2010-09-14

'Ayraç' dergisi Türk Romanı ve Modernite dosyasıyla çıktı

Son zamanlarda Ayraç’la ilgili en sık duyduğumuz kelime şu: Ağır. Bunu yer yer bir eleştiri olarak alıyoruz; bazen de bir övgüye dönüşüyor. Herkese hitap eden bir eleştiri dergisinin bu kadar ‘ağır’ olmaması gerektiğini söyleyenler kadar, henüz bir yılını doldurmuş bir derginin böyle ciddi konularda ‘ağır’ dosya konuları kotarabilmesine sevinenler de var. Farklı bir ‘eleştiri dergisi’ çıkarmayı hedeflediğimizi, yeni bir eleştiri tahayyülünü kurmaya çalıştığımızı, eleştirinin sınırlarını genişletmek gibi amaçlarımız olduğunu daha önce de söylemiştik. Bu hususta, mümkün olduğunca seçici olmaya çalışıyoruz. Ancak şunu ifade etmek mümkün: Gelen yazıları iki kritere göre değerlendiriyoruz. Birincisi, Ayraç’ın bir “tahlil ve inceleme” boyutu var. Bunu karşılayacak denli özenli, ele alınan konulara yaklaşımı adına yeni ve farklı yazılar üretmeye çalışıyoruz. İkincisi de, gözden kaçmaması için uğraştığımız bazı kitaplara dikkati çekecek şekilde yazılmış yazıları dergide yayınlayabilmek. Gerek ‘Vitrin’ köşemizde, gerekse bir iki sayfalık kitap tanıtımlarından oluşan yazılarımızda bunu sağlamaya çalışıyoruz. Her iki tarzda yazılara da Ayraç’ın sayfaları açık yani…

Peki, nedir bu ‘ağır’ kelimesinin karşılığı? Türkiye’de kitabı merkeze alan yayıncılık dendiğinde akla gelen ilk örnek, gazetelerin kitap ekleri. Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap, Kitap Zamanı ve daha birçok örnek, güncel kitaplarla ilgili ihtiyacı karşılıyor. Yeni çıkan kitapları takip eden meraklı okurlar, onları da mutlaka takip ediyordur. Ancak iş derinlikli analize ve kitap okumaktan ötede, kitaplar üzerinden tefekkür etmeye yönelenlere yardımcı olmaya geldiğinde, Ayraç gibi yayınlara da ihtiyaç var. İlk sayıdan itibaren akademisyenlerin yer aldığı bir yazar kadrosu var Ayraç’ın. Her biri kendi alanlarıyla ilgili yeni ve farklı ürünleri paylaşıyor okuyucuyla. Felsefe ve edebiyatın derinliklerinde yol almak isteyen okurlarımızdan olumlu tepkiler de alıyoruz. Derginin ‘ağır’lığı da burada yoğunlaşıyor zaten. Birbiriyle ilişkili kitapları merkeze alan, bazen bir ya da birkaç yazarın izinden giden bu tarz tahlil yazıları, en başından beri kurmayı hayal ettiğimiz eleştiri tarzını belirliyor. İki sayı önceki ‘Edebiyatta Suç’ dosyası ve geçen sayıdaki ‘Postmodern Portreler’ bir bakıma bunun işaretleriydi. Ayraç, önümüzdeki sayılarda yine ‘ağır’ dosya konularıyla yola devam edecek.

Kitapların dünyasının yekpare bir karşılığı olmadığını düşünüyoruz. Akademik makalelere sıkışmış bazı fikirlerin, felsefî düşüncenin dar dairesine mahkûm edilmiş bazı kavramların ve edebiyatın pek de konuşulmayan bazı meselelerinin Ayraç’ta yer bulmasını istiyoruz. Bu sayımızdaki dosya yazıları da, bu arzumuzun tezahürü olarak sizleri bekliyor. “Türk Romanı ve Modernite” başlığıyla tasarladığımız dosyada, modern romanın ilki kabul ettiğimiz Ahmet Hamdi Tanpınar’ı İsa Karaaslan, onu sonralayan isim olarak Yusuf Atılgan’ı Necati Bulut, modern romanın kelime ve kavram dağarcığını zenginleştiren Oğuz Atay’ı Ahmet Bozkurt ve İbrahim Tüzer; modern romana büyülü bir tat katan Hasan Ali Toptaş’ı Günay Güner; Türk romanını ayrıntıya koşturan İhsan Oktay Anar’ı Mehmet Sarı yazdı. Modern romanın sınırlarını, dosyada değindiğimiz yazarların bu sınırlarla ilişkisini ve son olarak modern romanın en güncel temsilcisi olan Orhan Pamuk’u da Enis Batur ile konuştuk. Uzun bir söyleşi olsa da keyifle okuyacağınızı umuyoruz.

Dergide ilginizi çekeceğini düşündüğümüz diğer yazılar da şöyle: Mukadder Erkan James Joyce’un Ulysses’ini, Enver Gülşen Shakespeare’in Hamlet’ini inceledi. Ahmet Sarı’nın “Kafka’nın Gizli Odaları” başlıklı yazısı, İbrahim Tenekeci’nin “Müslüman Bir Çığlık: Ali Emre ve Şiiri” isimli yazısı ve Ali Görkem Userin’in Mustafa Kutlu’nun son kitabı Zafer Yahut Hiç’e dair yazdığı inceleme, bu sayının yine öne çıkan yazılarından. Yunus Emre Tozal ve Mehmet E. Şimşek “entelektüel” üzerine, Rabia Öter Bernard Shaw’ın Pygmalion isimli eserinden yola çıkarak sosyalizm ve kadın üzerine ve Abdullah Yavuz Altun Bukowski’nin Kasabanın En Güzel Kızı üzerine birer tahlil yazdılar.

Nurullah Turan, Türkiye’de Otantik Felsefe İmkânı’nı, Emre Demir Carriére ve Umberto Eco’nun birlikte yazdığı Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın kitabını, İhsan Tevfik Gazanfer İban’ın Karamanlılar ve Yunan Harfli Türkçe kitabını tahlil etti. Gülşah Elikbank, Fantastik Kitaplar köşesinde J.R.R Tolkien’in Hobbit ve Ursula K.Le Guin’in Yerdeniz Büyücüsü kitaplarını kaleme aldı.

Ayraç İnceleme dosyamızda Funda Edeş’in darbe döneminde toplatılan kitaplarla ilgili “12 Eylül’ün Kelepçeli Kitapları” yazısını ve H. Ömer Özden’in Ramazan Kitapları incelemesini özellikle okumanızı tavsiye ederiz. Ayrıca Suavi Kemal Yazgıç da Mustafa Armağan’ın Türkçe Ezan ve Menderes kitabını yazdı.

Gelecek sayılarımızda görüşmek dileklerimizle,

İyi okumalar…

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com