail Özmel


İrtibat:
Yeni Çarşı İş Merkezi B Blok No:1/5 NİĞDE
ismailozmel@hotmail.com
0388 2131250



2014-01-26

Tasfiye edebiyat-düşünce dergisinde...

46. sayısının şairleri İsmail Söylemez, Nebiye Arı, Habil Sağlam, Abdülhâlik Aker ve İbrahim Eryiğit.
Merve Yalçın “Eski Baskı” adlı öyküsüyle ilk kez Tasfiye’de yer alırken Özkan Şahin’in “Türbe”, Ahmet Örs’ün “Şehrin Kralı”, Mustafa Ökkeş Evren’in “Kıssa Öyküler” adlı öykülerini dergideki bir diğer öykü olan Remzi Şimşek’in “Söyleşi” başlıklı çalışması takip ediyor. Bu arada George Orwell’ın “Fili Öldürmek” adlı hikâyesi de Ayşe Betül Gürcan’ın çevirisiyle 46. sayıda okuyucuyla buluşuyor.
Mustafa Emin Büyükcoşkun “Asi Şehir’den İsyanın Şehirlerine” adlı yazısında David Harvey’in “Asi Şehir” kitabını tartışırken Ahmet Örs “Heba’daki Şehir: Hakikatin Üzerini Asfalt ve Betonla” başlıklı denemsinde Hasan Ali Toptaş’ın “Heba” romanındaki şehir tasvirini açılımlıyor.
Kadrican Mendi, cumhuriyetin kurucu romanlarını çözümlemeye Münevver Ayaşlı’nın “Pertev Bey: Üç Kızı, İki Kızı, Torunları” adlı nehir romanı incelemesiyle devam ediyor.
Sacide Uras “Cahiliyye Döneminden Günümüze Kader İnancı, Hasan el-Basri ve Kader Risâlesi” başlıklı yazısında Mustafa İslamoğlu’nun kitabı üzerinden İslam tarihindeki en can alıcı mevzuyu masaya yatırıyor.
Yeni sayıdaki söyleşi Giorgio Agamben’le yapılan “Alman Tahakkümüne Karşı Latin İmparatorluğu mu?” başlıklı çeviri.
İkbal Zeynep Dursunoğlu iki yazısıyla 46. sayıda yer alıyor. “Sait Faik’in Üç Öyküsünde Meta-Anlatı ve Benlik” başlıklı incelemesiyle büyük hikâyeciyi ele alan Dursunoğlu “Olmak, Yazar Olmak” yazısında farklı yazarlık serüvenlerinin izini sürüyor.
Habil Sağlam “Sanatın Hükmü, Hümanizmin Dünyası, Zweig’ın Nostaljisi” başlığını koyduğu incelemesinde “Dünün Dünyası” üzerinden sanat ve hümanizm dolayımında önemli değerlendirmelerde bulunuyor.
Ahmet Örs’ün yol(culuk)u anlattığı “Son Kayısıcı” adlı yazısının ardından yine Tasfiye’de ilk kez yer alan iki ismin çalışması geliyor. Hacer Uras, Arnavut yazar İsmail Kadere’nin  “Ölü Ordunun Generali” romanını Tasfiye okuyucusuyla buluştururken Yasin Şafak da “Adapazarı’nda Kırk Yıl” başlıklı değerlendirmesinde Necati Mert’in “Memleket Kitabevi” adlı kitabını değerlendiriyor.

2014-01-15

Aşkın e Hali dergisinin 33.sayısı çıktı

Aşkın e Hali edebiyat dergisi
Ocak-Şubat-Mart 2014
Dosya: Nasıl yazıyorlar?


NASIL YAZIYORLAR?

Herkesin yazma şekli farklıdır. Ne yazdığımızdan çok, nasıl yazdığımız önemlidir
Yazmak bir yönüyle ortaya yeni bir şey koymaktır.
“Bulup kaybettiğim mısra nerdesin” diyordu Akif İnan.
Ne mısralar, ne öyküler, ne fikirler aklımıza gelmiştir de şartlar nedeniyle not alamadan uçup gitmiştir.
İnsanın kişiliği yaşadıklarına göre oluşur. 
Yazar, yaşarken bu yaşadıklarını alır edebi eser haline getirir.
Şairi harekete geçirecek güçlü bir etkene ihtiyaç vardır. Bu bazen aşk, bazen nefret, bazen de ideolojik sebeptir. Rutinin edebiyatta işi yoktur.
Yazılanın edebî olması zaten bir zorunluluktur. Onun dışında toplumsal bir karşılığının olması yazılan ile okuyucu arasında kuvvetli bir bağ oluşturur.
Şiir, öykü, deneme gibi edebi eserler öyle bir çırpıda yazıp ortaya konulacak kadar basit şeyler olamaz. Çoğu kalem sahibi, bu yolculukta basit tuzaklara düşer. Geleneği tanımayan yazar ortaya yeni ve orijinal bir şey koyamaz. Kimi yazar/şair adayları “Etkilenmemek için okumuyorum.” der. Kimisi de el yordamıyla yazmaya çalışır. 
Gözlerini kapatıp yol almak kadar zordur mevcudu bilmeden bir şey yazmak. 
Her eser sahibi “Yazdıklarımı okuyucu neden okumalıdır?” sorusuna cevap vermelidir.
Yarışmalarda ve dergilerde hâlâ anı ile öykünün birbirine karıştırıldığını görürsünüz. Kurgunun tarağının değmediği bir öykü okuyucuda karşılık bulmaz. Çeşmenin kalmadığı bir çağda çeşme başı aşkları yazmak, kayda değer eserlerin çıkmasını engelliyor. 
Arabesk duygularla “ya benimsin ya toprağın, sen gittin ben öldüm bittim, gözlerin için ölürüm, özlemin için yaşarım, gelsen nehirler gibi taşarım” tarzı, cılkı çıkmış sözleri arka arkaya getirmek o yazıyı edebi eser yapmaz.  
Çoğu kalem erbabı kendi yazdıklarını okumaktan uzak... 
“Yazım dergide çıkmış, gönderir misiniz?” diyenler...
“Şiirimi yayınlarsanız en az iki dergi isterim” diyenler... 
“Gönderdiğim yayınlandı ise özgeçmişime yazacağım” deyip görmeye bile gerek duymayanlar...
“İlk defa yazdım, arkadaşlarım çok beğendi, siz nasıl beğenmezsiniz, gönderin de ben de sizinkilere değer biçeyim” diyenler... 
Her yazdığını vahiy gibi eşsiz görüp “Bir noktasına bile dokunmayın” diyenler…
Ne var ki bizler Hemingway'ın dediği gibi ustası olmayan bir zanaatın çıraklarıyız.
Yıllardır yazıyoruz. Nasılı, nedeni, niçini yazıyoruz. Hatta Aşkın E Hali olarak yazım hayatına yeni girenlere fikir versin düşüncesiyle bu sayımızda “Nasıl Yazıyorlar?” dosyasını hazırladık. Umarız faydalı olur.
Diğer yandan Aşkın e Hali 33' lük bir tespihi tamamladı. Dokuz yaşına girdik.
Nice sayılarda buluşmak dileğiyle…

Kenan Yaşar


Dergi için irtibat:
askinehalidergisi@hotmail.com
kenanyasar19@hotmail.com
0532 355 99 12
0546 441 25 32

TYB Akademi Dergisinde "Edebiyat ve Eleştiri"

Türkiye Yazarlar Birliği, “TYB Akademi” ile, dört sene önce gerçek bir ilmî ve fikrî süreli yayın zemini oluşturma gayretlerini ortaya koydu.

İlk dokuz sayı hep konu ağırlıklı tasarlandı.

İlk sayı, İslâm ilim ve düşünce tarihinin gerçek mânasıyla önemli bir şahsiyetinin 900. Yılına tahsis edilmişti. 1111 yılında vefat eden ve “İmam” sıfatı yanında, “hüccetü’l-İslâm” (İslâmın delili) ve “zeynüddin” (dinin süsü) olarak da anılan büyük ilim ve fikir adamı Ebu Hamid Muhammed el-Gazâlî’nin akademik çerçevede hatırlanması yönünde bu çabamız güzel bir başlangıç olarak görülmelidir.

İkinci sayı, dilimizin, edebiyatımızın “Evliya”sı muhteşem seyyahımız Evliya Çelebi’ye tahsis edilmişti. Ardından, 1921’de Ermeni komitacılar tarafından katledilen büyük fikir adamı, Osmanlı’nın son sadrazamlarından Said Halim Paşa’yı 90 yıl sonra yâd eden 3. sayımızı yayınladık. Dördüncü Sayı, 2012 Ocağında İslâm dünyasının “Arap baharı” ile dalgalandığı bir dönemde “Çağdaş İslâm düşüncesi” özel sayısı olarak çıktı. Beşinci sayımızda vefatının 50. Yılında şair, yazar ve akademisyen Ahmet Hamdi Tanpınar edebî ve fikrî yönleri ile ele alındı. 2012’nin son sayısı “Balkan Savaşının 100. Yılında Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı” başlıklı idi.

Üçüncü yıla “Yaşayan düşünce adamları” ile başladık. Bizde akademi geçmişle meşgul olmayı esas alır, bugüne gelmekte zorlanır. Bu sayı ile zor bir işi başarmaya çalıştık. Bugünü yazmak zordur. Henüz hüküm verilmemiş bir dönem yaşanmaktadır. Bazıları için yazma macerası devam ettiği için verilen hükümler erken sayılabilir, bazıları için de günün aktüalitesinden ötürü aceleye getirilmiş bulunabilir.

Sekizinci sayı “Türkiye’nin tarihi” oldu. Sunuş yazısında tarihin olup bitmiş, kayda geçirilmiş kütüphanelerde yerini almış, gerektiğinde müracaat edilen bir metinler toplamı olmadığını ifade ettik. Türkiye'nin birçok ülkede ders kitaplarının doğru yazılması için çaba sarf ettiğini, dışarıda böyle bir çaba içindeyken, içeride de artık tarihi ideolojiden arıtmamız gerektiğinin altını çizdik.

Üçüncü yılın son sayısının başlığı “Türkiye’nin sosyolojisi” idi. Misafir editörlüğünü Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karakaş’ın üstlendiği sayıda Türkiye’de sosyolojinin 100 yıllık serencamı kişiler ve kurumlar üzerinden ele alınıyor.

Dördüncü yılda, ilk sayımız edebiyat ve eleştiri ağırlıklı. İçerisinde yer alan metinler ise şöyle:

Cumhuriyet Dönemi Edebiyat Tarihlerinde Ulus-İnşası Aracı Olarak İdeolojik Üslup (1923-1938) / Yılmaz Daşçıoğlu- Elmas Karakaş

Edebi Tenkit ve Estetik / Alim Gür- Mert Öksüz

"Cumhuriyet Aydını" olarak Tanpınar / D. Mehmet Doğan

Tarihi Gerçekler ve Kurgusal Gerçeklik Bağlamında Tarihi Roman / Zeki Taştan

Osmanlı Devleti'nin Kuruluşuyla İlgili Temel Görüşler ve Türk Romanından Hareketle Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Sürecine Tematik Bir Yaklaşım / Salih Yılmaz- Cengiz Karataş

Munam'ın İçinde N/E Var? Nazan Bekiroğlu'nun İsimle Ateş Arasında Romanında 'Ateş/ten' Geçenler: Yeniçeriler ve Nu'man- Nihade Aşkı / Ahmet Cüneyt Issı

Osmanlıyı İtibarsızlaştırma Örneği Olarak Sadri Ertem'in Bir Varmış Bir Yokmuş'u / Alaattin Karaca

Tartışma- Kitabiyat bölümünde ise; Celil Güngör, Cem Somel, Emine Neşe Demirdeler ve Erden Sönmez'in metinleri yer alıyor.

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com