2010-03-07

"Bizim Külliye"de ev, mahalle dosyası

Muhterem Okurlar,

Bu sayıda söze evle başladık.

Ev, şehri dolduran sokağın, mahallenin toplamıdır.

Evin kapısı sokağa; sokak mahalleye açılır. Eğer, sokağımızın, mahallemizin sinir uçları yoksa bizi şehrimize bağlayan yalnızca odamız kalmıştır. Zaman öylece bir odaya bırakır bizi. Çünkü “içinde gönüllerin birbirine kavuşamadığı, birbirine ulaşamadığı duvarlar ev olmaz” sokak da mahalle de…

Namık Açıkgöz “Eskiden evler, sokaklar, mahalleler, bir insan ömrünü aşan zamanlarda yüz değiştirirlerdi; şimdi bir insan ömrüne birkaç değişim sığacak neredeyse.” diyor. Suat Bulut ise “Türk kültüründe mahalle, sokak ve evin farklı bir misyon ve fonksiyonu var” oluşundan bahsediyor.

Tanzimat’tan bu yana evimizde ve hayatımızda görülen değişikliği en iyi sokak ile mahalle ile izah edebiliriz Bugün modern mahalle durumundaki büyük sitelerin marketlerini, taksi duraklarını da söz konusu etmezsek, konumuz hem sosyal ve hem de kültürel bakımdan tam olarak anlatılmış olmaz.

Evcil şairlerimiz, evi yaşadığımız dünyanın sembolü olarak ele almışlardır. Sokak ve mahalleyi işleyen hikâye, tiyatro ve roman yazarlarımız da öyle… Son yıllarda bu işlemeye televizyon dizilerimizi de katabiliriz. Mesela “Perihan Abla, Süper Baba, İkinci Bahar, Ekmek Teknesi” gibi televizyon dizileri ancak mahalle kültürüyle bir anlam taşır.

Sokağımızın bakkalı, kasabı, kapı komşu ilişkileri, mahalle arkadaşlığı, dayanışma hatta “mahallenin namusu” neden gündemde… Neden sanatçılarımız eski sokağımıza, eski mahallemize döndüler.

Galiba sokağın, mahallenin yenisinde bizi durmaksızın kemiren bir eksiklik var. Biz bu sayımızda “ev, sokak, mahalle”yi konuştuk.

Gelecek sayımızın dosya konusu Yavuz Bülent Bâkiler. Yavuz Bülent Bâkiler özel sayısında buluşmak dileğiyle.

İletişim:
www.bizimkulliye.com

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com