2008-10-19

"Hece Öykü" Yüzünü Ortadoğu’ya Dönüyor

Heceöykü dergisi, beşinci yılını doldurmak üzere. İki ayda bir çıkan derginin son sayılarında, öykü üzerinden Ortadoğu’ya bakılması ve günümüz Arap yazarlarına yer verilmesi, önemli ve sevindirici bir edebiyat etkinliği sayılmalı.

Batılılaşma serüveniyle birlikte ortak kültür, sanat, edebiyat, tarih ve uygarlık değerlerine sahip olduğumuz Ortadoğu ülkelerinin birikiminden neredeyse bütünüyle habersiz kalmak; âdeta bilinçli bir tercih olarak benimsenmiş bizde. Türkiye, Ortadoğu ülkelerine ve halklarına sırtını dönerek Batı'ya bakıyor; Ortadoğu ülkeleri de Türkiye'nin omuzları üzerinden Batı'yı izlemeye çalışıyor. Ortadoğu ülkelerinin edebiyatlarını, üçüncü sınıf bir Batılı edebiyatçıyı bildiğimiz kadar bilmiyoruz. Ortadoğulu okur yazarların da bu tutumdan uzak durduklarını söylemek zor gerçekten. Heceöykü dergisi, hazırladığı ve hazırlamayı planladığı dosyalarla bu iletişimsizliği kısmen de olsa aşmayı amaçlıyor.

Derginin 25. sayısının dosya konusu: Çağdaş Filistin Öyküsü.

Dosya, Selma Harda Cayyûsi'nin Modern Filistin Edebiyatı: Hikâye ve Roman adlı yazısıyla başlıyor. Yazıyı Salih Özer çevirmiş. Dergide yaklaşık 35 sayfa tutan bu yazı, kimi eksiklerine rağmen, çağdaş Filistin edebiyatı hakkında birinci elden ve çok önemli bilgiler içeriyor. Derli toplu, bütüncül bir bakış eşliğinde önemli bir başvuru kaynağı, konuya ilgi duyan okuyucu için. İshak Yetiş'in Türkçede Filistin Öyküsü adlı çalışması ise, Filistin öyküsünü ve dolayısıyla Filistin edebiyatını ne kadar az tanıdığımızı gösteriyor bize.

Dosyaya güç katan bu iki bilgilendirici yazıdan sonra, 17 Filistin yazarın öyküsü yer alıyor dosyada. Azımsanmayacak bir sayı bu. Öyküleri ve yazarları sıralamakta yarar var: Ramallah Sevgilim / Mahmud Ebu Haşhaş, Çöp / Mahmud Seyfeddin el-İrani, Hücum / Süleyman eş-Şeyh, Serap / Salih Ebu Usba, Yarışma / Giysi / Kanıt / Zenginlik / Gözetleme – Mahmud Şukayr, Kayan Bilinç / Gassan Kenefânî (8 Temmuz 1972'de arabasının altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu, kız kardeşiyle birlikte şehit edilmiş), Deli / Tevfik Fayyad (Tunus'ta, sürgünde), Açlık / Garib Askalani, Kuş Avcısının Ölümü / Yahya Rabah (Mülteci kamplarında yaşıyor), Seyirciler / Halil el-Savahiri, Çinko Çatıdaki Solo Sesler / Valid Rabah, İki Seçeneğin En Kötüsü ya da Terk Edilmiş Zeytin Ağacı, Kuşatmadan Sonra, Gün Doğmadan Önce / Ekrem Haniyeh. Öykülerin sonuna, yazarların biyografisiyle ilgili kısa bilgiler eklenmesi de okuyucu açısından oldukça yararlı olmuş.


Heceöykü'nün 27. sayısında da Çağdaş Suriye Öyküsü dosya konusu yapılmış.

Dosya, Muhammet Tasa'nın, Çağdaş Suriye Öykücülüğüne Genel Bir Bakış adlı bilgilendirici yazısıyla başlıyor. Öykücü Mehmet Harmancı, Şam'da "Hikâye"nin Vefası "Öykü"nün Sefası adlı yazısıyla dosyaya katkıda bulunmuş. Neyrûz Malik'le, öykücülüğü üzerine uzun sayılabilecek bir söyleşi de gerçekleştirilmiş.

Dosyada, Suriyeli yazarlardan 13 öyküye yer verilmiş.

Heceöykü, gelecek sayılarda İran, Mısır ve Cezayir öykücülüğü üzerine de dosyalar hazırlanacağını duyurmuştu okuyucularına. Kürt edebiyatını / Kürtçe edebiyatı da unutmamak gerekiyor bu arada.

Mütevazı da olsa bu tür çabalar, edebiyat ve sanat adına sevindirici elbette. Sosyokültürel alandaki katkılarının yanı sıra başka eksenlerde kurulabilecek köprüler açısından da önemsenmesi gerekiyor kuşkusuz.

Ortadoğu, klasik komşuluk söylemlerinin ötesinde bizim doğal, tarihi ve müşterek yurdumuz sonuçta. Evimizin bir parçası. Müslüman olmayanında bile ortak duyarlıklara, tınılara, acılara ve özlemlere rastlamak mümkün.

Korlanmış yüreğini sapanıyla birlikte zorbalığın üstüne fırlatan çocuklar da, hapishanelerden yükselen çığlıklar da, inancını ve kimliğini hayatın ortasında durarak tanıklaştıran, sokakları doldurarak sahiplenen analar da, ölüme gülerek koşan genç savaşçılar da bizim. Aldananlar, aldatılanlar, kıblesini Batı'ya çevirenler, âidiyet duygusunu yitirenler, çırpınanlar, ihanete zorlananlar, utananlar da bu öykünün bir parçası kuşkusuz. Tıpkı bizde olduğu gibi.

Heceöykü'ye teşekkürler. Öykü üzerinden edebiyata farklı ve anlamlı bir soluk getirdiği için. Bu tür çabaları karşılıklı artırmak, hem edebiyat alanında farklı bir zenginlik oluşturacak hem de düşmanlığı körükleyerek emperyalizmin ekmeğine yağ sürenlerin oluşturduğu ablukayı yıkacak ve üzerimize çöken karanlığı kısmen de olsa geriletecektir.


Mukadder Değirmenci


Kaynak:
www.haksozhaber.net

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com