2010-08-02

'Payîz' kültür, edebiyat, düşünce

Payîz her ne kadar Türkçe’de sonbaharın karşılığı olsa da, aslında dökülmeyi değil, yeşermeyi insanlık duvarına bir taş koymayı hedefliyor. Payîz, önce emekleyen bir çocuktu, sonra ayakları üstünde durmayı öğrendi derken, güçsüz bacaklarıyla yürümeyi başladı. Şimdi ise edebiyat dünyasına çıktığı yolculuğuna emin adımlarla yoluna devam ediyor.

Edebiyat dergisi olmasına rağmen tarihsel, aktüel ve sosyal içerikli yazı, şiir, öykü ve denemelerle hayattan kopuk olmadığını, hayatın içinde olduğunu kanıtlar niteliktedir. Böylesine kirletilmiş bir dünyada, her önüne gelenin dergi adına gerçeklerden kopuk bir şeyler karaladığı bir dönemde, Payîz’in üstlendiği toplumcu ve gerçekçi misyonu, onu hak ettiği yere ulaştıracaktır. Bir avuç genç arkadaşın bu gayreti takdire şayandır. Başta maddi imkânsızlıklar ve diğer zorluklara rağmen, inadına çıktıkları yolda yürümeleri insanda bir sempati uyandırıyor.

Payîz tarihin kirli sayfaları arasında kaybedilmiş, insanlık tarihinin utanç sayfalarını gün yüzüne çıkarıyor. Bu sayıda Şeyh Said kıyamında yaşanan barbarlığı, vahşeti ve zulmü Kürtçe bir şiir ve Türkçe bir denemeyle okuyucuya yansıtıyor. Ayrıca Kürt coğrafyasında ve Filistin de yaşanan acılar, bir bütün olarak dünyada yaşanan acılar yazı ve şiirlerle çığlığa dönüşüyor. Bu arada heybelerinde umut taşıyan Mavi Marmara yolcuları da bir kez daha hatırlanıyor ve hatırlatılıyor okuyuculara.

Yıldız Ramazanoğlu ile hem hal… başlığı altında yazmak ve öykücülük üzerine kısa bir söyleşi yapılmış. Yıldız Ramazanoğlu yazmayla ilgili düşüncelerini şöyle dile getiriyor: ‘’yazmak yola çıkmaktır. Ana yola çıkma çabası. Tabii ki dikenlerin, kanın, revanın içinden…’’ Kürt sorunu ve hak ihlalleri üzerine sorulan başka bir soruda da, düşüncelerini şöyle dile getiriyor: ‘’Çok çetin çatışmaların, çelişkilerin içinden geçiyoruz. Bunlar yazıya girecek elbet, hatta edebiyata da girecek, ayıklamanın manası yok ya da bundan kaçınmanın…’’ Yıldızoğlu son olarak gençlere tavsiyelerde bulunarak söyleşiye son veriyor.

Muhammed Fadlallah’ın Şii-Sunni Ayırımı Haram Kılınmalı! Yazısına yer verilmiş. Fadlallah burada İslam birliğinden ve mezhepler arası çatışmaların yasaklanmasından söz ediyor. Fadlallah düşüncelerini kısaca şöyle dile getiriyor: ‘’… Arap ve İslam medyasındaki birçok çevrenin mezhep savaşına girmesi üzücü. Bu mezhep savaşı düşmanın çıkarına hizmet edecek, her şeyi yakacak ve nihayetinde düşmanlarının lehine, Araplarla Müslümanların aleyhine olacak fitneyi tesis edecek…’’

Bu arada bir uçak kazasında hayatını kaybeden Bahattin Yıldız da unutulmadı. Bunun gibi Payîz’in bu son sayısında birçok güzel konu işlenmiş. Şiirler, denemeler, öyküler, yazılar hepsi birbirinden güzel. Payîz’in yolculuğuna çıktığı bu zorlu yolda, çıtayı daha da yükselteceğine inanıyoruz. Ve genç arkadaşlara başarılar dilerken, yüreğimiz sizinle diyoruz. Dergiye payizdergisi@hotmail.com ve www.payizdergisi.com adresinden ulaşabilirler.

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com