2011-04-27

Bursa'nın daveti...

Geçen hafta "Bursa'nın İlkbaharı"nı yazmıştık, devam ediyoruz... Bugünlerde Bursa'da yaşamak sahiden bahtiyarlık...

Hele hele yaşama azminin bir kısmını kültüre, sanata, edebiyata yaslayanlar için.

Bu bahtiyarlığı izah etmek için fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Bir kardeşimin "Şimdi Bursa'da olmak vardı." şeklinde cümle kurması bizim için yeter! Bir izah yöntemi de içinde bulunduğumuz günlerin Bursa'sını süsleyen birkaç etkinliğin haberini şuracığa kaydedivermekten geçsin...

Bakın önümüzdeki günlerin bazı programlarına:

1. 28-30 Nisan: TMMOB tarafından düzenlenen "Bursa 3. Kent Sempozyumu"... Şehir planlamasından çevre düzenlemesine, ulaşım sorunlarından afet yönetimine, tarım ve gıda imkânlarından enerji ve sanayi çalışmalarına, turizm ve sağlık problemlerinden doğal ve tarihi kaynaklarına kadar pek çok husus, 14 oturumluk bir sempozyum...

2. 28-30 Nisan: "Kaşgar'dan Endülüs'e Türk-İslâm Şehirleri Sempozyumları"... "Bursa Şehrengizi" ve "Bir Cihan Devletinin Doğduğu Şehir" alt başlıklarının kullanıldığı bu etkinliğin amacı şöyle belirlenmiş: "Türk İslâm şehirlerinin tarihini, kimliğini ve kişiliğini oluşturan mimari eserlerin korunması, yaşatılması, kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimizin açığa çıkarılması, gelecek kuşaklara aktarılarak Dünya İnsanlık Mirası listesinde hak ettikleri yerlerini almalarını sağlamak"... Bu çerçevede Kaşgar, Semerkant, Taşkent, Buhara, Hiva, Kokant, Aşkabat, Merv, Herat, Delhi, Otrar, Piri-Türkistan, İsfahan, Bakür, Kırım Bahçesaray, Doğu Beyazıt, Erzurum, Ahlat, Diyarbakır, Urfa, Mardin, Kerkük, Antakya, Trabzon, Sivas, Kayseri, Konya, Karaman, Ankara, Antalya, Amasya, Kütahya, Manisa, Kastamonu, Bursa, İstanbul, Edirne, Mekke, Medine, Bağdat, Halep, Şam, Trablusşam, Beyrut, Kahire, Tunus, Üsküp, Kosova, Endülüs gibi, Türk-İslâm şehirlerinin maddi ve manevi kimliklerinin ortaya konulacağı bir program hazırlanmış...

3. 29-30 Nisan: "14. Bursa Edebiyat Günleri"... Mehmet Âkif'in "Bülbül" şiirinden ilham alınarak seçilen "Bülbülün Zümrüt Tahtında Edebiyat- Şehir, Şiir ve İnşa" alt başlıklı bu etkinlik, doğrusu benim diğerlerinden bir derece daha kendimi ilgili bulduğum bir sürece tekabül ediyor. Bu yüzden, ana mekânı Tayyare Kültür Merkezi olan 14 Bursa Edebiyat Günleri'nin programını sizlerle paylaşmak istiyorum.

29 Nisan günü 14.00'te Bursa BŞB Başkanı Recep Altepe ile D. Mehmet Doğan ve Metin Önal Mengüşoğlu'nun açış ve takdim konuşmalarıyla başlayacak olan ve beş oturumluk sempozyum ile bunu taçlandıran bir şiir şöleninden müteşekkil edebiyat günleri, aynı gün saat 15.00'te Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan (Divan Şiirinde Şehir Kültürü), Ümit Aktaş (Şehir, Estetik ve Şiir), Safiyüddin Erhan (Şehirlerimiz ve Estetik), İbrahim Eryiğit (Hendese, Şiir ve Şehir) tarafından icra edilecek "Edebî İnşa Mimarî Kurgu" başlıklı oturum ile devam edecek...

Günün ikinci oturumu "Edebiyatın Aynasındaki Şehir" başlığını taşıyor. Mahmut Kanık'ın yönetimindeki oturuma Doç. Dr. Mehmet Narlı (Şiir ve Şehir), Berat Demirci ("O Belde" Hangi Belde?), Sibel Eraslan (Benim Bursa'm), Cevat Akkanat (Bursa'dan Yola Çıkan Dergiler) katılacaklar...

Bu arada, Edebiyat günlerinin ilk günü akşamı ilginç bir buluşmaya sahne olacak. "Fidan Hanı Edebiyat Sohbeti" adlı etkinlikte, açık kürsü oluşturulacak ve isteyen katılımcı şiirini paylaşabilecek...

30 Nisan Cumartesi günü saat 10.00'da "Edebiyatla Neyi İmar Etmek İstediler?" başlığı altında gerçekleşecek üçüncü oturumu Yard. Doç. Dr. Sadettin Eğri yönetecek. Metin Önal Mengüşoğlu (Bir Toplum Mimarı: Mehmet Âkif), Arif Ay (Nuri Pakdil'in Dili ve Anlatımı), Reşit Güngör Kalkan (İsmet Özel'de Medeniyet Düşüncesi), Ahmet Örs (Bugünkü Edebiyatımız Neyi İnşa Edecek?) bu oturumun konuşmacıları...

"Bursa'yı İnşa Eden Edîbler" başlıklı dördüncü oturumun başkanı Yasin Doğru. Mustafa Özçelik (Bursa'nın Yunus'u), A. Vahap Akbaş (Tanpınar'la Bursa'da Kuruluş Çağının Havasını Solumak), Murat Soyak (Metin Önal Mengüşoğlu'nun Edebî Şahsiyeti ve Eserlerinde Şehir Algısı) ve Asım Öz (Muhafazakârlığın Bursa Tahayyülü: Süheyl Ünver'in Bursa Seyahatnamesi) çalışmalarını edebiyatseverlerle paylaşacak olan isimler...

14. Bursa Edebiyat Günleri'nin sempozyum bölümü saat 15.00'te Bilal Kot'un başkanlığındaki "Bursa Bize Ne Söyler" oturumuyla tamamlanacak: Prof. Dr. Nurullah Genç (Bursa Der ki), Yıldız Ramazanoğlu (Ruhun Sessizce Kanatlandığı Diyar: Bursa), Hüseyin Kaya (Türkülerin Söylediği Bursa), Bünyamin Yılmaz (Bursa Türk Sinemasının Neresinde?) bu oturumda bizlere seslenecekler...

Edebiyat Günleri'nin tacı 30 Nisan akşamı saat 20.30'da başlayacak olan "Bülbülün Zümrüt Tahtında Şiir Şöleni"...

Tayyare Kültür Merkezi'ndeki bu şölene katılacak şairler ise şu isimlerden oluşuyor: A. Vahap Akbaş, Arif Ay, Bahaettin Karakoç, Cevat Akkanat, Hüseyin Kaya, İbrahim Eryiğit, İhsan Deniz, Mahmut Kanık, Mehmet Doğan, Mehmet Narlı, Mehmet Şeker, Muhammed Nur Doğan, Murat Soyak, Mustafa Efe, Mustafa Muharrem, Mustafa Özçelik, Nurullah Genç, Tayyib Atmaca, Ümit Aktaş, Yaşar Bedri Özdemir, Yunus Emre Altuntaş...

Şiir şöleninin sonunda Ahmet Paşa ve Lâmii Çelebi Şiir Ödüllerinin takdim edilecek. Bakalım bu yıl bu ödüller kimlerin olacak?

14. Bursa Edebiyat Günleri 1 Mayıs Pazar günü Cumalıkızık gezisiyle tamamlanacak...

Bursa'nın aslî ve evrensel kimliğini temsil eden 14. Bursa Edebiyat Günleri'ne bütün okurlarımızı bekliyoruz.

Cevat Akkanat


Millî Gazete
28 Nisan 2011

Yeni bir dergi: 'Kurgan Edebiyat'

KURGAN EDEBİYAT 15 MAYIS’TA KİTAPÇILARDA

Söz’ün Kalesi
Kurgan Edebiyat, söze ve anlama dönmek için çıkıyor. Her şeyin görselleştiği ve sözün geriye itildiği bir zamanda biz bu dönüşe inanmak istiyoruz. Aynı inancı taşıyanlarla da yol arkadaşlığına talibiz.

Kurgan Edebiyat, ‘iyi edebiyat’ın; hayatı, insanı ve zamanı anlamada önemli anahtar olduğunu düşünenleri bir araya getirmek niyetini taşıyor. Bu niyet, sözün değerine, yazmanın yüceliğine inananlarla bir söz kalesi oluşturmak; her şeyi değersizleştiren, hayatı gündelik rüzgârlara göre anlayanlara da karşı çıkmayı amaçlıyor.

Kurgan Edebiyat, modern zamanların her şeyi göstergelere indirgediği, hakikatin ve insanın yerine sanal gerçekliğin ikâme edildiği bir dünyada, yaşadığımız anlam ve dil kaybına açık bir reddedişi savunuyor.

Kurgan Edebiyat, insanı ve onu kuran değerleri ancak ve ancak onun gerçekliğinden hareketle tanımaya çalışacaktır. Bunun uğruna geride kalmayı, gerektiğinde yüksek sesle itirazı tercih edenlerle “Sözün Kalesi”nde buluşmak umudunda.

Kurgan Edebiyat, Türkçe edebiyata ve sözün onuruna inananlara kapılarını açıyor, hem de ardına kadar…

'Karagöz' 15 çıktı. Of Hayy Hak !

Nisan-Mayıs-Haziran 2011

“Şiirdeki kelimeler şapkadan bile çıksa, şiir şairine benzer” demiş Tristan Tzara. Jerome Rothenberg ise dil aracılığıyla gördüğünü ve bunun doğal bir sonucu olarak, dil olmaksızın, kör olduğunu söylüyor. “Edimsel olarak dilde oyun akla bir tür sonsuzluk, temel bir açıklık [düşüncesi] getirebilir” diyor Bruce Andrews; “fakat bunun dışında, algının, bilme yetisinin ve duyuşun kurulu omurgasında, kapalılık, ortaya çıkar” diye tamamlıyor cümlesini.

Dilci (l=a=n=g=u=a=g=e) şairlerde dikkatimizi çeken şey, en politik meselelerde bile sağlam bir teorik temelden hareket ediyor olmaları. Dilde oyun / deney züppelik değilse eğer, edimsel olarak, algıyı, bilme yetisini tetikleyecek, devreye sokacak bir şey olarak karşımıza çıkıyor. Rosmarie Waldorp da şiir yazarken müstakbel bir okuyucuyla, hatta ideal bir okuyucuyla değil, dil ile diyalog içinde olduğunu belirtiyor. Dile bu tür yaklaşımlar nedense bizde bir tür züppelik olarak itham edilir; bu tür teorik ilgiler genellikle hor görülür. Kurulu / yerleşik düzenin, ideolojinin, söylemin kaynağı olarak dil ya da egemen ideoloji tarafından motive edilmiş dil değil tabi ki burada söz konu ettiğimiz. Zaten kapalılığı getiren de bu patetik anlayıştır.

Dilde oyun, oyunbozan bir şey değilse onu ciddiye almamız gerekmez. Dilin motoruna çomak sokmak, dili kendi uçurumunun kıyısına bırakmak, kurulu düzene karşı getirdiğimiz bir sivillik eylemidir. Bu nedenle ister ona müstakbel, isterse ideal okuyucu diyelim motive edilmiş okuyucuya hitap etmemiz, onu şımartmamız, kollamamız, yolunu beklemememiz gerekmiyor. Şiir en karanlık yerlerde yolumuzu aydınlatacak bir fener değil. En insansız şiirde bile, şiirle kurduğumuz ilgi, insanla kurduğumuz o dolaysız ilgidir. Şiirle kurduğumuz ilgi, hakikate doğru bir ilgidir. Hakikatin taşıyıcısı olma iddiasındaki şiir, ideolojik anlamda güdülenmiş ortalama okuyucuya seslenen sözde şiirdir.

Bu sayımızın şairleri Serkan Işın, Yavuz Altınışık, Osman Özbahçe, Bülent Keçeli, Naz Yılmaz, Vural Kaya, Yunus Emre Altuntaş, Emre Öztürk ve Hakan Şarkdemir.

Fasıl bölümümüzü Bülent Keçeli’ye ayırdık. Son dönemdeki çıkışıyla dikkatleri üzerine toplayan Keçeli’nin şiirini Osman Özbahçe ve Yavuz Altınışık yazdı. Vural Kaya, Keçeli’nin ayrıntılı biyografisini, Osman Özbahçe kronolojisini çıkardı. Muhavere bölümünde de Murat Üstübal’ın Keçeli’yle yaptığı söyleşiyi ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

Bu sayımızın ara faslında eleştiri yazıları ağırlıkta. İdris Ekinci, Sezai Karakoç şiirine giriş niteliğinde bir yazı yazdı. Musab Kırca edebiyat, şiir ve psikoloji üzerinden iktidar okumalarına devam ediyor. Ece Ayhan’ı yakın plâna aldığı yazısı bizce ilgiyi hak ediyor. Şiir ve yazılarıyla son dönem Karagöz’de yer alan Rafet Arslan bu sefer çağdaş sanat akımlarına akademinin bakışını eleştiriyor.

Erman Akçay’ın büyük bir titizlikle hazırladığı Çağdaş Sanat Dosyası öncü kafaları anlamaya ışık tutan bir yazı. Erman Akçay’ın bu sayımızın mizanpajına katkısını da takdirlerinize sunuyoruz. Suvare ve Matine bölümümüzde Tabutta Rövaşata var; Yavuz Altınışık yazdı. Temaşa’ya Aslı Togay yeni bir hikâyesiyle katıldı.

Atilla Mülayim tarafından hazırlanan Kıraathane’de yeni çıkan kitaplar, dergiler, etkinlikler bulacaksınız.

Her ne kadar sürç-lisân ettikse aff ola! Bizden bu seferlik de bu kadar...

'Tasfiye' dergisinin 30. sayısı çıktı

Nisan 2011

Dergide bu ay şiirler göz dolduruyor. Ümit AKTAŞ “Tahrir Meydan(lar)ına Ağıt” şiiriyle dünyanın tüm özgürleşmek isteyen halklarını anarken, Ünsal ÜNLÜ “Tünel” şiirinde tünel imgesiyle bir kapitalizm eleştirisi yapıyor, birey ve devlet ilişkisi içerisinde medeniyeti sorguluyor. Habil SAĞLAM yine “sağlam” bir şiirle karşımızda “ÇÖP”. Mehmet Sait ÇAKAR “Kar ve Devlet”, Şahin GÜRÇAY “Toplumların Sosyo-ekonomik Buhranları Üzerine Bir, Varsağı!”, Selim AKDEMİR “Devrim”, Özhan UÇAN “Piyon”, Ergün MUNDUZ “Gözlerim Kaldı” şiirleriyle Tasfiye’nin bu sayısını zenginleştiriyorlar.Ahmet ÖRS “Sararan Yaprak Düşen” hikâyesinde hayatın anlamını ve değerlerini sorguluyor. M. Ali BAŞARAN’ın “Çılgın Vuk ve Arz-ı Endam” masalı alegorik göndermelerle dolu. Mehmet Garip TANYILDIZI’nın öyküsü “Kâğıtçının Ölümü” modern hayatı devrimci bir bakış açısıyla yorumluyor; farklı karakterlerin kesişen dünyasında çıkmazlaşan ilişkileri de masaya yatırıyor. Veysel ALTUNTAŞ ise “Kısa Film Senaryosu” öyküsünde bireylerin otorite tarafından zorlandığı davranış kalıplarını ve onların saçmalığını gözler önüne sermekte. Özkan ŞAHİN, “Radikal Dinci” öyküsüyle İslamcı çevrelerde değişen, çöken idealleri işliyor.

Dergideki makaleler de oldukça ilgi çekici. Bülent Şahin ERDEĞER “Vahyin Edebi Dili: Kuran ve Edebiyat” makalesinde Kur’an’ın insanlara yaklaşımında kullandığı dili, kavramları bu kavramların insan zihninde karşılayageldiği anlamları nasıl barındırdığına dikkat çekiyor. Kur’an’ın insanlarla konuşma tarzını ve muhatabı insanlarda nasıl karşılık bulduğunu çarpıcı analizlerle ortaya koyuyor. “C.: Toplumun İçinde Topluma Yabancı” yazısında Enes KUŞÇU, Yusuf ATILGAN’ın Aylak Adam romanındaki “C.” Karakterine odaklanıyor, “yabancılaşma” kavramını edebiyatımız üzerinden irdeliyor. Cahide Gülnur SARI ise “Ulusun İnşası ve Resmi Edebiyat Kanonu” adlı makalesinde ulus devletin inşasında resmi ideoloji ve Türk Eğitim Sisteminin rolünü derinlemesine ele almış. Ömer Faruk KARAGÜZEL “Jön Türkler, Mizancı Murad ve Mülkiye Mektebi” makalesini okumak son dönem Osmanlı tarihi ve aydınlarının tavrını anlamada bize oldukça yol gösterici olabilir.

Ayşenur BULUT, Bejan MATUR’un çok ses getiren “Dağın Ardına Bakmak” kitabını okuyucuya samimi bir dille değerlendirirken dergide Mehmet SACİT’in anıları devam ediyor. Son olarak Esra Aydın, Tasfiye okuyucularına, “Yola Revân Olmak Yazıldı Bize” adlı belgesel hakkında bir değerlendirme sunuyor.



Tasfiye iletişim:

www.tasfiyedergisi.com

tasfiyedergisi@gmail.com

505 259 07 15

2011-04-26

'Viran ve Bahar' e-edebiyat dergisi: Bir Çocukluk Yaptık

Viran ve Bahar “Çocuk Özel Sayısı” ile çıktı. Edebiyatın çokça işlenen konularından birine daldık. Hemen her şairin, yazarın çocuk ve çocukluğa dair bir şeyler söylediğini gördük. Bir de biz söylemeyi denedik. Güzel bir sayı oldu kanaatindeyiz.

Bu sayının şairleri Kerim Akın, Ahmet Yılmaz Tuncer, İlhan Uygül, Abdulsemet Telimen, Hızır İrfan Önder, Orhan Kılıg.

Ali Yüksel, Mehmet Büyükşahin ve Ünal Sayar öyküleriyle bizimle.

H. Neşe Koçak, Hasan Parlak, Fatih Mehmet Mirza, Yusuf Ünal, M. Mustafa Üftadeoğlu ve Kerim Akın denemelerini okuyabilirsiniz.

(ç)Alıntılar bölümünü biraz kalabalık tutmayı yeğledik. Çokça (ç)aldık yani. Ustalarımız Sezai Karakoç, Fazıl Hüsnü, Cahit Zarifoğlu ve Alaeddin Özdenören…

Beyan Yazıları’nda ise Her Şey Olmaya Açık Çocukluk Dünyası adlı makaleyi bulabilirsiniz.

Dergimizi özellikle yandaki PDF dosyamızdan okumanızı tavsiye ediyoruz. Dergi tadını oradan bulabilirsiniz.

Payı olan herkese binler teşekkür. Çocukça bir iş yaptık, okunması dileğiyle…

Viran ve Bahar e-edebiyat dergisi:
www.viranvebahar.com

'Alkış' dergisinin 56.sayısı çıktı

Mart-Nisan 2011

Alkış dergisinin Mart-Nisan 2011 sayısı yayımlandı. Kahramanmaraş Kültür Sanat Evi yayın organı olan Alkış dergisi iki aylık periyotlarla düzenli olarak çıkan dergilerimizden. Güzel yazıların ve şiirlerin yer aldığı bu dergi 32 sayfadan oluşuyor. Mütevazi ve sımsıcak bir dergi. 56. sayısına ulaşan Alkış dergisinin mensuplarını kutluyor başarılarının devamını diliyorum.Bu sayısında yer alan yazarlar ve şairler şöyle: Oğuz Paköz, Fethi Balık, Emrah Erdin, Deniz Bozkurt,Serdar Yakar, Ahmet Yılmaz Tuncer, Mehmet Uysal,Mehmet Mortaş, Melek Baltutan, Mustafa Karamık,Celal Sahir, Berrin Bilginer, Ayşegül Taşkın, Mürvet Sarıyıldız, Ali Bozkurt, Yalçın Yücel, M. Akif Şahin,Mustafa Okumuş, Ahnet H. Koç, Mustafa Pınarbaşı,Ali Büyükçapar, Enes Fehim Ocaklı, Sıddık Elbistanlı,Nevzat Kırkpınar,Mehmet Kılıç, Sıddık Özer, Hızır İrfan Önder, M. Kemal Atik, Abidin Doğanay, Esra Kirik, M. Nihat Malkoç, Eshabil Karademir, Muhsin Bulutgöçer.

Hızır İrfan Önder

İletişim:
İsmetpaşa Mah. Hükümet Cad. Mert İşhanı No: 24 Kat: 7 D: 26
Kahramanmaraş (46100)
0 532 263 13 16
www.alkisdergisi.com.tr

'Temrin' 36

Nisan ayında 36. sayımızla sizlere bir kez daha merhaba diyoruz. Bu ay da yine zevkle okuyacağınız metinlere yer verdik. Ümit Erkol, Tuğba Gülşen Doğru, Kamil Çağlar Aksu, Arzu Eşbah, Murat Çelik, Mehmet Türkmen, Edward Estlin Cummings (çeviri; Nihan Işıker) bu sayımızın şairleri.

Saliha Malhun bu ay da “Kendine iyi Bakan Kız” başlıklı bir öyküsü ile karşımıza çıkıyor. Firdevs Kapusızoğlu, Nevzat Canan, Osman Çeviksoy bu sayımızın diğer öykücüleri.

Ahmet Mersan “Sırlı Çerçeve”, Uğur Cumaoğlu “şehir ve Karanlık” başlıklı denemeleri ile bu sayımıza katkıda bulundular. Mustafa Ocakbeği “Mar Bayciyev’in Hayatı ve Sanatçı Kişiliği”ni ele aldı. Onur Akbaş “Süreya’nın ‘y’si” başlıklı yazısında Cemal Süreya şiirini irdeledi. Tahsin Yıldırım “Peygamberi Konu Alan Edebi Türleri” ele aldı. Gülay Kayapınar “Sazsız Ozan Yavuz Bülent Bakiler”den söz etti.

Bu ayki söyleşi konuklarımız çağdaş Türk şiirinin değerli temsilcilerinden Veysel Çolak ve edebiyatın merkezinde usta bir romancı olan Metin Savaş. Veysel Çolak ile Hatice E. Kaya, Metin Savaş ile V.Hüseyin Kaya konuştu ve zevkle okuyacağınız iki söyleşi çıktı ortaya.

Son olarak yine Kalender Tufan “künye” köşesinde kitapların ve Seda Ülke “devran” köşesinde sanat ve edebiyatın izini sürdü.

Gelecek sayılarda buluşmak ümidiyle…

2011-04-25

'Tomurcuk' dergisinin 16.sayısı yayımlandı

1994-1995 öğretim yılında açılan Rize Anadolu Öğretmen Lisesi, on beş yıldır yayımlanan dergisinin yeni sayınsı çıkardı. Her yıl, Öğretmen Okullarının Kuruluş Yılı olan 16 Mart günü törenlerine yetiştirilen Tomurcuk dergisi, zengin içeriğiyle okurlarına ulaştı. Öğretmen ve öğrencilerin yazılarıyla, okulla ilgili tanıtıcı fotoğraflardan oluşan Tomurcuk, renkli ve 48 sayfa olarak yayımlanıyor.

Okul müdürü Ali Kılıç yanında müdür yardımcıları Halil İbrahim Hacıoğlu, Ömer Cihan Özşahin ve Erdal Şahin de yazılarıyla dergide yer aldı. Öğrenci yazıları yanında farklı kişilerle yalpan mülakatların yayımladığı dergide bu yıl, Rize Üniversitesi Eğitim Fakültesi dekanı Ali Rıza Akdeniz’le yapılan bir mülakata yer verilmiş. Dekanla mülakatı okul öğrencilerinden Gülcihan Bakır yapmış. İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Hocaoğlu ile Ozan Mert Alıcı ve Cemre Filizli adlı öğrenciler görüşmüş. Egemen Ufuk Yüksel, Erhan Sandıkçı, Muhammet Erdoğan ve Pınar Sümer, şiirleri yayımlanan öğrenciler. Tarih öğretmeni Sebahattin Bayrak, resim öğretmeni Nesrin Timurcioğlu ve müzik öğretmeni Funda Gümrükçü de yazılarıyla dergiye destek verenlerden. Öğretmen Okullarının 163. Kuruluş Yılı etkinliklerinde yayımlanan Tomurcuk dergisinde Atatürk, Ekrem Orhon ve Yunus Emre gibi isimlerle ilgili tanıtıcı bölümler de yer almış. Rize’yi tanıtma görevini de üstlenen ve sayıları iki yüz elliyi geçen Anadolu Öğretmen Lisesi okullarına her yıl düzenli olarak gönderilen Tomurcuk dergisinin 16 sayısında birbirinden güzel yazılar yer almış.

Hacer Yılmaz, Büşra Bayraktar, İrem Alemdar, Ali Eren Güven, Hacer Usta, Şeymanur Uzun, Hilâl Yılmaz, M.Ali Pınarbaş, Zeynep Öztürk, Fatmagül Düz, Gülşah Kömürcü, Özge Sarı, Şeyma Kartal, Ümit Banu Uzun, Seden Oğur, Serap Salman, Özge Akdemir, Hilâl Çukur, Neslihan Kasap, Ozan Lukumci, Selva Nur Enez, Bedrana Kambur, Ebru sarı, Tansu Topçu, Zahide Varlı, Kübra Şadoğlu, Büşra Sümeyye Bıyık, Ali Köseoğu, Kazım Cüce, Şule Sarı, Emine Taşpınar, Akibe Karahan, Enes Faruk Kasap ve Zeynep Tafralı, yazıları yayımlanan öğrenciler.

Ömer Cihan Özşahin

İletişim:
04642260723

'Aşkar' dergisinin 18.sayısı çıktı

İçindekiler:

ŞİİRLER
1. CESEDİ NEREYE GÖMELİM CEVDET KARAL
2. YELELER ALİ AYÇİL
3. KAYGI HANIM SÖYLEMİŞ GÖRELİM NE SÖYLEMİŞ HAKAN ŞARKDEMİR
4. KULPSUZ KALPSİZ FİNCAN BÜNYAMİN K.
5. BİR TESELLİ VER HÜSEYİN KARACALAR
6. GÖZÜMÜN AYDINLIĞI İSMET ÖZEL BABA İDRİS EKİNCİ
7. SÜKÛTU KUTSAMAK AZİZ MAHMUT ÖNCEL
8. VALSTE SON ADIM MUSTAFA MELİH ERDOĞAN
9. BU LİRİZM ADAMI ÖLDÜRÜR VİCDAN ABLA İRFAN DAĞ


10. ÂLİMLERİ ŞAŞIRTAN BİR FETVA VEYSEL KARANİ TUR
11. OTUZ ÜÇ ÖZGÜR BALLI
12. FİKSTÜR İLHAMİ YAVUZ
13. FLORANCE NIGHTINGALE ETKİSİ İLHAN KAYHAN
14. DEDİM: USTAM! NEZİHE EYLÜL
15. NAYSAZ HİKMET ÇAMCI

ÖYKÜLER
16. YANLIŞ TREN AYKUT ERTUĞRUL
17. ANKARA’NIN İNŞAATLARI MUSTAFA ÇİFTÇİ
18. MUAZZEZ SELİN KARACAN
19. YASAK MEYVE İSMAİL ISPARTA

DENEME VE DEĞİNİLER

20. KEKLİĞİM KINALIDIR KADERİ BELALIDIR REŞİT GÜNGÖR KALKAN
21. İSLAM TOPLUMUNUN EKONOMİK STRÜKTÜRÜ FERHAT NABİ GÜLLER

DOSYA YAZILARI

22. CEVDET KARAL ŞİİRİNE YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN HÜSEYİN KARACALAR
23. ŞİİRLERİN GERİ GETİRDİĞİ ŞAİR: CEVDET KARAL AZİZ MAHMUT ÖNCEL
24. CEVDET KARAL ŞİİRİ İÇİN BAZI DİKKATLER M. MELİH ERDOĞAN
25. ALİ AYÇİL İLE SÖYLEŞİ AYKUT ERTUĞRUL
26. SUR KENTİ HİKAYELERİ MEHMET RAŞİT
27. ALİ AYÇİL’İN İNSANI VE ŞEHRİ AÇIKLAMA DENEMELERİ MUSAB KIRCA
28. KENDİNE SUSAN İDRİS EKİNCİ
29. İÇ HESAPLAŞMA HİLAL ACAR
30. HAKAN ŞARKDEMİR İLE SÖYLEŞİ İDRİS EKİNCİ
31. HAKAN ŞARKDEMİR’İN YAZILARINDA EDEBİYAT VE POETİKA İDRİS EKİNCİ
32. HAKAN ŞARKDEMİR ŞİİRİNDE ZİRVE ARAYIŞI: ŞARKO ÖZGÜR BALLI
33. MODERN EPİK ŞİİR ÇERÇEVESİNDE HAKAN ŞARKDEMİR ŞİİRİ İRFAN DAĞ


İrtibat:
askardergisi@gmail.com

'Yüzakı' dergisi

Nisan 2011

O HEP «ÜMMETÎ!» DEDİ... YA BİZ?..

Gökten yere inen bereketli nisan yağmuru... Bu güzelliğin aksedeceği ayna da; yerden göğe yükselen dolgun başaklar... Rengârenk çiçekler... Meyveye duran ağaçlar...
Karanlık gecenin ardından ufuktan bütün ihtişamıyla yükselmeye başlayan güneşe bakamaz gözler; onu, yaydığı nur sayesinde görebildiğimiz güzelliklerde, yaydığı ısı ve hayatla canlanan âlemde temâşâ ederiz.
İki Cihan Güneşi Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in büyüklüğünü, yüceliğini, güzelliğini, şefkatini, muhabbetini; O’ndan asırlar sonra da seyredebildiğimiz ayna; O’nun ümmeti... Başta yıldızlar kadar parlak ve yüksek vasıflarda yetiştirdiği ashâbı... Sonra o yıldız yıldız ölçülerin izinde yürüyen Hak dostları, O’nun nurlu vârisleri...
Ya biz?.. O’na ümmet olmanın neresindeyiz?
O’nun ümmeti olmak, îmandan sonra en büyük saâdet...
O’nun ümmeti olmak, iki cihanda sürur...
O’nun ümmeti olmak, Hakk’ın şahidi olmak...
O’nun ümmeti olmak, «O Güneş’ten yana bir hilâl ol»mak...
Nimetin şânı böyle... Fakat şartları ve mes’ûliyetleri de var:
O’na ümmet olmak, O’nun gibi merhamet, şefkat ve muhabbet kahramanlığı istiyor...
O’na ümmet olmak, O’nunla beraber olmak, O’nunla her hâlükârda yakın olmaktan geçiyor.

O sebeple, bu nurlu, bereketli nisanda; bu kutlu doğum mevsiminde doğuşunu kutladığımız Güneş’in aydınlattığı zihinlere, nurlandırdığı kalplere, ısıttığı vicdanlara, canlandırdığı îmanlara, parlattığı lisanlara sahip miyiz, bunu sorduk O’nun ümmetine: O HEP «ÜMMETÎ!» DEDİ... YA BİZ?..


Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; başyazıda; Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi’nin velâdetlerinden âhiretlerine daima «Ümmetî!» derken; üstün şahsiyetiyle, müstesnâ ahlâkıyla, gönüllere ferahlık veren muâmelâtıyla, fevkalâde fedâkârlığıyla, yeis ve fütur bilmez gayretiyle o sözün içini doldurduğunu, Kur’ân ekseninde temellendirdi.
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Kıymet ve Mes’ûliyetiyle O’na Ümmet Olmak» mevzuunu, O’na ümmet olmanın şuurunu en iyi anlayan sahâbeden misallerle anlattı.
Mustafa KÜÇÜKAŞCI, Fahr-i Âlem’in «Âlemlere Rahmet» vasfını şiir ve tefsirle işledi. Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ; «ümmet» kavramına lisan ve tarih açısından yaklaşarak, ümmet şuurunu kazandığımız ve kaybettiğimiz devirlerin muhasebe ve mukayesesini yaptı. B. Cahit ÖZDEMİR, ümmetinin O’na medyûniyetini anlattı. H. Kübra ERGİN, Efendimiz’e muhabbet ve O’nu tanıma gayretlerinin ekseni üzerinde durdu. Ömer OKUDAN ise, Allah Rasûlü’nün son günlerini ve Allâh’ın Bahtiyar Kulları’ndan Abdullah İbn-i Zeyd’in; «O’nu görmeyecek göz neye yarar!» deyişini kaleme aldı.

Prof. Dr. İsmail ÇETİŞLİ; «Yakın Dönem Hilyeleri»ni tanıttığı makalesinin ikinci bölümüne Hilye-i Fahr-i Âlem’den sonra, geçtiğimiz yıl abonelerimize de hediye ettiğimiz, Seyrî’nin Hilye-i Şerîfe’sinin incelenmesi ile devam etti.
Tarih, karakter, toplum bölümlerimiz de dopdolu...

Fatih Sultan Mehmed, Mihrimah Sultan, Mimar Sinan ve Gazi Osman Paşa’ya dair tarihten sayfalar...Ahmet ZİYLAN’den ümmetin de milletin de çekirdeği olan ailede birlik ve dayanışma üzerine hâtıralar...

Ve şiirler... Şiirin gayesi na‘tlar... O’nun ümmetine yakışır, pırlanta sözler, elmas ifadeler...İşte bu sayımızda yer alan şâirler: M. Ali EŞMELİ, Mahmut TOPBAŞLI, Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI,Halil GÖKKAYA, Bekir ÇİÇEK, M. Ali VAR, Zahit GENÇ, Rıfat ARAZ, Harun ÖĞMÜŞ, Recep YILDIZ,Servet YÜKSEL, Köksal CENGİZ, Memduh CUMHUR, Abdullah GÜLCEMAL, M. Faik GÜNGÖR,M. Nejat SEFERCİOĞLU, Osman ALTAŞ ve Hızır İrfan ÖNDER.


O hep «Ümmetî!» dedi, biz de hiç değilse her Nisan; O’nu gündemimizin baş tâcı ediyoruz...

İrtibat:
dergi@yuzaki.com
abone@yuzaki.com
www.yuzaki.com.tr

2011-04-24

'Dört Mevsim Niğde' dergisinin 5.sayısı çıktı

Niğde’nin tarihi ve turistik değerlerinden, türküleri ve şivesi gibi folklorik öğelerine; tarihe mal olmuş ünlü portrelerin hayat hikayelerinden Niğdeli şair ve yazarların şiir, yorum, araştırma ve inceleme gibi edebi eserlerini içeren Dört Mevsim Niğde üç ayda bir yayınlanmaya devam ediyor.

Derginin ikinci yılında beşinci sayısı çıktı.

Niğde’nin kültür, tarih, turizm ve edebiyat değerlerini içeren 49 sayfadan sonraki 14sayfalık bölümde Niğde Belediyesinin hizmetleri yer alıyor.

“Dört Mevsim Niğde” dergisinin dağıtımını Türkiye geneline yapıyor. Türkiye genelinde Niğde’nin daha fazla bilinmesini hedefleyen Belediye “Dört Mevsim Niğde” dergisinin 81 ilin kurum ve bürokratlarına dağıtımını posta yoluyla yapıyor.

Belediye Başkanı Akdoğan’ın Büyük “Kültür İnsanlığın Ortak Mirası” başlıklı sunumunun yanı sıra,

Mehmet Baş, kapak arkası şairi olarak yer alan dergide;Kibar Ayaydın “Kar Güzellemesi”, Fırat Ensari “Havanız Nasıl Olursa Olsun”, Muharrem Çifcibaşı “Kar, Buz, Ayaz, Bereket”, Salih Toyran kaleminden “Ayazın Çocukları”, İsmail Özmel’den “Kış” şiiri, Fatma Çınar “Şu Bolkar’ın Lalesi Ben Olsaydım”, Yusuf Tüfekçi “Melendiz’de Beyaz Gece”, Serdar Şahin “Ben Kış Çocuğuyum”, Erdal Noyan “Dışarıda Kalanlar” ile “Kar Kızıl” şiirleri ve “Dört Mevsim Niğde Yazarları Demirkazık’ta, Fatih Budak “Ölümsüzlük Çığlığı”, Sabri Özdağ “Mektubun Gelmiyor Yollar Gış Mıdır?”, Arif Acındı “Hep Aynı Muhabbet: Nerde O Eski Kışlar ?”, Murat Soyak “Kışın Halleri” şiiri, Murat Akalın “Reşat Nuri’nin Niğde’si”, Halil İbrahim Tongur “Geçti Borun Pazarı Şairinden Ünlü Şiir”, Uğur Arıbaş “Dergilerimiz”, Osman Aytekin “Andaval’ı Andaval Yapan Şöhret”, Murat Soyak “Niğde’ye Dönüş Özlemi”, Hayrullah Eraslan “Sanaldan Mektebe Açılan Kapı Defter K”, Ali Koç “Dünyayı Dolaşan Niğdeli”, İrfan Bahar “Niğde Yeniden Büyümeli” yazıları yer alıyor.


Gökhan Demircioğlu

'Yedi İklim' 253

Nisan 2011

Yedi İklim dergisi Nisan sayısıyla okurlarının karşısında. Geçtiğimiz üç aya sığdırdığı Ali Haydar Haksal Özel Sayısı ve Haydar Ergülen Dosyası ile özel sayı birikimine yenilikler ilave etti.

Yedi İklim, Nisan sayısının kapağına Behçet Necatigil, Judith Wright, Refik Halit Karay ve William Shakspeare’in fotoğraflarını taşıyor.

Dergi sayfalarını Kuzey Afrika’da cereyan eden olaylar üzerine kaleme alınan Batının Salyaları Akarken başlıklı yazıyla açıyor.

Süreğinde her zaman olduğu gibi şiirler var. Bu ay Ömer Erdem iki şiirle katkıda bulunuyor Yedi İklim’e. Kâmil Eşfak Berki, Zafer Acar, Nurettin Durman, Hüseyin Alemdar, Abdullah İlhan, Mehmet Ali Özkan, Mehmet Baş, Bilal Yavuz, Nedim Gökhan Aydın, Bekir Göl dergide şiirlerini okuyabileceğiniz diğer şairler.

Hasan Aycın çizgisiyle, Mustafa Cemil Efe hattıyla, Serap Ekizler yağlı boya çalışmasıyla ve Özden Aydın da ebrusuyla Yedi İklim’in bu sayısını zenginleştiriyorlar.

Nisan sayımızda bir hayli öykü var. Öykü severler bu ay öyküye doyacaklar. Kadir Tanır, Osman Koca, Fatma Rânâ Çerçi, İsmail Demirel, Yunus Emre Özsaray, Mustafa Oral, Ebru Ak, Emine Batar, Yıldırım Türk bu ay öykülerini okuyabileceğiniz öykücülerimiz. Yıldırım Türk’ün ilk kez bir öyküsünü yayınlıyoruz. Mustafa Oral ve Emine Batar Yedi İklim’de öykü yayınlamaya devam edecekler. İngilizceden yaptığı öykü çevirilerinden aşina olduğunuz Ebru Ak da, öyküler yayınlamaya devam edecek.

Bu ayın tek çevirisi Yavuz Demir’e ait. Demir kapağa da taşıdığımız Judith Wright’tın Efsane şiirini çevirdi.

Recep Seyhan yıllar önce Almanya’ya eğitim amacıyla yaptığı yolculuğu Augsburg Notları olarak yayınlamaya başladı.

Osman Bayraktar; Cemal Şakar ve Hüseyin Su’dan sonra bu ay Ramazan Dikmen öyküsü üzerine yazdı. Kadir Can Dilber, Necatigil’in Korku Çiçekleri şiirini inceliyor. Mustafa Cemil Efe hattatlarla ilgili yazılarına Karahisarî ile devam ediyor. Yakınlarda, Bir Şehri Sevmek adlı kitabına kavuşan Mehmet Kurtoğlu, düşüncelerini William Shakspeare üzerine yoğunlaştırmaya devam ediyor. Batı edebiyatıyla ilgili yaptığı bu değerli çalışmalarının da bir gün kitaplaşmasını temenni ediyoruz.

İsmail Demirel, 2010 Dergilerinde Öykü adını verdiği çalışmasının ilk bölümünü bu ay yayınlıyor. Demirel ilk bölümde Aşkar, Dergâh ve Yağmur dergilerindeki öykülere değinmiş. Çalışmanın devam edeceğini umuyoruz.

Yeni Okumalar-Değiniler bölümü bu ay da dopdolu. Bölümün ilk yazısı Mustafa Kirenci’ye ait. N.Ahmet Özalp’in kılı kırk yararcasına yaptığı çalışmalar sonucunda ortaya çıkan makalelerden oluşturduğu Okları Kırılmış Kirpi üzerine yazıyor Kirenci. Sonrasında İbrahim Coşkun; Ömer Say, Nermin Tenekeci, Güzide Ertürk, Nurettin Durman, Abdurrahman Arslan ve Ferit Edgü’nün kitapları üzerine kısa değerlendirmelerde bulunuyor. Bölümün son yazısında Âdem Polat, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu üzerine bir değerlendirmede bulundu.

Hayırlı okumalar…

İrtibat:

0 216 399 19 14
0 216 352 49 77

yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com

'Akpınar' dergisinin 32.sayısı çıktı

Mart ve Nisan ayları, kışla bahar arasındaki rekabetin mücadele sahnesi haline geldi. Bir açıyor insana kaygı veriyor, bir kapanıyor ümit. Bir köşe kapmacadır gidiyor. Bazen soğuk ve az yağış, bazen de bir bahar rüzgârı. Çimenler, ağaçlar göğe el atmakta ne kadar hevesli. Yeni yürüyen çocuğun ayağa kalkıp yarı sendeleyen bir yürüyüşü var ya, ben bu mevsimi böyle bir kışla bahar arasında gelip giden, bir kıyı rüzgârına, bir deniz gelgitine benzetiyorum. Çocuk sendelerken nasıl düşme korkusu içimizi titretirse, açılan havaya aldanarak çiçek açan ağaç ta öyle, ya soğuk alırsa, ya çocuk düşerse korkusu.

Bu biraz da hayatın bir özeti sayılamaz mı? Kazanmak ve kaybetmek ne kadar izafidir. Bir köyde erkek kardeşler önce sulu tarlaları seçip almışlar ve kıraç yerleri kız kardeşlerine bırakmışlar, iyi mi? Gel zaman git zaman, akarsular kesilmiş, kıraçlara yeraltı suları gelmiş, köy halkı hak yerini buldu diyor. Ama hak yerini bulur da, aradan geçen sıkıntılı zamanları nasıl telafi edeceğiz işte asıl mesele bu…

Derler ya altın kapı ağaç kapıya, ağaç kapı altın kapıya muhtaçtır. Konumuna bakıp da insafı elden bırakma. Ne kış sanıldığı kadar uzun sürer, ne de bahar o kadar uzakta…

32.sayı içindekiler:

Nurullah Çetin Hoca “Güneşi kurşunladık” adlı şiiri tahlil ediyor. İsmail Özmel “Mehmet Akif Ersoy’un Dünyası’nı, Abdullah Satoğlu “Bir Kapıdan Bir Kapıya”yı, Nihat Malkoç "Ergun Göze"’yi, Hadi Önal “Nefesin ve Sesin Gücü”nü, Nedim Bakırcı Akpınar’ı, Güner Özmel Başaytaç babası Nihat Özmel’in son günlerini, İsmail Sarıkaya Haberci’yi, Bedrettin Keleştimur “Kömürhan, Gönül Köprüsü", Murat Soyak “Gönül Sohbet İster” başlıklı hikayesini, Mustafa Demirci’nin “Ahmet Kabaklı’ya Vefa” yazısını ilgiyle okuyacaksınız.

Bekir Oğuzbaşaran, İsmail Özmel, Erdal Noyan, Ahmet Yılmaz Tuncer, Nihat Kaçoğlu, Mehmet Baş, Fatih Çelik şiirleriyle Akpınar’ı süslemişlerdir. Daha güzel sayılarda buluşmak dileği ile sağlıcakla kalın, hoşça kalın.

İsmail Özmel


İletişim:
ismailozmel@hotmail.com

'Bir nokta' edebiyat dergisi

Nisan 2011

Bir Nokta Aylık Edebiyat Dergisinin Nisan sayısı çıktı. Bu sayıda 14 şiir ile okuyuculara şiir ziyafeti veren Bir Nokta Dergisi okurları Süreyya Berfe’nin ‘’Böyle Zamanlarda’’ isimli şiiriyle karşılıyor. Süreyya Berfe İkinci Yeni akımıyla bir dönem şiirler yazan daha sonra Halk şiiri yoluna yönelen 1960 kuşağı şairlerindendir. Berfe şiirinde yaşadığı zamanın bir çetelesini tutarak geçip giden zaman içinde kendi haline vurgu yaparak zamanın şahitliğini yapar.

"Böyle zamanlar
Her zamandır
Böyle zamanlar
Her yerdir
Bu zamanlara göre olmayan
böyle zamanlarda"

Diğer şiir Alpaslan Durmuş imzalı Samiye Demeler II ismiyle yayınlanmış. Şiir daha çok deneysel şiir görünümünde olup 3 sayfa süren uzunca bir şiirdir.

"Dediğimdir dört fassda:
Bu mudur yani bütün varoluşun,
aslında değil midir yok oluşun-ve bunu ilânın?
dinle-dinle ki dinelsin aletse rûhun:"
diyerek şiir serüvenine çağırıyor okurları. Sorulara cevaplar arayan bir derviş suretinde anlam aramaya çalışır Alpaslan Durmuş şiirinde. Bazen dingin sesler sunarak bazen de soru işaretleriyle yoğrulmuş cümleler kurarak, bulandırıp çözümler sunarak okuyucuyu bu yolculuğa dahil eder.

Kuyu şiirinde A. Uğur Keltek :
"tersine baksan görsen perdeyi
İndirince gece altın kakülleri yere
Yükselir yüzleşmenin
asi kırılgan duvarı"
diyerek kısa bir şiir ile yeni sayıda yer edinmiş. Uğur Keltek kuyudan dünyaya çevrilen bir göz ile seyretmeye çalışmış alemi. "dibine akan bir kuyu suskunun mabedi" diyerek kuyuyu bir mabede benzetip kutsallaştırması kuyunun sessizliğindendir. Sessizlik, suskunluğu getirir. Susmak onurlu bir direniştir kalabalıklara.

Aksak Saksağan şiiriyle Resul Tamgüç "aksak kumru şairi işaret verdi, dile geldim" cümlesiyle görücüye çıkartıyor şiirini. Öyküsel bir anlatımla dile getirilen şiirde şairin ironik bir dil kullandığı hemen göze çarpmaktadır:

"aksak saksağan
rüyama konmanın sırası mıydı şimdi
çok rica ederim
herkes kendi uykusuna, kendi rüyasına
ben zümrüdü ankayı bekliyorum"

Bir Irmak Düşü isimli kitabı yakın zamanda Bir Nokta Kitaplığı’ndan yayınlanan Mustafa Özçelik Irmak düşleri kurmaya devam ediyor. Bu sayıdaki şiiri ‘’Irmak Gazeli’’nde Özçelik yine bir ırmak resmi ile okurlarının karşısına çıkmış.

"Kıvrıla kıvrıla akan ırmak
Gönlünün kıyısında
Yunus’un sesini duyar da
En son sana vurur kendini"

Geceyarısının Söylettiğidir şiiriyle Bünyamin Durali İkinci Yeni çağrışımlı bir şiir kaleme almış. "nirengi, kerteriz, kargışla" gibi sırıtan kelimelere yer veren şair
"sana nasıl anlatmalı bir bilebilsem:
uçurumlar zirvelerle öpüşür
ay çıktığında" cümlesiyle kelimelerin sınırlarını zorlayarak iddialı cümlelere yer vermiştir.

Mahmut Avcı’nın Kirlenen Renktir şiirinde insan üzerindeki cümleleri genel bir insan üzerinedir.
"yıkımı usanmadan insan yaşıyor
içinde yanılgısı büyüyor insanın
içinde eksiksiz arzusu ile insan"

Diğer şiirler: Ulaş Konuk, Mahmut Feyzi, Kemal Bulut, Arif Dülger, Necmeddin Halil, Mürsel Sönmez, Kenan Rifai

Yazılar: Şefik Memiş, Aliya Akan, H. Ziya Taşkent, Meral Afacan Bayrak,Murat Soyak, Necmeddin Atlıhan, Cemal Kılınç, Mahmut Avcı, Mesut Doğan, Mehmet Kurtoğlu, Özay Aslan

Bilal Can

Bursa'da Edebiyat Günleri Başlıyor

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Edebiyat Günleri, bu yıl 14. kez edebiyatseverlerle buluşacak. 14. Bursa Edebiyat Günleri edebiyatımızın ve kültür sanat hayatımızın ünlü isimlerinin katılımıyla gerçekleşecek.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Edebiyat Günleri, bu yıl 14. kez edebiyatseverlerle buluşacak.

Her yıl bir tema ve bir ana başlık altında icra edilen Edebiyat Günleri’nin bu yılki teması “Şehir, Şiir ve İnşa” başlığını taşıyor. 29-30 Nisan 2011 günleri Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan 14. Bursa Edebiyat Günleri’nin ana başlığı ise Mehmet Âkif’in Bursa için yazdığı “Bülbül” şirinin bir dizesinden ilham alınarak “Bülbülün Zümrüt Tahtında Edebiyat” şeklinde belirlendi.

14. Bursa Edebiyat Günleri, beş oturumluk bir sempozyum ile bir şiir şöleni şeklinde uygulanacak.

Bursa Edebiyat Günlerinin Amaçları

Ulusal ve evrensel platformlarda önemli bir konumu bulunan Bursa’nın, bu niteliği kazanmasında edebiyatın güçlü bir etkisi olmuştur. Bursa Edebiyat Günlerinin en önemli amacı, bu güçlü etkiyi, edebî, kültürel ve bilimsel platformlarla devam ettirmektir.

Etkinliğin bir diğer amacı, Bursa’nın Türk ve Dünya edebiyatındaki yerini belirlemek, bu arada halkın edebî ve kültürel birikimini artırmaktır. Böylece hem “Bursalılık” kültürü pekiştirilecek, hem de evrensellik bilincinin gelişimine katkıda bulunulacaktır.

Bursa Edebiyat Günleri edebiyatımızın geçmişiyle bugünü arasında olduğu kadar Türk edebiyatının uluslararası edebiyat ile karşılaştırılmasını da gündeme getirecektir.

“Şehir, Şiir ve İnşa”

14. Bursa Edebiyat Günleri’nin “Şehir, Şiir ve İnşa” temasını taşıması oldukça önemlidir. Bu çok yönlü tematik yaklaşımla şu hususların oluşumu planlanmıştır:

Edebiyatın yapısı ile mimarî yapılar arasında ilişkiler kurarak, bu iki medeniyet unsurunun şehir kültürü açısından taşıdıkları hayatî önem belirlenecektir. Edebî eserlerin oluşumunu hazırlayan kişisel ve toplumsal faktörler metinler üzerinde araştırılarak yeni eserlerin oluşturulmasına zemin hazırlanacaktır. Edebî eserin “imar” etmesiyle mimarî eserin “edebî” oluşumlar yaratması üzerinde durularak, nitelikli bir toplumsal hayat sürecinin yaşanmasına katkı sağlanacaktır.

Etkinlik Kitapla Taçlanacak…

14. Bursa Edebiyat Günleri bir kitapla taçlanacak. Gerek sempozyum bölümünde sunulacak bildiriler, gerekse “Bülbülün Zümrüt Tahtında Şiir Şöleni” başlıklı şiir akşamında şairler tarafından okunacak şiirler bir kitapta toplanacak. Böylece, bu etkinlikle ortaya konulan veriler kültür, sanat, edebiyat ve bilim dünyasının hizmetine sunulmuş olacak.

Ünlü Edebiyatçılar…

14. Bursa Edebiyat Günleri edebiyatımızın ve kültür sanat hayatımızın ünlü isimlerinin katılımıyla gerçekleşecek. Bu isimler arasında Bahaettin Karakoç, Prof. Dr. Nurullah Genç, Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, D. Mehmet Doğan, Metin Önal Mengüşoğlu, Arif Ay, Mustafa Özçelik, Doç. Dr. Mehmet Narlı, Safiyüddin Erhan, Berat Demirci, Yıldız Ramazanoğlu, A. Vahap Akbaş, Ümit Aktaş, Sibel Eraslan, Yaşar Bedri Özdemir, İhsan Deniz, Tayyib Atmaca, Mehmet Şeker, İbrahim Eryiğit, Cevat Akkanat, Murat Soyak, Hüseyin Kaya, Reşit Güngör Kalkan, Bünyamin Yılmaz, Ahmet Örs, Asım Öz, Mustafa Muharrem, Mustafa Baki Efe, Yunus Emre Altuntaş, Mehmet Doğan gibi şair, yazar ve akademisyenler yer alıyor.



Yer: Tayyare Kültür Merkezi / 220 88 47

Bilgi İçin : 253 26 46

www.bursakultur.com

2011-03-20

'Tasfiye' edebiyat, düşünce dergisinin 29. sayısı çıktı

Tasfiye dergisinin Mart-2011 tarihli 29. sayısında da yeni isimler var. Mehmet Sait Çakar “Mankürt” isimli şiiriyle ilk kez yer alıyor Tasfiye’de. İnkâr ve asimilasyonu şiir diliyle çarpıcı bir şekilde sunuyor Çakar. Mehmet Garip Tanyıldızı da “Müzdelife” şiiriyle selamlıyor Tasfiye okuyucularını. Sayının diğer şairleri “Pinçik” şiiriyle Şehmuz Kurt, “Karanlık Sağanağı” şiiriyle Mahmut Yavuz, “Hicrettir” şiiriyle Mehmet Ali Başaran ve “Türkiye İşsiz Marşı” şiiriyle Özkan Şahin. Şahin’in şiirinden bir bölüm alalım: “Çakmağını ver/ Daha daha çek, doldur ciğerlerini dumanla/ Bugün avunalım,/ Yarına Allah kerim/ Kaldıralım sınırları/ Kaldırımlarda biz/ Kahvelerde biziz, biziz boşluğu avutan/ Dil farkı bilmeyiz/ Din farkı bilmeyiz,/ Hayattır anamızı ağlatan”

Tasfiye’nin bu sayıdaki öykücüleri Mustafa Kıyak ve yine Tasfiye’deki yeni isimlerden Ayşenur Bulut. Mustafa Kıyak, okuyucuyu yine başka pencerelere götürecek, ironik anlatımın şaşırtıcıcı sularına sürükleyecek ilginç bir öyküyle karşımıza çıkıyor “Biz Dünyayı Çok Sevdik, Ölüm Bizden Uzak Olsun” başlıklı hikâyesinde. Ayşenur Bulut ise “emek ve insan” üzerinden toplumcu gerçekçi bir giriş yapıyor Tasfiye yolculuğuna, “İnsana ve Emeğe” başlıklı hikâyesiyle.

Sümeyye Ek ise, uzun anlatısıyla yine Tasfiye’de ilk kez görünenlerden, genç bir isim. Ek’in, Milli Güvenlik derslerinin imam hatiplerdeki dayatmalarını işleyen etkileyici anlatısı, yaşanmışlığının yanı sıra dillendirilmeyen binlerce hikâyeye, yaraya tercüman olması bakımından da son derece değerli. “Kızım Senin Derdin Ne” başlıklı anlatıda ibretlik diyaloglar, tepkiler var. Ülkenin en can yakıcı, en aşağılık yasaklarından biri olan başörtüsü yasağının imam hatiplerde bile özellikle milli güvenlik derslerinde nasıl uygulandığını, muhafazakâr tepkilerin nasıl korku ve yasakçılar lehine ortaya çıktığını, direnenlerin hangi güçlüklerle karşılaştıklarını içten bir dille anlatıyor, sürecin içinden geçen Sümeyye Ek. “Müdür yardımcısı gözlerini bana çevirerek ‘Kızım senin derdin ne’, diye soruyor. ‘Neden derse başörtülü girdin?’ (…) ‘Terbiyesiz, senin yaptığını Yahudiler yapmaz, senin yaptığın provokasyondan başka bir şey değil!” tepkisini veren bir ilahiyat dersi hocası olan idareci… Bunlar da Müslümanların iradi sefaletlerini anlatan çarpıcı cümleler olarak yer alıyor anlatıda.

Dergide ayrıca Beytullah Emrah Önce’nin “28 Şubata Dokunan Hikâyeler, 28 Şubatın Dokuduğu Hikâyeler”, Süleyman Ceran’ın “28 Şubatın Romana Yansımaları” başlıklarıyla Özgür Yazarlar Birliği’nin 27 Şubat günü Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezinde gerçekleştirdiği “28 Şubat Soğuğunda Edebiyat” panelinde yaptıkları konuşma metinleri yer alıyor. Ahmet Örs, öykücü Mukadder Gemici’nin “Asla Pes Etme” adlı ilk hikâye kitabını tahlil ediyor. Ermeni meselesinden 28 Şubata uzanan geniş bir hatta hayata dokunan hikâyelerin yer aldığı kitabın cesur çıkışları içinde barındırdığını işliyor yazı. Kadrican Mendi de “Yoldaş Pançuni” çalışmasında Osmanlı’daki azınlıkların siyasi mücadelelerinden bir kesit sunuyor “Yervant Oydan”ın eseri üzerinden. Aslında Yoldaş Pançuni, teoriyle pratiği bir araya getirmekte zorlanan bütün ideolojik çevreler için tartışılmayı hak eden ilginç bir kitap.

Zübeyr Berk, Tasfiye kadrosunda kalıcı olacağı mesajını “Türk Modernleşmesi ve Etno-Seküler Ulus İnşası” başlıklı ikinci yazısıyla veriyor. Ömer Faruk Karagüzel de muhafazakâr düşünceyi çözümlemeye devam ediyor “Peyami Safa’nın Siyasi Düşüncesine Bir Bakış” adlı çalışmasında. Her iki yazı da Türkiye’nin hangi düşünsel temel ve dinamikler üzerinde yükseldiğini kavramaya dönük önemli ipuçları barındırıyor ve genç kalemlerin entelektüel temeldeki anlama çabalarından dolayı da umut veren bir motivasyonu içinde barındırıyor.

Ali Özgür Özkarcı’nın “Buğulu Muğlakçılardan Niçin Hoşlanmadığımız” şiirini, Kitap-lık dergisi Şubat sayısında yayımlanmasının hemen ardından Tasfiye’nin mart sayısında tahlil etmiş Ahmet Örs, seri halinde gerçekleştirdiği şiir tahlillerinin bir devamı olarak. Hayata dokunan, ezilenlerin dünyasına projeksiyon tutan Özkarcı şiiri bu boyutuyla hayli takdir edilmiş yazıda.


İrtibat:
www.tasfiyedergisi.com
tasfiyedergisi@gmail.com
Soğukpınar Mah. Behzat Bulvarı, No: 220, Kat: 2, TOKAT
505 259 07 15

'Değirmen' dergisi 24.sayısıyla daha bir güzel

Değirmen dergisi, 24. sayısıyla 8. yayın yılını da selamlamış oldu. Türkiye'nin edebiyatına ve fikriyatına daima özgün ve nev'ine münhasır bir biçimde nüfuz etmeyi başarmış bir edayla hazırlanmış bu yeni nüsha; değişen kapak tasarımı, yeni mizanpajı ve yazı kadrosuyla heyecan veriyor.

Türkiye'nin ümitvar geleceğinin oldukça felsefî ve şairane bir biçimde değerlendirildiği "derselam"la başlayan 24.değirmen; şiirde bilinen isimlerle beraber, yeni şairlerle ve şiirlerle dikkat çekmiş.

Makale bahsinde; Dr. Ali Öztürk, edebiyat ve sosyolojinin felsefî bağlamını özgün fikirlerin terazisinde tartışmaya açmış... Mehmet Doğan'ın Babanzade Ahmed Naim Bey'i kaleme aldığı bu nüshada, Rüstem Budak ise Şaban Günel ile İnsanımız’ın genel hali, kişilik ve kimliği üzerine hasbihal etti. Reşit Güngör Kalkan, Yusuf Yavuzyıldız, Lütfi Bergen, Kibar Ayaydın, Menderes Daşkıran, Murat Demirci nüshanın diğer mühim kalemleri...

Şiirde; Nefî Pedri, Mehmet Doğan, Mehmet Özdemir, Mustafa Yıldız, Nur Belek, Y. Emre Altuntaş, Müştehir Karakaya, Mehmet Aycı, Özer Burgaz, A.Edib Başaran, Süleyman Unutmaz, Nida Merç, H. İbrahim Polat, Mustafa Celep, E. Kimya Yaşar, Burcu Akcanlı bulunuyor. Hikayede; Mustafa Oral, Zekeriya Tamir, Murat Taş, Murat Çelik, Asiye Yücel Denemede; Müştehir Karakaya, Cafer Gariper... Eser Tanıtımında; Hüseyin Akın, Sinan Cansever... Sinemada için Yunus Emre Altuntaş... Mektub’da, Ömer Asım var.

Değirmen 24; yeni şiirler, hikâyeler, denemeler, makaleler, sinema tetkikleri, eser tanıtımları, röportajlar ve mektuplarla okuyucusunu selamlıyor.

Şiir:
Düşe Sığınan Çocuk/ Mehmet Özdemir
Binbironbir Günüydü / Mehmet Doğan
Alt Yazı/ Mehmet Aycı
Üsküdar’da Sabah/ Halil İbrahim Polat
Gitme/ Süleyman Unutmaz
Ben Fakir Edebiyatı Yapmak/ Mustafa Celep
Ses Perçin Tutmaz / Müştehir Karakaya
Fâili Meçhûl/ Ahmet Edip Başaran
Şiirler/ Mustafa Yıldız
Yedekteki Kurşun/ Nur Belek
İsyan Türküsü/ Emine Kimya Yaşar
Şiirin İntikamı/ Yunus Emre Altuntaş
Maviler Diyarı/ Özer Burgaz
Kelebek/ Nida Merç
Aşk Üç Boğum…/ Burcu Akcanlı
Derd-İ Yâr Elinden/ Nihat Kaçoğlu

Makale:
Edebiyat Sosyolojisi Açısından Edebiyatımızın Yeni Sorunları / Dr. Ali Öztürk
Gurbetten Şiir İle Dönen Adam “Yahya Kemal Beyatlı” / Kibar Ayaydın
Şiir ve İçtenlik / Cafer Gariper

Dosya:İnsanımız
Bir Osmanlı Kürdü Babanzâde Ahmed Naim Bey/ Mehmet Doğan
Anadolu’da Modernleşme ve Kimlikler/ Lütfi Bergen
İnsanın Yeniden Keşfi İçin Feta/ Menderes Daşkıran
“İnsanımız”Dan “İnsanımız”A Dair Şaban Günel İle Söyleşi / Rüstem Budak
Şehrin İnsanı İnsanın Şehri/ Reşit Güngör Kalkan
Egzotik Masallar ve Mahrem Hakikatler Osmanlı’da Kadın/
Murat Demirci
Kimlik ve Modernite/ Yusuf Yavuzyılmaz

Hikaye:
Kıssa Hikâyeler/ Mustafa Oral
Yakarış/ Zekeriya Tamir
Linç / Murat Taş
İyi Ki Misafir Gelecek!../ Asiye Yücel

Deneme:
Şuuraltından Notlar 2/ Müştehir Karakaya
Apartmanın İçi/ Murat Çelik
Mektub/ Ömer Asım

Kitap Tanıtımı:
Bu Sözlük Başka Sözlük/ Hüseyin Akın
İlhanlılar Döneminde Şiilik ve Dr. Hanifi Şahin/ Sinan Cansever

Sinema:
“The Thın Red Lıne/İnce Kırmızı Hat”/ Yunus Emre Altuntaş



İrtibat:
degirmendergi@gmail.com
0505 647 03 25
Tığcılar Mah. Dönergeçit Sok. Altun İş Merkezi No:4 Daire:3 Adapazarı / Sakarya

'Yedi İklim' dergisi, 252

Yedi İklim dergisi Mart 2011 tarihli 252. sayısıyla yeniden merhaba diyor okuyuculara…

Yedi İklim bu ay özel bir dosya hazırladı Nar şairi Haydar Ergülen’e. Dosya, şairle Zafer Acar’ın yaptığı kapsamlı bir söyleşiyle açılıyor. Zafer Acar, Mehmet Özger, Bahtiyar Aslan, Yeprem Türk ve Aykut Nasip Kelebek’in şairin dünyasına eğilen yazılar bulunuyor dosyada. Haydar Ergülen’in “Ara Şiirler” adını taşıyan çok kısa şiirlerini de Yedi İklim’in açılış sayfaları olan şiir bölümünde okuyabilirsiniz. Mustafa Cemil Efe'nin separatörlerinin dosyaya renk kattığını söyleyebiliriz. Zafer Acar’ın özverili çalışmaları sonucunda oluşan bu dosyanın okuyucu için bereketli olacağını düşünüyoruz.

Dosyanın dışında önemli bir gelişme de, Kâmil Eşfak Berki’den… Berki uzun zaman sonra yeni bir şiiriyle okurun karşısında: “Kuş”. Bu şiiri şimdiden bir kenara not etmenizi salık veriyoruz.
Yedi İklim’in şiir bölümünde şiirlerini okuyabileceğiniz şairlerimiz ise şunlar: Muhsin İlyas Subaşı, Fatma Şengül Süzer, Yeprem Türk, Süleyman Unutmaz

Dosyanın bir hayli yer kaplamasından dolayı bu sayıda fazla öyküye yer veremiyoruz. Bu sayıda öykülerini okuyabileceğiniz öykücülerimiz ise şunlar: Kadir Tanır ve Habil Tecimen

Bu sayıda Sezai Coşkun’un Sezai Karakoç şiiri üzerine bir yazısı bekliyor okuyucuyu. “Sezai Karakoç Şiirinin Kaynaklarından Kuran-ı Kerim” adına taşıyan çalışmanın, alanında bir ilk çalışma olduğunu belirtelim.

Geçtiğimiz ay ikinci kitabı Yol Hakkı’nı yayımlatan Osman Bayraktar, Hüseyin Su öyküleri üzerine oylumlu bir yazıyla yer alıyor, bu sayıda.

Kütüphaneci Erol Yılmaz ise, kütüphaneler ve derlemek üzerine yazdığı oylumlu bir yazıyla katılıyor Yedi İklim’e.

Mustafa Cemil Efe her zamanki gibi bu sayıda da bir hattatı tanıyor. Doğuştan sağ tarafı felçli olan, sol el ile yazan ve bu yüzden Yesârî diye anılan Mehmed Esad Efendi’yi anlatıyor. Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nin kitabesini yazan Yesârî’ye dair güzel bir çalışma…

Yedi İklim’in görselleri bu sayı arttı. Dosyada yer alan Haydar Ergülen fotoğraflarının dışında, dergimizin klasiği Hasan Aycın’ın çizgisi, Mustafa Cemil Efe’nin hüsn-i hattı, Serap Ekizler’in bir deseninin yanında, bu sayıyla Yedi İklim’e ilk kez bir ürün veren Özden Aydın’ın bir ebrusu sayının görselleri arasında. Böylece klasik sanatlarımız üzerine daha fazla ürün yayınlamış ve okurlarımıza ulaştırmış oluyoruz. Nasip olursa, Özden Aydın ebrularını yayımlatmaya devam edecek.

Yeni okumalar ve değiniler bölümü de bu ay gayet renkli…

Kâmil Eşfak Berki bir gazete manşetinden yola çıkarak üzerimize uyku tohumu serpildiğini söylüyor. Yunus Emre Özsaray, Hece’nin Rasim Özdenören Özel Sayısı’ndaki Cemal Şakar'ın yazısından yola çıkarak itirazlarını dillendiriyor. Yeprem Türk 'klasik olmak' üzerine düşünüyor. İsmail Demirel, Yılmaz Yılmaz’ın kitabı üzerine eleştiriler getiriyor. İbrahim Coşkun Türk Edebiyatı dergisinin iki sayısına, Osman Bayraktar'ın Yol Hakkı kitabına ve Mukadder Gemici'nin Asla Pes Etme adlı hikâye kitabına değiniyor.
Hayırlı okumalar.

İrtibat:
0 216 399 19 14
0 216 352 49 77
yediiklim@yahoo.com
yediiklimeditor@yahoo.com

'Mostar' Ortadoğu’ya dair bir panorama sunuyor

Derginin Mart sayısında, halk ayaklanmalarıyla dünya gündemine oturan Ortadoğu coğrafyasında olan biteni anlamak adına dünü, bugünü ve yarınıyla Ortadoğu’ya dair önemli değerlendirmelere yer veriliyor.

Ortadoğu halkları, ülkelerini uzun yıllardır baskıyla yöneten dikta rejimlerine karşı art arda ayaklanıyor. Özgürlük ve adalet arayışının bir getirisi olan bu ayaklanmalar o derece güçlü ki, şimdiden Tunus ve Mısır’da 30 yıldan fazladır iktidarda olan Zeynel Abidin Bin Ali ve Hüsnü Mübarek gibi diktatörleri devirdi. Bu isyan dalgası hali hazırda Libya, Yemen, Bahreyn başta olmak üzere birçok Ortadoğu ülkesinde büyümeye devam ediyor. Bölgeyi ise kısa vadede topyekûn bir siyasi, kültürel ve ekonomik değişim bekliyor. Peki, tüm bu değişim isteğinin temelinde neler yatıyor? Hangi temel dinamikler bölge halklarının yönetimlere başkaldırısına neden oluyor? Ortadoğu’yu kısa, orta ve uzun vadede neler bekliyor? Ve bu değişim dalgasının küresel etkileri neler olacak? Bu soruların cevapları yaşananları anlamak adına önem kazanıyor. Mostar ise, bu sayısında cevap bekleyen bu soruların peşine düşüyor.

Taha Kılınç, dosya ile aynı adı taşıyan “Özgürlük ve adalet peşinde bir Ortadoğu panoraması” başlıklı yazısında günümüzde halk ayaklanmalarıyla çalkalanan Ortadoğu coğrafyasında son yüzyılda olup biten olaylara bütünsel bir bakışın gerekliliğine dikkat çekmek amacıyla, bölgede son yüzyılda öne çıkan gelişmeleri kronolojik olarak dikkate sunuyor. Mısır’da gerçekleşen devrimi Kahire’de Tahrir Meydanı’nda izleyen Mete Çubukçu ise “Arap baharı” isimli yazısında Arap ayaklanmasının bölgede 20. yüzyıl paradigmasını sona erdirdiğine ve yeni bir dönemi başlattığına dikkat çekiyor. Konunun uzmanlarından Cengiz Aktar, ayaklanmaların bölge ülkelerini küresel bir aktöre dönüştürdüğünü söylerken, Metin Mutanoğlu bu ayaklanmaların ‘yılların intikamı’ olduğuna vurgu yapıyor. Bir diğer yazar Hakan Çopur “Devrimlerdeki medya etkisi”ni yorumlarken, Mesut Özcan ise Irak özelinde Ortadoğu’daki değişimi yorumluyor.

Mostar’ın bu ayki şöyleşi konuğu Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Talip Küçükcan. “Demokratik bir üniversitesi için YÖK’ün reforme edilmesi şart” diyen Küçükcan, ülkemizin yükseköğretimde yaşadığı temel sorunlar ve bu sorunların nasıl üstesinden gelinebileceğine dair önemli analizlerde bulunuyor.
Mostar’ın diğer sayfaları bu ay da okura oldukça zengin bir içerik sunuyor.

Gündemden, Görsel Hafıza, Çizi-Yorum gibi klasikleşen sayfaların yanı sıra, M. Mücahit Küçükyılmaz’ın “Muhalefete demokrasi aşısı gerek”; Önder Kaya’nın “Mehter müziği ve Avrupa’daki tesirleri”; Ali Şükrü Çoruk’un “İngiliz ordusunda savaşmak isteyen Servet-i Fünûncular”; Yusuf Kaplan’ın “Medeniyet dili nebevî anahtar”; Sevil Kuzu’nun “Ehli Beyt’in ev sahibiyle tel örgüler kalkınca…” Celil Civan’ın “Bir yazar olarak Semih Kaplanoğlu” ve Hakan Hastaoğlu’nun “Baz istasyonunun kanserler imtihanı” yazıları başta olmak üzere Toplum, Tarih, Kitap ve Sinema bölümlerinde yer alan diğer yazılar da dergiye zengin bir içerik kazandırıyor.

'Akpınar' dergisi

Her dağın bir kışı, bir baharı, rüzgârlı bayırları, çiçekli yamaçları, ufuklara ulaşan yolları vardır. Derler ki, her yolcu bütün bu gösterilerin ürpertili güzelliklerini göremez. İsmail Özmel, Akpınar'ın 31. sayısında yazdı.

Her dağın bir kışı, bir baharı, rüzgârlı bayırları, çiçekli yamaçları, ufuklara ulaşan yolları vardır. Derler ki, her yolcu bütün bu gösterilerin ürpertili güzelliklerini göremez.

Göz bazen karı, bazen karın soğuğundan elleri morarmış küçük yavruları görebilse. Okulda soba başına ıslak çoraplarını kurutmak için toplanan küçük öğrenciler aklına gelse. Acı duysa ve kederlense.

Bazen kar ve karlı manzara uzun zamanların bir özlemi olarak selamlanır. Kartopu oynayan, kardan adam yapanlar, ona göz olsun diye iki parça kömür arayanlar, küçük bir kartopundan koca bir kar yumağı yapmaya çalışanlar, arkadaşlarıyla kartopu oynamayı özleyen çocuklar. Bu da özlem açısından bir başka kış manzarası.

Baharda yazda göz çevrededir, kışın gözler içe, gönle çevrilir, orada baharın ve yazın tahayyülleri ve anıları yeniden yaşanır.

Kış bir tefekkür dönemidir, geçmişin ve geleceğin bir muhasebesidir.

Damların yirmi otuz santim karla kaplı olduğu çatısız damlar, bir de damların karını kürümek meselesi vardı. Bereket ki elinde yabasıyla “kar atılır!” diye seslenenler olur, damlar karın yükünden kurtulurdu.

Şimdi çatılar karını kendi tüketiyor, bazen lodos, çoğu zaman da güneş buna yardım ediyor. Çoğumuza kış serüven, bazılarımıza özlem, bazılarımıza göre de bir sabır ve tahammül mevsimidir.

*

Birçok defa sohbetinde bulunduğumuz, şiirin ve sanatlı nesrin ustası Arif Nihat Asya, Çatalca’nın İnceğiz köyünde 07 Şubat 1904'te doğdu, 05 Ocak 1975’te Ankara’da vefat etti. Doğumunun 107. yılında onu saygıyla anıyoruz.

Dergiler dosyasına sığmayan yazıları bu sayıda bulacaksınız.

Dopdolu bir sayı ile huzurunuzdayız. Gönlünüzce güzel okumalar dileğiyle, sağlıcakla kalın hoşça kalın.



İsmail Özmel

Değişen Dengelerle Sabit Bir İsim: Ay Vakti

Geride bırakılan her gün maziye eklenir. İnsanın geçmişe özlemi bitecek gibi değildir.

Ay Vakti geçmişin satır aralarında hoş bir seda bırakacak, geleceğin yeni sayfalarında ismi iştiyakla okunacak zenginlikte bir sayı ile yeniden okuyucuyla buluştu. Şubat-Mart itibariyle 125. sayısına ulaşan Ay Vakti; bu sayı da deneme, şiir, öykü, günlük, söyleşi, araştırma, inceleme, kitap, sinema ve mektup olarak farklı yazın türlerinde eserleriyle, alanında yetkin ve yeni isimleri bir arada barındırıyor.

Dünya üzerinde değişen/değiştirilmesi için çaba sarf edilen dengelere dikkat çekerek söze başlayan Ay Vakti, Şiraze’den “Saklı Mektuplar”da, İstanbul’dan hareketle çıktığı öze dönüş yolculuğuna; ‘tam olamaz insan, noksanlarıyla yaşar’ diyerek okuyucuyu da davet ediyor. Her eseri beğeniyle takip edilen Necmettin EVCİ “Numaradan Yaşamak” diyerek okuru daha somut bir sorgulamaya ve farkında olmaya teşvik ediyor. Nurettin DURMAN “Şubat”, Berrin SÖNMEZ “Gönül”, Reşit Güngör KALKAN “Cinayeti Gördüm”, Musa ÖZER “Sait Yakut’a Mektup”, Faik ÖCAL “Nûn Vakti Konuşmalar”, Ömer KEMİKSİZ “Ölüm” diyerek bu sayıya katkıda bulunan kıymetli isimlerden.

“Yüreği Gerilmiş Delinin İpinin Çekilmesini Anlatır” isimli şiiriyle M. Ragıp KARCI, “Kar Sesi” ile Mustafa ÖZÇELİK, “Bir Acılıya Önerimdir” ile Alaaddin SOYKAN kendi el yazısıyla okuyucusuna etkileyici bir şiir sunuyor. “Kızılderili Zamanları” ile Mehmet BAŞ, “Kızıldeniz” ile Yavuz ERTÜRK ve “Ateş Böcekleri” ile Mustafa KÜÇÜKTEPE 125. sayıda okuyucuyla buluşan diğer şairler.

“Öyle şeyler vardır ki, insan tek başına üstlenmek zorunda kalır; hiç kimse yardım edemez.” diyen Naz Ferniba, “Cezada Elif İştiyakı” diyerek Ayşemin’in gizemli yolculuğuna okuyucuyla birlikte devam ediyor. Fatih KÜLAHÇI’nın “Dolorosa” isimli öyküsü, konusu ve anlatım tekniğiyle bu sayıda dikkat çeken eserlerden. Muhammet ERDEVİR “Soba Çözümü Teorisi”, ve etkileyici üslubuyla Ay Vakti ailesine katılmış Mustafa BECİT “Sesler” isimli öyküsüyle, sessizliğin derininden yükselen seslere dikkat çekiyor.

“Göl Yerinde Elbet Sular Bulunur” diyor Şeref AKBABA. Erzurum’u ve Erzurum’un eşsiz güzelliğini anlatırken satırlara yansıttığı üstü örtülü sorular ve tatbik edilmesi gereken tavsiyelerle okuyucuya yeni kapılar aralaması, idrak edebilme kabiliyetini harekete geçirmesi için yol gösteriyor.

Ada DALGALIDERE’nin, edebiyatımızın nadide isimlerinden Prof. Dr. Orhan Okay ile sıcak bir sohbet havasında gerçekleştirdiği “Prof. Dr.Orhan OKAY Hoca ile Söyleşi” okuyucunun ilgisini diri tutacak cinsten.

Özbekistan Cumhuriyeti Bilimler Akademisi Ali Şîr Nevaî Devlet Edebiyat Müzesi Araştırmacısı Şefaat HASANOVA, “Mevlâna Hâce Kadı Rizai’nin “Kuş Dili” Destanı” isimli araştırmasıyla ilgilisine, tasavvuf ve Kuş Dili Destanı üzerine dolu dolu bir makale sunuyor.

“Şiirde Musiki, Musikide Münir Nurettin Selçuk” ile Onur AKBAŞ, üstat Münir Nurettin’in hayatı, müziği ve eserlerine dair bilinenleri pekiştirecek, bilinmeyenleri merakla öğretecek bir inceleme ile musikişinasları okumaya davet ediyor.

“Açıklamalı bir dîvân şiiri sözlüğü olmasının yanında millî köklerinden kopmak istemeyen, geçmişine duyarlı her ferdin başucunda durması gereken bir kitap olarak okuyucusunu bekliyor.” diyerek, Eski Türk Edebiyatı’nda Mazmunlar ve İzahı’nı edebiyatseverlere aktaran Uğur MANTU, “Yedi Asırlık Medeniyet Hazinesinin Sandığını Açan Anahtar”da, Ahmet Talât Onay’ın derin bilgi birikimi ve emekleriyle on yıllık bir zaman zarfında vücut bulmuş bu kıymetli eseri inceliyor.

Boşluklar doluyor, dengeler değişiyor. Değişimin sürükleyici gücüne ayak uydururken çizgisinde sabit kalmayı başarabilmiş Ay Vakti, yürüyüşüne sabırla devam ediyor.


Zehra Betül Bulut



İrtibat:
www.ayvakti.net
ayvakti@gmail.com

2011-03-19

'Bir nokta' 110


Edebi yolculukta bir nokta daha...

Edebiyat dergisi Bir nokta’nın 110. sayısı yayınlandı. Bu sayıda kimler var?
Bir nokta edebiyat dergisi, 110. sayısını yayımladı. Şubat sayısı ile 10 yılı geride bırakan dergi, 11 yılının 2. sayısı ile okuyucusunu bekliyor. 2001 Şubat ayında yayına başlayan Birnokta şekilsel değişiklikler ile sürekli kendini yenileyerek bu günlere ulaştı. Elbette hiçbir zaman makyajı iç estetikten önde bilmeyen Bir nokta, yüzünü tazelemeyi şubat periyodlarının bir sevinç fişeği olarak okurlarına sunuyor. Nicel yenilik her defasında Bir nokta'nın nitelik işareti oldu.

Bir nokta'nın (Mart 2011)110.sayısında Cumali Ü. Hasannebioğlu, Mustafa Özçelik, M. Ragıp Karcı, Murat Soyak, Mürsel Sönmez, Mustafa Oğuz dikkat çeken isimler. Kaliteli edebi metinler okumak için Bir nokta'da buluşmak gerekir.

2011-02-28

'Edebiyat Ortamı' dergisi


SAYI:19 (MART- NİSAN 2011)

Şiir yıllığının ikincisini bu sayıyla birlikte okurlarımıza sunuyoruz. Geçen yıl hazırladığımız yıllık geniş bir ilgi uyandırmıştı. Bu yıllığın da ilgi uyandıracağını umuyoruz.

Ayrıca, okurlarımız, gelecek sayımızın ekinde yeni bir yıllık bulacaklar: EDEBİYAT ORTAMI ÖYKÜ YILLIĞI. Yıllığı Sadık Yalsızuçanlar hazırlıyor. Öykü yıllığı, öyle sanıyoruz ki Türk öykücülüğüne bir hareketlilik getirecek ve kendi alanında belki de bir ilk olarak Türk öykü tarihinde mütevazı bir yer edinecektir.

*

Biz yıllıkları hazırlarken dünya da değişime hazırlanıyordu. İslam ülkelerinde öteden beri süregelen siyasal mantığın değişmeye başladığına şahit olduk/oluyoruz. Ortadoğu ve Afrika kıtasındaki İslam ülkelerinde halkın sesi meydanlara taştı. Sancılı süreçler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Umarız bu ses, kendi kadim geleneğinin yankısına dönüşerek geleceğe bir manifesto olur.

*

Bu sayımızın şairleri İrfan Çevik, Cevdet Karal, Emre Döğer, Yunus Melih Özdağ, A. Barış Ağır, Muhammet Safa, Tamer Sağır ve Kübra Bilgin.

Edebiyat Ortamı 2010 Şiir Ödülünü alan şairlerimizle söyleşiler yaptık. Cihat Duman, Vural Uzundağ ve Abdussamed Bilgili ile yaptığımız bu söyleşileri ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Ayrıca Turan Karataş ile yeni çıkan kitabı Şiirin Ardında’yı ve günümüz şiirini konuştuk.

İrfan Çevik başkasının evinde ziyafet verilmeyeceğini izah ederken, Gökhan Özcan geçen aylarda çok konuşulan bir konuyu yorumladı: Tv dizileri ve tarih anlayışı.
Biri çeviri olmak üzere üç güzel öyküye yer verdik. Öyküleri severek okuyacağınızı düşünüyoruz. Özellikle Mustafa Başpınar’ın öyküsüne dikkatlerinizi çekmek isteriz.
Yılmaz Yılmaz, öykü ve öykücüler üzerine kısa kısa notlar düştü.

Hasan Hüseyin Torun, Varlık dergisinin şubat sayısında yer alan bir soruşturmayı eleştirel bir bakışla okudu ve yorumladı.

Erol Yılmaz, hep tekrar edilen bir konuyu yeniden yazdı. Televizyon izlemenin kötülüğü ve kitap okuma ‘alışkanlığı’ üzerinde durdu.

Okuma Salonu bölümünde, iyi kitaplar üzerine yazılmış iyi yazılar bulacaksınız.
Son sayfalarımızda ise Mustafa Aydoğan’ın üç şiirine yer verdik. İyi okumalar.

Mustafa Aydoğan

'Berceste' dergisinin 105. sayısı çıktı

Berceste dergisinin Mart 2011 (105. sayısı) yayımlandı. Her zaman olduğu gibi birbirinden güzel yazılar ve şiirler var.Dopdolu içeriğiyle bize merhaba diyen Berceste dergisi okur ilgisini hak eden nadir dergilerden biridir. Böylesi bir dergide şiirlerimle yer almaktan şeref duyuyorum. Berceste okumanın keyfini ve ayrıcalığını yaşıyorum. Bu nedenle dergi ailesini kutluyor başarılarının devamını diliyorum.

İçindekiler:
Mahir İz’in Hatırlarında Mehmet Akif ve İstiklâl Marşı/ Mustafa ÖZÇELİK
Şehîd /Ahmet ŞAHİN
Mehmet Âkif Ersoy’un “Bir Gece” Şiiri Üzerine/ Vedat Ali TOK
Azad Etme/ Yusuf AKYÜZ
Nigâr Hanım’ın Feryadı/ Bahar CAN
Beyim/ İ. Âdil ŞAHİN
Şiir Neyin Peşindedir?/ Bekir OĞUZBAŞARAN
Ali AKBAŞ Şiirleri
Şair ve Şiiri Kuş Sofrası’ndan Masal Çağı’na Kanatlanmak/ Selim TUNÇBİLEK
Talleyrand’ın Beyni / Hüzeyme Yeşim KOÇAK
Yitik Sevdalar/ Sevim YAKICI (Kargülü ALMILA)
Nev’î’nin Renk Dünyası (II) / Prof. Dr. Mahmut KAPLAN
Bir Edebiyat Bölümü Mezununun Hatıratından/ Âdem CEYHAN
İlim Bir “kîl ü kâl” midir?/ İbrahim ŞAHİN
Ey Sahte Büyücü/ Mustafa YARALI
Binlerce Susam/ Oyhan Hasan BILDIRKİ
Aşk Gazeli/ Hızır İrfan ÖNDER
Sılamızı Hatırlatıyor Nar/ Hatice Eğilmez KAYA
Yâ Rahman/ Musa TEKTAŞ
Ebced Hesabı-II/ Mustafa ASLAN
Lida’nın Elleri/ Filiz KALYON
Sen/ Emre ÇETİN
Haydin Bismillah/Duran ÇETİN
İlahi İrşad Eyle/ Kadir KARAMAN
Hıtay/Kaşgar Mektupları/ Prof. Dr. S. Mustafa KAÇALİN
Bülbül/ Rasim DEMİRTAŞ
“Nûra Koşanlar”/ Ahmet ŞAHİN
M. Âkif’le Hasbihal (Mersiye) / Sergül VURAL
Ellen Niyt /Memmedzade Elşad BAHTIYAROGLU
Nakş-ı Müberra/ Mehmet Enes BEŞER
Türk Yurdu Dergisi 100 Yaşında/ M. Nihat MALKOÇ
Kubbealtı Akademi Mecmuası 40 Yaşında
Yok mu? / Çobani (UYGUR)



Hızır İrfan Önder


İrtibat:
bercestedergisi@gmail.com

2011-02-27

'Temrin' dergisinin 35. sayısı

Mart 2011 sayımızla birlikte okur kitlemize yeni okurlar ekleniyor. Kültür Bakanlığı 100’ün üzerinde merkezi kütüphanesiyle Temrin’e abone oldu. Bu da demek oluyor ki binlerce okur daha Temrin ile buluşuyor/tanışıyor.

Bu ay da çok özel şiirlerle karşınızdayız. Eşref Karadağ’ın “Yetkinlik Sorusu” başlığını taşıyan şiiri ile başlıyoruz 35. yolculuğumuza. Arzu Eşbah, Murat Çelik, Mehmet Türkmen bu ayın diğer şairleri. Bu ay iki çeviri şiirimiz var: Birisi Mehmet Işıker’den Hırvat şair Enes Kišević’e ait olan “Bahçıvan” adlı şiir. İkincisi Nihan Işıker’e ait Furuğ Ferruhzad’ın “Güneş Doğuyor” adlı şiiri.

Ebru M. Kayır, Cansaran Kızıltaş, Ahmet Mersan ve Burcu Akkanlı bu sayımızın deneme yazarları. Dergimizin şairlerinden Ebru M. Kayır’a ait olan “Gece Yüzüklü Kelebek Oğul” başlığını taşıyan şiirsel metin özellikle okunmayı hak ediyor.

Hümeyra Kablan, Emir Kalkan, Saliha Malhun ve Ataman Kalebozan bu sayımıza öyküleri ile katkıda bulundular. Emir Kalkan ismine özellikle dikkatlerinizi çekmek isteriz. Emir Kalkan’ı Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanan öykü kitapları ile tanıyoruz. Şehri ve şehrin anlattıklarını yazan bir öykücü olarak bu ismi bir yerlere not etmenizde fayda var.

Zülfikar Bayraktar Saraybosna ve Mostar Köprüsü’nü anlattığı gezi-inceleme yazısı ile karşımızda. Tahsin Yıldırım inceleme yazılarına Sabahattin Kudret Aksal ile devam ediyor. Bu ay üç kitap tahlil yazısı sizleri bekliyor. Güliz Kazazoğlu, Sevinç Çokum’un son öykü kitabını; Eylül Başak, Şeref Yılmaz’ın deneme kitabı Erguvan Hasreti’ni ve son olarak da Leyla Karaca Tok, Hayriye Ünal’ın 2010 TYB şiir ödülünü kazanan son şiir kitabı Gerekli Açıklama’yı incelediler.

Bu ayki söyleşi konuklarımız Çağdaş Fransız Edebiyatının önemli romancılarından Marc Levy ve şair Celal Fedai. Marc Levy ile Seda Ülke, Celal Fedai ile de Melih Taşçı konuştu. Her iki söyleşi de önemli “şey”ler söylüyor.

Son olarak yine Kalender Tufan “Künye” köşesinde kitapların ve Seda Ülke “Devran” köşesinde sanatın ve edebiyatın izini sürdü.

171. Hece çıktı

Hece Mart 2011 sayısında yer alan dosya konusu: "Grotesk Gerçekçilikten Başıbozuk Dünyalara"

Bugün edebiyatın bize vaadi, yalnızca zihinsel bir haz üzerine kurgulanıyor. Elimize aldığımız bir eseri, arkaplanı ile birlikte düşünmeye zorlanıyoruz. Aksi halde eserin ne türden bir şey ifade ettiği konusunda oldukça tutarsız görüşler ileri sürebiliriz hissine sahibiz. Burada gizli bir suçluluk duygusu bile var. Çağdaş batı sanatının geldiği noktada bu suçlulukla hareket etmek, bir kuramsal zemine sahip o kavramsal konsept içinde anlamlı olabilir. Fakat Türkiye’deki edebiyat ortamları için olası bir konsept, henüz kalem düşkünü kalabalıkların ümmiliği üzerinden iş görüyor.

Bu koşullar altında bize en önemli gelen iş, halen, kavramların üstüne çeşitli yönlerden ışık düşürmek. Bunu yaparken de mevcut edebî üretimin bununla doğrulanabilir olması önemli; kavramın da üretimle bazı noktalarda kesişebilmesi gereklidir. Bugün, grotesk gerçekçilik; yarattığı karma izleyici grupları için görece bir öneme sahip bireylerin, internette, alıştığımız edebî kaygılara sahip olmaksızın şiir/yazı/gösterge üretmesi sonucu gündemimize girmiştir.

Baudrillard “nerde birikme, orda metastaz vardır” demişti. Edebiyat eserlerinin ve eser olma iddiası taşımayan içeriğin bir metastaz etrafında, estetik açıdan da etik açıdan da ayırt edici niteliklerden yoksun şekilde bir arada bulunuşları kaygı vermeli midir? Bir kez olsun, üzerinde düşünülmesi gerekli.

Kendine özgü estetik kavramlar geliştiren grotesk gerçekçilikte en korkutucu temalar bile gülme ile birleşir. Bedensel ilkelere gönderir grotesk gerçekçilik. Bedensel ilke günümüzün edebiyat anlayışına sızan esprinin de temelini oluşturur. Selen Aktari’nin yazısı bu doğrultuda temel tanımları açımlıyor.

Bakhtin’e göre, romansı söylemin tarih öncesinde yer alan iki faktör, gülme ve çok-dillilik, ve bunlarla ilişkili olarak dillerin birbirini güçlendirmesi yazınsal bir tür olarak romanı mümkün kılar. Romansı söylemin tarih öncesinde yer alan bu iki faktörün konusunu oluşturduğu tercüme de bu dosya kapsamında okunabilir.

Grotesk gerçekçilik, geçmişte romanın olağanüstü gelişimine katkısından gerilediği oranda, yarattığı poetik bir hayalet olan herhangi birinin şahsında işlevlerini de güncellemiştir. Bu nedenle de bu ikisine birlikte bakmak gerekiyordu. Bu dosyanın amaçlarından biri de budur. Hayriye Ünal’ın yazısı gülme unsurunun herhangi birini nasıl biçimlendirdiğine dair. Herhangi birinin, insanın içinde bulunduğu durumu değiştirme amacının boşunalığı üzerine kurulu olan ironisini güncel örneklerle poetik düzlemde değerlendiriyor.

Mus­ta­fa Ze­ki Çı­rak­lı; Bakh­tin­ci an­lam­da an­la­tı tü­rü­nün çok ses­li­lik yö­nün­de aç­tığı im­kân­lar üze­rin­de du­ru­yor.

İçindekiler:

EDEBİYAT GÜNDEMİ
Necati Mert/Kadın ve Pantolon 3
Abdurrahim Karadeniz/Kerbelâ’yı Yeniden Yaşamak 5
Erol Yılmaz/Kütüphaneden Rahat Yer mi Var? 6
Recep Seyhan/Mütevazı Bir Kültür Tarihçisi 8
Selçuk Küpçük/Vefa Taşdelen’le Seyir Dergisi Üzerine... 11

Hasan Aycın/Çizgi 16
Celâl Fedai/Gördüm Görmez Olaydım 17
Ömer Aksay/Uslu Durum 22
Mustafa Muharrem/Bordo Söylenen şarkı 25
Yavuz Demir/Tarih-lik 27
İdris Ekinci/Ceviz Mevsimi 28
Mehmet Solak/Nerelere Çalsam Yüzümü 32
Gökhan Arslan/Ankara’da Sivil Olmak 35
Hasan Yurtoğlu/Tap Sekrıt 36
Celâl Fedai/Neo Klasik Poetika 37
Ali Galip Yener/"Tarihten Çıkan Siyaset", Melankoli ve Edebiyat 43
Ali K. Metin/Şiir Sırası 49
Ali Emre/Kendini Dünyadan Alacaklı Hissetmek 57
Yahya Kurtkaya/ Şiirin ve Tanrı’nın Olmadığı Yer 60

DOSYA
Grotesk Gerçekçilikten BaşIbozuk Dünyalara
Selen Aktari/Karnaval, Grotesk Gerçekçilik ve Gülmenin Devasa Gücü 66
Hayriye Ünal/Herhangi Biri’nin Poetikası 75
Mikhail Bakhtin/Roman Söyleminin Tarih Öncesinden 86
Mustafa Zeki Çıraklı/Çoksesli Anlatı ve Dostoevsky 97

Merve Koçak Kurt/Hayatın Kuytusunda Bir Es 103
Mustafa Şerif Onaran/Yol Töresi 108
Şaban Sağlık/Dursun Ali Tökel’le Deneysel Edebiyat Yönüyle
Divan Şiiri Üzerine: Divan Şiirinin Açılımı 112

KiTAPLIK
Erkan Ağır/7 Makam 7 Nefs 126
Nihan Işıker/Sürmeli Türkçe 127
Yusuf Turan Günaydın/II. Ahi Evran-ı Velî ve Ahilik Araştırmaları... 128

2011-02-24

'Yolcu' dergisi der ki: "Neyi kaybettiğini hatırla"

YOLCU 62 “NEYİ KAYBETTİĞİNİ HATIRLA”

Bu Sayıda:
I ferhat kalender I mustafa köneçoğlu I mustafa karaosmanoğlu I burak akarsu I müştehir karakaya I I ahmet mercan I bülent sönmez I seyit köse I vedat aydın I hikmet kızıl Imehmet aycı I rabia bulut I I ibrahim tökel I gökhan akçiçek I aydın hız I mustafa uçurum I aslınur akdeniz I faik öcal I zekai günal I I eyyüp akyüz I dursun ali sazkaya I yusuf tosun I şeniz ayaz I fatıma zehra merinos I I muhammed erkam bülbül I selçuk küpçük I hüseyin güç I ferhat dönmez I gözde gülşin I I bilal can I cemile bayraktar I m. fatih kutan I sulhi ceylan I ferit genç I



MECMUANIN ORTA YERİ: AHMET USTA, ARİF AY’I KONUŞTURDU:
“Herkes kendinden sorumludur. Ben sorumluluğumun gereğini yerine getiriyorum. İnsan eşref-i mahlûkattır. Bunun gereği olarak şerefli, onurlu, haysiyetli bir yaşam sürmek durumundadır. Bunu engelleyecek her şeye karşı direnmek insanlığımızın bir gereğidir. Buna duruş diyoruz. “İdeolojik” sözcüğünü bu duruşu daha belirgin kılmak için kullanıyoruz. Yoksa ideoloji tek başına belirleyici bir şey değil. Öyle ideolojiler var ki insana zulmün bir aracı.”

Ferhat KALENDER Seyir Defteri’nde yazdı:
“Sınırları yapay şekilde çizilmiş ve uydurulmuş tarihler üzerinde inşa edilen yeni devletler, batılılar tarafından kutsanmış önderlere emanet edilerek vahşi sömürgecilik sistemi, sağmal sömürgecilik dönemine evirildi. Kendileri için öngörülen bu ‘modernist’ duruma adapte olmanın bilimsel teorileri üniversitelerde işlenerek, özellikle yarının dünyasını oluşturacak gençlere aktarıldı. Müslümanların özgürce yaşadıkları topraklara yapay sınırlar çekerek ihtilaf tohumları eken Batılı güçler, bu sınırların kutsallığı üzerinden aynı coğrafyada yüzyıllarca birlikte yaşayan insanları birbirine düşman etmeye çalıştı. Kadim topraklardaki son yüzyıl, burada yaşayan halkların kanı ve rengi kendine benzeyen lakin zihinleri uluslar arası sistem tarafından çürütülerek robotlaştırılmış yönetici elitlerinin aşağılık yöntemlerine şahitlik eder.”


İrtibat:
www.yolcudergisi.com

2011-02-20

Umutsuzlara ölüm!

Bu dergiyi de namluya sürün!

22 yıl önce Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinin işgal edilmesi üzerine özel-ani bir sayıyla okuyucularına selam çakmış olan efsanevi ÇETE dergisi bu kez Arap sokaklarındaki sıcak gelişmelerin heyecanı ve etkisiyle Ortadoğu ani sayısı üst başlığı ile okuyucularına merhaba diyor.

ÇETE dergisi bilindiği üzere 2. kuşak Çeteciler Güven ADIGÜZEL ve Yasin KARA tarafından geçtiğimiz yaz 3 sayı olarak yayınlanmıştı. Bu kez tüm ÇETE’yi toplayarak Ortadoğu seferine çıkan ÇETE’cilerin bu özel sayıdaki fiyakalı yazar kadrosu ise inanılacak gibi değil. ÇETE şu isimlerden oluşuyor; Hakan ALBAYRAK, Tarık TUFAN, Murat MENTEŞ, Bülent AKYÜREK, Mevlana İDRİS, Murat ZELAN, Ömer Faruk DÖNMEZ, Ebubekir KURBAN, Bahadır İSLAM, İlhami ATMACA, Fatih MUTLU, Çağatay Hakan GÜRKAN, , Taha KURUTLU, Samet DOĞAN, İbrahim ÇOLAK, Mustafa Yahya ÇOŞKUN, Sabit MÜKTESEBAT ve Komutan MARCOS.

Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeleri, sayıları gittikçe artan bölge uzmanlarının ultra-teorik söylemlerinin dışında bir düzlemden okumak isterseniz eğer yani meseleleri stratejinin o soğuk dilinden değil de, daha kalbi bir yerinden dinlemek isterseniz, bağımsız Müslüman yazarların Ortadoğu ani sayısı için kaleme aldıkları görüşlerini mutlaka okumalısınız.

ÇETE - Ortadoğu ani sayısındaki yazıları incelersek; Güven ADIGÜZEL’in ‘Ne devrimi abicim, çay demliyoruz şurda’ yazısıyla açılan dergide; Ebubekir KURBAN ve Samet DOĞAN meseleye nispeten daha eleştirel bir noktadan bakarlarken, Murat Zelan, İlhami ATMACA, Hakan ALBAYRAK, Taha Kurutlu, Yasin KARA ve Çağatay Hakan GÜRKAN ise devrimi müjdelemişler.

Tarık TUFAN, Murat MENTEŞ ve Bülent AKYÜREK’in yazılarında öne çıkan ana unsurlar; Tahrir meydanı ve Arap halkının isyan etme hakkı olmuş. Ömer Faruk DÖNMEZ ve Bahadır İSLAM daha farklı bir perspektiften Müslüman’ın duracağı yeri işaret ediyorlarken, Mustafa Yahya ÇOŞKUN, İbrahim ÇOLAK’la birlikte Ortadoğu özlemlerinin altını çizmişler.

Fatih MUTLU ve Sabit Müktesebat ise olayların resmini daha mizahi bir tonda görmüşler. Komutan Marcos mutlaka okunması gereken ‘Öteki Oyuncu’ isimli öyküsünde, öteki oyuncuların bir yerlinin gülümsemesinde saklı olan oyun bozma hakkına dikkat çekmiş. Son olarak ‘İyi devrimler evlat’ diyen Mevlana İDRİS ise raconu çok fena kesmiş.

Namluya sürülmeye hazır bir mermi gibi olan ÇETE, arşivlerde saklanacak önemli bir tarihi belge olma niteliğini de taşıyor aynı zamanda. Ortadoğu ani sayısı; heyecan katsayısı, yazınsal kalitesi, bir daha kolay kolay bir araya gelemeyecek yazar kadrosu ve efsanenin bu kez gerçekten son saldırısı olma özelliğiyle okuyucularına bir selam gönderiyor. İhtiyar ve Fatih-Ağaç kitabeviyle birlikte cetedergisi@gmail.com da dergiye ulaşılabilecek adresler arasında. Umutsuzlara ölüm!


Ahmet Yokuş

'Yeni Dünya' dergisinde eğitim dosyası

Yeni Dünya dergisi Şubat 2011 sayısını sadece Türkiye'nin değil tarih boyunca bütün insanlığın belki de en önemli meselesi olan insan eğitimine ayırmış... Dergi, Türkiye'de eğitimin ana değerlerimize olan yaklaşımını sorgulamış.

Yeni Dünya dergisi Şubat sayısını sadece Türkiye’nin değil tarih boyunca bütün insanlığın belki de en önemli meselesi olan insan eğitimine ayırmış… ‘Türkiye’de Eğitimin Değeri Var mı?’ diyerek Türkiye’de eğitimin ana değerlerimize olan yaklaşımını sorgulamış.

Kapak dosyada, Rasim Özdenören, yaratılmışlar içinde eğitilebilir olarak var edilmiş insanoğlunun bu ilahi hediyeyi nasıl çarçur ettiğini güzel metaforlarla süsleyerek tesirli şekilde dile getirmiş.

Eğitimci yazar Hüseyin Akın, hakiki eğitimin, fıtrata uygun doğru bilgi ve tecrübelerin sevgi ile aktarıldığı insani bir sistem olması gereği üzerinde durmuş.

Her yaştan okuyucunun ‘Aile Hekimi’ eğitimci yazar Vehbi Vakkasoğlu, yeniden ailenin yapı taşı olduğu bir eğitim modeline dönülmesinin kaçınılmazlığını uygulanabilir tavsiyeler çerçevesinde tasnif etmiş.

Eğitimci yazar Veysel Kafalı, Batı eğitim sisteminin empozelerine karşı, gelenekten beslenen, değişen sosyal ve kültürel şartlara uygun ve gençliği kucaklayıcı yöntemlerle eğitimcilerin ve öğrencilerin motivasyonunun arttırılması ihtiyacını ifadelendirmiş.

Psikolog Mehmet Dinç, tek görevinin bilgi vermek olduğunu düşünen eğitim anlayışın ciddi şekilde fonksiyon değiştirmesinin zaruretini dile getirirken problemlere, kaynağına inerek kalıcı çözümler bulmanın, çocuğu/insanı doğayla barıştırmanın kaçınılmazlığını ayrıntılandırmış.

Prof.Dr. Mehmet Emin Ay, ‘Önce insan olmak’ merkezinde ‘Değerler Eğitimi’ konusunda resmi müfredatın yetersizliğini vurgulayarak bir değerler eğitimcisi olarak yapıcı tespit ve tekliflerde bulunmuş.

Adnan Çelik, ‘İnternet Çocukları’na alternatifler üreterek ‘hakkı tavsiye etmeyen kapitalist sistemler’e direnmenin toplumsal yönü üzerinde durarak meseleyi eğitimden öte alanlara aktaran açılımlarda bulunmuş.

Halil Etyemez, Esan Gül, Alpaslan Durmuş, Erol Erdoğan, Ali Hakkoymaz, Fahri Sevimli, Sait Çamlıca, Abdülaziz Tantik, Yusuf Tanrıverdi, Ali Erkan Kavaklı gibi eğitimci ve yazarlarla yapılan söyleşiler de dosyayı zenginleştirmiş ve renklendirmiş.

Mahmut Sami Ramazanoğlu Hazretleri’nin irtihallerinin 27. sene-i devriyesi için hazırlanmış çok özel bir dosyanın da sayfaları arasında yer aldığı dergide, ayrıca Prof.Dr. Mahmut Erol Kılıç’ın, Prof. Dr. Bilal Kemikli’nin Metin Karabaşoğlu’nun, Mustafa Özçelik’in Ali Haydar Haksal’ın ve İsmail Halis’in entelektüel yelpazesi geniş yazılarını okumak mümkün.

Şubat sayısının röportaj konukları ise bu ay Millet Kütüphanesi eski müdürü M. Seyhan Tayşi ve esas duruş sahibi yazar Atasoy Müftüoğlu olmuş çok keyifli söyleşilere imkan hazırlamış.

Velhasıl, Yeni Dünya dergisi yine bir ay süreyle masalarımızın üzerinden inmeyecek dolu dolu bir sayıyı günışığına çıkarmış.

Hasan Hafif