2008-11-08

"Mühür" dergisi


İnsan Nasıl Kaybolur?

Binlerce yılın irfanından bize ulaşmış ve asla unutmamamız gereken bir benzetmemiz var: Yaşlılarımızı çınara benzetmek. Benzetme, gelmekte olanlara kendilerinin de bir çınar gibi yaşlanmalarının gereğini hatırlatıyor. Belki o gelenlerin pek azı öyle olacak. Ama olsun. Gene de amaç ısrarla, tekrar tekrar vurgulanmalı. Çınar gibi kök salmalıyız, yapraklarımız insan eli gibi gölge vermeli. Dallarımız, üzerine gölgemizin düştüğü o gelecek olanları insan kolları gibi sarıp sarmalamalı. Büyüdüğümüz zeminde söğütler, meşeler, cevizler de olacak elbet… Olsun. Ama her ağaç, hal dilince çınar olmak ister; olamasa da dert değil. Bu istek onu ayrık otu olanların cümlesinden korumaya yetecektir.

Geçtiğimiz günlerde iki büyük şairimizi sonsuzluğa uğurladık. Önce İlhan Berk, Fazıl Hüsnü Dağlarca. Kuşkusuz ikisi de farklı şiir biçimlerinin adıydı. Şiir sevgileri, tabiat kavrayışları ortaktı her şeye rağmen. Onların şiiri üzerine epeyce yazılıp çizilmiştir. Şimdi yokluklarının, günün şiir ortamında kendisini dev aynasında görenlerle birlikte düşünülmesi gerek. Şiir ortamımız bu kaosta yeni çınarlar (dünyada uzun kalmaları gerekmez bu çınarların; çınar, fidanken de çınardır) ancak böyle çıkarılabilir çünkü. Bu sözlerle zamanımıza haksızlık etmiş değiliz. Olanı görmek gerek.

Günün şairi, şimdiden olgunlaşmış bu haliyle yetmişine varabileceğe benzemiyor. Eğer varırsa etrafa türlü kötü kokular yayacağı da muhakkak. Hâsılı kaybetmenin de anlamını kaybetmekle yüz yüzeyiz. Bu bakımdan günün şairleri şimdiden çınar oldukları açıkça belli olan (yaşları ne olursa olsun) şairlerin kuytusunda daha çok eğleşmeliler. Birbirlerine görsel, işitsel, çok sesli, lal, kekeme, emme basma gibi bilumum zırvalıklarla oyalamamalılar. Mühür’ün sayfalarından bunu vurguluyoruz durmadan. Üzüntü duyduğumuz şey, insanlar arasından “şair” diye anılanların giderek buharlaşması çünkü. Umuyoruz ki şiirin ve şair olmanın her şeyden önce kendine ait sorumlulukları gereğince fark edilir. Mühür, şiirimizin başının sağ olmasını dilemeden önce taşıdığı başın esenliğini kavramasına işaret etmek istiyor. Başımız sağ değilken kaybettiğimiz büyük, ulu başları fark etmemiz mümkün değil çünkü…

İçindekiler:
ŞİİRDE AKTÜELLİK, NEREYE KADAR?
CELÂL FEDAİ “ŞİİRDE RÜZGÂRI KOLLAMA”
ADİL İZCİ “HANGİ ŞİİR?”
OGÜN KAYMAK “KAZANMAK,KAYBETMEK YA DA HİÇ MAÇA ÇIKMAMAK”
AHMET TÜZÜN “ERDEM BAYAZIT VE MODERNİZM…”
AYŞEGÜL ERGİŞİ “GÜLTEN AKIN’IN ŞİİRİNDE GELENEĞİN İZLERİ”
AHMET GÜNBAŞ ““BİR FOTOĞRAFINIZ DA BENDE KALMIŞ”(*)
k. İSKENDER “DAĞ YOLUNDA İLHAN BERK PALACE”
NACİ BAHTİYAR “İLHAN BERK’i ANARKEN”
YILMAZ ARSLAN “XIX. ASIR TÜRK EDEBİYATI TARİHİ VE
AHMET HAMDİ TANPINAR DOLAYIMINDA TÜRK ELEŞTİRİSİNE BAKIŞ...”
AHMET ADA “OSİP MANDELŞTAM’A MEKTUP”
MUSTAFA FIRAT “Celâl Fedai’nin Şiiri Üzerine”

AHMET ADA -HÜSEYİN YURTTAŞ- k. İSKENDER- MEHMET SADIK KIRIMLI- CELÂL FADAİ- HÜSEYİN PEKER- AHMET GÜNBAŞ- M.MAHZUN DOĞAN-OGÜN KAYMAK-SALİH AYDEMİR-KUBİLAY K. SUVARLI-ERKAN KARA- ERSAN ERÇELİK-BERNA OLGAÇ-HAMZA ÜMİT KADIOĞLU- AHMET GÖK- MERAL KOŞAR-MUSA ÖZ- MÜSLÜM DANAOĞLU-SEDEF ÜNAL (ÇEVİRİ ŞİİR)- YÜKSEL ANDIZ-ZEYNEL ÇOK

İrtibat:
0539 386 86 59

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com