2011-09-07

12. yılında 'Ay Vakti' dergisi

11. yılını Eylül 2011 sayısı itibariyle geride bırakıp istikrarlı adımlarla; “Yol sabırdır, yürüyüşe devam!” diyerek yola devam eden Ay Vakti Dergisi, siz değerli okurlarına içten bir selam veriyor. Ay Vakti bu sayısında da birçok farklı okuyucu kitlesine hitap edebilecek düzeyde geniş bir yelpazede farklı yazın türlerinde, özenle derlenmiş çalışmaları sizlerin istifadesine sunuyor. Zengin içeriğini deneme, şiir, öykü, gezi, inceleme, kitap, sinema ve mektup türlerinde çalışmalar oluşturuyor.

Adım atmanın, harekete geçmenin gerekliliğinden bahsedip “Afrika” diyerek söze başlıyor Ay Vakti.

Denemede Şeref AKBABA, Afrika’da Serdengeçti Olmak adlı bir yazı kaleme almış ve “El uzatmak, su gibi aziz olmaktır” diye bitiriyor. Ayla Coşkun CEREN, "Ölümü unutarak değil, hatırlayarak mutlu oluruz" diyor Ölüm ve Hatırlanma isimli yazısında.Ve Faik ÖCAL’ın Öğretmenlere armağan ettiği Çocukluğumun Kâğıt Gemisi isimli çalışamasıyla tamamlanıyor deneme bölümü.

Şiirde de Afrika’yla kapı açıyor dergimiz. Nurettin DURMAN Coğrafyası Mazlum şiiriyle bizi “mazlum coğrafya bize ne kadar ırak?” sorusuyla karşı karşıya bırakıyor. Recep GARİP’in “Afrikalı Ali ve bütün Afrikalılara” armağan ettiği Afrika Su Duası şiiri. Yavuz ERTÜRK’ün Azalmak şiiri. Bir de Çeviri şiire yer vermiş Ay Vakti bu sayısında Mevlüt CEYLAN’ın Don MATTERA’dan çevirdiği Mahdut isimli şiir. Ve İsa KARAASLAN’ın Hatırlanmadığım Yaz Günleri İçin şiiriyle kapatıyor kapıyı.

Öykü Bölümünde, İnciler isimli öyküsüyle Oyhan Hasan BILDIRKİ çölde yaşayan bir sahabenin; Zahir’in öyküsünü bizlerle buluşturuyor. “azaldığını zannedersin çoğaldığından habersiz” diyerek başlıyor öyküsünü anlatmaya Naz FERNİBA: Cezada Elif Harfi. Adige BATUR, Enel Aşk öyküsüne devam ediyor: Enel Aşk -II-. Fatih KÜLAHÇI’nın Bir Can İki Çukur öyküsü ve Ömer ESKİ’nin Yine “Gel” diye Çağıran Bir Ses Var isimli öyküsüyle tamamlanıyor öykü bölümü.

Gezi Bölümünde iki çalışma yer alıyor. Linz’de ve Salzburg’da Mehmet Akif’i Anmak isimli gezi yazısıyla A. Vahap AKBAŞ yeşil tuna nehrinin içinden aktığı Linz’de bir konferans salonunda ve Salzburg’da bir cami kürsüsünde Mehmet Akif’i anıyor. Ve Avusturya yolculuğunda edindiği izlenimleri anlatıyor. İsfehan Nisfu Cihan isimli gezi yazısında ise İran seyehatinde olan Süleyman Arif ORAN’ın gözlemleri yer alıyor.

İnceleme Bölümünde Çiğdem ÇAM, Babalar ve Oğulları adlı yazısıyla kültürümüzde baba-oğul ilişkileri ve gerek Kur’an-ı Kerim’deki kıssalarda gerekse de birtakım nushiyye ve mesnevilerden babaların oğullarına nasihatlerini bize anlatmış. Saatleri Ayarlama Enstitüsü: Modernleşme ve Doğu-Batı Çekişmesi yazısıyla Mehmed IŞIK, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstütüsü kitabını incelemiş ve kitaptan Tanpınar’ın Modernizme sembolik göndermeleriyle beraber, Tanzimat öncesinden başlayıp devam eden Türk Modernleşmesini ele almış.

Kitap Bölümünde Yunus Emre TOZAL, Mahsuscuktan mı Seviyoruz? yazısında Murat Sabuncu’nun “Gazze: Mahsusçuktan Bir Aşk Hikâyesi” adlı kitabını ele almış ve Her geçen gün mahsuscuktan sevmenin yaygınlaştığı; sevginin özünden uzaklaşıldığı zamanımızda bizi yakamızdan tutup sarsma misyonu üstlenmiş.

Sinema bölümünde Abdullah Ömer YAVUZ, Bendeyar: Milli Sinemada Son Durum isimli yazısında bir risk göze alıp Ekim 2011’de gösterime girmesi beklenen Milli Sinemanın yeni filmi “Bendeyar” için taşıdığı kaygıları bizimle paylaşıyor.

Ve Şiraze’den mektup var: Saklı Mektuplar LXVIII

Ay Vakti sabırla yürüyüşüne devam ediyor. Merhaba 12. yıl...

Hiç yorum yok:

E-POSTA GRUBU

Dergi~lik e-posta
dergilik@googlegroups.com