2010-05-16

"Az Edebiyat" dergisi çıktı

Az Edebiyat’ın altıncı sayısı çıktı

Sesi karakterinden baskın olan dergilerin yarattığı tahrifatın ortadan kaldırılması pek mümkün görünmüyor. Dergiler kof savaş enstrümanları olmaktan çıkıp sanata gerektiği önemi gösteremiyor. Edebiyatın başat figürü olan dergilerin öncülük etme vasfını giderek yitirdiğine tanık olmak yine de bir derginin yeni sayısına ulaşmanın yaşattığı hazzı gölgeleyemiyor. Gölgelemiyor gölgelemesine de vıcık vıcık ilişkilerden, sayfa boşluğu dolsun diye yayınlanan şiirlerden, al gülüm ver gülüm eleştiri yazılarından gına geldi. Salt edebiyat için yola çıkan insanların sayısındaki azalma bu şekilde devam ederse yakın zamanda sadece eş dost muhabbetlerini okumak zorunda kalacağız.

Az Edebiyat Dergisi bütün bu çıkar ilişkilerinin dışında kalmayı amaç edinmiş bir dergi olarak yayın hayatına devam ediyor. Kemalettin Bal yönetimindeki dergi altıncı sayısına ulaştı. Derginin dizaynı oldukça iyi bir noktaya gelmiş bulunuyor. Sayfa sayısındaki artış daha çok “şiir” olarak dönmüş okuyucuya. İlk sayısından itibaren ortaya koymaya çalıştığı ayrımsız dergi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ayrımsız bir dergi dediysem siz şunu anlayın: bu derginin başı sonu bir, doldurma ya da gönül alma ürünleri değil salt sanat ürünleriyle karşılıyor sizi.
“Sözün kenarındayız.

Bazen değişmeyenin sesini duymak için kenarda olmak gerekir. Buna inanıyoruz ve bu yüzden kenarda olmaya akıntıya kapılmamak adına kararlıyız.” Derginin bu sayısında şiirler göz dolduruyor. “Milyon Sesli” şair Ali Emre, Yersiz Yurtsuz Bir Türkü İçin Prelüd isimli şiiri ile çıkıyor okuyucunun karşısına. Mustafa Özçelik /seni de içine alacak bu mağara/gözlerin kör/gönlün kapalı/ diyor Göç Zamanı isimli şiirinde. Hüseyn Kaya uzun zamandır göremediğimiz iyi şiirlerden birini sermiş gözler önüne: /herkes unuttu beni bu kıyısında nehrin/kırılan aynaların en uzağında yüzüm/ diyor “Hatıra”sında. Suavi Kemal Yazgıç’ın insanı her zaman hayret ettirmeyi başaran bir üslubu var: /bir bıçak savuruşu mesafedeyim sana/yine de çözemedim şu kör düğümü/. Mustafa Uçurum’un Galip Bir Aşk İçin Seferdeyim isimli şiirinin Uçurum’un şimdiye kadar okuduğum en iyi şiirlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim: /Dünya çekilse kenara en azından bir kerelik/Nefesim beni taşıyana kadar bir çiçeği soluyana kadar/Ben dizlerime derman yükleyip ölümü öğrenene kadar/.

Gökhan Akçiçek Miraçhan’ın Oyunları ile, İsmail Karakurt Bahar Ağrısı ile, Mehmet Aycı Yol Haritası Eski ile, Hayrettin Orhanoğlu Mutsuzluk Komedyası ile, Filiz Bedük Beklemekse ile, Cahid Efgan Akgül Beş Haiku ve Şair ve Çiçekler isimli şiirleri ile, Münire Sulusaray Yalnızlık Baladı ile, Kemalettin Bal Ekmek Gibi Sevmek şiiri ile ve Hüdai Can Gunbannazar Ezizov çevirisi ile Az Edebiyat’ın altıncı sayısında.

Derginin bu sayısında İsmail Karakurt’un Pörçük Poetikası, Berat Demirci’nin Kadı Burhaneddin’in bir gazelinden yola çıkarak Divan Edebiyatı hakkında yazdığı Hariçten Bir Gazel Okuma Denemesi, Mustafa Celep’in şiirinin yapı taşlarını anlattığı Cesaretin Şiiri, Şiirin Gücü, Hasan Yurtoğlu’nun İpin Ucu, Çay Kaşığı, Şiir ve Şairin Tehlikesi ve Bir Fenomen Olarak İsmet Özel isimli eleştiri yazılarını, M. Sait Türkoğlu’nun Hazin Kayıplar Üstüne, Mithat Tanrıkulu’nun Geçmiş Zaman Olur ki, Hayali Değmez Hiçbir Şeye, Fâtıma Zehra Merinos’un Rar Dosyası, Onur Akbaş’ın Şehre Mana Verdi Aşkın Kudreti isimli denemelerini ve Nevzat Akyar’ın Yol Ver Dağlar, Suat Acar’ın Sesin S’si, Ayşe Şavkıyıldız’ın Ayakkabı, Ömrüm Işıkay’ın Emanet isimli hikayelerini okumak mümkün.

Yine bu sayıda Kemalettin Bal, Ali Çolak ile Memleket Havası ya da Deneme Vadisinde Bir Bahçe Düş isimli bir söyleşi gerçekleştirmiş.


Mustafa Karasoy


"Az Edebiyat" irtibat:
Ordu Cad. 140. Sk. Belediye Arkası Nazilli/Aydın
www.azedebiyat.com
E-Posta: azedebiyat(at)gmail.com
Telefon: 0 506 582 95 94

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com