2008-09-01

"Edebiyat Ortamı" dergisi


EDEBİYAT ORTAMI'NDAN

Önceki ay Erdem Bayazıt öldü, geçen ay da Mahmut Derviş. Filistin’in bağımsızlık bayrağı Mahmut Derviş’in ellerinde sallanıyordu. Erdem Bayazıt ise Türkiye’nin makus talihine bir diriliş damgası vurmaya çalışmıştı. Ama, ölümün atı hızlıdır. İnsanın yıllarca koşarak kat ettiği mesafeyi o bir anda kat eder ve ansızın şah damardan yakalayıverir.
Şairlerin ölümü herkesi ilgilendirir. İlgilendirmelidir. Ne keder, ne de acı! Sadece ve sadece, bıraktıkları aydınlığın önünü birazcık olsun açma çabası ve özgürlüğü; onların rüzgârına onurlu bir şekilde sırtını dayayabilme güveni ve iradesi; mısra mısra kurdukları geleceğe diri bir atılışla koşabilme tutkusu ve arzusu: Bizden istenenin hepsi bu. İnsanlık güneşi, şairlerin nefesinde bir mahya gibi açılır kapanır. Evren, bir öz halinde şiirin bünyesinde simgeleşir. Kaybedilmiş olanı hücre hücre yeniden oluşturur ve insana elinin erişebileceğinden fazlasını armağan eder.
Kutsal bir şeyden bahsetmiyoruz. Bahsetmeye çalıştığımız şey, bizde mevcut olanı yeniden ve yeniden arayıp bulma çabası ve neşesinden ibaret.
Geçen aylarda iki şair öldü. İki acun devrildi.

***
Ramazan geldi.
Her yer oruçlanacak.
Afganistan’a da gelecek ramazan, Paris’e de.
Şair de oruç tutacak, öykücü de, eleştirmen de.
Ramazan, ayların en şairidir. Dingin, hareketli, canlı ve cennet suyundan şırıltılar taşıyan… Çocukların devleşip aramızda dolaştığı, gençlerin yekinip ayağa kalktığı, büyüklerin sükûnetinin altın bir ödüle dönüştüğü, şehirlerin kutlu bir gelecekle müjdelendiği zamanüstü bir zaman.
Orucun ruhumuza taşıdığı özgürlük ateşi, duyarlığımıza senkronik bir ritim katacak ve yapıp etmelerimizi temizleyip arı bir hâle getirecek. Geleceğin öyküsünü anlatacak bize, geçmişin çilesinden bahsedecek. Acımasızların, gözünü kırpmadan suçsuzların boğazında bıçağını bileyenlerin gerçekte neyi kaybettiklerini fısıldayacak kulağımıza.

***
Edebiyat Ortamı, her sayısında yeni imzalara yer vermeye devam ediyor. Bu çabamızın, o ‘büyük çaba’ içinde anlamlı ve gerekli yeri bulacağını umuyoruz.
Kahraman Çayırlı, çalışkan ve yetenekli. Rahat, dingin ve umut vaat eden şiirler yazıyor. Ayrıca başarılı öykülere imza atıyor. Gelecek sayıdan itibaren öykülerine de yer vereceğiz.
Habil Sağlam, her yeni şiirinde yeni bir mesafe kat ediyor.
Ömer Salih, çevreden merkeze doğru kontrollü bir atılımla ilerliyor.

Dergimize ürün gönderen genç arkadaşlara birkaç öneride bulunmak istiyoruz; özellikle şiir gönderen genç imzaların tek şiir değil de birkaç şiir göndermelerini istiyoruz. Tek şiirin yanıltıcı bir tarafı var. Şairi hakkında yeterince kanaate ulaşabilmemiz için en az üç şiir göndermelerinde fayda var.
Yazı ve öykü gönderen yazarların da yazı ve öykülerini mail sayfasına ekleyerek değil de ‘attach’ yaparak göndermelerini rica ediyoruz. Bunun bizim işimizi biraz daha kolaylaştıracağını bilmelerini istiyoruz.
Diğer bir konu da, değerlendirme talepleri. Yazı ve şiir gönderen bazı arkadaşlarımız, yayımlanmasa bile ürünleri hakkında en azından bir değerlendirme yapmamızı talep ediyorlar. Bu taleplere zaman zaman cevap veriyoruz ancak bu her zaman mümkün olmuyor. Eğer imkânlar elverirse ilerde bu tür değerlendirmeleri dergimiz sayfalarında yapmak istiyoruz. Nasip…

***

Bu sayımızın şairleri Esver Ölüç, İbrahim Tenekeci, Selim Erdoğan, Kahraman Çayırlı, Habil Sağlam, Ömer Salih, Nadir Aşçı ve M. Ökkeş Evren.
Bu sayımızda şiir ve şairler üzerine yazılmış metinlere ağırlık verdik.
Turan Karataş’ın ‘Niçin Şiir Okuyorum’ başlıklı yazısı, şiirle okur arasında olması gereken dingin bağı gündeme getiriyor.
İki şair üzerine iki ayrı inceleme yer alıyor. Arif Ay, Alaeddin Özdenören’in şiirini, Mustafa Aydoğan ise Erdem Bayazıt’ın şiirini inceliyor.
Ali Yıldızhan’ın yazısı, bazı poetik metinlerin ve manifestoların sıkıntılı tarafları üzerinde duruyor ve bu metinlerin okur nezdindeki yerini sorguluyor.
Füruğ Ferruhzad’a ait ‘Şiire Dair’ başlıklı çeviri, şiirin ve şairin durumları ve varoluş gerekçeleri üzerinde duran dikkat çekici bir yazı. Hicabi Kırlangıç’ın fars edebiyatından yaptığı çeviriler dergimize ayrı bir renk katıyor.
İki usta öykücümüzden iki güzel öykü sunuyoruz. Öyküler Gökhan Özcan’a ve Sadık Yalsızuçanlar’a ait.
Bu sayının söyleşi konuğu Ali Çolak. Çolak’la son yıllarda gazetelerin kültür sayfası düzenlemekten bütünüyle vazgeçişlerindeki nedenler üzerine konuştuk. Gazete, edebiyat ve kültür ilişkisindeki ‘çıkmaz sokağı’ gezdik. Beğeniyle okuyacağınızı umuyoruz.
FotoğraflıYORUM’un bu sayıdaki yazısı Suavi Kemal Yazgıç’a ait.
Arif Ay ‘Dergiler Arasında’ başlıklı yazılarını sürdürüyor.
Yazısaati bölümümüzde Turan Karataş’ın kitap değinileri, İrfan Çevik’in bir tiyatro oyunundan çıkarak düşünsel bazı yanlışlıklara dikkat çektiği yazısı ve İbrahim Eryiğit’in şairlerin yeteneklerinin ‘doğuştanlığı’ meselesini tartıştığı yazısı yer alıyor.
Okuma Salonu bölümümüzde ise iki kitap eleştirisine yer verdik.
Gelecek sayımızda buluşmak üzere…

İrtibat:
edebiyatortami@gmail.com
http://edebiyatortami.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com