2011-07-19

'Şehrengiz' edebiyat ve düşünce dergisi


Anarız ölümü gözlerinden öperek..

Şehrengiz, edebiyatın tadına şehirleri aşarak varıyor.. Konya’dan Sakarya’ya, Diyarbakır’dan İstanbul’a.. Ortadoğuya sevgiyle, Avrupaya hayretle, Asya’ya boş gözlerle bakmadan geçemiyoruz..

Kuşlara sözümüz geçmez amma bir talebimizi dile getirip kanatlarına taksınlar istedik; uçun kuşlar uçun suriye için..

İlk defa kalemi şehrengiz sayfalarına değen arkadaşlarımız var:
kimisi şiir’le ; Mesut Gökdemir, Fatma Erbay, Furkan Öz, Hüsameddin Bayraklı,Adnan Sayım, Turgay Demir

kimisi deneme ve hikaye’yle: Hümeyra Özdemir, Bilal Kul, Emre Berber..

Ayrıca,
Fatih Tamer, ‘ayat ayat cinta’ filmine dair yazısı ve Ahmet Eren, ‘Uçurtma Avcısı’ kitabının tanıtımı ile,

Muhammet Çelik, ‘Kısa Türkiye Tarihi’ , Hatice Gökdere ‘Her dost ölümü tadacaktır’ Bilal Can ‘en çok şerh düşen gözlerini sevdim’ denemeleri ile,

Cihat Karaman ‘Güvercin kanadında hülyalar’ Osma Akyol 1darbeli kahve’ Abdullah Şahin ‘kedi köpek ve radyo’ hikayeleri ile,

Seher ortaöner ‘kül’, Abdulkadir Akdemir ‘hüsran çizelgesi’, Mustafa Kadir Çelik ‘özgür kalmak’, Nebiye Arı ‘ama bu şarkı yarım’, Muhammet Çelik ‘ölüye övgü’, Mahmut Yavuz ‘âraftan vuslata’, Sema Erdoğan ‘başka ad’, Emrah Tahiroğlu ‘haydi kalk şiiri bekletmeyelim’ şiirleriyle, yine sayfalarımıza misafir oldular.

‘ Haydi Kalk Şiiri Bekletmeyelim’
‘ulan hayret etmeden ölen adam var
sen ne diye dua ediyosun.’
‘sabır!’
‘Gemi yanında uçan martının başını kaldırıp
Dumanı görmesiyle başlar endişe’
‘Bir de yağmur değdi mi camlara
Akarım o an titrek ışıklara.’
‘Hadi! Elindekileri al gel de putlarımızı kıralım!’
‘en iyisi doğan herkese bir mezar kazılmalı
beklemeli insan elinde kazma ve kürek’
‘ -Hoca bir çay daha…’
‘Gidiyorsun,
Çünkü yaşanmamış fikirlerin yoktur karşılığı’
‘Çocuklar kuşlardan da berrak. Çocuklar Ölümden bile gerçek.’
‘ -Bu böyle gitmez, artık biri gelsin, dedi.’
‘Bazı yalnızlıklar böyle uzar gider
Uzar gider çakmak ateşi kalır geriye’
‘ola ki bir güneş doğar bağrıma’
‘ – Hadiii sayım var, aydınlığa!..’
‘Neden aynı dili bile konuşamıyoruz?’

Ümit Aktaş’la ‘özgürlük’ üzerine sohbet ederken bize ‘doğuştan şair’ birisi değilim diyor, şairler duygusal bilinir ben öyle değilim.. Beni ağlatan ise, bir toplumun özgürleşmesi, zulümden kurtulma sahneleridir, bunun dışında ağlamam genelde.
Düşüncenin estetik bir ifadesidir şiir. Ama düşüncenin bir felsefeyle değil de, duyarlılık ile birleştirilerek dile getirilmesi..

Biz de sorduk Ümit Aktaş’a sorularımızı :
-Şiirlerinizde genellikle özgürlük teması var. Sebebi nedir bunun?
-Fransız devrimiyle ortaya çıkan bir ‘özgürlük’ kavramı var. Osmanlı’nın son dönemlerinde de üzerine şiirler yazılmış bir ‘hürriyet’ kavramını görüyoruz. Sizin dile getirdiğiniz özgürlük kavramı nereye dayanıyor?
-Edebiyatta kullanılan Özgürlük ütopik bir kavram mıdır? hep ulaşılamayan..
-Okuma serüveni kitabınızda Mehmet Akif, Said Nursi ve benzeri kişileri, zamanlarının müsbitlerine karşı çıkmalarından dolayı sevdiğinizi söylüyorsunuz. Bu türdeki karşı duruşların izdüşümlerini günümüzde de görebiliyor muyuz aydınlarımızda, yoksa geçmişte mi kaldı?
-Özgürlük kavramı denildiğinde günümüzde akla gelen ilk şey ‘demokrasi’ oluyor. Ortadoğu halklarının günümüzde istedikleri şey de demokrasi ile özgürleşmek diye dile getiriliyor. Öte yandan çoğunlukla kullanılan başka bir ifadeye göre de demokrasinin modern kölelik olduğu söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
-Türkiye’deki demokrasi mücadelesi şimdilerde Müslümanların önderliğinde yapılıyor daha çok. Daha ileri bir demokratik sisteme geçeceğiz deniliyor. Arap dünyasında istibdat olduğu için oralardaki demokrasi mücadelelerini destekliyorum veya anlıyorum diyorsunuz, buradaki mücadele de aynı şekilde mi acaba? Daha liberal bir toplum oluşurken müslümanlar bunun neresinde?

-Kurtuluş savaşında veya günümüzdeki Arap devrimleri hareketlerinde kadınları hep ön saflarda ve öncü konumda görüyoruz. Daha bir özgürleşmişler ve özgürlük hareketlerinde de önemli roller oynuyorlar. Bunda toplumun aydınlarının, düşünürlerinin de rolü var tabi. Buradan hareketle şunu sormak istiyorum: İslam tarihinde müslüman toplumlarda kadın gereken konumunda olabilmiş midir?…
ve uzun uzun cevaplarıyla karşıladı bizi dokuzuncu sayının renksiz sayfalarında.

yani, biz hâlâ edebiyattayız, sizi de bekleriz..

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com